TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
İFAKAT KASAR VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/5947)
|
|
Karar Tarihi: 12/12/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Melek KARALİ
SAUNDERS
|
Başvurucular
|
:
|
1. İfakat KASAR
|
|
|
2. Adile
KASAR
|
|
|
3. Aynur
BİRİNCİ
|
|
|
4. Adem Uğur KASAR
|
|
|
5. İsmail
Hakkı KASAR
|
Vekilleri
|
:
|
Av. Musa
Kazım ÖZOK
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; zorunlu askerlik hizmeti sırasında kamu görevlilerinin
davranışlarıyla intihara sebebiyet vermesi, hizmet kusuru oluşturan bu durum
sonucunda gerçekleşen ölümün yol açtığı zararların giderimi için açılan davanın
reddedilmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 1/4/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ile başvuruya konu dava ve soruşturma dosyası
içeriğinden tespit edilen ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular, 16'ncı Mekanize Piyade Tugayı 2’nci Mekanize
Piyade Tabur Komutanlığı (Diyarbakır/Ergani) emrinde zorunlu askerlik hizmetini
ifa etmekte iken17/12/2012 tarihinde yaşamını yitiren 1991 doğumlu B.K.nın annesi ve kardeşleridir.
A. B.K.nın
Askerlik Süreci ve Ölümü
9. Başvuruculardan İfakat Kasar'ın oğlu, diğer başvurucuların kardeşi B.K., 28/2/2012
tarihinde askere sevk edilmiş ve Balıkesir Bkm. Okl. Eğt. Mrk.
K.lığı emrinde acemi
eğitimini tamamlamasının ardından 30/12/2012 tarihinde Diyarbakır/Devegeçidi'nde 16’ncı Mknz. P.
Tuğ Loj. Des. Bkm. Brl. K.lığına katılış yapmıştır. 28/6/2012 tarihinde
Diyarbakır/Ergani'debulunan 16'ncı Mknz. P. Tuğ. 2. Mknz. P.Tb.K.lığını desteklemek üzere 2.
Direk Destek Takımı'nda görevlendirilmiştir.
10. 6/3/2012 tarihinde yapılan Psikososyal
Risk Faktörü Tarama Anketi'nde "Daha
önce ruhsal (psikolojik) bir rahatsızlık geçirdiniz mi? Son bir
kaç yıl içinde ruhsal (psikolojik) rahatsızlık geçirdiniz mi? Şimdiye
kadar kendinize zarar vermeye/öldürmeye yönelik herhangi bir teşebbüsünüz oldu
mu? Son zamanlarda kendinizi öldürmeyi düşündünüz mü?" gibi
sorulara "Hayır"
cevabını vermiştir.
11. B.K. 6/4/2012 tarihinde yapılan Psikososyal
Risk Faktörü Tarama Anketi'nde de kendi el yazısıyla herhangi bir psikolojik
sorununun bulunmadığını belirtmiştir.
12. B.K.nın
17/12/2012 tarihinde ölümüyle sonuçlanan süreç 15/12/2012 tarihinde
başlamıştır. Bu tarihteKışla Mutfak Nö. Asb., Kh. ve Kh.
Bl. Asb. A.I.nın nöbet
yerine bölüğünden iki er gelerek biri cüzdanının, diğeri ise cüzdanı içindeki
paranın çalındığını A.I.ya söylemiştir. Aynı gün
akşam içtimasında A.I. bölüğe hitaben hırsızlık
olaylarının engellenmesine yönelik bir konuşma yapmıştır.
13. 16/12/2012 tarihinde başvurucuların yakını B.K.nın sorumlusu olduğu çay
ocağındaki dolabın içinde bir adet cep telefonu bulunmuştur. Bu telefonun
birlikten yaklaşık olarak iki hafta önce terhis olan P. Çvş. B.A.ya ait olduğu anlaşılmıştır.
Telefonu bulan P. Onb. S.K. bölük astsubayına teslim etmek üzere telefonu
almıştır.
14. Bulunan cep telefonu ile ilgili olarak bir kısım er ile
birlikte bölük çavuşu U.İ.nin B.K. ile görüşmeler
yaptığı anlaşılmaktadır. Derece mahkemesinin kabulüne göre U.İ. ile yapılan
özel görüşmeler sırasında B.K. cep telefonunu koğuşta yerde bulduğunu ve
ilişkilerinin iyi olmadığı P. Er B.Ö.ye ait olduğunu zannederek bu telefonu
aldığını beyan etmiş; nihayetinde telefonun sahibine gönderilmesi konusunda
aralarında anlaşmışlardır.
15. Olayın meydana geldiği 17/12/2012 tarihinde saat 06.30'da
sabah kahvaltısına gittiklerinde erler E.A., K.Ç. ve Bkm.
Kdm. Üçvş. E. Ç. ile P.Çvş.
U.İ., B.K.dan başkasına ait olduğunu düşündükleri cep
telefonunugetirmesini istemeleri üzerine B.K. cep
telefonunun ekranını kırmış; ardından telefonu bu kişilere teslim etmiştir.
Saat 07.30 civarında bu kişilerle birlikte karargâh bölük astsubayı olan P.
Bçvş. A.I.ya ulaşılmış, cep
telefonu bu kişiye verilmiştir. Bu sırada A.I., B.K.ya cep telefonunu çalıp çalmadığını sormuş; B.K. da
B.Ö.ye ait olduğunu zannedip ona zarar vermek amacıyla cep telefonunu aldığınısöylemiştir. Bunun üzerine A.I. da içtima saati
yaklaştığından içtima alanında durumu bölük komutanına anlatmaları gerektiğini
söyleyerek askerleri göndermiştir. Bu esnada tıraş olacağını belirten B.K.
askerlerin yanından ayrılmıştır. Saat 08.00 civarında
tabur içtiması alındığı sırada rütbeli personelin
kaldığı misafirhaneler bölgesine doğru gittiği görülen B.K., Bkm. Kd. Çvş. M.C. ve E.Ç.nin birlikte kalmakta olduğu odada yerde hareketsiz bir
şekilde yatarken yaklaşık saat 08.30 civarında spor için hazırlanmak üzere
subay/astsubay misafirhanesine gönderilen P. Atğm. A.K. ve B.T. tarafından
bulunmuştur. M.C.nin odadaki dolapta bulunan
silahıyla vurulduğu anlaşılan B.K.ya
müdahale edilmiş, müdahaleden sonuç alınamamış, olay yerine gelen ambulansla ErganiDevlet Hastanesine götürülen B.K.nın
hastaneye ulaşmadan vefat ettiği anlaşılmıştır.
B. Ceza Soruşturması
Süreci
1. Soruşturma Kapsamında
Yapılan İlk İşlemler ve Alınan Raporlar
16. B.K.nın
ambulansla Ergani Devlet Hastanesine götürülmesinin ardından olay yeri muhafaza
altına alınmış ve saat 09.20’de askerî savcı aranarak B.K.nın
vefat ettiği savcıya bildirilmiştir. Bunun üzerine olay, gecikmesinde sakınca
bulunan hâl olarak değerlendirilerek resen bir soruşturma başlatılmıştır.
17. Diyarbakır/Ergani İlçe Jandarma Komutanlığı Olay Yeri
İnceleme ekibinde görevli personele müteveffaya ait el ve yüz svapları ile parmak izi incelemesinin yapılması amacıyla B.K.nın parmak izinin ve
üzerindeki kıyafetlerinin teslim alınması talimatı verilmiştir.Otopsi
işlemine sevk edildiği anlaşılan B.K.ya yapılan ilk
müdahaleye ilişkin olarak genel adli muayene raporu alınmış ve Olay Yeri
İnceleme ekibi, inceleme yapmak üzere olay mahalline geçmiştir.
18. Yapılan inceleme sonucunda düzenlenen Olay Yeri İnceleme Tutanağı'nda olay
yeri ile ilgili olarak şu tespitlere yer verilmiştir:
“….
Olay yerinin rütbeli personelin kaldığı
misafirhane olarak kullanıldığı, binaya girildiğinde sağ tarafta 1 odanın
olduğu, yaklaşık 2 metrelik koridor geçildikten sonra sola dönüldüğünde sağ
tarafta iki oda, koridorun sonunda lavabo, sol tarafta mutfak olduğu, sola
dönüldükten sonra sağdaki ilk odanın kapısının açık olduğu görüldü.
Yaklaşıldığında kapı kilidinin ve kilidin yerleştirilmiş olduğu bölmenin ahşap
kısmının kırılmış olduğu, ayrıca kapıda mermi deliğine benzer bir delik olduğu,
kapının kasasının sağ kısmında da yaklaşım 3-4 milimetrelik yırtık olduğu
görüldü ve kapı aralanarak odanın içerisine girildi. Oda içerisinde sağ ve sol
duvarlara bitişik karşılıklı yatakların konulduğu, yatakların kapıya bakan uç
kısımlarında ikişer bölmeden oluşan dolapların olduğu, orta kısmında çalışma
masası ve sehpa olduğu, hemen kapı girişinde sol tarafta TV sehpasının üzerine
konulmuş tüplü TV olduğu görüldü. Sehpanın uç tarafında yerde küçük boy not
defteri olduğu görülerek defter sayfaları incelenmeye başlanıldı. Defterin bir
sayfasında '[Adem Bçvş. BeniAffedin..” ile başlayan bir yazı olduğu görüldü. Not defteri delil
mahiyetinde olabileceği değerlendirilerek muhafaza altına alınmak üzere dosyaya
konuldu. Odanın incelenmesine devam olundu. Odanın içerisindeki her iki dolabın
kapaklarının açık olduğu görüldü. Dolap Bölmeleri incelendiğinde giysi ve
malzemelerin bulunduğu, kapının hemen arkasında kalan sağ taraftaki dolap
içerisinde bir adet kamuflaj kemerine takılı boş bir tabanca kılıfı görüldü.
Odanın kapıdan girişte sol tarafında ve TV sehpasının hemen önünde yerde1 adet
üzerinde şarjör bulunan “YAVUZ 16 COMPACT M.C.” marka “T6368-09 B 33572” seri
numaralı tabanca ve yerde 2 adet dolu mühimmat ile bir tanesi koltuk üst
süngeri altında, diğeri içinde kuruyemiş bulunan poşet içerisinde olmak üzere 2
taneboş kovan bulunduğu görüldü. Olay yeri inceleme
ekibine silahın kontrol edilmesi için talimat verildi. Silah üzerinde yapılan
inceleme sonucunda silahın emniyetinin açık, horozunun geride ve namlu ağzında
1 adet dolu mühimmat ve silahta çıkarılan şarjörde ise 10 adet mühimmatın
şarjörde olduğu görüldü. Olay yeri incelemeye devam olundu. Olay yeri inceleme
ekibi tarafından misafirhane giriş kapısı önünde bulunan 1 adet mermi çekirdeği
ile oda içerisinde sağ tarafta bulunan 1 adet çekirdek delil torbasına konuldu.
Oda ve olay yeri incelemesinin tamamlanmasını müteakip olayın meydana geldiği
odayı kullanan Bkm. Kd.
Çvş. [M.C.] ve ile Bkm. Kd. Çvş. [E.Ç.] yer gösterme için çağırıldı. Her iki şahsa da şahsitabancalarını nereye koydukları soruldu. Bkm. Kd. Çvş. [E.Ç.] şahsi tabancasının odada bulunmadığını,Bkm. Kd. Çvş.
[M.C.] ise yerde duran silahın
kendisine ait olduğunu ancak odadan çıkmadan önce silahının en son dolabında
bulunan kamuflajında asılı tabanca kılıfında olduğunu, ayrıca içerisinde 15
adet mermi bulunan şarjörün silaha takılı, ancak silahının emniyeti kapalı ve
tam dolduruşta olmayacak şekilde bulundurduğunun beyan ederek silahına ait
tesellüm belgesini ibraz ettiği görüldü. Bkm. Kd. Çvş. [M.C.] tarafından
ibraz edilen belge dosyaya konuldu.Bkm
Kd. Çvş. [E.Ç.]nin
beyanlarına göre odayı en son kendisinin terk ettiği, odayı terk ederken odanın
girişinde sol tarafta kalan dolabını kapattıktan sonra saat 08:00’de yapılacak
olan tabur içtiması için odanın kapısını kilitleyerek
odadan ayrıldığı, odadaki not defterinin kendilerine ait olmadığı, bunundışındaki malzemelerin kendilerine ait olduğunu beyan
ettiği görüldü. Müteveffayı oda içerisinde yatar vaziyette ilk kez gören P.Atğm. [B.T.]
ve P.Atğm. [A.K.]nın
beyanlarına göre olayın meydana geldiği kapının hafif aralık olduğu, kapı
aralığından baktıklarında yerde sırt üstü yatan birisini gördükleri, bukişiin baş tarafı odanın sağ tarafından bulunan yatağa,
ayak tarafının ise kapıya doğru baktığı, ayağının yanında tabanca olduğu, daha
sonra durumu komutanlarına bildirdikleri, olay yerine gelen personel tarafından
müteveffaya gerekli tıbbi yardımın yapılmaya çalışıldığı, ardından olay yerine
gelen ambulansla müteveffanın Ergani Devlet Hastanesi Baştabipliğine sevk
edildiği anlaşıldı. Olay yeri inceleme ekibine silahı teslim almaları, silah ve
boş kovanlar üzerinde gerekli incelemeyi yapıp olay yerinin fotoğraflama işlemi
yapıldıktan sonra raporlarını Askeri Savcılığımıza göndermeleri talimatı
verildi.
…Olay yerinde yapılacak başka bir işlem
kalmadığından, olayla ilgili görgü tanıklarının ifadelerinin tespiti için
tarafımıza tahsis edilen odaya geçildi. İfade alım süreci tamamlandıktan sonra
yapılacak başka bir işlem kalmadığından olay yeri inceleme işlemine son
verilerek iş bu tutanak okunarak imza alına alındı. 17 Aralık 2012 saat 18:00”
19. Aynı gün ceset üzerinde otopsi işlemi yapılmıştır. Düzenlenen
tutanağın Ölü Harici Muayenesi kısmında
şu tespitler yer almaktadır:
“1,68
boyunda, 70-75 kilo ağırlığında, 21-22 yaşlarında, 3 numaralı tıraşlı kumral
saçlı, kumral kaş-kirpikli, ela gözlü, günlük sakal bıyık traşlı, beyan tenli
sünnetli erkek cesedinde ölü katılığının alt ekstremitelerde
devam etmekte olduğu, üst ekstremitelerde yeni
oluşmaya başladığı ölü lekelerinin vücut arka yüzde bası görmeyen yerlerde koyu
renkte oluşmuş olduğu görüldü.
1. Sternum orta
hatta ksifoid kıkırdağın 5 cm üstünde 1, 3 cm çapında
çevresinde vurma halkası bulunan ve barut-is artığı gözlenmeyen ateşli salah
mermi çekirdeği (ASMÇ) giriş yarası,
2. Sol ön aksiller
hat 9. İnterkostal aralığa uyan bölgede 2 cm çapında
ateşli silah mermi çekirdeği (ASMÇ) çıkış yarası mevcut olduğu görüldü.
Her iki dirsek iç büklümü her iki el sırtı,
her iki inguinal bölge ve her iki ayak sırtında
bazıları ekimozlu bazıları ekimosu
enjeksiyon iğne izleri, sol juguler bölgede katater izi, sağ el sırtında 3., 4., ve 5. Parmaklarda 0,2
cm çapında ve sol el 3. Parmak sırtı metakarp
üzerinde 1 cm çapındaekimoze sıyrık alanları olduğu
tespit edildi.
Harici muayenede tarif edilenler dışında
cesette haricen başkaca darp cebir izi, kesici, delici alet yarası, boyunda
boğma ya da boğuşmaya bağlı izler, asıya bağlı telem izi ya da elektrik giriş
çıkışıyla uyumlu cilt lezyon yada lezyonları tespit
edilmedi.
Huzurdaki bilirkişiler harici muayene
neticesinde kesin ölüm sebebini tespit edemediklerinden klasik otopsi talebinde
bulundular. Ceset klasik otopsi için bilirkişileretevdi
edildi.
…
SONUÇ: 17.12.2012 tarihinde Ergani ilçesi 2. Mknz. Tb.K.lığı emrinde görevli Bkm.Er B. K.’a ait olduğu
anlaşılan cesede aynı gün …yaılan ölü muayenesi ve
otopsisinden elde edilip yukarıya kaydedilen bilgi ve bulgulara göre,
1. Kişinin göğüs ölgesinde
1 (bir) adet ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası tespit edilmiş olup,
oluşturduğu yaralanmanın müstakilen öldürücü
nitelikte olduğu,
2. Ateşli silah mermi çekirdeği giriş yarası
cilt cilt altı bulgularına göre, atışın elbiseli
bölgeye isabe e ttiği
anlaşıldığından kesin atış mesafesi tespiti isteniyor ise ölenin olay anında
üzerinde bulunan ve delik ihtiva eden giysilerinin fizik incelemesinin
yaptırılmasının gerektiği,
3. Cesetten otopsi esnasında mermi çekirdeği
elde edilmediği,
4. Kişinin ölümünün ateşli silah çekirdeği
yaralanmasına bağlı kot kemik kırıklarıyla birlikte çok sayıda iç organ
yaralanmalarından gelişen iç kanama sonucu meydana gelmiş olduğu kanaatindeyiz
dediler.
Bilirkişiler mütalaaları doğrultusunda kesin
ölüm nedeni tespit edildiğinden, klasik otopsi işlemine 17.12.2012 günü saat
14:00’da son verildi.
…”
20. Öte yandan olayda kullanıldığı anlaşılan silah ve silaha ait
şarjör, şarjör içinde 10 adet fişek ile silah namlusundan çıkarılan 1 adet
fişek üzerinde yapılan inceleme sonucunda hazırlanan 25/12/2012 tarihli
ekspertiz raporunda anılan silah ve mühimmat üzerinde herhangi bir ize
rastlanmadığı bildirilmiştir.
21. Soruşturma sırasında elde edilen deliller üzerinde
Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuvarında yaptırılan
incelemeler sonucunda:
i. 10/1/2013 tarihliekspertiz
raporunda; olayda kullanılan silahın atışına engel mekanik herhangi bir
arızasının bulunmadığı,laboratuarda yapılan tatbiki
atışlarda çap ve tipine uygun fişekleri patlattığı, tabancanın fişek yatağından
elde edildiği anlaşılan 1 adet fişeğin kapsülünün sağlam olduğu, görünümü
itibarıyla istimal vasfını koruduğu, kapsülü üzerinde ateşleme iğnesi temas
(sathi) izi bulunan 1 adet fişeğin üzerindeki temas izlerinin teşhis ve tespite
elverişli karakteristik izler ihtiva etmeyen izler olduğu, 2 adet kovan ve 2
adet deforme mermi çekirdeğinin inceleme konusu tabancadan elde edilen mukayese
kovanları ve mermi çekirdekleri ile mikroskopta yapılan karşılaştırmalarında
çeşitli karakteristik izler yönünden uygunluklar bulunduğu, 2 adet kovan ve 2
adet deforme mermi çekirdeğinin bu silah ile atılmış olduğunun tespit edildiği
bildirilmiştir.
ii. 2/1/2013 tarihli ekspertiz raporunda; Bkm
Kd. Çvş. E.Ç.nin sol el avuş içi ve sol el üstü svaplarında
atış artıklarında bulunan antimon elementinin tespit edildiği, diğer svaplarda atış artıklarına rastlanmadığı, Bkm. Kd. Çvş. M.C. ile müteveffa B.K.dan alınan svaplarda atış
artığı ile müteveffanın üzerinde bulunan kamuflaj parkenin sol önde omuz
dikişinden 21 cm aşağıda 1 adet, sol arkada omuz dikişinden 33 cm aşağıda 1
adet olmak üzere 2 adet delik etrafında atış artıklarına rastlanmadığı, atış
mesafesi tayinine yönelik herhangi bir fikir ve kanaat belirtmenin mümkün
olmadığı, parke miflonu, üst gömlek, üs fanila ve
atletin -kıyafetlerin giyiliş tarzı da düşünüldüğünde- parke üzerindeki
deliklerle aynı orijinli olduğu değerlendirilerek ikincil yüzey olduğundan atış
mesafesi tayinin yönelik çalışma yapılmadığı belirtilmiştir.
iii. Yapılan grafoloji incelemeleri sonucunda düzenlenen
17/1/2013 tarihli ekspertiz raporunda, olay yerinde bulunan not defteri
üzerindeki “A. Bçvş
Beni affedin Ben bu utançla kimsenin yüzüne bakamam Ailemde Böyle öldüğümü
bilmesin, [B.K.]” yazı ve imza ile mukayese için toplanan B.K.ya ait belgeler üzerindeki yazıların
karşılaştırılmasından not defterindeki yazıların ve mukayeseye esas yazıların
aynı şahsın elinden çıktığı, yine not defterinin ilgili sayfasındaki imza ile
müteveffanın mukayese imzaları arasında benzerlikler görüldüğünden imzaların
aynı şahsın eli ürünü olduğu tespit edilmiştir.
iv. B.K.nın olay günü üzerinden çıkan
ve üzerinde atış atığı bulunması muhtemel olan giysilerin atış mesafesi tayini
için gönderildiği Ankara Jandarma Kriminal Daire
Başkanlığınca düzenlenen 11/02/2012 tarihli ekspertiz raporunda; giysiler ve
parka üzerindeki ilk mermi giriş noktası olduğu değerlendirilen deformasyonlu
bölge ile polar ceketin sağ göğüs bölgesinde 1 adet küçük ebatlı delinme
bölgesi etrafında atış artıkları tespit edildiği, yapılan atışın -atış
artıklarının dağılımı ve yoğunluğu itibarıyla- uzağa yakın atış olduğunun
değerlendirildiği, mermi giriş delikleri etrafındaki atış artıklarının dağılımı
ve yoğunluğu açısından giysiler üzerinde bulunan delinme bölgelerinin ilk kez
kimyasal incelemeye tabi tutulduğu değerlendirilerek atış mesafesiyle ilgili
olarak bu sonuca varıldığı, söz konusu giysiler üzerinde delinme bölgeleri
haricinde atış artıklarına rastlanmadığı tespit edilmiştir.
v. B.K.dan alınan kan ve idrar
örneklerinin incelenmesi sonucunda kanda alkol ve uyutucu-uyuşturucu maddelerin
bulunmadığı, idrarda uyutucu-uyuşturucu maddelerin bulunmadığı belirlenmiştir.
22. Öte yandan dinlenen tanıkların B.K.yı intihara sürükleyecek herhangi bir psikolojik
problemi bulunmadığı ancak daha önce terhis olan askere ait cep telefonunun
çalınması olayıyla ilgisinin bulunduğunun anlaşılması üzerine konunun Karargâh
Bölük Astsubayı P. Bçvş. A.I.ya intikal ettirildiğini
bildikleri, bunun dışında A.I. ya da başka bir personel tarafından bu olayla
ilgili olarak kötü muamelede bulunulduğuna dair herhangi bir beyanları
bulunmamaktadır.
2. Soruşturma Sonucunda Verilen Karar
23. Diyarbakır 7. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı 17/1/2014
tarihindekovuşturmaya yer olmadığına karar vermiştir.
Kararda şu gerekçeye yer verilmiştir:
“...
Tanık beyanları, olay yeri inceleme
tutanakları, adli muayene ve otopsi bulguları, uzmanlık raporları, bilirkişi
raporu ile diğer tüm deliller birlikte değerlendirilip yorumlandığında,
özellikle olay yerinde bulunan “Adem Bçvş Beni
Affedin Ben bu utançla kimsenin Yüzüne bakamam Ailemde Böyle öldüğümü bilmesin”
şeklindeki not dikkate alındığında, olay öncesinde 06 Aralık 2012 tarihinde
çalındığı anlaşılan […] cep
telefonunun kendisi tarafından çalındığının anlaşılması üzerine utanma
duygusuna kapıldığı, değerlendirilen müteveffa [nın] 17 Aralık 2012 tarihinde saat 08:00 sıralarında, rütbelimisafirhanesi olarak kullanılan 22 numaralı binaya
girdiği, ardından şüpheli [M.C.]
ile [E.Ç.]’nin kaldıkları odanın ahşap olan kapısını vücudunu
kullanarak kırdığı (Otopsi sırasında yapılan ölü harici muayenede müteveffanın
sol juguler bölgede katatrer
izi, sağ el sırtından 3., 4., ve 5. parmaklarda 0,2 cm çapında ve sol el3.
Parmak sırtı metakarp üzerinde 1 cm çapında ekimoze sıyrık alanları tespit edilmesi, yine olay yeri
incelemesi sırasında oda kapısının kilitlenmiş konumdaki gibi kapı dilinin
dışarıda olduğunun, kapı kasasında kapı dilinin takıldığıbölümün
zorlanmaya bağlı olarak kırıldığı, 35 cm’lik tahta
parçasının oda içerisinde yerde olduğunun tespit edildiğinin anlaşılması
karşısında, Askeri Savcılğımızca oda kapısının
müteveffa tarafından zorlanarak kırıldığı kanaatine varılmıştır.) ardından
müteveffanın oda içerisinde odada kalan rütbeli personelin eşyalarını
karıştırdığı, bu sırada şüpheli Bkm. Kd. Çvş. [M.C.]’nin
dolabında bulunan şüpheliye ait üzerinde içerisinde15 adet dolu mühimmat
bulunan şarjör takılı vaziyetteki [...] tabancayı aldığı ardından yanında bulunan not defteri sayfasında
[…] şeklindeki not yazarak imzaladığı
(Diyarbakır Kriminal Polis Laboratuarınca
düzenlenen raporda söz konusu notun ve imzanın müteveffanın eli ürünü olduğunun
tespit edildiği anlaşılmıştır.), daha sonra müteveffanın tabancayı doldurmak
isterken tabancada bulunan iki adet dolu mühimmatın gövde üzerindeki atım
yatağından dışarıya atıldığı, ardından müteveffanın tabancayı kendisine doğru
çevirerek iki kez ateşlediği, ateşlenen mermi çekirdeklerinden bir tanesinin
müteveffanın göğsüne isabet edip sırtından çıkması neticesinde müteveffanın
vefat ettiği, müteveffanın intiharının arkasında ceza hukuku bakımından
herhangi bir kişi yada kuruma izafe edilebilecek kusurlu bir davranış tespit edilemediği
yapılan soruşturma sonucunda anlaşılmıştır.Müteveffanın
eli ürünü olduğu anlaşılan intihar notunun başka bir şahıs tarafından zorla
yazdırıldığı yönündeki iddiaları kanıtlayacak somut bir bulgu tespit
edilememiş, zorla yazdırıldığı iddia edilen notun bizzat müteveffa tarafından
imzalandığı dikkate alındığında bu durumun hayatın olağan akışına aykırı olduğu
değerlendirilmiştir.
...”
24. Başvurucular vekili 5/2/2014 tarihinde kayıtlara giren
dilekçeyle, olayda kullanılan silahın dahagüvenli bir
yerde tutulması gerektiği ve hırsızlık olayının araştırılmasının erlere
bırakılması yönünden ihmali olanların araştırılmasını, öte yandan şüpheli M.C.nin eyleminin kasıtunsuru
yönünden de değerlendirilmesi gerektiğini belirterek anılan karara itiraz etmiştir.
25. B.K.nın
ağabeyi başvurucu İsmail Hakkı Kasar tarafından da bu karara ayrıca itiraz
edilmiştir. Başvurucu; özellikle kardeşinin ellerinde ve üzerinde ölümüne yol
açan silaha ait herhangi bir bulguya rastlanmaması, parmak izinin olmaması,
intihar olduğu söylenen olayın gerçekleştiği mekânda yapılan olay yeri
incelemesinde iki boş kovanın bulunması, intihar eden bir kişinin kendisine iki
kez ateş etmesinin hayatın olağan akışına aykırı olması, silahın alındığı
dolabın kapısındaki buzlu camın kırılmamış olmaması, şüpheli M.C.ye ait ranzada
yatağın bulunmaması, kardeşinin en son 08.00’de görülmesi, 08.30’da da olay
yerinde ölü olarakbulunması, bu kadar süre boyunca
yerde kalmasına rağmen odada kan izine rastlanmaması gibi hususlar nedeniyle
olayın şüpheli olduğunu ileri sürmüştür.
26. İtirazları inceleyen Diyarbakır 2. Hava Kuvveti Komutanlığı
Askerî Mahkemesi, 5/3/2014 tarihli kararı ile soruşturmanın genişletilmesine
karar vermiştir. Mahkeme şu hususların araştırılmasını istemiştir:
i. B.K.yi taşıyan, M.C. ile birlikte
olayın geçtiği odada kalan E.Ç.nin kendi beyanına
göre, olaydan önce 1-2 gün önce silahla herhangi bir atış yapmadığı, olayın
geçtiği odada müteveffaya ait hiçbir parmak izine rastlanılmaması, müteveffa
tarafından kırıldığı varsayılan kapı üzerinde ona ait parmak izine
rastlanılmaması, odada bulunan ve onun tarafından karıştırıldığı belirtilen,
olayda kullanılan silahın bulunduğu dolapta müteveffaya ait hiç bir parmak
izine rastlanılmaması sebepleriyle E.Ç.nin kullandığı
iddia olunan silah üzerinde parmak iziincelemesi
yaptırılması
ii. Müteveffanın olay esnasında kimin izniyle olay mahallinden
kaldırıldığının araştırılarak vefat ettiği saatten ölü bulunduğu saate kadar
yerde kalmasına rağmen olayın gerçekleştiği tarihte olay yerinde müteveffanın
bulunduğu yerde kan izi olup olmadığının araştırılarak, neden kan izi
bulunmadığının, olay yerinde gelenler tarafından delilleri karartacak ya dakarartma ihtimaline binaen herhangi bir temizlik
faaliyeti yapılıp yapılmadığının, müteveffanın olay yerinde bulunduğu yerden
oynatılıp oynatılmadığının araştırılması için olay yerine gelen ve müteveffayı
gören kişilerin tespit edilerek ifadelerinin bu yönde tespit edilmesinin
istenmesi
iii. B.K.nın
ölümünden sonra, ölümünde kullanılan silahın ait olduğu M.C.nin
kullandığı ranzadayatağın bulunup bulunmadığınınaraştırılması
iv. Tabur içtimasında bulunması
gereken B.K.nın hangi
nedenle ve kimin bilgisi ile içtimaya katılmadığının
açıklığa kavuşturulması
v. B.K.nın
olayda kullandığı silahtan atıldığı iddia olunan, 2 adet deforme olmuş mermi
çekirdeği üzerinde ona ait bir kan izi olup olmadığının tespiti
vi. B.K.yı
olay öncesi en son gören M.Ş.nin ifadesinin tespit
edilerek onun nasıl bir ruh hâlinde olduğunun araştırılması, panik içinde olup
olmadığının tespiti
vii. B.K. ile aynı koğuşta kalan, samimi olduğu kişilerin tespit
edilerek tanık olarak ifadelerinin tespit edilmesi, olaydan bir gün önce ve
olay günü nasıl bir ruh hâli içinde olduğunun, bir rütbeli tarafından dövülüp
dövülmediğinin ya da herhangi bir kötü muameleye maruz bırakılıp
bırakılmadığının araştırılması
viii. B.K.nın olay günü iki el ateş
etmek suretiyle gerçekleştirdiği olayda kullanılan silahtan çıkan mermilerin
isabet ettiği yerler ile söz konusu silahın kullanışına ilişkin tüm buhususların nazara alınıp uzman bir bilirkişi dinlenerek
söz konusu silahın ateşlenmesi eyleminin müteveffa dışında farklı bir kişi
tarafından gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, bu eylemin sanığa zorla
yaptırılıp yaptırtılmadığı ve eylemin müteveffa tarafından
gerçekleştirilmediğine ilişkin olarak hayatın doğal akışına aykırı bir durum
olup olmadığı hususlarının araştırılması
ix. B.K. tarafından yazıldığı ileri sürülenintihar
mektubunun sanığın el ürünü olup olmadığının tespiti
27. 14/3/2014 tarihli yazılarıyla, 7. Kolordu AskerîSavcılığı, 2. HavaKuvveti
Komutanlığı Askerî Savcılığına;
i. Olayda kullanılan tabanca, şarjör ve fişekler üzerinde
yapılan inceleme sonucunda herhangi bir ize rastlanmadığının tespit edildiği,
inceleme işlemleri tamamlandığı için söz konusu silahın sahibi M.C.ye iade
edilmesi nedeniyle aynı konuyla ilgili ikinci kez inceleme yapılması imkânının
bulunmadığı,
ii. Dosya kapsamındadinlenen tanık beyanlarının
incelenmesi neticesinde B.K.nın
bulunduğu esnada ölümünün kesin olmadığı, yaşatılabileceği düşüncesiyle
hastaneye sevk edildiği, hâl böyle iken bu husustaki araştırmanın hangi nedenle
istendiğinin anlaşılamadığı,
iii. Dosya kapsamında alınan beyanlardan B.K.nın komutanlarının bilgisi dışında içtimaya katılmadığı ve bu yüzden yok yazıldığının
anlaşılması karşısında bu hususta bir araştırmanın neden istendiğinin
anlaşılamadığı,
iv. Kriminal incelemeraporundaintihar
notunun B.K.nın el ürünü olduğununtespit edildiği, bu nedenle aynı hususta ikinci
kez inceleme talep edilmesinin nedeninin anlaşılamadığı gerekçesiyle oluşan
tereddütlerin giderilmesi amacıyla yeniden bir değerlendirme yapılması
istenilmiştir.
28. Askerî Mahkeme soruşturma talebine ilişkin yeni bir
değerlendirme talebinin reddedilmesine, 5/3/2014 tarihli soruşturmanın
genişletilmesine ilişkin kararda belirtilen hususlarda işlemlerin tamamlanması
için dosyanın Askerî Savcılığa geri gönderilmesine karar vermiştir.
29. Belirtilen hususlarda yapılan incelemelerin ardından Askerî
Mahkeme 13/8/2014 tarihli kararıyla,Askerî
Savcılığın B.K.nın vefatı ile ilgili olaya ilişkin
olarak şüpheli M.C. hakkında yürütülen soruşturma sonucunda verilen 17/1/2014 tarihlikovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı
yapılan itirazların reddine karar vermiştir. Mahkemenin gerekçesinin ilgili
kısmı şu şekildedir:
"...Mahkememizce 05.03.2014 tarih ve
2014/286-63 Müt. sayılı
duruşmasız işlere ait kararı ile soruşturmanın genişletilmesine ilişkin kararda
belirtilen eksikliklerin giderildiği anlaşıldı.
Soruşturma dosyası incelendiğinde,
mahkememizce soruşturmanın genişletilmesi kararı sonrasındaki yapılan
soruşturma işlemleri de değerlendirilerek Müteveffa [B.K.]'nın 17.12.2012 tarihinde vefat etmesi olayına ilişkin
olarak olaydan kısa süre sonra durumdan askeri savcının haberdar edildiği,
askeri savcılık makamı tarafından bizzat olay yerine gidilerek araştırma
yapıldığı, ölüm olayıyla ilgili her türlü ihtimal göz önüne alınarak etkin bir
soruşturma yapıldığı, olay yerinde bulunan delil mahiyetinde olabilecek her
türlü eşyaya el konulduğu, ölüm olayı ile ilgisi olabilecek ve bu konuda bilgi
sahibi olabileceği değerlendirilen tüm personelin ifadelerine başvurulduğu,
olayda kullanılan silahın hemen olay akabinde Diyarbakır Kriminal
Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'ne inceletildiği, ekspertiz raporunda olayda
kullanılan "T6368-09 B 33572" seri numaralı "Yavuz 16
Compact" marka silahın incelendiği, inceleme sonucunda silahta atışına
engel mekanik herhangi bir arızasının bulunmadığının ve olay yerinde bulunan 2
adet kovan ve 2 adet mermi çekirdeğinin belirtilen silahtan atıldığının tespit
edildiği, ayrıca müteveffanın ve şüpheli [M.C.]'den alınan svaplarda atış
artıklarına rastlanmadığı, dosyada mevcut belgeler ve tanık ifadeleri ışığında
olay yerine sonradan gelen Bkm. Kd.
Cvş. [E. Ç.]'nin sol el avuç içi ve sol el üstü svaplarında atış artıklarının bulunduğu, [E. Ç.]'nin silah bakım teknisyeni
olarak görev yaptığı, olay yerine geldiğinde görevde giydiği tulumun üzerinde
bulunduğu, günlük birçok silah bakımı yaptığı ve olay sonrasında müteveffanın
taşınmasına da yardımcı olduğu ve 02.01.2013 tarihli ekpertiz
raporunda belirtilen "olayla ilgili olmadığı halde atış artıklarının
bulunduğu yerlere temas eden ellerde de atış artıkları bulunabilir şeklindeki
not (dz. 418) birlikte değerlendirildiğinde [E.Ç.]'nin el svaplarında
atış artığı çıkmasının mümkün olduğunun dosya kapsamından ve bilirkişi
mütalaalarından anlaşıldığı, müteveffadan alınan svaplardan
ise atış artığı çıkmamasına ilişkin olarak da 02.01.2013tarihli ekpertiz raporunda "silahın cinsine, tutuş şekline ve
patlamanın tam olup olmamasına bağlı olarak ateş eden ele atış artıkları
bulaşmayabilir" şeklinde not düşülerek bu duruma açıklık getirildiği (dz. 418), giysiler üzerinde bulunan ve kimyasal analize
tabi tutulmadığı anlaşılan delinme bölgeleri etrafında atış artıklarının tespit
edildiği, atış artıklarının dağılımı ve yokluğu itibarıyla yapılan atışın
“uzağa yakın atış” olarak değerlendirildiğinin Ankara Jandarma Kriminal Daire Başkanlığının 11.02.2013 tarihli uzmanlık
raporundan anlaşıldığı(dz.
611), dosyada yapılan atışa ilişkin olarak soruşturmanın genişletilmesi
sonrasında dinlenilen uzman iki bilirkişinin ortak mütalaasında da yapılan
atışın bahsi geçen incelemeye dayanılarak uzağa yakın atış olarak belirtildiği
ve bu atışın 4 cm ile 100 cm arasında yapılan atış olduğunun belirtildiği,
yapılan atışın müteveffanın kendisi tarafından da yapılabileceğinin ancak bu
konuda kesin bir kanıya varılamayacağının belirtildiği (dz.
984-985), kişinin ölümünün ateşli silah mermi çekirdeği yaralanmasına bağlı kot
kemik kırıklarıyla birlikte çok sayıda iç organ yaralanmalarından gelişen iç
kanama sonucunda meydana geldiğinin belirlendiği, olay yerinde bulunan nottaki
yazının müteveffaya ait olduğunun Diyarbakır Kriminal
Polis Laboratuvarı Müdürlüğü'nün 17.01.2013 tarihli ekspertiz raporundan
anlaşıldığı(dz.464-465), ayrıca aynı nota ilişkin yazının şüpheli [M.C.]'in el ürünü olmadığının da 16.05.2014 tarihli
uzmanlık raporuyla tespit edildiği (dz. 968), tüm bu
yapılan soruşturma sonucundaki tespitler ışığında askeri savcılık tarafından
yapılan değerlendirmede müteveffanın intihar ettiği sonucuna ulaşıldığı ve
intihar olayının oluşumunda ceza hukuku bakımından herhangi bir kişi yada
kuruma izafeedilebilecek kusurlu bir davranışın
bulunmadığı sonucuna ulaşılmış olup, soruşturma dosyası incelendiğinde
Diyarbakır 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından olayın hemen
akabinde soruşturmaya başlandığı ve mahkememizce genişletilen soruşturma ile
eksikliklerinde giderilerek etkin bir soruşturma yapıldığı, bu aşamada herhangi
bir noksan soruşturmanın bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
...Askeri Savcılığın itiraza konu kararında
olayın oluşumunda ceza hukuku bakımından şüpheli Bkm.
Kd.Çvş. [M.C.] ya
da başkaca herhangi bir personelin ölüm olayıyla doğrudan illiyet bağı bulunan
ve ceza kanunları bağlamında sorumluluk gerektiren kusurlu eylem ya da
eylemleri bulunmadığı yönündekikabulünden herhangi
bir isabetsizlik olmadığı, itiraz nedenlerinin yerinde olmadığı, verilen
kararın usul ve yasaya uygun olduğu, olayla ilgili yeterli ve etkin
soruşturmanın yapıldığı, olayın kaza sonucu meydana gelmesinin mevcut delil
durumu itibariyle mümkün olmadığı gibi ceza hukuku kapsamında herhangi bir
kişiye kusur atfedilebilecek bir eyleminde bulunmadığı sonucuna
varıldığından..."
C. İdari Tahkikat Süreci
30. Öte yandan konu ile ilgili olarak üç kişilik bir idari tahkikat
heyeti oluşturulmuş ve bu heyet tarafından yirmi dört askerî personelin
ifadesine başvurulmuştur.
31. Tahkikat sonucu hazırlanan 3/1/2013 tarihli raporda, can
dostu teşkilatı ile ilgili sorunlar tespit edilmiş; olayda silahı kullanılan M.C.nin emniyet ve kaza önleme konulu emre rağmen şahsi
silahını dolabında kilit altında bulundurmadığı,başkasına
ait olduğu düşünülen cep telefonunun görev yaptığı çay ocağında bulunmasından
dolayı B.K.nın birlik önünde teşhir edilme korkusu
yaşamış olabileceği kanaati dile getirilmiştir.
32. Raporda ayrıca B.K.nın
kendisine ait olmayan telefonu sorumluluk alanında bulundurması nedeniyle
kusurlu olduğu, Y.Ç. isimli erin B.K.nın can dostu
olmasına rağmen görevinin gereklerini yerine getirmediği hususlarına yer verilmiştir.
P. Çvş. U.İ.P. Onb. S.K., P. Er E.A, K.Ç ve E.Ç.nin çalıntı telefonla ilgili olayı rütbeli personele
bildirmeyerek kendi içlerinde çözmeye çalışmaları ve bunu yaparken B.K.ya psikolojik baskı uyguladıkları, sıralı üst A.I.nın problemin kendine bildirilmesini müteakip problemin
içtimada çözüleceğini ifade ederek olaya anında müdahale etmeyip olayı
sürüncemede bırakması ve rencide olmuşB.K.ya
refakatçi vermeyerek onu yalnız bırakması suretiyle kusurlu olduğuna
değinilmiştir.
33. Raporda, olayda silahı kullanılan M.C.nin
şahsi silahını yanında bulundurmadığı zamanlarda kalmakta olduğu, kapısı
kilitli odada muhafaza etmesi ancak silahını koyduğu dolabı kilit altında
bulundurmaması, K. Bkm. Bçvs.
A.A.nın ise birliğinin
silahları ile şahsi tabancasını emniyetini alırken astlarının şahsi
tabancalarının muhafazasına yönelik bir telkinde bulunmaması nedeniyle kusurlu
olduğu tespiti yapılmış; benzer olaylarla karşılaşılmaması için birtakım
önerilerde bulunulmuştur.
34. Raporda ayrıca olaya ilişkin olarak herhangi bir personel
hakkında disiplin cezası önerilmemiş, sonuç olarak hırsızlık suçu ile
suçlanması veolayın bölük tarafından öğrenilmesi
kaygısıyla B.K.nın utanç duyduğu, bu psikolojik
durumun etkisiyle M.C.nin odasının kapı kilidini
kırdıktan sonra tabancayı alarak kendisini vurmak suretiyle intihar etmiş
olabileceği değerlendirilmiş; olayın intihar olup olmadığı konusunda kesin
kanaate varılması için adli soruşturma sürecinin tamamlanması gerektiği
hususuna yer verilmiştir.
D. Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde Açılan Tam
Yargı Davası Süreci
35. Başvurucular 30/10/2013 tarihinde Millî Savunma Bakanlığına
başvurarak B.K.nın
intiharının askerlik hizmetinin kötü işlemesi nedeniyle gerçekleştiğini ileri
sürerek maddi ve manevi zararlarının giderilmesini talep etmişlerdir.
36. Başvurucular,taleplerinin
zımnen reddedilmesi üzerine Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) maddi ve
manevi tazminat davası açmışlardır.
37. AYİM 1/10/2014 tarihli kararıyla başvurucuların talebini reddetmiş,
bu sonuca ulaşırken şu gerekçeye dayanmıştır:
"...
Dava konusu olay incelendiğinde; davacılardan İfakat'ın evladı vediğer
davacıların kardeşi olan [B.K.]'ın Diyarbakır 16'ncı Mknz. P.
Tug. 2'nci Mknz. P. Tb. D/Ds. Tk.Komutanlığı emrinde askerlik hizmetini yerine
getirirken P. Çvş. [B.A.] ait
olduğu düşünülen cep telefonunu görev yaptığı çay ocağında bulundurmasından
dolayı hırsızlık suçu ile suçlanması ve olayın bölük tarafından öğrenilmesi
kaygısı nedeni ile duyduğu utanç sonrasında, içinde bulunduğu psikolojik
durumunda etkisiyle kademede beraber çalıştığı Bkm. Kd. Çvş. [M.C.]'in
odasının kapı kilidini kırdıktan sonra tabancayı alarak 17.12.2012 tarihinde
kendisini vurmak suretiyle intihar ettiği, olayla ilgili 7. Kor. K.lığı Askeri Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma
neticesinde ölümün intihardan kaynaklandığı kabulü ile kovuşturmaya yer
olmadığına karar verildiği, bu karara karşı mağdurlar vekili Av. Murat Kazım
Özok'un yaptığı itirazın ise2. Hv.K.K.lığı Askeri
Mahkemesince reddedildiğinin anlaşıldığı, tarafımızca soruşturma dosyalarında
yapılan ayrıntılıincelemede de davacılar yakınının en
ufak bir psikiyatrik rahatsızlığı olduğuna veya sağlıkla ilgili bir probleminin
bulunduğuna dair bir kaydın tespit edilmediği, dinlenen tüm tanıkların (samimi
arkadaşları dahil) davacılar yakınının ne komutanlarıyla ne arkadaşlarıyla ne
de askerlik hizmetiyle bir probleminin olmadığını beyan ettikleri, olayla
ilgili yapılan adli soruşturma neticesindede tespit
edildiği üzere, müteveffanın ölümü nedeniyle kendisine kusur izafe edilecek
herhangi bir şahıs olmadığı, müteveffanın hırsızlık suçu ile suçlanması ve
olayın bölük tarafından öğrenilmesi kaygısı nedeni ile duyduğu utanç
sonrasında, içinde bulunduğu psikolojik durumunda etkisiyle, kapalı kapının kilidini
kırarak başkasına zimmetli silahı alarak intihar ettiği ölüm olayında zararlı
sonucu doğuran eylem ile hizmet arasında illiyet bağının bulunmadığı, davalı
idareye yüklenebilecek bir nedensellik bağının mevcut olmadığı, davalı idarenin
herhangi bir hizmet kusurunun ya da kusursuz sorumluluk şartlarının mevcut
olmadığı, dava dilekçesinde de müteveffanın ölümünün askerlik hizmetinin sebep
ve tesirinden kaynaklandığı iddiasını destekleyecek hiçbir olay, bilgi, belge
ya da tıbbi görüş ileri sürülmediği, idari tatbikat raporunda belirtilen
hususların (can dostuna yönelik ve astsubayın hırsızlık olayındaki tutumu ve
odasında silah bulunması) benzer olayların tekerrürüne mani olmaya yönelik
tavsiye niteliğinde olduğu belirtilen hususlarda somut, cezai ve hukuki
sorumluluk gerektirir nitelikte bir ihmal bulunmadığı, tüm bu hususlar birlikte
değerlendirildiğinde davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin reddine
karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
...."
38. Başvurucuların kararındüzeltilmesi
istemiyle yaptığı başvuru da aynı Dairenin 11/3/2015 tarihli kararı ile
reddedilmiştir.
39. Karar 26/3/2015 tarihinde başvurucular vekiline tebliğ
edilmiştir.
40 . Başvurucular 1/4/2015 tarihinde
bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
41. 4/7/1972 tarihli ve 1602 sayılı Askeri Yüksek İdare
Mahkemesi Kanunu’nun “Doğrudan doğruya tam
yargı davası açılması” kenar başlıklı 43. maddesi şöyledir:
“İdari eylemlerden
hakları ihlal edilmiş olanların Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde dava açmadan
önce, bu eylemlerin yazılı bildirimi üzerine veya başka suretle öğrendikleri
tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde
yetkili makama başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri lazımdır.
Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde bu konudaki işlemin tebliği
tarihinden ve altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği
tarihten itibaren altmış gün içinde tam yargı davası açabilirler.
Görevli olmayan adli yargı mercilerine açılan
tam yargı davasının görevden reddi halinde sonradan Askeri Yüksek İdare
Mahkemesine açılan davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı
aranmaz.”
V. İNCELEME VE GEREKÇE
42. Mahkemenin 12/12/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
43. Başvurucular;
i. İdarenin telefon hırsızlığı olayının çözümünü erlere
bıraktığının idari tahkikat raporuyla tespit edildiğini,
ii. Öte yandan yine telefon hırsızlığı ile bağlantılı olarak
yakınları B.K.nın P.Bçvş. A.I.nın kötü muamelesine
maruz kaldığını,
iii. Bu olayların etkisiyle yakınları B.K.nın emirlere aykırı olarak muhafaza edildiği yerden
temin ettiği silahla yaşamına son verdiğini,
iv. İdarenin kendi eylem ve işlemleriyle meydana getirdiği
zararı ödemekle yükümlü olduğunu, ceza soruşturması makamlarınca olayın intihar
olarak nitelendirilmesinin devletin yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü ortadan
kaldırmayacağını, bu yöndeki yükümlülüklerinin gereğini tam olarak yerine
getirmemesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiğini ileri sürerek
zararlarının giderimini talep etmişlerdir.
B. Değerlendirme
44. Anayasa’nın “Kişinin
dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” kenar başlıklı 17.
maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes,
yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”
45. Anayasa’nın 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“Devletin
temel amaç ve görevleri, (...) kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal
hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal,
ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının
gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”
46. Başvurucuların iddialarının yakınları B.K.nın üçüncü kişiler tarafından yapılan baskı
sonucunda intihara sürüklendiği, askerlik hizmetini yapmakta olan B.K.nın bu eylemlere karşı korunamadığıyla ilgili olduğu
anlaşılmaktadır. Bu nedenle şikâyetler bir bütün olarak yaşam hakkının pozitif
yükümlülükleri bağlamında ve koruma yükümlülüğü kapsamında incelenmesi
gerektiği değerlendirilmiştir.
1. Genelİlkeler
47. Kişinin yaşam hakkı ile maddi ve manevi varlığını koruma
hakkı birbiriyle sıkı bağlantıları olan devredilmez ve vazgeçilmez haklardan
olup devletin bu konuda pozitif ve negatif yükümlülükleri bulunmaktadır.
Devletin negatif bir yükümlülük olarak yetki alanında bulunan hiçbir bireyin
yaşamına kasıtlı ve hukuka aykırı olarak son vermeme,bunun yanı sıra pozitif bir yükümlülük olarak
yine yetki alanında bulunan tüm bireylerin yaşam hakkını gerek kamusal
makamların gerek diğer bireylerin gerekse kişinin kendisinin eylemlerinden
kaynaklanabilecek risklere karşı koruma yükümlülüğü bulunmaktadır (Serpil
Kerimoğlu ve diğerleri, B. No: 2012/752, 17/9/2013, §§ 50, 51).
48. Anayasa Mahkemesinin yaşam hakkı kapsamında devletin sahip
olduğu pozitif yükümlülükler açısından benimsediği temel yaklaşıma göre
devletin sorumluluğunu gerektirebilecek şartlar altında gerçekleşen ölüm
olaylarında Anayasa’nın 17. maddesi devlete, elindeki tüm imkânları kullanarak
bu konuda ihdas edilmiş yasal ve idari çerçevenin yaşamı tehlikede olan
kişileri korumak için gereği gibi uygulanmasını ve bu hakka yönelik ihlallerin
durdurulup cezalandırılmasını sağlayacak etkili idari ve yargısal tedbirleri
alma görevi yüklemektedir. Bu yükümlülük, kamusal olsun veya olmasın yaşam
hakkının tehlikeye girebileceği her türlü faaliyet bakımından geçerlidir (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 52).
49. Bu kapsamda bazı özel koşullarda devletin kişinin kendi
eylemlerinden kaynaklanabilecek risklere karşı yaşamı korumak amacıyla gerekli
tedbirleri alma yükümlülüğü bulunmaktadır. Zorunlu askerlik hizmeti için de
geçerli olan bu yükümlülüğün ortaya çıkması için askerî mercilerin kendi
kontrolleri altındaki bir kişinin kendini öldürmesi konusunda gerçek bir risk
olduğunu bilip bilmediklerini ya da bilmeleri gerekip gerekmediğini tespit
etmek, böyle bir durum söz konusu ise bu riski ortadan kaldırmak için makul
ölçüler çerçevesinde ve sahip oldukları yetkiler kapsamında kendilerinden
beklenen her şeyi yapıp yapmadıklarını incelemek gerekir. Ancak özellikle insan
davranışının öngörülemezliği, öncelikler ve kaynaklar
değerlendirilerek yapılacak işlemin veya yürütülecek faaliyetin tercihi dikkate
alınarak pozitif yükümlülük; yetkililer üzerine aşırı yük oluşturacak şekilde
yorumlanmamalıdır. Bu çerçevede Anayasa Mahkemesince yapılacak incelemede,
basit bir ihmali veya değerlendirme hatasını aşan bir kusurun askerî
yetkililere atfedilebilip atfedilemeyeceğinin ortaya konması gerekmektedir (Sadık Koçak ve diğerleri, B. No: 2013/841,
23/1/2014, § 74).
50. Askerlik yükümlülüğü kapsamında yürütülen bazı eylem ve
etkinliklerin doğasına ve insan unsuruna bağlı olarak ortaya çıkan risk
seviyesine uygun şekilde yaşamı koruyucu yasal ve idari düzenlemelerin
bulunması gerekmektedir. Devlet askerlik görevini zorunlu kıldığı için
özellikle silahların kullanımı konusunda büyük bir titizlik göstermeli,
psikolojik sorunları olan askerlerin tedavi edilmesini ve onlara yönelik uygun
tedbirlerin alınmasını sağlamalıdır. Oluşturulan yasal ve idari düzenlemelerde,
askerlik yaşamının doğasında var olan tehlikelerle karşı karşıya bulunan askerlerin
etkin bir şekilde korunmasını sağlayan uygulamaya ilişkin tedbirlerin ve emir
komuta zinciri içinde yer alan sorumlular tarafından işlenebilecek kusur ve
hataların tespit edilmesini sağlayacak usullerin öngörülmesi gerekmektedir. Bu
çerçevede askere alım sırasında kişilerin uygun denetimlerden geçirilmesi, askerlik
öncesinde ve sırasında kişilere gerekli denetim ve müdahalelerin yapılması
büyük önem taşımaktadır (Sadık Koçak ve
diğerleri, §§ 75, 76).
51. Kişilerin yaşamının korunması için yeterli yasal ve idari
bir çerçevenin oluşturulması yükümlülüğü, askerlik hizmetini ifa eden kişilerin
yaşam ve sağlıklarının korunması için de geçerlidir.
2. İlkelerin Olaya Uygulanması
52. Somut olayda yaşam hakkının korunması için oluşturulan yasal
çerçevenin yetersiz olduğu şeklinde bir iddia ileri sürülmediği gibi Anayasa
Mahkemesi tarafından bu konuda resen gözetilmesi ve incelenmesi gereken bir
hususun da bulunmadığı anlaşılmıştır.
53. Başvurucular, genel olarak ceza soruşturması sürecine
yönelik herhangi bir eleştiri getirmemişler; B.K.nın ölümünün intihar olmadığı yönünde bir iddiayı
da açıkça ileri sürmemişlerdir. Başvurucular, ceza sorumluluğu yönünden olayda
herhangi bir hususun tespit edilememiş olmasının kamu görevlilerinin ihmal niteliğindeki
davranışlarından kaynaklanan zararlar bağlamında idarenin sorumluluğunu ortadan
kaldırmayacağını ileri sürmektedirler. Bu açıdan başvurucular, telefon
hırsızlığı olayının çözümünün bırakıldığı erler ile konunun aktarıldığı en
yakın üstün B.K.ya yönelik
kötü muamele oluşturduğu ileri sürülen davranışlarının yine ihmal olarak
değerlendirilebilecek, dışarıda bırakılan dolu bir silahın yakınları B.K.nın intiharına yol açtığını ileri sürmektedirler.
54. Derece mahkemesi dosyalarında yer verilen ifadelerin
incelenmesinden tanıkların telefon hırsızlığı olayı ile ilgili olarak B.K.nın psikolojik baskıya maruz
kaldığı yönünde emare ortaya koymadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan telefon
hırsızlığı olayının başvurucuların yakınına isnat edilmesi ile başvurucuların
yakının intiharı arasında geçen sürenin kısalığı dikkate alındığında B.K.nın intiharına yol açabilecek
ölçüde, aynı kademedeki arkadaşları tarafından yapılan bir baskıya maruz
kaldığı sonucuna ulaşılabilmesi için gerekli delillerin olayda tespit edilemediği
gözönünde bulundurulmalıdır.
55. Öte yandan başvurucular, B.K.nın en yakın üstü A.I.nın
kötü muamelesine maruz kaldığı ve bunun da intiharına yol açtığı yönündeki
iddiaları kapsamında somut herhangi bir delil ileri süremedikleri gibi derece
mahkemeleri dosyaları ile idari tahkikat raporu ve eklerinde de bu yönde bir
veriye rastlanamamıştır. Bu nedenle başvurucuların bu iddialarına itibar etmek
olanağı bulunmamaktadır.
56. Yukarıda yer verilen tespitler ışığında Anayasa
Mahkemesince, somut olayda soruşturma makamlarının B.K.nın intiharında idareye atfedilebilecek bir kusur
bulunmadığı yönünde yapmış oldukları tespitten ayrılmayı gerektirir bir husus
bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
57. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
12/12/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.