TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AYNUR GÖK VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/3042)
|
|
Karar Tarihi: 16/1/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Denizhan HOROZGİL
|
Başvurucular
|
:
|
1. Aynur GÖK
|
|
:
|
2. Cahid BAŞKARA
|
|
:
|
3. Hakan ALGÜL
|
|
:
|
4. İbrahim Halil VURAL
|
|
:
|
5. İsmail TAŞ
|
|
:
|
6. Mehmet SARUHAN
|
|
:
|
7. Muhittin DUMAN
|
Vekileri
|
:
|
Av. Hasan DOĞAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, özel yetkili mahkemelerce yargılama yapılması,
başvurucular hakkında beyanda bulunan bir sanığın sorgulanamaması ve
iddianamede delil olarak gösterilen bazı tanıkların dinlenmemesi nedenleriyle
adil yargılanma hakkının; başvurucular hakkında verilen iletişimin dinlenmesi
ve teknik araçlarla izleme kararlarının hukuka aykırı olması nedeniyle
haberleşme hürriyetinin; başvurucuların bazı toplantılara katılmalarının terör
örgütüne üye olma suçundan verilen mahkûmiyet kararında delil olarak değerlendirilmiş
olması nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının; hukuka aykırı
olarak tutuklanmaları ve tutukluluğun uzun sürmesi nedeniyle de kişi özgürlüğü
ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/2/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucular Aynur Gök, Muhittin Duman, Mehmet Saruhan,
İsmail Taş, Cahid Başkara, İbrahim Halil Vural ve Hakan Algül sırasıyla 1985,
1991, 1989, 1988, 1975, 1989 ve 1989 doğumlu olup olayların meydana geldiği
tarihte Sivas'ta ikamet etmektedir.
7. Soruşturma evresinde Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesince (CMK
250. madde ile yetkili) başvurucular hakkında PKK/KCK terör örgütüne üye olma
suçunun işlendiğine yönelik kuvvetli belirtiler olduğu gerekçesiyle ve delil
elde edilebilmesi amacıyla iletişimin tespiti, dinlenmesi, kayda alınması,
sinyal bilgilerinin değerlendirilmesi, teknik araçlarla izleme kararı
verilmiştir.
8. Daha sonra başvurucular, PKK/KCK terör örgütüne üye olma suçundan 27/3/2012 tarihinde gözaltına
alınmış ve 30/3/2012 tarihinde tutuklanmışlardır. Malatya Cumhuriyet
Başsavcılığının (TMK 10. madde ile görevli) 10/4/2012 tarihli iddianamesiyle başvurucular Aynur Gök, Mehmet Saruhan,
İsmail Taş, Cahid Başkara, İbrahim Halil Vural ve Hakan Algül hakkında terör
örgütü üyesi olma ve terör örgütünün propagandasını yapma suçundan; başvurucu
Muhittin Duman hakkında ise terör örgütü üyesi olma suçundan kamu davası
açılmıştır.
9. (Kapatılan) Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 2/5/2013
tarihinde, terör örgütüne üye olma suçundan başvurucular Aynur Gök, Hakan
Algül, İsmail Taş, İbrahim Halil Vural, Mehmet Saruhan ve Cahid Başkara'nın her
birinin 9'ar yıl; Muhittin Duman'ın ise 7 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûmiyetine
ve tutukluluk hallerinin hükümle birlikte devamına karar vermiştir. Mahkeme,
21/3/2012 tarihinde işlenen terör örgütünün propagandasını yapma suçundan Aynur
Gök, Hakan Algül, İbrahim Halil Vural ve Mehmet Saruhan'ı 1'er yıl hapis
cezasına mahkûm etmiş; 1/5/2011 tarihinde işlenen terör örgütünün
propagandasını yapma suçundan ise Aynur Gök, Hakan Algül, İsmail Taş, İbrahim
Halil Vural, Mehmet Saruhan ve Cahid Başkara hakkında kovuşturmanın
ertelenmesine karar vermiştir.
10. Mahkeme, gerekçeli kararına iddianameyi ve sanık
savunmalarını özetleyerek başlamış; dosyada mevcut delillere ve iletişim kaydı
içeriklerine değinmiştir. Daha sonra PKK/KCK terör örgütünün yapısını,
işleyişini ve terör örgütünün Demokratik Yurtsever Gençlik (DYG) ve Demokratik
Yurtsever Gençlik Meclisi (DYG-M) isimli alt yapılanmaları arasındaki
ilişkileri açıklayan Mahkeme bu kapsamda, dosyada yer alan her bir sanık
hakkında ayrı başlıklar hâlinde delil değerlendirmesi yapmıştır.
11. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu Aynur Gök hakkında on sekiz ayrı başlık
hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:
"...sanık hakkındaki
iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit
tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer
sanıkların beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları,
fotoğraflar, ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD
izleme tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait
haberler, bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, sanığın
PKK/KCK terör örgütünün gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik
Gençlik Meclisi) içerisinde faaliyet göstermesi, sanık [E.B.nin], sanık Aynur Gök'ün DYG içerisinde faaliyet gösteren
şahıslar arasında olduğunu, sanığın DYG Sivas yürütme komitesi eş başkanlığı ve
sözcülük görevini yaptığını beyan etmesi, örgütsel gizlilik kurallarına azami
düzeyde uyması, etkinlikler konusunda diğer sanıklara talimatlar vermesi,
27/3/2011 günü düzenlenen, [toplantıdan önce cep telefonlarının
toplatıldığı] örgütsel toplantı haline
dönüşen etkinliğe katılması, 3/4/2011 günü Abdullah Öcalan'ın doğum günü
nedeniyle organize edilen örgütsel etkinliğe katılması, 1/5/2011 tarihinde
Sivas ilinde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine DYG adıyla katılım sağlayarak
grubu yönlendirmesi, ayrıca terör örgütünce marş olarak kabul edilen 'Hernepej'
adlı marşı söylemesi, 23/4/2011 tarihinde Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde darp
edilen öğrenci olayına örgütsel anlam kazandırarak faaliyete katılması, 19
Mayıs 2011 günü Sivas ilinden kırsal alana çıkan ve daha sonra öldürülen [B.A.] adlı terörist anısına düzenlenen örgütsel faaliyeti
organize ederek katılması, Sivas
ili İmranlı ilçesi kırsal alanında 14 Haziran 2011 günü öldürülen terör örgütü
mensuplarına sahip çıkılması talimatını vermesi, Abdullah Öcalan’ın talimatları
doğrultusunda çalışmalarına başladıkları Çatı Partisi faaliyetleri kapsamında
8/10/2011 günü Sivas Seyrantepe İMKB düğün salonunda düzenlenen etkinlikleri
organize ederek katılması, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından 10 Ekim 2011 günü
düzenlenen operasyonlarda PKK/KCK terör örgütüne mensup üçü üst düzey yönetici
olmak üzere toplam yedi teröristin etkisiz hale getirilmesini örgütsel gizlilik
kuralları çerçevesinde değerlendirmesi, 11/12/2011 günü terör örgütü tarafından
verilan talimat gereği 'Ez li vır im' kampanyası çerçevesinde Sivas ilinde bir
basın açıklaması organize ederek basın açıklamasını okuması, 25/12/2011 günü
kültür sanat etkinliği adı altında gerçekleştirilen terör örgütü adına kırsal
alanda öldürülen şahıslar adına saygı duruşunda bulunulan ve terör örgütü toplantısı
haline dönüştürülen etkinliği organize ederek, katılarak konuşma yapması,
30/12/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde yapılanmada faaliyet
gösterdiği diğer şahıslarla birlikte terör örgütü toplantısı haline
dönüştürülen etkinliği organize ederek katılması, 11/3/2012 günü 8 Mart Dünya
Kadınlar günü bahanesiyle Sivas ili İMKB düğün salonunda yapılan etkinliği
organize ederek katılması ve konuşma yapması, 21 Mart Nevruzuyla ilgili olarak
Sivas ili Eğitim-Sen binasında düzenlenen toplantıya PKK/KCK terör örgütünün
gençlik yapılanması DYG-M adına temsilci olarak katılması, toplantı sonrası
alınan kararları yapıda faaliyet gösteren şahıslara aktarması, Sivas ilinde 21
Mart 2012 günü DYG imzalı pankartların taşındığı örgütsel sloganların atıldığı
etkinliğe, organize ederek katılması, burada yapıya mensup diğer şahıslarla
birlikte terör örgütü tarafından marş olarak kabul edilen 'Oramar' adlı marşı
söylemesi, ikametinde yapılan aramada örgütsel dokümanların olması nazara
alındığında eylemlerin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında
örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini
aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında PKK/KCK silahlı terör
örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."
12. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu Muhittin Duman hakkında on ayrı başlık
hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:
"...sanık hakkındaki
iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit
tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer
sanıkların beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları,
fotoğraflar, ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD
izleme tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait
haberler, bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, PKK/KCK terör
örgütünün gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi)
içerisinde faaliyet göstermesi, 29/3/2012 tarihinde Sivas Emniyet Müdürlüğünde
ifadesi alınan ve fotoğraf teşhisi yapan sanık [E.B.nin], Muhittin Duman'ın 'Sivas ili DYGM içerisinde görevini
tam olarak bilmediğini ancak örgütsel etkinliklere aktif bir biçimde
katıldığını' beyan etmesi, 27/3/2011 günü düzenlenen ve örgütsel gizlilik
kapsamında cep telefonlarının toplandığı etkinliğe katılması, 3/4/2011
günüterörist başı Abdullah Öcalan’ın doğum günü kutlama etkinliği kapsamında
düzenlenen örgütsel faaliyete katılması, 1 Mayıs 2011 günü düzenlenen
etkinliklere DYG adıyla katılım sağlaması ve bu etkinlikte grubun içerisinde
bulunması, Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde öğrenci olan doğu kökenli bir
şahsın kalmakta olduğu ikametinde darp edilmesi olayına örgütsel anlam
kazandırarak terör örgütüne taban oluşturması ve 24/4/2011 günü basın
açıklamasını organize ederek katılması, 19 Mayıs günü Sivas ilinden kırsal
alana çıkan ve daha sonra öldürülen [B.A.] adlı terörist anısına düzenlenen örgütsel faaliyeti
organize ederek katılması, Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda
çalışmalarına başladıkları Çatı Partisi faaliyetleri kapsamında 8/10/2011 günü
düzenlenen etkinliğe katılması, 25/12/2011 günü kültür sanat etkinliği adı
altında düzenlenen terör örgütünün toplantısı haline dönüşen etkinliği organize
ederek katılması dikkate alındığında sanığın eylemlerinin çeşitliliği,
sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm
eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması
nazara alındığında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği
kanaatine varılmıştır."
13. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu Mehmet Saruhan hakkında on yedi ayrı
başlık hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:
"...sanık hakkındaki
iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit
tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer
sanıkların beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları,
fotoğraflar, ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD
izleme tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait
haberler, bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, PKK/KCK terör
örgütünün gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi)
içerisinde faaliyet göstermesi, sanık [E.B.nin], sanığın 'Sivas ili Cumhuriyet üniversitesi DYGM
yapılanması içerisinde üniversite sorumlusu olduğunu' beyan etmesi, 27/3/2011
günü düzenlenen, [toplantıdan önce cep telefonlarının toplatıldığı] örgütsel faaliyete katılması, 3/4/2011 günü Abdullah
Öcalan’ın doğum günü anısına düzenlenen örgütsel faaliyete katılması, Sivas
Cumhuriyet Üniversitesinde 24/4/2011 günü düzenlenen basın açıklamasına
katılması, 1/5/2011 tarihinde Sivas ilinde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine
katılması ve 'Hernepeş' adlı marşı söylemesi, 19 Mayıs günü Sivas ilinden
kırsal alana çıkan ve daha sonra öldürülen [B.A.] adlı terörist anısına düzenlenen örgütsel faaliyeti
organize ederek katılması, 6/5/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde
düzenlenen yürüyüşe katılması, 8/10/2011 tarihinde Abdullah Öcalan’ın
talimatları doğrultusunda Sivas ilinde Çatı Partisi faaliyetine katılması,
11/12/2011 günü terör örgütü tarafından verilen talimat gereği 'Ez li vır im'
kampanyası çerçevesinde Sivas ilinde bir basın açıklaması organize ederek
katılması, 25/12/2011 günü kültür sanat etkinliği adı altında düzenlenen, terör
örgütü toplantısı haline dönüşen etkinliği organize ederek katılması,
30/12/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde yapılanmada faaliyet
gösterdiği diğer şahıslarla birlikte terör örgütü tarafından müzahir kitleye
empoze edilen sloganların atıldığı faaliyeti organize ederek katılması,
11/3/2012 günü 8 Mart Dünya Kadınlar günü nedeniyle düzenlenen ve terör
örgütünün toplantısına dönüşen etkinliği organize ederek katılması, 18 Mart
2012 günü Diyarbakır ilindeki örgütsel etkinliğe katılması, Sivas ilinde 21
Mart 2012 günü düzenlenen etkinliği organize edenlerden olması dikkate
alındığında sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara
alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık
düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında PKK/KCK
silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."
14. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu İsmail Taş hakkında on üç ayrı başlık
hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:
"...sanık hakkındaki
iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit
tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer
sanıkların beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları,
fotoğraflar, ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD
izleme tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait
haberler, bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, PKK/KCK terör
örgütünün gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi)
içerisinde faaliyet göstermesi, sanık [E.B.nin], sanık İsmail Taş'ın '[Ş.Y.] ile birlikte DYG dış ilişkiler komitesi sorumlusu ve
basın komitesi sorumlusu olarak faaliyet yürüttüğünü ve Diyarbakır ilinde
yapılan gençlik toplantısına [Ş.Y.]
ile birlikte gittiklerini' ifade etmesi, Diyarbakır ilinde DYG tarafından
organize edilen toplantıya Sivas ili DYG-M’yi temsilen [Ş.Y.] ile birlikte katılması ve örgütsel gizlilik
kurallarına uyması, 27/3/2011 günü düzenlenen, [toplantıdan önce cep
telefonlarının toplatıldığı] örgütsel
toplantı haline dönüşen etkinliğe katılması, 03/04/2011 günü Sivas ilinde
Abdullah Öcalan'ın doğum günü nedeniyle organize edilen örgütsel etkinliğe
katılması, 1/5/2011 tarihinde Sivas ilinde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine
DYG adıyla katılması ve terör örgütünce marş olarak kabul edilen 'Hernepej'
adlı marşı söylemesi, 28/4/2011 günü Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde bulunan
muhtelif yerlere, terör örgütü tarafindan müzahir kitleye empoze edilen
sloganlarin yer aldığı ve altında DYG ibaresi bulunan bildirilerin
hazırlanmasında rol oynayıp dağıtımını sağlaması, 6/5/2011 günü Cumhuriyet
Üniversitesinde sol gruplarında katılımıyla düzenlenen yürüyüşe DYG-M
yapılanmasından kimlerin/kaç kişiyle katılacağı talimatını vermesi ve
toplantıda aldıkları 'Devrimci Şiddet' kararını yapılanmada faaliyet gösteren
unsurlara iletmesi, Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda çalışmalarında
başladıkları Çatı Partisi faaliyetleri kapsamında 8/10/2011 günü düzenlenen
etkinliği organize ederek katılması, yapıyla fikir ayrılıklarına düştüğü, zaman
zaman sorunlar yaşadığı ve örgütsel hiyerarşi gereği özeleştiri verdiği, DYG-M
Sivas il yapılanmasıyla yaşadığı sorunları gidererek tekrar yapıya katılması,
30/12/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde düzenlenen örgütsel
etkinliği organize ederek katılması, sanık [Ş.Y.] ile ortak kullandıkları ikametinde yapılan aramada ele
geçirilen materyallerin PKK-KCK terör örgütü mensupları ve sempatizan çevreler
tarafından söylenen ve dinlenen, PKK/KCK terör örgütünün önem atfettiği
eylemler için söylenen marşlar ve örgüt propagandasının yapılması yönünde
güdüleme amaçlı, eleman kazanmaya yönelik, video, müzik-marş ve resimlerin
olması, ayrıca örgütsel içerikli dökümanların bulunması, ayrıca Sivas ilinde
yürüttükleri faaliyetlere ilişkin fotoğraf ve videoların bulunması dikkate
alındığında sanığın eylemlerinin çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara
alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık
düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması nazara alındığında PKK/KCK
silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği kanaatine varılmıştır."
15. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu Cahid Başkara hakkında on yedi ayrı başlık
hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:
"...sanık hakkındaki
iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit
tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer
sanıkların beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları,
fotoğraflar, ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD
izleme tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait
haberler, bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, PKK/KCK terör
örgütünün gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi)
içerisinde faaliyet göstermesi, sanık [E.B.nin], sanığın Sivas ili Cumhuriyet üniversitesi DYGM
yapılanması içerisinde üniversite sorumlusu olduğunu beyan etmesi, 27/3/2011
günü düzenlenen, [toplantıdan önce cep telefonlarının toplatıldığı] örgütsel faaliyete katılması, 3/4/2011 günü Abdullah
Öcalan’ın doğum günü anısına düzenlenen örgütsel faaliyete katılması, Sivas
Cumhuriyet Üniversitesinde 24/4/2011 günü düzenlenen basın açıklamasına
katılması, 1/5/2011 tarihinde Sivas ilinde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine
katılması ve 'Hernepeş' adlı marşı söylemesi, 19 Mayıs günü Sivas ilinden kırsal
alana çıkan ve daha sonra öldürülen [B.A.] adlı terörist anısına düzenlenen örgütsel faaliyeti organize ederek
katılması, 6/5/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde düzenlenen yürüyüşe
katılması, 8/10/2011 tarihinde Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda
Sivas ilinde Çatı Partisi faaliyetine katılması, 11/12/2011 günü terör örgütü
tarafından verilen talimat gereği 'Ez li vır im' kampanyası çerçevesinde Sivas
ilinde bir basın açıklaması organize ederek katılması, 25/12/2011 günü kültür
sanat etkinliği adı altında düzenlenen terör örgütü toplantısı haline dönüşen
etkinliği organize ederek katılması, 30/12/2011 günü Sivas Cumhuriyet
Üniversitesi içerisinde yapılanmada faaliyet gösterdiği diğer şahıslarla
birlikte terör örgütü tarafından müzahir kitleye empoze edilen sloganların
atıldığı faaliyeti organize ederek katılması, 11/3/2012 günü 8 Mart Dünya
Kadınlar günü nedeniyle düzenlenen ve terör örgütünün toplantısına dönüşen
etkinliği organize ederek katılması, 18 Mart 2012 günü Diyarbakır ilindeki örgütsel
etkinliğe katılması, Sivas ilinde 21 Mart 2012 günü düzenlenen etkinliği
organize edenlerden olması dikkate alındığında sanığın eylemlerinin
çeşitliliği, sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının
bulunması, tüm eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna
ulaşması nazara alındığında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu
işlediği kanaatine varılmıştır."
16. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu İbrahim Halil Vural hakkında on altı ayrı
başlık hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:
"...sanık hakkındaki
iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit
tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların
beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar,
ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD izleme
tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait haberler,
bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, PKK/KCK terör örgütünün
gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi)
içerisinde faaliyet göstermesi, sanık [E.B.nin], sanık
İbrahim Halil Vural'ın 'Sivas ili DYGM yapılanmasında basın komitesi içerisinde
aktif faaliyet yürüttüğünü' beyan etmesi, 27/3/2011 günü düzenlenen ve örgütsel
gizlilik kapsamında cep telefonlarının toplandığı örgütsel etkinliği organize
ederek katılması, 3/4/2011 günü Abdullah Öcalan’ın doğum gününü kutlama
nedeniyle düzenlenen örgütsel faaliyete katılması, 1/5/2011 tarihinde Sivas
ilinde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine DYG adıyla katılım sağladığı ve bu
etkinlikte grubu yönlendirdiği, terör örgütünce marş olarak kabul edilen
'Hernepej' adlı marşı söylemesi, 28/4/2011 günü Cumhuriyet
Üniversitesi içerisinde bulunan muhtelif yerlere, terör örgütü tarafından
müzahir kitleye empoze edilen sloganların yer aldığı ve altında DYG ibaresi
bulunan bildirileri hazırlaması ve dağıtımını sağlaması, Sivas
Cumhuriyet Üniversitesinde öğrenci olan şahsın darp edilmesi olayına örgütsel
anlam kazandırarak terör örgütüne taban oluşturması, bu kapsamda 24/4/2011 günü
basın açıklamasına katılması, 19 Mayıs 2011 günü Sivas ilinden kırsala alana
çıkan ve daha sonra öldürülen [B.A.] adlı
terörist anısına düzenlenen piknik adı altındaki örgütsel faaliyete organize
ederek katılması, 11/12/2011 günü terör örgütü tarafından verilen talimat
gereği 'Ez li vır im' kampanyası çerçevesinde Sivas ilinde bir basın açıklaması
organize ederek katılması, 25/12/2011 günü kültür sanat etkinliği adı altında
düzenlenen terör örgütünün toplantısı haline dönüşen etkinliği organize ederek
katılması, 30/12/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesi içerisinde faaliyet
gösterdiği diğer şahıslarla birlikte yapılan basın açıklamasına katılması,
8/10/2011 günü Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda PKK/KCK terör
örgütünün gençlik yapılanması adına Sivas ilinde Çatı Partisi faaliyetinde
bulunması, 11/3/2012 günü 8 Mart Dünya Kadınlar günü bahanesiyle Sivas ili İMKB
düğün salonunda düzenlenen ve terör örgütünün toplantısı haline dönüşen
etkinliği organize ederek katılması, Sivas ilinde 21 Mart 2012 günü düzenlenen
nevruz konulu etkinliğe katılarak bu etkinlikte DYG ibareli bir pankart
taşıması, ikametinde yapılan aramada örgüte eleman ve sempatizan kazandırma
amaçlı düzenledikleri açık alan etkinliklerinin video görüntüleri, örgütün önem
atfettiği günlerde düzenledikleri etkinliklere dair görüntüler ve PKK/KCK terör
örgütünün önem atfettiği eylemler için söylenen ve örgüt propagandasının
yapılması yönünde güdüleme amaçlı, eleman kazanmaya yönelik, video, müzik-marş
ve resimlerin olması dikkate alındığında sanığın eylemlerinin çeşitliliği,
sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm
eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması
nazara alındığında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği
kanaatine varılmıştır."
17. Mahkemenin gerekçeli kararında başvurucu Hakan Algül hakkında yirmi ayrı başlık
hâlinde yapılan değerlendirmelerin ilgili kısmı şöyledir:
"...sanık hakkındaki
iletişim tespit tutanakları, teknik takip tutanakları, internet tespit
tutanakları, internette yayınlanan haberlere ait tutanaklar, beyanı, diğer sanıkların
beyanları, bilirkişilerin raporları, CD çözüm tutanakları, fotoğraflar,
ikametinde ele geçen örgütsel dökümanlar, teşhis tutanakları, CD izleme
tutanağı, PKK/KCK terör örgütünün talimatları ve etkinliklere ait haberler,
bilgi notları ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında, PKK/KCK terör örgütünün
gençlik yapılanması olan DYG-M (Yurtsever Demokratik Gençlik Meclisi)
içerisinde faaliyet göstermesi ve sanık [E.B.nin], sanık
Hakan Algül'ün Aynur Gök ile birlikte DYG Sivas yürütme komitesi eş başkanlığını
birlikte yürüttüklerini beyan etmesi, örgütsel gizlilik kurallarına azami
düzeyde riayet etmesi, etkinlikler konusunda diğer sanıklara talimatlar
vermesi, 27/3/2011 günü düzenlenen, [toplantıdan önce cep
telefonlarının toplatıldığı] örgütsel
toplantı haline dönüşen etkinliğe katılması, 3/4/2011 günü Abdullah Öcalan'ın
doğum günü nedeniyle organize edilen örgütsel etkinliğe katılması, 1/5/2011
tarihinde düzenlenen 1 Mayıs etkinliklerine DYG adıyla katılım sağlayarak grubu
yönlendirmesi ayrıca terör örgütünce marş olarak kabul edilen 'Hernepej' adlı
marşı söylemesi, 23/4/2011 tarihinde Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde darp
edilen öğrenci olayına örgütsel anlam kazandırarak etkinliğe katılması, 19
Mayıs 2011 günü, Sivas ilinden kırsala alana çıkan ve daha sonra öldürülen
[B.A.] adlı terörist anısına düzenlenen
örgütsel faaliyeti organize ederek katılması,
Abdullah Öcalan’ın talimatları doğrultusunda çalışmalarına
başladıkları Çatı Partisi faaliyetleri kapsamında 8/10/2011 günü düzenlenen
etkinlikleri organize ederek katılması, 28/4/2011 günü Cumhuriyet Üniversitesi
içerisinde bulunan muhtelif yerlere, terör örgütü tarafindan müzahir kitleye
empoze edilen sloganlarin yer aldığı ve altında DYG ibaresi bulunan bildirileri
hazırlayarak yapılanmada faaliyet gösteren şahıslar marifetiyle dağıttırması,
6/5/2011 günü Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde sol grupların da katılımıyla
düzenlenen yürüyüşe DYG-M yapılanmasından kimlerin/kaç kişiyle katılacağı
talimatını vermesi, görüşmede 'Devrimci Şiddet' kararı aldıklarını belirtmesi, Sivas
ili İmranlı ilçesi kırsal alanında 14 Haziran 2011 günü öldürülen 3 teröristle
ilgili görüşmelerinin bulunması, terör örgütü tarafından verilen talimat gereği
'Ez li vır im' kampanyası çerçevesinde bir basın açıklaması organize ederek
katılım sağlaması, 25/12/2011 günügerçekleştirilen terör örgütü adına kırsal
alanda öldürülen şahıslar adına saygı duruşunda bulunulan ve terör örgütü
toplantısı haline dönüştürülen etkinliği organize ederek katılması ve
etkinlikte konuşma yapması, 30/12/2011 günü terör
örgütü toplantısı haline dönüştürülen etkinliği organize ederek katılması,
11/3/2012 günü 8 Mart Dünya Kadınlar günü bahanesiyle yapılan etkinliği
organize ederek katılması ve etkinlikte konuşma yapması, 21 Mart 2012 günü DYG
imzalı pankartların taşındığı, örgüte müzahir sloganların atıldığı nevruz
etkinliğini organize ederek katılması ve terör örgütü tarafından marş olarak
kabul edilen 'Oramar' adlı marşı söylemesi, KCK yürütme konseyi tarafından
Diyarbakır ve İstanbul illerinde düzenlenecek nevruz kutlamalarına katılım
talimatı üzerine Diyarbakır iline giderek faaliyetlerde bulunması, ikametinde
yapılan aramada PKK-KCK terör örgütü mensupları ve sempatizan çevreler
tarafından söylenen ve dinlenen, PKK/KCK terör örgütünün önem atfettiği eylemler
için söylenen marşlar ve örgüt propagandasının yapıldığı, terör örgütü adına
kırsal alanda faaliyet gösteren unsurların da yer aldığı, video, müzik-marş ve
resimlerin olması nazara alındığında sanığın eylemlerinin çeşitliliği,
sürekliliği, niteliği nazara alındığında örgütle organik bağının bulunması, tüm
eylemlerinin sempatizanlık düzeyini aşıp, örgüt üyeliği boyutuna ulaşması
nazara alındığında PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olma suçunu işlediği
kanaatine varılmıştır."
18. Mahkemece başvurucular hakkında verilen mahkûmiyet
kararları, Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından yapılan temyiz incelemesi sonucu
10/11/2014 tarihinde onanarak kesinleşmiştir.
19. Başvurucular Yargıtay ilamından 28/1/2015 tarihinde haberdar
olduklarını belirtmişlerdir.
20. Başvurucular 18/2/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
21. İlgili ulusal hukuk için bkz. Metin Birdal (GK), B. No: 2014/15440, 22/5/2019, §§ 28-39.
B. Uluslararası Hukuk
22. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine göre ulusal hukuktaki
nitelemeye bakılmaksızın tanık
kavramının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) kapsamında özerk bir
anlamı vardır (Damir Sibgatullin/Rusya,
B. No: 1413/05, 24/4/2012, § 45). Bu kavram duruma göre suç ortaklarını (Trofimov/Rusya, B. No: 1111/02, 4/12/2008,
§ 37), mağdurları (Vladimir Romanov/Rusya,
B. No: 41461/02, 24/7/2008, §§ 7, 97) ve bilirkişi tanıklarını (Doorson/Hollanda, B. No: 20524/92,
26/3/1996, §§ 81, 82) kapsayabilir. Bu bakımdan duruşmada ister okunsun ister
okunmasın ifadeleri mahkeme önünde bulunan ve mahkeme tarafından dikkate alınan
kişiler, Sözleşme’nin 6. maddesinin (3) numaralı fıkrasının (d) bendi
bakımından tanık olarak kabul edilmektedir (Kostovski/Hollanda
[GK], B. No: 11454/85, 20/11/1989, § 40).
23. Uluslararası hukuk için ayrıca bkz. Metin Birdal, §§ 34-39.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
24. Mahkemenin 16/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Adil Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Bağımsız ve Tarafsız
Bir Mahkemede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
a. Başvurucuların
İddiaları
25. Başvurucular; bağımsızlığı ve tarafsızlığı tartışmalı olan
özel yetkili mahkemelerce yargılandıklarını, anılan mahkemelerin adil yargılama
yapmadığını, bu sebeplerle Anayasa’nın 36. maddesinin ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
b. Değerlendirme
26. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3), 48.
maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda, kamu
gücünün neden olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre
özeti yapılmalı; bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal
edildiği ve buna ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014,
§§ 19, 20).
27. Somut olayda başvurucular, ihlal iddialarını
temellendirmemiş; anılan mahkemelerin hangi somut özelliğinin adil yargılanma
hakkını ihlal ettiği konusunda bir açıklamada bulunmamışlardır. Bu nedenle
ihlal iddiası ve bu iddianın temelindeki olguların ispatına ilişkin yeterli
açıklamalarda bulunmayan başvurucuların iddialarını temellendiremedikleri
sonucuna ulaşılmıştır.
28. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Tanık Sorgulama ve
Dinletme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
a. Başvurucuların
İddiaları
29. Başvurucular; haklarında aleyhe beyanda bulunan ve aynı
dosyada sanık konumunda bulunan E.B.nin Mahkemece genel duruşma günleri
dışında, kendileri hazır edilmeksizin dinlenildiğini ve iddianamede delil
olarak gösterilen bazı tanıkların Mahkemece dinlenilmediğini belirterek adil
yargılanma haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
b. Değerlendirme
30. 6216 sayılı Kanun’un 47. maddesinin (3), 48. maddesinin (1)
ve (2) numaralı fıkraları uyarınca bireysel başvuruda, kamu gücünün neden
olduğu iddia edilen ihlale dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı;
bireysel başvuru kapsamındaki hakların ne şekilde ihlal edildiği ve buna
ilişkin gerekçeler ve deliller açıklanmalıdır (Veli
Özdemir, §§ 19, 20).
31. Somut olayda başvurucular, bu başlık altındaki iddialarını
soyut bir şekilde ileri sürmüş; başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri sunarak
olaylar hakkındaki iddialarını kanıtlama ve dayanılan Anayasa hükmünün
kendilerine göre ihlal edildiğine dair hukuki iddialarını ortaya koyma
yükümlülüğünü yerine getirmemişlerdir (Sabah
Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim
Şirketi, B. No: 2014/12727, 25/5/2017, § 19). Başvurucular, tanık
sorgulama hakkının ihlal edilmesine sebep olduğunu belirttikleri sanık E.B.nin
beyanının kendilerinin de bulunduğu bir duruşmada alınmasını ve sanığa soru
sormak istediklerini ilk derece mahkemesinde veya kanun yolu incelemesinde
ileri sürüp sürmedikleri, ileri sürmüşlerse ne zaman ve ne şekilde ileri
sürdükleri, bu taleplere ilişkin hangi gerekçeyle ne tür karar verildiği
hususunda bir açıklamaya başvuru formunda yer vermemişler; bunlara ilişkin
bilgi ve belgeleri başvuru formuna eklememişlerdir.
32. Başvurucular ayrıca iddianamede belirtilen diğer tanıkların
dinlenilmemiş olmasını da şikâyet etmişlerdir. Ancak anılan tanıkların
dinlenilmesinin hangi nedenlerle önemli olduğu ve gerçeğin ortaya çıkması için
neden gerekli olduğu başvurucular tarafından açıklanmamıştır.
33. Başvurucular bu şekilde tanık sorgulama ve dinletme
haklarının ihlal edildiğine dair hukuki iddialarını ortaya koyma yükümlülüğünü
yerine getirmemişlerdir.
34. Açıklanan gerekçelerle bu bölümdeki iddiaların
temellendirilememiş olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Haberleşme
Özgürlüğünün İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların
İddiaları
35. Başvurucular; haklarında verilen iletişimin dinlenilmesi ve
teknik araçlarla izleme kararlarının gizli, sınırsız, orantısız ve denetimsiz
bir şekilde verildiğini, mahkûmiyet kararına esas alınan telefon görüşmelerinin
günlük hayata ilişkin olduğunu belirterek haberleşme hürriyetlerinin ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
2. Değerlendirme
36. Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvurularda, başvuru
konusu olaylarla ilgili delilleri sunmak suretiyle olaylar hakkındaki
iddialarını kanıtlamak ve dayanılan Anayasa hükmünün kendilerine göre ihlal
edildiğine dair açıklamalarda bulunarak hukuki iddialarını ortaya koymak
başvurucuya düşer. Başvurucunun kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmali
nedeniyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü hak ve özgürlük ile dayanılan Anayasa
hükümlerini, ihlal gerekçelerini, dayanılan deliller ile ihlale neden olduğu
ileri sürülen işlem veya kararların neler olduğunu başvuru dilekçesinde
belirtmesi şarttır. Başvuru dilekçesinde kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia
edilen işlem, eylem ya da ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti
yapılmalı, bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi
nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçelerle deliller açıklanmalıdır (Sabah Yıldızı Radyo ve Televizyon Yayın İletişim
Reklam Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi [GK], B. No: 2014/12727,
25/5/2017, § 19).
37. Somut olayda başvurucular, bu başlık altındaki iddialarını
soyut bir şekilde ileri sürmüşler; başvuru konusu olaylarla ilgili delilleri
sunarak olaylar hakkındaki iddialarını kanıtlama ve dayanılan Anayasa hükmünün
kendilerine göre ihlal edildiğine dair hukuki iddialarını ortaya koyma
yükümlülüğünü yerine getirmemişlerdir.
38. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların iddialarını
temellendirmemiş oldukları anlaşıldığından başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. Toplantı ve Gösteri
Yürüyüşü Düzenleme Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların
İddiaları
39. Başvurucular bazı toplantılara katılmış olmalarının
mahkûmiyet kararında delil olarak kullanıldığını ifade ederek, Anayasa'da
güvence altına alınan hakların kullanılması niteliğinde olan bu eylemlerin
terör örgütüne üye olma suçunun delili olarak kullanılmasının toplantı ve
gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüşlerdir.
2. Değerlendirme
40. Katıldıkları veya organize ettikleri toplantılar ile bu
toplantılarda açıklanan bazı düşüncelerinin mahkûmiyet kararlarında terör
örgütüne üye olma suçunun delili olarak kullanılması başvurucuların toplantı ve
gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı üzerinde caydırıcı etki doğurabilir.
Dolayısıyla başvurucuların Anayasa'nın 34. maddesinde koruma altına alınan
haklarına bir müdahalede bulunulduğu kabul edilmelidir (Metin Birdal, § 48).
41. Başvuru konusu müdahalenin Anayasa'nın 13. maddesinde
öngörülen kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı ve Anayasa'nın 34. maddesinin
ikinci fıkrasında yer alan millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması meşru
amaçları kapsamında kaldığı anlaşılmıştır (Metin
Birdal, §§ 52, 53). Bu
nedenle başvuru konusu müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine
uygun olup olmadığı değerlendirilecektir.
a. Müdahalenin Demokratik
Toplum Düzeninin Gereklerine Uygun Olması
42. Temel hak ve özgürlüklerin koruması altında bulunan bir
eylemin terör örgütüne üye olma suçundan mahkûmiyet kararında delil olarak
kullanılması suretiyle temel hak ve özgürlüklere yapılan bir müdahalenin
demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu
bir toplumsal ihtiyacı karşılaması gerekir. Amaca ulaşmaya yardımcı olmayan bir
müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı söylenemeyecektir
(zorunlu toplumsal ihtiyaç testine ilişkin açıklamalar için bkz. Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151,
4/6/2015, §§ 51, 53-55, 57; Mehmet Ali Aydın,
B. No: 2013/9343, 4/6/2015, § 68; Ferhat
Üstündağ, B. No: 2014/15428, 17/7/2018, §§ 45, 46; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128,
7/7/2015, § 51).
b. Somut Olayın
Değerlendirilmesi
43. Terör örgütüne üye olma suçu, üye ve hatta örgüt henüz bir
suç işlememiş olsa dahi örgütün toplum için yarattığı tehlikeyi cezalandıran ve
bu yönüyle bir yandan da örgüt faaliyetleri kapsamında suç işlenmesini
engelleme amacı taşıyan bir suç türüdür (Metin
Birdal, §§ 60, 61).
44. Bireysel başvuru yolunda Anayasa Mahkemesinin görevi bir
yargılamanın sonucu itibarıyla adil olup olmadığını değerlendirmek değildir.
Dolayısıyla başvurucu hakkında isnat edilen terör örgütü üyesi olma suçunun
sübuta erip ermediği veya toplanan delillerin suçun sübutu için yeterli olup
olmadığı meselesi, ilkesel olarak Anayasa Mahkemesinin ilgi alanı dışındadır (Metin Birdal, § 47; ayrıca bkz. Yılmaz
Çelik [GK], B. No: 2014/13117, 19/7/2018, § 45; krş. Ferhat Üstündağ, § 65). Bundan başka bir
ceza yargılamasında hangi delillerin hükme esas alınabileceği meselesi de esas
itibarıyla Anayasa Mahkemesinin görev alanının dışındadır (Türk ceza hukuku
uygulamasına ilişkin bazı değerlendirmeler için bkz. Metin Birdal, §§ 67-71).
45. Bir kişinin henüz başka bir suç işlemeden yalnızca terör
örgütüne üye olması nedeniyle cezalandırılabilmesi için yargılama makamlarının
o kişinin terör örgütüyle olan bağlarını ortaya koyması gerekir. Henüz ceza
kanunlarında tanımlanan bir suçu işlememiş olsa bile bir terör örgütü ile örgüt üyeliği olarak kabul edilecek
kuvvette bir bağın varlığının araştırılması bireylerin sahip olduğu fikirlerin,
bağlı oldukları toplumsal grupların ve ideolojilerinin, davranışlarının
anlamlarının ve bunların altında yatan saiklerin de değerlendirilmesini
gerektirebilir. Böyle bir değerlendirmenin örgütlere üye olmak, toplantılara
katılmak veya düşünce açıklamaları yapmak gibi kişilerin anayasal haklar kapsamında
koruma altında bulunan eylemlerini de kapsadığı durumlarda başta ifade,
örgütlenme, din ve vicdan özgürlükleri ile toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenleme hakkı olmak üzere temel haklar üzerinde ciddi bir baskı
oluşturabilecek potansiyele sahip olduğu açıktır (Metin Birdal, §§ 63,
64).
46. Kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan
faaliyetlerinin terör örgütünün üyesi olma suçundan verilen mahkûmiyet
kararlarının delili olarak kullanılmasının temel haklar üzerinde yaratacağı
caydırıcı etki nedeniyle -devletin toplumu terör örgütlerinin faaliyetlerine
karşı korumak şeklindeki pozitif yükümlülüğünün bir sonucu olarak- insanların
terörsüz bir ortamda yaşama hakkı ile bu süreçte bireylerin potansiyel olarak
etkilenebilecek temel hakları arasında adil bir denge kurulmalıdır (Metin Birdal, § 65).
47. Söz konusu dengenin sağlandığının kabul edilebilmesi için
derece mahkemelerinin kişilerin anayasal hak ve özgürlükler kapsamında kalan
faaliyetlerini terör örgütünün üyesi olma suçundan verilen mahkûmiyet
kararlarında delil olarak kullanmalarının zorunlu bir ihtiyacı karşıladığını
göstermeleri gerekir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin benzer başvurulardaki
denetimi temel haklara bu şekilde yapılan müdahalenin zorunlu bir ihtiyacı
karşıladığının ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilip gösterilemediği ile
sınırlı olacaktır (Metin Birdal,
§ 72).
48. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi mevcut başvuruda
başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarına yapılan
müdahalelerin gerçekten toplumsal bir
ihtiyaca karşılık gelip gelmediği sorusuna cevap bulacaktır.
49. Başvuru konusu olayda ilk derece mahkemesi süreklilik,
çeşitlilik ve yoğunluk gösterdiği kabul edilen eylem ve davranışlarıyla şiddeti
ve demokratik olmayan yöntemleri benimseyen başvurucuların PKK terör örgütünün
üyesi olduğu kanaatine ulaşmıştır.
50. Başvurucular tarafından sunulan bilgi ve belgeler ile derece
mahkemelerince başvurucuların mahkûm edilmesi için benimsenen gerekçeler
yukarıda yer verilen ilkeler uyarınca bir bütün olarak ve dikkatle incelenmiş
ve somut olayın koşullarında ilk derece mahkemesinin başvurucuları suç
oluşturmadığı ve anayasal hakların kullanımından ibaret olduğu ileri sürülen
eylemleri nedeniyle mahkûm ettiği kabul edilmemiştir. İlk derece mahkemesi
diğer bazı deliller yanında PKK'nın, terör örgütü mensuplarının veya terör eylemlerinin
sahiplenildiği, bunları yücelten marşların söylendiği bazı faaliyetleri
başvurucuların terör örgütü üyeliğini açıklayan ve eylemlerinin sürekliliğini
gösteren deliller olarak kullanmıştır (krş. Metin
Birdal, § 76).
51. Nitekim ilk derece mahkemesi mahkûmiyet kararında; şikâyete
konu etkinlikler dışında başvurucuların ikametlerinde yapılan aramalarda ele
geçirilen örgütsel dokümanlara, dijital materyallere, E.B.nin başvurucular
hakkındaki beyanlarına ve yaptığı teşhis işlemine, bazı telefon görüşmelerine,
fiziki takip tutanaklarına ve bilirkişi raporlarına da dayanmıştır. Mahkeme,
başvurucuların şikâyetlerine konu eylemlerinin PKK terör örgütünün hiyerarşik
yapılanmasına kendi istekleriyle ve bilerek dâhil olduklarına dair bilgileri
doğrular ve tamamlar nitelikte olduğunu ikna edici biçimde ortaya koymuştur. Bu
bağlamda ilk derece mahkemesi, bu eylemlerin delil olarak kullanılmasının bir
toplumsal ihtiyacı karşıladığını ilgili ve yeterli bir gerekçe ile
göstermiştir.
52. Sonuç olarak başvurucuların toplantı ve gösteri yürüyüşü
düzenleme haklarına yapılan müdahale demokratik toplum düzeninin gereklerine
aykırı bir müdahale olarak değerlendirilemez.
53. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında
açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul edilemezliğine
karar verilebileceği belirtilmiştir. Bu bağlamda müdahalenin meşru olduğu açık
olan başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334,
17/9/2013, § 24).
54. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların toplantı ve gösteri
yürüyüşü düzenleme haklarının ihlal edildiğine dair başvurusunun bir ihlal
bulunmadığı açık olduğundan açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemezliğine karar
verilmesi gerekir.
D. Kişi Özgürlüğü ve
Güvenliği Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların
İddiaları
55. Başvurucular, hukuka aykırı olarak tutuklandıklarını ve
tutukluluğun uzun sürdüğünü belirterek kişi özgürlüğü ve güvenliği haklarının
ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir.
2. Değerlendirme
56. Bir suç isnadına bağlı olarak tutuklulukla ilgili
şikâyetleri içeren bireysel başvurunun hükümle birlikte verilen tutukluluğun
devamı kararı sonrasında yapılması hâlinde tutukluluğun devamı kararına itiraz
edilmemiş ise kararın verildiğinin öğrenildiği tarihten itibaren, itiraz
edilmiş ise itiraz merciince verilen kararın öğrenildiği tarihten itibaren otuz
gün içinde yapılması gerekmektedir (Fırat
İşgören, B. No: 2014/6425, 17/11/2016, § 34).
57. Somut olayda başvurucular, ilk derece mahkemesince 2/5/2013
tarihindeki hükümle birlikte verilen tutukluluğun devamı kararına itiraz
ettiklerine yönelik bir bilgi ve/veya belge sunmamışlardır. UYAP'ta bulunan
belgelere göre bazı başvurucular bu karara itiraz etmişler ve bu itirazları
17/5/2013 tarihinde itiraz merciince reddedilmiştir. Bu nedenlerle başvurunun
bir kısım başvurucular yönünden tutukluluğun hükümle birlikte devamına karar
verildiği ilk derece mahkemesinin nihai kararının başvurucular ve müdafilerinin
yüzüne karşı tefhim edildiği 2/5/2013, diğer bazı başvurucular yönünden ise
itiraz merciinin itirazın reddi kararını verdiği 17/5/2013 tarihinden itibaren
otuz gün içinde yapılması gerekmektedir. Buna göre somut olayda 18/2/2015
tarihinde yapılan bireysel başvuruda süre aşımı olduğu sonucuna varılmıştır.
58. Açıklanan gerekçelerle kararın öğrenilmesinden itibaren otuz
gün içinde yapılmayan bireysel başvurunun bu kısmının süre aşımı nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Bağımsız ve tarafsız bir mahkemede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Tanık sorgulama ve dinletme hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Haberleşme özgürlüğünün
ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
4. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal
edildiğine ilişkin iddianın açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
5. Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın süre aşımı nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
16/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.