TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
YAMAN AKDENİZ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/6599)
Karar Tarihi: 26/12/2018
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Raportör
Recep KAPLAN
Başvurucu
Yaman AKDENİZ
Vekilleri
Av. Ayşe CESUR
Av. Abdullah Altan AKDENİZ
Av. Çiğdem DURKAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ilgili idari otoritelere internet ortamında yer alan yayınlarla ilgili olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi yetkisi veren kanuni düzenlemelerin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/4/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. 27/3/2015 tarihli ve 6639 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'a aşağıdaki madde eklenmiştir.
“Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi
MADDE 8/A-(1) Yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması sebeplerinden bir veya bir kaçına bağlı olarak hâkim veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde, Başbakanlık veya millî güvenlik ve kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması ile ilgili bakanlıkların talebi üzerine Başkanlık tarafından internet ortamında yer alan yayınla ilgili olarak içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı verilebilir. Karar, Başkanlık tarafından derhâl erişim sağlayıcılara ve ilgili içerik ve yer sağlayıcılara bildirilir. İçerik çıkartılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereği, derhâl ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren dört saat içinde yerine getirilir.
(2) Başbakanlık veya ilgili Bakanlıkların talebi üzerine Başkanlık tarafından verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararı, Başkanlık tarafından, yirmi dört saat içinde sulh ceza hâkiminin onayına sunulur. Hâkim, kararını kırk sekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde, karar kendiliğinden kalkar.
(3) Bu madde kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararları, ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilir. Ancak, teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilir.
(4) Bu madde kapsamındaki suça konu internet içeriklerini oluşturan ve yayanlar hakkında Başkanlık tarafından, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Bu suçların faillerine ulaşmak için gerekli olan bilgiler içerik, yer ve erişim sağlayıcılar tarafından hâkim kararı üzerine adli mercilere verilir. Bu bilgileri vermeyen içerik, yer ve erişim sağlayıcıların sorumluları, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, üç bin günden on bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
(5) Bu madde uyarınca verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine getirmeyen erişim sağlayıcılar ile ilgili içerik ve yer sağlayıcılara elli bin Türk lirasından beş yüz bin Türk lirasına kadar idari para cezası verilir.”
7. Başvurucu söz konusu yasal düzenlemenin 15/4/2015 tarihli ve 29327 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmesinin ardından 20/4/2015 tarihinde doğrudan Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
8. Mahkemenin 26/12/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
9. Başvurucu, başvurunun kabul edilebilirliği bakımından;
i. Başvuruya konu yasal düzenlemede ilgili idari otoritenin gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde uygulanacak içerik çıkarma ve erişim engelleme kararları bakımından etkili bir başvuru yolu öngörülmediğini, dolayısıyla tüketilecek bir hukuk yolu olmadığı için Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru yapılabileceğini,
ii. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin bazı koşullarda bireyin gizli önlemlerin veya gizli önlemlere imkân veren mevzuatın gerçekten kendisine uygulanmış olduğunu iddia etmeksizin sadece varlığının neden olduğu bir ihlalin mağduru olma iddiasını kabul ettiğini, bu çerçevede kendisinin de yürürlüğe girdiği tarihten itibaren binlerce erişim engelleme kararına dayanak olması mümkün olan başvuruya konu düzenlemenin doğrudan etkilediği kişiler arasında olduğunu ve potansiyel mağdurluk statüsünün bulunduğunu,
iii. Başvurusunun kanuna karşı doğrudan yapılmış bir başvuru olmadığını ve kanun hükmünün Anayasa'ya aykırılığını soyut bir şekilde ileri sürmediğini, aksine idari makamlar tarafından verilen erişim engeli kararlarının dayanağının başvuruya konu kanun hükmü olması ve başka bir hukuk yoluyla bu kanun hükmünü denetletmenin mümkün olmaması nedeniyle bireysel başvuru yaptığını
belirtmiştir.
10. Başvurucu, başvurunun esası bakımından;
i. Başvuruya konu düzenlemenin öngörülebilir nitelikte olmadığını, hukuki belirlilik ve hukuki güvenlik ilkelerine de açıkça aykırı olduğunu, bu nedenle ifade özgürlüğüne müdahale bakımından kanunilik koşulunun gereklerini yerine getirmediğini, düzenlemenin içeriğinin de ölçülülük ilkesine aykırı olduğunu, idareye çok geniş bir yetki tanıdığı için demokratik toplumda zorlayıcı bir ihtiyaca karşılık gelmediğini, ağır ve haksız bir müdahale niteliğinde olduğunu belirtmiş ve bu nedenlerle ifade özgürlüğünün ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
ii. Başvuruya konu düzenlemenin idarenin keyfî şekilde internet sitelerine erişimi engellemesine veya internet içeriğinin kaldırmasına imkân vermesine rağmen hiçbir yasal güvence veya itiraz yolu öngörmemesi nedeniyle etkili başvuru hakkı ve hak arama özgürlüğünün ihlal edildiğini iddia etmiştir.
11. Başvurucu sonuç olarak hak ihlallerinin tespiti ile başvuruya konu düzenlemenin yürürlüğünün durdurulması ve iptal edilmesi talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
12. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (3) numaralı fıkrasında yasama işlemlerinin doğrudan bireysel başvuru konusu yapılamayacağı düzenlenmiştir. Bir yasama işleminin temel hak ve özgürlüğün ihlaline neden olması durumunda doğrudan yasama işlemine karşı değil ancak yasama işleminin uygulanması mahiyetindeki işlem, eylem ve ihmallere karşı bireysel başvuru yapılabilir (Süleyman Erte, B. No: 2013/469, 16/4/2013, § 17; Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 2/10/2013, § 37).
13. Somut olayda başvurucu, doğrudan yasama işleminin Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği iddiasıyla bireysel başvuruda bulunmuştur.
14. Açıklanan gerekçelerle başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 26/12/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.