TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
M.T. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/5037)
Karar Tarihi: 9/5/2018
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Raportör
Şermin BİRTANE
Başvurucu
M.T.
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, görev yeri değişikliğinin özel yaşamındaki hususlara ilişkin olması nedeniyle özel hayata saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 19/3/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu Millî İstihbarat Teşkilatı (MİT) Müsteşarlığı Ankara Bölge Başkanlığında uzman olarak görev yapmakta ikençocuklarının velayetini alabilmek için eski eşini -bir başka kişiyle ilişkisini ispatlamak amacıyla- takip ettiği, bu araştırmada MİT kimliğini ve MİT'e ait araç, gereç ile kurum imkânlarını kullandığı iddiasıyla başvurucu hakkında soruşturma başlatılmıştır.
8. Soruşturma sonucunda hazırlanan 8/7/2008 tarihli raporda, başvurucunun MİT'e ait araç, gereç ile kurum imkânlarını kullanmadığı, çeşitli kurum ve kuruluşlarda MİT kimliğini ibraz etmesinin disiplin cezası gerektirecek ağırlıkta bir kural ihlali olmadığı, ancak başvurucunun eski eşini ve eşinin arkadaşını gizlice izlediği, fotoğraflarını çektiği, bu durumdan eşinin ve işyerindeki oda arkadaşlarının rahatsız olduğu, hatta durumun başvurucunun eski eşinin işyerine girişinin engellenmesi boyutuna kadar ulaştığı, eski eşine ait internet paylaşım sitesindeki bilgilerini elde ettiği ve bunları eski eşinin çalıştığı kuruma sunmak suretiyle ifşa ettiği, söz konusu verilerin yeterli ispat aracı olmaktan çok taciz amacına yönelik olduğu belirtilmiştir. Raporda; başvurucunun eski eşine ve eşinin arkadaşına gönderdiği telefon mesajları nedeniyle başvurucu hakkında tehdit ve hakaret suçları nedeniyle kamu davasının açılmış olduğu, bunun yanı sıra eski eşi hakkında bilgi toplamaya çalışırken kurumuna haber vermeksizin il dışına çıktığı ifade edilmiştir. Ayrıca, bu araştırma sırasında başvurucunun daha önce MİT'ten ayrılmış olan ve MİT Müsteşarlığının 10/1/2003 tarihli yazısıyla mecbur kalınmadıkça temastan kaçınılması yönünde hakkında emir yayınlanmış olan eski bir personel ile birlikte hareket ettiği, bu suretle başvurucunun MİT'in kendine has özellikleri gereği personeline getirdiği kısıtlamalardan olan MİT Müsteşarlığının emrine kasten uymadığının anlaşıldığı belirtilmiştir.
9. Raporda bütün bu hususların hizmet dışında devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlar olduğu, başvurucunun delil toplama amacıyla ve MİT mensubu olarak mesleki tecrübe ve bilgilerini kullanarak, bir kısmı mesai saatleri içinde olmak üzere eski eşini takibe almasının, durumun eski eşinin yanı sıra onun iş arkadaşlarına rahatsızlık verecek hatta eski eşinin işyerine girişinin engellenmesi boyutuna kadar ulaşmasının hizmet dışında devlet memurundan beklenen itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte olduğu belirtilmiştir.
10. Raporda başvurucu hakkında dört ayrı disiplin cezası önerilmiştir. Bunun yanı sıra başvurucunun davranışlarının kişisel saygınlığını zedelediği gibi kurumsal menfaatlere de zarar vereceği, 2007 yılında atandığı yurt dışı görevinde başarısız olduğu için yedi ay gibi çok kısa bir sürede görevinden alındığı ve bu süreçte arşiv özel giriş kartını, 2002 yılında ise demirbaşa kayıtlı silahını, şarjör ve mermileri ile birlikte kaybettiği, öte yandan eski eşi ile ilgili yaptığı araştırmada kişisel ve kurumsal saygınlığı zedeleyici davranışlar sergilemesinin MİT'e intibak edemediğini gösterdiği, MİT'in görev özellikleri, yetki ve sorumlulukları bakımından yaratabileceği olası komplikasyonları sebebiyle ciddi bir risk de taşıdığı belirtilmiş ve bu nedenle başvurucunun başka bir kuruma atanması teklif edilmiştir.
11. Soruşturma raporundaki teklif doğrultusunda başvurucu hakkında;
-İzinsiz il dışına çıkması nedeniyle aylıktan kesme,
-Mecbur kalınmadıkça temastan kaçınılması yönünde emir yayınlanmış olan eski bir personel ile görüşmesi ve birlikte hareket etmesi nedeniyle aylıktan kesme,
-Eski eşini mesai saatleri içinde izlemesi ve eski eşinin ilişkilerini tespit etmeye çalışmasının, elde ettiği görüntüleri ve internet verilerini iddiaları hakkında kanaat oluşması için yeterli olmadığı hâlde ifşa etmesinin, hizmet dışında devlet memurunun itibar ve güven duygusunu sarsacak nitelikte davranışlar olması nedeniyle kınama,
-Eski eşinin ve arkadaşının cep telefonuna gönderdiği mesajlar nedeniyle sanık duruma düşmesi dolayısıyla kınama cezası uygulanmıştır.
12. Başvurucunun itirazı üzerine eski eşine ve eşinin arkadaşına yönelik tehdit ve taciz içeren davranışlar sergilemesi nedeniyle verilmiş olan kınama cezası uyarma cezasına çevrilmiş, diğer itirazları ise reddedilmiştir. Başvurucunun dava açmaması nedeniyle söz konusu disiplin cezaları kesinleşmiştir.
13. Başvurucu, anılan soruşturma raporuna dayanılarak 28/8/2008 tarihinde MİT'e intibak edemediği gerekçesiyle Kültür ve Turizm Bakanlığı emrine uzman olarak atanmıştır.
14. Başvurucu atama işlemine karşı Ankara 3. İdare Mahkemesinde iptal davası açmıştır. Mahkemenin 31/12/2009 tarihli kararıyla dava reddedilmiştir. Bu karar Danıştay Beşinci Dairesi tarafından usul yönünden bozulmuştur.
15. Bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda Ankara 3. İdare Mahkemesinin 17/2/2012 tarihli kararıyla işlemin iptaline karar verilmiştir. Karar gerekçesinde, soruşturma raporundaki tespitlerin başvurucunun özel yaşamına ilişkin olduğu, verilen cezaların MİT'e intibak edemediğini gösterecek nitelikte olmadığı belirtilmiştir.
16. Bu karar Danıştay Beşinci Dairesinin 21/12/2012 tarihli kararıyla bozulmuştur. Bozma gerekçesinde soruşturma raporunda yer alan tespitler ile disiplin cezalarının nitelik ve ağırlığı dikkate alındığında atama işleminin istihbarat hizmetlerinin gereklerine aykırı olmadığı ifade edilmiştir.
17. Ankara 3. İdare Mahkemesinin 8/5/2013 tarihli kararıyla bozmaya uyulmuş ve bozma kararında yer alan gerekçe belirtilmek suretiyle dava reddedilmiştir.
18. Başvurucunun temyiz istemiDanıştay Beşinci Dairesinin 23/1/2014 tarihli kararıyla reddedilmiş ve karar onanmıştır.
19. Karar düzeltme istemi ise aynı Dairenin 16/10/2014 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
20. Bu karar başvurucuya 18/2/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.
21. Başvurucu 19/3/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
22. 1/11/1983 tarihli ve 2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetleri ve Millî İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nun "Başka kuruma nakil" kenar başlıklı 19. maddesi şöyledir:
"MİT fiili kadrosuna dahil personelden teşkilatın özelliği ve hizmetin gerekli kıldığı şart ve vasıflar göz önüne alınarak teşkilata intibak edemedikleri üstlerince tescil edilenler, MİT Müsteşarının teklifi ve Başbakanın uygun görmesi üzerine genel hükümlere göre başka bir kurum veya kuruluşa naklen atanırlar."
23. 8/10/1998 tarihinde Başbakan onayı ile yürürlüğe konulan Millî İstihbarat Teşkilatı Personel Yönetmeliği'nin "Uyulması Zorunlu Teşkilat Şart ve Vasıfları" kenar başlıklı 7. maddesinin birinci fıkrasının ilgili bentleri ile ikinci ve üçüncü fıkraları şöyledir:
"...
p) Milli İstihbarat Teşkilatı Mensuplarına Mahsus Ant İçme Belgesi'nde (Ek-1) belirtilen hususlara riayet etmek,
r) 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun, Ödev ve Sorumluluklar ile ilgili 6-16 ncı maddelerinin ruhuna aykırı davranmamak..."
"Makam, unvan ve görev süresi ne olursa olsun Teşkilat Şart ve Vasıflarına aykırılık, personel için Teşkilata intibaksızlık nedeni sayılır.
Teşkilat Şart ve Vasıflarına uymayanlar hakkında 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 125 nci ve/veya 2937 sayılı Kanun'un 19 uncu maddesi hükümleri uygulanır."
24. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun "Özel hayatın gizliliğini ihlal" kenar başlıklı 134. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerinkayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
25. Mahkemenin 9/5/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
26. Başvurucu; hakkındaki atama işlemine dayanak alınan hususların kamu görevi ile bir ilgisinin bulunmadığını, özel yaşamına ait konular olduğunu, dayanak alınan fiiller ile tesis edilen işlemin ölçülü olmadığını belirterek özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
27. Anayasa'nın 20. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz."
28. Anayasa Mahkemesi önceki kararlarında kişilerin mesleki hayatları ile özel hayatlarının sıkı bir irtibat içinde olduğunu vurgulamış ve özel hayata dair hususlar, kişinin mesleği ile ilgili tasarruflara esas alınmışsa özel hayata saygı hakkının devreye gireceğine istikrarlı şekilde karar vermiştir (Serap Tortuk, B. No: 2013/9660, 21/1/2015, § 37; Bülent Polat [GK], B. No: 2013/7666, 10/12/2015, § 62; G.G. [GK], B. No: 2014/16701, 13/10/2016, § 41).
29. Somut olayda başvurucunun MİT Müsteşarlığı Ankara Bölge Başkanlığında uzman olarak görev yapmakta ikenKültür ve Turizm Bakanlığı emrine uzman olarak atanması işleminin MİT'e intibak edemediği gerekçesiyle gerçekleştirildiği görülmektedir.
30. Atama işleminin dayanağı olan soruşturma raporunda yer verilen fiillere bakıldığında ise başvurucunun kurumundan izinsiz olarak il dışına çıktığı, mecbur kalınmadıkça temastan kaçınılması yönünde emir yayınlanmış olan eski bir personel ile görüşmeye devam ettiği, mesai saatleri içinde eski eşini takibe aldığı, onun hakkında topladığı bilgileri eski eşinin kurumuna ifşa ettiği şeklindeki tutum ve davranışlarına ve hakkında tehdit ve hakaret suçlamasıyla kamu davası açılmış olduğu bilgisine yer verildiği görülmektedir.
31. Hukukumuzda kişilerin gözetlenmesi, izlenmesi, ses ve görüntülerinin kayıt altına alınması özel hayatın gizliliğine yönelik ağır bir müdahale oluşturduğu gibi 5237 sayılı Kanun uyarınca suç olarak düzenlenmiştir (bkz. § 25).
32. Kendisine kurumu tarafından verilmiş resmî bir görev kapsamında olmaksızın -eski eşi bile olsa- herhangi bir kimseyi takip etmesi, bu kişinin fotoğraflarını çekip hakkında bilgiler toplamasının, başvurucunun "özel hayatı" kapsamında görülemeyeceği açıktır. Üstelik MİT tarafından hazırlanan ve atama işlemine dayanak alınan soruşturma raporunda başvurucunun MİT mensubu olarak mesleki tecrübe ve bilgilerini kullanarak eski eşini bu şekilde gözetlediği tespit edilmiştir (bkz. § 9).
33. Dolayısıyla başvurucunun millî güvenlik alanında görevli olması nedeniyle ve yürütülen görevin önem ve hassasiyeti dikkate alınarak çok sıkı disiplin kuralları ve hiyerarşinin geçerli olduğu personel sisteminde görev yaptığı MİT tarafından mesai saatleri içinde ve dışında gerçekleştirdiği eylem, tutum ve davranışlarına odaklanılmış olduğu, bu eylemlerin kurum disiplinini ve itibarını olumsuz yönde etkileyen bir unsur olarak değerlendirildiği görülmektedir. Başvurucunun bu fiillerinin ve eski eşi ile ilgili olarak yaptığı izleme ve takip faaliyeti çerçevesinde gösterdiği davranışların MİT tarafından başvurucunun devlet memuru olarak kişisel saygınlığının yanı sıra kurumsal saygınlığı da zedeleyici davranışlar olarak kabul edildiği anlaşılmaktadır. Buna göre somut olayda kamu makamlarının bağlı oldukları anayasal görevlerini ifa ettikleri, başvurucunun özel hayatına yönelik bir müdahale bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
34. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun özel hayatına saygı hakkına yönelik bir müdahalede bulunulmadığı anlaşıldığından başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 9/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.