TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
KENAN ÖZKAN BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/20293)
Karar Tarihi: 16/1/2020
Başkan
:
Recep KÖMÜRCÜ
Üyeler
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Recai AKYEL
Raportör
Volkan ÇAKMAK
Başvurucu
Kenan ÖZKAN
Vekili
Av. İlter AKSOYLU
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, sözleşmenin yenilenmemesine karşı açılan davada karara esas alınan belgelerin incelettirilmemesi, bağımsız mahkemece yargılama yapılmaması, esasa etkili iddiaların karşılanmaması ve hukuka aykırı karar verilmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 31/12/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu 30/8/2010 tarihi itibarıyla Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) bünyesinde öğretmen sınıfı üsteğmen rütbesiyle sözleşmeli subay olarak görev yapmaya başlamıştır.
7. Başvurucu, dört yıllık sözleşme süresinin sonuna doğru sözleşmenin yenilenmesi için talepte bulunmuş ise de bu talebi uygun görülmemiş ve sözleşme süresinin dolmasının ardından başvurucunun TSK ile ilişiği kesilmiştir.
8. Başvurucu, sözleşmesinin yenilenmemesine ilişkin işlemin iptali için 18/8/2014 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) nezdinde dava açmıştır.
9. Yargılama sürecinde başvurucu 1/12/2014 tarihli dilekçesiyle idarenin savunma ekinde gönderdiği gizli belgeleri inceleme, devlet sırrı niteliğinde olmayan belgelerden suret alma talebinde bulunmuştur.
10. AYİM Birinci Dairesi (Mahkeme) 9/12/2014 tarihli kararıyla, gizli dereceli belgelerden sicil not ortalamasına ilişkin değerlendirme içeren kısımlar ile sicil özet formu dışındaki belgelerin üçüncü şahısların imza ve isimleri kapatılmak suretiyle başvurucuya incelettirilmesine ve suret alma talebinin reddine karar vermiştir.
11. Başvurucu, memur gözetiminde söz konusu belgeleri incelemiştir. Devam eden süreçte başvurucu, 23/1/2015 tarihli dilekçesiyle idarenin savunmasına cevaplarını sunarken işlemin esasına, sicil notlarına ve incelediği belgelerin içeriğine ilişkin olarak hukuka aykırılık iddialarında bulunmuştur. Ancak başvurucu, karartılan veya verilmeyen bilgi ve belgelerin savunmaya esas teşkil edecek unsurlar içerdiği ve bu belgelerin de kendisine incelettirilmesi gerektiği yönünde Mahkemeye bir itirazda bulunmamıştır.
12. Mahkeme 27/10/2015 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir.
13. Ret gerekçesinde öncelikle 13/6/2001 tarihli ve 4678 sayılı Türk Silahlı Kuvvetlerinde İstihdam Edilecek Sözleşmeli Subay ve Astsubaylar Hakkında Kanun 'un ve 27/4/2002 tarihli ve 24738 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Sözleşmeli Subay ve Astsubay Yönetmeliği'nin (Yönetmelik) sözleşmenin yenilenmesine ilişkin hükümleri aktarılarak, kamu hizmetinin iyi bir şekilde sunulabilmesi adına gerekli tedbirleri alma ve verim alınamayacak olan personeli ayırma hususunda idarenin takdir yetkisinin bulunduğu ancak bu yetkinin kamu yararına uygun olarak kullanılması gerektiği vurgulanmıştır. Başvurucunun sicil ortalamasının çok iyi seviyede olduğu ve yedi takdir belgesi aldığı, ancak ilgili yöneticiler tarafından yapılan ders denetimlerinde başvurucunun dersin işlenmesi noktasında zayıf kaldığı hususunda tespit yapılarak tutanak tutulduğu ifade edilen kararda başvurucunun disiplinsiz eylemleri nedeniyle birden fazla olmak üzere (dokuz defa) uyarıldığı, göz hapsi ve görev yerini terk etmeme disiplin cezaları aldığı belirtilmiş ve sicil notlarının düşüş yönünde olduğu ifade edilmiştir. Kararda; başvurucunun disiplin cezalarının ağırlıklı olarak ders görevinin yürütülmesine ilişkin olduğunun, bu cezalara itiraz edildiğine dair bilgi veya belge bulunmadığının, sözleşmesinin yenilenmesine dair nitelik belgesinin de tüm amirleri tarafından olumsuz değerlendirildiğinin altı çizilerek idarenin takdir yetkisini objektif ölçülere ve kamu hizmeti gereklerine uygun olarak kullanmış olduğu kanaatine varılmıştır.
14. Başvurucu, ret hükmünü 3/12/2015 tarihinde tebellüğ ettikten sonra karar düzeltme yoluna başvurmadan 31/12/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
15. 4/7/1972 tarihli ve 1602 sayılı mülga Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun 52. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
''Dava dosyasındaki bilgi ve belgeler taraf ve vekillerine açıktır. Şu kadar ki; mahkeme tarafından getirtilen veya idarece gönderilen bilgi, belge ve dosyalardan, başka şahıs ve makamların özel bilgileri ile şeref, haysiyet ve güvenliğinin korunması veya idarenin soruşturma metotlarının gizli tutulması maksatlarıyla taraf ve vekillerine incelettirilmemesi kaydı konulanlar ile personelin özlük dosyasındaki dava konusu haricindekiler taraf ve vekillerine incelettirilemez.
Taraf ve vekillerine incelettirilemeyecek nitelikteki bilgi ve belgeler; bulundukları yer itibarıyla taraf ve vekillerine açık olan diğer evraktan ayrılamaz nitelikte iseler, taraf ve vekillerine incelettirilecek suretleri, ilgili bölümleri idare tarafından karartılarak ayrıca gönderilir.
Davacı taraf veya vekili, karartılan veya verilmeyen bilgi ve belgelerin savunmaya esas teşkil edecek unsurlar olduğu iddiası ile mahkemeye itiraz edebilir. Yapılan bu itiraz, mahkeme tarafından incelenerek haklı görülen hususlarda, mahkemenin belirleyeceği çerçevede daha önce karartılan veya verilmeyen bilgi ve belgeler karşı tarafa incelettirilebilir.
Bu hükümlere göre elde edilen ve gizlilik derecesine sahip bilgi ve belgeler, taraf ve vekillerince mahkeme haricinde, diğer bir maksatla kullanılamaz. Aksine davranışta bulunanlar hakkında ilgili kanun hükümleri saklıdır.''
16. Yönetmelik'in "Sözleşmenin yenilenmesi ve uzatılması" kenar başlıklı 14. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Sözleşmenin yenilenmesi ve uzatılması aşağıda belirtilen esas ve usullere göre yapılır.
a) Sözleşmeli subay ve astsubaylardan, sözleşmesini yenilemek isteyenler sözleşme süresinin sona erme tarihinden 6 ay önceden başlamak suretiyle dilekçe ile ilk amirine müracaat eder. Bu dilekçeler, EK-C'de belirtilen nitelik belgesi ile beraber silsileler yolu ile Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığına gönderilir. Sözleşmesi yenilenecek personel; Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı bünyesinde kurulacak komisyonlar tarafından personelin nitelik belgesi, sicili, takdir/ceza durumu, amir kanaatleri, almış olduğu eğitimler gibi hususlar çerçevesinde mesleki safahatları dikkate alınarak ilgili komutanlık personel ihtiyaçları doğrultusunda belirlenir. Değerlendirme komisyonunun kimlerden oluşacağı, görev, yetki ve sorumlulukları Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığınca çıkarılacak yönergeler ile tespit edilir. Sözleşmenin yenilenip yenilenmemesi konusundaki nihai karar Kuvvet Komutanlıkları, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından verilir. Uygun görülenlerin sözleşmesinin yenileneceği, sözleşmenin bitiminden önce bildirilir. Sözleşme, ilgili sözleşmeli subay veya astsubayın talebinin İdarece kabul edildiğinin bildirilmesi ile yenilenir. "
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 16/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
18. Başvurucu, yargılama sürecinde esasa dair iddialarının karşılanmadığını belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3), 48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda, kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği, buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).
20. Başvuruya konu ihlal iddiasıyla ilgili deliller sunarak hangi Anayasa hükmünün ihlal edildiğine ilişkin açıklamalarda bulunma ve hukuki iddialarını kanıtlama yükümlülüğü başvurucuya ait olmasına rağmen gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia başvurucu tarafından soyut bir şekilde ileri sürülmüş, yargı sürecinde ileri sürülen hangi iddianın mahkemece karşılanmadığı konusunda Anayasa Mahkemesine bir bilgi ya da belge sunulmamıştır. Dolayısıyla söz konusu iddiaların temellendirilmemiş şikâyet kapsamında kabul edilmesi gerekmektedir.
21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Bağımsız ve Tarafsız Mahkemede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
22. Başvurucu, kuruluşu ve yapısal sorunları nedeniyle davanın AYİM'de görülmesinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
23. Başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
24. Anayasa Mahkemesi tarafından bu konu daha önce incelenirken belirtildiği üzere AYİM’in oluşumu, statüsü ve görevleri Anayasa ve ilgili Kanun'da hüküm altına alınmıştır. Konuya ilişkin kararlarımızda, AYİM’e atanan askerî hâkimlerin bağımsızlığının Anayasa ve ilgili Kanun hükümleri ile garanti altına alındığı, atanma ve çalışma usulleri yönünden askerî hâkimlerin bağımsızlıklarını zedeleyecek bir hususun olmadığı, kararlarından dolayı idareye hesap verme durumunda bulunmadıkları, disipline ilişkin konuların AYİM Yüksek Disiplin Kurulunca incelenip karara bağlandığı belirlenmiştir (Mesut Ordulu, B. No: 2015/2675, 13/9/2018, § 28).
25. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekmektedir.
C. Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkelerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
26. Başvurucu; idarenin savunması ekinde sunulan belgelerin tamamının incelettirilmediğini, incelettirilen belgelerin bazı kısımlarının karartılmış olduğunu, bazı belgelerin verilmediğini, karartılan bu kısımların ve verilmeyen belgelerin işlemin yetkili merciler tarafından tesis edilip edilmediğini anlamaya engel olduğunu ve savunmanın içeriğinin gereği gibi oluşturulmasını engellediğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
27. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
28. Anayasa'nın 36. maddesi uyarınca herkes iddia, savunma ve adil yargılanma hakkına sahiptir. Anayasa'nın anılan maddesinde adil yargılanma hakkından ayrı olarak iddia ve savunma hakkına birlikte yer verilmesi, taraflara iddia ve savunmalarını mahkeme önünde dile getirme fırsatı tanınması gerektiği anlamını da içermektedir (Mehmet Fidan, B. No: 2014/14673, 20/9/2017, § 37).
29. Anayasa'nın 36. maddesine adil yargılanma ibaresinin eklenmesine ilişkin gerekçede, Türkiye'nin tarafı olduğu uluslararası sözleşmelerce de güvence altına alınan adil yargılama hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Nitekim Anayasa Mahkemesi de Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca inceleme yaptığı birçok kararında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadıyla adil yargılanma hakkının kapsamına dâhil edilen silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine Anayasa’nın 36. maddesi kapsamında yer vermektedir. Bu itibarla anılan ilkenin adil yargılanma hakkının kapsam ve içeriğine dâhil olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Anılan ilkeye uygun olarak yürütülmeyen bir yargılamanın hakkaniyete uygun olması mümkün değildir (Mehmet Fidan, § 38).
30. Anayasa Mahkemesinin görevi başvuru konusu yargılamanın bir bütün olarak adil olup olmadığını değerlendirmektir. Genel anlamda hakkaniyete uygun bir yargılamanın yürütülebilmesi için silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ışığında taraflara iddialarını sunma hususunda uygun imkânların sağlanması şarttır (Yüksel Hançer, B. No: 2013/2116, 23/1/2014, § 19).
31. Bireysel başvurunun ikincil niteliği gereği başvurucunun temel hak ve özgürlüklerinin ihlal edildiği iddialarını öncelikle yetkili idari mercilere ve derece mahkemelerine usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtları zamanında bu mercilere sunması, aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir. Bu şekilde olağan denetim mekanizmaları önünde ileri sürülüp takip edilmeyen temel hak ve özgürlüklerin ihlaline ilişkin iddialar, Anayasa Mahkemesi önünde bireysel başvuru konusu yapılamaz (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 16/4/2013, § 32).
32. Yargılama sürecinde başvurucu 1/12/2014 tarihli dilekçesiyle idarenin savunma ekinde gönderdiği gizli belgeleri inceleme ve devlet sırrı niteliğinde olmayan belgelerden suret alma talebinde bulunmuştur. Mahkeme 9/12/2014 tarihli kararıyla, gizli dereceli belgelerden sicil not ortalamasına ilişkin değerlendirme içeren kısımlar ile sicil özet formu dışındaki belgelerin üçüncü şahısların imza ve isimleri kapatılmak suretiyle başvurucuya incelettirilmesine ve suret alma talebinin reddine karar vermiştir. Başvurucu, memur gözetiminde kendisine sunulan belgeleri incelemiştir.
33. İlgili hukuk kısmında aktarılan 1602 sayılı mülga Kanun'un 52. maddesi uyarınca (bkz. § 15) başvurucunun kendisine incelettirilmediğini veya bazı kısımlarının karartıldığını ileri sürdüğü belgelerin incelettirilmesi talebiyle itirazda bulunması mümkündür. Devam eden süreçte başvurucu 23/1/2015 tarihli dilekçesiyle idarenin savunmasına cevaplarını sunarken işlemin esasına, sicil notlarına, incelediği belgelerin içeriğine ilişkin hukuka aykırılık iddialarında bulunmuş ise de karartılan veya verilmeyen bilgi ve belgelerin savunmaya esas teşkil edecek unsurlar içerdiği ve bu belgelerin de kendisine incelettirilmesi gerektiği yönünde Mahkemeye bir itirazda bulunmamıştır. Bu nedenle silahların eşitliği ilkesine dair ihlal iddialarını öncelikle derece mahkemesi nezdinde ileri sürmesi gereken başvurucunun bu yolu işletmeden ileri sürdüğü ihlal iddiasına ilişkin olarak başvuru yollarının tüketildiğinden söz edilemez.
34. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
D. Diğer İhlal İddiaları
35. Başvurucu; hakkında tesis edilen işlemin ölçülü olmadığını, Mahkemenin hukuka aykırı karar verdiğini, kamu hizmetine devam etmemesi için somut bir gerekçe bulunmadığını ve görevinde başarılı olduğunu belirterek Anayasa'nın 2., 15., 35., ve 36. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
36. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, § 16). Başvurucunun iddiaları delillerin takdiri ve değerlendirilmesine ilişkin bulunduğundan şikâyetin yargılamanın sonucu itibarıyla adil olmadığı iddiası kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
37. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
38. Somut olayda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı incelenerek yukarıda belirtilen (bkz. § 13) gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
39. Yargılama sürecinde sözleşmenin yenilenmemesine esas alınan bileşenlerin bir bütün olarak dikkate alındığı anlaşılmaktadır. Bu anlamda Mahkemenin, başvurucunun sözleşme safahatına dair bütünsel bir bakış ile hükme ulaştığı görülmektedir. Mahkeme bu değerlendirmesi ile sözleşmenin yenilenmemesi yönündeki idare işlemini hukuka aykırı bulmamıştır. Bu yorum ve değerlendirmeler, yukarıda anılan ilkeler uyarınca uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin takdirinde olup bireysel başvuruda değerlendirmeye konu edilemeyecek niteliktedir.
40. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
41. Açıklanan gerekçelerle başvurunun kısmının da, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir..
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
4. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.