TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
KEREM ALTIPARMAK VE YAMAN AKDENİZ BAŞVURUSU (6)
|
(Başvuru Numarası: 2015/9536)
|
|
Karar Tarihi: 24/1/2024
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
|
|
İrfan FİDAN
|
|
|
Muhterem İNCE
|
Raportör
|
:
|
Ceren Sedef EREN
|
Başvurucular
|
:
|
1. Kerem ALTIPARMAK
|
|
:
|
2. Yaman AKDENİZ
|
Vekili
|
:
|
Av. Selim BAKTIAYA
|
|
|
Av. Sevgi KALAN GÜVERCİN
|
I. BAŞVURUNUN ÖZETİ
1. Başvuru, bazı internet sitelerine ve sitedeki içeriklere erişimin engellenmesi kararı verilmesinin ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
2. Başvurucular, olayların meydana geldiği tarihte insan hakları alanında çalışan akademisyenlerdir (başvurucularla ilgili detaylı bilgi için bkz. Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), B. No: 2015/15977, 12/6/2019, § 12).
3. Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı, Fransa'da yayımlanan bir karikatür ve mizah dergisi olan "Charlie Hebdo"nun belli bir sayısında halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılama suçu niteliğinde içerikler bulunduğundan bahisle suç duyurusunda bulunmuştur. Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı suç duyurusu üzerine soruşturma başlatmış ve anılan derginin internet sayfası ile Wikipedia sitesinin dergiye ilişkin URL adresi de dâhil olmak üzere 49 adet URL adresine erişim engeli getirilmesini talep etmiştir. Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliği talebi kabul etmiş ve belirlenen URL adreslerine, 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un 9. maddesi uyarınca erişimin engellenmesine karar vermiştir. Anılan Hâkimlik ayrıca halkın bir kesiminin benimsediği değerleri alenen aşağılama suçu niteliğinde olduğu değerlendirilen içeriklerle ilgili URL adreslerinden tamamen çıkarılıncaya kadar erişim engelinin devam etmesine de hükmetmiştir.
4. Başvurucular bu karara itiraz etmiş, itirazları Ankara 2. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından kesin olarak reddedilmiştir. Başvurucular, nihai nitelikteki bu karardan 29/5/2015 tarihinde tebliğ suretiyle haberdar olmuştur.
5. Başvurucular 8/6/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
6. Başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
II. DEĞERLENDİRME
7. Başvurucular somut olayda 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesi uyarınca kişilik haklarının ihlal edildiğinden bahisle söz konusu mahiyetteki haberlere erişimin engellenmesi kararı verilmesinin mümkün olmadığını, Sulh Ceza Hâkimliğinin bu uygulamasının 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesinin yorumunu öngörülemeyecek biçimde genişlettiğini belirtmişlerdir. Başvurucular; Hâkimliklerin kararlarının gerekçesiz olduğunu, halkın bir kesiminin benimsediği dinî değerleri alenen aşağılama şeklinde bir içerik bulunmadığını, bu nitelikte olduğu ileri sürülen içeriğin açıkça ifade özgürlüğü kapsamında kaldığını ileri sürmüşlerdir. Başvurucular ayrıca suç olduğu ileri sürülen içerik nedeniyle söz konusu derginin internet sayfasına ve Wikipedia sitesinin anılan dergiye ilişkin kapsamlı bir tarihçe sunan sayfasına erişimin tümüyle engellenmesinin ölçüsüz olduğunu vurgulamışlardır. Başvurucular yıllardır insan hakları ve özellikle ifade özgürlüğü konularında çalıştıklarını, erişime tamamen engellenen her iki internet sitesini aktif olarak kullandıklarını, hukuka açıkça aykırı olan bu engelleme kararından dolayı mağdur olduklarını ve bu suretle ifade özgürlükleri ile diğer anayasal haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.
8. Başvurucuların şikâyetlerinin özü; internet kullanıcıları ve özellikle insan hakları alanında çalışmalar yürüten akademisyenler olarak bu kararın haber ve fikir alma, bilgiye erişme haklarına müdahale oluşturduğuna ilişkindir. Bu kapsamda başvurucuların tüm şikâyetleri ifade özgürlüğü kapsamında incelenecektir (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 31).
9. Anayasa Mahkemesi; internetin halkın haber almasının ve bilgilerin iletilmesinin gelişiminde önemli bir role sahip olduğunu, herhangi bir sınırlama gözetmeksizin herkesin haber ve fikirlere ulaşması ile fikirlerini yayması noktasında çok önemli bir imkân sağladığını ve bu durumun ifade özgürlüğü açısından çok geniş bir alan yarattığını daha önce pek çok defa belirtmiştir. Dolayısıyla internet sitelerine veya internet sitelerinde yer alan haber ve fikirlere erişimin engellenmesi biçiminde getirilen her türlü kısıtlama, bilgi alma ve verme özgürlüğüne müdahale niteliğindedir (Medya Gündem Dijital Yayıncılık Ticaret A.Ş. [GK], B. No: 2013/2623, 11/11/2015, § 34; Birgün İletişim ve Yayıncılık A.Ş. [GK], B.No: 2015/18936, 22/5/2019, §§ 50, 51; Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (4), B. No: 2015/18876, 19/11/2019, § 21).
10. Bununla birlikte 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 46. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca bir kişinin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmesi için mağdur statüsüne sahip olması gerekir. Anayasa Mahkemesi Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2) kararında; haber ve fikir alma özgürlüğünün internet sitelerine erişimin engellenmesi şeklinde yapılan her müdahaleden herkesin doğrudan etkilendiği ve bu tedbir nedeniyle mağdur olduğu anlamına gelecek şekilde geniş yorumlanamayacağını, müdahalenin dolaylı etkilerine maruz kalmış olmasının başvurucunun mağdur sıfatı taşıdığının kabul edilebilmesinde yeterli olmayacağını vurgulamıştır (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 35).
11. Anayasa Mahkemesi, ifade aracına yönelik müdahaleler nedeniyle bilgi ve fikir alma hakkına sahip olan üçüncü kişiler tarafından ifade özgürlüğünün ihlali iddiasıyla yapılan başvurularda, başvurucuların mağdur sıfatını taşıyıp taşımadığı hususunun somut olayın şartları bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiş ve başvurucuların mağdur sıfatını taşıdığının kabul edilebilmesi için somut olayda bulunması gereken birtakım kriterler belirlemiştir. Buna göre Anayasa Mahkemesi söz konusu değerlendirmeyi yaparken somut olayın şartlarına uyduğu ölçüde;
i. Başvurucunun ifade aracını (internet sitesi, sosyal medya platformu, kitap, gazete, dergi vb.) kullanma şekli (içerik sağlayıp sağlamaması: aktif kullanıcı-pasif kullanıcı),
ii. İfade açıklamasına yönelik tedbirin bilgi alma hakkına sahip başvurucu üzerinde doğurabileceği sonuçların ağırlığı,
iii. Bilgiye başka yollardan erişim sağlama imkânının bulunup bulunmadığı,
iv. İfade aracının (somut olayda erişimi engellenen internet sitelerinin ve sosyal medya hesaplarının) özellikleri (kullanıcı/ziyaretçi/takipçi sayısı, işlevi, ulusal/uluslararası platformlarda bilinirliği, alternatifi olup olmaması vb.),
v. İfade aracına yapılan müdahale nedeniyle önemli bir iletişim kaynağından yoksun kalınıp kalınmadığı,
vi. Alınan tedbirin başvurucunun kamusal tartışmaya katılımına engel olup olmadığı,
vii. Alınan tedbir nedeniyle başvurucunun somut olarak belirlenebilir bir menfaatten yoksun kalıp kalmadığı gibi hususları inceleyerek sonuca varmaktadır (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 37).
12. Başvurucuların mağdur sıfatı taşıdıklarını kanıtlayabilmeleri için erişimin engellenmesi tedbiri ile bilgi ve fikir alma hakları arasında yukarıda sayılan hususlar temelinde bağ kurma ve soyut iddialardan kaçınma yükümlülüğü vardır (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 38).
13. Başvurucular söz konusu derginin internet sayfası ile Wikipedia internet sitesinin anılan dergiyle ilgili sayfasına erişimin tümüyle engellenmesinden şikâyet etmektedir. Başvurucular bu sitelerin aktif kullanıcısı olduklarını ileri sürmüş fakat bu adreslerden herhangi birinde içerik sağlayıcısı konumunda olduklarını veya belirli bir meslek ya da başka bir faaliyet kapsamında bu adreslerden aktif olarak yararlandıklarını somut olarak ortaya koymamışlardır.
14. Başvurucular, uzun yıllardır ifade özgürlüğü ve internet alanında çalışan akademisyenler olmaları sebebiyle erişimin engellenmesi şeklindeki şikâyet konusu kararın kendilerini yakından ilgilendirdiğini ileri sürmüş ancak bu kararın akademik çalışmaları üzerindeki etkilerini açıklamamışlardır. Başvurucular, belirli bir menfaatten yoksun kaldıklarına dair bir kanıt da göstermemişlerdir.
15. Somut olayda başvurucuların bilgiye başka yollardan erişim sağlama imkânlarının olup olmadığı da tartışılmalıdır. Başvuru konusu internet sayfalarının alternatifi bulunmayan kaynaklar niteliğinde oldukları değerlendirilmediği gibi bu adresler dışında bilgiye erişim imkânının yokluğundan da bahsedilemez. Bu doğrultuda somut olayda başvurucuların söz konusu karar nedeniyle önemli bir iletişim kaynağından yoksun kalmadıkları ve bu durumun kamusal tartışmaya katılmalarına engel oluşturmadığı sonucuna varılmıştır.
16. Günümüzde ifade özgürlüğünün kullanımının en etkili aracı hâline gelen internet, bünyesinde siyasi sorunlar ya da kamu menfaatiyle ilgili çalışmalara ve tartışmalara katılmaya yönelik temel araçları barındırmaktadır. Başvurucuların toplumsal konumları ve statüleri de dikkate alındığında erişimin engellenmesi şeklindeki kararın başvurucular üzerinde herhangi bir etki doğurmadığı da söylenemez (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 43; Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (4), § 28). Bununla birlikte somut olay yukarıda yer verilen ilkeler ışığında değerlendirildiğinde başvurucuların, müdahalenin dolaylı etkilerine maruz kalmaktan öteye geçen bir mağduriyetleri bulunduğunu ortaya koyamadıkları görülmektedir.
17. Toplumun menfaatinin korunmasını amaçlayan ve halk davası (actio popularis) olarak isimlendirilen başvurular bireysel başvuru hakkı kapsamında kabul edilmemektedir (Mahmut Tanal, B. No: 2014/11368, 23/7/2014, § 20; Liberal Demokrat Parti, B. No: 2014/11268, 23/7/2014, § 18; Tezcan Karakuş Candan ve diğerleri, B. No: 2014/5809, 10/12/2014, § 21). Müdahalenin subjektif yani bireysel olarak doğrudan maruz kalınan somut etkileri açıklanamadığı sürece müdahale nedeniyle bilgiye ulaşma hakkına halel geldiğine yönelik objektif çıkarımlarda bulunmak başvurunun halk davası olarak nitelendirilmesine engel olamayacaktır (Kerem Altıparmak ve Yaman Akdeniz (2), § 44).
18. Yukarıda yer verilen hususlar ışığında başvuru dilekçelerinde, erişimin engellenmesi kararı ile başvurucuların bilgi ve fikir alma hakları arasında doğrudan ve kişisel bir bağ kurulamadığı, mağdur olduklarının soyut iddialardan öteye geçen gerekçelerle gösterilemediği sonucuna varılmıştır.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
III. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA 24/1/2024 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.