TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
ÖMER ADIGÜZEL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/3764)
|
|
Karar Tarihi: 13/9/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Zehra
GAYRETLİ
|
Başvurucu
|
:
|
Ömer
ADIGÜZEL
|
Vekili
|
:
|
Av. Ercan
KANAR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yargılamanın makul sürede tamamlanmaması nedeniyle
adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 27/2/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddia dışındaki iddialar yönünden kısmi kabul edilmezlik kararı
verilerek makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia
yönünden başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından
yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, hakkındaki yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasıyla 21/8/2014 tarihinde
Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
8. Bireysel başvuru sonrasında 31/7/2018 tarihli ve 30495 sayılı
Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren
25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle 9/1/2013 tarihli ve
6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların
Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'ageçici
madde eklenmiştir.
9. 6384 sayılı Kanun'a eklenen geçici maddeye göre
yargılamaların uzun sürmesi ve yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi
ya da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin
yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan
bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul
edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat
üzerine Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı (Komisyon)
tarafından incelenmesi öngörülmüştür.
IV. İLGİLİ HUKUK
10. 6384 sayılı Kanun'un "Kapsam"
kenar başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"Bu Kanun;
a) Ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve
kovuşturmalar ile özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul
sürede sonuçlandırılmadığı,
b) Mahkeme kararlarının geç veya eksik icra
edildiği ya da hiç icra edilmediği,
iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılmış başvuruları kapsar."
11. 6384 sayılı Kanun'un "Komisyon
ve çalışma esasları" kenar başlıklı 4. maddesinin (1) ve (3)
numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Bu Kanun kapsamında yapılacak
müracaatlar hakkında karar vermek üzere Bakanlığın merkez, bağlı ve ilgili
kuruluşlarında çalışan hâkim ve savcılar arasından Adalet Bakanı tarafından
atanacak dört kişi ile Maliye Bakanı tarafından Maliye Bakanlığı personeli
arasından atanacak bir kişiden oluşan toplam beş kişilik bir Komisyon kurulur.
Komisyon Başkanı bu üyeler arasından Adalet Bakanı tarafından seçilir.
3) Komisyon, üye sayısının salt çoğunluğuyla
toplanır ve toplantıya katılanların salt çoğunluğuyla karar verir."
12. 6384 sayılı Kanun'un"Müracaat hakkında karar ve karara itiraz" kenar başlıklı 7. maddesi şöyledir:
(1) Komisyon, müracaat hakkında dokuz ay
içinde karar vermek zorundadır.
2) Komisyon, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin
emsal kararlarını da gözetmek suretiyle müracaat konusunda gerekçeli olarak
karar verir.
3) Komisyon kararlarına karşı tebliğ
tarihinden itibaren on beş gün içinde Komisyon aracılığıyla Ankara Bölge İdare
Mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz dilekçesi müracaata ilişkin diğer tüm
belgelerle birlikte derhal itiraz merciine gönderilir. Bu itiraz öncelikli
işlerden sayılarak üç ay içinde karara bağlanır. Mahkeme tarafından Komisyon
kararı yerinde görülmezse işin esası hakkında karar verilir. İtiraz üzerine
verilen kararlar kesindir.
4) Ödenmesine karar verilen tazminat, kararın
kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde Bakanlık tarafından ödenir. Ödemeye
ilişkin düzenlenecek kâğıtlar damga vergisinden, yapılacak işlemler harçlardan
müstesnadır."
13. 6384 sayılı Kanun'un "Anayasa
Mahkemesinde bulunan bazı bireysel başvurular hakkında Komisyona müracaat" kenar başlıklı geçici 2. maddesi
şöyledir:
"GEÇİCİ MADDE 2- (Ek:25/7/2018-7145/20
md.) (1) Kanunun 2 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b)
bentleri kapsamında olup, münhasıran bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih
itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel başvurular, başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının
tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Komisyon
tarafından incelenir.
(2) Komisyona müracaat, müracaat edenin kimlik
bilgileri ile Anayasa Mahkemesine başvuru tarihi ve numarasını içeren imzalı
bir dilekçeyle yapılır. Dilekçeye, Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel
başvuruya ilişkin form, kabul edilemezlik kararı ve bu kararın tebliğine dair
belge ile ihlal iddiasına ilişkin diğer bilgi ve belgeler eklenir.
(3) Müracaat evrakındaki eksikliğin
giderilmesi için müracaat edene otuz günü geçmemek üzere süre verilir. Bu süre
içinde, geçerli bir mazereti olmaksızın eksikliğin tamamlanmaması hâlinde
müracaat reddedilir.
(4) Bu madde uyarınca Komisyona gelen
müracaatlar bakımından 7 nci
maddenin birinci fıkrasındaki dokuz aylık süre, on altı ay olarak uygulanır.
"
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 13/9/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, bireysel başvuru konusu yargılamanın uzun sürmesi
nedeniyle makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş;
ihlalin ortadan kaldırılması ve tazminat taleplerinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
16. 6384 sayılı Kanun'a göre kurulan Komisyon, aynı Kanun'un
2.maddesi uyarınca ceza hukuku kapsamındaki soruşturma ve kovuşturmalar ile
özel hukuk ve idare hukuku kapsamındaki yargılamaların makul sürede
sonuçlandırılmadığı veya mahkeme kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya
da hiç icra edilmediği iddialarıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM)
yapılan başvuruları incelemekle görevlidir. Bu Kanun, makul sürede yargılama
yapılmaması ile mahkeme kararlarının icra edilmemesi iddialarıyla 23/3/2013
tarihinden önce AİHM'e yapılmış olan başvurular
hakkında uygulanmaktadır.
17. 6384 sayılı Kanun'a eklenen geçici 2. maddeye göre, benzer
iddialarla Anayasa Mahkemesine yapılan ve münhasıran bu maddenin yürürlüğe
girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesinde derdest olan bireysel
başvuruların da Komisyon tarafından incelenerek karara bağlanması
öngörülmüştür.
18. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrasının son cümlesi
şöyledir:
"Başvuruda bulunabilmek
için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır."
19. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Bireysel başvuru hakkı" kenar başlıklı 45. maddesinin (2)
numaralı fıkrası şöyledir:
"İhlale neden olduğu
ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve
yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce
tüketilmiş olması gerekir."
20. Anılan Anayasa ve Kanun hükümlerine göre bireysel başvuru
yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurabilmek için olağan kanun yollarının
tüketilmiş olması gerekir. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm
organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya
çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi idari ve yargısal makamların görevidir. Bu
nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiğine ilişkin iddiaların
öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından
değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet
Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
21. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak
ihlallerinin derece mahkemelerince düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek
ikincil nitelikte bir başvuru yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil
niteliği gereği Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için
öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca
başvurucunun şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal
mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını
zamanında bu makamlara sunması, aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu
takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet
Yeşilyurt, § 17).
22. Başvuru yollarının tüketilip tüketilmediği, ilke olarak
Anayasa Mahkemesine başvurunun yapıldığı tarihteki duruma bakılarak
değerlendirilir. Ancak Anayasa Mahkemesi bazı durumlarda bireysel başvuru
yapıldıktan sonra oluşturulan yeni başvuru yollarının tüketilmesi gerektiğine
de karar verebilir. Özellikle belli bir konudaki yapısal ve sistemik sorunlara
çözüm bulmak amacıyla sonradan oluşturulmuş bir yol söz konusu ise ikincillik ilkesi,o konudaki temel hak ve
özgürlüklerin ihlali iddialarının -bu yol vasıtasıyla- öncelikle idari ve
yargısal makamlarca değerlendirilmesine imkân tanınmasını gerekli kılabilir (Sait Orçan, B.
No: 2016/29085, 19/7/201, § 35).
23.Her hâlükârda bir başvuru yolunun tüketilmesinin gerekli
olması için ulaşılabilir olması, ihlal iddiaları yönünden makul bir başarı
şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesine sahip olması gerekir. Belli
bir başvuru yolunun soyut olarak belirtilen niteliklere sahip olması yeterli
değildir. Bu yolun uygulamada da anılan niteliklere sahip olması ya da en
azından sahip olmadığının kanıtlanmamış olması gerekir. Bununla birlikte soyut
olarak makul bir başarı sunma kapasitesi bulunan bir yolun uygulamada başarıya
ulaşmayacağına dair şüphe, o başvuru yolunun tüketilmemesini haklı kılmaz.
Özellikle sonradan oluşturulan ve henüz uygulaması olmayan bir başvuru yolunun
bu kapsamda değerlendirilmesi gerekir (Sait Orçan, § 36).
24. Dolayısıyla bireysel başvuru yapıldıktan sonra yeni bir
başvuru yolunun oluşturulması hâlinde Anayasa Mahkemesinin görevi, söz konusu
başvuru yolunundüzenleniş şekli itibarıyla
ulaşılabilir olup olmadığını, ihlal iddiaları yönünden makul bir başarı şansı
sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesine sahip olup olmadığını
değerlendirmektir (Sait Orçan, § 37).
25. Somut olayda, 6384 sayılı Kanun'da yargılama sürelerinin
uzunluğu ve aynı zamanda yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi ya da
hiç icra edilmemesi konularında Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel
başvuruların Komisyon tarafından değerlendirilerek karara bağlanmasında
izlenecek yol belirlenmiştir. Sonradan açılan bu başvuru yolunun
ulaşılabilirlik açısından ve başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama
kapasitesi yönünden ayrı ayrı ve sırayla incelenmesi gerekir.
1. Ulaşılabilir Olma
26. Komisyona başvurular, başvuranın kimlik bilgilerini ve
Anayasa Mahkemesine yapılan başvurunun tarih ve numarasını içeren bir
dilekçeyle doğrudan yapılabilir (bkz. § 13). Komisyona başvurulması için
başvuranlardan masraf talep edilmesine yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır.
Diğer yandan 6384 sayılı Kanun, başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde Komisyona
başvurma imkânı da tanımaktadır. Dolayısıyla sonradan oluşturulan bu başvuru
yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve kişilere makul bir süre içinde
doğrudan başvuru imkânı tanıyarak başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle
ulaşılabilir olduğu sonucuna varılmıştır.
2. Başarı Şansı Sunma Kapasitesine Sahip Olma
27. Komisyon,makul
sürede yargılama yapılmaması ile mahkeme kararlarının icra edilmemesi
iddialarıyla 23/3/2013 tarihinden önce AİHM'e
yapılmış olan başvuruları incelemekle görevlidir. Bu görevine ek olarak
Komisyon, benzer iddialarla 31/7/2018 tarihinden önce Anayasa Mahkemesine
yapılmış olan bireysel başvuruları da karara bağlamakla görevlendirilmiştir.
Dolayısıyla Komisyonun başvuru konusu işlemi inceleme hususunda yetkili olduğu
anlaşılmaktadır.
28. Komisyon, incelemelerini dosya üzerinden yapacak ve inceleme
sonunda başvurunun reddine veya kabulüne karar verecektir. Komisyon, görev
alanıyla ilgili her türlü bilgi ve belgeyi ilgililerden talep edebilir.
Başvurucuların Komisyona bilgi/belge sunmasına da bir engel bulunmamaktadır.
Komisyon, şikâyet konusu yargılamanın makul süre içinde bitirilmediğini,
mahkeme kararlarının geç veya eksik icra edildiğini ya da hiç icra edilmediğini
tespit ederse bu konuda AİHM'in içtihadına uygun ve
gerekçeli bir karar vermek ve tazminata hükmetmek zorundadır.
29. Komisyonun yapısı önceden kanun ile belirlenmiştir. Komisyonbeş üyeden oluşmakta olup üyelerin dördü yargı
mensubu kişiler arasından seçilir.
30. Komisyon kararlarına karşı yargı yolu açıktır. Başvurucular,
Komisyon kararlarına karşı Ankara Bölge İdare Mahkemesinde dava açarak yargı
yoluyla da hakkını arayabilir. Komisyon kararları yargı denetimine açık
olduğundan anılan kararlara karşı yargı yoluna başvurulduğunda Anayasa'nın 36.
maddesi gereği başvuruculara adil yargılanma hakkının tüm güvencelerinin
sağlanması gerekir. Bu bağlamda yargılamanın bağımsız ve tarafsız bir
mahkemece, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerine aykırı
olmayacak şekilde hakkaniyete uygun yürütülmesi ve makul sürede
sonuçlandırılması anayasal zorunluluktur. Yargılamanın adil yargılanma hakkı
kapsamındaki usul güvencelerine uygun yürütülmesi gerektiğinden ve aksine bir
düzenleme de bulunmadığından yargılamada potansiyel olarak başvurucuların
dosyaya erişmelerine, davaya etkili şekilde katılmalarına, delillerini sunma ve
inceletme fırsatına sahip olmalarına engel bir durum bulunmamaktadır.
31. Komisyonun başvuru konusu işlemi incelemeye, başvuruyu kabul
ederek icra edilebilir bir karar verebilmeye, bilgi/belgelere ulaşma ve bunları
incelemeye yetkili olması, başvurucunun Komisyona bilgi ve belge sunmalarına
engel bir durumun bulunmaması, Komisyonun yapısının kanun ile önceden
belirlenmiş olması, özellikle Komisyon kararlarına karşı yargı yolunun açık
olması, bu kapsamda adil yargılanma hakkına ilişkin güvencelerin yargılama
sırasında sağlanmasının Anayasa'nın 36. maddesi gereği zorunluluk arz etmesi ve
kanun ile bu konuda sınırlama getirilmemiş olması hususları bir bütün olarak
değerlendirildiğinde söz konusu başvuru yolunun düzenleniş şekli itibarıyla
başvurucunun ihlal iddiaları yönünden makul bir başarı şansı sunma kapasitesine
sahip olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
3. Yeterli Giderim Sağlama Kapasitesine Sahip
Olma
32. Komisyon, şikâyet konusu yargılamanın makul süre içinde
bitirilmediğini veya mahkeme kararlarının geç veya eksik icra edildiğini ya da
hiç icra edilmediğini tespit ettiği takdirde gerekçeli bir karar vermek ve
tazminata hükmetmek zorundadır. Komisyon tarafından ödenmesine hükmedilen
tazminat, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içerisinde ilgili bakanlık
tarafından ödenmek zorundadır. Ödemeye ilişkin düzenlenecek kâğıtlar damga
vergisinden, yapılacak işlemler harçlardan müstesna tutulmuştur. Komisyonun
kararlarına karşı itiraz kanun yoluna müracaat imkânı da tanınmıştır.
33. Sonuç olarak söz konusu başvuru yolunun, tazminat ödenmesine
imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları
sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama kapasitesine de
sahip olduğukanaatine ulaşılmıştır.
34. Başvurucunun ihlal iddiaları dikkate alındığında ilk bakışta
ulaşılabilir ve ihlal iddialarıyla ilgilibaşarı şansı
sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görünen (Komisyona) başvuru
yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı
sonucuna varılmıştır.
35. Açıklanan gerekçelerle başvurunun başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul
edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
13/9/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.