logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Eylem Onuk [2.B.], B. No: 2015/8018, 15/11/2018, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

EYLEM ONUK BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/8018)

 

Karar Tarihi: 15/11/2018

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Yücel ARSLAN

Başvurucu

:

Eylem ONUK

Vekili

:

Av. Aycan İRMEZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılımdan dolayı cezalandırılma nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 11/5/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

9. 1981 doğumlu olan başvurucu, olay tarihinde Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Şırnak Belediye eş başkan adayı olup Şırnak’ta ikamet etmektedir.

10. Bazı suçlardan dolayı tutuklu olarak ceza infaz kurumunda bulunan BDP Şırnak Milletvekilleri Faysal Sarıyıldız ve Selma Irmak'ın, Anayasa Mahkemesinin tutukluluk süresinin makul süreyi aştığı gerekçesiyle verdiği 3/1/2014 tarihli ihlal kararları sonrasında tahliyelerinin ardından 5/1/2014 tarihinde Şırnak BDP il binasına gelmeleri üzerine bina önünde yaklaşık 500-600 kişilik bir grup milletvekillerini karşılamak üzere toplanmıştır.

11. Toplanan grup, yolu çift taraflı olarak trafiğe kapatmış ve halay çekmiştir. Bu esnada grup tarafından slogan atılmıştır. BDP il binasının karşısında bulunan inşaata çıkan bazı şahıslar terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın resmini ve çeşitli yazıların bulunduğu pankartları asmışlardır.

12. BDP il binasına gelen milletvekilleri gruba hitaben konuşma yapmışlardır. Konuşma sırasında bazı sloganlar atılmış, pankartlar açılmış ve terör örgütünün sözde marşı söylenmiş ise de dosyada bu yönde açılmış bir soruşturma veya verilmiş bir mahkeme kararı olduğuna dair bir bilgi bulunmamaktadır.

13. Toplantı öncesi herhangi bir bildirim yapılmamıştır. Ayrıca söz konusu toplantının yapıldığı yer Şırnak'ta Valilikçe belirlenen toplantı ve gösteri yapılabilecek yerler arasında değildir. Başvurucu da olay tarihinde milletvekillerini karşılamak için BDP il binasında bulunduğunu belirtmektedir.

14. Şırnak Cumhuriyet Başsavcılığı (Savcılık) söz konusu toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanlar hakkında soruşturma başlatmıştır. Soruşturma sonucunda Savcılık başvurucu hakkında kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme, yönetme ve bunların hareketlerine katılma suçundan25/6/2014 tarihinde iddianame düzenlemiştir.

15. Başvurucu da dâhil on kişinin yargılandığı dava Şırnak Asliye Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) görülmüştür. Mahkeme 18/2/2015 tarihinde başvurucu hakkında kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına (HAGB) karar vermiştir.

16. Mahkeme kararında; toplantının bildirimde bulunulmaksızın ve Valilikçe önceden belirlenen alanların dışında yapılması, toplantı sırasında yasa dışı sloganlar atılması ve terör örgütü lideri Abdullah Öcalan posterleri asılması nedenleriyle toplantının kanuna aykırı hâle geldiği belirtilmiştir. Kararda, başvurucunun da milletvekillerini karşılamak için toplanan grup içinde yer aldığının tespit edildiği belirtilerek bu suretle kanuna aykırı toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılma suçunu işlediği ifade edilmiştir.

17. Başvurucu, HAGB kararına itiraz etmiştir. İtirazı inceleyen Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi 10/4/2015 tarihinde itirazı reddetmiştir. Karar başvurucuya 20/4/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.

18. Başvurucu 11/5/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

19. 6/10/1983 tarihli ve 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"Herkes, önceden izin almaksızın, bu Kanun hükümlerine göre silahsız ve saldırısız olarak kanunların suç saymadığı belirli amaçlarla toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir."

20. 2911 sayılı Kanun'un 10. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

"(Değişik fıkra: 3/8/2002 tarih ve 4771 sayılı Kanun'un 5. md.) Toplantı yapılabilmesi için, düzenleme kurulu üyelerinin tamamının imzalayacakları bir bildirim, toplantının yapılmasından en az kırksekiz saat önce ve çalışma saatleri içinde, toplantının yapılacağı yerin bağlı bulunduğu valilik veya kaymakamlığa verilir."

21. 2911 sayılı Kanun'un 23. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"a) 9 ve 10 uncu madde hükümlerine uygun biçimde bildirim verilmeden veya toplantı veya yürüyüş için belirtilen gün ve saatten önce veya sonra;

...

e) 20 nci maddedeki yöntem ve şartlara ve 22 nci maddedeki yasak ve önlemlere uyulmaksızın,

...

Yapılan toplantılar veya gösteri yürüyüşleri Kanuna aykırı sayılır."

22. 2911 sayılı Kanun'un 28. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşleri düzenleyen veya yönetenlerle bunların hareketlerine katılanlar, fiil daha ağır bir cezayı gerektiren ayrı bir suç teşkil etmediği takdirde bir yıl altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.”

B. Uluslararası Hukuk

23. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına ilişkin ilgili uluslararası hukuk kaynaklarının verildiği kararlar için bkz. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri ([GK], B. No: 2014/920, 25/5/2017, §§ 25-30) ve Ömer Faruk Akyüz (B. No: 2015/9247, 4/4/2018, §§ 28-37).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

24. Mahkemenin 15/11/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

25. Başvurucu; milletvekillerini karşılamak üzere bekleyen grupla birlikte dışarıda bulunmadığını, BDP il binası içinde beklediğini, karşılama sırasında kendisininherhangi bir slogan atmadığını ve kendisi hakkındaki delilin sadece tanık beyanlarından ibaret olduğunu, bu beyanların da polis tarafından hazırlandığını ifade etmiştir. Başvurucu; Mahkemenin bu beyanlara dayanarak karar verdiğini, kendisinin isnat edilen suçlamalarla ilgisinin olmadığını belirterek katıldığı toplantı nedeniyle hakkında HAGB kararı verilmesinin adil yargılanma ile toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme haklarını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.

26. Bakanlık görüşünde; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Anayasa Mahkemesi içtihatlarına yer verilerek başvurucunun katıldığı gösteride önceden bildirim yapılmaması yanında atılan sloganlar ve açılan pankartlar nedeniyle de gösterinin kanuna aykırı hâle geldiği, göstericilerin trafik akışını engelleyecek surette gösteri yaptıkları belirtilmiştir. Yine Bakanlık görüşünde; toplantıya güvenlik güçlerinin herhangi bir müdahalesi olmadığı, başvurucu hakkında HAGB kararı verildiği, bunun adli sicil kayıtlarına işlenmeyeceği ve denetim süresinde yeni bir suç işlenmediği takdirde hükmedilen cezanın düşeceği ifade edilerek izlenen meşru amaçla yapılan müdahalenin orantılılığının değerlendirilmesi gerektiği görüşüne yer verilmiştir.

B. Değerlendirme

27. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetlerinin özü toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına ilişkin olduğundan iddialarının bir bütün olarak Anayasa'nın 34. maddesi kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

28. Anayasa’nın "Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı" kenar başlıklı 34. maddesi şöyledir:

"Herkes, önceden izin almadan, silahsız ve saldırısız toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına sahiptir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ancak, milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla ve kanunla sınırlanabilir.

Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir."

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

29. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Müdahalenin Varlığı

30. Başvurucu hakkında 1 yıl 3 ay hapis cezasına hükmedilmesi ve 5 yıl denetimli serbestlik tedbiri altına alınmasının toplantı hakkına yönelik bir müdahale teşkil ettiği kabul edilmelidir.

b. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı

31. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı müddetçe Anayasa’nın 34. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Anayasa’nın 13. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Temel hak ve hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”

32. Bu sebeple müdahalenin Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen kanunlar tarafından öngörülme, Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanma ve demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk koşullarını sağlayıp sağlamadığının belirlenmesi gerekir.

i. Kanunilik

33. 2911 sayılı Kanun'un 28. maddesi ile 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231. maddesinin kanunla sınırlama ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.

ii. Meşru Amaç

34. Başvurucu hakkında HAGB kararı verilmesine ilişkin kararın kamu düzeninin korunmasına yönelik önlemlerin bir parçası olduğu ve meşru bir amaç taşıdığı sonucuna varılmıştır.

iii. Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygunluk

 (1) Genel İlkeler

 (a) Demokratik Toplumda Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü Düzenleme Hakkının Önemi

35. Anayasa Mahkemesi demokratik toplum düzeninin gerekleri ifadesinden ne anlaşılması gerektiğini daha önce pek çok kez açıklamıştır. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı, demokratik toplumun en temel değerleri arasında yer almakta olup bireylerin ortak fikirlerini birlikte savunmak ve başkalarına duyurmak için bir araya gelebilme imkânını korumayı amaçlamaktadır. Kolektif bir şekilde kullanılan ve düşüncelerini ifade etmek isteyen kişilere şiddeti dışlayan yöntemlerle düşüncelerini açıklama imkânı veren bu hak, çoğulcu demokrasilerin gelişmesinde zorunlu olan farklı düşüncelerin ortaya çıkması, korunması ve yayılmasını güvence altına almaktadır (Dilan Ögüz Canan, B. No: 2014/20411, 30/11/2017, § 36; Ali Rıza Özer ve diğerleri [GK], B. No: 2013/3924, 6/1/2015, § 115; Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri, § 79; Osman Erbil, 2013/2394, 25/3/2015, § 45).

36. Bu hak, ifade özgürlüğünün özel bir biçimidir. Anayasal haklar içinde kendine has özerk rolünün ve özel uygulama alanının varlığına rağmen toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı aynı zamanda ifade özgürlüğünün ışığında değerlendirilmelidir. İfade özgürlüğünün demokratik ve çoğulcu bir toplumdaki önemi, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı için de geçerlidir (Dilan Ögüz Canan, § 34; Ali Rıza Özer ve diğerleri § 115; Osman Erbil, §§ 31, 45; Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri, § 72; Gülşah Öztürk ve diğerleri, B. No: 2013/3936, 17/2/2016, § 66; Ömer Faruk Akyüz, § 52). Sonuç olarak toplumsal ve siyasal çoğulculuğu sağlamak, her türlü düşüncenin barışçıl bir şekilde ve serbestçe ifadesine bağlıdır (Dilan Ögüz Canan, § 35; Ömer Faruk Akyüz, § 55).

 (b) Müdahalenin Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygun Olması

37. Temel hak ve özgürlüklere yönelik bir müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun kabul edilebilmesi için zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşılaması ve orantılı olması gerekir. Açıktır ki bu başlık altındaki değerlendirme, sınırlamanın amacı ile bu amacı gerçekleştirmek üzere başvurulan araç arasındaki ilişki üzerinde temellenen ölçülülük ilkesinden bağımsız yapılamaz. Çünkü Anayasa’nın 13. maddesinde "demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmama" ve "ölçülülük ilkesine aykırı olmama" biçiminde iki ayrı kritere yer verilmiş olmakla birlikte bu iki kriter bir bütünün parçaları olup aralarında sıkı bir ilişki vardır (Bekir Coşkun [GK], B. No: 2014/12151, 4/6/2015, §§ 53-55; Mehmet Ali Aydın [GK], B. No: 2013/9343, 4/6/2015, §§ 70-72; AYM, E.2018/69, K.2018/47, 3/5/2018, § 15; AYM, E.2017/130, K.2017/165, 29/11/2017, § 18).

38. Toplantı hakkı üzerindeki sınırlamanın kamu düzeninin korunması gibi demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik ve istisnai nitelikte olması gerekir. Müdahaleyi oluşturan tedbirin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığının kabul edilebilmesi için amaca ulaşmaya elverişli olması, başvurulabilecek en son çare ve alınabilecek en hafif önlem olarak kendisini göstermesi gerekmektedir. Amaca ulaşmaya yardımcı olmayan veya ulaşılmak istenen amaca nazaran bariz bir biçimde ağır olan bir müdahalenin zorunlu bir toplumsal ihtiyacı karşıladığı söylenemeyecektir (bazı farklılıklarla birlikte toplantı hakkı bağlamında bkz. Dilan Ögüz Canan § 32; sendika hakkı bağlamında bkz. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri, § 73; Tayfun Cengiz, B. No: 2013/8463, 18/9/2014, § 56; Adalet Mehtap Buluryer, B. No: 2013/5447, 16/10/2014, §§ 103-105; grev hakkı bağlamında bkz. Kristal-İş Sendikası [GK], B. No: 2014/12166, 2/7/2015, § 70; ifade özgürlüğü bağlamında bkz. Bekir Coşkun, § 51; Mehmet Ali Aydın, § 68; Tansel Çölaşan, B. No: 2014/6128, 7/7/2015, § 51).

39. Anayasa Mahkemesinin bir görevi de bireylerin fikirlerini toplantı ve gösteri yürüyüşleri düzenlemek yoluyla ifade etme hakları ile Anayasa'nın 34. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen meşru amaçlar arasında adil bir dengenin sağlanıp sağlanamadığını denetlemektir. Meşru amaçların bir olayda varlığının hakkı ortadan kaldırmadığı vurgulanmalıdır. Önemli olan bu meşru amaçla hak arasında olayın şartları içinde bir denge kurmaktır (Dilan Ögüz Canan § 33; Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri, § 74; Adalet Mehtap Buluryer, § 71).

40. Orantılılık ise sınırlamayla ulaşılmak istenen amaç ile başvurulan sınırlama tedbiri arasında aşırı bir dengesizlik bulunmamasına işaret etmektedir. Diğer bir ifadeyle orantılılık, bireyin hakkı ile kamunun menfaatleri veya müdahalenin amacı başkalarının haklarını korumak ise diğer bireylerin hak ve menfaatleri arasında adil bir dengeninkurulmasına işaret etmektedir. Dengeleme sonucu müdahalede bulunulan hakkın sahibine terazinin diğer kefesinde bulunan kamu menfaati veya diğer bireylerin menfaatine nazaran açıkça orantısız bir külfet yüklendiğinin tespiti hâlinde orantılılık ilkesi yönünden bir sorunun varlığından söz edilebilir. Kamu gücünü kullanan organların toplantılara ve gösteri yürüyüşlerine müdahale ederken toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının kullanılmasından kaynaklanan yarardan daha ağır basan, korunması gereken bir menfaatin ve kişiye yüklenen külfeti dengeleyici mekanizmaların varlığını somut olgulara dayanarak göstermeleri gerekir (bazı farklılıklarla birlikte toplantı hakkı bağlamında Dilan Ögüz Canan § 33, 56; sendika hakkı bağlamında bkz. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri, § 74; ifade özgürlüğü bağlamında Bekir Coşkun, §§ 44, 47; Tansel Çölaşan, §§ 46, 49, 50).

 (c) Barışçıl Toplantı Hakkı

41. Anayasa’nın 34. maddesi; fikirlerin silahsız ve saldırısız, başka bir ifade ile barışçıl bir şekilde ortaya konulabilmesi için toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını güvence altına almıştır. Dolayısıyla toplantı hakkının amacı, şiddete başvurmayan ve fikirlerini barışçıl bir şekilde ortaya koyan bireylerin haklarının korunmasıdır. Demokratik bir toplumda, mevcut düzene itiraz eden ve barışçıl yöntemlerle değiştirilmesi, gerçekleştirilmesi savunulan siyasi fikirlerin toplantı özgürlüğü ve diğer yasal araçlarla kendisini ifade edebilme imkânı kişiye sunulmalıdır (Dilan Ögüz Canan, § 37; Ali Rıza Özer ve diğerleri, §§ 117, 118; Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri, § 80; Osman Erbil, § 47; Gülşah Öztürk ve diğerleri, §§ 67, 68; Ömer Faruk Akyüz, § 54).

 (d) Bildirim Yapılması ve Sınırlamanın Niteliği

42. Anayasa Mahkemesi, toplantı hakkının bildirim usulüne bağlanabileceğine daha önce karar vermiştir. Söz konusu bildirimin amacı toplantı, yürüyüş veya diğer gösterilerin düzgün bir şekilde yapılmasını güvence altına almak için yetkililere makul ve uygun tedbir alma imkânı sağlamak olduğu sürece genel olarak hakkın özüne dokunmaz. Bildirim usulünün uygulanmasının amacı, toplantı hakkının etkin kullanılması imkânını sağlamaktır (Dilan Ögüz Canan, § 39; Ali Rıza Özer ve diğerleri, § 122; Osman Erbil, § 52). Derhâl tepki verilmesinin haklı olduğu özel durumlarda ve barışçıl nitelikte toplantı ve gösteri yürüyüşü yapılması hâlinde sadece bildirim yükümlülüğüne uyulmamış olması nedeniyle yapılan müdahaleler barışçıl toplantı hakkına ölçüsüz bir sınırlama olarak kabul edilmelidir (Ali Rıza Özer ve diğerleri, §§ 121, 122; katılımcılar açısından derhâl tepki verilmesinin haklı olduğu özel durumlara ilişkin olarak ayrıca bkz. Osman Erbil, §§ 65, 67)

43. Kanunlarda öngörülen usullere tam olarak uyulmamış olması tek başına toplantı veya yürüyüşünün barışçıl niteliğini ortadan kaldırmaz. Bu durumların varlığı toplantı hakkının ihlal edilmesini haklı gösteremez (Dilan Ögüz Canan, § 41; Ali Rıza Özer ve diğerleri 119; Gülşah Öztürk ve diğerleri, § 69).

44. Toplanma özgürlüğünün kullanımından kaynaklanan kamu düzenine yönelik tehditlerin gerçeklik değeri taşıması hâlinde yetkili makamlar bu tehditleri bertaraf edecek tedbirleri alabilirler. Alınan bu tedbirlere aykırı toplantılar düzenlenmesi, bu tür toplantılara katılınması veya bu tür toplantılarda suçlar işlenmesi hâlinde de cezalar verilebilir (Dilan Ögüz Canan, § 40; Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri, § 81; toplantı hakkına kamu düzeninin bozulması nedeniyle yapılan bir müdahalenin demokratik toplumda gerekli olduğuna karar verildiği bir başvuru için bkz. Gülşah Öztürk ve diğerleri, §§ 76-86).

45. Bununla birlikte güvence altına alınan toplantı hakkını kullanırken kamu otoritelerinin keyfî müdahalelerine karşı da bireyin korunması gerekir (Dilan Ögüz Canan, § 42; Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası ve diğerleri, § 82; Gülşah Öztürk ve diğerleri, § 76). Barışçıl amaçlarla bir araya gelmiş kişilerin toplantı hakkını kullanırken kamu düzeni açısından tehlike oluşturmayan ve şiddet içermeyen davranışlarına devletin sabır ve hoşgörü göstermesi çoğulcu demokrasinin gereğidir (Dilan Ögüz Canan, § 36; Osman Erbil, § 54).

 (e) Caydırıcı Etki

46. Barışçıl toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılan ve bir gösteride yasaklanmamış davranışlarda bulunan kişilerin toplantı hakkı, kınanabilir bir olaya karışmadıkları sürece en hafif kabul edilecek cezanın dahi uygulanmamasını temin eder. Zira bu tip soruşturmalar,cezalandırmalar ya da haklarında HAGB veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilerek kişilerin ceza tehdidi altında tutulmaları caydırıcı etki doğurma potansiyeli taşımaktadır (Osman Erbil, §§ 51, 71; Ömer Faruk Akyüz, § 60).

 (2) İlkelerin Olaya Uygulanması

47. Başvurucunun toplantı hakkına yapılan müdahalenin demokratik toplum gereklerine uygun olup olmadığının tespitinde somut olayın koşulları değerlendirilmelidir. Somut olayda başvurucu, BDP Şırnak milletvekillerini karşılamak üzere toplanan grup içinde yer almıştır. Milletvekilleri konuşma yaptıktan ve toplananları selamladıktan sonra grup kendiliğinden ve olaysız dağılmıştır. Toplantıdan önce ise idareye herhangi bir bildirim yapılmamıştır.

48. Milletvekillerinin gruba hitaben konuşma yapmasından önce ve sonra terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ı övücü nitelikte sloganlar atıldığı, toplantı sırasında terör örgütünün sözde marşının söylendiği ve terör örgütü liderinin posterleri ile çeşitli yazıların bulunduğu pankartların asıldığı belirtilmekle birlikte, bireysel başvuru konusu olan derece mahkemesi kararının dayanağı belirtilen hususlar olmayıp kanuna aykırı toplantıya katılmaya ilişkindir. Bu nedenle başvurucu açısından atılan sloganlar ve ifadeler nedeniyle uygulanan bir yaptırım söz konusu olmadığından bu hususlar doğrudan bu incelemenin konusu değildir.

49. Somut olayda olduğu gibi gösteri yürüyüşünden önce bildirim yapılmaması ve idarece belirlenen alanlar dışında toplanılması tek başına gösteriyi barışçıl olmaktan çıkarmayacaktır. Zira somut olayda yapılan toplantı milletvekillerinin Anayasa Mahkemesi kararı sonrasında tahliyeleri üzerine yapılmış olup, derhal tepki verilmesi gereken haller kapsamında değerlendirilmelidir.Dolayısıyla toplantının bu yönlerden kanuna aykırı olduğunun tespit edilmesi, barışçıl niteliğini kaybetmemiş ve şiddet içermeyen toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılanlar hakkında HAGB kararı verilmesi şeklindeki müdahaleyi tek başına haklı hâle getirmez. Toplantının barışçıl niteliğini kaybetmesi hâlinde toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkına yapılan müdahalenin gerekçelerinin olayın somut koşulları çerçevesinde toplantıya katılan ve hakkında bu nedenle yaptırım uygulanan kişiler bakımından ilgili ve yeterli olarak ortaya konulması gereklidir (Ömer Faruk Akyüz, § 57).

50. Somut olayda ilk derece mahkemesi tarafından HAGB kararı verilmesi nedeniyle başvurucunun toplantı hakkına müdahalede bulunulmuştur. Mahkeme kararında, toplantının barışçıl olup olmadığı, eylem nedeniyle toplumsal hayatın etkilenip etkilenmediği, kamu düzenin bozulup bozulmadığı hususları değerlendirilmeksizin sadece bildirim yapılmaması, belirlenmiş yerler dışında toplanılması ve yasa dışı slogan atılması başvurucu hakkında kanunsuz toplantıya katılmaktan ceza hükmü ve HAGB kararı verilmesine yeterli gerekçe olarak kabul edilmiştir (bkz. § 16).

51. Her toplantı ve gösteri yürüyüşü doğası gereği günlük hayatın akışında belli bir karışıklık ya da rahatsızlığa sebep olabilir ve olumsuz tepkilere yol açabilir. Mahkeme kararında söz konusu bellidüzeyi aşan bir karışıklığın oluştuğu, toplantının şiddet içerdiği ve kamu düzeninin bozulduğu yönünde herhangi bir tespit yer almamaktadır. Toplantının olaysız şekilde kendiliğinden dağıldığı da Mahkemece gözönüne alınmamıştır. Ayrıca Mahkeme kararında, atılan sloganların ve göstericilerin davranışlarının toplantının barışçıl özelliğini ne şekilde ortadan kaldırdığı ve başvurucunun davranışlarının bu duruma katkısı bireyselleştirilmek suretiyle ortaya konulamamıştır. Dolayısıyla ilk derece mahkemesi tarafından verilen HAGB kararının gerekçesinin müdahale için ilgili ve yeterli olduğu söylenemez.

52. Öte yandan HAGB kararı verilmesi nedeniyle başvurucu beş yıl denetim altına alınmıştır. Barışçıl bir gösteri nedeniyle cezai yaptırım tehdidi altında bulunma sonucunu doğuran HAGB kararının kural olarak meşru amaçları gerçekleştirmek için gerekli görülen önlemler ile barışçıl toplantı hakkı arasındaki dengeyi sağladığı söylenemez. Hakkında HAGB kararı verilen o dönemde belediye eş başkan adayı olan ve aktif olarak siyasetin içinde yer alan, bu nedenle tekrar bir toplantı veya gösteri yürüyüşüne katılması kendisinden beklenebilecek olan başvurucunun bir toplantıya veya yürüyüşe katılması ve mahkûm olması durumunda bu ceza yargılamasının da devam etmesi ve yargılama sonucunda ceza alması ihtimali bulunmaktadır. Dolayısıyla başvurucu katıldığı bir barışçıl gösteri nedeniyle beş yıl boyunca bir cezanın uygulanabilmesi tehdidine maruz kalacak ve herhangi bir toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılıp katılmama yönünde HAGB kararının başvurucu için caydırıcı bir etkisi olacaktır (Osman Erbil, § 71).

53. Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde, belirtilenler ışığında mevcut başvuruda Anayasa'nın 34. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen meşru amaçları gerçekleştirmek için gerekli görülen önlemler ile başvurucunun aynı maddenin birinci fıkrası kapsamındaki hakları arasında adil bir denge sağlanamamıştır. Başvurucunun katıldığı toplantı ve gösteri yürüyüşü nedeniyle hakkında HAGB kararı verilmesi şeklindeki müdahalenin henüz mahkûm edilmemiş olsa dahi başvurucunun siyasetçi kimliği de dikkate alındığında Anayasa'nın 34. maddesinin ikinci fıkrasında yer alan kamu düzeni meşru amacının sağlanmasında demokratik toplum gereklerine uygun olduğu söylenemez.

54. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 34. maddesinde güvence altına toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

55. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

 “(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

56. Başvurucu 20.000 TL manevi tazminat talebinde bulunmuştur.

57. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.

58. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere Şırnak Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

59. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edilmesi nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net 4.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.

60. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 226,90 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.206,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 34. maddesinde güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Şırnak Asliye Ceza Mahkemesine (E.2014/394, K.2015/148) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucuya net 4.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,

E. 226,90 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.206,90 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 15/11/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Eylem Onuk [2.B.], B. No: 2015/8018, 15/11/2018, § …)
   
Başvuru Adı EYLEM ONUK
Başvuru No 2015/8018
Başvuru Tarihi 11/5/2015
Karar Tarihi 15/11/2018

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, toplantı ve gösteri yürüyüşüne katılımdan dolayı cezalandırılma nedeniyle toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı Toplantı ve gösteri yürüyüşü İhlal Manevi tazminat, Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 2911 Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu 3
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi