logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Bereket Emeklilik ve Hayat A.Ş. [2.B.], B. No: 2015/3116, 27/6/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BEREKET EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş. BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/3116)

 

Karar Tarihi: 27/6/2018

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

Raportör

:

Tuğçe TAKCI

Başvurucu

:

Bereket Emeklilik ve Hayat A.Ş.

Vekili

:

Av. Yağmur EKİNCİ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, idari para cezasına dayanak teşkil eden kanuni düzenlemenin yürürlükten kaldırılmasına rağmen bu husus gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 20/2/2015 tarihinde Asya Emeklilik ve Hayat A.Ş. tarafından yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.

7. Başvuru sonrası Asya Emeklilik ve Hayat A.Ş. el değiştirerek ticari unvanı Bereket Emeklilik ve Hayat A.Ş. olarak değişmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

9. Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (MASAK) 25/4/2014 tarihli ve 646 sayılı kararla özel bir hayat ve emeklilik sigortası şirketi olan başvurucuyu gerçekleştirdiği yirmi sekiz adet işlem sırasında kimlik tespit yükümlülüğünü yerine getirmemesi nedeniyle toplam 451.952 TL idari para cezasıyla cezalandırmıştır.

10. Başvurucu 14/5/2014 tarihli dilekçeyle idari yaptırım kararının iptali için başvuruda bulunmakla birlikte idari para cezasını 13/5/2014 tarihinde ihtirazi kayıtla ödemiştir.

11. Bu aşamada 18/6/2014 tarihli ve 6545 sayılı Kanun, 28/6/2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Anılan Kanun'un 88. maddesi ile ceza tutanağına esas teşkil eden eylemi kabahat olarak düzenleyen 11/10/2006 tarihli ve 5549 sayılı Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun'un 13. maddesinin (2) numaralı fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. Başka bir anlatımla 'kimlik tespiti yükümlülüğü' kabahat olmaktan çıkarılmıştır.

12. İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hâkimliği 22/12/2014 tarihli kararıyla başvurucunun iptal talebiyle yaptığı başvuruyu reddetmiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:

"İtiraz edenin dilekçesinde göstermiş olduğu gerekçeler yerinde görülmediği gibi Trafik Ceza Tutanağında herhangi bir usulsüzlük görülmemiştir. Hakimliğimizce de itirazcının itirazının kabulü gerektirir bir delilde bulunamadığından 25/04/2014 tarih ve 52055169-663.05 (2014/25) 5745 sayılı 646 kararı ile verilen idari para cezası ve tutanakla ilgili itirazın reddine, karar verilmiş olup ..."

13. Başvurucu, anılan karara idari para cezasına dayanak teşkil eden kanun maddesinin iptal edildiği gerekçesini de belirterek itiraz etmiş; İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hâkimliği (Hakimlik) 15/1/2015 tarihinde itirazı kesin olarak reddetmiştir. Gerekçenin ilgili kısmı şöyledir:

"... itiraza ve ihlale konu 28 adet işlemden sadece 11 adedine ilişkin evrakın denetim sırasında denetim elemanına ibraz edildiği, söz konusu 11 adet Emeklilik Sözleşmesinin 5 adedinin [Ö.G. TCKN: ..., S.Ö. TCKN:..., Y.G. TCKN:.., G.A. TCKN: ..., E.Y. TCKN:...] üzerine de yükümlü çalışanları tarafından "kimlik fotokopisi eksik" şeklinde not düşüldüğü,kimlik tespitinin eksiksiz yapılması gerektiği,

İdari yaptırıma konu 28 adet işlemin çağrı merkezi aracılığıyla yapılmış olduğu belirtilmiş ise de raporun 5 numaralı ekinde yer alan CD'deki " 2012 yılı üretim raporu" isimli excel dosyasında açıkça görüleceği üzere, "Acente" başlıkla Ak ile "Bölge Adı" başlıklı a.m. Sütunlarında işlemi gerçekleştiren birime ilişkin bilgilerin yer aldığı ve ihlale konu edilen 28 adet işlemin hepsinin söz konusu sütunlarda genel müdürlük tarafından gerçekleştirildiği tespit edilmiştir. Bu kapsamda çağrı merkezi vasıtasıyla yapılmayan işlemlerde imzaların eksik olması, tedbirler yönetmeliğinin 6 ıncı maddesinin ihlali niteliğini taşıdığı,

...

Sonuç olarak itiraz edenin 28 adet işlemde kimlik tespiti yükümlülüğünü yerine getirmeyerek kabahat fiilleri işlediği, düzenlenen 25/04/2014 tarih 52055169-663.05(2014/25)5745 sayı ve 646 sayılı idari para cezası kararının 5549 sayılı kanunun 3, 13 ve 28 inci; 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 17. ve 22 inci maddelerine istinaden düzenlendiği, 5326 sayılı Kanunun ve bu Kanunun 25. maddesindeki düzenlemeninde dikkate alındığında idari para cezasının usul ve yasaya, hak ve nesafet kurallarına, idari para cezasına konu maddi gerçeğe uygun olduğu kanaatine varılmakla hakimliğimizce aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir... "

14. Nihai karar 3/2/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş ve başvurucu20/2/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

15. İlgili ulusal hukuk için bkz. Samet Öztürk, B. No: 2014/20188, 6/12/2017, §§ 13-19.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

16. Mahkemenin 27/6/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

17. Gerçekleştirilen denetimler sonucunda hazırlanan yükümlülük ihlali inceleme raporundaki tespitler esas alınarak başvurucu hakkında idari yaptırım tutanağı düzenlenmiştir. Başvurucu idari yaptırım kararına esas teşkil eden 5549 sayılı Kanun'un 13. maddesinin (2) numaralı fıkrasında belirtilen eylemin, tutanağa yapılan itirazın incelenmesi aşamasında yapılan kanun değişikliğiyle kabahat olmaktan çıkarıldığını, ancak itiraz merciinin bu yöndeki iddiasını dikkate almadan itirazın reddine karar verdiğini iddia ederek Anayasa'nın 38. maddesinde güvence altına alınan suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

18. Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasışöyledir:

'' Kimse, işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanunun suç saymadığı bir fiilden dolayı cezalandırılamaz; kimseye suçu işlediği zaman kanunda o suç için konulmuş olan cezadan daha ağır bir ceza verilemez."

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

19. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Genel İlkeler

20. Anayasa’nın temel hak ve özgürlüklerle ilgili bölümlerinde kanunla düzenleme ilkesine pek çok maddede ayrı ayrı yer verildiği gibi 13. maddede ifade edilen temel hak ve özgürlüklerin sınırlanmasına ilişkin genel ilkelerde de sınırlamaların ancak kanunla yapılabileceği kurala bağlanmıştır. Anayasa’nın suç ve cezaları düzenleyen 38. maddesinde de suçların ve cezaların kanuniliği ilkesi özel olarak güvence altına alınmıştır (Karlis A.Ş., B. No: 2013/849, 15/4/2014, § 31).

21. Suçların ve cezaların kanuniliği ilkesi, hukuk devletinin kurucu unsurlarındandır. Kanunilik ilkesi, genel olarak bütün hak ve özgürlüklerin düzenlenmesinde temel bir güvence oluşturmanın yanı sıra suç ve cezaların belirlenmesi bakımından özel bir anlam ve öneme sahip olup bu kapsamda kişilerin kanunen yasaklanmamış veya yaptırıma bağlanmamış fiillerden dolayı keyfî bir şekilde suçlanmaları ve cezalandırılmaları önlenmekte; buna ek olarak suçlanan kişinin lehine olan düzenlemelerin geriye etkili olarak uygulanması sağlanmaktadır (Karlis A.Ş.,§ 32).

22. 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 5. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler açısından da uygulanacaktır. Dolayısıyla kabahat fiilinin unsurlarına veya yaptırımına yönelik lehe kanun değişikliklerinde, Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasındadüzenlenen kanunilik ilkesinin sonuçlarından biri olarak 5237 sayılı Kanun’un 7. maddesinin (2) numaralı fıkrasındayer alan "lehe kanunun geriye yürümesi" kuralının uygulanması gerekir (Mahmut Manbaki, B. No: 2012/731, 15/10/2014, § 47).

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

23. MASAK tarafından yapılan inceleme sonucunda başvurucu hakkında idari para cezası uygulanmıştır. Başvurucu, ceza tutanağına karşı iptal talebiyle yaptığı başvurunun Hâkimlikçe reddi kararına karşı itiraz etmiştir.

24. Başvurucunun itirazı değerlendirilme aşamasında iken 6545 sayılı Kanun'un yürürlüğe girmesiyle anılan Kanun'un 88. maddesi uyarınca 'kimlik tespiti yükümlülüğü kabahat olmaktan çıkarılmıştır (bkz. § 11).

25. Kanun'da yapılan söz konusu değişiklik, itiraz nedeni olarak belirtilmesine rağmen itirazı inceleyen Hâkimlik tarafından bu husus dikkate alınmamıştır (bkz. § 13).

26. Anayasa Mahkemesi, benzer iddiaların ileri sürüldüğü başvurularda verdiği kararlarda suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin kabahat fiilinin unsurlarına veya yaptırımına yönelik lehe kanun değişiliklerinin geriye yürümesini de güvence altına aldığını kabul etmektedir (Samet Öztürk, § 30).

27. Somut olayda ceza tutanağının kanuni dayanağını teşkil eden 5549 sayılı Kanun'un 12. maddesinin (2) numaralı fıkrası 28/6/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır. Başvurucunun bu hususa yönelik itirazı itiraz mercii tarafından dikkate alınmadığından ve bu tarih itibarıyla kimlik tespiti yükümlülüğü bir kabahat olma niteliğini kaybetmiş olduğundan başvurucunun idari yaptırım kararının kesinleşmesini önleyen itirazının yürürlükte olmayan bir kanun hükmüne dayanılarak reddedildiği anlaşılmaktadır.

28. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 38. maddesinde güvence altına alınan suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

29. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

 “(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

30. Başvurucu, ihlalin tespiti ve yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur.

31. Başvuruda, suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

32. Suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hâkimliğine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

33. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 226,90 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.206,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 38. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınan suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere İstanbul Anadolu 5. Sulh Ceza Hâkimliğine (2015/226 Değişik İş) GÖNDERİLMESİNE,

D. 226,90 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.206,90 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 27/6/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Bereket Emeklilik ve Hayat A.Ş. [2.B.], B. No: 2015/3116, 27/6/2018, § …)
   
Başvuru Adı BEREKET EMEKLİLİK VE HAYAT A.Ş.
Başvuru No 2015/3116
Başvuru Tarihi 20/2/2015
Karar Tarihi 27/6/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, idari para cezasına dayanak teşkil eden kanuni düzenlemenin yürürlükten kaldırılmasına rağmen bu husus gözetilmeden karar verilmesi nedeniyle suçların ve cezaların kanuniliği ilkesinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Suç ve cezaların kanuniliği ilkesi Suç ve cezada kanunilik İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5549 Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun 3
13
6545 Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 88
5237 Türk Ceza Kanunu 7
5326 Kabahatler Kanunu 5
17
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi