TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
S.S. MARMARA TANKÇILARI KONUT YAPI
KOOPERATİFİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/19458)
|
|
Karar Tarihi: 19/2/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Eşref Uğur ŞENOL
|
Başvurucu
|
:
|
S.S. Marmara
Tankçıları Konut Yapı Kooperatifi
|
Vekili
|
:
|
Av. Muhammet
KAYA
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, binanın bodrum katlarına ruhsata aykırı bağımsız
bölüm yapıldığından bahisle ruhsatsız olarak yapılan kısımların yıkımına karar
verilmesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 14/12/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucu konut yapı kooperatifi, İstanbul'un Arnavutköy
ilçesinde konut inşa etmektedir. Başvurucu, inşaatın devamı sırasında normal
uygulamadan %15 oranında ilave inşaat haklarının olduğunu öğrenmeleri üzerine
tadilat projesi hazırlayıp Taşoluk beldesi Belediye Başkanlığına sunduklarını
belirtmiştir.
8. Başvurucunun beyanına göre bu tadilat projeleri anılan
Belediye tarafından onaylanmış ancak inşaat hacminin değişmediği belirtilerek
tadilat ruhsatı düzenlenmesine gerek olmadığı belirtilmiştir. Belediye
tarafından tadilat projelerinin üzerine ruhsat numaraları yazılarak tadilat
projeleri ruhsatın eki durumuna getirilmiştir.
9. İnşaatların bulunduğu bölge 2009 yılında kurulan Arnavutköy
Belediyesi (Belediye) sınırları içerisinde kalmıştır. Belediye 25/3/2010
tarihli encümen kararı ile inşaatların bodrum katlarının bağımsız bölüme
çevrildiği gerekçesiyle ruhsatsız olarak yapılan bu bağımsız bölümlerin
yıkımına ve başvurucu kooperatif hakkında 16.228,80 TL idari para cezası
uygulanmasına karar vermiştir.
10. Başvurucu, 25/3/2010 tarihli encümen kararının iptali
istemiyle İstanbul 2. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır. Mahkeme,
25/10/2011 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde,
mahallinde yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporu sonucunda mimari projeye
göre ortak kullanım alanı ve depo olarak belirlenen bodrum katlarının ruhsat ve
eki projesine aykırı olarak daireye çevrilmiş olduğunun tespit edildiği
vurgulanmıştır. Buna göre idari işlemin hukuka aykırı olmadığını saptayan
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
11. Danıştay Ondördüncü Dairesi
14/5/2014 tarihinde kararın onanmasına hükmetmiştir. Başvurucunun karar
düzeltme istemi de aynı Dairenin 8/10/2015 tarihli kararıyla reddedilmesi
üzerine hüküm kesinleşmiştir.
12. Nihai karar, başvurucu vekiline 17/11/2015 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
13. Başvurucu 14/12/2015 tarihinde Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. Konu ile ilgili hukuk için bkz. Murat Emrah Emre, B. No: 2018/1275, 30/10/2018, §§ 13-21.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 19/2/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
16. Başvurucu; tadilat projesinin onaylanmasına rağmen Belediye
tarafından gerekli görülmeyerek tadilat ruhsatı verilmediğini, bu durum bir
kusur olarak kabul edilmesi hâlinde kusurun idareye ait olduğunu ifade
etmiştir. İdarenin kusuru görmezden gelinerek söz konusu bodrum katların
ruhsatsız olduğu gerekçesiyle yıkımına karar verilmesi, bu yerlerde oturan
maliklerin elektrik, su ve doğalgaz aboneliklerinin yapılmasının engellenmesi,
derece mahkemelerince gerekçe gösterilmeksizin davanın reddedilmesi
nedenleriyle mülkiyet ve adil yargılanma hakları ile eşitlik ilkesi ve yerleşme
özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
17. Anayasa'nın "Mülkiyet
hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:
"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına
sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına
aykırı olamaz."
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu; mülkiyet hakkı dışında adil
yargılanma hakkı, eşitlik ilkesi ve yerleşme özgürlüğünün ihlal edildiğini
ileri sürmektedir. Ancak somut olayda eşitlik ilkesinin ihlaline yol açabilecek
farklı muamelenin varlığı başvurucu tarafından temellendirilmemiştir.
19. Diğer taraftan başvurucunun asıl şikâyetinin ruhsatsız
olduğu gerekçesiyle binanın bodrum katlarının yıkımına yönelik olduğu
anlaşılmakla başvurucunun bütün şikâyetleri mülkiyet hakkının ihlali iddiası
kapsamında incelenmiştir.
20. Anayasa Mahkemesi benzer bir konu ile ilgili şikâyetleri
daha önce incelemiş ve uygulanacak ilkeleri ortaya koymuştur (Murat Emrah Emre, §§ 24-44).
21. Murat Emrah Emre
kararında, başvuruya konu bağımsız bölümün tapuda başvurucu adına kayıtlı
olduğundan başvurucunun mülkiyet hakkı bağlamında korunması gereken bir
menfaatinin var olduğu kabul edilmiştir (Murat
Emrah Emre, § 27). Bu bağımsız bölümün yıkımına karar verilmesinin
mülkiyet hakkına müdahale teşkil ettiği vurgulanmış, söz konusu müdahalenin
niteliği sebebiyle mülkiyetten barışçıl yararlanmaya ilişkin genel kural
çerçevesinde incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir (Murat Emrah Emre, § 29). Mülkiyet hakkına
müdahalenin varlığı kabul edildikten sonra müdahalenin ihlal oluşturup
oluşturulmadığının değerlendirilmesi aşamasında ise 3/5/1985 tarihli ve 3194
sayılı İmar Kanunu'na eklenen geçici 16. maddeyle yeni bir başvuru yolunun
oluşturulduğuna dikkat çekilmiştir (Murat
Emrah Emre, § 30).
22. Bu bağlamda öncelikle Anayasa Mahkemesinin yıkım ve para
cezasına yol açan ruhsatın -kural olarak- hukuka uygun olup olmadığını
değerlendirme gibi bir görevi bulunmamaktadır. Bu görev açıkça keyfî veya bariz
bir takdir hatası içermemek kaydıyla derece mahkemelerine aittir. Anayasa
Mahkemesinin bireysel başvuru kapsamındaki görevi ise yıkım ve para cezası
uygulanması yönündeki müdahale bakımından somut olayda mülkiyet hakkının
korunmasının gerekliklerinin yerine getirilip getirilmediğini belirlemekten ibarettir.
23. Mülkiyet hakkının ölçülülüğü yönünden bireysel başvuru
sırasında yürürlüğe giren söz konusu başvuru yolunun etkili olup olmadığı
değerlendirilmelidir. Buna göre 11/5/2018 tarihli ve 7143 sayılı Vergi ve Diğer
Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı
Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun'un 16. maddesi ile 3194 sayılı
Kanun'a geçici 16. maddenin eklendiğini ifade etmek gerekir. Bu düzenlemeye
göre 31/12/2017 tarihinden önce ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı
yapılmış yapılar hakkında yapı sahiplerinin -bu maddedeki şartların yerine
getirilmesi koşuluyla- Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile yetkilendireceği kurum
ve kuruluşlara 31/10/2018 tarihine kadar başvurmaları hâlinde yapı kayıt
belgesi verileceği ifade edilmiştir. Diğer taraftan bu düzenlemeyle yapı kayıt
belgesi verilen yapılarla ilgili 3194 sayılı Kanun uyarınca alınmış yıkım
kararları ile tahsil edilemeyen idari para cezalarının iptal edileceği hüküm
altına alınmıştır.
24. Murat Emrah Emre
kararında, bireysel başvuru yapıldıktan sonra oluşturulan bu başvuru yolunun
yapı kayıt belgesi verilmesi için yapılacak başvurulara ilişkin makul bir süre
tanıdığı, başvurular için alınması öngörülen bedelin de makul ve kabul
edilebilir düzeyde olduğu dolayısıyla anılan başvuru yolunun ulaşılabilir olduğu kabul edilmiştir (Murat Emrah Emre, § 38). Diğer taraftan
yapı kayıt belgesi verilmesine ilişkin olarak kimlerin, hangi yapılarla ilgili
ne kadar bedel ödeyerek hangi tarihe kadar müracaatta bulunabileceğine dair
usul ve esaslar bu konuya ilişkin çıkartılan tebliğde ayrıntılı olarak
düzenlendiğinden bu yolun başarı şansı sunma
kapasitesine sahip olduğu değerlendirilmiştir (Murat
Emrah Emre, §§ 39-40). Son olarak bu düzenleme ile tahsil edilmemiş
bulunan idari para cezaları ile henüz uygulanmamış olan aleyhe verilmiş yıkım
kararlarının da iptal edilebileceği, yetkili kurum ve kuruluşlarının takdir
yetkisinin sadece objektif başvuru koşullarının yerine getirilip
getirilmediğini denetlemekle sınırlı olduğu anlaşıldığından söz konusu başvuru
yolunun yeterli giderim sağlama
kapasitesine sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır (Murat Emrah Emre, §§ 41-42).
25. Somut olayda bu ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir durum
bulunmamaktadır. Sonuç olarak başvurucunun ihlal iddiaları dikkate alındığında
ilk bakışta ulaşılabilir ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve
yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görünen başvuru yolu tüketilmeden
yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı
sonucuna varılmıştır.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul
edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
19/2/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.