TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MURAT ELİBÜYÜK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/7973)
|
|
Karar Tarihi: 13/9/2018
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Serruh KALELİ
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
Raportör
|
:
|
Volkan
ÇAKMAK
|
Başvurucu
|
:
|
Murat
ELİBÜYÜK
|
Vekili
|
:
|
Av. Güray
GÜNEŞ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, vazife malulü olarak kabul edilmeme işlemine karşı
açılan davada eksik inceleme sonucu karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma
hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 13/5/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Başvurucu, Mardin'de askerlik görevini yerine getirmekte iken
nöbet sırasında silahla omzundan yaralanmıştır. Başvurucu, 1993 yılında vuku
bulan olayın PKK terör örgütü tarafından açılan taciz ateşi sonucu
gerçekleştiğini belirtmiştir.
7. Mardin Devlet Hastanesinde ameliyat edildiğini beyan eden
başvurucu, hizmet süresinin dolması ile 27/11/1993 tarihinde terhis edilmiştir.
8. 19/11/1993 ile 10/2/1994 tarihleri arasında Gülhane Askeri
Tıp Akademisi (GATA) bünyesinde yatarak tedavi gören başvurucu, bu süre
zarfında ameliyat edilmiş ve kendisine opere brakial pelexus
lezyonu tanısı konulmuştur. Başvurucu, tedavi sürecinde hava
değişimi izinleri almıştır.
9. Bu sürecin ardından 2012 yılında Ankara Mevki Asker
Hastanesinde muayene edilen başvurucu için 11/5/2012 tarihli rapor
düzenlenmiştir. Raporda üst kol düzeyinde medial, ulnar, radial sinir yaralanması, sol omuz geniş eklem yüzü harabiyeti tanısı yapılarak başvurucunun
askerliğe elverişli olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca raporda yaralanmaya ilişkin
adli rapor tutanağı bulunmadığından rahatsızlığın askerliğin sebep ve tesiri
ile meydana galip gelmediğine karar verilemediği ifade edilmiştir.
10. Etimesgut Asker Hastanesi tarafından başvurucunun durumu ile
ilgili olarak düzenlenen 30/7/2012 tarihli rapor da Ankara Mevki Asker
Hastanesinin 11/5/2012 tarihli raporuyla aynı içeriğe sahiptir.
11. Başvurucu 1/8/2012 tarihinde vazife malullü
olarak kabul edilmesi istemiyle Sosyal Güvenlik Kurumuna (SGK) müracaatta
bulunmuştur.
12. SGK Vazife Malullüğü Tespit Kurulu, başvurucunun vazife
malullüğünü tevsik edici bir belge (tutanak, tahkikat raporu, görev emri vb.)
sunamaması nedeniyle 19/2/2013 tarihli kararıyla istemi reddetmiştir.
13. Başvurucu, ret işlemine karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi
(AYİM) nezdinde iptal davası açmıştır.
14. AYİM Üçüncü Dairesi (Mahkeme) 6/11/2014 tarihli kararıyla
davayı reddetmiştir. Ret gerekçesinde öncelikle vazife malulü olarak kabul
edilmek için maluliyetin görevin etkisi ile oluşması gerektiği hatırlatılmış ve
başvurucunun malul olduğu konusunda tereddüt bulunmadığı ifade edilmiştir.
Başvurucunun bölücü terör örgütü tarafından açılan ateş sonucu yaralandığı iddiasının
Millî Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Kara Kuvvetleri Komutanlığı,
7'nci Kolordu Komutanlığı, 7'nci Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı ve Askeri
Mahkemesi, Mardin Cumhuriyet Savcılığı ve Mardin Devlet Hastanesi nezdinde
araştırıldığı ancak yaralanmanın nasıl meydana geldiğine dair bir bilgi ve
belgeye ulaşılamadığının altı çizilmiştir. Genelkurmay Başkanlığının 10/3/2014
tarihli yazısı ekinde sunulan başvurucunun birliğine ait 9/4/1993 ile 1/12/1993
tarihlerini kapsayan tarihçe defteri suretlerinin incelendiği ve terör
olaylarında yaralananlar arasında başvurucunun isminin kayıtlı olmadığı
vurgulanmıştır. Ayrıca Kara Kuvvetleri Komutanlığının 31/10/2014 tarihli yazı
ile başvurucunun yaşadığı olayla ilgili bilgi ve belge temin edilemediğini
bildirdiği ifade edilmiştir. Sonuç itibarıyla resen yapılan araştırma sonucu
yaralanma olayının başvurucunun ileri sürdüğü şekilde gerçekleştiğine yönelik
bilgi, belge elde edilemediği ve başvurucunun da bu konuda bir delil sunamadığı
hususlarına dikkat çekilerek vazife malulü sayılmayı gerektirecek yasal
koşulların başvurucu yönünden oluşmadığı belirtilmiş ve bu suretle ret
gerekçesi oluşturulmuştur.
15. Ret hükmüne yönelik karar düzeltme istemi Mahkemenin
19/3/2015 tarihli kararıyla reddedilmiştir.
16. Başvurucu nihai kararı 13/4/2015 tarihinde tebellüğ
etmesinin ardından 13/5/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
17. 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel
Sağlık Sigortası Kanunu 'nun "Bazı aylık tazminat ve yardımlara ilişkin geçiş
hükümleri" kenar başlıklı geçici 18. maddesinin (a) bendi
şöyledir:
"İlgili kanunlarında düzenleme yapılıncaya kadar;
a) 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunun 56 ncı maddesinin birinci fıkrasında belirtilenlerden bu
Kanunla yürürlükten kaldırılan maddeleri dahil 5434 sayılı Kanuna göre vazife
veya harp malûlü sayılması gerekenlerin ve Türk Silâhlı
Kuvvetleri, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından
görevlendirildiği tarihte uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak
çalışmayanlardan bu Kanunla yürürlükten kaldırılan maddeleri dahil 5434 sayılı
Kanuna göre harp malûlü sayılması gerekenlerin kendileri ile bunların dul ve
yetimlerine bağlanacak aylıklar hakkında bu Kanunun yürürlük tarihinden önceki
hükümlerin uygulanmasına devam olunur. "
18. 5510 sayılı Kanun'un göndermede bulunduğu 8/6/1949 tarihli
ve 5434 sayılı mülga Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun 44.
maddesinin ilk fıkrası şöyledir:
"Her ne sebep ve suretle olursa olsun
vücutlarında hasıl olan arızalar veya düçar oldukları
tedavisi imkansız hastalıklar yüzünden vazifelerini yapamıyacak duruma giren iştirakçilere (malul) denir ve
haklarında bu kanunun malullüğe ait hükümleri uygulanır. "
19. 5434 sayılı Kanun'un 45. maddesinin (a) bendi ve son cümlesi
şöyledir:
"44 üncü maddede yazılı malullük;,
a) İştirakçilerin vazifelerini yaptıkları
sırada vazifelerinden doğmuş olursa;
...
Buna (Vazife malullüğü) ve bunlara uğrıyanlara da (Vazife malulü) denir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
20. Mahkemenin 13/9/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
21. Başvurucu; yaralandığı tarihte askerlik görevini yerine
getirmekte olduğunu, olaya ilişkin bilgi, belge bulunmamasının kendisi lehine
yorumlanması gerektiğini, maluliyetin askerlik görevinin etki ve tesiriyle
meydana geldiğinin açık olduğunu ve yargı sürecinde hatalı karar verildiğini
belirterek adil yargılanma ve savunma haklarının ihlal edildiğiniileri
sürmektedir.
B. Değerlendirme
22. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Şikâyetlerin özü uyuşmazlık konusu işlemin
hukuka aykırı olduğu ve Mahkeme tarafından hukuka aykırı karar verildiği
iddialarına yönelik olduğundan şikâyetin yargılamanın sonucu itibarıyla adil
olmadığı iddiası kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
23. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
24. Somut olayda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı incelenerek
ilgili kısımları yukarıda belirtilen (bkz. § 14) gerekçe ile 6/11/2014
tarihinde hüküm kurulmuştur.
25. Başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, delillerin
değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup kararda
bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan
bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu
şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir..
Serdar ÖZGÜLDÜR ve Serruh KALELİ bu
görüşe katılmamışlardır.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA, Serdar ÖZGÜLDÜR ve Serruh
KALELİ 'nin karşıoyları ve
OYÇOKLUĞUYLA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
13/9/2018 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
Dosya kapsamına göre, başvurucunun askerlik hizmetini ifa ettiği
sırada, nöbet esnasında faili belli olmayacak şekilde ateşli silah yaralanmasına
bağlı olarak zaman içinde malûl hale geldiği, yaralanmanın vücudunun sırt
bölgesine tekabül edecek şekilde omuz nahiyesinde olduğu, terhisine kısa bir
süre kala vurulan başvurucunun kendisini sırtından vurmasına imkân olmadığı
gibi, kendisini askerliğe elverişsiz hale getirme kastıyla ya da kazaen bir
başkasının silahıyla vurulduğuna dair ortada bir adli soruşturma ya da iddianın
bulunmadığı, mevcut sağlık kurulu raporlarında açıkça ateşli silah
yaralanmasının mevcudiyetinden bahsedildiği, aradan uzun zaman geçmesi
nedeniyle olayla ilgili idari ya da adli herhangi bir belgenin bulunmamasının
ağır sonuçlarına başvurucunun katlanmasının beklenemeyeceği, nitekim derece
mahkemesinin red kararına muhalif kalan Daire
Başkanının da bu hususu açıkça ifade ettiği, dolayısiyle
askerlik vazifesini ifa ederken vurularak malûl hale gelen başvurucunun
vazifenin sebep ve tesiri ile malûl hale geldiğinin kabulü gerektiği, bu
nedenle derece mahkemesi kararının bariz takdir hatasına dayalı olduğu, dolayısiyle gerekçeli karar hakkı yönünden Anayasanın 36.
maddesinin ihlâl edildiği kanaatine vardığımızdan, çoğunluğun aksi yöndeki
kararına katılmıyoruz.
Üye
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye
Serruh KALELİ
|