logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Taner Gül [2.B.], B. No: 2015/7968, 3/7/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

TANER GÜL BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/7968)

 

Karar Tarihi: 3/7/2018

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

Raportör

:

Gülbin AYNUR

Başvurucu

:

Taner GÜL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, emeklilikten vazgeçme talebinin kabul edilmemesine ilişkin idari işlemin iptali istemiyle açılan davanın hatalı değerlendirme sonucu reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 13/5/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

6. Başvurucu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı emrinde kurmay albay rütbesinde subay olarak görev yapmakta iken kamuoyunda Balyoz davası olarak anılan ve İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava kapsamında 11/2/2011 tarihinde tutuklanmıştır.

7. Anılan Mahkeme 21/9/2012 tarihli kararıyla başvurucuyu Türkiye Cumhuriyeti icra vekilleri heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten men etmeye teşebbüs suçundan 18 yıl hapis cezasına mahkûm etmiştir. Yargıtay 9. Ceza Dairesi 9/10/2013 tarihinde başvurucu hakkındaki mahkûmiyet kararını onamıştır.

8. Başvurucu, hükümlü olarak bulunduğu ceza infaz kurumundan Deniz Kuvvetleri Komutanlığına gönderdiği 11/11/2013 tarihli dilekçe ile emeklilik talebinde bulunmuştur. Başvurucunun emeklilik talebi Millî Savunma Bakanı (Bakan) tarafından 12/11/2013 tarihinde onaylanmıştır.

9. Başvurucu 16/12/2013 tarihinde idareye yeni bir dilekçe göndermiş ve emeklilik talebinden vazgeçtiğini belirterek emeklilik işlemlerinin iptal edilmesini istemiştir. Başvurucunun bu talebi, emeklilik işlemlerinin Bakan onayı ile tamamlandığı belirtilerek reddedilmiştir.

A. Ceza Davasına İlişkin Yeniden Yargılama Süreci

10. Başvurucu, mahkûmiyet kararına konu ceza davasında adil yargılanma hakkının ihlal edildiği şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunmuştur (B. No: 2013/7800). Anayasa Mahkemesi 18/6/2014 tarihinde, başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ve ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılması gerektiğine karar vermiştir.

11. Anayasa Mahkemesinin mezkur kararı gereğince İstanbul Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden yargılanan başvurucu hakkında, anılan Mahkemece 31/3/2015 tarihinde beraat kararı verilmiş;söz konusu karartemyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

B. İdari Dava Süreci

12. Başvurucu, emeklilik talebinden vazgeçme yönünde yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde (AYİM) dava açmıştır. Başvurucu, dava dilekçesinde gerçek iradesini yansıtmayan emeklilik talebinden vazgeçtiğini idareye bildirmesine rağmen bu isteği dikkate alınmaksızın ve mecburi hizmet süresini doldurmadığı hâlde emekli edilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmüştür.

13. AYİM Üçüncü Dairesi (Mahkeme) 11/12/2014 tarihinde oybirliğiyle verdiği kararla davayı reddetmiştir. Kararın gerekçesinde şu tespitler yer almaktadır:

i. Kararda öncelikle başvurucunun emeklilik dilekçesi verdiği tarihte mecburi hizmet yükümlülüğü bulunup bulunmadığı hususu irdelenmiştir. Bu kapsamda, başvurucunun yurt dışı görevlendirmesinden doğan ve 21 ay 10 gün olan mecburi hizmet yükümlülüğünün 11/6/2010 tarihinde başladığı, 11/2/2011 tarihinde tutuklanması nedeniyle kesintiye uğradığı belirtilmiştir. Hakkındaki mahkûmiyet kararının 9/10/2013 tarihinde Yargıtay tarafından onanmasıyla birlikte başvurucunun hükümlü statüsüne geçtiğine, 11/2/2011 ile 9/10/2013 tarihleri arasında geçen sürenin tutukluluk süresi olduğuna dikkat çekilmiştir. 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 15/g maddesinde yer alan ve tutukluluk süresince fiilî hizmet müddetinin yarım hesaplanacağını öngören düzenleme uyarınca tutuklulukta geçen süresinin yarısının hizmetten sayılması hâlinde başvurucunun emeklilik dilekçesini verdiği tarih itibarıyla tamamlaması gereken mecburi hizmet süresi kalmadığı, dolayısıyla istekle emekliliğin onaylanmasında bu yönüyle hukuka aykırılık bulunmadığı tespitinde bulunulmuştur.

ii. Emeklilik işleminin kamu idaresinin en yüksek amirinin onayı ile tekemmül edeceğine ve emeklilik talebinin bir ay içinde sonuçlandırılması gerektiğine ilişkin kanun hükmüne atıfta bulunulmuş, emeklilik talebinden vazgeçmenin de personelin iradesi ile gerçekleşebileceği, ancak bu iradenin işlem tekemmül etmeden önce ortaya konulmuş olması gerektiği belirtilmiş; bu kapsamda benzer uyuşmazlıklara yönelik AYİM içtihadından örneklere yer verilmiştir.

iii. Başvurucunun emeklilik dilekçesini verdiği tarihte 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre ayırt etme gücü olmadığına dair bir belge bulunmadığı hatırlatılmıştır. Hukuk devleti ilkesinin esaslarından birinin de yürürlükte bulunan mevzuat hükümlerine göre işlem tesis edilmesi olduğu ifade edilmiş, yürürlükteki kanun hükümlerini esas alarak istekle verdiği emeklilik dilekçesi üzerine şartları sağlayan başvurucunun emeklilik talebinin onaylanmasında ve onaydan sonra verilen emeklilikten vazgeçme dilekçesinin -işlemi sakatlayan bir sebebin ortaya konulmamış olması nedeniyle- geri alınmamasında hukuk devleti ilkesine aykırı bir yön bulunmadığıbelirtilmiştir.

14. Başvurucu, anılan karara karşı karar düzeltme yoluna gitmiştir. Başvurucu 9/1/2015 tarihli karar düzeltme dilekçesinde derece mahkemesinin emeklilik dilekçesi verdiği tarihte içinde bulunduğu özel durumu değerlendirmediğini, haksız bir şekilde yargılanmak ve uzun süre özgürlüğünden yoksun bırakılmak suretiyle iradesinin sakatlığa uğratıldığı yönündeki iddialarına bir açıklık getirmediğini ileri sürmüştür.

15. Mahkeme 2/4/2015 tarihli kararıyla başvurucunun karar düzeltme istemini reddetmiştir. Kararın gerekçesinde, düzeltme istemine konu kararda4721 sayılı Kanun'a göre fiil ehliyetine sahip olanların, ayırt etme gücü bulunanların yaptığı işlemlerin geçerli olduğu, başvurucunun işlem tarihinde ayırt etme gücüne sahip olmadığına ilişkin bir belgenin bulunmadığı hususuna yer verildiği, bu itibarla esasa etkili görülen iddiaların kararda karşılanmış olduğu belirtilmiştir. Herhangi bir çelişki içermediği, kanuna ve usule uygun olduğu görülen kararın düzeltilmesini gerektiren bir sebep bulunmadığı ifade edilmiştir.

16. Nihai karar 21/4/2015 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

17. Başvurucu 13/5/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

18. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun Kamu görevlilerinin emekliye sevk onayları kenar başlıklı 48. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında olanların yaşlılık, malûllük veya vazife malûllüğü işlemleri;

...

b) İstek üzerine veya yaş haddi, malûllük veya vazife malûllüğü hallerinde kamu idaresinin en yüksek amirinin,

 ...

onayı ile tekemmül eder.

Özel kanun hükümleri hariç olmak üzere yetkili makamın emekliye sevk onayı, talep tarihinden itibaren bir ayı geçemez...

... Birinci fıkranın (b) bendine göre emekliye ayrılmak isteyenler için her durumda, istek tarihinden itibaren bir aylık süre sonunda ilişikleri kesilmiş sayılır."

V. İNCELEME VE GEREKÇE

19. Mahkemenin 3/7/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

20. Başvurucu; sahte olarak oluşturulmuş dijital belgelere dayanılarak haksız şekilde yargılandığını ve üç buçuk yıl özgürlüğünden yoksun bırakıldığını, bu süreçte yaşadığı buhran, çaresizlik ve mahkûmiyete bağlı olarak özlük haklarını kaybetme kaygısıyla emeklilik talebinde bulunmak zorunda kaldığını belirtmiştir. Ceza infaz kurumunda olması nedeniyle herhangi bir hukuki yardım alamadığından sağlıklı bir değerlendirme yapamadığına, gerçek iradesini yansıtmayan emeklilik dilekçesinin bir gün içinde onaylanmasının genel idari işleyişe ve hayatın olağan akışına aykırı olduğuna dikkat çeken başvurucu, tüm bu iddialarını, irade sakatlığına yönelik itirazlarını Mahkemenin görmezden gelerek sadece kanun hükmünü esas alarak verdiği kararın hakkaniyete aykırı olduğunu ifade etmiştir.

21. Başvurucu, bireysel başvuruda bulunduktan sonra Anayasa Mahkemesine verdiği 16/8/2016 tarihli dilekçesinde meslekten uzaklaştırılması amacıyla Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) mensuplarınca kendisine kumpas kurulduğunu belirtmiştir. Bu kapsamda emeklilik talebinden vazgeçme isteğinin kabul edilmemesine ilişkin işlemin uyuşmazlık konusu olduğu bireysel başvuruya dayanak davasını reddeden askerî hâkimler hakkında da FETÖ/PDY üyeliği nedeniyle işlem yapıldığınadikkat çeken başvurucu, söz konusu hâkimler tarafından gerçekleştirilen yargılamaların adil olduğundan söz edilemeyeceğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

22. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun yukarıda yer verilen şikâyetlerinin özü; emeklilikten vazgeçme talebinin kabul edilmemesine ilişkin idari işlemin iptali istemiyle açtığı davanın reddedilmesinin, bir başka ifadeyle bu husustaki yargılamanın sonucunun adil olmamasıdır. Dolayısıyla anılan iddialar bu kapsamda değerlendirilmiştir.

23. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren yorum, uygulama ve sonuçlar Anayasa Mahkemesinin denetim yetkisi kapsamındadır (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).

24. Kamu görevlilerinin ve bu kapsamda Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensuplarının isteğe bağlı olarak emeklilik talebinde bulunmaları durumunda yetkili makamlar tarafından yapılması gereken işlem ve uygulamaların ne olduğu, bunların hangi usul ve esaslar çerçevesinde yürütüleceği ilgili kurumun personel mevzuatı ile sosyal güvenlik mevzuatında düzenlenmiştir.

25. Somut davada ihtilaf anılan mevzuat hükümlerinin uygulanmasına ilişkindir. Derece mahkemesince çözümlenmesi gereken meselelerden ilki, emeklilik talebinden vazgeçmenin mümkün olup olmadığı; ikincisi ise maddi olayda emeklilik iradesini hukuken geçersiz kılacak herhangi bir sebep bulunup bulunmadığıdır.

26. Bireysel başvuruya dayanak karar bu yönüyle irdelendiğinde, derece mahkemesinin daha önceki içtihadına da atıf yaparak emeklilik talebinden vazgeçmenin mümkün olduğunu, ancak bu yöndeki beyanın işlemin tekemmülüne (kamu idaresinin en yüksek amiri tarafından onaylanmasına) kadar bildirilmesi gerektiğini değerlendirdiği ve başvurucunun vazgeçme iradesini işlemin tekemmül etmesinden sonra açıklamış olması karşısında bu talebinin kabul edilmemesinde hukuk aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaştığı görülmektedir.

27. Öte yandan derece mahkemesinin başvurucunun emeklilik kararını alırken özgürlüğünden yoksun olmasından ve hakkında verilen mahkûmiyet kararından dolayı içinde bulunduğu zor koşullar ve bu mahkûmiyetle ilintili olarak geleceğe dair yaşadığı yoğun kaygı nedeniyle sağlıklı muhakeme yapamadığından bahisle iradesinin sakatlandığı yönündeki iddiasını ise iradeyi hukuken geçersiz kılacak bir olgu olarak değerlendirmediği anlaşılmaktadır.

28. Bu bağlamda somut başvuruda, emeklilik işlemlerine ilişkin mevzuat hükümlerinin derece mahkemesince irdelendiği ve anılan mevzuat kapsamında emeklilik talebinden vazgeçme isteminin kabul edilebilmesi için gerekli koşulların ne olduğu ilgili hukuk kuralları çerçevesinde yorumlanmak ve maddi olayda bu koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği hususu dosya kapsamındaki deliller değerlendirilmek suretiyle bir karara varıldığı görülmektedir.

29. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, derece mahkemesince delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup Mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.

30. Ayrıca başvurucu tarafından sunulan ek beyan dilekçesinde bireysel başvuruya dayanak kararda imzası bulunan bazı askerî hâkimler hakkında FETÖ/PDY üyeliği nedeniyle işlem yapıldığı ifade edilmiş ise de belirtilen hususun yargılamayı etkilediğine dair somut bir olgu gösterilmediği ya da hukuken kabul edilebilir herhangi bir açıklama yapılmadığı anlaşılmıştır. Öte yandan somut uyuşmazlığın konusu, kapsam ve niteliği de dikkate alındığında tek başına bu hususa dayanılarak yargılamanın adil olmadığı sonucuna ulaşılması mümkün görülmemiştir.

31. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 3/7/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Taner Gül [2.B.], B. No: 2015/7968, 3/7/2018, § …)
   
Başvuru Adı TANER GÜL
Başvuru No 2015/7968
Başvuru Tarihi 13/5/2015
Karar Tarihi 3/7/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, emeklilikten vazgeçme talebinin kabul edilmemesine ilişkin idari işlemin iptali istemiyle açılan davanın hatalı değerlendirme sonucu reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Kanun yolu şikâyeti (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5510 Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 48
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi