TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ABDULLAH TALÜ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/9966)
Karar Tarihi: 19/4/2018
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Osman Alifeyyaz PAKSÜT
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Recai AKYEL
Raportör
Akif YILDIRIM
Başvurucu
Abdullah TALÜ
Vekili
Av. Hacı ORHAN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, yargılanmanın yenilenmesi talebinin hukuka aykırı olarak reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 26/5/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, (kapatılan) İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 14/2/1997 tarihli ve E.1994/613 ve K.1997/22 sayılı kararıyla İBDA/C isimli terör örgütünün üyesi olma suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezasına mahkûm edilmiştir.
7. Mahkûmiyet kararı; sanıkların savunmalarına, müşteki beyanlarına, teşhis ve yer gösterme tutanaklarına, bant çözümlerine ve ekspertiz raporlarına dayandırılmıştır.
8. Gerekçeli kararın "delillerin değerlendirilmesi" bölümünde, İBDA/C isimli örgütün birimleri arasında alt-üst ilişkisinin bulunmadığı, her grup veya şahsın örgüte bağlı cepheler oluşturduğu, her cephenin emir almadan karar verme ve eylem yapma yetkisinin bulunduğu belirtilmiştir.
9. Anılan hüküm, Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 20/11/1997 tarihli kararıyla onanmıştır.
10. Bu arada İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi 22/7/2014 tarihinde, daha önce İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesinin 2/4/2001 tarihli ve E.1999/19, K.2001/105 sayılı kararıyla İBDA/C örgütünün lideri olduğu gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm olan S.İ.E. hakkındaki yargılamanın yenilenmesine karar vermiştir.
11. Yeniden yapılan yargılamada tanık anlatımlarına, o dönemde görev yapan yargı mensuplarının basında çıkan beyanlarına, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Araştırma Komisyonu raporuna, Anayasa Mahkemesi tarafından verilen hak ihlali kararlarına ve diğer delillere dayanılarak 2/3/2016 tarihinde önceki hükmün ortadan kaldırılmasına ve sanığın beraatine karar verilmiştir.
12. S.İ.E. hakkında "mahkumiyet hükmünde kabul edilip benimsendiği şekliyle şiddet eylemlerinin gerçekleştirilmeye başlandığı 1991 - 1992 yıllarından sonra oluşturulan cephe hareketlerinde emir, talimat verme veya sair şekilde yönlendirmesi olduğuna, İBDA/C silahlı örgütünü oluşturduğu ve şiddet eylemlerini gerçekleştirdiği kabul edilen birbirinden bağımsız cephe ve hücre oluşumları ile arasında organik bağının bulunduğuna dair mahkumiyetine elverişli ve yeterli, kesin ve inandırıcı, somut ve objektif hiçbir kanıt mevcut olmadığı; [a]ralarında hiyerarşik bir yapılanma olmaksızın birbirinden bağımsız hareket ederek aldıkları kararları faaliyete geçirdiği kabul edilen İBDA/C örgütü mensuplarının gerçekleştirdikleri anayasal düzeni değiştirmeye ve ortadan kaldırmaya yönelik şiddet eylemlerine doğrudan doğruya katıldığı tespit edilemeyen hükümlünün, salt kitaplarından etkilenildiği ve eserlerinin örgüt üyelerinin siyasi ve ideolojik altyapısını oluşturduğu düşüncesiyle söz konusu eylemlerden cezai yönden sorumlu tutulması şeklindeki bir anlayış ve hukuki yorumun kabul edilemeyeceği, önceki mahkumiyet hükmünde kabul edilip hükme dayanak yapılan "lidersiz bir örgüt düşünülemeyeceğinden örgüt mensuplarının Kumandan sıfatı ile lider olarak gördükleri ve bağlı oldukları S.İ.E.nin İBDA/C silahlı terör örgütü lideri olduğu ve bu yüzden de örgüt mensuplarının gerçekleştirdiği eylemlerden örgüt lideri olarak sorumlu olduğu" şeklindeki bakış açısının modern ceza hukukunun şahsiliği ve kusur sorumluluğu ilkeleriyle bağdaşmayan, toptancı bir anlayışı ifade eden. deyim yerinde ise örgüte lider bulmaya dönük, dönem hukuku anlayışını ve zorlama bir bakış açısını yansıttığı" gerekçesiyle beraat kararı verilmiştir.
13. Başvurucu, 6/3/2015 tarihli dilekçe ile yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunmuştur. Dilekçede örgüt lideri hakkındaki davanın yeniden yargılamaya konu olduğu, şahsın beraat ettiği ve lidersiz bir örgütün düşünülemeyeceği belirtilmiştir. Ayrıca dilekçede kollukta işkence altında alınan ifadelerin hükme esas alındığı, gözaltında müdafi yardımından yararlandırılmadığı, o dönemde hüküm veren mahkemede bir askerî üyenin yer aldığı hususlarına dayer verilmiştir.
14. Mahkemenin 8/4/2015 tarihli kararı ile talep reddedilmiştir. Ret gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:
"Hükümlü ABDULLAH TALU müdafii Av. Hacı ORHAN'ın yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunabilmesi için CMK. 311. maddesi kapsamındaki nedenlerden bir veya birkaçına dayanması gerektiği, olayımızda hükümlü müdafiininCMK. 311. maddesi kapsamında hiç bir neden ortaya koymadığı anlaşıl[mıştır.]"
15. Anılan karara karşı başvurucu tarafından yapılan itiraz, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin (Mahkeme) 8/5/2015 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Ret kararı 18/5/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.
16. Başvurucu 26/5/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
17. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 311. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (e) bendi şöyledir:
“(1) Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir dava, aşağıda yazılı hâllerde hükümlü lehine olarak yargılamanın yenilenmesi yoluyla tekrar görülür:
(...)
e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 19/4/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu, kovuşturma evresinde reddedilmesine rağmen kollukta işkence altında alınan ifadelerinin hükme esas alındığını, Adli Tıp Kurumunun gözaltında cebir ve şiddete maruz kaldığına dair rapor verdiğini, gözaltında müdafi yardımından yararlandırılmadığını, delillerin hukuka aykırı yöntemlerle elde edildiğini, o dönem hüküm veren mahkemede bir askerî üyenin yer aldığını, başka bir dosyada yargılanan örgüt lideri hakkında yargılamanın yenilenmesi kararı verildiğini, aynı örgütün başka bir mensubunun örgüt lideri hakkındaki kararı emsal göstererek yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunduğunu, talebin reddedilmesi üzerine itiraz mercii olan (kapatılan) İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesince ret kararının kaldırıldığını ancak kendisinin benzer gerekçe ile yaptığı yargılamanın yenilenmesi talebinin aynı Mahkemece reddedildiğini, örgüt liderinin beraat etmesi hâlinde örgüt üyeliğinden mahkûmiyetin devam etmesinin mümkün olmadığını, TBMM Araştırma Komisyonunun Kasım 2012 tarihli raporunda Genelkurmay Başkanlığı tarafından hâkimlere brifing verildiğinin belirtildiğini, bu sebeple mahkeme başkanlığı yapan hâkimlerin de tarafsız olamayacağını, uğradığı hak ihlalinin telafi edilmesi amacıyla yaptığı yeniden yargılanma talebinin reddedildiğini belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş; yargılamanın yenilenmesi ve tazminat talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
20. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
21. Somut olayda başvurucu, mahkûm edildiği davaya ilişkin yargılamanın yenilenmesi talebinin, Mahkemece haksız olarak reddine karar verilmesinin anayasal haklarının ihlaline yol açtığını belirtmektedir. Başvurucu, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunurken başka dosyada yargılanan örgüt lideri hakkında yargılamanın yenilenmesine karar verilmesini, yargılamada bir askerî üyenin yer almasını ve TBMM Araştırma Komisyonu raporunda geçen birtakım ifadeleri gerekçe göstermiştir. Mahkeme ise yargılamanın yenilenmesini gerektirecek yasal koşulların oluşmadığını belirterek talebi reddetmiştir.
22. Başvurucunun dayandığı en temel argümanlardan biri örgüt lideri olduğu iddia edilen kişi hakkındaki yeniden yargılama talebinin diğer örgüt üyelerinin durumunu da etkileyebileceğinin Mahkemece nazara alınmamasıdır. Öte yandan başvurucu, aynı örgütün başka bir mensubunca örgüt lideri hakkında yargılamanın yenilenmesi davası emsal gösterilerek yapılan ancak reddedilen yargılamanın yenilenmesi talebinin aynı mahkemece itiraz üzerine kaldırıldığına ilişkin kararları bireysel başvuru dosyasına sunmamıştır.
23. Ceza muhakemesinde, kesinleşen hükümlere karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvuru hakkı 5271 sayılı Kanun'un 311. maddesi gereğince sınırlı sebeplerle taraflara tanınmıştır. Başvurucuların, anılan madde gereğince yapılan yargılamalardaki hak ihlallerini bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesine getirmeleri mümkündür. Ancak Anayasa’da yer alan hak ve özgürlükler ihlal edilmediği sürece ya da açık bir keyfîlik içermedikçe derece mahkemelerinin kararlarındaki maddi ve hukuki hatalar bireysel başvuru kapsamında ele alınamaz. Bu kapsamda derece mahkemelerinin delilleri takdirinde bariz şekilde keyfîlik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu olamaz (Ümit Tekin, B. No: 2013/781, 26/3/2013, § 25)
24. Örgüt lideri olduğu iddia edilen kişi hakkında yeniden yargılama sonunda verilen beraat kararının gerekçesi ile başvurucu hakkındaki mahkûmiyet kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde yargılamanın yenilenmesi talebinin reddedilmesinde bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içeren bir durum bulunmamaktadır. Başvurucu tarafından ileri sürülen ihlal iddialarının yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
25. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 19/4/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.