TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEDİNE KOÇ VE SELVER ÖZKAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/8721)
|
|
Karar Tarihi: 29/1/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
M. Emin ŞAHİNER
|
Başvurucular
|
:
|
1. Medine KOÇ
|
|
|
2. Selver ÖZKAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Mehmet Ali AKGÜL
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, belediye aleyhine başlatılan bir icra takibinde
alacağın ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 18/5/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
8. Başvurucuların murisi Lokman Özkan, Osmaniye'nin Toprakkale
ilçesi Belediyesinde (Belediye) işçi olarak çalışmakta iken 23/12/2013
tarihinde vefat etmiştir.
9. Osmaniye 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 28/1/1014 tarihli
Mirasçılık Belgesi'ne göre Lokman Özkan'ın mirası başvurucular Selver Özkan ile
Medine Özkan'a intikal etmiş olup başvurucular Lokman Özkan'ın yasal
mirasçılarıdırlar.
10. Başvurucuların 9/2/2015 tarihli başvurusu üzerine Belediye
başkanınca imzalanan aynı tarihli yazıda, başvuruculara 91.620,93 TL kıdem
tazminatı ve diğer işçi alacaklarının ödenmesi uygun görülmüştür.
Başvurucuların anılan belgeye istinaden söz konusu alacağın tahsili için
Belediye nezdinde yaptıkları başvurular sonuçsuz kalmıştır.
11. Başvurucular, ödenmeyen işçilik alacaklarının tahsili
amacıyla bu defa Belediye aleyhine 11/2/2015 tarihinde Osmaniye 1. İcra
Müdürlüğünün E.215/1081 sayılı dosyasında ilamsız icra takibi başlatmıştır.
Belediyenin takibe itiraz etmemesi nedeniyle icra takibi kesinleşmiştir.
12. Osmaniye 1. İcra Dairesinin 13/5/2015 tarihli dosya hesabı
uyarınca takibe konu bakiye borç tutarı 118.283,79 TL olarak tespit edilmiştir.
13. Bahse konu işçilik alacaklarının tahsili amacıyla haciz
işlemine başlanmış ancak Belediyenin ödeme gücünün olmaması ve kamu mallarının
haczedilemeyecek olması yönündeki yasal mevzuat gerekçe gösterilerek söz konusu
alacak tahsil edilememiştir.
14. Başvurucular 18/5/2015 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuşlardır.
15. Belediyeden başvurucuların takibe konu alacağına ilişkin
herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının tetkik edilerek konuya ilişkin belge
ve kayıtların onaylı suretleri istenilmiştir. Belediyeden gelen cevap
yazısında; kurum kayıtlarında başvuruculara ait 91.620,93 TL alacağın olduğu,
Osmaniye 1. İcra Müdürlüğünün E.2018/9842 dosyasında kesinleşen toplam alacağın
ise 158.137,23 TL olduğu bildirilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 29/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
17. Başvurucular, murislerinin vefatı üzerine kıdem tazminatı ve
diğer işçilik alacaklarının tahsili amacıyla Belediye aleyhine yürüttükleri
ilamsız icra takibine itiraz edilmemesi üzerine takibin kesinleşmesine karşın
kamu mallarının haczinin mümkün olmaması nedeniyle haciz taleplerinin sonuçsuz
kaldığını ve alacaklarını tahsil edemediklerini belirterek hak arama
özgürlüklerinin kısıtlanması nedeniyle adil yargılanma haklarının, takip konusu
alacaklarının tahsil edilememesi nedeniyle de mülkiyet haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
18. Anayasa’nın 35. maddesi şöyledir:
"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına
sahiptir.
Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla
sınırlanabilir.
Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına
aykırı olamaz."
19. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucular, mülkiyet hakkının ihlali
iddiası yanında adil yargılanma hakkının da ihlal edildiğini öne sürmüşlerdir.
Ancak başvurucuların temel şikâyetinin, kendileri için ekonomik bir değer ifade
eden takibe konu alacağın Belediyece ödenmemesi olduğu dikkate alındığında
başvurucuların belirttiği ihlal iddialarının mülkiyet hakkı kapsamında
incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
20. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeninin de bulunmadığı anlaşılan
mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna
karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
21. Anayasa'nın 35. maddesinin birinci fıkrasında "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına
sahiptir" denilmek suretiyle mülkiyet hakkı güvenceye
bağlanmıştır. Anayasa'nın anılan maddesiyle güvenceye bağlanan mülkiyet hakkı,
ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı
hakkını kapsamaktadır (AYM, E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, § 20). Bu bağlamda,
mülk olarak değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku bulunmayan menkul ve
gayrimenkul mallar ile bunların üzerinde tesis edilen sınırlı ayni haklar ve
fikri hakların yanı sıra, icrası kabil olan her türlü alacak da mülkiyet
hakkının kapsamına dâhildir (Mahmut Duran ve
diğerleri, B. No: 2014/11441, 1/2/2017, § 60). Somut başvuru
yönünden başvurucunun alacağının varlığı idare tarafından kabul edildiğine göre
icra edilebilir nitelikteki söz konusu alacığın mülk teşkil ettiğinde kuşku
bulunmamaktadır.
22. Bir alacağın mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilebilmesi
için Mahkeme hükmüne dayanması şart olmayıp belirli, kesin ve icra edilebilir
mahiyette olması gerekli ve yeterlidir. Nitekim somut olayda başvurucuların
9/2/2015 tarihli başvurusu üzerine Belediye başkanınca imzalanan aynı tarihli
yazıda, başvuruculara 91.620,93 TL kıdem tazminatı ve diğer işçi alacaklarının
ödenmesi uygun görülmüştür. Başvurularca da söz konusu yazılı belgeye dayalı
olarak ilamsız icra takibi başlatılmış olup borçlu idare tarafından süresinde
itiraz edilmediğinden takip kesinleşmiştir.
23. Anayasa Mahkemesince yazılan 10/5/2019 tarihli müzekkere ile
Belediyeden takibe konu alacağa ilişkin başvuruculara herhangi bir ödeme
yapılıp yapılmadığının tetkik edilerek konuya ilişkin belge ve kayıtların
onaylı suretleri talep edilmiştir. Belediyece gönderilen 6/12/2019 tarihli
cevap yazısında, kurum kayıtlarında başvuruculara ait 91.620,93 TL alacağın
olduğu, Osmaniye 1. İcra Müdürlüğünün E.2018/9842 dosyasında kesinleşen toplam
alacağın ise 158.137,23 TL olduğu, herhangi bir ödemenin yapılmadığı,
Belediyenin içinde bulunduğu ağır koşullar ve maddi imkânsızlıklar nedeniyle
mevcut personelin ücretlerinin ödenemediğini ve geçmişe dönük ödenemeyen personel
alacaklarının maddi imkânların iyileşmesi durumunda ödeneceği belirtilmiştir.
Bu durumda borcun varlığı ile ilgili olarak taraflar arasında bir uyuşmazlığın
da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla alacağın belirli, kesin ve icra
edilebilir mahiyette olduğu dikkate alındığında, başvurucuların mülkiyet
haklarının varlığı konusunda bir tereddüt bulunmamaktadır. Ancak başvurucuların
bu alacağı hâlen ödenmemiş durumdadır.
24. Anayasa Mahkemesinin daha önceki kararlarında icra
edilebilir bir alacağın da mülkiyet hakkı kapsamında korunan ekonomik bir değer
ifade ettiği kabul edilmiştir. Ayrıca kamu kurum ve kuruluşlarınca böyle bir
alacağın hiç ödenmemesi ya da ödenmesinin uzun sürmesinin mülkiyetten barışçıl
yararlanma hakkına müdahale teşkil ettiği ve bu müdahale nedeniyle oluşan
belirsizliğin ise mülkiyet hakkının ihlaline neden olduğu sonucuna varılmıştır
(Kenan Yıldırım ve Turan Yıldırım, B.
No: 2013/711, 3/4/2014, §§ 55-75;
Şenal Haylaz, B. No: 2013/3457,
25/2/2015, §§ 60-79).
25. Somut olayda bu ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir durum
söz konusu olmayıp başvurucunun icra edilebilir nitelikteki kesinleşmiş
alacağının idare tarafından borcun varlığının da kabul edilmesine rağmen beş
yılı aşkın bir süreyi geçtiği hâlde ödenmemesi nedeniyle mülkiyet hakkının
ihlal edildiği sonucuna varmak gerekir.
26. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 35. maddesinde güvence
altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
27. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
28. Başvurucular, maddi ve manevi tazminat talebinde
bulunmamışlardır.
29. Somut olayda mülkiyet hakkının ihlal edildiği sonucuna
varılmıştır.
30. Başvurucuların mülkiyet haklarının ihlalinin sonuçlarının
giderilmesi bakımından kararın bir örneğinin ilgili idareye gönderilmesine
karar verilmesi gerekir.
31. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 226,90 TL harç ve 3.000
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.226,90 TL yargılama giderinin
başvuruculara ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL
EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet
hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuların mülkiyet haklarının ihlalinin sonuçlarının
giderilmesi bakımından kararın bir örneğinin Toprakkale Belediyesi Başkanlığına
GÖNDERİLMESİNE,
D. 226,90 TL harç ve 3.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
3.226,90 TL yargılama giderinin BAŞVURUCULARA MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Hazine
ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
29/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.