TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
SAVAŞ BAŞÇİK BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/6883)
Karar Tarihi: 19/4/2018
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Recai AKYEL
Raportör
Tuğçe TAKCI
Başvurucu
Savaş BAŞÇİK
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; suç provokasyonu sonucu elde edilen delile dayalı olarak mahkûm edilme, tanık sorgulama taleplerinin reddedilmesi ve yargılamanın makul sürede tamamlanmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 21/4/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden ulaşılan bilgi ve belgelere göre olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu 1983 doğumlu olup olayların gerçekleştiği tarihte Fethiye'de ikamet etmektedir.
9. Başvurucunun çalıştığı barda uyuşturucu madde ticareti yapıldığına ilişkin istihbarat alınması üzerine jandarma çavuş olan bir personel soruşturma kapsamında gizli soruşturmacı olarak görevlendirilmiştir. Anılan bara müşteri olarak gelen, İngiliz vatandaşı olduğunu ve esrara ihtiyaç duyduğunu söyleyen söz konusu sivil jandarma görevlisine başvurucu tarafından önceden seri numarası alınmış 50 dolar karşılığında uyuşturucu verilmesi üzerine işyerinde yapılan aramada diğer bir sanığın ayakkabısında 3 gram esrar, başvurucunun üzerinde yapılan aramada ise seri numarası alınmış olan 50 dolar bulunduğu belirtilerek başvurucu hakkında Fethiye Cumhuriyet Başsavcılığının 29/7/2004 tarihli iddianamesiyle birden fazla kişiye uyuşturucu madde satma, satın alma, satma amacıyla bulundurma, devretme suçunu işlediği isnadıyla kamu davası açılmıştır.
10. Fethiye Ağır Ceza Mahkemesinin 17/3/2010 tarihli kararıyla dosya İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesine (CMK mülga 250. maddeyle görevli) (Mahkeme) gönderilmiştir.
11. Başvurucunun provokatör ajanla ne konuştuğunu bilen savunma tanıklarının dinlenmesine ilişkin 26/10/2010 tarihli duruşmadaki talebi, savunma tanıklarının beyanlarının sanık ile kolluk görevlisi arasında yapılan konuşmanın ne olduğu hususuna ilişkin olduğu, dolayısıyla davanın sonucunu etkileyecek nitelikte görülmediği belirtilerek Mahkemece reddedilmiştir.
12. Mahkeme 29/12/2010 tarihli kararıyla başvurucunun satmak amacıyla esrar maddesini bulundurduğunun ve görevlilerce suçüstü yakalandığının sabit olduğu gerekçesiyle uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti yapma suçundan mahkûmiyetine karar vermiştir.
13. Anılan karara karşı başvurucu yalnızca süre tutum talepli temyiz dilekçesi vermiştir. Başvurucunun ayrıntılı temyiz sebeplerini içerir temyiz dilekçesi sunduğuna ilişkin herhangi bir bilgi veya belge dosya kapsamında tespit edilememiştir.
14. Karar, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 21/1/2015 tarihli kararıyla onanmıştır.
15. Başvurucu nihai kararı 27/3/2015 tarihinde öğrendiğini bildirmiştir.
16. Başvurucu 21/4/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 19/4/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Suç Provokasyonu Sonucu Elde Edilen Delillerin Mahkûmiyete Esas Alınmasına ve Tanık Sorgulama Hakkının İhlal Edilmesine İlişkin İddialar
18. Başvurucu; kolluk görevlisinin kışkırtmasıyla suçu işlediğini, bu şekilde elde edilen delile dayalı olarak mahkûm edilmesinin haksız olduğunu, ayrıca Mahkemenin bu kişiyi tanık olarak duruşmada dinlemeyi reddetmesi nedeniyle anılan şahsı sorgulama imkânından mahrum kaldığını ileri sürmüştür.
19. Bireysel başvurunun ikincil niteliğinin bir sonucu olarak olağan kanun yollarında ve mahkemeler önünde ileri sürülmeyen iddialar ile bu mahkemelere sunulmayan bilgi ve belgeler bireysel başvuru konusu edilemez (Bayram Gök, B. No: 2012/946, 26/3/2013, § 20).
20. Somut olayda başvurucunun ihlale neden olduğunu ileri sürdüğü iddialarını ilk derece mahkemesi nezdinde ve temyiz aşamasında dile getirmediği (bkz. §§ 13, 15) bu iddialarına ilişkin bilgi veya belge sunmadığı, böylece başvuru yollarını usulüne uygun tüketmediği anlaşılmaktadır.
21. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
22. Başvurucu, yargılamanın makul sürede tamamlanmadığını ileri sürmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
23. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
24. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak ise suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (B.E., B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34).
25. Ceza yargılamasının süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (B.E., § 29)
26. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olaydaki 10 yıl 5 aylık yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
27. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
28. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
29. Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlali nedeniyle 10.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
30. Somut olayda, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
31. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya -talebi de dikkate alınarak- net 10.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
32. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 226,95 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Suç provokasyonu sonucu elde edilen delillerin mahkûmiyete esas alınmasına ve tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 10.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
D. 226,95 TL harçtan oluşan yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Kararın bir örneğinin bilgi için (kapatılan) İzmir 8. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK mülga 250. maddeyle görevli) (E.2010/95, K.2010/374) yerine bakan Mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/4/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.