logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Diyadin Abak ve Mehmet Yiğit [2.B.], B. No: 2015/2331, 20/11/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

DİYADİN ABAK VE MEHMET YİĞİT BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/2331)

 

Karar Tarihi: 20/11/2019

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Recep KÖMÜRCÜ

Üyeler

:

Engin YILDIRIM

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Ömer MENCİK

Başvurucular

:

1. Diyadin ABAK

 

 

2. Mehmet YİĞİT

Vekili

:

Av. Hasan DOĞAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, anayasal haklar kapsamında koruma altında bulunan bazı eylemlerinin terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetlerinde delil olarak kullanılmasının başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir. Başvuruda ayrıca kanuni hâkim güvencesine aykırı olarak kurulmuş özel yetkili bir mahkemede yargılamanın yapılmış olması nedeniyle adil yargılanma hakkının; tutuklamanın hukuka aykırı olması nedeniyle de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği ileri sürülmüştür.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 9/2/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucular, olayların meydana geldiği tarihte Fırat Üniversitesi Mühendislik Fakültesinde öğrencidirler.

7. Başvurucular; PKK terör örgütüne üye oldukları gerekçesiyle iki gün gözaltında tutulduktan sonra 18/5/2011 tarihinde tutuklanmışlardır. Cumhuriyet savcısı 1/8/2011 tarihli iddianamesi ile başvurucuların terör örgütüne üye olmak ve terör örgütünün propagandasını yapmak suçlarından cezalandırılmasını talep etmiştir. Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 30/5/2013 tarihinde başvurucuların PKK terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetlerine hükmetmiştir. Terör örgütünün propagandasını yapma suçu yönünden ise 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun uyarınca kovuşturmanın ertelenmesine hükmedilmiştir. Mahkeme ayrıca başvurucuların hükümle birlikte tutukluluk hâllerinin devamına da karar vermiştir.

8. Mahkeme, terör örgütüne üye olmak suçundan mahkûmiyette dikkate aldığı delilleri her bir başvurucu yönünden ayrı ayrı sıralamıştır. Başvurucu Mehmet Yiğit'in terör örgütüne üye olmak suçundan mahkûmiyetinde dikkate alınan delillerin bazıları şu şekildedir:

i. Mahkeme; başvurucunun, PKK'nın gençlik yapılanması olduğunu belirttiği Yurtsever Demokratik Gençlik Hareketi (YDGH) içinde yer aldığını ifade etmiştir. Mahkemeye göre YDGH, gençlerin kitlesel eylemlere yönlendirilerek daha güçlü bir eylemlilik sürecinin başlatılmasını amaçlamaktadır. YDGH'nin amacını bu şekilde açıklayan Mahkeme, bu örgütün PKK ile ilişkisi hususunda bazı haberlere de kararında yer vermiştir.

ii. Başvurucunun terör örgütüne bir kitle oluşturmak ya da sempatizan kazandırmak amacıyla Gökkuşağı Kültür ve Sanat Derneğinde, çeşitli tarihlerde izinsiz bir şekilde Kürtçe ve Zazaca dil kursları, folklor çalışmaları, müzik ve bağlama kursu organize ettiği veya adı geçen faaliyetlere katıldığı kabul edilmiştir. Bahsi geçen etkinliklerin PKK terör örgütünün olay tarihlerindeki stratejisi doğrultusunda gerçekleştirildiği de özellikle vurgulanmıştır.

iii. Mahkeme, başvurucunun 20/3/2011 tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Elazığ İl Teşkilatınca organize edilen nevruz etkinliğine katılmasını ve etkinlikteki faaliyetlerini de delil olarak değerlendirmiştir. Mahkemeye göre başvurucu, nevruz etkinliğinin düzenleneceği alana üniversite öğrencilerini getirmiş ve etkinlik alanına bazı pankartların asılmasını sağlamıştır. Mahkeme ayrıca etkinlik alanında PKK'yı ve terör örgütü lideri Abdullah Öcalan'ı (A.Ö.) övücü sloganlar atıldığını belirttikten sonra başvurucunun ölen terör örgüt mensupları adına düzenlenen saygı duruşu sırasında grubu yönlendirdiğini ve saygı duruşunun akabinde diğer başvurucu ile birlikte toplanan kalabalığa "biji serok apo" (yaşasın başkan apo) şeklinde slogan attırdıklarını kabul etmiştir. Bundan başka Mahkeme, başvurucunun "PKK halktır, halk burada." şeklinde slogan attığını ve toplanan kalabalığın da başvurucunun bahsi geçen sloganı atması ile birlikte aynı sloganı attıklarını ifade etmiştir.

iv. Mahkeme, girdiği bir çatışmada ölü olarak ele geçirilen M.K. adlı örgüt mensubunun ölüm yıl dönümü nedeniyle Siirt'te düzenlenen eyleme Elazığ ilinden katılımı başvurucunun organize ettiğini belirtmiştir. Mahkemeye göre adı geçen eylem, terör örgütünün ölen örgüt mensuplarının sahiplenilmesi talimatları doğrultusunda icra edilmiş olup eylem sırasında kolluk güçlerine yönelik taşlı, sopalı ve ses bombalı saldırılar gerçekleşmiş; dört kolluk personeli yaralanmış ve kamu araçları zarar görmüştür. Kararda ayrıca eylem sırasında başvurucunun tanınmamak amacıyla yüzünü kapattığı tespitine de yer verilmiştir. Mahkeme ayrıca M.D. adlı örgüt mensubu hakkında da bazı açıklamalarda bulunmuştur. Mahkemeye göre M.D., PKK terör örgütünün "Büyük Zafer Atılımı" diye nitelendirdiği Eruh ve Şemdinli baskınlarının planlayıcısı ve uygulayıcısıdır. Bundan başka Mahkeme, M.D.nin 1985’ten öldürüldüğü 1986 yılının Mart ayı sonuna kadar birçok askerî ve sivil hedeflere yönelik her türlü terör ve şiddet eylemlerinin sorumlusu olduğunu ve PKK terör örgütü içinde sembolik bir önem taşıdığını ifade etmiştir.

v. Başvurucunun 1/5/2011 tarihinde Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Elazığ Şube Başkanlığınca organize edilen 1 Mayıs İşçi Bayramı etkinliğine katılması ve etkinlikteki faaliyetleri de delil olarak değerlendirilmiştir. Mahkeme, başvurucunun haklarında dava açılan başka kişilerle birlikte 10-15 kişilik bir grubun adı geçen etkinliğe katılımlarını organize ettiğini; etkinlikte terör örgütünü ve liderini övücü sloganlar atıldığını tespit etmiştir. Başvurucunun da"Be Serok Jiyan Nabe" (Başkansız Yaşam Olmaz) sloganına ıslıkla eşlik ettiği belirtilmiştir.

vi. Mahkeme, başvurucunun "piknik düzenleme etkinliği" adı altında, Fırat Üniversitesinde öğrenim gören Kürt kökenli öğrencilerin Pembe Köşk Mesire Alanı'na götürülmesini organize etmesini mahkûmiyet kararında delil olarak değerlendirmiştir. Mahkeme, bahsi geçen etkinliğin PKK terör örgütüne sempatizan toplamak ve müzahir kitle oluşturmak amacıyla düzenlendiğini belirttikten sonra etkinlik sırasında başvurucunun da aralarında olduğu kişilerce terör örgütü liderini övücü sloganların atıldığını ve ölen örgüt mensupları adına saygı duruşunda bulunulduğunu ifade etmiştir.

vii. Bundan başka Mahkeme, başvurucunun "Halepçe Katliamı" adı altında düzenlenen etkinliğe katılımı organize ettiğini ifade etmiştir. Mahkemeye göre adı geçen etkinlik PKK terör örgütünün olay tarihlerindeki stratejisi doğrultusunda gerçekleştirilmiştir.

viii. Mahkeme başvurucunun E.D.nin mezarının ziyaret edilmesi etkinliğine katılmasını delil olarak değerlendirmeye almıştır. Mahkemeye göre E.D. isimli şahıs, terör örgütünün lideri A.Ö.nün ülkemize getirilişini protesto etmek amacıyla kendisini yakan sembol bir kişidir. Mahkeme, adı geçen etkinlikte terör örgütü liderini ve E.D.yi övücü sloganlar atıldığını da ayrıca vurgulamıştır. Mahkeme ayrıca bu etkinliğin ölen örgüt mensuplarından "şehit" diye bahsedilmesi ve ölen kişilerin cenazelerine ve ailelerine sahip çıkılması yönündeki PKK terör örgütünün talimatlarına uyularak icra edildiğini belirtmiştir.

ix. Mahkeme başvurucunun PKK terör örgütünün Öz Savunma Birliği (ÖSB) yapılanması içinde Malatya, Elazığ ve Tunceli'nin bölge sorumlusu olduğu belirtilen H.B. ile Elazığ'daki Gökkuşağı Kültür ve Sanat Derneğinde buluşmuş olmasını da delil olarak değerlendirmiştir. Mahkeme, H.B.nin sorumlu olduğu bölgede, PKK terör örgütünün eylem ve faaliyetlerini organize ettiğini belirtmiştir. Mahkeme, ÖSB hakkında da bazı açıklamalarda bulunmuştur. Mahkemeye göre ÖSB, PKK'nın silahlı kanadı olan HPG altında faaliyette bulunan şehir yapılanmasını ifade etmektedir.

x. Başvurucunun 19/3/2011 tarihinde Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde BDP Karakoçan İlçe Teşkilatınca organize edilen alternatif nevruz kutlamasına Elazığ'dan katılımı organize ettiği tespit edilmiştir. Ölen terör örgütü mensubu M.D.nin fotoğrafının ve bazı pankartların etkinlik alanına kurulan platforma asıldığı ve etkinliğe katılan kişilerin terör örgütü liderini öven sloganlar attıkları ifade edilmiştir. Başvurucunun katılımlarını organize ettiği gruba "biji serok apo" (yaşasın başkan apo) ve "be serok jiyan nabe" (başkansız yaşam olmaz) şeklinde slogan attırdığı kabul edilmiştir. Başvurucunun ayrıca hem "be serok jiyan nabe" (başkansız yaşam olmaz) şeklinde slogan attığı hem de terör örgütünün marşı niteliğinde olduğu ifade edilen "oramar" marşı eşliğinde halay çektiği belirtilmiştir. Bunlardan başka başvurucunun aynı gün içinde, organize ettiği grubu M.D. isimli örgüt mensubunun mezarını ziyarete götürdüğü de ifade edilmiştir.

xi. Bundan başka başvurucunun telefonuna gönderilen örgütsel içerikli bir mesaja da delil olarak dayanılmıştır.

xii. Mahkeme, başvurucunun BDP Elazığ İl Teşkilatınca Yüksek Seçim Kurulunun (YSK) bir kararını protesto etmek amacıyla düzenlenen basın açıklamasına katılımı organize etmesini delil olarak dikkate almıştır. Adı geçen etkinlikte, YSK kararını protesto amaçlı atılan bazı sloganların yanında "şehit namırın" (şehitler ölmez) şeklinde bir sloganın atıldığı ifade edildikten sonra toplanan kalabalığın içine başvurucunun organize ettiği 6-7 kişilik grubun da katıldığı ve başvurucunun bahsi geçen gruba bazı sloganlar attırdığı belirtilmiş ancak başvurucunun attırdığı sloganların içeriği hususunda bir bilgiye yer verilmemiştir. Kararda, başvurucunun etkinliğin bitmesinin akabinde organize ettiği grubu Gökkuşağı Kültür ve Sanat Derneğine götürdüğü de kabul edilmiştir.

xiii. Başvurucunun ikametgâhında yapılan aramada örgütsel nitelikli bazı dokümanların ele geçirildiği ifade edilmiştir. Yapılan aramada ele geçirilen örgütsel nitelikli bazı dokümanlar kararda şöyle sıralanmıştır:

-İçinde, PKK terör örgütü mensuplarının örgütün propagandasını yapmak amacıyla kırsal alanda çektikleri "Beritan" isimli film olan 6 adet CD

- Bir adet sarı, kırmızı, yeşil bez

- Üç adet siyah, beyaz puşi

- Bir adet A-4 kâğıda mavi tükenmez kalemle yazılmış ve içinde örgütsel bazı bilgiler bulunan el yazması doküman.

9. Mahkeme, başvurucu Diyadin Abak yönünden ise terör örgütüne üye olmak suçuna ilişkin mahkûmiyette dikkate alınan delillerden bazılarını şu şekilde sıralamıştır:

i. Mahkeme, bu başvurucunun da PKK'nın gençlik yapılanması olan YDGH içinde yer aldığını ifade etmiştir.

ii. Başvurucunun PKK terör örgütü içindeki faaliyetlerinden dolayı hakkında kovuşturma bulunan ve Diyarbakır'da yargılanan bazı şahıslara destek vermek amacıyla duruşma gününde, organize ettiği kişilerle Diyarbakır'a gittiği kabul edilmiştir.

 iii. Başvurucunun 19/3/2011 tarihinde Elazığ'ın Karakoçan ilçesinde BDP Karakoçan İlçe Teşkilatınca organize edilen alternatif nevruz kutlamasına Elazığ'dan katılımı organize ettiği tespit edilmiştir. Ölen terör örgütü mensubu M.D.nin fotoğrafının ve bazı pankartların etkinlik alanına kurulan platforma asıldığı ve etkinliğe katılan kişilerin terör örgütü liderini öven sloganlar attıkları ifade edilmiştir. Başvurucunun katılımlarını organize ettiği gruba "biji serok apo" (yaşasın başkan apo) ve "be serok jiyan nabe" (başkansız yaşam olmaz) şeklinde slogan söylettirdiği kabul edilmiştir. Başvurucunun ayrıca terör örgütünün marşı niteliğinde olduğu ifade edilen "oramar" marşı eşliğinde boynundaki sarı, kırmızı ve yeşil renklerden oluşan puşi ile halay çektiği belirtilmiştir. Bunlardan başka başvurucunun aynı gün içinde, organize ettiği grubu M.D. isimli örgüt mensubunun mezarını ziyarete götürdüğü de ifade edilmiştir.

iv. Mahkeme başvurucunun PKK terör örgütünün ÖSB yapılanması içinde Malatya, Elazığ ve Tunceli'nin bölge sorumlusu olduğu belirtilen H.B. ile Elazığ'daki Gökkuşağı Kültür ve Sanat Derneğinde iki farklı tarihte buluşmuş olmasını da delil olarak değerlendirmiştir. Mahkeme; H.B.nin sorumlu olduğu bölgede, PKK terör örgütünün eylem ve faaliyetlerini organize ettiğini belirtmiştir. Mahkeme, ÖSB hakkında da bazı açıklamalarda bulunmuştur. Mahkemeye göre ÖSB, PKK'nın silahlı kanadı olan HPG altında faaliyette bulunan şehir yapılanmasını ifade etmektedir.

v. Bundan başka Mahkeme, girdiği bir çatışmada ölü olarak ele geçirilen M.K. adlı örgüt mensubunun ölüm yıl dönümü nedeniyle Siirt'te düzenlenen eyleme Elazığ'dan katılımı başvurucunun organize ettiğini belirtmiştir. Mahkemeye göre adı geçen eylem, terör örgütünün ölen örgün mensuplarının sahiplenilmesi talimatları doğrultusunda icra edilmiş olup eylem sırasında kolluk güçlerine yönelik taşlı, sopalı ve ses bombalı saldırılar gerçekleşmiş; dört kolluk personeli yaralanmış ve kamu araçları zarar görmüştür. Kararda ayrıca eylem sırasında başvurucunun tanınmamak amacıyla yüzünü kapattığı tespitine de yer verilmiştir.

vi. Mahkeme, başvurucunun E.D.nin mezarının ziyaret edilmesi etkinliğine katılmasını delil olarak değerlendirmeye almıştır. Mahkeme, adı geçen etkinlikte terör örgütü liderini ve E.D.yi övücü sloganlar atıldığını ve başvurucunun etkinlik sırasında tanınmamak amacıyla yüzünü puşi ile kapattığını da ayrıca vurgulamıştır. Mahkeme ayrıca adı geçen etkinliğin ölen örgüt mensuplarından "şehit" diye bahsedilmesi ve ölen kişilerin cenazelerine ve ailelerine sahip çıkılması yönündeki PKK terör örgütünün talimatlarına uyularak icra edildiğini belirtmiştir.

vii. Başvurucunun Diyarbakır'daki Ciğerhun Kültür Sanat ve Gençlik Merkezinde "Kürt Ulusal Gençlik Konferansı" adı altında düzenlenen etkinliğe katılması da delil olarak değerlendirmeye alınmıştır. Adı geçen etkinlikte A.Ö.nün görüşme notlarından bazı kısımların okunduğu ve terör örgütünün olay tarihlerindeki stratejisine uygun bazı kararların alındığı tespit edilmiştir.

viii. Bundan başka başvurucunun 1/5/2011 tarihinde, Eğitim Sen Elazığ Şube Başkanlığınca organize edilen 1 Mayıs İşçi Bayramı etkinliğine katılması ve etkinlikteki faaliyetleri de mahkûmiyet kararında delil olarak değerlendirilmiştir. Etkinliğin yapıldığı gün başvurucunun diğer bazı sanıklarla birlikte 10-15 kişilik bir grubun adı geçen etkinliğe katılımlarını organize ettikleri ifade edilmiştir. Başvurucu ile diğer bazı sanıkların organize ettiği bahsi geçen grup tarafından terör örgütünü ve liderini övücü sloganlar atıldığı tespit edilmiştir.

ix. Mahkeme, başvurucunun 20/3/2011 tarihinde BDP Elazığ İl Teşkilatınca organize edilen nevruz etkinliğine katılmasını ve etkinlikteki faaliyetlerini de delil olarak değerlendirmiştir. Mahkemeye göre başvurucu, nevruz etkinliğinin düzenleneceği alana üniversite öğrencilerini getirmiş ve etkinlik alanına bazı pankartların asılmasını sağlamıştır. Mahkeme ayrıca etkinlik alanında PKK'yı ve terör örgütü lideri A.Ö.yü övücü sloganlar atıldığını belirtmiştir. Bunlardan başka Mahkeme; bu etkinlikte, ölen terör örgütü mensupları adına saygı duruşu düzenlendiğini ve saygı duruşunun akabinde başvurucunun diğer başvurucu ile birlikte toplanan kalabalığa "biji serok apo" (yaşasın başkan apo) şeklinde slogan attırdıklarını kabul etmiştir.

x. Mahkeme, başvurucunun PKK'nın olay tarihlerindeki stratejisi doğrultusunda düzenlendiğini belirttiği "çift dilli eğitim hakkı" konulu etkinliğe katıldığını belirtmiştir.

xi. Mahkeme, başvurucunun terör örgütüne bir kitle oluşturmak ya da sempatizan kazandırmak amacıyla Gökkuşağı Kültür ve Sanat Derneğinde çeşitli tarihlerde izinsiz bir şekilde Kürtçe ve Zazaca dil kursları, folklor çalışmaları, müzik ve bağlama kursu organize ettiğini veya adı geçen faaliyetlere katıldığını ifade etmiştir. Mahkeme ayrıca bahsi geçen etkinliklerin PKK terör örgütünün olay tarihlerindeki stratejisi doğrultusunda gerçekleştirildiğini de özellikle vurgulamıştır.

xii. Bundan başka başvurucunun telefonuna gönderilen örgütsel içerikli bir adet mesaja da delil olarak dayanılmıştır.

10. Temyiz üzerine mahkûmiyet kararı Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından 20/11/2014 tarihinde onanmıştır. Başvurucular, nihai karardan 12/1/2015 ve 13/1/2015 tarihlerinde haberdar olduğunu belirtmişler; 9/2/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.

IV. İLGİLİ HUKUK

11. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk için bkz. Metin Birdal ([GK] B. No: 2014/15440, 22/5/2019, §§ 28-39) başvurusu hakkında verilen karar.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

12. Mahkemenin 20/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddialar

1. Kanuni Hâkim Güvencesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

13. Başvurucular; özel olarak yetkilendirilmiş bir mahkemede yargılandıklarını belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir. Anayasa Mahkemesi Hikmet Kopar ve diğerleri ([GK], B. No: 2014/14061, 8/4/2015, §§ 109, 110, 114) kararında benzer nitelikteki şikâyetlerin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar vermiştir. Mevcut başvuruda, bahsi geçen karardaki ilkelerden ayrılmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır.

14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Yargılamanın Sonucunun Adil Olmadığına İlişkin İddia

15. Başvurucular; yargılama aşamasında delillerin sıhhati hususunda bir tartışma yapılmadığını belirtmişlerdir. Başvurucular ayrıca ana dilde savunma yapmaları nedeniyle haklarında hem fazla ceza tayin edildiğini hem de takdirî indirim nedeninin şartları oluşmasına rağmen uygulanmadığını ileri sürmüşlerdir. Bundan başka başvurucular, terör örgütü lideri A.Ö.nün bazı görüşme notlarının talimat olarak addedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu ifade etmişler ve tüm bu nedenlerle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini savunmuşlardır.

16. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

17. Mahkemenin gerekçesi ve başvurucuların iddiaları incelendiğinde, iddiaların özünün derece mahkemeleri tarafından hukuk kurallarının ile delillerin değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

18. Açıklanan gerekçelerle kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılan başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

3. Diğer İhlal İddiaları

19. Başvurucular, hukuki gerekliliği olmadığı hâlde olağanüstü yöntemlerle delil toplandığını ve gerekçesiz kararlarla iletişimin dinlenmesine ve teknik takip yapılmasına izin verildiğini ifade ederek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

20. Somut olayda başvurucular, bu başlık altındaki iddialarını soyut bir şekilde ileri sürmüşler; başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri sunarak olaylar hakkındaki iddialarını kanıtlama ve dayanılan Anayasa hükmünün kendilerine göre ihlal edildiğine dair hukuki iddialarını ortaya koyma yükümlülüğünü yerine getirmemişlerdir (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19). Başvurucular, ne hangi delillerin olağanüstü yöntemlerle toplandığı hususunda bir değerlendirmede bulunmuşlar ne de olağanüstü yöntem diye bahsettikleri hususun ne olduğu hakkında bir açıklama yapmışlardır. Bundan başka başvurucular, gerekçesiz olduğunu iddia ettikleri iletişimin dinlenmesine ve teknik takip yapılmasına izin verilmesine dair kararlar hususunda herhangi bir bilgi ya da belge sunmadıkları gibi bahsi geçen kararların gerekçesinin ne olduğu ve bu gerekçenin neden yeterli olmadığı hakkında da bir değerlendirme yapmamışlardır.

21. Açıklanan gerekçelerle bu bölümdeki iddiaların temellendirilememiş olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

22. Başvurucular; mahkûmiyet kararına dayanak alınan toplantıların ve toplantılarda atılan sloganlar ile taşınan pankartların cebir, şiddet ya da tehdit içermediğini ve tamamen ifade özgürlüğü kapsamında kalan eylemler olduğunu belirtmiş ve ifade özgürlüğü ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

2. Değerlendirme

23. Katıldıkları veya organize ettikleri toplantılar ile bu toplantılarda yapılan bazı düşünce açıklamalarının terör örgütüne üye olmak suçundan verilen mahkûmiyet kararının delili olarak kullanılması, başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı üzerinde caydırıcı etki doğurabilir. Dolayısıyla başvurucuların Anayasa'nın 34. maddesinde koruma altına alınan hakkına müdahalede bulunulduğu kabul edilmelidir (Metin Birdal, § 48).

24. Başvuru konusu müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı ve Anayasa'nın 34. maddesinde yer alan millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması meşru amaçları kapsamında kaldığı anlaşılmıştır (Metin Birdal, §§ 52, 53). Bu nedenle başvuru konusu müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı değerlendirilecektir.

a. Müdahalenin Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygun Olması

25. Temel hak ve özgürlüklerin koruması altında bulunan bir eylemin terör örgütüne üye olmak suçunun mahkûmiyetinde delil olarak kullanılması suretiyle temel hak ve özgürlüklere yapılan bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması gerekir. Amaca ulaşmaya yardımcı olmayan bir müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı söylenemeyecektir (zorunlu toplumsal ihtiyaç testine ilişkin açıklamalar için bkz. Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 51, 53-55, 57; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, § 68;Ferhat Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, §§ 45, 46; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 51).

b. Somut Olayın Değerlendirilmesi

26. Terör örgütüne üye olma suçu, üye ve hatta örgüt henüz bir suç işlememiş olsa dahi örgütün toplum için yarattığı tehlikeyi cezalandıran ve bu yönüyle bir yandan da örgüt faaliyetleri kapsamında suç işlenmesini engelleme amacı taşıyan bir suç türüdür (Metin Birdal, §§ 60, 61).

27. Bireysel başvuru yolunda Anayasa Mahkemesinin görevi bir yargılamanın sonucu itibarıyla adil olup olmadığını değerlendirmek değildir. Dolayısıyla başvurucular hakkında isnat edilen terör örgütünün üyesi olmak suçunun sübuta erip ermediği veya toplanan delillerin suçun sübutu için yeterli olup olmadığı meselesi, ilkesel olarak Anayasa Mahkemesinin ilgi alanı dışındadır (Metin Birdal, § 47; ayrıca bkz. Yılmaz Çelik [GK], B. No: 2014/13117, 19/7/2018, § 45; krş. Ferhat Üstündağ, § 65). Bundan başka bir ceza yargılamasında hangi delillerin hükme esas alınabileceği meselesi de esas itibarıyla Anayasa Mahkemesinin görev alanının dışındadır (Türk ceza hukuku uygulamasına ilişkin bazı değerlendirmeler için bkz. Metin Birdal, §§ 67-71).

28. Bir kişinin henüz başka bir suç işlemeden yalnızca terör örgütüne üye olması nedeniyle cezalandırılabilmesi için yargılama makamlarının o kişinin terör örgütüyle olan bağlarını ortaya koyması gerekir. Henüz ceza kanunlarında tanımlanan bir suçu işlememiş olsa bile bir terör örgütü ile örgüt üyeliği olarak kabul edilecek kuvvette bir bağın varlığının araştırılması bireylerin sahip olduğu fikirlerin, bağlı oldukları toplumsal grupların ve ideolojilerinin, davranışlarının anlamlarının ve bunların altında yatan saiklerin de değerlendirilmesini gerektirebilir. Böyle bir değerlendirmenin örgütlere üye olmak, toplantılara katılmak veya düşünce açıklamaları yapmak gibi kişilerin anayasal haklar kapsamında koruma altında bulunan eylemlerini de kapsadığı durumlarda başta ifade, örgütlenme, din ve vicdan özgürlükleri ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı olmak üzere temel haklar üzerinde ciddi bir baskı oluşturabilecek potansiyele sahip olduğu açıktır (Metin Birdal, §§ 63, 64).

29. Kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan faaliyetlerinin terör örgütünün üyesi olmak suçundan verilen mahkûmiyet kararlarının delili olarak kullanılmasının temel haklar üzerinde yaratacağı caydırıcı etki nedeniyle -devletin toplumu terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı korumak şeklindeki pozitif yükümlülüğünün bir sonucu olarak- insanların terörsüz bir ortamda yaşama hakkı ile bu süreçte bireylerin potansiyel olarak etkilenebilecek temel hakları arasında adil bir denge kurulmalıdır (Metin Birdal, § 65).

30. Söz konusu dengenin sağlandığının kabul edilebilmesi için derece mahkemelerinin kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan faaliyetlerini terör örgütünün üyesi olmak suçundan verilen mahkûmiyet kararlarında delil olarak kullanılmalarının zorunlu bir ihtiyacı karşıladığını göstermeleri gerekir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin benzer başvurulardaki denetimi temel haklara bu şekilde yapılan müdahalenin zorunlu bir ihtiyacı karşıladığının ilgili ve yeterli bir gerekçeyle gösterilip gösterilemediği ile sınırlı olacaktır(Metin Birdal, § 72).

31. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi mevcut başvuruda başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yapılan müdahalenin gerçekten toplumsal bir ihtiyaca cevap verip vermediği sorusuna yanıt bulacaktır.

32. Başvuru konusu olayda ilk derece mahkemesi; süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösterdiği kabul edilen eylem ve davranışlarıyla şiddeti ve demokratik olmayan yöntemleri benimseyen başvurucuların PKK terör örgütünün üyesi oldukları kanaatine ulaşmıştır. Anayasa Mahkemesi, başvurucular tarafından sunulan bilgi ve belgeler ile derece mahkemelerince başvurucuların mahkûm edilmesi için benimsenen gerekçeleri yukarıda yer verilen ilkeler uyarınca bir bütün olarak ve dikkatle incelemiştir.

33. Somut olayın koşullarında ilk derece mahkemesinin başvurucuları suç oluşturmadığı ve anayasal hakların kullanımından ibaret olduğu ileri sürülen eylemleri nedeniyle mahkûm ettiği kabul edilmemiştir. İlk derece mahkemesi, diğer bazı deliller yanında terör örgütünün propagandasına dönüştürülen gösterilere katılımı organize etmelerini veya katılmış olmalarını ve bu toplantılarda açıkladıkları bazı düşünceleri başvurucuların örgüt üyeliğini açıklayan ve eylemlerinin sürekliliğini gösteren deliller olarak kullanmıştır (krş. Metin Birdal, § 76).

34. İlk derece mahkemesi başvurucuların, bazılarında şiddet olaylarının yaşandığı terör örgütünün propagandasına dönüştürülen söz konusu toplantı ve gösterilere katılımı organize etmek veya katılmak biçimindeki rollerinin, YDGH yapılanması içinde yer almalarının ve diğer davranışlarının onların PKK terör örgütünün hiyerarşik yapılanmasına kendi istekleriyle ve bilerek dâhil olduklarına dair bilgileri doğrular ve tamamlar nitelikte olduğunu ikna edici biçimde ortaya koymuştur. Bu bağlamda ilk derece mahkemesi, başvurucuların şikâyete konu eylemlerinin delil olarak kullanılmasının bir toplumsal ihtiyacı karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile göstermiştir.

35. Sonuç olarak başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına yapılan müdahale demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı bir müdahale olarak değerlendirilemez.

36. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

37. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine dair başvurusunun bir ihlal bulunmadığı açık olduğundan açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemezliğine karar verilmesi gerekir.

C. Kişi Hürriyeti ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

38. Başvurucular; kuvvetli suç şüphesi olmadan soyut iddialarla haklarında tutuklama tedbirine başvurulduğunu ve yargılamalarının tutuklu devam ettirilmesi nedeniyle eğitimlerini devam ettiremediklerini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği ile eğitim haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

39. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki tavsifi ile bağlı olmayıp, olay ve olguların hukuki nitelendirmesini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Somut olayda başvurucuların şikâyeti tutuklamanın hukuki olmadığı iddiasıdır. Bu nedenle başvurucuların şikâyetinin kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı kapsamında incelenmesi gerekir.

40. Bir suç isnadına bağlı olarak tutuklulukla ilgili şikâyetleri içeren bireysel başvurunun hükümle birlikte verilen tutukluluğun devamı kararı sonrasında yapılması hâlinde tutukluluğun devamı kararına itiraz edilmemiş ise kararın verildiğinin öğrenildiği tarihten itibaren, itiraz edilmiş ise itiraz merciince verilen kararın öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir (Fırat İşgören, B. No: 2014/6425, 17/11/2016, § 34).

41. Somut olayda tutuklu başvurucular, ilk derece mahkemesince 30/5/2013 tarihindeki hükümle birlikte verilen tutukluluğun devamı kararına itiraz ettiklerine yönelik bir bilgi ve/veya belge sunmamışlardır. Bu nedenlerle başvurunun ilk derece mahkemesinin nihai kararı tefhim ettiği 30/5/2013 tarihinden itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir. Buna göre 9/2/2015 tarihinde yapılan bireysel başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna varılmıştır.

42. Açıklanan gerekçelerle kararın öğrenilmesinden itibaren otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun bu kısmının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Kanuni hâkim güvencesine aykırı olan bir mahkemede yargılama yapılması dolayısıyla adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Yargılamanın sonucunun adil olmaması dolayısıyla adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Adil yargılanma hakkı kapsamındaki diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

4. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

5. Kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 20/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Diyadin Abak ve Mehmet Yiğit [2.B.], B. No: 2015/2331, 20/11/2019, § …)
   
Başvuru Adı DİYADİN ABAK VE MEHMET YİĞİT
Başvuru No 2015/2331
Başvuru Tarihi 9/2/2015
Karar Tarihi 20/11/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, anayasal haklar kapsamında koruma altında bulunan bazı eylemlerinin terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyetlerinde delil olarak kullanılmasının başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir. Başvuruda ayrıca kanuni hâkim güvencesine aykırı olarak kurulmuş özel yetkili bir mahkemede yargılamanın yapılmış olması nedeniyle adil yargılanma hakkının; tutuklamanın hukuka aykırı olması nedeniyle de kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği ileri sürülmüştür.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Süre Aşımı
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı Toplantı ve gösteri yürüyüşü Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Kanun yolu şikâyeti Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 3713 Terörle Mücadele Kanunu 7
5237 Türk Ceza Kanunu 314
220
5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 217
202
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi