TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
HÜLYA KARACAOĞLAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/3068)
Karar Tarihi: 21/3/2018
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serruh KALELİ
Nuri NECİPOĞLU
Hasan Tahsin GÖKCAN
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör
M. Emin ŞAHİNER
Başvurucular
Hülya KARACAOĞLAN ve diğerleri [Bkz. Ekli (2)
Numaralı Tablonun (C) Sütunu]
Vekilleri
Bkz. Ekli (2) Numaralı Tablonun (E) Sütunu
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yapılan kanuni düzenleme ile devam eden yargılama sürecine sonuca etkili olacak biçimde müdahale edilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Ekli listede sıralanan başvurulara ait başvuru formları ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemelerinden sonra başvurular Komisyonlara sunulmuştur.
3. Konularının aynı olması nedeniyle ekli (2) No.lu tablonun (B) sütununda numaraları belirtilen başvuru dosyalarının aynı tablonun (1) numaralı satırında yer alan 2015/3068 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine ve incelemenin bu dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
4. Komisyonlarca kabul edilebilirlik incelemesinin Bölümler tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvuruların kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Aynı konuya ilişkin içtihadın (Zekiye Şanlı, B. No: 2012/931, 26/6/2014; Yasemin Mutlu, B. No: 2013/1426, 25/3/2014) mevcut olması nedeniyle Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün 71. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereğince başvuru, Bakanlık cevabı beklenmeksizin kabul edilebilirlik ve esas yönünden incelenmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Uyuşmazlığın Arka Planı
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular; Vakıflar Bankası Türk Anonim Ortaklığında (Banka) çalıştıkları süre zarfında, 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun geçici 20. maddesi uyarınca kurulmuş bulunan T. Vakıflar Bankası T.A.O. Memur ve Hizmetlileri Emekli Sağlık Yardım Sandığı Vakfına (Vakıf) ödedikleri primler karşılığında emekliliğe hak kazanmışlardır.
9. Vakıf, kanunla kurulan sosyal güvenlik kurumları dışında kalan ancak onlara denk kabul edilen bir tüzel kişilik olup söz konusu sandık mensupları bakımından zorunlu sosyal güvenlik kurumu niteliğindedir.
10. Vakfın amacı, Vakıf Senedi’nin 4. maddesinde şöyle ifade edilmiştir:
“...
a) İş bu vakıf senedi hükümleri dairesinde üyelerin emeklilik, malullük, ölüm, hastalık, analık, iş kazaları ve meslek hastalıkları hallerinde ve eş ve çocukları ile üyenin geçindirmekle yükümlü bulunduğu ana ve babasının hastalıklarında, Sosyal Sigortalar Kanunları ile temin edilen yardımlardan az olmamak üzere hak sahiplerine yardımda bulunmak;
…”
11. Vakfın gelirleri, sandık üyelerinin aylıklarından yapılan prim kesintilerinden ve diğer gelirlerden oluşmaktadır. Banka da aynı esaslar çerçevesinde hesaplanan tutarı işveren hissesi olarak her ay Vakfa aktarmaktadır. Vakıf, üyelerine yapacağı yardımın miktarını ve dolayısıyla emekli aylıklarına ilişkin artışları Vakıf Senedi’nde yazılı hükümler çerçevesinde tek taraflı olarak belirlemekte olup bunun 506 sayılı Kanun'la belirlenmiş alt sınırın altına düşmemesi gerekmektedir.
B. Başvurulara Konu Dava Süreçleri
12. Sandık üyeleri, yapılan artışların 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine uygun bir şekilde yapılmadığı gerekçesiyle Vakıf aleyhine iş mahkemeleri önünde alacak davaları açmışlardır. Bu davalar sonucunda 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesinin nasıl anlaşılıp uygulanacağı konusunda bir yargısal içtihat yerleşmiştir.
13. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun bu çerçeveyi çizen 24/3/2010 tarihli ve E.2010/10-155, K.2010/170 sayılı kararına göre 506 sayılı Kanun'un geçici 20. maddesinde değinilen alt sınırın belirlenmesinde, davalı Vakfın bağladığı aylıklara yapılan artış oranlarının Sosyal Güvenlik Kurumu (bu Kuruma devredilen SSK) sigortalılarına bağlanan yaşlılık aylıklarına yapılan artış oranlarıyla karşılaştırılması usulü dikkate alınmalıdır. Böylece bulunan artış oranının 506 sayılı Kanun uyarınca yaşlılık aylığı alanlara yapılan artış oranından daha az olması durumunda da Vakıf Senedi'ndeki düzenlemelere göre aylıklarında artış olacak kişilerin ayrıca 506 sayılı Kanun'un aylık artışlarına dair hükümlerinden yararlanmaları gerekmektedir.
14. Söz konusu Vakıf tarafından kendilerine aylık bağlanan başvurucular, muhtelif tarih aralıklarında emekli aylıklarına artış yapılmaması nedeniyle Ankara iş mahkemelerinde alacak davaları açmışlardır. Açtıkları davalarda başvurucular, emekli aylıklarında artış yapılmayan dönemler yönünden farkın hesaplanarak kendilerine ödenmesini talep etmişlerdir.
15. Bu arada yargılama süreci devam ederken 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanun’un 53. maddesiyle 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine eklenen beşinci fıkra ile aynı maddenin sandık emeklilerine yapılacak yardımların düzenlendiği birinci fıkrasının (b) bendinin uygulanmasında; yardımların sağlanması ve bağlanması yönünden alt sınırın belirlenmesinde muadil miktar karşılaştırmasının esas alınacağı, bunun mevcut davalara da uygulanacağı düzenlenmiştir.
16. 6111 sayılı Kanun 25/2/2011 tarihli ve 27857 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
17. 6111 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesinin ardından davaları görmekte olan yargılama makamları, açıldığı tarihteki mevzuat hükümlerine göre kabul ile sonuçlanacak davaların yasal dayanağını oluşturan düzenlemenin yargılama sürecindeki yasa değişikliğiyle ortadan kalktığı gerekçesine dayanarak ret kararları vermiştir. Davaların reddine ilişkin kararlar, kanun yolu denetiminden geçerek kesinleşmiş ve yargılama süreçleri sona ermiştir.
18. Yargılama süreçlerinin sona ermesinin ardından ekli (2) numaralı tablonun (C) sütununda yer verilen başvurucular, bireysel başvuruda bulunmuşladır.
IV. İLGİLİ HUKUK
19. İlgili hukuk için bkz. Zekiye Şanlı, §§ 20-22; Yasemin Mutlu, §§ 21-23.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 21/3/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvurucuların 2015/3068 başvuru numarası altında birleştirilen başvuruları incelenerek gereği düşünüldü:
A. Silahların Eşitliği İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucu Muhsin Dinç Dışındaki Başvurucular Yönünden
a. Başvurucuların İddiaları
21. Başvurucular, 6111 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine eklenen fıkranın devam eden davalara da uygulanmasına ilişkin ibaresiyle açtıkları alacak davasının dayanağı olan ve kendilerini haklı kılan Yargıtay içtihatlarının ortadan kaldırıldığını, dolayısıyla devam eden yargı süreçlerine kanun çıkarılarak müdahale edildiğini ileri sürmüşler; adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.
b. Değerlendirme
i. Kabul Edilebilirlik Yönünden
22. Başvurucuların adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetleri açıkça dayanaktan yoksun olmayıp başka bir kabul edilmezlik nedeni de bulunmadığından başvurunun bu kısmının kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
ii. Esas Yönünden
23. Başvuru konusuyla ilgili ilkeler, daha önce Anayasa Mahkemesi tarafından Zekiye Şanlı ile Yasemin Mutlu başvurularına ilişkin 26/6/2014 tarihli kararda ortaya konulmuştur. Buna göre başvurucuların emekli aylıklarına yapılması gerektiğini iddia ettikleri artış oranı yönünden kanunda öngörülen alt sınırın belirlenmesinde, SGK sigortalılarına bağlanan yaşlılık aylıklarına yapılan artış oranları ile karşılaştırılma ölçütü yerine muadil miktar karşılaştırması esasının getirildiği iddiası mülkiyet hakkı bağlamında incelenmiştir. Anayasa Mahkemesi; 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesindeki düzenlemelere işaret ederek zorlayıcı nitelikte kamu yararı amacına dayanan düzenlemenin başvurucuyu ağır ve tahammül edilemez bir yük altına sokmadığı, müdahalenin amacı ile başvurucuya yüklenen külfetin orantılı olduğu ve bu bakımdan mülkiyet hakkının ihlal edilmediği sonucuna varmıştır (Zekiye Şanlı, §§ 49-632; Yasemin Mutlu, §§ 49-623).
24. Diğer taraftan başvurucuların 6111 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine eklenen fıkranın devam eden davalara da uygulanmasına yönelik şikâyeti ise adil yargılanma hakkının bir unsuru olan silahların eşitliği ilkesi çerçevesinde değerlendirilmiştir (Zekiye Şanlı, § 44; Yasemin Mutlu, § 44). Bu doğrultuda silahların eşitliği ilkesi güvencesi değerlendirilirken kanun çıkarılması suretiyle bu güvenceye yapılan müdahalenin yargılamanın taraflarından birinin konumunda diğer tarafa nazaran orantısız ve açık bir dengesizlik veya dezavantaj oluşturup oluşturulmadığının tespit edilmesi gerektiği vurgulanmış, başvuruya konu olay temelinde böyle bir dengesizlik veya dezavantaj oluşup oluşmadığı irdelenmiştir (Zekiye Şanlı, §§ 64-86; Yasemin Mutlu, §§ 63-86).
25. Bu çerçevede yapılan değerlendirme sonucunda başvuruya konu olaya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun içtihadının varlığı karşısında (bkz. § 13) -her ne kadar zorlayıcı bir kamu yararına dayansa da- kanun değişikliğinin dava açılırken kişi lehine sonuçlanacağı anlaşılan durumu değiştirmeye yönelik olduğu, davanın kişi lehine sonuçlanmasını imkânsız hâle getirdiği tespit edilmiştir. Bu tespit ışığında silahların eşitliği güvencesine yönelik müdahalenin öngörülebilir olmadığından meşru kabul edilemeyeceği, dolayısıyla dezavantajlı hâle getirilen başvurucuya katlanılması zor külfetler yüklendiği belirtilerek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine kanaat getirilmiştir (Zekiye Şanlı,§§ 87, 88; Yasemin Mutlu, §§ 85, 86).
26. Somut başvuruda da Zekiye Şanlı ile Yasemin Mutlu kararında açıklanan ilkelerden ayrılmayı gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşıldığından başvurucuların adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekmektedir.
27. Öte yandan başvurucular; yüksek miktarda prim ödemelerine rağmen daha düşük miktarda prim ödeyenlerle aynı miktarda emekli aylığı almak zorunda bırakıldıklarını, bu çerçevede 6111 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine eklenen fıkranın Vakfa ödedikleri primlere el konulması sonucunu doğurduğunu belirterek mülkiyet ve sosyal güvenlik haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüşlerdir. Ancak başvurucuların adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetleri yönünden yapılan değerlendirmede ihlal sonucuna varıldığından mülkiyet ve sosyal güvenlik haklarının ihlal edildiğine yönelik iddialar kapsamında ayrıca değerlendirme yapılmasına gerek görülmemiştir.
2. Başvurucu Muhsin Dinç Yönünden
28. Başvurucu Muhsin Dinç, diğer başvurucular ile aynı iddialarla silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
29. Ancak başvuruya konu davanın kendi koşullarına bakıldığında başvurucunun davasını 6111 sayılı Kanun’un 53. maddesinin yürürlüğe girdiği tarihte açtığı, dolayısıyla Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihte ortada devam eden bir yargılama bulunmadığından davanın taraflarından birinin leh ve aleyhine bir müdahaleden bahsedilemeyeceği sonucuna varılmaktadır. Bu durumda başvurucu Muhsin Dinç'in adil yargılanma hakkına silahların eşitliği ilkesi yönünden bir müdahalede bulunulmadığı anlaşılmaktadır.
30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik nedenleri incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
31. Başvurucu Göral Savur, yargılamanın uzun sürdüğünü belirterek makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
32. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
33. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin olan iş mahkemeleri nezdinde açılan davalarda yargılama süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak uyuşmazlığı karara bağlayacak davanın açıldığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak yargılamanın sona erdiği (Nesrin Kılıç, B. No: 2013/772, 7/11/2013, § 69); yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Mehmet Salih Ayyıldız, B. No: 2012/397, 17/11/2014, § 25).
34. İş mahkemelerinde görülen davalarda yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Nesrin Kılıç, §§ 57, 58).
35. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olaydaki 7 yıl 2 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
36. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
37. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
38. Başvurucular, adil yargılanma hakkının ihlal edildiğinin tespit edilerek lehlerine maddi tazminata hükmedilmesini talep etmişlerdir.
39. Başvurucu Muhsin Dinç dışındaki başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan silahların eşitliği ilkesinin, başvurucu Göral Savur yönünden ayrıca makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
40. Başvurucu Muhsin Dinç dışındaki başvurucuların adil yargılanma hakkı kapsamında silahların eşitliği ilkesinin ihlalinin giderimi yönünden ise 6111 sayılı Kanun’un 53. maddesi ile 506 sayılı Kanun’un geçici 20. maddesine eklenen fıkranın devam eden davalara da uygulanmasının ihlal sonucuna yol açtığı dikkate alınmalıdır. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin Zekiye Şanlı ile Yasemin Mutlu kararlarında belirtilen ilkeler doğrultusunda, devam eden davalara uygulanması sonucuna yol açan söz konusu kanun hükmünün yürürlüğünden önceki hukuksal duruma göre uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulması adil yargılanma hakkı kapsamında silahların eşitliği ilkesinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılmasını sağlayabilecek uygun bir çözüm yolu olarak görülmüştür. Bu bağlamda her somut olayın özelliğine göre tazminatın değerlendirilmesi kural olarak derece mahkemelerinin görevine girmektedir. Bu sebeple yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere ekli (2) numaralı tablonun (F) sütununda yer verilen mahkemelere gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
41. Silahların eşitliği ilkesinin ihlali nedeniyle yeniden yargılamaya hükmedilmesi yeterli bir giderim oluşturduğundan başvurucuların diğer tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir.
42. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucu Göral Savur'a net 8.100 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
43. Avukat Ebru Tarakçı Çimen tarafından temsil edilen başvuruculara 1.980 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat Yılmaz İçöz tarafından temsil edilen başvuruculara 1.980 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat Mehmet Erol Alsan tarafından temsil edilen başvuruculara 1.980 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat Oya Aydın Göktaş ile Hazal Büşra İlhan tarafından temsil edilen başvuruculara 1.980 TL vekâlet ücretinin müştereken ödenmesine, Avukat Atila Doğan tarafından temsil edilen başvurucuya 1.980 TL vekâlet ücretinin ödenmesine, dosyadaki belgelerden tespit edilen 2015 yılında yapılan başvurular için 226,90 TL ve 2016 yılında yapılan başvurular için 239,50 TL harç giderinden oluşan yargılama giderinin her bir başvurucuya ayrı ayrı ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Adil yargılanma hakkı kapsamında silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddialar yönünden başvurucu Muhsin Dinç'in iddiasının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Adil yargılanma hakkı kapsamında silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddialar yönünden diğer başvurucuların iddialarının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
3. Başvurucu Göral Savur'un makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. 1. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında silahların eşitliği ilkesinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
2. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın birer örneğinin Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan silahların eşitliği ilkesinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere ekli (2) numaralı tablonun (F) sütununda yer verilen mahkemelere GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucu Göral Savur'a 8.100 TL net manevi tazminat ÖDENMESİNE, başvurucuların diğer taleplerinin REDDİNE,
E. Ekli (1) numaralı tabloda yer alan vekâlet ücretlerinin ve ekli (2) numaralı tablonun (H) sütununda yer alan harçların BAŞVURUCULARA AYRI AYRI ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 21/3/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
EK:1 TABLO
İlgili Başvurucular
Vekâlet Ücretleri
Avukat Ebru Tarakçı Çimen tarafından temsil edilen başvurucular
1.980 TL (müştereken)
Avukat Yılmaz İçöz tarafından temsil edilen başvurucular
Avukat Mehmet Erol Alsan tarafından temsil edilen başvurucular
Avukatlar Oya Aydın Göktaş ile Hazal Büşra İlhan tarafından temsil edilen başvurucular
Avukat Atila Doğan tarafından temsil edilen
başvurucu
1.980 TL
EK-2 TABLO
A
B
C
D
E
F
G
H
Sıra
Başvuru Numarası
Başvurucu/lar
T.C. Kimlik No.
Vekili
İlk Derece Mahkemeleri
Esas No
Başvuru Harcı (TL)
1
2015/3068
Hülya KARACAOĞLAN
***
Ebru TARAKÇI ÇİMEN
Ankara 16. İş Mahkemesi
2011/169
226,90
2
2015/9322
Ahmet Tosun GEZER
Yılmaz İÇÖZ
Ankara 4. İş Mahkemesi
2009/636
3
2016/1922
Behiye Tülay DOĞULUGİL
Mehmet Erol ALSAN
2009/637
239,50
4
2016/1923
Zerrin AKÖZ
2009/655
5
2016/2083
Mustafa SUCU
Oya Aydın GÖKTAŞ
Hazal Büşra İLHAN
Ankara 3. İş Mahkemesi
2010/953
6
2016/3639
Adnan ÖZKAN
Ankara 2. İş Mahkemesi
2011/326
7
2016/3640
Mahmut ALBAYRAK
2011/232
8
2016/3641
Yavuz ŞAHİNGİL
2011/230
9
2016/3642
Mahfuz BULUTTEKİN
2011/350
10
2016/4392
Lütfiye AKDAĞLI
2011/346
11
2016/4393
Adnan YILDIRIM
2011/342
12
2016/4395
Mustafa Semih AKDAĞLI
2011/322
13
2016/4764
Yunus ERDOĞAN
2011/213
14
2016/9395
Mehmet CANSIZ
2011/328
15
2015/15365
Süreyya EVLİYAOĞLU
2009/348
16
2015/8551
Zeliha Güzin ÖZKAN
Ankara 15. İş Mahkemesi
2008/1067
17
2015/10442
Vicdan KARAMANLI
2011/340
18
2015/16236
Nevin ALPAY
Ankara 11. İş Mahkemesi
2009/82
19
2016/26812
Fehamet TANRIDAN
2009/817
20
2016/26814
Ali ÜNAL
2009/819
21
2016/4189
Halis OKUR
2009/643
22
2015/8438
Perihan TIĞLIOĞLU
2011/180
23
2015/8444
Hülya SARI
2010/1083
24
2015/8446
Suna ELERMAN
2011/428
25
2015/8448
Sülin AVCI
Ankara 6. İş Mahkemesi
2009/332
26
2015/8450
Ömer KOÇYİĞİT
2011/302
27
2015/8452
Yasemin Güneş AYBER
2010/805
28
2015/8454
Nurten TELCİ
2010/818
29
2015/8456
Şengül SOLMAZ
Ankara 10. İş Mahkemesi
2011/306
30
2015/8460
Nergiz UYTUN
2010/571
31
2016/4191
Ercüment UĞURGÖR
2009/640
32
2015/16572
Gül COŞKUN AK
Gülşen ÇOŞKUN
Mustafa Murat COŞKUN
Emine ŞİMŞEK
Pınar COŞKUN
2011/422
33
2015/10168
Hamiyet TÜRKER
2011/330
34
2015/10169
Nebahat ÇAMAŞ
2011/334
35
2015/10171
Hatice NAZİKER
Ankara 12. İş Mahkemesi
2011/124
36
2015/10173
Rafet KOÇ
2011/242
37
2015/10431
Hasan ŞENDİL
2011/177
38
2015/10438
Semra BAĞCIOĞLU
2009/351
39
2015/10440
Ayşe Selma TAMER
2009/350
40
2015/10444
Osman KILIÇARSLAN
2011/233
41
2015/10446
Utku TOPKAYA
Ankara 8. İş Mahkemesi
2010/1188
42
2015/10734
Vedat SERTTAŞ
2011/162
43
2015/10735
Melek SOYKAN
2010/1153
44
2015/10739