TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET ÇELEBİ ÇALAN BAŞVURUSU (5)
|
(Başvuru Numarası: 2015/5195)
|
|
Karar Tarihi: 23/5/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Ceren Sedef EREN
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet Çelebi ÇALAN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bir dokümanın ceza infaz kurumu idaresince hükümlü
olan başvurucuya verilmemesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 16/3/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurucunun adli yardım talebikabul
edilmiştir.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Başvurucu, başvuru tarihinde devletin egemenliği altında
bulunan topraklardan bir kısmını devlet idaresinden ayırmaya çalışmak suçundan
hükümlü olarak Ankara 2 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz
Kurumunda (İnfaz Kurumu)bulunmaktadır.
10. İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu (Eğitim Kurulu) 3/2/2015 tarihli
kararında, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin
İnfazı Hakkında Kanun'un 62. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca
"Hakikat Savaşçılığı", "Demokratik Özerklik", "Özgür
Eş Yaşam", "Tarihsel Toplum", "Akademileşme",
"Komünal Ekonomi", "Kültür ve
Uygarlık" ve "Soykırıma Karşı Kültürel Direniş" isimli
kitapların başvurucuya verilmemesine karar vermiştir.
11. Eğitim Kurulu "Hakikat Savaşçılığı" isimli kitapta
PKK terör örgütü liderini öven ve yücelten ifadelere yer verildiğini
belirtmiştir. Eğitim Kurulu diğer kitapların bir kısmında, alıntı bulunan
sayfaları da açıkça belirterek yasaklı kitaplardan birebir alıntılar
bulunduğunu, bir kısmında ise yasaklı kitaplardan faydalanıldığının tespit
edildiğini ifade etmiştir.
12. Eğitim Kurulu kararına karşı başvurucunun Ankara Batı İnfaz
Hâkimliğine yaptığı şikâyet, İnfaz Hâkimliğinin 11/2/2015 tarihli kararıyla
reddedilmiştir. İnfaz Hâkimliği, yasaklı kitaplardan alıntılar bulunan
kitapların ceza infaz kurumuna alınmamasının usul ve yasaya uygun olduğunu
belirtmiştir.
13. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin ret kararına karşı itiraz
yoluna başvurmuştur. İtirazı inceleyen Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesi,
İnfaz Hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle başvurucunun
itirazının reddine karar vermiştir. Bu karar, başvurucuya9/3/2015 tarihinde
tebliğ edilmiştir.
14. Başvurucu 16/3/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
15. Mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan ulusal hukuk kaynakları için bkz. Halil Bayık [GK], (B. No: 2014/20002,
30/11/2017, §§ 15, 16).
B. Uluslararası Hukuk
16. Mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan uluslararası hukuk kaynakları için
bkz. Ahmet Temiz (6), (B. No:
2014/10213, 1/2/2017, §§ 17, 18).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 23/5/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
18. Başvurucu; başvuruya konu dokümanın kendisine verilmemesinin
keyfî olduğunu, derece mahkemelerinin yeterli bir inceleme yapmadan soyut bir
gerekçeyle itirazlarını reddettiğini belirtmiş ve ifade özgürlüğünün ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
19. Anayasa’nın 26. maddesinin ilgili bölümüşöyledir:
“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı,
resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma
hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya
fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar...
Bu hürriyetlerin kullanılması, ... kamu
düzeni, kamu güvenliği, ... suçların önlenmesi, ... gereğine uygun olarak
yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir...
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.”
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
20. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan
başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
a. Müdahalenin Varlığı
21. İnfaz Kurumunda hükümlü olan başvurucuya gönderilen yazılı
bir dokümanın kendisine verilmemesinin, haber veya fikir alma özgürlüğü ve
dolayısıyla ifade özgürlüğüne yönelik bir müdahale oluşturduğu kabul
edilmiştir.
b. Müdahalenin İhlal
Oluşturup Oluşturmadığı
22. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde
belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinin
ihlalini teşkil edecektir.Anayasa’nın
13. maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Temel
hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen
sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ...
demokratik toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı
olamaz."
23. Sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut
başvuruya uygun düşen; kanun tarafından öngörülme, Anayasa’nın 26. maddesinin
ikinci fıkrasında belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanma,
demokratik toplum düzeninin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama
koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.
i. Kanunilik
24. Müdahaleye dayanak olan 5275 sayılı Kanun’un 62. maddesinin
kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.
ii. Meşru Amaç
25. Başvuruya konu doküman İnfaz Kurumunun düzeninin ve
güvenliğinin sağlanması amacıyla başvurucuya verilmemiştir. Anılan müdahalenin,
Anayasa’nın 26. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında meşru bir amaç taşıdığı
sonucuna varılmıştır.
iii. Demokratik Toplum
Düzeninin Gereklerine Uygunluk ve Ölçülülük
(1) İlkeler
26. Başvuru konusu olay bakımından yapılacak değerlendirmelerin
temel ekseni, müdahaleye neden olan idarenin ve derece mahkemelerinin
kararlarında dayandıkları gerekçelerin ifade özgürlüğünü kısıtlama bakımından
“demokratik toplum düzeninin gereklerine” ve “ölçülülük” ilkelerine uygun
olduğunu inandırıcı bir şekilde ortaya koyup koyamadığı olacaktır (Demokratik
toplum düzeninin gereklerine uygunluk ilkesine ilişkin açıklamalar için bkz. Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015,
§ 51; Mehmet Ali Aydın [GK], B.
No: 2013/9343, 4/6/2015, § 68; Halil Bayık,
§ 28; ölçülülük ilkesine ilişkin açıklamalar için bkz. AYM, E.2007/4,
K.2007/81, 18/10/2007; Bekir Coşkun, §§
53, 54; Sebahat Tuncel, B. No:
2012/1051, 20/2/2014, § 84; Mehmet Ali Aydın,
§§ 70-72). İfade özgürlüğüne gerekçesiz olarak veya Anayasa Mahkemesince ortaya
konulan kriterleri (Halil Bayık,
§§ 28-43) karşılamayan bir gerekçe ile yapılan müdahaleler Anayasa'nın 26.
maddesini ihlal edecektir (Halil Bayık,
§ 43).
27. Anayasa Mahkemesi Halil
Bayık kararında, mevcut başvuruya benzer şikâyetlerde derece
mahkemelerinin ve kamu gücünü kullanan diğer organların gerekçelerinin ilgili
ve yeterli sayılabilmesi için kararlarda bulunması gereken ve benzer
başvuruların koşullarına göre değişebilecek unsurları şu şekilde belirlemiştir:
i. Başvurucunun hangi suçtan dolayı hangi tür ceza infaz
kurumunda bulunduğu ve başvurucunun bulunduğu ceza infaz kurumu ile işlediği
suçun söz konusu tedbirin alınmasında bir etkisinin bulunup bulunmadığı
değerlendirilmelidir.
ii. Bir yayının tümünün veya bir kısmının mahkûma verilmemesi
şeklindeki kısıtlamanın mahkûmun ıslahı ile bağlantısı var ise yayının içeriği
ile mahkûmun ıslahı arasındaki ilişkinin tam olarak gösterilmesi gerekir.
iii. Her mahpusun toplumsal geçmişi ve suç sicili, entelektüel
kapasitesi ve kabiliyeti, şahsi tabiatı, hapis cezasının süresi ve tahliye
edildikten sonrası için beklentileri dikkate alınmalıdır.
iv. Bu bağlamda söz konusu yayınların, terör suçlarından mahpus
olan kişilerin iddia edilen mağduriyetlerin sorumlusu olarak gördükleri
kişilere veya devlete karşı daha fazla şiddete yönelmelerine sebebiyet verip
vermediği değerlendirilmelidir.
v. Mahpusa verilmeyen süreli veya süresiz yayının cinsi,
içeriği, yayımlayanı ve sorunlu görülen kısımların hangileri olduğu
belirtilmeli ve mahpusa verilmesi sakıncalı bulunan kısımların detaylı analizi
yapılmalıdır.
vi. Böyle bir analizin yapılabilmesi için eğer söz konusu
yayının terör örgütleriyle veya terör faaliyetlerinin meşru gösterilmesiyle bir
ilişkisi varsa mahpusun ifade özgürlüğü ile demokratik toplumun terör
örgütlerinin faaliyetlerine karşı kendini korumaya ilişkin meşru hakkı arasında
denge kurulmalıdır.
vii. Zikredilen dengelemenin yapılabilmesi için;
- Bütünüyle ele alındığında müdahaleye konu yayının özel bir
kişiyi, kamu görevlilerini, halkın belirli bir kesimini veya devleti hedef
gösterip göstermediğinin, onlara karşı şiddete teşvik edip etmediğinin,
- Bireylerin fiziksel şiddet tehlikesine maruz bırakılıp
bırakılmadığının, bireylere karşı nefreti alevlendirip alevlendirmediğinin,
- Yayında iletilen mesajda şiddete başvurmanın gerekli ve haklı
bir önlem olduğunun ileri sürülüp sürülmediğinin,
- Şiddetin yüceltilip yüceltilmediğinin; kişileri nefrete,
intikam almaya, silahlı direnişe tahrik edip etmediğinin,
- Suçlamalara yer vererek veya nefret uyandırarak ülkenin bir
kısmında veya tamamında daha fazla şiddete sebebiyet verip vermeyeceğinin,
- Söz konusu yayında yer alan ifadelerin ceza infaz
kurumunun güvenliğini, disiplinini ve düzenini tehlikeye düşürüp
düşürmediğinin,
- Terör ve çıkar amaçlı suç örgütü veya diğer suç örgütleri
mensuplarının örgütsel amaçlı olarak haberleşmelerine neden olup olmadığının,
-Kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış
bilgileri, tehdit ve hakaret oluşturan ifadeleri içerip içermediğinin,
- Yayın tarihinde veya mahpusa verilmesinin istendiği sırada
ülkenin bir kısmında veya tamamında çatışmaların yoğunluk derecesi ile ceza
infaz kurumundaki ve ülkedeki tansiyonun yükseklik derecesinin yayının mahpusa
verilmesine etki edip etmediğinin,
- Karara konu sınırlayıcı tedbirin, demokratik bir toplumda
zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olup olmadığının
ve tedbirin başvurulabilecek en son çare niteliğinde bulunup bulunmadığının,
- Son olarak sınırlamanın, güdülen kamu yararı amacını
gerçekleştirmek için ifade özgürlüğüne en az müdahale eden ölçülü bir sınırlama
niteliğinde olup olmadığının yayının içeriğiyle birlikte değerlendirilmesi
gerekir.
viii. Derece
mahkemelerinin ve kamu gücünü kullanan diğer organların söz konusu
değerlendirmeleri yaparken olayın koşullarına göre uzman kişilerin
görüşlerinden faydalanmaları, gerekirse konusunda uzman sosyal bilimciler,
araştırmacılar ve akademisyenlerden rapor ve görüş almaları her zaman
mümkündür. Böylece süreli veya süresiz bir yayının bir mahpusa verilmemesi
şeklindeki müdahalenin kanunlar ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarında ortaya
konan kriterlere uygunluğunun denetimi daha etkili yapılabilecektir (Halil Bayık, § 45).
(2) İlkelerin Olaya
Uygulanması
28. Başvuruya ilişkin olayda "Hakikat Savaşçılığı"
isimli kitap, içeriğinde terör örgütü liderini öven ifadelere yer verildiği ve
bu durumun İnfaz Kurumu güvenliği için tehlike oluşturabileceği gerekçesiyle
terör suçundan hükümlü olarak bulunan başvurucuya verilmemiştir. Eğitim Kurulu,
başvurucuya verilmeyen diğer kitaplarda ise yasaklı kitaplardan alıntılar
bulunduğunu ya da bunlardan faydalanıldığını tespit etmiştir. Eğitim Kurulunun
kararına yapılan itirazı değerlendiren İnfaz Hâkimliği ve Ağır Ceza Mahkemesi
aynı gerekçelerle itirazı reddetmiştir.
29. Somut olayda "Hakikat Savaşçılığı" isimli kitap
yönünden derece mahkemeleri tarafından yukarıda sayılan hususlar
değerlendirilmemiş, anılan kitapla, içeriğinde yer alan ifadelerin İnfaz Kurumu
güvenliği için tehlike oluşturabileceği şeklindeki gerekçeyi soyut olmaktan
çıkaracak ölçüde somut bir bağlantı kurulmamıştır.
30. Anayasa Mahkemesi bireylerin ifade özgürlüğüne toplatma ve
el koyma kararlarıyla müdahalede bulunulduğu hâllerde mevcut olan zorunlu
toplumsal ihtiyacın, özellikle terörle mücadelenin söz konusu olduğu durumlarda
hükümlü ve tutuklular yönünden de mevcut olduğunda şüphe bulunmadığını
belirtmiştir. Bu doğrultuda diğer kitapların, hakkında toplatma kararı bulunan
yayınlardan birebir alıntılar içerdiği gerekçesiylebaşvurucuya
verilmemesi şeklindeki müdahalenin ceza infaz kurumunun güvenliği, düzeni,
disiplininin sağlanması ve mahkûmun ıslahı amaçlarının gerçekleştirilmesi için
gerekli olmadığı söylenemez (Sinan İyit (2) [GK], B. No: 2013/1495, 30/11/2017, §§ 52, 53).
31. Bu bağlamda terör suçundan mahkûm olan başvurucuya, hakkında
toplatma ve el koyma kararı bulunan kitaplardan birebir alıntılar içerdiği
gerekçesiyle anılan yayınların verilmemesi şeklindeki müdahalenin, demokratik
bir toplumda gerekli olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bununla birlikte anılan
müdahalenin ölçülü olup olmadığının da değerlendirilmesi gerekir.
32. Eğitim Kurulu tarafından, hakkında toplatma ve el koyma
kararı bulunan kitaplardan birebir alıntılar içeren sayfaların hangileri olduğu
belirlenmiş ve başvuru konusu kararda açıkça gösterilmiştir. Buna rağmen Eğitim
Kurulunun, kitapların tamamının başvurucuya verilmemesine karar verdiği
anlaşılmaktadır.
33. Başvuru konusu kitapların, hakkında toplatma kararı bulunan
yayınlardan alıntılar içerdiği gerekçesiyle başvurucuya verilmemesi şeklindeki
müdahale yalnızca hakkında toplatma kararı bulunan yayınlardan birebir
alıntılar içeren sayfalar yönündengereklidir. Nitekim
bu doğrultuda Ceza İnfaz Kurumu Eğitim Kurullarının, yalnızca alıntı bulunan
sayfaların hükümlü ya da tutuklulara verilmemesi şeklinde uygulamaları da
bulunmaktadır.
34. Öte yandan sakıncalı kısımların yayından ayrılmasının mümkün
olmadığı veya bu kısımlar çıkartıldığında geri kalan bölümün bir öneminin
kalmadığı hâllerde yayının tümünün mahpusa verilmemesi yoluna gidilebilirse de
bu özel durumun da ilgili kararda gerekçelendirilmesi gerekir (Sinan İyit, §
56).
35. Başvuru konusu olayda Eğitim Kurulu kararında belirtilen
sayfaların çıkarılarak söz konusu kitapların kalanının başvurucuya verilmesinin
mümkün olup olmadığı tartışılmamıştır. Bu nedenle Eğitim Kurulu tarafından
diğer kitapların başvurucuya verilmemesinin, güdülen kamu yararı amacını
gerçekleştirmek için ifade özgürlüğüne en az müdahale eden ölçülü bir sınırlama
niteliğinde olduğunun ikna edici biçimde ortaya konulamadığı sonucuna
varılmıştır.
36. Öte yandan hakkında toplatma kararı bulunan yayınlardan
birebir alıntılar içeren bölümlerin başvurucuya verilmemesi şeklindeki
müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olduğu sonucuna ulaşılmışsa da söz
konusu kitaplardan sadece faydalanıldığının tespit edilmiş olması da bir
yayının hükümlü ya da tutuklulara verilmemesi şeklindeki müdahalenin demokratik
bir toplumda gerekliliği yönünden yeterli bir gerekçe olarak görülemez (Sinan İyit, §
58).
37. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence
altına alınan ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
38. Bu ihlal kararı başvuruya konu yayının başvurucuya verilmesi
gerektiği şeklinde anlaşılamaz. İlgili derece mahkemeleri, Anayasa Mahkemesi
kararında ortaya konulan kriterler ve gösterilen yöntemle yeniden yargılama
yaparak yargılamanın sonucuna göre bahse konu yayınların ya da bir kısmının
başvurucuya verilmesine veya verilmemesine karar vermelidirler.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
39. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
"(1)
Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da
edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir."
40. Başvurucu ihlalin tespiti ile manevi tazminat talebinde
bulunmuştur.
41. Başvurucunun ifade özgürlüğünün ihlal edildiği sonucuna
varılmıştır. Bu ihlal kararı başvuruya konu yayının başvurucuya verilmesi
gerektiği şeklinde yorumlanamaz.
42. İfade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan
kararın bir örneğinin -Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterler ve
gösterilen yöntemle- yeniden yargılama yapmak ve yargılamanın sonucuna göre
başvurucunun itirazı hakkında yeni bir karar vermek üzere Ankara Batı İnfaz
Hâkimliğine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
43. İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucuya bir
dokümanın verilmemesi şeklindeki müdahale yönünden, ifade özgürlüğünün ihlal
edildiğinin tespiti ile kararın, yeniden yargılama yapmak üzere ilgili yargı
merciine gönderilmesine hükmedilmesinin yeterli olacağı değerlendirildiğinden
başvurucunun manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade
özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğü ihlalinin sonuçlarının
ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara Batı İnfaz
Hâkimliğine (E.2015/623 ve K.2015/632) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucunun manevi tazminat talebinin REDDİNE,
E. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
23/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.