TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
SEYFİ BAYSAL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/19729)
|
|
Karar Tarihi: 4/7/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Heysem KOCAÇİNAR
|
Başvurucu
|
:
|
Seyfi BAYSAL
|
Vekili
|
:
|
Av. Necdet
DOĞAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti nedeniyle adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/12/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Başvurucu 29/3/2013 tarihinde bir banka ile ihtiyaç kredisi
sözleşmesi yapmıştır. Banka yapılan sözleşmeye dayalı olarak başvurucudan tahsis ücreti adı altında 152,25 TL
tahsil etmiştir.
7. Başvurucu, tahsis
ücreti adı altında tahsil edilen miktarın haksız olduğu iddiasıyla alınan
ücretin iadesi için banka aleyhine İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünde
7/1/2015 tarihinde ilamsız icra takibi takibi
başlatmıştır.
8. İcra takibi bankanın itirazı sonucunda durmuştur. Başvurucu
27/3/2015 tarihli dilekçeyle taraflar arasında yapılan sözleşmede tahsis ücreti
adı altında bir bedelin tahsil edileceği hususunda bilgilendirilmediğini ve
önceden hazırlanmış matbu sözleşmede yer alan bu düzenlemenin hükümsüz olduğunu
belirterek bankanın takibe yönelik itirazının iptaline karar verilmesini
istemiştir.
9. İstanbul Anadolu 5. Tüketici Mahkemesi (Mahkeme) 20/10/2015
tarihli kararla 28/5/2014 tarihinde yürürlüğe giren 7/11/2013 tarihli ve 6502
sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun hükümleri uyarınca dava değeri
itibarıyla Tüketici Sorunları Hakem Heyetine (Hakem) başvuru zorunluluğu
bulunduğundan dava şartı nedeniyle davanın usulden reddine kesin olarak karar
vermiştir. Mahkeme aynı karar ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi (Tarife) üzerinden
hesaplanan 750 TL maktu vekâlet ücretinin başvurucudan tahsiliyle davalıya
verilmesine karar vermiştir.
10. Nihai karar 14/12/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu
18/12/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin 4/7/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
12. Başvurucu; haksız olarak tahsil edilen 152,25 TL tahsis
ücretinin iadesi amacıyla başlattığı takibin bankanın itirazı sonucunda
durduğunu, itirazın iptali talebiyle açmış olduğu davanın ise usulden
reddedildiğini belirterek davalı banka lehine Tarife'ye aykırı ve asıl alacak
miktarını aşacak şekilde vekâlet ücretine hükmedilmesinin adil yargılanma
hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun aleyhine asıl alacağı aşacak
şekilde vekâlet ücretine hükmedildiği şeklindeki şikâyetlerinin özü, aleyhe
hükmedilen vekâlet ücreti nedeniyle adil yargılanma hakkı kapsamındaki
mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
14. Başvurucunun başlatmış olduğu 152,25 TL'ye ilişkin takibin
itiraz sonucu durmasından sonra itirazın iptali istemiyle açmış olduğu dava
usulden reddedilip başvurucu aleyhine karar tarihinde yürürlükte bulunan Tarife
uyarınca lehine 750 TL vekâlet ücretine hükmedilmesinin adil yargılanma hakkını
ihlal ettiği ileri sürülen başvurunun, kabul edilebilirlik kriterlerinden olan
anayasal ve kişisel önemden yoksun olma kriteri yönünden incelenmesi gerekir.
15. Anayasal ve kişisel önemden yoksun olma kriterine ilişkin
genel ilkeler Anayasa Mahkemesince daha önce incelenmiş ve bu konuda karar
verilmiştir (K.V. [GK], B. No:
2014/2293, 1/12/2016, §§ 47-68).
16. Anayasa Mahkemesi, önüne gelen iddialara ilişkin birçok başvurudamahkemeye erişim hakkının kapsam ve içeriğini
belirlemiştir (Mürsel Malkoç
[GK], B. No: 2013/9466, 27/10/2015, § 27; Özkan
Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52; Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 2/10/2013, §§ 38-39). Anayasa
Mahkemesi, anılan kararlarında mahkemeye erişim hakkını bir uyuşmazlığı mahkeme
önüne taşıyabilme ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını
isteyebilme şeklinde tanımlamış, vekâlet ücretini de bu hak kapsamında
değerlendirmiş ve mahkemeye erişim hakkının mutlak olmayıp meşru bir amaca
yönelik olarak özünü zedelemeyecek ve başvurucular üzerinde ağır bir yük
oluşturmayacak şekilde kısıtlanabileceğini öngörmüştür.
17. Buna göre Mahkemenin sıklıkla uygulanmış açık bir
içtihadının bulunduğu mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin
başvurunun genel bir soruna işaret etmediği gibi Anayasa'nın uygulanması ve
yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi
açısından da önem taşıdığının ortaya konulamadığı sonucuna varılmıştır.
18. Somut olayda başvurucunun haksız tahsil edilen paranın
iadesi amacıyla başlattığı icra takibi itiraz üzerine durmuştur. Başvurucu
itirazın iptali davası açmış ne var ki dava konusu miktar itibarıyla dava
tarihinden önce yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanun hükümleri uyarınca Hakeme
başvurmak gerektiğinden dava usulden reddedilmiştir. İşçi olduğunu beyan eden
ancak geliri ve ekonomik durumu hakkında herhangi bir açıklamada bulunmayan
başvurucunun aleyhine hükmedilen 750 TL vekâlet ücretinin kendisine ciddi
anlamda zarar verdiği ve kendisi için ne denli önemli olduğu hususunda herhangi
bir açıklamasının da olmadığı gözetildiğinde önemli bir zararı olduğu kanaatine
ulaşılamamıştır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun Anayasa'nın yorumlanması
ve uygulanması açısından önem taşımadığı gibi başvurucunun da önemli bir zarara
uğramadığı sonucuna varıldığından, anayasal ve kişisel önemden yoksun olduğu
anlaşılan başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden
incelenmeksizin kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun, anayasal ve
kişisel önemden yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
4/7/2018tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.