TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEVLÜT HUZEYFE UĞUR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/2924)
Karar Tarihi: 19/4/2018
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Recai AKYEL
Raportör
Gülbin AYNUR
Başvurucular
1. Mevlüt Huzeyfe UĞUR
2. Sinan SARISOY
3. Ali ASLAN
Vekili
Av. Mustafa KOCADAĞ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, Polis Koleji mezunlarına Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesine sınavsız giriş imkânı sağlayan düzenlemelerin kaldırılması ve üniversite sınavlarına Polis Kolejinden mezun olunan yıl girilememiş olması nedenleriyle eğitim ve öğrenim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 17/2/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyon tarafından 2015/2925 ve 2015/2926 numaralı bireysel başvuru dosyalarının aralarında konu yönünden hukuki irtibat bulunması nedeniyle 2015/2924 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine ve incelemenin 2015/2924 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucular, ilköğretim sonunda girdikleri sınavlarda başarılı olarak Polis Kolejinde eğitim ve öğrenime başlamıştır.
8. Başvurucuların Polis Kolejine kayıt yaptırdıkları tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre Polis Koleji mezunları sınavsız olarak Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesine (Fakülte) kayıt yaptırabilmekte ve buradan mezun olduklarında da polis amiri olarak atanabilmektedir.
A. Bireysel Başvurudan Önceki Gelişmeler
9. Başvurucular son sınıf öğrencisi olarak ve mezun olmak üzereyken Polis Koleji mezunlarının sınavsız olarak Fakülteye kayıt yaptırabilmesini öngören düzenleyici işlem hükümleri 3/6/2014 tarihinde değiştirilmiştir. Yeni düzenlemelerde Polis Koleji mezunlarının sınavsız olarak Fakülteye kayıt imkânları kaldırılmış ve bu öğrenciler için de sınav koşulu getirilmiştir.
10. Başvurucular, söz konusu düzenleyici işlemin ilgili maddelerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştayda dava açmıştır. Danıştay 26/11/2014 ve 3/12/2014 tarihlerinde verdiği kararlarla dava konusu düzenleyici işlemin bazı maddelerinin yürütmesini durdurmuştur.
11. Başvurucular, yürütmenin durdurulması kararına rağmen Fakülteye kayıtlarının sınavsız olarak yapılmadığını belirterek 17/2/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. Bireysel Başvurudan Sonraki Gelişmeler
12. Bireysel başvurunun incelenmesi sürecinde 4/4/2015 tarihinde çeşitli kanunlarda yapılan değişikliklerle ve söz konusu kanun değişiklikleriyle uyumlaştırma çalışmaları kapsamında ilgili diğer mevzuatta yapılan değişikliklerle Polis Koleji kapatılmış, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi ise Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Müdürlüğü (PAEM) şeklinde farklı bir statü ile yeniden yapılandırılmıştır. Öte yandan başvurucuların Danıştayda dava konusu ettiği düzenleyici işlem de yürürlükten kaldırılmıştır.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
13. 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun olay tarihi itibarıyla yürürlükte olan 19. maddesinin son fıkrası şöyledir:
"Polis Akademisinde öğrenci yetiştirmek üzere; polislik mesleğinin gerektirdiği bilgi, disiplin ve bedeni kabiliyete haiz, Milli Eğitim Temel Kanunu hükümlerine göre, Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı, lise seviyesinde parasız yatılı ve resmi üniformalı polis kolejleri açılır."
14. 27/3/2015 tarihli ve 6638 sayılı Kanun'un 47. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Bu Kanun'un yayımı tarihinde; 3201 sayılı Kanun'un 19 uncu (...) [maddesi] yürürlükten kaldırılmıştır."
15. 25/4/2001 tarihli ve 4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim Kanunu'nun 30. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"...
c) Akademiye alınacak öğrencilerde aranacak şartlar, istenecek belgeler, kayıt, sınav ve kabul işlemlerine ait esas ve usulleri,
...
Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.(...)"
16. 4652 sayılı Kanun'a 6638 sayılı Kanun'un 43. maddesiyle eklenen geçici 7. madde şöyledir:
"Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte başka bir işlem yapılmasına gerek kalmaksızın Güvenlik Bilimleri Fakültesi, Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Müdürlüğüne dönüştürülür (...)"
17. 4652 sayılı Kanun'un 30. maddesine dayanılarak hazırlanan ve olay tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan, 17/8/2008 tarihli ve 26970 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği'nin (26970 sayılı Yönetmelik) 10. maddesi şöyledir:
"Polis Koleji mezunları, sınavsız olarak fakülteye alınırlar."
18. Aynı Yönetmelik'in 3/6/2014 tarihli ve 29019 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in (29019 sayılı Yönetmelik) 4. maddesi ile değiştirilen 7. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"Polis Koleji mezunları ile lise ve dengi okul mezunlarının fakülteye giriş sınavı ile ilgili başvuruları, Başkanlıkça belirlenen tarihler arasında yapılır. Başvurunun ne şekilde yapılacağı Başkanlıkça belirlenir."
19. 16/7/2015 tarihli ve 29418 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Polis Akademisi Başkanlığı Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği'nin "Öğrenci kaynakları" kenar başlıklı 5. maddesi şöyledir:
"(1)PAEM’in öğrenci kaynağı şunlardır;
a) Meslekte fiilen iki yılını dolduran ve kırkbeş yaşından gün almamış lisans mezunu polis memurları, başpolis memurları ve kıdemli başpolis memurları.
b) Emniyet mensubu olmayan lisans mezunları veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar.
c) İlgili devletlerle yapılacak ikili anlaşmalara bağlı olarak alınacak yabancı uyruklu öğrenciler."
20. Aynı Yönetmelik'in 43. maddesi şöyledir:
"17/8/2008 tarihli ve 26970 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği yürürlükten kaldırılmıştır."
B. Uluslararası Hukuk
1. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi
21. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ek 1 No.lu Protokol’ün 2. maddesinin ilgili kısmı söyledir:
"Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz."
2. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi İçtihadı
22. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM); Sözleşme'nin ek 1 No.lu Protokol'ünün 2. maddesindeki düzenleme uyarınca taraf devletlerin belirli bir zamanda var olan eğitim kurumlarına erişim hakkınıgaranti ettiklerini, buna karşılık kendilerini belirli bir tipte veya seviyede eğitimi kurmak ya da desteklemekle yükümlü kılacak bir hakkı kabul etmediklerini ifade etmektedir (Belçika Eğitim Dili Davası, B. No: 1474/62, 1677/62, 1691/62, 1769/63, 1994/63, 2126/4, 23/7/1968, "I. Sözleşme'ye Ek 1 No.lu Protokol'ün 2. maddesi ile Sözleşme'nin 8. ve 14. maddelerinin Anlam ve Kapsamı" başlığının "B. AİHM tarafından Kabul Edilen Yorum" alt başlığı altında, §§ 3, 4). Diğer bir ifadeyle AİHM'e göre taraf devletlerin belli eğitim kurumlarını kurma veya destekleme görevi bulunmamaktadır. Ancak devletler, kurdukları veya destekledikleri eğitim kurumlarına etkili bir şekilde erişimi sağlama yükümlülüğü altındadır (Ponomaryovi/Bulgaristan, B. No: 5335/05, 21/6/2011, § 49).
23. AİHM, 1 No.lu Protokol'ün 2. maddesinin üniversitelere kabulün başvuranlar arasında giriş sınavını geçen kişilerle sınırlandırılmasına izin verdiğini ifade etmektedir (Lukach/Rusya (k.k.), B. No: 48041/99, 16/11/1999; Tarantino and Others/İtalya, B. No: 25851/09,29289/09 ve 64090/09,2/4/2013, § 46).
24. AİHM; önemine rağmen eğitim hakkının mutlak olmadığını, doğası gereği devlet tarafından düzenleme yapılmasını gerektirdiğinden bazı kısıtlamalara tabi olabileceğini kaydetmiştir (Belçika Eğitim Dili Davası, "I. Sözleşme'ye Ek 1 No.lu Protokol'ün 2. maddesi ile Sözleşme'nin 8. ve 14. maddelerinin Anlam ve Kapsamı" başlığının "B. AİHM tarafından Kabul Edilen Yorum" alt başlığı altında § 5; Leyla Şahin/Türkiye, [BD], B. No: 44774/98, 10/11/2005, § 154). AİHM; eğitim kurumlarını düzenleyen kuralların toplumun ihtiyaç ve kaynakları ile eğitimin farklı düzeylerine has özelliklere göre zaman ve mekânda değişiklik gösterebileceğini, dolayısıyla ulusal makamların bu konuda belli bir takdir payından yararlandığını belirtmektedir (Belçika Eğitim Dili Davası, "I. Sözleşme'ye Ek 1 No.lu Protokol'ün 2. maddesi ile Sözleşme'nin 8. ve 14. maddelerinin Anlam ve Kapsamı" başlığının "B. AİHM tarafından Kabul Edilen Yorum" alt başlığı altında § 3; Leyla Şahin/Türkiye, § 154).
25. AİHM, getirilen sınırlamaların "hakkın özüne zarar verecek ve etkililiğini azaltacak" genişlikte olmaması gerektiğini belirtmekte; bunu temin etmek amacıyla da sınırlamaların ilgili kişiler açısından "öngörülebilir" olduğuna ve "meşru bir amaç güttüğüne" ikna olması gerektiğine işaret etmektedir (Leyla Şahin/Türkiye, § 154). Ancak AİHM'e göre devlet, Sözleşme'nin 8. ile 11. maddelerinde olduğunun aksine ek 1 No.lu Protokol'ün 2. maddesi kapsamında bir meşru amaçlar listesi ile bağlı değildir (Catan ve diğerleri/Moldova ve Rusya [BD], B. No: 43370/04, 8252/05 ve 18454/06, 19/10/2012, § 140). AİHM, bir sınırlamanın ancak kullanılan araç ile ulaşılmak istenen amaç arasında makul bir orantılılık ilişkisi bulunduğu takdirde bu türden bir kısıtlamanın ek 1 No.lu Protokol'ün 2. maddesi ile uyumlu olacağını kabul etmektedir (Leyla Şahin/Türkiye, §154). Devletin bu alandaki takdir aralığı eğitimin ilgili kişiler ve toplumun geneli için taşıdığı önemin derecesine ters orantılı şekilde seviyesine bağlı olarak artar (Ponomaryovi/Bulgaristan, § 56).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
26. Mahkemenin 19/4/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Polis Koleji Mezunlarına Fakülteye Sınavsız Kayıt İmkânı Sağlayan Düzenlemelerin Kaldırılması Nedeniyle Eğitim ve Öğrenim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların İddiaları
27. Başvurucular, Polis Koleji giriş sınavını kazandıkları ve okula kayıt oldukları tarihte yürürlükte bulunan mevzuatta Polis Koleji mezunlarının sınavsız olarak Fakülteye kayıt yaptırabilmelerinin öngörülmüş olması nedeniyle bu hususta haklı bir beklenti içine girdiklerini belirtmektedir. Esasen Polis Kolejini de bu sebeple tercih ettiklerini ancak mezun olmalarına çok kısa bir süre kala yapılan mevzuat değişikliğiyle kazanılmış haklarının yok sayıldığını ifade eden başvurucular, Fakülteye sınavsız giriş imkânlarının ellerinden alınması nedeniyle eğitim haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedir. Başvurucular ayrıca, kazanılmış haklarını ortadan kaldıran düzenlemeler içeren düzenleyici işlem hükümlerinin iptali istemiyle açtıkları davalarda verilen yürütmenin durdurulması kararı gereğince Fakülteye sınavsız olarak kayıtlarının yapılması gerektiğini ancak idarenin yargı kararını uygulamaması nedeniyle mahkemeye erişim haklarının da ihlal edildiğini iddia etmektedir.
2. Değerlendirme
28. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucular her ne kadar yargı kararının uygulanmaması nedeniyle mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiğini ileri sürmekte ise de başvurucuların şikâyetlerinin özü, Fakülteye sınavsız olarak kayıt yaptıramamalarıdır. Bu itibarla başvurucuların belirtilen şikâyetleri bağlamındaki ihlal iddiaları da eğitim ve öğrenim hakkı kapsamında incelenmiştir.
29. Somut olayda başvurucular Yönetmelik hükümlerinde yapılan değişiklikler ile Polis Akademisi bünyesindeki Fakülteye sınavsız geçiş haklarının ortadan kaldırılmasından şikâyet etmektedir. Bununla birlikte bireysel başvurunun yapıldığı tarihten sonra 2015 yılında gerçekleştirilen yasal düzenlemelerle başvurucuların sınavsız olarak kayıt yaptırmak istedikleri Fakültenin farklı bir hukuki statü ile yeniden yapılandırıldığı görülmektedir. Dolayısıyla eğitim ve öğrenim hakkı kapsamında yapılacak incelemede, bireysel başvuru tarihinden sonra ortaya çıkan bu gelişmeler de gözönünde bulundurulmuştur.
a. Müdahalenin Varlığı
30.Anayasa'nın "Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi" kenar başlıklı 42. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir."
31. Anayasa'nın 42. maddesinin birinci fıkrasında kimsenin eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı belirtilmek suretiyle "eğitim hakkı" herkes yönünden güvenceye bağlanmıştır. Eğitim hakkı, kamu ve özel eğitim kurumlarını kapsadığı gibi eğitimin ilk, orta ve yükseköğrenim seviyelerini de kapsar. Anayasa’da yer alan eğitim ve öğrenim hakkı, kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe negatif ödevini yüklemektedir (Adem Öğüt ve diğerleri, B. No: 2014/20527, 22/11/2017,§ 44).
32. Anayasa'nın anılan maddesinde düzenlenen eğitim hakkı belli bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına erişimin sağlanmasını ve bu eğitim kurumlarına devam edebilmeyi teminataltına almaktadır. Bununla birlikte bu hak, devlete belli bir eğitim kurumu kurma ödevi yüklemediği gibi devletin var olan eğitim kurumlarını kaldırmasına veya statülerinde değişiklik yapmasına da engel teşkil etmemektedir (Adem Öğüt ve diğerleri, § 45. Benzer yöndeki değerlendirme için bkz. Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 68). Öte yandan sınırlı sayıdaki yüksek öğretim kurumlarına girişin, ilgili eğitim alanının gerektirdiği niteliklere sahip olan adayların seçilebilmesi bakımından objektif kriterler çerçevesinde sınav koşuluna bağlanması mümkündür (Adem Öğüt ve diğerleri, § 45).
33. Somut olayda başvurucuların bir yüksek öğretim kurumuna sınavsız giriş imkânı ortadan kaldırılarak onlar da sınav koşuluna tabi kılınmıştır. Başvurucuların Fakülteye girişte sınav koşuluna tabi kılınmalarının eğitim hakkına yönelik bir müdahale teşkil ettiği sonucuna varılmıştır.
b. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı
34. Anayasa'nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... ölçülülük ilkesine aykırı olamaz."
35. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen; kanun tarafından öngörülme, haklı bir sebebe dayanma ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olmadığı takdirde Anayasa’nın 42. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Dolayısıyla başvurucuların eğitim hakkına yapılan müdahalenin söz konusu koşullara uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
i. Kanunilik
36. Somut olayda 4652 sayılı Kanun'un 30. maddesinde Polis Akademisine giriş koşullarının Bakanlık tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüştür. Polis Koleji öğrencisi olan başvuruculara Polis Akademisi bünyesindeki Fakülteye girişte sınav koşulu öngören uygulamanın anılan Kanun hükmüne dayanılarak çıkarılan 17/8/2008 tarihli Yönetmelik'in 3/6/2014 tarihli Yönetmelik hükmü ile değiştirilen 7. maddesine dayandığı dikkate alındığında müdahalenin kanuni dayanağının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
ii. Meşru Amaç
37. Anayasa'nın 42. maddesinde eğitim hakkının sınırlandırılmasına ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Bununla birlikte eğitim hakkının mutlak ve sınırsız bir hak olduğu düşünülemez. Nitekim anılan maddenin ikinci fıkrasında yer verilen "Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir." ifadesi ile devlete bir takdir alanı yaratılmıştır. Eğitim hakkının Anayasa'nın "sosyal ve ekonomik haklar" bölümünde düzenlendiği hususu da gözetildiğinde devlete tanınan bu takdir hakkının özünde bir "sınırlama" yetkisi de içerdiği anlaşılmaktadır. Öte yandan Anayasa'da, diğer haklardan farklı olarak eğitim hakkının sınırlanması hususunda kanun koyucuyu bağlayan belli bir meşru amaçlar listesi bulunmamaktadır. Dolayısıyla kanun koyucunun eğitim hakkının sınırlanması hususundaki takdir aralığının geniş olduğu ifade edilebilir. Ancak kanun koyucunun bu yetkisini kullanırken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan "kamu yararı"nı gözetmesi gerektiği açıktır (Adem Öğüt ve diğerleri, § 53).
38. 3201 ve 4652 sayılı Kanunlarda 6638 sayılı Kanun ile değişiklik yapılmadan önceki hükümler uyarınca Polis Akademisinde öğrenci yetiştirmek üzere lise seviyesinde Polis Koleji, lisans düzeyinde ise Güvenlik Bilimleri Fakültesi açıldığı; anılan eğitim kurumlarına ilişkin mevzuat incelendiğinde bunların açılmasındaki temel amacın polis amiri yetiştirmek olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra kanun koyucu polis amiri alım koşulları yönünden sistem değişikliğine gitmiş ve polis amiri ihtiyacını anılan kurumlardan karşılama yönündeki politikasından vazgeçerek söz konusu kurumların kapatılmasına/yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasal düzenleme yapmıştır. Bu kapsamda 6638 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerle Polis Kolejinin kapatıldığı ve Polis Akademisi Başkanlığı bünyesindeki Fakültenin ise PAEM şeklinde farklı bir hukuki statüde yeniden yapılandırıldığı görülmektedir (Adem Öğüt ve diğerleri, § 54). 6638 sayılı Kanun’un belirtilen düzenlemelere ilişkin hükümlerine karşı iptal davası ve itiraz yoluyla yapılan norm iptaline dair başvuruları inceleyen Anayasa Mahkemesi, söz konusu düzenlemelerde Anayasa’ya aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle iptal istemlerini reddetmiştir (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017).
39. 6638 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde lise düzeyinde olan Polis Koleji ile dört yıllık eğitim veren Fakültenin kuruluş amaç ve gereklerinin günümüz şartlarında ortadan kalktığı, düzenleme ile emniyet teşkilatında istihdam edilecek personelin eğitim maliyetinin düşürülmesi, çağdaş ülkelerde olduğu gibi bir eğitim sistemi oluşturulması ve emniyet teşkilatında çok başlılık yaratan tüm eğitim kurumlarının Polis Akademisine bağlanmasının amaçlandığı belirtilmiştir. Bu yönüyle 6638 sayılı Kanun’la anılan konuyla ilgili yeni bir sistemin oluşturulmasının amaçlandığı anlaşılmaktadır. Gerek kamu güvenliği gerekse kişilerin bireysel güvenliğini doğrudan sağlamaya yönelik emniyet hizmetlerinin en iyi şekilde yürütülmesinde bu hizmetlere uygun personel seçme sisteminin oldukça etkili olduğu dikkate alındığında anılan amacın kamu yararı ile örtüştüğü tartışmasızdır (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017, §§ 272, 273).
40. Uygulanmasına geçilen bu yeni sistemin doğal bir sonucu ve gereği olarak ilgili hizmet alanının personel kaynağını teşkil eden eğitim kurumunun gerektirdiği nitelikleri taşıyan adayların belirlenmesi amacıyla söz konusu eğitim kurumuna girişte herkes yönünden sınav koşulu getirilmesinin yukarıda değinilen kamu yararının gerçekleştirilmesine yönelik meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşılmaktadır (aynı yöndeki değerlendirme için bkz. Adem Öğüt ve diğerleri, § 56).
iii. Ölçülülük
41. Somut olayda başvurucuların Polis Kolejine girdikleri dönemde yürürlükte olan mevzuata göre Polis Koleji mezunlarına Fakülteye sınavsız geçiş hakkı tanınmışken başvurucular Polis Kolejinden henüz mezun olmadan önce yapılan mevzuat değişikliğiyle bu hak ortadan kaldırılmış, onların da Fakülteye girişte diğer öğrenci adayları gibi sınava tabi tutulmaları öngörülmüştür.
42. Devletin objektif ölçütler çerçevesinde bazı bireylere belli eğitim kurumlarına erişim konusunda sağladığı birtakım avantajların daha sonra ortadan kaldırılmış olmasıtek başına eğitim hakkının ihlali sonucunu doğurmaz. Bununla birlikte somut olayda başvurucuların başka ortaöğretim kurumları yerine Polis Kolejini tercih etmelerinde ve buna göre eğitim ve iş kariyerlerini planlamalarında yürürlükte bulunan mevzuata güvenerek buradan mezun olduklarında sınavsız şekilde Fakülteye girebilecekleri yönündeki beklentilerinin de etkili olduğu yadsınamaz. Ancak emniyet hizmetlerinin hem kamu güvenliği hem de bireylerin kişisel güvenlikleri yönünden taşıdığı kritik önem, bu hizmet alanında köklü ve yapısal değişiklikler getiren yeni sisteme ilişkin kurallara birtakım istisnaların -başvurucuların Fakülteye sınavsız geçiş haklarının saklı tutulması gibi-öngörülmesine imkân tanımayabilir. Bir başka ifadeyle başvurucuların böyle bir beklentiye sahip olmalarının sistem değişikliğinin bütün yönleriyle etkin bir şekilde ve bir an önce hayata geçirilmesinin önünde engel teşkil edebileceği düşünülemez. Bu noktada başvurucuların sınavsız olarak Fakülteye kayıt yaptırıp Fakülte öğrencisi statüsü kazandıktan sonra sınav koşuluna tabi kılınması gibi bir durum bulunmadığına da dikkat çekmek gerekir. Somut olayda henüz Polis Koleji öğrencisi olan başvurucuların yakın gelecekte sınavsız olarak Fakülteye kayıt yaptırma şeklinde bir "beklenti"si söz konusudur (Adem Öğüt ve diğerleri, § 58).
43. Bununla birlikte kişilerin önceki mevzuatın yürürlükte kalacağı yönündeki güvenlerine dayalı olarak ortaya çıkabilecek kayıplarını mümkün olduğunca telafi edebilecek/dengeleyebilecek birtakım imkânlara da sahip olmaları gerekir.
44. Bu bağlamda somut olayda, yukarıda yer verilen mevzuat değişikliklerinden önce Polis Koleji mezunlarına diğer bireylere nazaran avantajlı bir konum sağlanmakta ve sınavsız olarak Fakülteye kayıt yaptırma imkânı tanınmaktayken başvurucuların bu avantajlı durumuna son verilmiş, başvurucular diğer öğrenci adaylarıyla eşit konuma getirilmiştir. Bununla birlikte sahip oldukları avantaj ortadan kaldırılırken başvurucuların Fakültede (ilerleyen süreçte farklı bir hukuki statüyle yeniden yapılandırılan PAEM'de) eğitim alabilme haklarına halel getirilmemiştir. Nitekim başvurucuların ilgili eğitim alanının gerektirdiği niteliklere en uygun adayların seçilebilmesi amacıyla getirilen sınavlara katılmak ve mevzuatta öngörülen diğer şartları da sağlamak kaydıyla belirtilen eğitim kurumlarında eğitim almalarının önünde bir engel söz konusu değildir. Öte yandan başvurucuların diğer fakülte ve yüksekokullarda eğitim ve öğrenim görmelerine bir mani bulunmadığı da açıktır. Bu nedenle somut olayda eğitim ve öğrenim hakkının kullanımını ciddi surette güçleştirip amacına ulaşmasına engel oluşturan bir durumdan söz edilemez. Dolayısıyla başvurucuların önceki mevzuatın yürürlükte kalacağı yönündeki güvenlerine dayalı olarak ortaya çıkabilecek kayıplarını mümkün olduğunca telafi edebilecek/dengeleyebilecek yeterli imkânlara sahip olduğu sonucuna varılmıştır (aynı yöndeki değerlendirme için bkz. Adem Öğüt ve diğerleri, § 60).
45. Buna göre sadece Polis Koleji mezunu sıfatıyla Fakülteye sınavsız kayıt imkânlarının kaldırılmış olmasının -yukarıda açıklandığı üzere sahip oldukları diğer olanaklardikkate alındığında- başvuruculara aşırı ve katlanılamaz bir külfet yüklemediği, başvurucuların eğitim hakkına yapılan müdahalenin ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır.
46. Bu durumda belirtilen şikâyet yönünden başvurucuların eğitim ve öğrenim haklarına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.
47. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda başvurucunun ihlal iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
48. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Polis Kolejinden Mezun Olunan Yıl Üniversite Sınavlarına Girilememiş Olması Nedeniyle Eğitim ve Öğrenim Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
49. Başvurucular, Polis Koleji mezunlarının Fakülteye sınavsız kayıt imkânını öngören yönetmelik hükümlerinin değiştirildiği 3/6/2014 tarihi itibarıyla genel üniversitelere giriş sınavlarının gerçekleştirildiğini belirtmektedir. Söz konusu değişikliğin önceden bilinmesinin mümkün olmaması nedeniyle üniversite giriş sınavlarına müracaat etmediklerini ve bu sebeple Polis Kolejinden mezun oldukları aynı yıl üniversite sınavlarına katılamadıklarını ifade eden başvurucular, eğitim haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
50. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini öncelikle yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek, B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
51. Somut olayda, şikâyet konusu düzenlemelerde eğitim hakkına yönelik bir ihlal olmadığının açık olduğu yukarıda saptanmıştır. Bununla birlikte başvurucular, eğitim hakkına yönelik bir ihlal teşkil etmeyen bu düzenlemelerin uygulanması sürecindeki idari işleyişten kaynaklı olarak birtakım zararlara uğradıklarını ileri sürebilirler. Başvurucuların uğradıklarını ileri sürdükleri bu tip zarar hâllerine karşı korunmalarının tam yargı davası yolu ile idari yargı makamlarınca sağlanması mümkündür. Özellikle somut başvuruya konu ihlal iddiasına benzer uyuşmazlıklar açısından idari yargı yolunun yüksek başarı şansı sunabilecek, kullanılabilir ve etkili bir başvuru yolu olduğu anlaşılmaktadır.
52. Başvurucular tarafından belirtilen şikâyetleri bağlamında uğradıklarını ileri sürdükleri zarar hâllerine ilişkin olarak idari yargıda görevli ve yetkili yargı mercileri nezdinde giderim talebiyle somut başvuru açısından etkili bir yol olan tam yargı davası açma yoluna gidildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı görülmektedir. Bu itibarla Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için etkili başvuru yollarının tüketilmesi koşulunun yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
53. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin başvurunun Polis Koleji mezunlarına fakülteye sınavsız kayıt imkânı sağlayan düzenlemelerin kaldırılmasına dair şikâyetle ilgili kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Eğitim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkin başvurunun Polis Kolejinden mezun olunan yıl üniversite sınavlarına girilememiş olmasına dair şikâyetle ilgili kısmının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 19/4/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.