TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KEMAL YASİR ÖZTÜRK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/7636)
|
|
Karar Tarihi: 10/5/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Gülbin AYNUR
|
Başvurucu
|
:
|
Kemal Yasir ÖZTÜRK
|
Vekili
|
:
|
Av. Mustafa
KOCADAĞ
|
|
|
Av. Dilara
Damla ÖKSÜZ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, Polis Kolejinden ilişiğin kesilmesi nedeniyle
eğitim-öğrenim ve kamu hizmetine girme haklarının ihlal edildiği iddialarına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/5/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle
şöyledir:
6. Başvurucu, ilköğretim sonunda girdiği sınavlarda başarılı
olarak 2012 yılında Polis Kolejinde eğitim ve öğrenime başlamıştır.
7. Başvurucunun Polis Kolejine kayıt yaptırdığı tarihte
yürürlükte olan mevzuat hükümlerine göre Polis Koleji mezunları sınavsız olarak
Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesine (Fakülte) kayıt yaptırabilmekte
ve buradan mezun olduklarında da polis amiri olarak atanabilmektedir.
8. Başvurucu, Polis Kolejindeki eğitimine devam ederken Polis
Koleji mezunlarının sınavsız olarak Fakülteye kayıt yaptırabilmesini öngören
düzenleyici işlem hükümleri 3/6/2014 tarihinde değiştirilmiştir. Yeni
düzenlemelerde Polis Koleji mezunlarının sınavsız olarak Fakülteye kayıt
imkânları kaldırılmış ve bu öğrenciler için de sınav koşulu getirilmiştir.
9. Başvurucu söz konusu düzenleyici işlemin ilgili maddelerinin
iptali ve yürütmenin durdurulması istemiyle Danıştayda
dava açmıştır. Danıştay 30/9/2014 tarihinde dava konusu düzenleyici işlemin
bazı maddelerinin yürütmesini durdurmuştur.
10. İlerleyen süreçte4/4/2015 tarihinde çeşitli kanunlarda
yapılan değişikliklerle ve söz konusu kanun değişiklikleriyle uyumlaştırma
çalışmaları kapsamında ilgili diğer mevzuatta yapılan değişikliklerle Polis
Koleji kapatılmış, Polis Akademisi Güvenlik Bilimleri Fakültesi ise Polis
Amirleri Eğitimi Merkezi Müdürlüğü (PAEM) şeklinde farklı bir statü ile yeniden
yapılandırılmıştır. Öte yandan başvurucunun Danıştayda
dava konusu ettiği düzenleyici işlem de yürürlükten kaldırılmıştır.
11. Mevzuat değişiklikleri uyarınca 4/4/2015 tarihi itibarıyla
Polis Kolejinin kapatılması nedeniyle başvurucu 11. sınıf öğrencisiyken ve son
sınıfa geçmek üzereyken başvurucunun 8/4/2015 tarihinde okuldan ilişiği
kesilmiştir.
12. Başvurucu, ilişiğinin kesildiğini bildirir belgenin tarafına
verilmesi üzerine 7/5/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
13. 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilat Kanunu'nun
olay tarihi itibarıyla yürürlükte olan 19. maddesinin son fıkrası şöyledir:
"Polis
Akademisinde öğrenci yetiştirmek üzere; polislik mesleğinin gerektirdiği bilgi,
disiplin ve bedeni kabiliyete haiz, Milli Eğitim Temel Kanunu hükümlerine göre,
Emniyet Genel Müdürlüğüne bağlı, lise seviyesinde parasız yatılı ve resmi
üniformalı polis kolejleri açılır."
14. 27/3/2015 tarihli ve 6638 sayılı Kanun'un 47. maddesinin
ilgili kısmı şöyledir:
"Bu Kanun'un yayımı tarihinde; 3201
sayılı Kanun'un 19 uncu (...) [maddesi] yürürlükten kaldırılmıştır."
15. 3201 sayılı Kanun'un 6638 sayılı Kanun'un 29. maddesi ile
eklenen geçici 24. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
"Polis kolejinde öğrenime devam eden
öğrenciler, Millî Eğitim Bakanlığınca polis koleji giriş sınavının yapıldığı
tarihte aldıkları Ortaöğretim Yerleştirme Puanları dikkate alınarak durumlarına
uygun okullara naklen kaydedilirler."
16. 25/4/2001 tarihli ve 4652 sayılı Polis Yüksek Öğretim
Kanunu'nun 30. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"...
c) Akademiye alınacak öğrencilerde aranacak
şartlar, istenecek belgeler, kayıt, sınav ve kabul işlemlerine ait esas ve
usulleri,
...
Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.(...)"
17. 4652 sayılı Kanun'un 6638 sayılı Kanun'un 43. maddesiyle
eklenen geçici 7. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihte
başka bir işlem yapılmasına gerek kalmaksızın Güvenlik Bilimleri Fakültesi,
Polis Amirleri Eğitimi Merkezi Müdürlüğüne dönüştürülür (...)"
18. 4652 sayılı Kanun'un 30. maddesine dayanılarak hazırlanan ve
olay tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 17/8/2008 tarihli ve 26970 sayılı
Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Polis
Akademisi Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Giriş ve Eğitim-Öğretim
Yönetmeliği'nin 10. maddesi şöyledir:
"Polis Koleji mezunları, sınavsız olarak
fakülteye alınırlar."
19. Aynı Yönetmelik'in 3/6/2014 tarihli ve 29019 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Polis Akademisi
Başkanlığı Güvenlik Bilimleri Fakültesi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliğinde
Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in4. maddesi ile değiştirilen 7.
maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
"Polis Koleji mezunları ile lise ve dengi
okul mezunlarının fakülteye giriş sınavı ile ilgili başvuruları, Başkanlıkça
belirlenen tarihler arasında yapılır. Başvurunun ne şekilde yapılacağı
Başkanlıkça belirlenir."
20. 16/7/2015 tarihli ve 29418 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe giren Polis Akademisi Başkanlığı Polis Amirleri Eğitimi
Merkezi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği’nin "Öğrenci kaynakları" kenar başlıklı 5. maddesi
şöyledir:
"(1)PAEM’in
öğrenci kaynağı şunlardır;
a) Meslekte fiilen iki yılını dolduran ve kırkbeş yaşından gün almamış lisans mezunu polis memurları,
başpolis memurları ve kıdemli başpolis
memurları.
b) Emniyet mensubu olmayan lisans mezunları
veya bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulu tarafından kabul edilen
yurtdışındaki yükseköğretim kurumlarından mezun olanlar.
c) İlgili devletlerle yapılacak ikili
anlaşmalara bağlı olarak alınacak yabancı uyruklu öğrenciler."
21. Aynı Yönetmelik'in 43. maddesi şöyledir:
"17/8/2008 tarihli ve 26970 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Polis Akademisi Başkanlığı Güvenlik
Bilimleri Fakültesi Giriş ve Eğitim-Öğretim Yönetmeliği yürürlükten
kaldırılmıştır."
B. Uluslararası Hukuk
1. Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi
22. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ek 1 No.lu
Protokol’ün 2. maddesinin ilgili kısmı söyledir:
"Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz."
2. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesi İçtihadı
23. İlgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihadı için
bkz. Mehmet Fatih Durak, B. No:
2015/7630, 19/12/2017, §§ 27-29).
V. İNCELEME VE GEREKÇE
24. Mahkemenin 10/5/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Eğitim ve Öğrenim
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
25. Başvurucu; Polis Koleji giriş sınavını kazandığı ve okula
kayıt yaptırdığı tarihte yürürlükte bulunan mevzuata göre Polis Koleji
mezunlarının sınavsız olarak Fakülteye geçebildiklerini, buradan mezun
olduklarında da emniyet teşkilatı kadrolarına polis amiri olarak doğrudan
atanabildiklerini hatırlatmaktadır. Gerek meslek edinme güvencesi gerekse
eğitim masraflarına aile katkısının en aza indirgenmesi noktasında sağladığı
avantajlar nedeniyle Polis Kolejinde eğitim almayı tercih ettiğini belirten
başvurucu, bu hususlarda haklı bir beklenti içine girdiğini; bu beklentisinin
korunmasının hukuk devleti ilkesinin bir gereği olduğunu ifade etmektedir.
Başvurucu, yaklaşık üç yıl eğitimine devam ettikten sonraöğretim
döneminin bitmesi dahi beklenmeden okuldan ilişiği kesilmek suretiyle eğitimine
son verilerek tüm kazanılmış haklarından yoksun bırakıldığından şikâyet
etmektedir. Polis Kolejinden ilişiğin kesilmesinin doğrudan kanun hükmü ile
öngörülmesi nedeniyle hakkında gerçekleştirilen bu tasarrufa karşı idari yargı
yolunun etkisiz kılındığına dikkat çeken başvurucu ayrıca, düzenleyici işlem
hükümlerinin iptali istemiyle Danıştayda açtığı davada
verilen yürütmenin durdurulması kararının da icra edilmediğini belirtmektedir.
Başvurucu; bu sebeplerle mahkemeye erişim, etkili başvuru ve eğitim-öğrenim
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
2. Değerlendirme
26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan, B.
No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun yukarıda yer verilen
şikâyetlerinin özü, Polis Kolejinden ilişiğinin kesilmesi nedeniyle bu okuldaki
eğitim ve öğreniminedevam edememesidir. Bu itibarla
belirtilen ihlal iddiaları eğitim ve öğrenim hakkı kapsamında incelenmiştir.
27. Somut başvuruda ihlal iddiasına konu olan ve Polis
Kolejinden ilişiğinin kesildiğinin başvurucuya bildirildiği belgede, ilişiğin
kesilmesinin hukuki dayanağı olarak 6638 sayılı Kanun'un, Polis Kolejinin
kapatılmasına ve burada öğrenim gören öğrencilerin diğer okullara
nakledilmelerine ilişkin düzenlemeler içeren 29. ve 47. maddelerinin gösterildiği
görülmektedir. Bir başka ifadeyle başvurucunun esasen herhangi bir idari işleme
de gerek kalmaksızın doğrudan 6638 sayılı Kanun hükümleri gereğince Polis
Kolejinden ilişiğinin kesildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla bireysel
başvurudaki ihlal iddialarının kaynağının söz konusu Kanun hükümleri olduğu
dikkate alındığında bireysel başvuru yapılmadan önce idari yargı yoluna
gidilmemiş olması nedeniyle başvuru yollarının tüketilmediğinden söz edilmesine
imkân bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Dolayısıyla başvurunun başvuru
yollarının tüketilmesine ilişkin kabul edilebilirlik kriterini sağladığı
anlaşılmaktadır.
a. Müdahalenin Varlığı
28. Anayasa'nın "Eğitim
ve öğrenim hakkı ve ödevi" kenar başlıklı 42. maddesinin ilgili
kısmı şöyledir:
"Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından
yoksun bırakılamaz.
Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir
ve düzenlenir."
29. Anayasa'nın 42. maddesinin birinci fıkrasında kimsenin
eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamayacağı belirtilmek suretiyle
"eğitim hakkı" herkes yönünden güvenceye bağlanmıştır. Eğitim hakkı;
kamu ve özel eğitim kurumlarını kapsadığı gibi eğitimin ilk, orta ve
yükseköğrenim seviyelerini de kapsar. Anayasa’da yer alan eğitim ve öğrenim
hakkı, kamu otoritelerine bireyin eğitim ve öğrenim almasını engellememe
negatif ödevini yüklemektedir (Adem Öğüt ve
diğerleri, B. No: 2014/20527, 22/11/2017,§
44).
30. Anayasa'nın anılan maddesinde düzenlenen eğitim hakkı belli
bir zamanda mevcut olan eğitim kurumlarına erişimin sağlanmasını ve bu eğitim
kurumlarına devam edebilmeyi teminat altına almaktadır. Bununla birlikte bu
hak, devlete belli bir eğitim kurumu kurma ödevi yüklemediği gibi devletin var
olan eğitim kurumlarını kaldırmasına veya statülerinde değişiklik yapmasına da
engel teşkil etmemektedir (Adem Öğüt ve diğerleri, § 45; benzer yönde
değerlendirme için bkz. Mehmet Reşit Arslan
ve diğerleri, B. No: 2013/583, 10/12/2014, § 68).
31. Somut olayda başvurucunun devam etmekte olduğu eğitim
kurumundan ilişiğinin kesilmesi eğitim hakkına yönelik bir müdahale teşkil
etmektedir.
b. Müdahalenin İhlal
Oluşturup Oluşturmadığı
32. Anayasa'nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca
Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak
kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... ölçülülük ilkesine aykırı
olamaz."
33. Yukarıda anılan müdahale Anayasa’nın 13. maddesinde
belirtilen; kanun tarafından öngörülme, haklı bir sebebe dayanma ve ölçülülük
ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olmadığı takdirde Anayasa’nın 42.
maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Dolayısıyla başvurucunun eğitim hakkına
yapılan müdahalenin söz konusu koşullara uygun olup olmadığının tespiti
gerekir.
i. Kanunilik
34. Somut olayda başvurucunun Polis Kolejinden ilişiğinin
kesilmesi, 6638 sayılı Kanun'un Polis Kolejinin kapatılmasına ve burada
öğrenimine devam eden öğrencilerin Millî Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı diğer
okullara nakledilmelerine ilişkin düzenlemeler öngören 29. ve 47. maddelerine
dayanmaktadır. Dolayısıyla müdahalenin kanuni dayanağının bulunduğu sonucuna
varılmıştır.
ii. Meşru Amaç
35. Anayasa'nın 42. maddesinde eğitim hakkının
sınırlandırılmasına ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır. Bununla birlikte
eğitim hakkının mutlak ve sınırsız bir hak olduğu düşünülemez. Nitekim anılan
maddenin ikinci fıkrasında yer verilen
"Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir."
ifadesi ile devlete bir takdir alanı yaratılmıştır. Eğitim hakkının Anayasa'nın
"sosyal ve ekonomik haklar" bölümünde düzenlendiği hususu da
gözetildiğinde devlete tanınan bu takdir hakkının özünde bir
"sınırlama" yetkisi de içerdiği anlaşılmaktadır. Öte yandan
Anayasa'da, diğer haklardan farklı olarak eğitim hakkının sınırlanması
hususunda kanun koyucuyu bağlayan belli bir meşru amaçlar listesi
bulunmamaktadır. Dolayısıyla kanun koyucunun eğitim hakkının sınırlanması
hususundaki takdir aralığının geniş olduğu ifade edilebilir. Ancak kanun
koyucunun bu yetkisini kullanırken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan
"kamu yararı"nı gözetmesi gerektiği açıktır
(Adem Öğüt ve diğerleri, § 53).
36. 3201 ve 4652 sayılı Kanunlarda 6638 sayılı Kanun ile
değişiklik yapılmadan önceki hükümler uyarınca Polis Akademisinde öğrenci
yetiştirmek üzere lise seviyesinde Polis Koleji; lisans düzeyinde ise Güvenlik
Bilimleri Fakültesi açıldığı, anılan eğitim kurumlarına ilişkin mevzuat
incelendiğinde bunların açılmasındaki temel amacın polis amiri yetiştirmek
olduğu anlaşılmaktadır. Daha sonra kanun koyucu polis amiri alım koşulları
yönünden sistem değişikliğine gitmiş ve polis amiri ihtiyacını anılan
kurumlardan karşılama yönündeki politikasından vazgeçerek söz konusu kurumların
kapatılmasına/yeniden yapılandırılmasına ilişkin yasal düzenleme yapmıştır. Bu
kapsamda 6638 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerle Polis Kolejinin
kapatıldığı ve Polis Akademisi Başkanlığı bünyesindeki Fakültenin ise PAEM
şeklinde farklı bir hukuki statüde yeniden yapılandırıldığı görülmektedir (Adem Öğüt ve diğerleri, § 54).
37. 6638 sayılı Kanun’un genel gerekçesinde lise düzeyinde olan
Polis Koleji ile dört yıllık eğitim veren Fakültenin kuruluş amaç ve
gereklerinin günümüz şartlarında ortadan kalktığı; düzenleme ile emniyet
teşkilatında istihdam edilecek personelin eğitim maliyetinin düşürülmesi,
çağdaş ülkelerde olduğu gibi bir eğitim sistemi oluşturulması ve emniyet
teşkilatında çok başlılık yaratan tüm eğitim kurumlarının Polis Akademisine
bağlanmasının amaçlandığı belirtilmiştir. Bu yönüyle 6638 sayılı Kanun’la
anılan konuyla ilgili yeni bir sistemin oluşturulmasının amaçlandığı
anlaşılmaktadır. Gerek kamu güvenliği gerekse kişilerin bireysel güvenliğini
doğrudan sağlamaya yönelik emniyet hizmetlerinin en iyi şekilde yürütülmesinde
bu hizmetlere uygun personel seçme sisteminin oldukça etkili olduğu dikkate
alındığında anılan amacın kamu yararı ile örtüştüğü tartışmasızdır (AYM,
E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017, §§ 272, 273).
38. Uygulanmasına geçilen bu yeni sistemin doğal bir sonucu ve
gereği olarak lise düzeyinde eğitim veren Polis Kolejinin faaliyetine son
verilmesinin ve bunun neticesinde hâlihazırda öğrenim gören öğrencilerin
ilişiğinin kesilmesinin yukarıda değinilen kamu yararının gerçekleştirilmesine
yönelik meşru bir amaca dayandığı sonucuna ulaşılmaktadır (Aynı yöndeki
değerlendirme için bkz. Mehmet Fatih Durak,
§ 49).
iii. Ölçülülük
39. Somut olayda başvurucunun Polis Kolejine girdiği dönemde
yürürlükte olan mevzuata göre Polis Koleji mezunlarına Fakülteye sınavsız geçiş
ve buradan mezun olduklarında da emniyet teşkilatı kadrolarına polis amiri
olarak doğrudan atanma hakkı tanınmışken başvurucu henüz Polis Kolejindeki
öğrenimine devam etmekte iken yapılan mevzuat değişikliğiyle tüm bu haklar
ortadan kaldırılmıştır. Ayrıca başvurucunun Polis Kolejinden ilişiği kesilerek
kendisine buradan mezun olma imkânı da tanınmamıştır.
40. Başvurucunun başka ortaöğretim kurumları yerine Polis
Kolejini tercih etmesinde ve buna göre eğitim ve iş kariyerini planlamasında,
yürürlükte bulunan mevzuata güvenerek buradan mezun olduğunda sınavsız şekilde
Fakülteye girebileceği ve daha sonra da polis amiri olacağı yönündeki
beklentisinin de etkili olduğu yadsınamaz. Ancak emniyet hizmetlerinin hem kamu
güvenliği hem de bireylerin kişisel güvenlikleri yönünden taşıdığı kritik önem,
bu hizmet alanında köklü ve yapısal değişiklikler getiren yeni sisteme ilişkin
kurallara birtakım istisnaların -başvurucunun Polis Kolejine devam etme ve
buradan mezun olma hakkının saklı tutulması gibi-öngörülmesine imkân
tanımayabilir. Bir başka ifadeyle başvurucunun böyle bir beklentiye sahip
olmasının sistem değişikliğinin bütün yönleriyle etkin bir şekilde ve bir an
önce hayata geçirilmesinin önünde engel teşkil edebileceği düşünülemez (Mehmet Fatih Durak, § 51).
41. Bireysel başvuruya konu olayda, emniyet teşkilatında
istihdam edilecek personelin seçimi ve eğitimi gibi hususlarda köklü ve yapısal
değişiklikler içeren söz konusu sistemin oluşturulması ile ulaşılmak istenen
kamu yararının başvurucunun Polis Kolejinden mezun olarak Fakülteye doğrudan
kayıt yaptırma ve akabinde de polis amiri olma yönündeki beklentisinin
gözetilmesindeki bireysel yarara nazaran baskın bir nitelik taşıdığı
anlaşılmaktadır. Bununla birlikte kişilerin önceki mevzuatın yürürlükte
kalacağı yönündeki güvenlerine dayalı olarak ortaya çıkabilecek kayıplarını
mümkün olduğunca telafi edebilecek/dengeleyebilecek birtakım güvence ve imkânlara
da sahip olmaları gerekir.
42. Bu bağlamda somut olayda, belirtilen düzenlemelerle
başvurucunun her konudaki eğitim ve öğrenime erişmesine değil sadece Polis
Kolejinin kapatılması nedeniyle bu eğitim kurumundaki eğitim ve öğrenime
erişimine bir sınırlama getirilmiş, öte yandan başvurucunun MEB tarafından
Polis Koleji Giriş Sınavı'nın yapıldığı tarihte aldığı ortaöğretim yerleştirme
puanı dikkate alınarak durumuna uygun okullara naklen kaydedilmesine imkân
tanınmıştır (AYM, E.2015/41, K.2017/98, 4/5/2017, §§ 281-283). Bu nedenle somut
olayda eğitim ve öğrenim hakkının kullanımını ciddi surette güçleştirip amacına
ulaşmasına engel oluşturan bir durumdan söz edilemez. Ayrıca başvurucunun polis
amiri olma yönündeki beklentisine ilişkin olarak da ilerleyen süreçte ilgili
eğitim alanının gerektirdiği niteliklere en uygun adayların seçilebilmesi
amacıyla getirilen sınavlara katılmak ve mevzuatta öngörülen diğer şartları da
sağlamak kaydıyla PAEM'de eğitim almasının önünde de
bir engel söz konusu değildir. Dolayısıyla başvurucunun önceki mevzuatın
yürürlükte kalacağı yönündeki güvenine dayalı olarak ortaya çıkabilecek
kayıplarını mümkün olduğunca telafi edebilecek/dengeleyebilecek yeterli güvence
ve imkâna sahip olduğu sonucuna varılmıştır.
43. Buna göre Polis Kolejinden ilişiğinin kesilmiş
olmasının-yukarıda açıklandığı üzere sahip olduğu güvence ve olanaklar dikkate
alındığında- başvurucuya aşırı ve katlanılamaz bir külfet yüklemediği,
belirtilen sistem değişikliği ile sağlanmak istenen kamu yararının
gerçekleştirilmesi amacıyla başvurucunun eğitim hakkına yapılan müdahalenin
ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır.
44. Bu durumda başvurucunun eğitim ve öğrenim hakkına yönelik
bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşılmaktadır.
45. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Kamu Hizmetine Girme
Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia Yönünden
46. Başvurucu, Polis Kolejinden ilişiğinin kesilmesi nedeniyle
çalışma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
47. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (bkz. § 26). Başvurucunun yukarıda yer verilen şikâyetinin
özü, Polis Kolejinden mezun edilmemesi nedeniyle emniyet teşkilatı kadrolarına
atanamamasıdır. Bu itibarla belirtilen ihlal iddiası kamu hizmetine girme hakkı
yönünden incelenmiştir.
48. Anayasa'nın 148. maddesinin üçüncü fıkrası ile 30/3/2011
tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri
Hakkında Kanun'un 45. maddesinin (1) numaralı fıkrasına göre bireysel
başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından ihlal edildiği iddia
edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının yanı sıra Sözleşme ve
Türkiye’nin taraf olduğu Sözleşme'ye ek protokoller
kapsamına da girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı
dışında kalan hak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel başvurunun
kapsamında değildir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
49. Bireyin kamu hizmetine girme hakkı Anayasa’nın 70.
maddesinde güvence altına alınmış olmakla birlikte Sözleşme’de
düzenlenen haklardan değildir. Dolayısıyla başvurucunun başvuru formunda ifade
ettiği şekliyle ihlal edildiğini ileri sürdüğü kamu hizmetine girme hakkı,
Anayasa ve Sözleşme ile Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerin ortak koruma
alanına girmemektedir.
50. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle başvurunun;
A. 1. Eğitim ve öğrenim hakkının ihlal edildiği iddiasıyla
ilgili kısmının açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Kamu hizmetine girme hakkının ihlal edildiği iddiasıyla
ilgili kısmının konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
10/5/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.