TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
HALİL BULUT BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/2575)
Karar Tarihi: 23/5/2018
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Hicabi DURSUN
Hasan Tahsin GÖKCAN
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Raportör
Recep KAPLAN
Başvurucu
Halil BULUT
Vekili
Av. Ahmet GÜREL
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ders notunun hatalı verilmesi nedeniyle açılan tazminat davasının reddinin eğitim hakkını; yargılamanın uzun sürmesinin de makul sürede yargılanma hakkını ihlal ettiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 11/2/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. 1977 doğumlu olan başvurucu, olay tarihinde 19 Mayıs Üniversitesi Eğitim Fakültesi Yabancı Diller Bölümü Fransızca Öğretmenliği Bölümü öğrencisidir.
9. Başvurucu, öğretmenlik uygulaması dersinden aldığı notun değiştirilmesi istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 31/1/2003 tarihli işleme karşı iptal davası açmış ve anılan işlem 10/10/2003 tarihinde iptal edilmiştir. Bu karar üzerine başvurucu, söz konusu işlem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini amacıyla 9/1/2004 tarihinde tam yargı davası açmıştır.
10. Samsun İdare Mahkemesi bu davaya ilişkin yargılama sonunda davanın reddine karar vermiştir.
11. Kararın başvurucu tarafından temyizi üzerine Danıştayca karar onanmış, başvurucunun karar düzeltme talebi ise Danıştayca 22/12/2014 tarihli kararla reddedilmiştir. Ret kararı, başvurucuya 29/1/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
12. Başvurucu 11/2/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 23/5/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Eğitim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu, hatalı not verme işleminin iptali üzerine açılan tam yargı davasının reddi nedeniyle eğitim hakkı ile Anayasa'nın 40. ve 129. maddelerinde korunan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
15. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetlerinin eğitim hakkının ihlal edildiği iddiası kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
16. Anayasa'nın 42. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz."
17. Anayasa Mahkemesi önceki kararlarında eğitim hakkının; ilk, orta ve yükseköğrenim seviyelerini kapsadığına (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 28; İhsan Asutay, B. No: 2012/606, 20/2/2014, § 34), belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına etkili bir biçimde erişimin sağlanmasını güvence altına aldığına (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 68) ve kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe şeklinde bir negatif ödev yüklediğine (Adem Öğüt ve diğerleri, B. No: 2014/20527, 22/11/2017,§ 44; Yüksel Baran, B. No: 2012/782, 26/6/2014, § 36) karar vermiştir.
18. Anayasa Mahkemesi, belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına erişime meşru bir temeli olmaksızın ayrımcı bir nedenle veya kamu gücünü kullanan makamların öngörülemez ya da keyfî hareketleri sonucunda müdahale edildiğine ilişkin şikâyetleri kapsamlı bir biçimde inceler.
19. Başvuru konusu olayda üniversite öğrencisi olan başvurucu, bir dersten aldığı notun değiştirilmesi istemiyle yaptığı idari başvurunun reddine dair işleme karşı dava açmış ve bu işlem yargı makamlarınca iptal edilmiştir. Bir başka ifadeyle eğitim hizmetinin sunumu hususunda başvurucu bakımından idari bir sorun yaşanmış ise de kamu gücünü kullanan organlar anılan sorunu etkili bir şekilde çözüme kavuşturmuştur. Bu bağlamda, başvurucunun anılan idari aksaklığa ilişkin şikayetlerinin Anayasa Mahkemesinin eğitim hakkı çerçevesinde kapsamlı bir biçimde inceleme yapmasını gerektiren müdahalelerle ilgili olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
20. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun eğitim hakkının ihlali iddialarına ilişkin olarak bir ihlalin olmadığı açık olduğundan başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
21. Başvurucu yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
a. Kabul Edilebilirlik Yönünden
22. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
23. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, §§ 45, 47).
24. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin Akyıl, § 41).
25. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olaydaki yaklaşık 11 yıllık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
26. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
27. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
28. Başvurucu 10.000 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
29. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
30. Makul sürede yargılanma hakkının ihlali nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya talebiyle bağlı kalınarak net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
31. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
32. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 226,90 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.206,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Eğitim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya talebiyle bağlı kalınarak net 10.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 226,90 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.206,90 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 23/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.