TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
BAYRAM BOZKURT BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/3176)
Karar Tarihi: 20/11/2019
Başkan
:
Recep KÖMÜRCÜ
Üyeler
Engin YILDIRIM
Celal Mümtaz AKINCI
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Raportör
Fatma Burcu NACAR YÜCE
Başvurucu
Bayram BOZKURT
Vekili
Av. Vedat KARADUMAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, iş akdinin feshinin geçersizliği ve işe iade davasında kanun yolu incelemesi yapan merciinin kararının hakkaniyete aykırı olması ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 17/2/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu özel güvenlik görevlisi olarak çalışmakta iken işyerinde meydana gelen hırsızlık olayını fark etmediği için kusurlu olduğundan bahisle başvurucunun iş akdi feshedilmiştir. Başvurucu, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
7. Diyarbakır 2. İş Mahkemesi (Mahkeme) 7/6/2012 tarihli kararla işyerinde meydana gelen hırsızlık olayını fark etmeyen başvurucunun iş akdinin feshinin haklı nedene dayandığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir.
8. Hüküm, başvurucu tarafından temyiz edilmiş; Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 8/11/2012 tarihli kararıyla olay tarihindeki güvenlik görevlilerinin nöbet çizelgelerinin, zarar miktarına ilişkin belgelerin ve soruşturma yapılmışsa buna ilişkin belgelerin getirtilip üç kişilik bilirkişi heyeti ile keşif yapılarak başvurucunun meydana gelen hırsızlık olayında kusurlu olup olmadığının tespit edilip fesih sebebinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin saptanması gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
9. Bozma kararı sonrasında yargılamaya devam eden Diyarbakır 3. İş Mahkemesi 11/6/2014 tarihli karar ile bozma ilamına uyarak meydana gelen olayda başvurucunun kusurlu olduğunun ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve başvurucunun işe iadesine karar vermiştir.
10. Hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Yargıtay 22. Hukuk Dairesi27/11/2014 tarihli kararıyla olayın meydana geldiği sırada nöbetçi olan başvurucunun nöbet noktasını terk ederek yine nöbet görevini yerine getiren M.D. isimli şahsın yanına gittiğini, bu nedenle olayın meydana gelmesinde başvurucunun gerekli özeni göstermemesi nedeniyle kusurunun bulunduğunu, başvurucunun eyleminin iş akdinin feshi için haklı sebep ağırlığında olmasa da işveren ile işçi arasındaki güven ilişkisinin sarsılmasına yol açacak nitelikte bulunduğunu, bu açıdan işverenden iş ilişkisinin sürdürülmesinin beklenemeyeceğini ve feshin geçerli nedene dayandığını belirterek hükmü ortadan kaldırmış ve davayı kesin olarak reddetmiştir.
11. Nihai karar 20/1/2015 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ edilmiş, başvurucu 17/2/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 20/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiası
13. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
14. Bireysel başvuru yapıldıktan sonra yürürlüğe giren 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'a geçici madde eklenmiştir.
15. 6384 sayılı Kanun'a eklenen geçici maddeye göre yargılamaların uzun sürmesi ve yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi ya da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı (Tazminat Komisyonu) tarafından incelenmesi öngörülmüştür.
16. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018) kararında Anayasa Mahkemesi; yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır.
17. Anılan kararda özetle anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).
18. Mevcut başvuruda söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
20. Başvurucu; iş akdinin işveren tarafından haksız şekilde feshedilmesi üzerine açtığı işe iade davasının hukuka aykırı şekilde reddedildiğini, işyerinde meydana gelen hırsızlık olayında kendi sorumluluğunun bulunmadığını, davasının ilk derece mahkemesi tarafından kabul edilmesine rağmen Yargıtay tarafından açıkça hukuka aykırı şekilde reddedildiğini belirterek Anayasa'nın 36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu itibarla başvurucunun bu başlık altındaki iddiaları Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki yargılama sonucunun adil olmadığı çerçevesinde değerlendirilmiştir.
22. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
23. Somut olayda Mahkeme, başvurucunun işe iade talebini kabul etmiş; Yargıtay feshin geçerli nedene dayandığı gerekçesiyle (bkz. § 10) hükmü bozarak ortadan kaldırmış ve davanın kesin olarak reddine karar vermiştir. Bu itibarla başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, mahkemelerce delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup mahkeme kararlarında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir hususun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 20/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.