Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Aynur Gök ve diğerleri [2.B.], B. No: 2015/3042, 16/1/2020, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AYNUR GÖK VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/3042)

 

Karar Tarihi: 16/1/2020

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Recep KÖMÜRCÜ

Üyeler

:

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Denizhan HOROZGİL

Başvurucular

:

1. Aynur GÖK

 

:

2. Cahid BAŞKARA

 

:

3. Hakan ALGÜL

 

:

4. İbrahim Halil VURAL

 

:

5. İsmail TAŞ

 

:

6. Mehmet SARUHAN

 

:

7. Muhittin DUMAN

Vekileri

:

Av. Hasan DOĞAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, özel yetkili mahkemelerce yargılama yapılması, başvurucular hakkında beyanda bulunan bir sanığın sorgulanamaması ve iddianamede delil olarak gösterilen bazı tanıkların dinlenmemesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının; başvurucular hakkında verilen iletişimin dinlenmesi ve teknik araçlarla izleme kararlarının hukuka aykırı olması nedeniyle haberleşme hürriyetinin; başvurucuların bazı toplantılara katılmalarının terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkûmiyet kararında delil olarak değerlendirilmiş olması nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının; hukuka aykırı olarak tutuklanmaları ve tutukluluğun uzun sürmesi nedeniyle de kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 18/2/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucular Aynur Gök, Muhittin Duman, Mehmet Saruhan, İsmail Taş, Cahid Başkara, İbrahim Halil Vural ve Hakan Algül sırasıyla 1985, 1991, 1989, 1988, 1975, 1989 ve 1989 doğumlu olup olayların meydana geldiği tarihte Sivas'ta ikamet etmektedir.

7. Soruşturma evresinde Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesince (CMK 250. madde ile yetkili) başvurucular hakkında PKK/KCK terör örgütüne üye olma suçunun işlendiğine yönelik kuvvetli belirtiler olduğu gerekçesiyle ve delil elde edilebilmesi amacıyla iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması, sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, teknik araçlarla izleme kararı verilmiştir.

8. Daha sonra başvurucular, PKK/KCK terör örgütüne üye olma suçundan 27/3/2012 tarihinde gözaltına alınmış ve 30/3/2012 tarihinde tutuklanmışlardır. Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının (TMK 10. madde ile görevli) 10/4/2012 tarihli iddianamesiyle başvurucular Aynur Gök, Mehmet Saruhan, İsmail Taş, Cahid Başkara, İbrahim Halil Vural ve Hakan Algül hakkında terör örgütü üyesi olma ve terör örgütünün propagandasını yapma suçundan; başvurucu Muhittin Duman hakkında ise terör örgütü üyesi olma suçundan kamu davası açılmıştır.

9. (Kapatılan) Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 2/5/2013 tarihinde, terör örgütüne üye olma suçundan başvurucular Aynur Gök, Hakan Algül, İsmail Taş, İbrahim Halil Vural, Mehmet Saruhan ve Cahid Başkara'nın her birinin 9'ar yıl; Muhittin Duman'ın ise 7 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûmiyetine ve tutukluluk hallerinin hükümle birlikte devamına karar vermiştir. Mahkeme, 21/3/2012 tarihinde işlenen terör örgütünün propagandasını yapma suçundan Aynur Gök, Hakan Algül, İbrahim Halil Vural ve Mehmet Saruhan'ı 1'er yıl hapis cezasına mahkûm etmiş; 1/5/2011 tarihinde işlenen terör örgütünün propagandasını yapma suçundan ise Aynur Gök, Hakan Algül, İsmail Taş, İbrahim Halil Vural, Mehmet Saruhan ve Cahid Başkara hakkında kovuşturmanın ertelenmesine karar vermiştir.

10. Mahkeme, gerekçeli kararına iddianameyi ve sanık savunmalarını özetleyerek başlamış; dosyada mevcut delillere ve iletişim kaydı içeriklerine değinmiştir. Daha sonra PKK/KCK terör örgütünün yapısını, işleyişini ve terör örgütünün Demokratik Yurtsever Gençlik (DYG) ve Demokratik Yurtsever Gençlik Meclisi (DYG-M) isimli alt yapılanmaları arasındaki ilişkileri açıklayan Mahkeme bu kapsamda, dosyada yer alan her bir sanık hakkında ayrı başlıklar hâlinde delil değerlendirmesi yapmıştır.

11. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu Aynur Gök hakkında on sekiz ayrı başlık hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:

"...sanık hakkındaki iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar, ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD izleme tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait haberler, bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi) içerisinde faaliyet göstermesi, sanık [E.B.nin], sanık Aynur Gök'ün DYG içerisinde faaliyet gösteren şahıslar arasında olduğunu, sanığın DYG Sivas yürütme komitesi eş başkanlığı ve sözcülük görevini yaptığını beyan etmesi, örgütsel gizlilik kurallarına azami düzeyde uyması, etkinlikler konusunda diğer sanıklara talimatlar vermesi, 27/3/2011 günü düzenlenen, [toplantıdan önce cep telefonlarının toplatıldığı] örgütsel toplantı haline dönüşen etkinliğe katılması, 3/4/2011 günü Abdullah Öcalan'ın doğum günü nedeniyle organize edilen örgütsel etkinliğe katılması, 1/5/2011 tarihinde Sivas ilinde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine DYG adıyla katılım sağlayarak grubu yönlendirmesi, ayrıca terör örgütünce marş olarak kabul edilen 'Hernepej' adlı marşı söylemesi, 23/4/2011 tarihinde Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde darp edilen öğrenci olayına örgütsel anlam kazandırarak faaliyete katılması, 19 Mayıs 2011 günü Sivas ilinden kırsal alana çıkan ve daha sonra öldürülen [B.A.] adlı terörist anısına düzenlenen örgütsel faaliyeti organize ederek katılması, Sivas ili İmranlı ilçesi kırsal alanında 14 Haziran 2011 günü öldürülen terör örgütü mensuplarına sahip çıkılması talimatını vermesi, Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda çalışmalarına başladıkları Çatı Partisi faaliyetleri kapsamında 8/10/2011 günü Sivas Seyrantepe İMKB düğün salonunda düzenlenen etkinlikleri organize ederek katılması, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 10 Ekim 2011 günü düzenlenen operasyonlarda PKK/KCK terör örgütüne mensup üçü üst düzey yönetici olmak üzere toplam yedi teröristin etkisiz hale getirilmesini örgütsel gizlilik kuralları çerçevesinde değerlendirmesi, 11/12/2011 günü terör örgütü tarafından verilan talimat gereği 'Ez li vır im' kampanyası çerçevesinde Sivas ilinde bir basın açıklaması organize ederek basın açıklamasını okuması, 25/12/2011 günü kültür sanat etkinliği adı altında gerçekleştirilen terör örgütü adına kırsal alanda öldürülen şahıslar adına saygı duruşunda bulunulan ve terör örgütü toplantısı haline dönüştürülen etkinliği organize ederek, katılarak konuşma yapması, 30/12/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde yapılanmada faaliyet gösterdiği diğer şahıslarla birlikte terör örgütü toplantısı haline dönüştürülen etkinliği organize ederek katılması, 11/3/2012 günü 8 Mart Dünya Kadınlar günü bahanesiyle Sivas ili İMKB düğün salonunda yapılan etkinliği organize ederek katılması ve konuşma yapması, 21 Mart Nevruzuyla ilgili olarak Sivas ili Eğitim-Sen binasında düzenlenen toplantıya PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması DYG-M adına temsilci olarak katılması, toplantı sonrası alınan kararları yapıda faaliyet gösteren şahıslara aktarması, Sivas ilinde 21 Mart 2012 günü DYG imzalı pankartların taşındığı örgütsel sloganların atıldığı etkinliğe, organize ederek katılması, burada yapıya mensup diğer şahıslarla birlikte terör örgütü tarafından marş olarak kabul edilen 'Oramar' adlı marşı söylemesi, ikametinde yapılan aramada örgütsel dokümanların olması nazara alındığında eylemlerin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."

12. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu Muhittin Duman hakkında on ayrı başlık hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:

"...sanık hakkındaki iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar, ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD izleme tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait haberler, bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi) içerisinde faaliyet göstermesi, 29/3/2012 tarihinde Sivas Emniyet Müdürlüğünde ifadesi alınan ve fotoğraf teşhisi yapan sanık [E.B.nin], Muhittin Duman'ın 'Sivas ili DYGM içerisinde görevini tam olarak bilmediğini ancak örgütsel etkinliklere aktif bir biçimde katıldığını' beyan etmesi, 27/3/2011 günü düzenlenen ve örgütsel gizlilik kapsamında cep telefonlarının toplandığı etkinliğe katılması, 3/4/2011 günüterörist başı Abdullah Öcalan’ın doğum günü kutlama etkinliği kapsamında düzenlenen örgütsel faaliyete katılması, 1 Mayıs 2011 günü düzenlenen etkinliklere DYG adıyla katılım sağlaması ve bu etkinlikte grubun içerisinde bulunması, Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde öğrenci olan doğu kökenli bir şahsın kalmakta olduğu ikametinde darp edilmesi olayına örgütsel anlam kazandırarak terör örgütüne taban oluşturması ve 24/4/2011 günü basın açıklamasını organize ederek katılması, 19 Mayıs günü Sivas ilinden kırsal alana çıkan ve daha sonra öldürülen [B.A.] adlı terörist anısına düzenlenen örgütsel faaliyeti organize ederek katılması, Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda çalışmalarına başladıkları Çatı Partisi faaliyetleri kapsamında 8/10/2011 günü düzenlenen etkinliğe katılması, 25/12/2011 günü kültür sanat etkinliği adı altında düzenlenen terör örgütünün toplantısı haline dönüşen etkinliği organize ederek katılması dikkate alındığında sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."

13. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu Mehmet Saruhan hakkında on yedi ayrı başlık hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:

"...sanık hakkındaki iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar, ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD izleme tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait haberler, bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi) içerisinde faaliyet göstermesi, sanık [E.B.nin], sanığın 'Sivas ili Cumhuriyet üniversitesi DYGM yapılanması içerisinde üniversite sorumlusu olduğunu' beyan etmesi, 27/3/2011 günü düzenlenen, [toplantıdan önce cep telefonlarının toplatıldığı] örgütsel faaliyete katılması, 3/4/2011 günü Abdullah Öcalan’ın doğum günü anısına düzenlenen örgütsel faaliyete katılması, Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde 24/4/2011 günü düzenlenen basın açıklamasına katılması, 1/5/2011 tarihinde Sivas ilinde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine katılması ve 'Hernepeş' adlı marşı söylemesi, 19 Mayıs günü Sivas ilinden kırsal alana çıkan ve daha sonra öldürülen [B.A.] adlı terörist anısına düzenlenen örgütsel faaliyeti organize ederek katılması, 6/5/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde düzenlenen yürüyüşe katılması, 8/10/2011 tarihinde Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda Sivas ilinde Çatı Partisi faaliyetine katılması, 11/12/2011 günü terör örgütü tarafından verilen talimat gereği 'Ez li vır im' kampanyası çerçevesinde Sivas ilinde bir basın açıklaması organize ederek katılması, 25/12/2011 günü kültür sanat etkinliği adı altında düzenlenen, terör örgütü toplantısı haline dönüşen etkinliği organize ederek katılması, 30/12/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde yapılanmada faaliyet gösterdiği diğer şahıslarla birlikte terör örgütü tarafından müzahir kitleye empoze edilen sloganların atıldığı faaliyeti organize ederek katılması, 11/3/2012 günü 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle düzenlenen ve terör örgütünün toplantısına dönüşen etkinliği organize ederek katılması, 18 Mart 2012 günü Diyarbakır ilindeki örgütsel etkinliğe katılması, Sivas ilinde 21 Mart 2012 günü düzenlenen etkinliği organize edenlerden olması dikkate alındığında sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."

14. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu İsmail Taş hakkında on üç ayrı başlık hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:

"...sanık hakkındaki iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar, ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD izleme tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait haberler, bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi) içerisinde faaliyet göstermesi, sanık [E.B.nin], sanık İsmail Taş'ın '[Ş.Y.] ile birlikte DYG dış ilişkiler komitesi sorumlusu ve basın komitesi sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğünü ve Diyarbakır ilinde yapılan gençlik toplantısına [Ş.Y.] ile birlikte gittiklerini' ifade etmesi, Diyarbakır ilinde DYG tarafından organize edilen toplantıya Sivas ili DYG-M’yi temsilen [Ş.Y.] ile birlikte katılması ve örgütsel gizlilik kurallarına uyması, 27/3/2011 günü düzenlenen, [toplantıdan önce cep telefonlarının toplatıldığı] örgütsel toplantı haline dönüşen etkinliğe katılması, 03/04/2011 günü Sivas ilinde Abdullah Öcalan'ın doğum günü nedeniyle organize edilen örgütsel etkinliğe katılması, 1/5/2011 tarihinde Sivas ilinde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine DYG adıyla katılması ve terör örgütünce marş olarak kabul edilen 'Hernepej' adlı marşı söylemesi, 28/4/2011 günü Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde bulunan muhtelif yerlere, terör örgütü tarafindan müzahir kitleye empoze edilen sloganlarin yer aldığı ve altında DYG ibaresi bulunan bildirilerin hazırlanmasında rol oynayıp dağıtımını sağlaması, 6/5/2011 günü Cumhuriyet Üniversitesinde sol gruplarında katılımıyla düzenlenen yürüyüşe DYG-M yapılanmasından kimlerin/kaç kişiyle katılacağı talimatını vermesi ve toplantıda aldıkları 'Devrimci Şiddet' kararını yapılanmada faaliyet gösteren unsurlara iletmesi, Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda çalışmalarında başladıkları Çatı Partisi faaliyetleri kapsamında 8/10/2011 günü düzenlenen etkinliği organize ederek katılması, yapıyla fikir ayrılıklarına düştüğü, zaman zaman sorunlar yaşadığı ve örgütsel hiyerarşi gereği özeleştiri verdiği, DYG-M Sivas il yapılanmasıyla yaşadığı sorunları gidererek tekrar yapıya katılması, 30/12/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde düzenlenen örgütsel etkinliği organize ederek katılması, sanık [Ş.Y.] ile ortak kullandıkları ikametinde yapılan aramada ele geçirilen materyallerin PKK-KCK terör örgütü mensupları ve sempatizan çevreler tarafından söylenen ve dinlenen, PKK/KCK terör örgütünün önem atfettiği eylemler için söylenen marşlar ve örgüt propagandasının yapılması yönünde güdüleme amaçlı, eleman kazanmaya yönelik, video, müzik-marş ve resimlerin olması, ayrıca örgütsel içerikli dökümanların bulunması, ayrıca Sivas ilinde yürüttükleri faaliyetlere ilişkin fotoğraf ve videoların bulunması dikkate alındığında sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."

15. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu Cahid Başkara hakkında on yedi ayrı başlık hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:

"...sanık hakkındaki iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar, ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD izleme tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait haberler, bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi) içerisinde faaliyet göstermesi, sanık [E.B.nin], sanığın Sivas ili Cumhuriyet üniversitesi DYGM yapılanması içerisinde üniversite sorumlusu olduğunu beyan etmesi, 27/3/2011 günü düzenlenen, [toplantıdan önce cep telefonlarının toplatıldığı] örgütsel faaliyete katılması, 3/4/2011 günü Abdullah Öcalan’ın doğum günü anısına düzenlenen örgütsel faaliyete katılması, Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde 24/4/2011 günü düzenlenen basın açıklamasına katılması, 1/5/2011 tarihinde Sivas ilinde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine katılması ve 'Hernepeş' adlı marşı söylemesi, 19 Mayıs günü Sivas ilinden kırsal alana çıkan ve daha sonra öldürülen [B.A.] adlı terörist anısına düzenlenen örgütsel faaliyeti organize ederek katılması, 6/5/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde düzenlenen yürüyüşe katılması, 8/10/2011 tarihinde Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda Sivas ilinde Çatı Partisi faaliyetine katılması, 11/12/2011 günü terör örgütü tarafından verilen talimat gereği 'Ez li vır im' kampanyası çerçevesinde Sivas ilinde bir basın açıklaması organize ederek katılması, 25/12/2011 günü kültür sanat etkinliği adı altında düzenlenen terör örgütü toplantısı haline dönüşen etkinliği organize ederek katılması, 30/12/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde yapılanmada faaliyet gösterdiği diğer şahıslarla birlikte terör örgütü tarafından müzahir kitleye empoze edilen sloganların atıldığı faaliyeti organize ederek katılması, 11/3/2012 günü 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle düzenlenen ve terör örgütünün toplantısına dönüşen etkinliği organize ederek katılması, 18 Mart 2012 günü Diyarbakır ilindeki örgütsel etkinliğe katılması, Sivas ilinde 21 Mart 2012 günü düzenlenen etkinliği organize edenlerden olması dikkate alındığında sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."

16. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu İbrahim Halil Vural hakkında on altı ayrı başlık hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:

"...sanık hakkındaki iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar, ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD izleme tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait haberler, bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi) içerisinde faaliyet göstermesi, sanık [E.B.nin], sanık İbrahim Halil Vural'ın 'Sivas ili DYGM yapılanmasında basın komitesi içerisinde aktif faaliyet yürüttüğünü' beyan etmesi, 27/3/2011 günü düzenlenen ve örgütsel gizlilik kapsamında cep telefonlarının toplandığı örgütsel etkinliği organize ederek katılması, 3/4/2011 günü Abdullah Öcalan’ın doğum gününü kutlama nedeniyle düzenlenen örgütsel faaliyete katılması, 1/5/2011 tarihinde Sivas ilinde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine DYG adıyla katılım sağladığı ve bu etkinlikte grubu yönlendirdiği, terör örgütünce marş olarak kabul edilen 'Hernepej' adlı marşı söylemesi, 28/4/2011 günü Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde bulunan muhtelif yerlere, terör örgütü tarafından müzahir kitleye empoze edilen sloganların yer aldığı ve altında DYG ibaresi bulunan bildirileri hazırlaması ve dağıtımını sağlaması, Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde öğrenci olan şahsın darp edilmesi olayına örgütsel anlam kazandırarak terör örgütüne taban oluşturması, bu kapsamda 24/4/2011 günü basın açıklamasına katılması, 19 Mayıs 2011 günü Sivas ilinden kırsala alana çıkan ve daha sonra öldürülen [B.A.] adlı terörist anısına düzenlenen piknik adı altındaki örgütsel faaliyete organize ederek katılması, 11/12/2011 günü terör örgütü tarafından verilen talimat gereği 'Ez li vır im' kampanyası çerçevesinde Sivas ilinde bir basın açıklaması organize ederek katılması, 25/12/2011 günü kültür sanat etkinliği adı altında düzenlenen terör örgütünün toplantısı haline dönüşen etkinliği organize ederek katılması, 30/12/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde faaliyet gösterdiği diğer şahıslarla birlikte yapılan basın açıklamasına katılması, 8/10/2011 günü Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması adına Sivas ilinde Çatı Partisi faaliyetinde bulunması, 11/3/2012 günü 8 Mart Dünya Kadınlar günü bahanesiyle Sivas ili İMKB düğün salonunda düzenlenen ve terör örgütünün toplantısı haline dönüşen etkinliği organize ederek katılması, Sivas ilinde 21 Mart 2012 günü düzenlenen nevruz konulu etkinliğe katılarak bu etkinlikte DYG ibareli bir pankart taşıması, ikametinde yapılan aramada örgüte eleman ve sempatizan kazandırma amaçlı düzenledikleri açık alan etkinliklerinin video görüntüleri, örgütün önem atfettiği günlerde düzenledikleri etkinliklere dair görüntüler ve PKK/KCK terör örgütünün önem atfettiği eylemler için söylenen ve örgüt propagandasının yapılması yönünde güdüleme amaçlı, eleman kazanmaya yönelik, video, müzik-marş ve resimlerin olması dikkate alındığında sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."

17. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu Hakan Algül hakkında yirmi ayrı başlık hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:

"...sanık hakkındaki iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar, ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD izleme tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait haberler, bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi) içerisinde faaliyet göstermesi ve sanık [E.B.nin], sanık Hakan Algül'ün Aynur Gök ile birlikte DYG Sivas yürütme komitesi eş başkanlığını birlikte yürüttüklerini beyan etmesi, örgütsel gizlilik kurallarına azami düzeyde riayet etmesi, etkinlikler konusunda diğer sanıklara talimatlar vermesi, 27/3/2011 günü düzenlenen, [toplantıdan önce cep telefonlarının toplatıldığı] örgütsel toplantı haline dönüşen etkinliğe katılması, 3/4/2011 günü Abdullah Öcalan'ın doğum günü nedeniyle organize edilen örgütsel etkinliğe katılması, 1/5/2011 tarihinde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine DYG adıyla katılım sağlayarak grubu yönlendirmesi ayrıca terör örgütünce marş olarak kabul edilen 'Hernepej' adlı marşı söylemesi, 23/4/2011 tarihinde Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde darp edilen öğrenci olayına örgütsel anlam kazandırarak etkinliğe katılması, 19 Mayıs 2011 günü, Sivas ilinden kırsala alana çıkan ve daha sonra öldürülen [B.A.] adlı terörist anısına düzenlenen örgütsel faaliyeti organize ederek katılması, Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda çalışmalarına başladıkları Çatı Partisi faaliyetleri kapsamında 8/10/2011 günü düzenlenen etkinlikleri organize ederek katılması, 28/4/2011 günü Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde bulunan muhtelif yerlere, terör örgütü tarafindan müzahir kitleye empoze edilen sloganlarin yer aldığı ve altında DYG ibaresi bulunan bildirileri hazırlayarak yapılanmada faaliyet gösteren şahıslar marifetiyle dağıttırması, 6/5/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde sol grupların da katılımıyla düzenlenen yürüyüşe DYG-M yapılanmasından kimlerin/kaç kişiyle katılacağı talimatını vermesi, görüşmede 'Devrimci Şiddet' kararı aldıklarını belirtmesi, Sivas ili İmranlı ilçesi kırsal alanında 14 Haziran 2011 günü öldürülen 3 teröristle ilgili görüşmelerinin bulunması, terör örgütü tarafından verilen talimat gereği 'Ez li vır im' kampanyası çerçevesinde bir basın açıklaması organize ederek katılım sağlaması, 25/12/2011 günügerçekleştirilen terör örgütü adına kırsal alanda öldürülen şahıslar adına saygı duruşunda bulunulan ve terör örgütü toplantısı haline dönüştürülen etkinliği organize ederek katılması ve etkinlikte konuşma yapması, 30/12/2011 günü terör örgütü toplantısı haline dönüştürülen etkinliği organize ederek katılması, 11/3/2012 günü 8 Mart Dünya Kadınlar günü bahanesiyle yapılan etkinliği organize ederek katılması ve etkinlikte konuşma yapması, 21 Mart 2012 günü DYG imzalı pankartların taşındığı, örgüte müzahir sloganların atıldığı nevruz etkinliğini organize ederek katılması ve terör örgütü tarafından marş olarak kabul edilen 'Oramar' adlı marşı söylemesi, KCK yürütme konseyi tarafından Diyarbakır ve İstanbul illerinde düzenlenecek nevruz kutlamalarına katılım talimatı üzerine Diyarbakır iline giderek faaliyetlerde bulunması, ikametinde yapılan aramada PKK-KCK terör örgütü mensupları ve sempatizan çevreler tarafından söylenen ve dinlenen, PKK/KCK terör örgütünün önem atfettiği eylemler için söylenen marşlar ve örgüt propagandasının yapıldığı, terör örgütü adına kırsal alanda faaliyet gösteren unsurların da yer aldığı, video, müzik-marş ve resimlerin olması nazara alındığında sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."

18. Mahkemece başvurucular hakkında verilen mahkûmiyet kararları, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucu 10/11/2014 tarihinde onanarak kesinleşmiştir.

19. Başvurucular Yargıtay ilamından 28/1/2015 tarihinde haberdar olduklarını belirtmişlerdir.

20. Başvurucular 18/2/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuşlardır.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

21. İlgili ulusal hukuk için bkz. Metin Birdal (GK), B. No: 2014/15440, 22/5/2019, §§ 28-39.

B. Uluslararası Hukuk

22. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre ulusal hukuktaki nitelemeye bakılmaksızın tanık kavramının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) kapsamında özerk bir anlamı vardır (Damir Sibgatullin/Rusya, B. No: 1413/05, 24/4/2012, § 45). Bu kavram duruma göre suç ortaklarını (Trofimov/Rusya, B. No: 1111/02, 4/12/2008, § 37), mağdurları (Vladimir Romanov/Rusya, B. No: 41461/02, 24/7/2008, §§ 7, 97) ve bilirkişi tanıklarını (Doorson/Hollanda, B. No: 20524/92, 26/3/1996, §§ 81, 82) kapsayabilir. Bu bakımdan duruşmada ister okunsun ister okunmasın ifadeleri mahkeme önünde bulunan ve mahkeme tarafından dikkate alınan kişiler, Sözleşme’nin 6. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (d) bendi bakımından tanık olarak kabul edilmektedir (Kostovski/Hollanda [GK], B. No: 11454/85, 20/11/1989, § 40).

23. Uluslararası hukuk için ayrıca bkz. Metin Birdal, §§ 34-39.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

24. Mahkemenin 16/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adil Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Bağımsız ve Tarafsız Bir Mahkemede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

a. Başvurucuların İddiaları

25. Başvurucular; bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışmalı olan özel yetkili mahkemelerce yargılandıklarını, anılan mahkemelerin adil yargılama yapmadığını, bu sebeplerle Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

b. Değerlendirme

26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3), 48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda, kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).

27. Somut olayda başvurucular, ihlal iddialarını temellendirmemiş; anılan mahkemelerin hangi somut özelliğinin adil yargılanma hakkını ihlal ettiği konusunda bir açıklamada bulunmamışlardır. Bu nedenle ihlal iddiası ve bu iddianın temelindeki olguların ispatına ilişkin yeterli açıklamalarda bulunmayan başvurucuların iddialarını temellendiremedikleri sonucuna ulaşılmıştır.

28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Tanık Sorgulama ve Dinletme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

a. Başvurucuların İddiaları

29. Başvurucular; haklarında aleyhe beyanda bulunan ve aynı dosyada sanık konumunda bulunan E.B.nin Mahkemece genel duruşma günleri dışında, kendileri hazır edilmeksizin dinlenildiğini ve iddianamede delil olarak gösterilen bazı tanıkların Mahkemece dinlenilmediğini belirterek adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

b. Değerlendirme

30. 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (3), 48. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda, kamu gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, §§ 19, 20).

31. Somut olayda başvurucular, bu başlık altındaki iddialarını soyut bir şekilde ileri sürmüş; başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri sunarak olaylar hakkındaki iddialarını kanıtlama ve dayanılan Anayasa hükmünün kendilerine göre ihlal edildiğine dair hukuki iddialarını ortaya koyma yükümlülüğünü yerine getirmemişlerdir (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi, B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19). Başvurucular, tanık sorgulama hakkının ihlal edilmesine sebep olduğunu belirttikleri sanık E.B.nin beyanının kendilerinin de bulunduğu bir duruşmada alınmasını ve sanığa soru sormak istediklerini ilk derece mahkemesinde veya kanun yolu incelemesinde ileri sürüp sürmedikleri, ileri sürmüşlerse ne zaman ve ne şekilde ileri sürdükleri, bu taleplere ilişkin hangi gerekçeyle ne tür karar verildiği hususunda bir açıklamaya başvuru formunda yer vermemişler; bunlara ilişkin bilgi ve belgeleri başvuru formuna eklememişlerdir.

32. Başvurucular ayrıca iddianamede belirtilen diğer tanıkların dinlenilmemiş olmasını da şikâyet etmişlerdir. Ancak anılan tanıkların dinlenilmesinin hangi nedenlerle önemli olduğu ve gerçeğin ortaya çıkması için neden gerekli olduğu başvurucular tarafından açıklanmamıştır.

33. Başvurucular bu şekilde tanık sorgulama ve dinletme haklarının ihlal edildiğine dair hukuki iddialarını ortaya koyma yükümlülüğünü yerine getirmemişlerdir.

34. Açıklanan gerekçelerle bu bölümdeki iddiaların temellendirilememiş olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Haberleşme Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

35. Başvurucular; haklarında verilen iletişimin dinlenilmesi ve teknik araçlarla izleme kararlarının gizli, sınırsız, orantısız ve denetimsiz bir şekilde verildiğini, mahkûmiyet kararına esas alınan telefon görüşmelerinin günlük hayata ilişkin olduğunu belirterek haberleşme hürriyetlerinin ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

2. Değerlendirme

36. Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurularda, başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri sunmak suretiyle olaylar hakkındaki iddialarını kanıtlamak ve dayanılan Anayasa hükmünün kendilerine göre ihlal edildiğine dair açıklamalarda bulunarak hukuki iddialarını ortaya koymak başvurucuya düşer. Başvurucunun kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü hak ve özgürlük ile dayanılan Anayasa hükümlerini, ihlal gerekçelerini, dayanılan deliller ile ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların neler olduğunu başvuru dilekçesinde belirtmesi şarttır. Başvuru dilekçesinde kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı, bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçelerle deliller açıklanmalıdır (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19).

37. Somut olayda başvurucular, bu başlık altındaki iddialarını soyut bir şekilde ileri sürmüşler; başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri sunarak olaylar hakkındaki iddialarını kanıtlama ve dayanılan Anayasa hükmünün kendilerine göre ihlal edildiğine dair hukuki iddialarını ortaya koyma yükümlülüğünü yerine getirmemişlerdir.

38. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların iddialarını temellendirmemiş oldukları anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

C. Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

39. Başvurucular bazı toplantılara katılmış olmalarının mahkûmiyet kararında delil olarak kullanıldığını ifade ederek, Anayasa'da güvence altına alınan hakların kullanılması niteliğinde olan bu eylemlerin terör örgütüne üye olma suçunun delili olarak kullanılmasının toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüşlerdir.

2. Değerlendirme

40. Katıldıkları veya organize ettikleri toplantılar ile bu toplantılarda açıklanan bazı düşüncelerinin mahkûmiyet kararlarında terör örgütüne üye olma suçunun delili olarak kullanılması başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı üzerinde caydırıcı etki doğurabilir. Dolayısıyla başvurucuların Anayasa'nın 34. maddesinde koruma altına alınan haklarına bir müdahalede bulunulduğu kabul edilmelidir (Metin Birdal, § 48).

41. Başvuru konusu müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesinde öngörülen kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı ve Anayasa'nın 34. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması meşru amaçları kapsamında kaldığı anlaşılmıştır (Metin Birdal, §§ 52, 53). Bu nedenle başvuru konusu müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olup olmadığı değerlendirilecektir.

a. Müdahalenin Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygun Olması

42. Temel hak ve özgürlüklerin koruması altında bulunan bir eylemin terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyet kararında delil olarak kullanılması suretiyle temel hak ve özgürlüklere yapılan bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması gerekir. Amaca ulaşmaya yardımcı olmayan bir müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı söylenemeyecektir (zorunlu toplumsal ihtiyaç testine ilişkin açıklamalar için bkz. Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 51, 53-55, 57; Mehmet Ali Aydın, B. No: 2013/9343, 4/6/2015, § 68; Ferhat Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, §§ 45, 46; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 51).

b. Somut Olayın Değerlendirilmesi

43. Terör örgütüne üye olma suçu, üye ve hatta örgüt henüz bir suç işlememiş olsa dahi örgütün toplum için yarattığı tehlikeyi cezalandıran ve bu yönüyle bir yandan da örgüt faaliyetleri kapsamında suç işlenmesini engelleme amacı taşıyan bir suç türüdür (Metin Birdal, §§ 60, 61).

44. Bireysel başvuru yolunda Anayasa Mahkemesinin görevi bir yargılamanın sonucu itibarıyla adil olup olmadığını değerlendirmek değildir. Dolayısıyla başvurucu hakkında isnat edilen terör örgütü üyesi olma suçunun sübuta erip ermediği veya toplanan delillerin suçun sübutu için yeterli olup olmadığı meselesi, ilkesel olarak Anayasa Mahkemesinin ilgi alanı dışındadır (Metin Birdal, § 47; ayrıca bkz. Yılmaz Çelik [GK], B. No: 2014/13117, 19/7/2018, § 45; krş. Ferhat Üstündağ, § 65). Bundan başka bir ceza yargılamasında hangi delillerin hükme esas alınabileceği meselesi de esas itibarıyla Anayasa Mahkemesinin görev alanının dışındadır (Türk ceza hukuku uygulamasına ilişkin bazı değerlendirmeler için bkz. Metin Birdal, §§ 67-71).

45. Bir kişinin henüz başka bir suç işlemeden yalnızca terör örgütüne üye olması nedeniyle cezalandırılabilmesi için yargılama makamlarının o kişinin terör örgütüyle olan bağlarını ortaya koyması gerekir. Henüz ceza kanunlarında tanımlanan bir suçu işlememiş olsa bile bir terör örgütü ile örgüt üyeliği olarak kabul edilecek kuvvette bir bağın varlığının araştırılması bireylerin sahip olduğu fikirlerin, bağlı oldukları toplumsal grupların ve ideolojilerinin, davranışlarının anlamlarının ve bunların altında yatan saiklerin de değerlendirilmesini gerektirebilir. Böyle bir değerlendirmenin örgütlere üye olmak, toplantılara katılmak veya düşünce açıklamaları yapmak gibi kişilerin anayasal haklar kapsamında koruma altında bulunan eylemlerini de kapsadığı durumlarda başta ifade, örgütlenme, din ve vicdan özgürlükleri ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı olmak üzere temel haklar üzerinde ciddi bir baskı oluşturabilecek potansiyele sahip olduğu açıktır (Metin Birdal, §§ 63, 64).

46. Kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan faaliyetlerinin terör örgütünün üyesi olma suçundan verilen mahkûmiyet kararlarının delili olarak kullanılmasının temel haklar üzerinde yaratacağı caydırıcı etki nedeniyle -devletin toplumu terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı korumak şeklindeki pozitif yükümlülüğünün bir sonucu olarak- insanların terörsüz bir ortamda yaşama hakkı ile bu süreçte bireylerin potansiyel olarak etkilenebilecek temel hakları arasında adil bir denge kurulmalıdır (Metin Birdal, § 65).

47. Söz konusu dengenin sağlandığının kabul edilebilmesi için derece mahkemelerinin kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan faaliyetlerini terör örgütünün üyesi olma suçundan verilen mahkûmiyet kararlarında delil olarak kullanmalarının zorunlu bir ihtiyacı karşıladığını göstermeleri gerekir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin benzer başvurulardaki denetimi temel haklara bu şekilde yapılan müdahalenin zorunlu bir ihtiyacı karşıladığının ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilip gösterilemediği ile sınırlı olacaktır (Metin Birdal, § 72).

48. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi mevcut başvuruda başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarına yapılan müdahalelerin gerçekten toplumsal bir ihtiyaca karşılık gelip gelmediği sorusuna cevap bulacaktır.

49. Başvuru konusu olayda ilk derece mahkemesi süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk gösterdiği kabul edilen eylem ve davranışlarıyla şiddeti ve demokratik olmayan yöntemleri benimseyen başvurucuların PKK terör örgütünün üyesi olduğu kanaatine ulaşmıştır.

50. Başvurucular tarafından sunulan bilgi ve belgeler ile derece mahkemelerince başvurucuların mahkûm edilmesi için benimsenen gerekçeler yukarıda yer verilen ilkeler uyarınca bir bütün olarak ve dikkatle incelenmiş ve somut olayın koşullarında ilk derece mahkemesinin başvurucuları suç oluşturmadığı ve anayasal hakların kullanımından ibaret olduğu ileri sürülen eylemleri nedeniyle mahkûm ettiği kabul edilmemiştir. İlk derece mahkemesi diğer bazı deliller yanında PKK'nın, terör örgütü mensuplarının veya terör eylemlerinin sahiplenildiği, bunları yücelten marşların söylendiği bazı faaliyetleri başvurucuların terör örgütü üyeliğini açıklayan ve eylemlerinin sürekliliğini gösteren deliller olarak kullanmıştır (krş. Metin Birdal, § 76).

51. Nitekim ilk derece mahkemesi mahkûmiyet kararında; şikâyete konu etkinlikler dışında başvurucuların ikametlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen örgütsel dokümanlara, dijital materyallere, E.B.nin başvurucular hakkındaki beyanlarına ve yaptığı teşhis işlemine, bazı telefon görüşmelerine, fiziki takip tutanaklarına ve bilirkişi raporlarına da dayanmıştır. Mahkeme, başvurucuların şikâyetlerine konu eylemlerinin PKK terör örgütünün hiyerarşik yapılanmasına kendi istekleriyle ve bilerek dâhil olduklarına dair bilgileri doğrular ve tamamlar nitelikte olduğunu ikna edici biçimde ortaya koymuştur. Bu bağlamda ilk derece mahkemesi, bu eylemlerin delil olarak kullanılmasının bir toplumsal ihtiyacı karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile göstermiştir.

52. Sonuç olarak başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarına yapılan müdahale demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı bir müdahale olarak değerlendirilemez.

53. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

54. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarının ihlal edildiğine dair başvurusunun bir ihlal bulunmadığı açık olduğundan açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemezliğine karar verilmesi gerekir.

D. Kişi Özgürlüğü ve Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları

55. Başvurucular, hukuka aykırı olarak tutuklandıklarını ve tutukluluğun uzun sürdüğünü belirterek kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.

2. Değerlendirme

56. Bir suç isnadına bağlı olarak tutuklulukla ilgili şikâyetleri içeren bireysel başvurunun hükümle birlikte verilen tutukluluğun devamı kararı sonrasında yapılması hâlinde tutukluluğun devamı kararına itiraz edilmemiş ise kararın verildiğinin öğrenildiği tarihten itibaren, itiraz edilmiş ise itiraz merciince verilen kararın öğrenildiği tarihten itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir (Fırat İşgören, B. No: 2014/6425, 17/11/2016, § 34).

57. Somut olayda başvurucular, ilk derece mahkemesince 2/5/2013 tarihindeki hükümle birlikte verilen tutukluluğun devamı kararına itiraz ettiklerine yönelik bir bilgi ve/veya belge sunmamışlardır. UYAP'ta bulunan belgelere göre bazı başvurucular bu karara itiraz etmişler ve bu itirazları 17/5/2013 tarihinde itiraz merciince reddedilmiştir. Bu nedenlerle başvurunun bir kısım başvurucular yönünden tutukluluğun hükümle birlikte devamına karar verildiği ilk derece mahkemesinin nihai kararının başvurucular ve müdafilerinin yüzüne karşı tefhim edildiği 2/5/2013, diğer bazı başvurucular yönünden ise itiraz merciinin itirazın reddi kararını verdiği 17/5/2013 tarihinden itibaren otuz gün içinde yapılması gerekmektedir. Buna göre somut olayda 18/2/2015 tarihinde yapılan bireysel başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna varılmıştır.

58. Açıklanan gerekçelerle kararın öğrenilmesinden itibaren otuz gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun bu kısmının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Tanık sorgulama ve dinletme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

3. Haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

4. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

5. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın süre aşımı nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 16/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Aynur Gök ve diğerleri [2.B.], B. No: 2015/3042, 16/1/2020, § …)
   
Başvuru Adı AYNUR GÖK VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2015/3042
Başvuru Tarihi 18/2/2015
Karar Tarihi 16/1/2020

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, özel yetkili mahkemelerce yargılama yapılması, başvurucular hakkında beyanda bulunan bir sanığın sorgulanamaması ve iddianamede delil olarak gösterilen bazı tanıkların dinlenmemesi nedenleriyle adil yargılanma hakkının; başvurucular hakkında verilen iletişimin dinlenmesi ve teknik araçlarla izleme kararlarının hukuka aykırı olması nedeniyle haberleşme hürriyetinin; başvurucuların bazı toplantılara katılmalarının terör örgütüne üye olma suçundan verilen mahkûmiyet kararında delil olarak değerlendirilmiş olması nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının; hukuka aykırı olarak tutuklanmaları ve tutukluluğun uzun sürmesi nedeniyle de kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Suç İsnadı) Bağımsız ve tarafsız mahkemede yargılanma hakkı (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Tanık dinletme ve sorgulama hakkı (ceza) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı Toplantı ve gösteri yürüyüşü Açıkça Dayanaktan Yoksunluk
Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı Tutukluluk (suç süphesi ve tutuklama nedeni) Süre Aşımı
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Haberleşme-İletişimin tespiti, dinlenmesi Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 3713 Terörle Mücadele Kanunu 7
5237 Türk Ceza Kanunu 314
220
5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 217
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi