TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEMET UÇAR BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2015/5052)
|
|
Karar Tarihi: 17/4/2019
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Heysem KOCAÇİNAR
|
Başvurucu
|
:
|
Memet UÇAR
|
Vekili
|
:
|
Av. Muharrem KILIÇ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; haksız işgal tazminatı (ecrimisil)
ödenmesi talebiyle açılan davada derece mahkemelerince delillerin hatalı
değerlendirilerek tazminat bedelinin düşük belirlenmesi, yargılamanın makul bir
sürede sonuçlanmaması ile hükmedilen tazminatın ödenmemesi nedenleriyle adil
yargılanma hakkının ve söz konusu davanın kapsadığı dönem sonrasına ilişkin
haksız işgal tazminatı talebinin karşılanmaması nedeniyle de mülkiyet hakkının
ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/3/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, Malatya'nın Doğanşehir ilçesi Karşıyaka
Mahallesi'nde bulunan 114 ada 121 ve 123 parsel sayılı taşınmazları M.H.den 2/10/2001 tarihinde satın almıştır.
8. Başvurucu, satın aldığı taşınmazlarda Tütün Mamülleri Tuz ve Alkol İşletmeleri Genel Müdürlüğünün
(TEKEL) depolarının bulunması ve bu taşınmazların TEKEL tarafından kullanılması
üzerine 25/9/2002 ile 25/9/2003 tarihleri arasındaki kullanıma ilişkin olarak
haksız işgal tazminatı (ecrimisil) davası açmıştır.
9. Doğanşehir Asliye Hukuk Mahkemesi 13/2/2014 tarihinde, daha
önceden kesinleşen E.2001/250, K.2003/14 sayılı karar ile davalı kurumun
uyuşmazlık konusu taşınmazlara yönelik müdahalesinin haksız olduğunun tespit
edildiği ve bu karara rağmen taşınmazların ancak 3/2/2014 tarihinde başvurucuya
tesliminin mümkün olduğu gerekçesiyle bilirkişi tarafından belirlenen
155.216,25 TL ecrimisil tazminatının 25/9/2002
tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile başvurucuya ödenmesine karar
vermiştir.
10. Taraflarca temyiz edilen hüküm, Yargıtay denetiminden
geçerek 20/1/2015 tarihinde kesinleşmiştir.
11. Nihai karar 13/3/2015 tarihinde tebliğ edilmiş ve başvurucu
da 20/3/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 17/4/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Mülkiyet Hakkının
İhlal Edildiğine İlişkin İddia
13. Başvurucu; satın aldığı taşınmazlarına TEKEL tarafından el
atıldığı için bu taşınmazları on iki yıldır kullanamadığını, bu nedenle kâr
kaybına, maddi ve manevi zarara uğradığını belirterek mülkiyet hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
1. 25/9/2002 Tarihine Kadar Olan İddialar
14. Başvurucunun 11/10/2013 tarihinde, aynı konuya ilişkin
olarak ileri sürdüğü ihlal iddiaları ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesine
bireysel başvuruda bulunduğu ve İkinci Bölümün 24/3/2016 tarihli ve 2013/7542
başvuru numaralı kararıyla da başvurunun kabul edilemez olduğuna karar
verildiği anlaşılmakla başvurunun bu kısmının mükerrer nitelikte olduğu
açıktır.
15. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının mükerrer başvuru niteliğinde olması
nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
2. 25/9/2003 ile
24/9/2008 Arasındaki Döneme İlişkin İddialar
16. Başvurucunun 30/1/2018 tarihinde, aynı konuya ilişkin olarak
ileri sürdüğü ihlal iddiaları ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuruda bulunduğu ve Komisyonun 4/6/2018 tarihli ve 2018/2633 başvuru
numaralı kararıyla başvurunun kabul edilemez olduğuna karar verildiği
anlaşılmakla başvurunun bu kısmının mükerrer nitelikte olduğu açıktır.
17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının mükerrer başvuru niteliğinde olması
nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
3. 24/9/2008 Tarihinden
Taşınmazların Teslimine Kadar Olan İddialar
18. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa
Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının
tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun bireysel başvuru konusu şikâyetini
öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak
iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara
sunması, bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni
göstermiş olması gerekir(İsmail Buğra İşlek,
B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17)
19. Somut başvuruya konu olayda başvurucu, taşınmazları satın
aldığı tarihten bu yana devam eden haksız el atma nedeniyle kendisine işgal
tazminatı ödenmediğini ileri sürmektedir. Başvurucunun taşınmazları satın
aldığı 2/10/2001 tarihinden 24/9/2008 tarihine kadar olan dönem için haksız
işgal tazminatı istemiyle üç ayrı dava açtığı ve yargılama neticesinde
başvurucu lehine bu dönemler yönünden haksız işgal tazminatı ödenmesine karar
verildiği görülmektedir. Ancak başvurucu 24/9/2008 tarihinden sonraki döneme
ilişkin olarak derece mahkemeleri nezdinde işgal tazminatı talebinde
bulunduğuna dair bir bilgi veya belgeyi ibraz etmemiştir. Başvurucunun
2/10/2001 ile 24/9/2008 arası dönem için derece mahkemelerinde açtığı davalarda
lehine haksız işgal tazminatına hükmedildiği gözönüne
alındığında başvurucunun bireysel başvuruya konu ettiği söz konusu şikâyetini
öncelikle ve süresinde yetkili idari ve adli mercilere usulüne uygun olarak
iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara
sunması gerekmektedir.
20. Bu nedenle başvurucunun haksız işgal tazminatının ödenmemesi
gerekçesiyle mağdur edildiği şikâyetinin derece mahkemeleri önünde talep ettiği
2/10/2001 ile 24/9/2008 tarihleri arasına ilişkin haksız işgal tazminatı ödenmesine
dair mahkeme kararının icra edilmemesi iddiası ile sınırlı olarak incelenmesi
gerektiği ve 24/9/2008 tarihi sonrasına ilişkin dönem için ise başvuru yolları
tüketilmeden bireysel başvuruda bulunulduğu değerlendirilmiştir.
21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının başvuru
yollarının usulüne uygun şekilde tüketilmeden başvuru yapıldığı anlaşıldığından
diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Adil Yargılanma
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Kararların İcrası
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
22. Başvurucu 13/2/2014 tarihli kararla 155.216.25 TL'nin hüküm
altına alınmasına rağmen ödenmediğini ileri sürmüştür.
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı
fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulabilmesi için olağan
kanun yollarının tüketilmesi zorunludur.
24. Başvurunun 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle
Çözümüne Dair Kanun'a eklenen "Anayasa
Mahkemesinde bulunan bazı bireysel başvurular hakkında Komisyona müracaat"
kenar başlıklı geçici 2. madde gereği hukuk sisteminde mevcut idari ve yargısal
yollar tüketilmeksizin yapıldığı anlaşılmaktadır (Ferat Yüksel, B. No: 2014/13828, 12/9/2018).
25. Açıklanan gerekçelerle başvuruların bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
26. Başvurucu, yargılamanın on iki yılı aşan bir sürede
tamamlanmaması nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
27. 6216 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası
uyarınca Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunulabilmesi için olağan kanun yollarının
tüketilmesi zorunludur.
28. Başvurunun 6384 sayılı Kanun'a eklenen "Anayasa Mahkemesinde bulunan bazı bireysel başvurular
hakkında Komisyona müracaat" kenar başlıklı geçici 2. madde
gereği hukuk sisteminde mevcut idari ve yargısal yollar tüketilmeksizin
yapıldığı anlaşılmaktadır (Ferat Yüksel).
29. Açıklanan gerekçelerle başvuruların bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
3. Yargılamanın Sonucunun
Adil Olmadığına İlişkin İddia
30. Başvurucu, haksız işgal tazminatı ödenmesi istemiyle açtığı
davada Doğanşehir Asliye Hukuk Mahkemesince 2007/207 Esas sayılı dava
dosyasında verilen kararın emsal alındığını ancak emsal alınan dava dosyasında
davacı tarafın kararı temyiz etmediği için davalının kazanılmış usule ilişkin
hakkı gözetilerek daha az tazminata hükmedildiği dikkate alınmadan tazminat
miktarının belirlendiğini ifade ederek yapılan yargılama sonucunda delillerin
hatalı değerlendirilmesi nedeniyle tazminat bedelinin düşük belirlenerek adil
olmayan bir karar verildiğini ileri sürmüştür.
31. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla
ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak
bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz
takdir hatası veya açık keyfîlik içeren tespit ve
sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam,
B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
32. Somut olayda başvurucunun tazminatı bedelinin belirlenmesi
yöntemine ilişkin bir şikâyeti bulunmamaktadır. Başvurucu esas itibarıyla
derece mahkemelerinin kendisinin tarafı olmadığı söz konusu emsal yargılamada
usule ilişkin kurallar nedeniyle düşük belirlenen tazminat bedeline göre davayı
sonuçlandırarak mağdur edildiğini ifade etmiştir. Dava dosyası ve nihai hükme
esas alınan bilirkişi raporu incelendiğinde yine başvurucunun taşınmazlarına
ilişkin olarak daha önce kesinleşmiş haksız işgal tazminatı ödenmesine dair
kararın dayanağı olan bilirkişi raporundaki verilere göre son dönem tazminat
bedeli esas alınarak ve bu bedel enflasyon oranları ile güncellenmek suretiyle
başvurucunun talep ettiği döneme ait tazminat bedelinin hesaplandığı
anlaşılmıştır.
33. Başvurucu tarafından ileri sürülen ihlal iddialarının
yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
anlaşılmaktadır.
34. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Hüküm altına alınan ve daha önceden bireysel başvuru
konusu yapılmış olup kabul edilemezlikle sonuçlanan, 2/10/2001-25/9/2002 ve
25/9/2003-24/9/2008 tarihleri arasındaki döneme ilişkin iddiaların mükerrer başvuru olması nedeniyle REDDİNE,
2. Dava konusu edilmeyen, 24/9/2008 tarihi sonrası dönemdeki
mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ
OLDUĞUNA,
3. Kararların icrası hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
4. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
5. Yargılamanın sonucunun adil olmadığına ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerine BIRAKILMASINA
17/4/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.