TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
DİYADİN AKDEMİR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2015/9562)
|
|
Karar Tarihi: 4/4/2018
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Ceren Sedef
EREN
|
Başvurucu
|
:
|
Diyadin
AKDEMİR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, hükümlü olan başvurucuya bir dokümanın ceza infaz
kurumu idaresince verilmemesi nedeniyle ifade özgürlüğünün ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 1/6/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
7. Başvurucu başvuru tarihinde, terör örgütü üyesi olma suçundan
hükümlü olarak Kocaeli 1 No.lu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (İnfaz
Kurumu) bulunmaktadır.
8. İnfaz Kurumu Eğitim Kurulu (Eğitim Kurulu) 20/2/2015 tarihli
kararında, Kurum İdare ve Gözlem Kurulunun 2012 tarihli; 275 ve 289 sayılı
kararları uyarınca Abdullah Öcalan tarafından yazılan "Yol Haritası",
"Sümer Rahip Devletinden Demokratik Uygarlığa Cilt 1-2", "Ortadoğuda Uygarlık Krizi ve Demokratik Uygarlık Çözümü 4.
Kitap" ve "Demokratik Siyaset" isimli kitapların fotokopileri
olduğu anlaşılan dokümanların başvurucuya verilmemesine karar vermiştir.
9. Eğitim Kurulu kararına karşı başvurucunun Kocaeli İnfaz Hâkimliğine
(İnfaz Hâkimliği) yaptığı şikâyet, İnfaz Hâkimliğinin 18/3/2015 tarihli
kararında, 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin
İnfazı Hakkında Kanun'un 62. maddesi uyarınca reddedilmiştir. Kararın ilgili
kısmı şu şekildedir:
"Söz
konusu kitaplar fotokopi halinde gönderilmiştir. Bu kitaplardan bazılarının
halen mahkemelerce yasaklanmış kitapların fotokopileri olduğu anlaşılmaktadır.
Öte yandan fotokopi olarak gönderilen bir kitabın, gerçek olarak basılmış
kitapla aynı olup olmadığının incelenip ve denetlenmesi mümkün olmamaktadır.
Zira orjinal basılı kitap ile fotokopilerin farklı
olması mümkündür. Bu durumda, kitabın adli mercilerce incelenmiş olduğundan
bahsedilemez. Adli birimlerce incelenmemiş yayınların ise ceza infaz kurumlarına
alınması yasal olarak mümkün değildir."
10. Başvurucu, İnfaz Hâkimliğinin ret kararına karşı itiraz
yoluna başvurmuştur. İtirazı inceleyen Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesi, İnfaz
Hâkimliği kararındaki gerekçenin yerinde görüldüğünden bahisle başvurucunun
itirazının reddine karar vermiştir. Bu karar, başvurucuya6/5/2015 tarihinde
tebliğ edilmiştir.
11. Başvurucu 1/6/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
12. 5275 sayılı Kanun'un
"Süreli veya süresiz yayınlardan yararlanma hakkı" kenar
başlıklı 62. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"(1)
Hükümlü, mahkemelerce yasaklanmamış olması koşuluyla süreli ve süresiz
yayınlardan bedelini ödeyerek yararlanma hakkına sahiptir.
...
(3) Kurum güvenliğini tehlikeye düşüren veya müstehcen haber, yazı,
fotoğraf ve yorumları kapsayan hiçbir yayın hükümlüyeverilmez."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
13. Mahkemenin 4/4/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
14. Başvurucu; başvuruya konu dokümanların kendisine
verilmemesinin keyfî olduğunu, derece mahkemelerinin yeterli bir inceleme
yapmadan soyut bir gerekçeyle itirazlarını reddettiğini belirtmiş ve ifade
özgürlüğü ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
15. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki tavsifi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki nitelendirmesini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu bağlamda başvurucunun şikâyeti ifade
özgürlüğü bağlamında incelenecektir.
16. Anayasa’nın 26. maddesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Herkes,
düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya
toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların
müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de
kapsar...
Bu hürriyetlerin kullanılması, ... kamu
düzeni, kamu güvenliği, ... suçların önlenmesi, ... gereğine uygun olarak
yerine getirilmesi amaçlarıyla sınırlanabilir...
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir."
17. Hükümlü ve tutuklular, Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları
Sözleşmesi’nin (Sözleşme) ortak alanı kapsamında kalan temel hak ve
hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptirler (Mehmet Reşit Arslan ve diğerleri, B. No: 2013/583,
10/12/2014, § 65). Bu bağlamda hükümlü ve tutukluların ifade özgürlüğü de
Anayasa ve Sözleşme kapsamında koruma altındadır. Hükümlü ve tutukluların
süreli veya süresiz yayınlara ulaşabilmesi hususu da bilgi ve kanaatlere ulaşma
özgürlüğünün somut yansıması olarak ifade özgürlüğünün norm alanı kapsamında
kalmaktadır (Hüseyin Sürensoy,
B. No: 2013/749, 6/10/2015, § 44).
18. Öte yandan ceza infaz kurumunda bulunmanın kaçınılmaz sonucu
olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi kurumda güvenliğin ve
düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda
mahkumların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebilecektir. Ancak bu durumda
dahi hükümlü ve tutukluların haklarına yönelik yapılacak herhangi bir
sınırlandırma makul ve ölçülü olmalıdır (Hüseyin
Sürensoy, § 45).
19. Başvuru konusu olayda, başvurucunun Eğitim Kurulu kararına
karşı şikâyeti, İnfaz Hâkimliği tarafından ilgili dokümanların fotokopi olması
nedeniyle denetlenmelerinin mümkün olmadığı gerekçesine yer verilerek
reddedilmiştir.
20. Anayasa Mahkemesi, bireylerin ifade özgürlüğüne yayın
toplatma kararlarıyla müdahalede bulunulduğu hâllerde mevcut olan zorunlu
toplumsal ihtiyacın, hükümlü ve tutuklular yönünden de mevcut olduğunda şüphe
bulunmadığı gerekçesiyle hakkında toplatma kararı bulunan yayınların hükümlü ya
da tutuklulara verilmemesi şeklindeki müdahalenin demokratik bir toplumda
gerekli olduğu sonucuna varmıştır (Sinan İyit (2) [GK], B. No: 2013/1495, 30/11/2017, §§
51,52). Hakkında yasaklama kararı bulunmayan yayınlar yönünden ise ifade özgürlüğüne
gerekçesiz olarak veya Anayasa Mahkemesince ortaya konulan kriterleri (Halil Bayık [GK], B. No: 2014/20002,
30/11/2017, §§ 28-43) karşılamayan bir gerekçe ile yapılan müdahalelerin,
Anayasa'nın 26. maddesinin ihlali anlamına geleceğini ifade etmiştir (Halil Bayık, § 43).
21. Yukarıda yer verilen ilke ve kriterler uyarınca yapılması
gereken denetimin, 5275 sayılı Kanun'un 62. maddesinde öngörülen "süreli ve süresiz yayınlar" kapsamında
dakalmadığı anlaşılan fotokopi şeklindeki dokümanlar
yönünden uygulanmasının mümkün olmadığı açıktır. Dolayısıyla hükümlü ve
tutuklulara gönderilen fotokopi şeklindeki dokümanların Anayasa Mahkemesince
kabul edilen ilke ve kriterler ışığında anılan hükme göre yapılacak denetime
tabi tutulmasının beklenmesi, ceza infaz kurumu idareleri ve derece mahkemeleri
üzerine makul olmayan bir yükümlülük getirilmesi anlamına gelir.
22. Öte yandan başvuru konusu olaydaki gibi kitap fotokopisi
şeklindeki dokümanların telif hakları mevzusunu gündeme getirebileceği de
gözden kaçırılmamalıdır. Bu bağlamda kitap fotokopisi şeklindeki dokümanların
denetimlerinin mümkün olmadığından bahisle hükümlü olan başvurucuya
verilmemeleri şeklindeki müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli
olmadığından bahsedilemez.
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Anayasa Mahkemesince kabul
edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Başvurucunun ihlal
iddialarını kanıtlayamadığı, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı
veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama
şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu,
B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).
24. Açıklanan gerekçelerle ifade özgürlüğüne yönelik bir ihlal
olmadığının açık olduğu anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
4/4/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.