TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ALİ CÖMERT BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/4068)
Karar Tarihi: 9/1/2019
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Recep KÖMÜRCÜ
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Raportör
Volkan ÇAKMAK
Başvurucu
Ali CÖMERT
Vekili
Av. Erkan YALÇINKAYA
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, mesleki izin belgesinin geri alınmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davada kazanılmış haklar dikkate alınmadan karar verilmesi ve yargılamanın makul sürede tamamlanmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/3/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, 2002 yılında yapılan Gümrük Müşavirliği Ön Eleme Sınavına katılmış ancak başarılı olamamıştır.
7. Başvurucunun açtığı dava sonucu başarısız sayılma işlemi Ankara 2. İdare Mahkemesinin 16/12/2004 tarihli kararı ile hatalı soruların olduğu gerekçesiyle iptal edilmiştir. İptal kararı üzerine çağrıldığı Gümrük Müşavirliği Mesleki Yeterlilik Sınavında başarılı olan başvurucu lehine gümrük müşavirliği izin belgesi düzenlenmiştir.
8. Ankara 2. İdare Mahkemesinin 16/12/2004 tarihli iptal hükmü Danıştay Onuncu Dairesinin 13/6/2007 tarihli kararı ile özetle hatalı soruların değerlendirme dışı bırakılması ve puan eklemesi yapılmasına karşın başvurucunun ön eleme sınavını geçmek için yeterli puana ulaşamamış olduğu gerekçesiyle bozulmuştur. Ankara 2. İdare Mahkemesi bozma ilamına uymayarak iptal hükmünde ısrar etmiştir. İptal yönündeki ısrar kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/12/2010 tarihli kararı ile bozulmuştur.
9. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararı üzerine Gümrük Müsteşarlığı tarafından 13/5/2011 tarihli işlemle başvurucunun müşavirlik izin belgesi geri alınmıştır.
10. Başvurucu, geri alma işlemine karşı Ankara 4. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) iptal davası açmıştır. Mahkeme 8/12/2011 tarihli kararıyla işlemi iptal etmiştir. İptal gerekçesinde başvurucunun ön eleme sınavı sonrasında yapılan mesleki yeterlilik sınavında başarılı olduğu ve uzun süredir kullandığı müşavirlik izin belgesinin geri alınmasının idari istikrar ilkesi ile bağdaşmayacağı vurgulanarak dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı ifade edilmiştir.
11. İptal hükmünün Danıştay Onbeşinci Dairesinin 20/9/2012 tarihli kararıyla bozulması üzerine Mahkeme, bozma ilamına uyarak 3/10/2013 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir. Ret gerekçesinde yargı kararlarının uygulanmasının Anayasa ve 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu uyarınca bir zorunluluk olduğu belirtilerek dava konusu geri alma işleminin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun bozma kararının gereklerinin yerine getirilmesi niteliğinde bir işlem olduğunun altı çizilmiştir. Kararda sonuç olarak yargı kararının uygulanması için tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu ifade edilmiştir.
12. Ret kararı Danıştay Onbeşinci Dairesinin 19/3/2014 tarihli hükmüyle onanmış ve karar düzeltme istemi aynı Dairenin 10/12/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
13. Başvurucu nihai kararı 4/2/2015 tarihinde tebellüğ etmesinin ardından 5/3/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 9/1/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
16. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018) kararında Anayasa Mahkemesi; yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini tartışmıştır.
17. Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı vetazminat ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal iddialarıyla ilgilibaşarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).
18. Mevcut başvuruda söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduklarına karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
20. Başvurucu; gümrük müşavirliği izin belgesi yönünden kazanılmış hakkının bulunduğunu ancak bu durumun dikkate alınmadığını, benzer durumda olan kişilerin izin belgelerinin iptal edilmediğini,Mahkemenin hatalı yorumda bulunduğunu ve hukuka aykırı karar verdiğini belirterek Anayasa'nın 10. ve 36. maddelerinin ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
21. Anayasa Mahkemesi olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddiaları dikkate alındığında şikâyetin karar sonucuna yönelik olduğu anlaşıldığından incelemenin bu kapsamda yapılması uygun görülmüştür.
22. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
23. Somut olayda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı incelenerek ilgili kısımları yukarıda belirtilen (bkz. § 11) gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
24. Mevzuatın, somut olayın ve delillerin yorumlanması, yukarıda anılan ilkeler (bkz. § 22) uyarınca uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin takdirinde olup bireysel başvuruda değerlendirmeye konu edilemez.Somut olayda başvurucuya gümrük müşavirliği belgesinin verilmesine dayanak olan durum kesinleşmemiş bir yargı kararının (Ankara 2. İdare Mahkemesinin 16/12/2004 tarihli kararı) uygulanmasıdır. Söz konusu dayanak yargı kararının bozularak ortadan kaldırılması üzerine anılan gümrük müşavirliği belgesi iptal edilmiştir. Bir başka ifadeyle uyuşmazlığa konu gümrük müşavirliği belgesinin iptal edilmesi işlemi bir yargı kararının (Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/12/2010 tarihli kararı) gereğinin yerine getirilmesi amacına yöneliktir. Derece mahkemesinin yargı kararlarının yerine getirilmesi yönündeki anayasal zorunluluğu esas alarak davayı reddettiği dikkate alındığında ihlal iddiasına konu kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik bulunduğu söylenemez.
25. Buna göre başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir..
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 9/1/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.