logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(İfakat Kasar ve diğerleri [1.B.], B. No: 2015/5947, 12/12/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

İFAKAT KASAR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/5947)

 

Karar Tarihi: 12/12/2018

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Hasan Tahsin GÖKCAN

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Melek KARALİ SAUNDERS

Başvurucular

:

1. İfakat KASAR

 

 

2. Adile KASAR

 

 

3. Aynur BİRİNCİ

 

 

4. Adem Uğur KASAR

 

 

5. İsmail Hakkı KASAR

Vekilleri

:

Av. Musa Kazım ÖZOK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru; zorunlu askerlik hizmeti sırasında kamu görevlilerinin davranışlarıyla intihara sebebiyet vermesi, hizmet kusuru oluşturan bu durum sonucunda gerçekleşen ölümün yol açtığı zararların giderimi için açılan davanın reddedilmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 1/4/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ile başvuruya konu dava ve soruşturma dosyası içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucular, 16'ncı Mekanize Piyade Tugayı 2’nci Mekanize Piyade Tabur Komutanlığı (Diyarbakır/Ergani) emrinde zorunlu askerlik hizmetini ifa etmekte iken17/12/2012 tarihinde yaşamını yitiren 1991 doğumlu B.K.nın annesi ve kardeşleridir.

A. B.K.nın Askerlik Süreci ve Ölümü

9. Başvuruculardan İfakat Kasar'ın oğlu, diğer başvurucuların kardeşi B.K., 28/2/2012 tarihinde askere sevk edilmiş ve Balıkesir Bkm. Okl. Eğt. Mrk. K.lığı emrinde acemi eğitimini tamamlamasının ardından 30/12/2012 tarihinde Diyarbakır/Devegeçidi'nde 16’ncı Mknz. P. Tuğ Loj. Des. Bkm. Brl. K.lığına katılış yapmıştır. 28/6/2012 tarihinde Diyarbakır/Ergani'debulunan 16'ncı Mknz. P. Tuğ. 2. Mknz. P.Tb.K.lığını desteklemek üzere 2. Direk Destek Takımı'nda görevlendirilmiştir.

10. 6/3/2012 tarihinde yapılan Psikososyal Risk Faktörü Tarama Anketi'nde "Daha önce ruhsal (psikolojik) bir rahatsızlık geçirdiniz mi? Son bir kaç yıl içinde ruhsal (psikolojik) rahatsızlık geçirdiniz mi? Şimdiye kadar kendinize zarar vermeye/öldürmeye yönelik herhangi bir teşebbüsünüz oldu mu? Son zamanlarda kendinizi öldürmeyi düşündünüz mü?" gibi sorulara "Hayır" cevabını vermiştir.

11. B.K. 6/4/2012 tarihinde yapılan Psikososyal Risk Faktörü Tarama Anketi'nde de kendi el yazısıyla herhangi bir psikolojik sorununun bulunmadığını belirtmiştir.

12. B.K.nın 17/12/2012 tarihinde ölümüyle sonuçlanan süreç 15/12/2012 tarihinde başlamıştır. Bu tarihteKışla Mutfak Nö. Asb., Kh. ve Kh. Bl. Asb. A.I.nın nöbet yerine bölüğünden iki er gelerek biri cüzdanının, diğeri ise cüzdanı içindeki paranın çalındığını A.I.ya söylemiştir. Aynı gün akşam içtimasında A.I. bölüğe hitaben hırsızlık olaylarının engellenmesine yönelik bir konuşma yapmıştır.

13. 16/12/2012 tarihinde başvurucuların yakını B.K.nın sorumlusu olduğu çay ocağındaki dolabın içinde bir adet cep telefonu bulunmuştur. Bu telefonun birlikten yaklaşık olarak iki hafta önce terhis olan P. Çvş. B.A.ya ait olduğu anlaşılmıştır. Telefonu bulan P. Onb. S.K. bölük astsubayına teslim etmek üzere telefonu almıştır.

14. Bulunan cep telefonu ile ilgili olarak bir kısım er ile birlikte bölük çavuşu U.İ.nin B.K. ile görüşmeler yaptığı anlaşılmaktadır. Derece mahkemesinin kabulüne göre U.İ. ile yapılan özel görüşmeler sırasında B.K. cep telefonunu koğuşta yerde bulduğunu ve ilişkilerinin iyi olmadığı P. Er B.Ö.ye ait olduğunu zannederek bu telefonu aldığını beyan etmiş; nihayetinde telefonun sahibine gönderilmesi konusunda aralarında anlaşmışlardır.

15. Olayın meydana geldiği 17/12/2012 tarihinde saat 06.30'da sabah kahvaltısına gittiklerinde erler E.A., K.Ç. ve Bkm. Kdm. Üçvş. E. Ç. ile P.Çvş. U.İ., B.K.dan başkasına ait olduğunu düşündükleri cep telefonunugetirmesini istemeleri üzerine B.K. cep telefonunun ekranını kırmış; ardından telefonu bu kişilere teslim etmiştir. Saat 07.30 civarında bu kişilerle birlikte karargâh bölük astsubayı olan P. Bçvş. A.I.ya ulaşılmış, cep telefonu bu kişiye verilmiştir. Bu sırada A.I., B.K.ya cep telefonunu çalıp çalmadığını sormuş; B.K. da B.Ö.ye ait olduğunu zannedip ona zarar vermek amacıyla cep telefonunu aldığınısöylemiştir. Bunun üzerine A.I. da içtima saati yaklaştığından içtima alanında durumu bölük komutanına anlatmaları gerektiğini söyleyerek askerleri göndermiştir. Bu esnada tıraş olacağını belirten B.K. askerlerin yanından ayrılmıştır. Saat 08.00 civarında tabur içtiması alındığı sırada rütbeli personelin kaldığı misafirhaneler bölgesine doğru gittiği görülen B.K., Bkm. Kd. Çvş. M.C. ve E.Ç.nin birlikte kalmakta olduğu odada yerde hareketsiz bir şekilde yatarken yaklaşık saat 08.30 civarında spor için hazırlanmak üzere subay/astsubay misafirhanesine gönderilen P. Atğm. A.K. ve B.T. tarafından bulunmuştur. M.C.nin odadaki dolapta bulunan silahıyla vurulduğu anlaşılan B.K.ya müdahale edilmiş, müdahaleden sonuç alınamamış, olay yerine gelen ambulansla ErganiDevlet Hastanesine götürülen B.K.nın hastaneye ulaşmadan vefat ettiği anlaşılmıştır.

B. Ceza Soruşturması Süreci

1. Soruşturma Kapsamında Yapılan İlk İşlemler ve Alınan Raporlar

16. B.K.nın ambulansla Ergani Devlet Hastanesine götürülmesinin ardından olay yeri muhafaza altına alınmış ve saat 09.20’de askerî savcı aranarak B.K.nın vefat ettiği savcıya bildirilmiştir. Bunun üzerine olay, gecikmesinde sakınca bulunan hâl olarak değerlendirilerek resen bir soruşturma başlatılmıştır.

17. Diyarbakır/Ergani İlçe Jandarma Komutanlığı Olay Yeri İnceleme ekibinde görevli personele müteveffaya ait el ve yüz svapları ile parmak izi incelemesinin yapılması amacıyla B.K.nın parmak izinin ve üzerindeki kıyafetlerinin teslim alınması talimatı verilmiştir.Otopsi işlemine sevk edildiği anlaşılan B.K.ya yapılan ilk müdahaleye ilişkin olarak genel adli muayene raporu alınmış ve Olay Yeri İnceleme ekibi, inceleme yapmak üzere olay mahalline geçmiştir.

18. Yapılan inceleme sonucunda düzenlenen Olay Yeri İnceleme Tutanağı'nda olay yeri ile ilgili olarak şu tespitlere yer verilmiştir:

 “….

Olay yerinin rütbeli personelin kaldığı misafirhane olarak kullanıldığı, binaya girildiğinde sağ tarafta 1 odanın olduğu, yaklaşık 2 metrelik koridor geçildikten sonra sola dönüldüğünde sağ tarafta iki oda, koridorun sonunda lavabo, sol tarafta mutfak olduğu, sola dönüldükten sonra sağdaki ilk odanın kapısının açık olduğu görüldü. Yaklaşıldığında kapı kilidinin ve kilidin yerleştirilmiş olduğu bölmenin ahşap kısmının kırılmış olduğu, ayrıca kapıda mermi deliğine benzer bir delik olduğu, kapının kasasının sağ kısmında da yaklaşım 3-4 milimetrelik yırtık olduğu görüldü ve kapı aralanarak odanın içerisine girildi. Oda içerisinde sağ ve sol duvarlara bitişik karşılıklı yatakların konulduğu, yatakların kapıya bakan uç kısımlarında ikişer bölmeden oluşan dolapların olduğu, orta kısmında çalışma masası ve sehpa olduğu, hemen kapı girişinde sol tarafta TV sehpasının üzerine konulmuş tüplü TV olduğu görüldü. Sehpanın uç tarafında yerde küçük boy not defteri olduğu görülerek defter sayfaları incelenmeye başlanıldı. Defterin bir sayfasında '[Adem Bçvş. BeniAffedin..” ile başlayan bir yazı olduğu görüldü. Not defteri delil mahiyetinde olabileceği değerlendirilerek muhafaza altına alınmak üzere dosyaya konuldu. Odanın incelenmesine devam olundu. Odanın içerisindeki her iki dolabın kapaklarının açık olduğu görüldü. Dolap Bölmeleri incelendiğinde giysi ve malzemelerin bulunduğu, kapının hemen arkasında kalan sağ taraftaki dolap içerisinde bir adet kamuflaj kemerine takılı boş bir tabanca kılıfı görüldü. Odanın kapıdan girişte sol tarafında ve TV sehpasının hemen önünde yerde1 adet üzerinde şarjör bulunan “YAVUZ 16 COMPACT M.C.” marka “T6368-09 B 33572” seri numaralı tabanca ve yerde 2 adet dolu mühimmat ile bir tanesi koltuk üst süngeri altında, diğeri içinde kuruyemiş bulunan poşet içerisinde olmak üzere 2 taneboş kovan bulunduğu görüldü. Olay yeri inceleme ekibine silahın kontrol edilmesi için talimat verildi. Silah üzerinde yapılan inceleme sonucunda silahın emniyetinin açık, horozunun geride ve namlu ağzında 1 adet dolu mühimmat ve silahta çıkarılan şarjörde ise 10 adet mühimmatın şarjörde olduğu görüldü. Olay yeri incelemeye devam olundu. Olay yeri inceleme ekibi tarafından misafirhane giriş kapısı önünde bulunan 1 adet mermi çekirdeği ile oda içerisinde sağ tarafta bulunan 1 adet çekirdek delil torbasına konuldu. Oda ve olay yeri incelemesinin tamamlanmasını müteakip olayın meydana geldiği odayı kullanan Bkm. Kd. Çvş. [M.C.] ve ile Bkm. Kd. Çvş. [E.Ç.] yer gösterme için çağırıldı. Her iki şahsa da şahsitabancalarını nereye koydukları soruldu. Bkm. Kd. Çvş. [E.Ç.] şahsi tabancasının odada bulunmadığını,Bkm. Kd. Çvş. [M.C.] ise yerde duran silahın kendisine ait olduğunu ancak odadan çıkmadan önce silahının en son dolabında bulunan kamuflajında asılı tabanca kılıfında olduğunu, ayrıca içerisinde 15 adet mermi bulunan şarjörün silaha takılı, ancak silahının emniyeti kapalı ve tam dolduruşta olmayacak şekilde bulundurduğunun beyan ederek silahına ait tesellüm belgesini ibraz ettiği görüldü. Bkm. Kd. Çvş. [M.C.] tarafından ibraz edilen belge dosyaya konuldu.Bkm Kd. Çvş. [E.Ç.]nin beyanlarına göre odayı en son kendisinin terk ettiği, odayı terk ederken odanın girişinde sol tarafta kalan dolabını kapattıktan sonra saat 08:00’de yapılacak olan tabur içtiması için odanın kapısını kilitleyerek odadan ayrıldığı, odadaki not defterinin kendilerine ait olmadığı, bunundışındaki malzemelerin kendilerine ait olduğunu beyan ettiği görüldü. Müteveffayı oda içerisinde yatar vaziyette ilk kez gören P.Atğm. [B.T.] ve P.Atğm. [A.K.]nın beyanlarına göre olayın meydana geldiği kapının hafif aralık olduğu, kapı aralığından baktıklarında yerde sırt üstü yatan birisini gördükleri, bukişiin baş tarafı odanın sağ tarafından bulunan yatağa, ayak tarafının ise kapıya doğru baktığı, ayağının yanında tabanca olduğu, daha sonra durumu komutanlarına bildirdikleri, olay yerine gelen personel tarafından müteveffaya gerekli tıbbi yardımın yapılmaya çalışıldığı, ardından olay yerine gelen ambulansla müteveffanın Ergani Devlet Hastanesi Baştabipliğine sevk edildiği anlaşıldı. Olay yeri inceleme ekibine silahı teslim almaları, silah ve boş kovanlar üzerinde gerekli incelemeyi yapıp olay yerinin fotoğraflama işlemi yapıldıktan sonra raporlarını Askeri Savcılığımıza göndermeleri talimatı verildi.

…Olay yerinde yapılacak başka bir işlem kalmadığından, olayla ilgili görgü tanıklarının ifadelerinin tespiti için tarafımıza tahsis edilen odaya geçildi. İfade alım süreci tamamlandıktan sonra yapılacak başka bir işlem kalmadığından olay yeri inceleme işlemine son verilerek iş bu tutanak okunarak imza alına alındı. 17 Aralık 2012 saat 18:00”

19. Aynı gün ceset üzerinde otopsi işlemi yapılmıştır. Düzenlenen tutanağın Ölü Harici Muayenesi kısmında şu tespitler yer almaktadır:

 “1,68 boyunda, 70-75 kilo ağırlığında, 21-22 yaşlarında, 3 numaralı tıraşlı kumral saçlı, kumral kaş-kirpikli, ela gözlü, günlük sakal bıyık traşlı, beyan tenli sünnetli erkek cesedinde ölü katılığının alt ekstremitelerde devam etmekte olduğu, üst ekstremitelerde yeni oluşmaya başladığı ölü lekelerinin vücut arka yüzde bası görmeyen yerlerde koyu renkte oluşmuş olduğu görüldü.

1. Sternum orta hatta ksifoid kıkırdağın 5 cm üstünde 1, 3 cm çapında çevresinde vurma halkası bulunan ve barut-is artığı gözlenmeyen ateşli salah mermi çekirdeği (ASMÇ) giriş yarası,

2. Sol ön aksiller hat 9. İnterkostal aralığa uyan bölgede 2 cm çapında ateşli silah mermi çekirdeği (ASMÇ) çıkış yarası mevcut olduğu görüldü.

Her iki dirsek iç büklümü her iki el sırtı, her iki inguinal bölge ve her iki ayak sırtında bazıları ekimozlu bazıları ekimosu enjeksiyon iğne izleri, sol juguler bölgede katater izi, sağ el sırtında 3., 4., ve 5. Parmaklarda 0,2 cm çapında ve sol el 3. Parmak sırtı metakarp üzerinde 1 cm çapındaekimoze sıyrık alanları olduğu tespit edildi.

Harici muayenede tarif edilenler dışında cesette haricen başkaca darp cebir izi, kesici, delici alet yarası, boyunda boğma ya da boğuşmaya bağlı izler, asıya bağlı telem izi ya da elektrik giriş çıkışıyla uyumlu cilt lezyon yada lezyonları tespit edilmedi.

Huzurdaki bilirkişiler harici muayene neticesinde kesin ölüm sebebini tespit edemediklerinden klasik otopsi talebinde bulundular. Ceset klasik otopsi için bilirkişileretevdi edildi.

SONUÇ: 17.12.2012 tarihinde Ergani ilçesi 2. Mknz. Tb.K.lığı emrinde görevli Bkm.Er B. K.’a ait olduğu anlaşılan cesede aynı gün …yaılan ölü muayenesi ve otopsisinden elde edilip yukarıya kaydedilen bilgi ve bulgulara göre,

1. Kişinin göğüs ölgesinde 1 (bir) adet ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası tespit edilmiş olup, oluşturduğu yaralanmanın müstakilen öldürücü nitelikte olduğu,

2. Ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası cilt cilt altı bulgularına göre, atışın elbiseli bölgeye isabe e ttiği anlaşıldığından kesin atış mesafesi tespiti isteniyor ise ölenin olay anında üzerinde bulunan ve delik ihtiva eden giysilerinin fizik incelemesinin yaptırılmasının gerektiği,

3. Cesetten otopsi esnasında mermi çekirdeği elde edilmediği,

4. Kişinin ölümünün ateşli silah çekirdeği yaralanmasına bağlı kot kemik kırıklarıyla birlikte çok sayıda iç organ yaralanmalarından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu kanaatindeyiz dediler.

Bilirkişiler mütalaaları doğrultusunda kesin ölüm nedeni tespit edildiğinden, klasik otopsi işlemine 17.12.2012 günü saat 14:00’da son verildi.

…”

20. Öte yandan olayda kullanıldığı anlaşılan silah ve silaha ait şarjör, şarjör içinde 10 adet fişek ile silah namlusundan çıkarılan 1 adet fişek üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan 25/12/2012 tarihli ekspertiz raporunda anılan silah ve mühimmat üzerinde herhangi bir ize rastlanmadığı bildirilmiştir.

21. Soruşturma sırasında elde edilen deliller üzerinde Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarında yaptırılan incelemeler sonucunda:

i. 10/1/2013 tarihliekspertiz raporunda; olayda kullanılan silahın atışına engel mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığı,laboratuarda yapılan tatbiki atışlarda çap ve tipine uygun fişekleri patlattığı, tabancanın fişek yatağından elde edildiği anlaşılan 1 adet fişeğin kapsülünün sağlam olduğu, görünümü itibarıyla istimal vasfını koruduğu, kapsülü üzerinde ateşleme iğnesi temas (sathi) izi bulunan 1 adet fişeğin üzerindeki temas izlerinin teşhis ve tespite elverişli karakteristik izler ihtiva etmeyen izler olduğu, 2 adet kovan ve 2 adet deforme mermi çekirdeğinin inceleme konusu tabancadan elde edilen mukayese kovanları ve mermi çekirdekleri ile mikroskopta yapılan karşılaştırmalarında çeşitli karakteristik izler yönünden uygunluklar bulunduğu, 2 adet kovan ve 2 adet deforme mermi çekirdeğinin bu silah ile atılmış olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.

ii. 2/1/2013 tarihli ekspertiz raporunda; Bkm Kd. Çvş. E.Ç.nin sol el avuş içi ve sol el üstü svaplarında atış artıklarında bulunan antimon elementinin tespit edildiği, diğer svaplarda atış artıklarına rastlanmadığı, Bkm. Kd. Çvş. M.C. ile müteveffa B.K.dan alınan svaplarda atış artığı ile müteveffanın üzerinde bulunan kamuflaj parkenin sol önde omuz dikişinden 21 cm aşağıda 1 adet, sol arkada omuz dikişinden 33 cm aşağıda 1 adet olmak üzere 2 adet delik etrafında atış artıklarına rastlanmadığı, atış mesafesi tayinine yönelik herhangi bir fikir ve kanaat belirtmenin mümkün olmadığı, parke miflonu, üst gömlek, üs fanila ve atletin -kıyafetlerin giyiliş tarzı da düşünüldüğünde- parke üzerindeki deliklerle aynı orijinli olduğu değerlendirilerek ikincil yüzey olduğundan atış mesafesi tayinin yönelik çalışma yapılmadığı belirtilmiştir.

iii. Yapılan grafoloji incelemeleri sonucunda düzenlenen 17/1/2013 tarihli ekspertiz raporunda, olay yerinde bulunan not defteri üzerindeki “A. Bçvş Beni affedin Ben bu utançla kimsenin yüzüne bakamam Ailemde Böyle öldüğümü bilmesin, [B.K.]” yazı ve imza ile mukayese için toplanan B.K.ya ait belgeler üzerindeki yazıların karşılaştırılmasından not defterindeki yazıların ve mukayeseye esas yazıların aynı şahsın elinden çıktığı, yine not defterinin ilgili sayfasındaki imza ile müteveffanın mukayese imzaları arasında benzerlikler görüldüğünden imzaların aynı şahsın eli ürünü olduğu tespit edilmiştir.

iv. B.K.nın olay günü üzerinden çıkan ve üzerinde atış atığı bulunması muhtemel olan giysilerin atış mesafesi tayini için gönderildiği Ankara Jandarma Kriminal Daire Başkanlığınca düzenlenen 11/02/2012 tarihli ekspertiz raporunda; giysiler ve parka üzerindeki ilk mermi giriş noktası olduğu değerlendirilen deformasyonlu bölge ile polar ceketin sağ göğüs bölgesinde 1 adet küçük ebatlı delinme bölgesi etrafında atış artıkları tespit edildiği, yapılan atışın -atış artıklarının dağılımı ve yoğunluğu itibarıyla- uzağa yakın atış olduğunun değerlendirildiği, mermi giriş delikleri etrafındaki atış artıklarının dağılımı ve yoğunluğu açısından giysiler üzerinde bulunan delinme bölgelerinin ilk kez kimyasal incelemeye tabi tutulduğu değerlendirilerek atış mesafesiyle ilgili olarak bu sonuca varıldığı, söz konusu giysiler üzerinde delinme bölgeleri haricinde atış artıklarına rastlanmadığı tespit edilmiştir.

v. B.K.dan alınan kan ve idrar örneklerinin incelenmesi sonucunda kanda alkol ve uyutucu-uyuşturucu maddelerin bulunmadığı, idrarda uyutucu-uyuşturucu maddelerin bulunmadığı belirlenmiştir.

22. Öte yandan dinlenen tanıkların B.K.yı intihara sürükleyecek herhangi bir psikolojik problemi bulunmadığı ancak daha önce terhis olan askere ait cep telefonunun çalınması olayıyla ilgisinin bulunduğunun anlaşılması üzerine konunun Karargâh Bölük Astsubayı P. Bçvş. A.I.ya intikal ettirildiğini bildikleri, bunun dışında A.I. ya da başka bir personel tarafından bu olayla ilgili olarak kötü muamelede bulunulduğuna dair herhangi bir beyanları bulunmamaktadır.

2. Soruşturma Sonucunda Verilen Karar

23. Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı 17/1/2014 tarihindekovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Kararda şu gerekçeye yer verilmiştir:

 “...

Tanık beyanları, olay yeri inceleme tutanakları, adli muayene ve otopsi bulguları, uzmanlık raporları, bilirkişi raporu ile diğer tüm deliller birlikte değerlendirilip yorumlandığında, özellikle olay yerinde bulunan “Adem Bçvş Beni Affedin Ben bu utançla kimsenin Yüzüne bakamam Ailemde Böyle öldüğümü bilmesin” şeklindeki not dikkate alındığında, olay öncesinde 06 Aralık 2012 tarihinde çalındığı anlaşılan […] cep telefonunun kendisi tarafından çalındığının anlaşılması üzerine utanma duygusuna kapıldığı, değerlendirilen müteveffa [nın] 17 Aralık 2012 tarihinde saat 08:00 sıralarında, rütbelimisafirhanesi olarak kullanılan 22 numaralı binaya girdiği, ardından şüpheli [M.C.] ile [E.Ç.]’nin kaldıkları odanın ahşap olan kapısını vücudunu kullanarak kırdığı (Otopsi sırasında yapılan ölü harici muayenede müteveffanın sol juguler bölgede katatrer izi, sağ el sırtından 3., 4., ve 5. parmaklarda 0,2 cm çapında ve sol el3. Parmak sırtı metakarp üzerinde 1 cm çapında ekimoze sıyrık alanları tespit edilmesi, yine olay yeri incelemesi sırasında oda kapısının kilitlenmiş konumdaki gibi kapı dilinin dışarıda olduğunun, kapı kasasında kapı dilinin takıldığıbölümün zorlanmaya bağlı olarak kırıldığı, 35 cm’lik tahta parçasının oda içerisinde yerde olduğunun tespit edildiğinin anlaşılması karşısında, Askeri Savcılğımızca oda kapısının müteveffa tarafından zorlanarak kırıldığı kanaatine varılmıştır.) ardından müteveffanın oda içerisinde odada kalan rütbeli personelin eşyalarını karıştırdığı, bu sırada şüpheli Bkm. Kd. Çvş. [M.C.]’nin dolabında bulunan şüpheliye ait üzerinde içerisinde15 adet dolu mühimmat bulunan şarjör takılı vaziyetteki [...] tabancayı aldığı ardından yanında bulunan not defteri sayfasında […] şeklindeki not yazarak imzaladığı (Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuarınca düzenlenen raporda söz konusu notun ve imzanın müteveffanın eli ürünü olduğunun tespit edildiği anlaşılmıştır.), daha sonra müteveffanın tabancayı doldurmak isterken tabancada bulunan iki adet dolu mühimmatın gövde üzerindeki atım yatağından dışarıya atıldığı, ardından müteveffanın tabancayı kendisine doğru çevirerek iki kez ateşlediği, ateşlenen mermi çekirdeklerinden bir tanesinin müteveffanın göğsüne isabet edip sırtından çıkması neticesinde müteveffanın vefat ettiği, müteveffanın intiharının arkasında ceza hukuku bakımından herhangi bir kişi yada kuruma izafe edilebilecek kusurlu bir davranış tespit edilemediği yapılan soruşturma sonucunda anlaşılmıştır.Müteveffanın eli ürünü olduğu anlaşılan intihar notunun başka bir şahıs tarafından zorla yazdırıldığı yönündeki iddiaları kanıtlayacak somut bir bulgu tespit edilememiş, zorla yazdırıldığı iddia edilen notun bizzat müteveffa tarafından imzalandığı dikkate alındığında bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu değerlendirilmiştir.

...”

24. Başvurucular vekili 5/2/2014 tarihinde kayıtlara giren dilekçeyle, olayda kullanılan silahın dahagüvenli bir yerde tutulması gerektiği ve hırsızlık olayının araştırılmasının erlere bırakılması yönünden ihmali olanların araştırılmasını, öte yandan şüpheli M.C.nin eyleminin kasıtunsuru yönünden de değerlendirilmesi gerektiğini belirterek anılan karara itiraz etmiştir.

25. B.K.nın ağabeyi başvurucu İsmail Hakkı Kasar tarafından da bu karara ayrıca itiraz edilmiştir. Başvurucu; özellikle kardeşinin ellerinde ve üzerinde ölümüne yol açan silaha ait herhangi bir bulguya rastlanmaması, parmak izinin olmaması, intihar olduğu söylenen olayın gerçekleştiği mekânda yapılan olay yeri incelemesinde iki boş kovanın bulunması, intihar eden bir kişinin kendisine iki kez ateş etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olması, silahın alındığı dolabın kapısındaki buzlu camın kırılmamış olmaması, şüpheli M.C.ye ait ranzada yatağın bulunmaması, kardeşinin en son 08.00’de görülmesi, 08.30’da da olay yerinde ölü olarakbulunması, bu kadar süre boyunca yerde kalmasına rağmen odada kan izine rastlanmaması gibi hususlar nedeniyle olayın şüpheli olduğunu ileri sürmüştür.

26. İtirazları inceleyen Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı Askerî Mahkemesi, 5/3/2014 tarihli kararı ile soruşturmanın genişletilmesine karar vermiştir. Mahkeme şu hususların araştırılmasını istemiştir:

i. B.K.yi taşıyan, M.C. ile birlikte olayın geçtiği odada kalan E.Ç.nin kendi beyanına göre, olaydan önce 1-2 gün önce silahla herhangi bir atış yapmadığı, olayın geçtiği odada müteveffaya ait hiçbir parmak izine rastlanılmaması, müteveffa tarafından kırıldığı varsayılan kapı üzerinde ona ait parmak izine rastlanılmaması, odada bulunan ve onun tarafından karıştırıldığı belirtilen, olayda kullanılan silahın bulunduğu dolapta müteveffaya ait hiç bir parmak izine rastlanılmaması sebepleriyle E.Ç.nin kullandığı iddia olunan silah üzerinde parmak iziincelemesi yaptırılması

ii. Müteveffanın olay esnasında kimin izniyle olay mahallinden kaldırıldığının araştırılarak vefat ettiği saatten ölü bulunduğu saate kadar yerde kalmasına rağmen olayın gerçekleştiği tarihte olay yerinde müteveffanın bulunduğu yerde kan izi olup olmadığının araştırılarak, neden kan izi bulunmadığının, olay yerinde gelenler tarafından delilleri karartacak ya dakarartma ihtimaline binaen herhangi bir temizlik faaliyeti yapılıp yapılmadığının, müteveffanın olay yerinde bulunduğu yerden oynatılıp oynatılmadığının araştırılması için olay yerine gelen ve müteveffayı gören kişilerin tespit edilerek ifadelerinin bu yönde tespit edilmesinin istenmesi

iii. B.K.nın ölümünden sonra, ölümünde kullanılan silahın ait olduğu M.C.nin kullandığı ranzadayatağın bulunup bulunmadığınınaraştırılması

iv. Tabur içtimasında bulunması gereken B.K.nın hangi nedenle ve kimin bilgisi ile içtimaya katılmadığının açıklığa kavuşturulması

v. B.K.nın olayda kullandığı silahtan atıldığı iddia olunan, 2 adet deforme olmuş mermi çekirdeği üzerinde ona ait bir kan izi olup olmadığının tespiti

vi. B.K.yı olay öncesi en son gören M.Ş.nin ifadesinin tespit edilerek onun nasıl bir ruh hâlinde olduğunun araştırılması, panik içinde olup olmadığının tespiti

vii. B.K. ile aynı koğuşta kalan, samimi olduğu kişilerin tespit edilerek tanık olarak ifadelerinin tespit edilmesi, olaydan bir gün önce ve olay günü nasıl bir ruh hâli içinde olduğunun, bir rütbeli tarafından dövülüp dövülmediğinin ya da herhangi bir kötü muameleye maruz bırakılıp bırakılmadığının araştırılması

viii. B.K.nın olay günü iki el ateş etmek suretiyle gerçekleştirdiği olayda kullanılan silahtan çıkan mermilerin isabet ettiği yerler ile söz konusu silahın kullanışına ilişkin tüm buhususların nazara alınıp uzman bir bilirkişi dinlenerek söz konusu silahın ateşlenmesi eyleminin müteveffa dışında farklı bir kişi tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, bu eylemin sanığa zorla yaptırılıp yaptırtılmadığı ve eylemin müteveffa tarafından gerçekleştirilmediğine ilişkin olarak hayatın doğal akışına aykırı bir durum olup olmadığı hususlarının araştırılması

ix. B.K. tarafından yazıldığı ileri sürülenintihar mektubunun sanığın el ürünü olup olmadığının tespiti

27. 14/3/2014 tarihli yazılarıyla, 7. Kolordu AskerîSavcılığı, 2. HavaKuvveti Komutanlığı Askerî Savcılığına;

i. Olayda kullanılan tabanca, şarjör ve fişekler üzerinde yapılan inceleme sonucunda herhangi bir ize rastlanmadığının tespit edildiği, inceleme işlemleri tamamlandığı için söz konusu silahın sahibi M.C.ye iade edilmesi nedeniyle aynı konuyla ilgili ikinci kez inceleme yapılması imkânının bulunmadığı,

ii. Dosya kapsamındadinlenen tanık beyanlarının incelenmesi neticesinde B.K.nın bulunduğu esnada ölümünün kesin olmadığı, yaşatılabileceği düşüncesiyle hastaneye sevk edildiği, hâl böyle iken bu husustaki araştırmanın hangi nedenle istendiğinin anlaşılamadığı,

iii. Dosya kapsamında alınan beyanlardan B.K.nın komutanlarının bilgisi dışında içtimaya katılmadığı ve bu yüzden yok yazıldığının anlaşılması karşısında bu hususta bir araştırmanın neden istendiğinin anlaşılamadığı,

iv. Kriminal incelemeraporundaintihar notunun B.K.nın el ürünü olduğununtespit edildiği, bu nedenle aynı hususta ikinci kez inceleme talep edilmesinin nedeninin anlaşılamadığı gerekçesiyle oluşan tereddütlerin giderilmesi amacıyla yeniden bir değerlendirme yapılması istenilmiştir.

28. Askerî Mahkeme soruşturma talebine ilişkin yeni bir değerlendirme talebinin reddedilmesine, 5/3/2014 tarihli soruşturmanın genişletilmesine ilişkin kararda belirtilen hususlarda işlemlerin tamamlanması için dosyanın Askerî Savcılığa geri gönderilmesine karar vermiştir.

29. Belirtilen hususlarda yapılan incelemelerin ardından Askerî Mahkeme 13/8/2014 tarihli kararıyla,Askerî Savcılığın B.K.nın vefatı ile ilgili olaya ilişkin olarak şüpheli M.C. hakkında yürütülen soruşturma sonucunda verilen 17/1/2014 tarihlikovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazların reddine karar vermiştir. Mahkemenin gerekçesinin ilgili kısmı şu şekildedir:

"...Mahkememizce 05.03.2014 tarih ve 2014/286-63 Müt. sayılı duruşmasız işlere ait kararı ile soruşturmanın genişletilmesine ilişkin kararda belirtilen eksikliklerin giderildiği anlaşıldı.

Soruşturma dosyası incelendiğinde, mahkememizce soruşturmanın genişletilmesi kararı sonrasındaki yapılan soruşturma işlemleri de değerlendirilerek Müteveffa [B.K.]'nın 17.12.2012 tarihinde vefat etmesi olayına ilişkin olarak olaydan kısa süre sonra durumdan askeri savcının haberdar edildiği, askeri savcılık makamı tarafından bizzat olay yerine gidilerek araştırma yapıldığı, ölüm olayıyla ilgili her türlü ihtimal göz önüne alınarak etkin bir soruşturma yapıldığı, olay yerinde bulunan delil mahiyetinde olabilecek her türlü eşyaya el konulduğu, ölüm olayı ile ilgisi olabilecek ve bu konuda bilgi sahibi olabileceği değerlendirilen tüm personelin ifadelerine başvurulduğu, olayda kullanılan silahın hemen olay akabinde Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'ne inceletildiği, ekspertiz raporunda olayda kullanılan "T6368-09 B 33572" seri numaralı "Yavuz 16 Compact" marka silahın incelendiği, inceleme sonucunda silahta atışına engel mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığının ve olay yerinde bulunan 2 adet kovan ve 2 adet mermi çekirdeğinin belirtilen silahtan atıldığının tespit edildiği, ayrıca müteveffanın ve şüpheli [M.C.]'den alınan svaplarda atış artıklarına rastlanmadığı, dosyada mevcut belgeler ve tanık ifadeleri ışığında olay yerine sonradan gelen Bkm. Kd. Cvş. [E. Ç.]'nin sol el avuç içi ve sol el üstü svaplarında atış artıklarının bulunduğu, [E. Ç.]'nin silah bakım teknisyeni olarak görev yaptığı, olay yerine geldiğinde görevde giydiği tulumun üzerinde bulunduğu, günlük birçok silah bakımı yaptığı ve olay sonrasında müteveffanın taşınmasına da yardımcı olduğu ve 02.01.2013 tarihli ekpertiz raporunda belirtilen "olayla ilgili olmadığı halde atış artıklarının bulunduğu yerlere temas eden ellerde de atış artıkları bulunabilir şeklindeki not (dz. 418) birlikte değerlendirildiğinde [E.Ç.]'nin el svaplarında atış artığı çıkmasının mümkün olduğunun dosya kapsamından ve bilirkişi mütalaalarından anlaşıldığı, müteveffadan alınan svaplardan ise atış artığı çıkmamasına ilişkin olarak da 02.01.2013tarihli ekpertiz raporunda "silahın cinsine, tutuş şekline ve patlamanın tam olup olmamasına bağlı olarak ateş eden ele atış artıkları bulaşmayabilir" şeklinde not düşülerek bu duruma açıklık getirildiği (dz. 418), giysiler üzerinde bulunan ve kimyasal analize tabi tutulmadığı anlaşılan delinme bölgeleri etrafında atış artıklarının tespit edildiği, atış artıklarının dağılımı ve yokluğu itibarıyla yapılan atışın “uzağa yakın atış” olarak değerlendirildiğinin Ankara Jandarma Kriminal Daire Başkanlığının 11.02.2013 tarihli uzmanlık raporundan anlaşıldığı(dz. 611), dosyada yapılan atışa ilişkin olarak soruşturmanın genişletilmesi sonrasında dinlenilen uzman iki bilirkişinin ortak mütalaasında da yapılan atışın bahsi geçen incelemeye dayanılarak uzağa yakın atış olarak belirtildiği ve bu atışın 4 cm ile 100 cm arasında yapılan atış olduğunun belirtildiği, yapılan atışın müteveffanın kendisi tarafından da yapılabileceğinin ancak bu konuda kesin bir kanıya varılamayacağının belirtildiği (dz. 984-985), kişinin ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kot kemik kırıklarıyla birlikte çok sayıda iç organ yaralanmalarından gelişen iç kanama sonucunda meydana geldiğinin belirlendiği, olay yerinde bulunan nottaki yazının müteveffaya ait olduğunun Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nün 17.01.2013 tarihli ekspertiz raporundan anlaşıldığı(dz.464-465), ayrıca aynı nota ilişkin yazının şüpheli [M.C.]'in el ürünü olmadığının da 16.05.2014 tarihli uzmanlık raporuyla tespit edildiği (dz. 968), tüm bu yapılan soruşturma sonucundaki tespitler ışığında askeri savcılık tarafından yapılan değerlendirmede müteveffanın intihar ettiği sonucuna ulaşıldığı ve intihar olayının oluşumunda ceza hukuku bakımından herhangi bir kişi yada kuruma izafeedilebilecek kusurlu bir davranışın bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, soruşturma dosyası incelendiğinde Diyarbakır 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından olayın hemen akabinde soruşturmaya başlandığı ve mahkememizce genişletilen soruşturma ile eksikliklerinde giderilerek etkin bir soruşturma yapıldığı, bu aşamada herhangi bir noksan soruşturmanın bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

...Askeri Savcılığın itiraza konu kararında olayın oluşumunda ceza hukuku bakımından şüpheli Bkm. Kd.Çvş. [M.C.] ya da başkaca herhangi bir personelin ölüm olayıyla doğrudan illiyet bağı bulunan ve ceza kanunları bağlamında sorumluluk gerektiren kusurlu eylem ya da eylemleri bulunmadığı yönündekikabulünden herhangi bir isabetsizlik olmadığı, itiraz nedenlerinin yerinde olmadığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu, olayla ilgili yeterli ve etkin soruşturmanın yapıldığı, olayın kaza sonucu meydana gelmesinin mevcut delil durumu itibariyle mümkün olmadığı gibi ceza hukuku kapsamında herhangi bir kişiye kusur atfedilebilecek bir eyleminde bulunmadığı sonucuna varıldığından..."

C. İdari Tahkikat Süreci

30. Öte yandan konu ile ilgili olarak üç kişilik bir idari tahkikat heyeti oluşturulmuş ve bu heyet tarafından yirmi dört askerî personelin ifadesine başvurulmuştur.

31. Tahkikat sonucu hazırlanan 3/1/2013 tarihli raporda, can dostu teşkilatı ile ilgili sorunlar tespit edilmiş; olayda silahı kullanılan M.C.nin emniyet ve kaza önleme konulu emre rağmen şahsi silahını dolabında kilit altında bulundurmadığı,başkasına ait olduğu düşünülen cep telefonunun görev yaptığı çay ocağında bulunmasından dolayı B.K.nın birlik önünde teşhir edilme korkusu yaşamış olabileceği kanaati dile getirilmiştir.

32. Raporda ayrıca B.K.nın kendisine ait olmayan telefonu sorumluluk alanında bulundurması nedeniyle kusurlu olduğu, Y.Ç. isimli erin B.K.nın can dostu olmasına rağmen görevinin gereklerini yerine getirmediği hususlarına yer verilmiştir. P. Çvş. U.İ.P. Onb. S.K., P. Er E.A, K.Ç ve E.Ç.nin çalıntı telefonla ilgili olayı rütbeli personele bildirmeyerek kendi içlerinde çözmeye çalışmaları ve bunu yaparken B.K.ya psikolojik baskı uyguladıkları, sıralı üst A.I.nın problemin kendine bildirilmesini müteakip problemin içtimada çözüleceğini ifade ederek olaya anında müdahale etmeyip olayı sürüncemede bırakması ve rencide olmuşB.K.ya refakatçi vermeyerek onu yalnız bırakması suretiyle kusurlu olduğuna değinilmiştir.

33. Raporda, olayda silahı kullanılan M.C.nin şahsi silahını yanında bulundurmadığı zamanlarda kalmakta olduğu, kapısı kilitli odada muhafaza etmesi ancak silahını koyduğu dolabı kilit altında bulundurmaması, K. Bkm. Bçvs. A.A.nın ise birliğinin silahları ile şahsi tabancasını emniyetini alırken astlarının şahsi tabancalarının muhafazasına yönelik bir telkinde bulunmaması nedeniyle kusurlu olduğu tespiti yapılmış; benzer olaylarla karşılaşılmaması için birtakım önerilerde bulunulmuştur.

34. Raporda ayrıca olaya ilişkin olarak herhangi bir personel hakkında disiplin cezası önerilmemiş, sonuç olarak hırsızlık suçu ile suçlanması veolayın bölük tarafından öğrenilmesi kaygısıyla B.K.nın utanç duyduğu, bu psikolojik durumun etkisiyle M.C.nin odasının kapı kilidini kırdıktan sonra tabancayı alarak kendisini vurmak suretiyle intihar etmiş olabileceği değerlendirilmiş; olayın intihar olup olmadığı konusunda kesin kanaate varılması için adli soruşturma sürecinin tamamlanması gerektiği hususuna yer verilmiştir.

D. Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde Açılan Tam Yargı Davası Süreci

35. Başvurucular 30/10/2013 tarihinde Millî Savunma Bakanlığına başvurarak B.K.nın intiharının askerlik hizmetinin kötü işlemesi nedeniyle gerçekleştiğini ileri sürerek maddi ve manevi zararlarının giderilmesini talep etmişlerdir.

36. Başvurucular,taleplerinin zımnen reddedilmesi üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) maddi ve manevi tazminat davası açmışlardır.

37. AYİM 1/10/2014 tarihli kararıyla başvurucuların talebini reddetmiş, bu sonuca ulaşırken şu gerekçeye dayanmıştır:

"...

Dava konusu olay incelendiğinde; davacılardan İfakat'ın evladı vediğer davacıların kardeşi olan [B.K.]'ın Diyarbakır 16'ncı Mknz. P. Tug. 2'nci Mknz. P. Tb. D/Ds. Tk.Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yerine getirirken P. Çvş. [B.A.] ait olduğu düşünülen cep telefonunu görev yaptığı çay ocağında bulundurmasından dolayı hırsızlık suçu ile suçlanması ve olayın bölük tarafından öğrenilmesi kaygısı nedeni ile duyduğu utanç sonrasında, içinde bulunduğu psikolojik durumunda etkisiyle kademede beraber çalıştığı Bkm. Kd. Çvş. [M.C.]'in odasının kapı kilidini kırdıktan sonra tabancayı alarak 17.12.2012 tarihinde kendisini vurmak suretiyle intihar ettiği, olayla ilgili 7. Kor. K.lığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma neticesinde ölümün intihardan kaynaklandığı kabulü ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği, bu karara karşı mağdurlar vekili Av. Murat Kazım Özok'un yaptığı itirazın ise2. Hv.K.K.lığı Askeri Mahkemesince reddedildiğinin anlaşıldığı, tarafımızca soruşturma dosyalarında yapılan ayrıntılıincelemede de davacılar yakınının en ufak bir psikiyatrik rahatsızlığı olduğuna veya sağlıkla ilgili bir probleminin bulunduğuna dair bir kaydın tespit edilmediği, dinlenen tüm tanıkların (samimi arkadaşları dahil) davacılar yakınının ne komutanlarıyla ne arkadaşlarıyla ne de askerlik hizmetiyle bir probleminin olmadığını beyan ettikleri, olayla ilgili yapılan adli soruşturma neticesindede tespit edildiği üzere, müteveffanın ölümü nedeniyle kendisine kusur izafe edilecek herhangi bir şahıs olmadığı, müteveffanın hırsızlık suçu ile suçlanması ve olayın bölük tarafından öğrenilmesi kaygısı nedeni ile duyduğu utanç sonrasında, içinde bulunduğu psikolojik durumunda etkisiyle, kapalı kapının kilidini kırarak başkasına zimmetli silahı alarak intihar ettiği ölüm olayında zararlı sonucu doğuran eylem ile hizmet arasında illiyet bağının bulunmadığı, davalı idareye yüklenebilecek bir nedensellik bağının mevcut olmadığı, davalı idarenin herhangi bir hizmet kusurunun ya da kusursuz sorumluluk şartlarının mevcut olmadığı, dava dilekçesinde de müteveffanın ölümünün askerlik hizmetinin sebep ve tesirinden kaynaklandığı iddiasını destekleyecek hiçbir olay, bilgi, belge ya da tıbbi görüş ileri sürülmediği, idari tatbikat raporunda belirtilen hususların (can dostuna yönelik ve astsubayın hırsızlık olayındaki tutumu ve odasında silah bulunması) benzer olayların tekerrürüne mani olmaya yönelik tavsiye niteliğinde olduğu belirtilen hususlarda somut, cezai ve hukuki sorumluluk gerektirir nitelikte bir ihmal bulunmadığı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.

...."

38. Başvurucuların kararındüzeltilmesi istemiyle yaptığı başvuru da aynı Dairenin 11/3/2015 tarihli kararı ile reddedilmiştir.

39. Karar 26/3/2015 tarihinde başvurucular vekiline tebliğ edilmiştir.

40 . Başvurucular 1/4/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

41. 4/7/1972 tarihli ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu’nun “Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması” kenar başlıklı 43. maddesi şöyledir:

 “İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmadan önce, bu eylemlerin yazılı bildirimi üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde yetkili makama başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri lazımdır. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliği tarihinden ve altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren altmış gün içinde tam yargı davası açabilirler.

Görevli olmayan adli yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görevden reddi halinde sonradan Askeri Yüksek İdare Mahkemesine açılan davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz.”

V. İNCELEME VE GEREKÇE

42. Mahkemenin 12/12/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

43. Başvurucular;

i. İdarenin telefon hırsızlığı olayının çözümünü erlere bıraktığının idari tahkikat raporuyla tespit edildiğini,

ii. Öte yandan yine telefon hırsızlığı ile bağlantılı olarak yakınları B.K.nın P.Bçvş. A.I.nın kötü muamelesine maruz kaldığını,

iii. Bu olayların etkisiyle yakınları B.K.nın emirlere aykırı olarak muhafaza edildiği yerden temin ettiği silahla yaşamına son verdiğini,

iv. İdarenin kendi eylem ve işlemleriyle meydana getirdiği zararı ödemekle yükümlü olduğunu, ceza soruşturması makamlarınca olayın intihar olarak nitelendirilmesinin devletin yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü ortadan kaldırmayacağını, bu yöndeki yükümlülüklerinin gereğini tam olarak yerine getirmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek zararlarının giderimini talep etmişlerdir.

B. Değerlendirme

44. Anayasa’nın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” kenar başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”

45. Anayasa’nın 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Devletin temel amaç ve görevleri, (...) kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

46. Başvurucuların iddialarının yakınları B.K.nın üçüncü kişiler tarafından yapılan baskı sonucunda intihara sürüklendiği, askerlik hizmetini yapmakta olan B.K.nın bu eylemlere karşı korunamadığıyla ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle şikâyetler bir bütün olarak yaşam hakkının pozitif yükümlülükleri bağlamında ve koruma yükümlülüğü kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

1. Genelİlkeler

47. Kişinin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma hakkı birbiriyle sıkı bağlantıları olan devredilmez ve vazgeçilmez haklardan olup devletin bu konuda pozitif ve negatif yükümlülükleri bulunmaktadır. Devletin negatif bir yükümlülük olarak yetki alanında bulunan hiçbir bireyin yaşamına kasıtlı ve hukuka aykırı olarak son vermeme,bunun yanı sıra pozitif bir yükümlülük olarak yine yetki alanında bulunan tüm bireylerin yaşam hakkını gerek kamusal makamların gerek diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü bulunmaktadır (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, §§ 50, 51).

48. Anayasa Mahkemesinin yaşam hakkı kapsamında devletin sahip olduğu pozitif yükümlülükler açısından benimsediği temel yaklaşıma göre devletin sorumluluğunu gerektirebilecek şartlar altında gerçekleşen ölüm olaylarında Anayasa’nın 17. maddesi devlete, elindeki tüm imkânları kullanarak bu konuda ihdas edilmiş yasal ve idari çerçevenin yaşamı tehlikede olan kişileri korumak için gereği gibi uygulanmasını ve bu hakka yönelik ihlallerin durdurulup cezalandırılmasını sağlayacak etkili idari ve yargısal tedbirleri alma görevi yüklemektedir. Bu yükümlülük, kamusal olsun veya olmasın yaşam hakkının tehlikeye girebileceği her türlü faaliyet bakımından geçerlidir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 52).

49. Bu kapsamda bazı özel koşullarda devletin kişinin kendi eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı yaşamı korumak amacıyla gerekli tedbirleri alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Zorunlu askerlik hizmeti için de geçerli olan bu yükümlülüğün ortaya çıkması için askerî mercilerin kendi kontrolleri altındaki bir kişinin kendini öldürmesi konusunda gerçek bir risk olduğunu bilip bilmediklerini ya da bilmeleri gerekip gerekmediğini tespit etmek, böyle bir durum söz konusu ise bu riski ortadan kaldırmak için makul ölçüler çerçevesinde ve sahip oldukları yetkiler kapsamında kendilerinden beklenen her şeyi yapıp yapmadıklarını incelemek gerekir. Ancak özellikle insan davranışının öngörülemezliği, öncelikler ve kaynaklar değerlendirilerek yapılacak işlemin veya yürütülecek faaliyetin tercihi dikkate alınarak pozitif yükümlülük; yetkililer üzerine aşırı yük oluşturacak şekilde yorumlanmamalıdır. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesince yapılacak incelemede, basit bir ihmali veya değerlendirme hatasını aşan bir kusurun askerî yetkililere atfedilebilip atfedilemeyeceğinin ortaya konması gerekmektedir (Sadık Koçak ve diğerleri, B. No: 2013/841, 23/1/2014, § 74).

50. Askerlik yükümlülüğü kapsamında yürütülen bazı eylem ve etkinliklerin doğasına ve insan unsuruna bağlı olarak ortaya çıkan risk seviyesine uygun şekilde yaşamı koruyucu yasal ve idari düzenlemelerin bulunması gerekmektedir. Devlet askerlik görevini zorunlu kıldığı için özellikle silahların kullanımı konusunda büyük bir titizlik göstermeli, psikolojik sorunları olan askerlerin tedavi edilmesini ve onlara yönelik uygun tedbirlerin alınmasını sağlamalıdır. Oluşturulan yasal ve idari düzenlemelerde, askerlik yaşamının doğasında var olan tehlikelerle karşı karşıya bulunan askerlerin etkin bir şekilde korunmasını sağlayan uygulamaya ilişkin tedbirlerin ve emir komuta zinciri içinde yer alan sorumlular tarafından işlenebilecek kusur ve hataların tespit edilmesini sağlayacak usullerin öngörülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede askere alım sırasında kişilerin uygun denetimlerden geçirilmesi, askerlik öncesinde ve sırasında kişilere gerekli denetim ve müdahalelerin yapılması büyük önem taşımaktadır (Sadık Koçak ve diğerleri, §§ 75, 76).

51. Kişilerin yaşamının korunması için yeterli yasal ve idari bir çerçevenin oluşturulması yükümlülüğü, askerlik hizmetini ifa eden kişilerin yaşam ve sağlıklarının korunması için de geçerlidir.

2. İlkelerin Olaya Uygulanması

52. Somut olayda yaşam hakkının korunması için oluşturulan yasal çerçevenin yetersiz olduğu şeklinde bir iddia ileri sürülmediği gibi Anayasa Mahkemesi tarafından bu konuda resen gözetilmesi ve incelenmesi gereken bir hususun da bulunmadığı anlaşılmıştır.

53. Başvurucular, genel olarak ceza soruşturması sürecine yönelik herhangi bir eleştiri getirmemişler; B.K.nın ölümünün intihar olmadığı yönünde bir iddiayı da açıkça ileri sürmemişlerdir. Başvurucular, ceza sorumluluğu yönünden olayda herhangi bir hususun tespit edilememiş olmasının kamu görevlilerinin ihmal niteliğindeki davranışlarından kaynaklanan zararlar bağlamında idarenin sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını ileri sürmektedirler. Bu açıdan başvurucular, telefon hırsızlığı olayının çözümünün bırakıldığı erler ile konunun aktarıldığı en yakın üstün B.K.ya yönelik kötü muamele oluşturduğu ileri sürülen davranışlarının yine ihmal olarak değerlendirilebilecek, dışarıda bırakılan dolu bir silahın yakınları B.K.nın intiharına yol açtığını ileri sürmektedirler.

54. Derece mahkemesi dosyalarında yer verilen ifadelerin incelenmesinden tanıkların telefon hırsızlığı olayı ile ilgili olarak B.K.nın psikolojik baskıya maruz kaldığı yönünde emare ortaya koymadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan telefon hırsızlığı olayının başvurucuların yakınına isnat edilmesi ile başvurucuların yakının intiharı arasında geçen sürenin kısalığı dikkate alındığında B.K.nın intiharına yol açabilecek ölçüde, aynı kademedeki arkadaşları tarafından yapılan bir baskıya maruz kaldığı sonucuna ulaşılabilmesi için gerekli delillerin olayda tespit edilemediği gözönünde bulundurulmalıdır.

55. Öte yandan başvurucular, B.K.nın en yakın üstü A.I.nın kötü muamelesine maruz kaldığı ve bunun da intiharına yol açtığı yönündeki iddiaları kapsamında somut herhangi bir delil ileri süremedikleri gibi derece mahkemeleri dosyaları ile idari tahkikat raporu ve eklerinde de bu yönde bir veriye rastlanamamıştır. Bu nedenle başvurucuların bu iddialarına itibar etmek olanağı bulunmamaktadır.

56. Yukarıda yer verilen tespitler ışığında Anayasa Mahkemesince, somut olayda soruşturma makamlarının B.K.nın intiharında idareye atfedilebilecek bir kusur bulunmadığı yönünde yapmış oldukları tespitten ayrılmayı gerektirir bir husus bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

57. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 12/12/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(İfakat Kasar ve diğerleri [1.B.], B. No: 2015/5947, 12/12/2018, § …)
   
Başvuru Adı İFAKAT KASAR VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2015/5947
Başvuru Tarihi 1/4/2015
Karar Tarihi 12/12/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, zorunlu askerlik hizmeti sırasında kamu görevlilerinin davranışlarıyla intihara sebebiyet vermesi, hizmet kusuru oluşturan bu durum sonucunda gerçekleşen ölümün yol açtığı zararların giderimi için açılan davanın reddedilmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Yaşam hakkı Kişinin intihar riskine karşı korunması Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 1602 Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Kanunu 43
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi