TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
SÜLEYMAN ARAÇ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/7985)
Karar Tarihi: 20/9/2018
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Recep KÖMÜRCÜ
Celal Mümtaz AKINCI
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Raportör Yrd.
Gizem Ceren DEMİR KOŞAR
Başvurucu
Süleyman ARAÇ
Vasi
Eşref ARAÇ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza infaz kurumunda müşahede odasında tutma sırasındaki koşullar nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 13/5/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, Adana F Tipi Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) hükümlü olarak bulunmakta iken başka bir hükümlü ile kavga ettiği gerekçesiyle hakkında 11 gün hücreye koyma cezası verilmiştir. Aldığı disiplin cezası kapsamında 6/12/2013 tarihinde müşahede odasına konulan başvurucu 9/12/2013 tarihine kadar bu odada tutulmuştur.
7. Başvurucunun annesi B.A., Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne dilekçe göndererek oğlunun Ceza İnfaz Kurumunda darbedildiğini ve kötü muameleye maruz kaldığını bildirmiştir. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından evrak Adana Cumhuriyet Başsavcılığına iletilmiştir.
8. Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca mağdur olarak beyanı alınan başvurucu; kavgaya karışmış olması nedeniyle hakkında disiplin cezası verildiğini, disiplin cezası kapsamında müşahede odasına konulduğunu, kronik anal fissür rahatsızlığı bulunması nedeniyle müşahede odasına konulmasının uygun olmadığını, bu odada tutulduğu sürede kendisine diyetine uygun yemek ile ilaçlarının ve temizlik için gerekli malzemelerin verilmediğini, hastalığına rağmen yeterli iç çamaşırı temin edilmediğini, bu nedenle anal bölgesindeki rahatsızlığın arttığını belirtmiştir.
9. Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca Ceza İnfaz Kurumunda görevli personel hakkında görevi kötüye kullanma suçundan yürütülen soruşturmada 25/11/2014 tarihinde, başvurucunun müşahede odasında tutulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı, Ceza İnfaz Kurumundan verilen cevap yazısından bu sürede diyetine uygun yemek ve ilaçlarının kendisine verildiğinin anlaşıldığı, şüpheli personel hakkında görevlerini kötüye kullandıklarına dair kamu davasının açılmasını gerektirir delil bulunmadığı gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmiştir.
10. Başvurucunun itirazı üzerine dosyayı inceleyen Adana 4. Sulh Ceza Hâkimliği 22/12/2014 tarihinde, Ceza İnfaz Kurumu idaresi tarafından başvurucuya diyetine uygun yemek ve reçeteli ilacının verildiği belirtilmekte ise de diyet yemek olarak ne verildiği, ilaç olarak hangi ilaçların verildiği konusunda bir açıklamanın olmadığı, ayrıca müştekinin imzasının da bu tutanaklarda yer almadığı, bu hâliyle sonradan düzenlendiği intibaını uyandırdığı, bu sebeple tutanak altında imzaları bulunan görevlilerin dinlenmesi, Ceza İnfaz Kurumu dosyalarının getirtilerek diyet yemeği, ilaç ve malzeme verilmesi ile ilgili olarak belgelerin bulunup bulunmadığının araştırılması, başvurucunun diyet yemeği yememesi ve reçeteye bağlanan ilaç ile malzemeleri kullanmamasından kaynaklanan ne tür sorunlar yaşadığı konusunda rapor alınması gerektiği belirtilerek takipsizlik kararının kaldırılmasına karar vermiştir.
11. Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca yeniden yapılan soruşturmada, Ceza İnfaz Kurumu personelinin beyanları ve sağlık raporu alınmıştır. Buna göre Ceza İnfaz Kurumu personelinin özetle müşahede odasında tabak, çatal verilmesinin yasak olması nedeniyle başvurucunun her zamanki diyet yemeğinin tabak yerine kepekli ekmek içine konularak verildiğini, ilaçlarının ve gerekli malzemenin temin edildiğini ancak bunlara yönelik başvurucudan imza alma gibi bir usulün bulunmadığını, herhangi kasıtlı bir davranışlarının olmadığını beyan ettikleri anlaşılmaktadır.
12. Başvurucu hakkında alınan 17/2/2015 tarihli sağlık raporunda, başvurucunun lifli ve posalı gıdalar almasının uygun olduğu, hastanın kabızlık şikâyetinin tamamen diyetle ilişkilendirilmediği, anal kanalda hafif darlık olduğunun düşünüldüğünün belirtildiği anlaşılmaktadır.
13. Yapılan araştırma sonucunda Adana Cumhuriyet Başsavcılığınca 25/2/2015 tarihinde, başvurucuya diyet yemeği ve ilaç veren personelin ifadesinin alındığı, kurumda bulunan hükümlü ve tutuklulara verilen ilaç ve yemeklerin imza karşılığı kendilerine verileceğine ilişkin bir hüküm bulunmadığı, kurum tarafından düzenlenen bilgi notu ile ilaç ve yemeğe ilişkin tutanak örneklerinin dosyaya alındığı, başvurucu hakkında alınan sağlık raporunda hastanın şikâyetlerinin tamamen diyetle ilişkilendirilmediğinin belirtildiği, şüpheli personel hakkında kamu davasının açılmasını gerektirir delil bulunmadığı gerekçeleriyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir.
14. Başvurucunun itirazı, Adana 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 8/4/2015 tarihli kararıyla, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın usul ve yasaya uygun olduğu, kararda belirtilen gerekçelerin yerinde olduğu gerekçesiyle reddedilmiştir.
15. Anılan karar başvurucuya 21/4/2015 tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 13/5/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. 16/5/2001 tarihli ve 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunu'nun "İnfaz hâkimliklerinin görevleri" kenar başlıklı 4. ve "İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü" kenar başlıklı 5. maddeleri şöyledir:
" MADDE 4. – İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır :
1. Hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahedeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
3. Hükümlü ve tutuklular hakkında alınan disiplin tedbirleri ve verilen disiplin cezalarının kanun, tüzük veya yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu iddiasıyla yapılan şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak.
4. Ceza infaz kurumları ve tutukevleri izleme kurullarının kendi yetki alanlarına giren ceza infaz kurumları ve tutukevlerindeki tespitleri ile ilgili olarak düzenleyip intikal ettirdikleri raporları inceleyerek, varsa şikâyet niteliğindeki konular hakkında karar vermek.
5. Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak.
Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır.
MADDE 5. – Ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, her halde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabilir.
Şikâyet, dilekçe ile doğrudan doğruya infaz hâkimliğine yapılabileceği gibi; Cumhuriyet başsavcılığı veya ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürlüğü aracılığıyla da yapılabilir. İnfaz hâkimliği dışında yapılan başvurular hemen ve en geçüç gün içinde infaz hâkimliğine gönderilir. Sözlü yapılan şikâyet, tutanağa bağlanır ve bir sureti başvurana verilir.
Şikâyet yoluna, kendisi ile ilgili olmak kaydıyla hükümlü veya tutuklu ya da eşi, anası, babası, ayırt etme gücüne sahip çocuğu veya kardeşi, müdafii, kanunî temsilcisi veya ceza infaz kurumu ve tutukevi izleme kurulu başvurabilir.
Şikâyet yoluna başvurulması, yapılan işlem veya faaliyetin yerine getirilmesini durdurmaz. Ancak, infaz hâkimi giderilmesi güç veya imkansız sonuçların doğması ve işlem veya faaliyetin açıkça hukuka aykırı olması koşullarının birlikte gerçekleşmesi durumunda işlem veya faaliyetin ertelenmesine veya durdurulmasına karar verebilir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 20/9/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
18. Başvurucu; kronik anal fissür hastası olması nedeniyle müşahede odasına konulmasının hukuka aykırı olduğunu, hastalığı nedeniyle özel bir diyet uygulaması gerektiğini, ilaç kullanması ve beden temizliğine dikkat etmesi gerektiğini, bu konuda kendisine gerekli imkânların sağlanmasının ve fazladan iç çamaşırı verilmesinin tıbbi bir zorunluluk olduğunu ancak müşahede odasında tutulduğu üç gün boyunca kendisine diyet yemek ve ilaçlarının verilmediğini, beden temizliği için gerekli malzemelerin sağlanmadığını, ilgililerin bu konuda üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmemesi nedeniyle hastalığına bağlı şikâyetlerinde artış olduğunu, yaptığı şikâyet üzerine ise yeterli soruşturma yapılmaksızın kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini belirterek kötü muamele yasağı ile etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
B. Değerlendirme
19. Anayasa’nın 17. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:
“Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetine bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz.”
20. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
“Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.”
21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkı” kenar başlıklı 45. maddesinin (2) numaralı fıkrası şöyledir:
“(2) İhlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem ya da ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tamamının bireysel başvuru yapılmadan önce tüketilmiş olması gerekir.”
22. Anılan Kanun’un 45. maddesinin (2) numaralı fıkrasında yer verilen kanun yollarının tüketilmesi koşulu, bireysel başvurunun temel hak ihlallerini önlemek için son ve olağanüstü bir çare olmasının doğal sonucudur. Diğer bir ifadeyle temel hak ihlallerini öncelikle idari makamların ve derece mahkemelerinin gidermekle yükümlü olması, kanun yollarının tüketilmesi koşulunu zorunlu kılmaktadır (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No: 2012/1027, 12/2/2013, § 20).
23. Temel hak ve özgürlüklere saygı, devletin tüm organlarının anayasal ödevi olup bu ödevin ihmal edilmesi nedeniyle ortaya çıkan hak ihlallerinin düzeltilmesi, idari ve yargısal makamların görevidir. Bu nedenle temel hak ve özgürlüklerin ihlal edildiği iddialarının öncelikle derece mahkemeleri önünde ileri sürülmesi, bu makamlar tarafından değerlendirilmesi ve bir çözüme kavuşturulması esastır (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, B. No: 2012/403, 26/3/2013, § 16).
24. Bu nedenle Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru, iddia edilen hak ihlallerinin yetkili idari ve yargısal mercilerce düzeltilmemesi hâlinde başvurulabilecek ikincil nitelikte bir kanun yoludur. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği, Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının tüketilmesi zorunludur. Bu ilke uyarınca başvurucunun Anayasa Mahkemesi önüne getirdiği şikâyetini öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve kanıtlarını zamanında bu makamlara sunması, aynı zamanda bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni göstermiş olması gerekir (Ayşe Zıraman ve Cennet Yeşilyurt, § 17).
25. Somut olayda başvurucunun aldığı disiplin cezasının uygulanması sırasında sağlık problemlerine uygun koşulların sağlanmamasından şikâyetçi olduğu anlaşılmaktadır. Başvurucunun müşahede odasında tutma sırasında diyetine uygun yemek verilmediği, ilaçlarının ve gerekli temizlik malzemelerinin temin edilmediği iddiası bulunmaktadır. Başvurucu, anılan muamelenin kasıtlı şekilde gerçekleştirildiğine ilişkin bir iddia da ileri sürmemiştir.
26. Yukarıda belirtilen 4675 sayılı Kanun'un ilgili maddeleri gereğince başvurucunun dile getirdiği tüm şikâyetlerini İnfaz Hâkimliğine iletilebileceği ve sağlığı üzerinde olumsuz etki doğurduğunu ileri sürdüğü uygulamaya derhal son verilmesini ya da koşulların hastalığına uygun hale getirilmesini isteyebileceği anlaşılmaktadır.
27. Başvuru formu ve eklerinden söz konusu temel hak ihlali iddialarına ilişkin olarak başvurucunun İnfaz Hâkimliğine başvuruda bulunduğu anlaşılamamıştır.
28. Başvuruya konu olay ve şikâyetler dikkate alındığında anılan yolun başvurucunun şikâyetleri açısından telafi imkânına sahip ve bir çözüm sağlayabilecek nitelikte olmadığını söyleyebilmeyi mümkün kılan bir sebep de bulunmadığından başvuru yollarının tüketilmesi kuralına istisna tanınmasını gerektiren bir durumun da olmadığı görülmektedir (Didem Tütenk, B. No: 2013/7525, 10/6/2015, §§ 40, 41).
29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemezliğine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 20/9/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.