logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Beste Güler Aslan ve diğerleri [1.B.], B. No: 2015/9669, 19/2/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

BESTE GÜLER ASLAN VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2015/9669)

 

Karar Tarihi: 19/2/2019

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Serruh KALELİ

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Murat İlter DEVECİ

Başvurucular

:

1. Beste Güler ASLAN

 

 

2. Mehmet ASLAN

 

 

3. Songül ASLAN

Vekili

:

Av. Sevim KUCUK

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ölüm olayının failleri ile birlikte hareket ettikleri iddia edilen kişiler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar (kovuşturmasızlık kararı) verilmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 9/6/2015 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuşlardır.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvurucular Mehmet Aslan, Songül Aslan ve Beste Güler Aslan 11/2/2015 tarihinde vefat eden Ö.A.nın sırasıyla babası, annesi ve kardeşidir.

9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden elde edilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

10. Başvurucu Mehmet Aslan 12/2/2015 günü saat 01.00 sıralarında, Mersin'in Tarsus ilçesinde bulunan bir üniversitede öğrenim gören kızı Ö.A.dan haber alamadıklarını Mersin'de bulunan bir polis merkezine bildirerek kayıp başvurusunda bulunmuştur.Başvurucu, kızının bir arkadaşıyla yaptıkları telefon görüşmesinden söz ederek Ö.A.nın Mersin'e gitmek için saat 20.00 sıralarında Tarsus'taki bir alışveriş merkezi önünde arkadaşının yanından ayrıldığını beyan etmiştir.

11. Bu olaydan yalnızca otuz beş dakika önce Tarsus Jandarma Komutanlığı (Komutanlık) görevlileri, Sağlık Mahallesi mevkiinde yaptıkları trafik kontrolü esnasında yolda yan yana duran biri minibüs diğeri otomobil olmak üzere iki araç görmüş ve araç sürücülerine durma sebeplerini sormuşlardır. Minibüs Şoförü A.S.A. otoyola hangi yoldan gidileceğine ilişkin yol tarifi aldığını söyleyince görevliler yol tarif etmişlerdir.

12. Otoyola girmeyen minibüsün aşırı süratle Tarsus istikametine gitmesi üzerine durumdan şüphelenerek minibüsü durduran Komutanlık görevlileri, minibüsteki paspas ve siyah renkli bir bere üzerinde kan lekeleri görmüşlerdir. A.S.A. söz konusu kan lekelerinin minibüste taşıdığı tavuklara ait olduğunu söylemiştir. Ellerinde ve yüzünde kan lekeleri bulunan A.S.A.nın yüzünde de çizikler bulunduğunun fark edilmesi üzerine A.S.A., Mersin'den aldığı biri erkek, diğeri kadın iki yolcuyla kavga ettiğini beyan etmiştir.

13. Durumdan haberdar edilen Tarsus Cumhuriyet Başsavcılığınca (Cumhuriyet Başsavcılığı) verilen arama ve elkoyma kararına istinaden minibüste arama yapılmış ve bu aramada bulunan siyah renkli tüylü bir bere, içinde yanıcı madde bulunan bir bidon, kırmızı renkli bir gözlük çerçevesi parçası ve iki adet çuval ile üzerinde şüpheli leke bulunan A.S.A.ya ait mont Komutanlık görevlilerince zapt edilmiştir. Ayrıca minibüste parmak izi incelemesi yapılmış, ateşli silah giriş ve çıkış izi olmadığı tespit edilmiş, bir yandan minibüsün içinden ve A.S.A.nın elinden biyolojik örnek toplanırken diğer yandan A.S.A.nın ve A.S.A. ile birlikte minibüste bulunan babası N.A.nın el ve yüz svapları alınmıştır.

14. Komutanlık görevlilerince A.S.A. ve N.A.nın ifadeleri alınmıştır. Minibüsün içinde Mersin'den aldığı iki yolcuyla kavga ettiğini beyan edip minibüsteki kan lekelerini kavgaya bağlayan A.S.A., babası N.A. ile birlikte arkadaşı F.G.nin evine yemeğe gittiklerini ve F.G.den bir bidon benzin aldığını söyleyerek minibüste bidon bulunma nedenini de bu şekilde açıklamıştır. N.A. ise oğlu ile birlikte F.G.nin evine gittiklerini beyan etmiştir.

15. Komutanlık görevlileri il merkezindeki kolluk birimleri ve çevredeki hastanelerle irtibata geçip kayıp başvurusu olup olmadığını, kavga olayı nedeniyle tedavi görmekte olan herhangi bir kimse bulunup bulunmadığını araştırmış olsalar da bir netice elde edememişlerdir. A.S.A.nınkavganın meydana geldiğini iddia ettiği yerde de olaya dair herhangi bir ize rastlanmamıştır. Bu nedenle A.S.A. ve N.A. 12/2/2015 günü saat 08.00-09.00 sıralarında serbest bırakılmıştır.

16. Aynı gün saat 14.00 sıralarında Komutanlığa gelen Mersin Emniyet Müdürlüğünde görevli polisler Ö.A.nın kaybolduğu bilgisini vermiştir.

17. Başvurucu Songül Aslan, minibüste bulunan berenin kızı Ö.A.ya ait olduğunu teşhis etmiştir.

18. Saat 16.00 sıralarında Komutanlıkça ifadesine başvurulan F.G. 11/2/2015 günü saat 20.30-21.00 sıralarında evine gelen A.S.A. ve N.A. ile birlikte yemek yediklerini, saat 23.30 sıralarında bir bidon içindeki dört litre mazotu A.S.A.ya verdiğini, ayrı araçlarla Tarsus'a giderlerken A.S.A.nın kendisine selektör yapması üzerine emniyet şeridinde durduğunu, A.S.A.nın da kendisinin kullandığı aracın yanında minibüsü durdurduğunu ve yanlarına gelen jandarma görevlilerinin durma sebeplerini sorması üzerine Mersin'e nasıl gidileceğini sormak amacıyla yolda durduğunu beyan ettiğini söylemiştir.

19. 17.00 sıralarında A.S.A.nın evinde yapılan aramada bulunan ve A.S.A.nın olay esnasında giydiği düşünülen pantolon, A.S.A.nın eşi Ne.A.nın rızasına istinaden Komutanlık görevlilerince muhafaza altına alınmıştır. Ne var ki Ne.A. pantolunu yıkadığını beyan etmiştir.

20. N.A. ile F.G. aynı gün yakalanmışlardır.

21. Ö.A.nın cesedi 13/2/2015 günü saat 08.24 sıralarında Çamalan Mahallesi Cin Deresi mevkiinde yanmış bir vaziyette bulunmuştur. Olay yeri, Olay Yeri İnceleme Timince (OYİT) incelenmiş olup ceset ile yol arasında bulunan bir adet çakmak ve krem renkli örme bir kazak ile cesedin bulunduğu bölgeyle sapak arasında kalan yolun kenarındaki bir meyve bıçağı muhafaza altına alınmıştır.

22. Cumhuriyet Basşavcılığı, cesedin kemik dokusuna kadar yanık olması nedeniyle haricî ölü muayenesini yapamamıştır.

23. Başvurucular Songül Aslan ve Beste Güler Aslan, minibüste bulunan berenin Ö.A.ya ait olduğunu beyan edip olayla ilgili şikâyetlerini dile getirmişlerdir.

24. A.S.A.nın yakalanması amacıyla Tarsus Sulh Ceza Hâkimliğince (Hâkimlik) verilen arama kararına istinaden pek çok adreste arama yapılmış ancak A.S.A. bulunamamıştır.

25. A.S.A. 13/2/2015 günü saat 20.49 sıralarında Tarsus ilçe merkezinde yakalanmıştır.

26. Soruşturma kapsamında Komutanlık pek çok kişinin ifadesine başvurmuştur.

27. A.S.A. şüpheli sıfatıyla alınan beyanında; şoförlüğünü yaptığı minibüsle 11/2/2015 tarihindeki son seferini 19.30-20.00 saatleri arasında Mersin'den Tarsus'a yaptığını, yolcuları son durakta indirdikten sonra O.S. isimli arkadaşını evine bıraktığını, Ö.A.yı saat 20.05 sıralarında bir alışveriş merkezi önünden nöbetçi minibüse teslim etmek için aldığını, Ö.A.nın şoför koltuğunun arkasındaki koltuğa oturduğunu, sonraki minibüsün 20.30'da hareket edecek olması ve vaktin ilerlemesi nedeniyle 100 TL karşılığında Mersin'e götürmek üzere Ö.A. ile anlaştığını, daha hızlı ulaşım için otoyoldan gitmek istediğini ancak Ö.A.nın farklı güzergâhtan gitme nedenini sorup eliyle kafasına vurduğunu, güzergâh değiştirse de Ö.A.nın kendisine bir kez daha vurduğunu, ayrıca boynunu tırmalayıp biber gazı sıktığını, eğilmesi nedeniyle biber gazının kendisine ulaşmadığını, minibüsü yolun kenarına çekip minibüsün arka tarafına geçtiğini, bu esnada Ö.A.nın yüzünü tırmaladığını, sinirlenip saçından tutup iteklediği Ö.A.ya birkaç kez tekme attığını ve bunun üzerine Ö.A.nın bayıldığını söylemiştir. A.S.A. bundan sonraki olaylar silsilesini ise şöyle anlatmıştır:

i. Ö.A.nın bayılması üzerine A.S.A.nın telefonla aradığı F.G. 20.30 sıralarında bir başkasının aracıyla A.S.A.nın yanına gelmiştir. Araç sahibi, F.G.yi bırakıp gitmiştir. Olayları dinleyen F.G. kendisini A.S.A.nın yanına getiren araç sahibini tekrar arayıp 5 TL'lik benzin istemiştir. Minibüsün dışındayken benzini teslim alıp minibüsün ön tarafına koyan F.G. kendi aracını almak için benzin getiren araçla A.S.A.nın yanından ayrılmıştır.

ii. A.S.A. evine giderken babası N.A.yı telefonla arayıp evlerinin bulunduğu köşeye çağırmıştır. Başından geçenleri N.A.ya anlatan A.S.A., babası minibüsün yanında beklerken evine gidip kıyafetlerini değiştirmiş ve elini yüzünü yıkamıştır. A.S.A. yüzüne ne olduğunu soran eşine kavga ettiğini söylemiştir.

iii. N.A. Ö.A.yı hastaneye götürmeyi önermiştir. Ancak F.G. A.S.A.ya Ö.A.yı öldürmesini söylemiştir. Bu sebeple A.S.A. babası yanlarında yokken minibüse giripÖ.A.nın boğazına birkaç kez bıçak saplamıştır. F.G.nin delil bırakmamaya ilişkin yönlendirmesi üzerine A.S.A., Ö.A.nın ellerini bileklerinden kesmiştir. N.A.nın getirdiği poşete Ö.A.nın ellerini koyan A.S.A., poşeti N.A.nın evinin alt katındaki kullanılmayan tuvaletin klozetine saklamıştır. A.S.A.ya göre N.A. poşetin içinde ne olduğunu bilmemektedir.

iv. A.S.A.dan aldığı 40 TL ile benzin almak için bulunduğu yerden ayrılan F.G., satın aldığı benzini beyaz bir bidon içinde eski Ankara yolu yakınlarında bir yerde A.S.A.ya vermiştir. A.S.A. babası N.A. ile birlikte F.G.nin gösterdiği yerden ormanlık bir alana girmiş ve sürüyerek minibüsten indirdiği cesedi uçurumun kenarına bırakmıştır. Daha sonra A.SA. N.A.nın verdiği benzini cesedin üzerine döküp tutuşturduğu kâğıt parçalarını da cesedin üzerine atmıştır. Bu esnada F.G. yolun kenarında beklemiştir.

v. Tarsus istikametine giderlerken F.G. aracını yolun kenarında durdurmuş, bunu gören A.S.A. da minibüsü F.G.nın aracının yanına çekmiştir. Jandarma görevlileri neden durduklarını sorunca A.S.A. ve F.G., A.S.A.nın Mersin'e gitmek için otoyolu sorduğunu söylemişlerdir. Jandarma görevlileri, A.S.A.ya otoyolu tarif etmişlerdir. A.S.A.nın tarif edilen yoldan gitmediğini gören jandarma görevlileri A.S.A.nın kullandığı minibüsü durdurup minibüsteki kan lekelerini görmüşlerdir. A.S.A. ve N.A. karakolda ifade verip sabahleyin serbest bırakılmışlardır.

vi. Serbest kalmasından sonra N.A., Ö.A.nın minibüsten aldığı kitaplarını kardeşinin evindeki sobada yakmıştır.

vii. Minibüsü tamir eden Pompacı Ö.nün yanına giden A.S.A., olayda kullandığı bıçağı minibüsün içinden alıp bir kanala atmıştır. Olayı gören S.G.ye A.S.A. "Kavgada karışmıştır." demiştir. A.S.A., S.G.nin telefonundan M. ve R. isimli iki arkadaşı ile halasını aramıştır. A.S.A. telefon görüşmelerinin içeriğinden söz etmemiştir.

viii. A.S.A. kavga ettiğinden ve bir kişinin kayıp olduğundan söz ederek telefon hattı ve telefon satışı ile uğraşan arkadaşı H.D.den yeni bir telefon hattı almıştır. Yeni telefon hattını eşinin telefonuna kaydettiren A.S.A., telefon hattının kullanımaaçılmaması üzerine eşinden yeni hattın numarasını telefonundan silmesini istemiştir.

ix. H.D.ye anlattığı hususları arkadaşı B.B.ye de anlatan A.S.A., daha sonra B.B.nin evine gitmiş ve onun ev telefonundan M. isimli bir arkadaşını aramıştır. Bu telefon görüşmesinden sonra B.B.nin evinden ayrılırken A.S.A., B.B. ve patronu M.C.yi görmüş ve B.B.ye ev telefonlarını kullandığını söylemiştir.

x. Dayısı Y.T.nin evinde kullandığı mobil telefonu -içinde SIM (abone kimlik modülü) kart ve batarya olmadan- annesi N.A.ya veren A.S.A., M. ile buluşmuştur. O esnada M., çalıştığı minibüsün bağlı olduğu kooperatifin ikinci başkanı olan H.T. ile telefonda konuşmaktadır. Telefona A.S.A.yı isteyen H.T., alışveriş merkezinin önünden aldığı kızın gözlüklü olup olmadığını sormuş, A.S.A. ise dikkat etmediğini söylemiştir. N.A.nın evinin karşısındaki boş evde geceyi geçiren A.S.A. ertesi günyakalanmıştır.

28. A.S.A., Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesinde kollukta alınan ifadesini tekrar etmiştir.

29. A.S.A.nın kendisiyle ilgili ifadeleriyle kısmen uyumlu beyanda bulunan N.A., benzin bidonunu kendisinin A.S.A.ya verdiğine ilişkin iddiayı kabul etmemiş; Ö.A.ya ait bluz, fular ve çanta askısını bahçede yaktığını, daha sonra ablasının kendisini çay içmeye çağırdığını, Ö.A.ya ait kitapları ablasının evindeki sobada yaktığını söylemiştir. N.A. Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesinde kollukça alınan ifadesini yinelemiştir.

30. F.G. ise 11/2/2015 günü saat 20.30 sıralarında kendisine telefon eden A.S.A.nın başının belada olduğunu söylediğini ancak ayrıntılı bilgi vermediğini, bir süre sonra kendisini telefonla tekrar arayan A.S.A.nın 5 TL'lik benzin istediğini, arkadaşı O.T.nin kendisini aracıyla A.S.A.nın bulunduğu yere bırakıp gittiğini, yüzüne ne olduğunu sorunca A.S.A.nın kendisini soymaya çalışan ve biber gazı sıkan bir kişiyi bıçakladığını ve bu kişinin minibüsün arkasında ölü vaziyete yattığını söylediğini, minibüste yoğun bir kan kokusu olduğunu, A.S.A.nın isteği üzerine telefonla aradığı O.T.nin 5 TL'lik benzin getirdiğini, benzini A.S.A.ya verip O.T.nin aracıyla evine gittiğini, 21.30 sıralarında N.A.nın telefonundan arayan A.S.A.nın kendisini evine çağırdığını, evine gelince dışarıya çıkan A.S.A. ve N.A.nın minibüsteki kıza ne yapacaklarını konuşmaya başladıklarını beyan etmiştir. Müdafiinin itirazı üzerine ifade tamamlanamamıştır.

31. Cumhuriyet Başsavcılığında verdiği ifadesinde A.S.A. ve N.A.nın kendisini suçlayıcı ifadelerini kabul etmeyen F.G., O.T.ye sadece A.S.A.nın başının belada olduğunu söylediğini, A.S.A.nın başının belada olma sebebini bilmediği için O.T.ye başka bir şey anlatmadığını, A.S.A.nın N.A.dan aldığı bıçakla minibüse girdiğini, minibüsten çıktığında A.S.A.nın ellerinde maktulün kesik ellerini gördüğünü, A.S.A.nın kendisine 40 TL verip benzin almasını istediğini, bir akaryakıt istasyonundan 20 TL'lik benzin aldığını, A.S.A. ve N.A.nın isteği üzerine Çamalan tarafına aracıyla gittiğini, cesedin yakılması konusunda A.S.A. ve N.A. ile görüşmediğini, yer göstermediğini savunmuştur. Ayrıca F.G. 12/2/2015 tarihinde ifadeye çağrılınca arkadaşı R.G. ile birlikte A.S.A.nın evine gittiklerini, R.G.nin olaydan haberinin olmadığını, nasıl ifade vereceğini kendisine A.S.A.nın anlattığını söylemiştir.

32. Hâkimlik, Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine şüpheliler A.S.A., N.A. ve F.G.nin tutuklanmasına karar vermiştir.

33. Ö.A.nın arkadaşı B.N.G. bilgi sahibi sıfatıyla verdiği ifadesinde; arkadaşı Ö.A. ile birlikte 17.00-20.00 saatleri arasında bir alışveriş merkezinde dolaştıklarını, saat 20.00 sıralarında alışveriş merkezinin önündeki duraktan otobüse bindiğini ve bu nedenle Ö.A.nın yanından ayrıldığını söylemiştir.

34. H.İ.T. bilgi sahibi sıfatıyla verdiği ifadesinde; Mersin'den Tarsus'a gelmek maksadıyla 11/2/2015 günü saat 19.30'da A.S.A.nın şoförlüğünü yaptığı minibüse binip Tarsus'ta indiğini ve yolculuk esnasında herhangi bir tartışma yaşanmadığını beyan etmiştir.

35. F.G.nin arkadaşı R.G. bilgi sahibi sıfatıyla verdiği ifadesinde; 11/2/2015 günü saat 20.00 sıralarında F.G. ile bir şeyler yediklerini, saat 20.15 sıralarında F.G.nin yanından ayrıldığını, ertesi gün saat 11.30 civarında F.G.nin evine gittiğini, F.G.nin babasının F.G.yi telefonla arayıp karakoldan ifadeye çağırdıklarını söylediğini, daha sonra A.S.A.nın evine gittiklerini, burada A.S.A., A.S.A.nın babası ve F.G.nin kendi aralarında bir şeyler konuştuklarını, F.G.nin ifade verme nedenini bilmediğini söylemiştir.

36. Bilgi sahibi sıfatıyla verdiği ifadesinde O.T., arkadaşı F.G.yi 11/2/2015 günü saat 20.50 sıralarında aracıyla Şehitler Tepesi Mahallesi'nde minibüste beklemekte olan A.S.A.nın yanına götürdüğünü, daha sonra oradan ayrıldığını, F.G.nin yalnızca A.S.A.nın başına bir iş geldiğinden söz ettiğini ve başka bir şey söylemediğini, F.G.nin 21.00 sıralarında telefonla arayıp 5 TL'lik benzin istediğini, aldığı benzini şişe içinde F.G.nin tarif ettiği yere götürdüğünü, F.G.nin benzin şişesini minibüsün içinde bekleyen A.S.A.ya verdiğini ve akabinde F.G.yi aracıyla evine bıraktığını beyan etmiştir.

37. N.A. bilgi sahibi sıfatıyla alınan beyanında; 11/2/2015 günü saat 19.00 sıralarında A.S.A.nın elleri ve yüzü kanlı vaziyette eve geldiğini, boynunda ve yüzünde çizikler bulunduğunu, sağ gözünün altında da morarma olduğunu, pantolununu değiştiren eşinin tedirgin gözüktüğünü, ne olduğunu sorunca kavga ettiğini söylediğini, 19.15 sıralarında arkadaşı F.G.nin yanına gitmek için evden ayrıldığını, geceleyin merak edip eşinin telefonunu aradığını, telefonu açan N.A.nın karakolda olduklarını söylediğini, 07.00-08.00 sıralarında eve gelen eşinin kavga olayının bir şahidini görmeye gideceğini söyleyipkendisinden telefonun mesaj ve arama kayıtlarını silmesini istediğini söylemiştir.

38. A.A. bilgi sahibi sıfatıyla verdiği ifadesinde; A.S.A. ile birlikte aynı kooperatife bağlı olarak minibüs şoförlüğü yaptığını ancak onunla fazla samimiyeti olmadığını, A.S.A.nın 12/2/2015 günü saat 19.55 sıralarında kendisini telefonla arayıp nerede olduğunu sorduğunu, 15-20 dakika kadar sonra arkadaşlarının yanında bulunduğu esnada gelen A.S.A.nın yüzünde tırnak izleri bulunduğunu, ayrıca elinde kesici alet yarası gördüğünü, A.S.A.nın kavga ettiğini ve akşam saatlerinden itibaren karakolda olduğunu söyleyerek kendisinden 100 TL borç para istediğini ancak parası olmadığı için A.S.A.ya borç veremediğini beyan etmiştir.

39. Şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan B.B. A.S.A.nın arkadaşı olduğunu, 12/2/2015 günü saat 15.00-15.30 sıralarında yanına geldiğini, on dakika kadar sohbet ettiklerini, kendisi evde olmadığı hâlde akşam saatlerinde evlerine gelen A.S.A.nın bir görüşme yapmak için annesinden telefon istediğini, annesinin evdeki telsiz telefonu verdiğini, telefonla konuştuktan sonra A.S.A.nın evden ayrıldığını, A.S.A.nın telefon görüşmesinin içeriğini annesinin duymadığını, A.S.A.nın ailesine zarar verebileceğini düşünerek bu telefon görüşmesinden daha önce Komutanlık görevlilerine söz etmediğini, cinayet olayı hakkında bilgi sahibi olmadığını söylemiştir.

40. A.S.A.nın şoförlüğünü yaptığı minibüsün sahibi S.G. şüpheli sıfatıyla alınan ifadesinde; 11/2/2015 tarihinde akşam saatlerinde telefonla aradığı A.S.A.ya sabahleyin çalışacaklarını söylediğini, ertesi sabah telefonla A.S.A.ya ulaşamadığını, 07.20 sıralarında A.S.A.yı jandarma görevlileriyle gördüğünü, ne olduğunu sorunca kavga ettiğini söylediğini,teslim aldığı minibüste bıçak görmediğini, minibüsü pompacılık yapan Ö.de tamir ettirdiğini beyan etmiştir.

41. Şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan A.S.A.nın halası F.K., cinayeti evine gelen kolluk görevlilerinden öğrendiğini, evi ile kardeşi N.A.nın evinin aynı avlu içinde olduğunu, evindeki sobada herhangi bir şey yakılmadığını söylemiştir.

42. Bir akaryakıt istasyonunda pompacı olarak çalışan Ö.K. bilgi sahibi sıfatıyla alınan ifadesinde, F.G.nin 11/2/2015 günü saat 22.00 sıralarında 20 TL'lik benzin aldığını ve bu benzinin bir bidona doldurulduğunu söylemiştir.

43. F.G.nin Ö.K.dan 1/2/2015 tarihinde bidonla benzin aldığına dair güvenlik kamerası görüntüleri elde edilmiştir.

44. Cumhuriyet savcısınca verilen arama kararına istinaden N.A.nın evinde yapılan aramada, kullanılmayan tuvalet içinde bir kadına ait kesik iki el bulunmuştur.

45. Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı uyarınca A.S.A. tarafından annesi N.T.ye verilen ve içinde SIM kart bulunmayan mobil telefon ile N.T ve F.G.nin üzerilerinden çıkan mobil telefonlar rızalarına istinaden Komutanlık görevlilerince muhafaza altına alınmıştır.

46. Ö.A. ve arkadaşı B.N.G.nin alışveriş merkezi girişindeki görüntülerini içerir güvenlik kamerası kayıtları elde edilmiştir. Buna göre zamanı otuz iki dakika ileri olan kamera kayıtlarına göre Ö.A. 11/2/2015 günü saat 20.41'de tek başına dolmuş duraklarına doğru gitmektedir.

47. F.G.nin olay tarihinden sonra değiştirmediğini iddia ettiği kıyafetleri rızasına binaen muhafaza altına alınmıştır.

48. Kanala atıldığı söylenen bıçak aransa da bulunamamıştır.

49. Al.A. isimli kişinin derede bulduğunu iddia edip olayda kullanılmış olabileceğini ileri sürdüğü, üzerinde kıllar bulunan bıçak Al.A.nın haber vermesi üzerine kolluk görevlilerince muhafaza altına alınmıştır.

50. Cin Deresi mevkiine 200 metre mesafede bulunan bir akaryakıt istasyonunun güvenlik kameralarına ait görüntülerden 12/2/2015 günü saat 00.02 sıralarında F.G.ye ait aracın akaryakıt aldığı ve araçtan inen ancak yüzü seçilemeyen kişinin D.Ö. isimli pompacı ile bir süre konuştuğu tespit edilmiştir.

51. Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Hâkimlik tarafından verilen kararlar uyarınca A.S.A., N.A. ve F.G.nin 2/2/2015-13/2/2015 tarihleri arasında, mobil telefonlar yoluyla kurdukları iletişimler tespit edilmiş ve bu tespite dair raporlar Komutanlık görevlilerince analiz edilmiştir.

52. Tarsus Emniyet Müdürlüğüne telefon eden ve soyadını vermek istemeyen Ş. isimli bir kişi eski emniyet mensubu olduğunu söyleyerek A.S.A. ve F.G.nin ortak arkadaşı olan B. isimli, soyadını bilmediği kişinin de olaya karışmış olabileceğini iddia etmiş ancak olaya nasıl karışmış olabileceğine dair bilgi vermemiştir. Komutanlık görevlileri, ihbarda ismi geçen kişinin soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan B.B. olduğunu değerlendirmişlerdir.

53. Komutanlık görevlileri, A.S.A.nın şoförlüğünü yaptığı minibüs ile F.G.ye ait aracın olay tarihinde MOBESE kayıtlarına yansıyan görüntülerini temin edip incelemişlerdir.

54. Ö.A.nın mobil telefon yoluyla kurduğu iletişiminin tespitine ilişkin raporlar Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumundan temin edilmiştir.

55. Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı (Grup Başkanlığı) cesetten ve başvurucu Songül Aslan'dan alınan biyolojik örnekler üzerinde inceleme yapıp cesedin %99,99 oranında Ö.A. olduğunu tespit etmiştir.

56. Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı, şüpheliler A.S.A., N.A., ve F.G.ye ait dört mobil telefonu inceleyip raporlama yapmış; A.S.A. ve N.A.dan alınan el ve yüz svaplarında atış artığı olmadığını tespit etmiş; inceleme için gönderilen meyve bıçağı, çakmak ve Al.A.nın teslim ettiği bıçak üzerinde mukayeseye elverişli parmak izi olmadığını saptamıştır.

57. Cumhuriyet Başsavcılığının talebi üzerine Hâkimlikçe verilen karara istinadenA.S.A., N.A. ve F.G.den alınan kan ve kıl örnekleri üzerinde Grup Başkanlığınca moleküler genetik incelemeler yapılmıştır.

58. Adli Tıp Kurumu Adana Grup Başkanlığınca düzenlenen otopsi raporundan;

- Göz içi sıvısında alkol (etanol, metanol) ve sistematiklerindeki diğer maddelerin (uyutucu-uyuşturucu maddeler dâhil) bulunmadığı,

- Yanık nedeni ile sınırlı bölgelerden alınabilen sürüntü örneklerinde sperm bulunmadığı, tırnak numunesinde A.S.A.ya ait DNA profilitespit edildiği,

- Kişinin duman solumaya ait solunum yollarında is bulaşığı emaresine rastlanmadığı,

- Kişinin vücudunda on bir adet kesici ve delici alet yarası mevcut olup bu yaralardan sekizinin ayrı ayrı öldürücü nitelikte olduğu,

- Kesici delici alet yarasının cilt-cilt altı bulgularına göre ika edilen aletin bir kenarının keskin, diğer kenarının künt olduğu, bu yaraların aynı özelliklere sahip alet ve/veya aletlerle oluşturulmasının mümkün olduğu,

- Ağır derecede yanmış kişinin ölümünün kesici ve delici alet yaralanmasına bağlı iç organ yaralanması, büyük damar yaralanmasına bağlı dış kanama sonucu meydana gelmiş olduğu anlaşılmıştır.

59. Başvurucular Mehmet Aslan ve Songül Aslan, vekilleri aracılığıyla delil toplanmasına ilişkin taleplerini içerir bir dilekçeyi Cumhuriyet Başsavcılığına vermişlerdir. Bu dilekçeyle başvurucular; bazı işyerlerindeki güvenlik kamerası görüntülerinin temin edilmesi, kesin ölüm nedeninin ve yakıldığı esnada Ö.A.nın yaşayıp yaşamadığının tespit edilmesi, A.S.A.nın şoförlüğünü yaptığı minibüsün otoyolu kullanmak için gerekli geçiş kartına (OGS ve HGS) sahip olup olmadığının araştırılması, olay öncesinde A.S.A.nın minibüsle evine bıraktığını iddia ettiği O.S.nin ifadesinin alınması, B.G., O.T., Ne.A., F.K. ve A.A.nın mobil telefon yoluyla kurdukları iletişimlerin tespit edilmesi, A.S.A., N.A. ve F.G.nin 12/2/2015-15/2/2015 tarihleri arasındaki iletişimlerinin tespit edilmesi, F.K.nın ve Ne.A.nın mobil telefonlarına el konulması, B.B.nin annesinin, H.D.nin, Y.T.nin ve Pompacı Ö. isimli kişinin ifadelerine başvurulması da dâhil bazı taleplerde bulunmuşlardır. Ayrıca başvurucular aynı dilekçede; Ne.A., O.T. ve A.A.nın bir şekilde suça karıştıklarını iddia etmişlerdir.

60. Başvurucular Mehmet Aslan ve Songül Aslan'ın talebi üzerine Komutanlık görevlileri, Ne. A., O.T. ve A.A.nın şüpheli sıfatıyla; O.S., H.D. Ö.G. ve B.B.nin annesi M.B.nin ise bilgi sahibi sıfatıyla ifadelerini alıp olayda kullanılan minibüsün otoyolu kullanmak için gerekli kartı olduğunu tespit etmişlerdir.

i. Daha önce verdiği ifadesiyle kısmen uyumlu beyanda bulunan Ne.A., kullandığı mobil telefonun mesaj ve çağrı kayıtlarını A.S.A.nın talebi üzerine sildiğini, karakola gittiği zaman A.S.A.nın söylediği şekilde ifade verdiğini, paraya ihtiyacı olduğu için mobil telefonunu sattığını söylemiştir.

ii. O.T. daha önce verdiği ifadeyle benzer yönde beyanda bulunup F.G.nin benzini hangi amaçla istediğini bilmediğini ifade etmiştir.

iii. A.A., A.S.A.nın kendisinden borç para istediğini ancak parası olmadığı için veremediğini, telefonda görüştüğü H.İ.T.nin A.S.A. ile konuşmak istediğini ancak A.S.A.nın "Müebbetle yargılanacağım. Görüşmeme gerek yok." diyerek yanından ayrıldığını söylemiştir.

iv. O.S. 11/2/2015 günü saat 20.15 sıralarında otobüse binecekken A.S.A.nın kullandığı minibüsle yanında durduğunu, bunun üzerine minibüse bindiğini, minibüste iki yolcu daha olduğunu, yolcular indikten sonra kendisinin de bir kavşakta minibüsten indiğini, A.S.A.nın Tarsus şehir merkezine doğru gittiğini beyan etmiştir.

v. H.D. 12/2/2015 günü işyerine gelen A.S.A.nın biriyle kavga ettiğinden söz ederek herhangi bir kişi adına kayıtlı, açık bir SIM kart istediğini, vermek istemediğini ancak A.S.A.nın ısrarlarına dayanamayarak kaydı olmayan boş bir SIM kartı A.S.A.ya verdiğini söylemiştir.

vi. Ö.G., S.G.ye ait olup A.S.A.nın şoförlüğünü yaptığı minibüsün 12/2/2015 tarihinde S.G. tarafından tamir için işyerine getirildiğini, minibüste bıçak görmediğini, kendisi gelmeden önce bıçağın alınmış olabileceğini beyan etmiştir.

v. M.B., evlerine gelen A.S.A.nın telefon numarasının değiştiğini söyleyerek arama yapmak için mobil telefonunu istediğini, kullanması için telsiz telefonu A.S.A.ya verdiğini, A.S.A.nın kiminle ne görüştüğünü bilmediğini ve A.S.A.nın tedirgin bir hâlinin olduğunu söylemiştir.

61. Cumhuriyet Başsavcılığı 6/4/2015 tarihinde, haklarında suçluyu kayırma ve suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçlarından soruşturma yürütülenşüpheliler S.G., F.K., Ne.A., B.B., O.T., A.A. ve H.D. hakkında kovuşturmasızlık kararı vermiştir. Söz konusu kararın ilgili kısımları şöyledir:

"...Kasten öldürme suçunun şüpheliler [A.S.A.], [N.A.] ve [F.G.] tarafından gerçekleştirildiği, şüphelilerin ifadelerinde cinayet olayına ilişkin olarak ikrarlarının olduğu, delillerin ne şekilde ve hangi surette yok edildiğinin ve yok edilmeye çalışıldığının ayrıntılı bir şekilde şüpheliler tarafından ikrar edildiği, mevcut şüphelilerin delillerin yok edilmeye çalışılmasına ve şüpheli [A.S.A.]nın firari olduğu dönem içerisinde ona kaçmasına yardım ve imkan sağladıkları yönünde kasten ve bilerek yardım ve iştirakte bulunduklarına dair dosya kapsamı itibariyle iddia dışında bir delil olmadığı, kaldı ki herhangi bir kimsenin de şüphelilerin eylemlerini kolaylaştıracak etkin bir imkan ya da kolaylık sağlama durumunun dosya kapsamı itibariyle bulunmadığı, zira böyle bir suçun işlendiğinin öğrenilmesinden sonra şüpheli [A.S.A.]nın kimsenin kendisine yardım etmemesi nedeniyle kaçamadığı ve Tarsus ilçesinde kısa bir süre içerisinde yakalandığı, delillerin yok edilmeye çalışılması eyleminde ise şüphelilerin kendi aralarında iş bölümü ve gerekli planlamayı yaparak eylemlerini gerçekleştirdikleri,

Böylelikle yapılan soruşturma sonucu toplanan tüm delillere göre şüphelilerin [C]inayet şüphelilerinin eylemlerini bildiklerine, bilerek bu şüphelilere herhangi bir şekilde yardım ettiklerine, bu şüphelilerin kaçmalarına imkan sağladıklarına dair şüphelilerin savunmalarının ve diğer şüphelilerin beyanlarının aksine soyut iddia dışında bu şüphelilerin suç işleme kastıyla hareket ettiklerine dair haklarında kamu davası açılması için yeterli delil elde edilemediği tüm dosya kapsamından anlaşılmakla... [O]laydan dolayı... şüpheliler hakkında açıklanan nedenlerle KAMU ADINA KOVUŞTURMAYA YER OLMADIĞINA... karar verildi."

62. Başvurucular, vekilleri aracılığıyla kovuşturmasızlık kararına itiraz etmişlerdir. İtirazda;

- B.B. hakkındaki telefon ihbarı ile ilgili herhangi bir araştırma yapılmamasına,

- 11/2/2015 tarihinde Ne.A. ve A.S.A. ile O.T. ve F.G. arasında mobil telefon yoluyla kurulan iletişimlerin sıklığına,

- Ne. A.nın olay gecesi A.S.A.nın pantolonunu yıkamasına,

- A.A., .S.A. ve N.A.nın 12/2/2015 tarihinde mobil telefon yoluyla kurdukları iletişimin sıklığına,

- A.S.A.nın B.B.nin ev telefonunu kullanmasına,

- H.D.nin A.S.A.ya sorgusuz sualsiz SIM kart vermesine,

- İfadesine göre 12/2/2015 tarihi sabahında çalışacak olan S.G.nin apar topar minibüsü tamire götürmesine,

- Soruşturma kapsamında ifadesine başvurulan kişilerin beyanları arasındakibazı çelişkilere dikkate çekilerek şüpheliler hakkında kamu davası açılması için yeter derecede şüphe oluşturacak delil bulunduğu ileri sürülmüştür.

63. Başvurucuların itirazı Hâkimliğin 30/4/2015 tarihli kararıyla reddedilmiştir.

64. Bu karar başvurucular vekiline 13/5/2015 tarihinde tebliğ edilmiş olup başvuru 9/6/2015 tarihinde yapılmıştır.

65. Cumhuriyet Başsavcılığı 6/4/2015 tarihli iddianameyle, nitelikli kasten öldürme, teşebbüs aşamasında kalmış cinsel saldırı ve cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarını işlediği iddiasıyla A.S.A. hakkında; nitelikli kasten öldürme suçunu işledikleri iddiasıyla ise N.A. ve F.G. hakkında Tarsus Ağır Ceza Mahkemesi (Ceza Mahkemesi) nezdinde kamu davası açmıştır. Bahse konu iddianamede;

- A.S.A.nın gerçekleştirmek istediği cinsel saldırı eyleminin Ö.A.nın direnmesi, biber gazı sıkması ve A.S.A.nın yüzünü tırmalaması nedeniyle gerçekleşmediği,

- A.S.A., N.A. ve F.G.nin Ö.A.yı öldürme ve delilleri yok etme konusunda kendi aralarında plan yaptıkları,

- A.S.A.nın F.G.nin yönlendirmesinden ve N.A.nın duruma sessiz kalmasından destek alarak Ö.A.yı öldürüp ellerini kestiği,

- Ö.A.nın ellerini saklayan A.S.A., N.A. ve F.G.nin cesedi yakmaya karar verdiği,

- Cin Deresi mevkiine varınca F.G.nin yolda aracıyla gözcülük yaptığı, A.S.A. ve N.A.nın ise cesedin üzerine benzin dökerek cesedi yaktıkları,

-Şüphelilerin el konulan cep telefonlarında yapılan incelemede herhangi bir suç unsuruna rastlanmadığı iddia edilmiştir.

66. Ceza Mahkemesi, A.S.A., N.A. ve F.G.nin sorgularını yapıp O.T. ve Ne.A.yı tanık sıfatıyla dinlemiştir.

67. Sorgusunda A.S.A.nın "F.G.nin Ö.A.ya cinsel saldırıda bulunduğunu" ima etmesi üzerine Ceza Mahkemesi, Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunmuştur. Cumhuriyet Başsavcılığı, yürüttüğü soruşturma sonunda cinsel saldırı suçunu işlediği iddiasıyla F.G. hakkında kamu davası açmıştır. Bu dava, Ceza Mahkemesi tarafından başvuruya konu davayla birleştirilmiştir.

68. Ceza Mahkemesi 3/12/2015 tarihinde, A.S.A.yı nitelikli kasten öldürme, cinsel saldırı ve cinsel amaçla kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından, F.G.yi nitelikli kasten öldürme ve cinsel saldırı suçlarından, N.A.yı ise nitelikli kasten öldürme suçundan mahkûm etmiştir.

69. Anılan karar, sanık müdafileri, katılanlar vekilleri ve katılma talebinde bulunan bir kısım vekil tarafından temyiz edilmiştir.

70. A.S.A. 11/4/2016 tarihinde ölmüştür.

71. Yaptığı temyiz incelemesi sonunda Yargıtay 1. Ceza Dairesi (Ceza Dairesi) 27/3/2017 tarihinde, F.G. ve N.A.nın nitelikli kasten öldürme suçunu işledikleri iddiasıyla kurulan hükümleri hak yoksunluğuyla ilgili kısımlarını düzelterek onamıştır. Ancak Ceza Dairesi, varsayıma dayalı mahkûmiyet kararı verildiği, kaldı ki cezayı artırıcı nedenlerin uygulanmasında hata edildiği gerekçesiyle F.G.nin cinsel saldırı suçunu işlediği iddiasına dayanılarak açılan davada verilen hüküm ile ölmesi nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiği gerekçesiyle A.S.A. hakkında kurulan hükümleri bozmuştur.

72. Böylece nitelikli kasten öldürme suçu yönünden F.G. ve N.A.nın ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla cezalandırılmasına dair hükümler 27/3/2017 tarihinde kesinleşmiştir.

73. Bozma sonrası yapılan yargılamada F.G., A.S.A.nın birini öldürdüğünüO.T.ye söylediğini, benzini getirince O.T.ye ölü kişinin minibüste olduğunu ifade ettiğini ve bunu duyan O.T.nin hemen bulundukları yerden kaçtığını söylemiştir. Ayrıca F.G., R.G.ye de A.S.A.nın birini öldürdüğünü söylediğini hatta A.S.A. ve N.A. ile konuşmaya giderken konuşulanlara şahit olsun diye R.G.yi yanında götürdüğünü beyan etmiştir. F.G.ye göreA.S.A. R.G.ye, hasmının kardeşi ile tartışıp onu vurduğunu söylemiştir.

74. Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda Ceza Mahkemesi 29/9/2017 tarihinde, vefat etmesi nedeniyle A.S.A. hakkında açılan davaların düşürülmesine; F.G.nin cinsel saldırı suçunu işlediği iddiasıyla açılan davada varsayıma dayalı mahkûmiyet kararı verildiğine ilişkin bozma kararına karşı direnilmesine ve F.G.nin cinsel saldırı suçundan mahkûmiyetine karar vermiştir.

75. Ceza Mahkemesince verilen karar, F.G. hakkında kurulan hüküm yönünden sanık müdafii ve katılanlar vekilleri ile katılma talebinde bulunan bazı tüzel kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.

76. Temyiz talepleri hakkında henüz karar verilmemiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

77. Konuyla ilgili ulusal ve uluslararası hukuka ilişkin bilgiler Anayasa Mahkemesinin Yasin Ağca (B. No: 2014/13163, 11/5/2017, §§ 86, 87, 91-96) başvurusu hakkında verdiği kararda yer almaktadır.

78. Bununla birlikte Yasin Ağca başvurusu hakkında verilen kararda yer almayan ancak başvuru yönünden önem arz eden birkaç husustan bahsetmek gerekir.

79. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), ölüm olayı nedeniyle haklarında kamu davası açılan, suç ortağı olduğu iddia edilen kişiler hakkında kovuşturmasızlık kararı verilmesi nedeniyle yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin bir başvuruda (Şevket Güneş ve diğerleri (k.k.), B. No: 24494/06, 1/3/2016) başvuruya konu edilen soruşturmayı, hakkında kamu davası açılan kişiyle ilgili yürütülen soruşturmayı da kapsayacak şekilde, bir bütün olarak incelemiştir. Yaptığı incelemede başvuruya konu soruşturmanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 2. maddesinin usule ilişkin gerekliliklerini karşıladığı ve suç ortağı olduğu iddia edilen kişilerin ölüm olayı ile ilişkilendirilebilmeleri için yeterli unsur bulunmadığına dair kovuşturmasızlık kararının keyfî olmadığı sonucuna varan AİHM,başvurucuların ya da avukatlarının suç ortaklığına ilişkin suçlamalar konusunda yetkilimakamlara daha kuvvetli bir dayanak sunmadan daha derin bir soruşturma yapılmasını ümit edemeyecekleri kanısına varmıştır (Şevket Güneş ve diğerleri, § 19). AİHM söz konusu kanıya Sözleşme'nin 3. maddesinin ihlal edildiği iddialarının konu edildiği bazı başvurular hakkında verdiği kararları kaynak alarak ulaşmıştır (anılan kararlar için bkz. Ş.T./Türkiye (k.k.), B. No: 28310/95, 9/11/1999; Kaplan/Türkiye (k.k.), B. No: 24932/94, 19/9/2000; Mahsun Tekin/Türkiye, B. No: 52899/99, 20/12/2005, § 29). Son olarak AİHM mezkûr Şevket Güneş ve diğerleri başvurusu hakkında verdiği kararda, etkili soruşturma yükümlülüğünün başvurucuların suç ortaklığına dair iddialarının savunulabilir olması hâlinde doğacağını belirtmiştir (Şevket Güneş ve diğerleri, § 20).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

80. Mahkemenin 19/2/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü

81. Başvurucular; haklarında kamu davası açılan sanıklarla birlikte hareket ettiklerini ileri sürdükleri şüpheliler hakkında etkili bir soruşturma yürütülmeden kovuşturmasızlık kararı verildiğini belirterek yaşam, adil yargılanma ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini iddia etmişlerdir. Başvuruculara göre söz konusu kişiler ile haklarında kamu davası açılan kişiler arasındaki sıkı iletişim trafiği, bu iletişimlerin gerçekleştiği zaman dilimleri, iletişimlerin gerçekleştiği yerler, soruşturma kapsamında beyanlarına başvurulan bazı kişilerin ifadeleri arasındaki çelişkiler ve suç delillerinin yok edildiğine dair emareler dikkate alınmamıştır.

82. Bakanlık görüşünde, başvuruya konu olay hakkında yürütülen soruşturma kapsamında yapılan işlemler özetlenerek etkili soruşturma yürütülüp yürütülmediğinin Anayasa Mahkemesi tarafından takdir edilmesi gerektiği belirtilmiştir.

83. Başvurucular, Bakanlık görüşüne karşı beyanlarında bazı delillerin taleplerine rağmen toplanmadığına ve bazı şüpheliler arasındaki akrabalık bağına dikkat çekerek başvuru formundaki iddialarını tekrar etmişlerdir.

B. Değerlendirme

84. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucular, özü itibarıyla yakınlarının ölüm olayına karışmakla suçladıkları bazı kişiler hakkında etkili bir ceza soruşturması yürütülmediğinden yakınmaktadırlar. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi, başvurunun özellikle yaşam hakkının etkili soruşturma yükümlülüğüne ilişkin usul boyutu kapsamında incelenmesi gerektiği kanaatindedir.

85. Anayasa’nın iddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” kenar başlıklı 17. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Herkes, yaşama... hakkına sahiptir."

86. Anayasa’nın "Devletin temel amaç ve görevleri" kenar başlıklı 5. maddesinin ilgili kısmışöyledir:

“Devletin temel amaç ve görevleri, … Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

87. Anayasa'nın yaşam hakkını güvence altına alan 17. maddesi ile devletin temel amaç ve görevlerini belirten 5. maddesi birlikte değerlendirildiğinde meydana gelen ölüm olaylarının sorumlularının belirlenmesini ve gerekiyorsa cezalandırılmasını sağlayabilecek etkili bir ceza soruşturması yürütülmesi gerekmektedir. Ancak yürütülen bu soruşturma, belirli bir kişinin sorumlu olup olmadığıyla sınırlı olmamalı; olayın tüm yönlerini ortaya koyacak kapsamda ve nitelikte olmalıdır. Nitekim soruşturmanın etkili olup olmadığına ilişkin değerlendirme -somut olayın kendine özgü koşulları dikkate alınarak- belirli bir kişi hakkında verilen kararla sınırlı olarak değil yürütülen soruşturma bir bütün olarak incelendikten sonra yapılabilecektir (Gülcan Keleş ve diğerleri, B. No: 2014/797, 22/03/2017, § 30).

88. Bir ceza soruşturması veya yargılaması sürecinde kovuşturmasızlık, beraat, mahkûmiyet veya hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları ile farklı zamanlarda neticelenmiş aşamalar bulunması durumunda -bu aşamaların tek bir olay için farklı kişilerin sorumluluklarına yönelik olduğu gözetildiğinde- soruşturmaların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerekebileceğinden (S.D., B. No: 2013/3017, 16/12/2015, § 69) hareket eden Anayasa Mahkemesi, aynı olaya ilişkin sorumluluğu bulunduğu iddia edilen, birden fazla kişi hakkında yürütülen adli süreçlerin bir kısmı devam ederken bazı şüpheli/sanık bakımından sürecin sona ermesi üzerine yapılan bireysel başvurularda somut olayın ve tüm adli sürecin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiylebaşvuru yollarının tüketilmediği sonucuna ulaşmıştır (Bilal Turan ve diğerleri (3), B. No: 2013/7418, 31/3/2016, § 72; Bülent Kurt, B. No: 2013/7408, 20/1/2016, § 40; Gülcan Keleş ve diğerleri, §§ 30, 31).

89. Başvurucular, ölüm olayının failleri ile birlikte hareket ettiklerini iddia ettikleri kişiler hakkında kovuşturmasızlık kararı verilmesi üzerine bireysel başvuru yapmışlar ise de başvurunun incelendiği tarihte adli süreç nitelikli kasten öldürme suçu yönünden tamamlanmış olup yalnızca cinsel saldırı suçu yönünden devam etmektedir. Dolayısıyla başvuru yollarının tüketilmesi yönünden başvuruda bir eksiklik bulunmamaktadır. Somut olayda devletin etkili soruşturma yükümlülüğünü yerine getirip getirmediğinin tespiti için başvurucuların yakınının ölümü hakkında yürütülen ceza soruşturması bir bütün olarak ele alınmalıdır.

90. Bundan başka başvuru açıkça dayanaktan yoksun olmadığı gibi başvurunun kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmamaktadır. Bu sebeple yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Genel İlkeler

91. Anayasa Mahkemesinin yaşam hakkının usul boyutu konusunda benimsediği genel ilkelere göre şüpheli bir ölüm olayı hakkında yürütülen ceza soruşturmasının etkililiği için;

i. Soruşturma makamlarının resen ve derhâl harekete geçerek ölüm olayını aydınlatabilecek ve sorumluların belirlenmesini sağlayabilecek bütün delilleri tespit etmeleri (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri,B. No: 2012/752, 17/9/2013, § 57),

ii. Ceza soruşturmasının fiilen hesap verilebilirliği sağlamak için soruşturma sürecinin kamu denetimine açık olması, ayrıca her olayda, ölen kişinin yakınlarının meşru menfaatlerini korumak için bu sürece gerekli olduğu ölçüde katılmalarının sağlanması (Serpil Kerimoğlu ve diğerleri, § 58),

iii. Hukuk devletine bağlılığın sağlanması ve hukuka aykırı eylemlere hoşgörü ve teşvik gösterildiği görünümü verilmesinin engellenmesi amacıyla ceza soruşturması makul bir özen ve süratle yürütülmesi (Salih Akkuş, B. No: 2012/1017, 18/9/2013, § 30) gerekir.

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

92. Somut olayda Cumhuriyet Başsavcılığının ölüm olayı hakkında kendiliğinden ivedilikle bir soruşturma başlattığı ve bu soruşturmada başvurucuların delil toplanmasına ilişkin taleplerini dile getirebildikleri, kovuşturmasızlık kararına itiraz edebildikleri, Ceza Mahkemesince verilen kararlara karşı kanun yollarına başvurabildikleri ve soruşturmaya katılım konusunda herhangi bir engelle karşılaşmadıkları görülmüştür. Ayrıca soruşturmanın makul bir sürat ve özenle yürütüldüğü gözlemlenmiştir.

93. Bundan başka ölüm olayını aydınlatabilmek ve sorumluları belirlemek adına soruşturma kapsamında;

- Yanmış vaziyette bulunan cesedin kimliğinin belirlendiği,

- Cesedin başvurucuların yakını Ö.A. olduğunun saptandığı,

- Olayda kullanılan minibüs ve olay yerinin kriminastik yönden OYİT tarafından incelendiği,

- Otopsi işlemi sonunda Ö.A.nın ölüm nedeninin belirlendiği,

- Ö.A.nın tırnak numunesinde A.S.A.ya ait DNA profilinin tespit edildiği,

- A.S.A., N.A. ve F.G.nin 2/2/2015-13/2/2015 tarihleri arasında mobil telefonlar yoluyla kurdukları iletişimlerin tespit edilip analiz edildiği,

- A.S.A.nın şoförlüğünü yaptığı minibüs ile F.G.ye ait aracın olay tarihinde MOBESE kayıtlarına yansıyan görüntüleri ve bazı işyerlerine ait kamera kayıtlarının temin edilip incelendiği,

- Olayda kullanıldığı değerlendirilen bazı eşyalar üzerinde parmak izi incelemesi yapıldığı ve alınanbazı svaplarda atış artığı bulunup bulunmadığı yönünden rapor alındığı,

- Bazıları şüpheli sıfatıyla olmak üzere pek çok kişinin dinlendiği anlaşılmıştır.

94. Yürüttüğü soruşturma sonunda iletişimin tespitine (iletişim araçlarının diğer iletişim araçlarıyla kurduğu iletişime ilişkin arama, aranma, yer bilgisi ve kimlik bilgilerinin tespit edilmesine yönelik işlemler) ilişkin raporlar ile ifadesine başvurulan kişilerin beyanlarını dosyadaki diğer delillerle birlikte değerlendiren Cumhuriyet Başsavcılığı, ölüm olayına yalnızca üç kişinin karıştığı sonucuna varmış ve "cinayet şüphelilerinin eylemlerini bildikleri, bilerek bu şüphelilere herhangi bir şekilde yardım ettikleri ve bu şüphelilerin kaçmalarına imkân sağladıkları" gerekçesiyle kamu davası açmaya yeter ölçüde delil bulunmaması nedeniyle bir şekilde olaya karıştıkları iddia edilen kişiler hakkında kovuşturmasızlık kararı vermiştir.

95. Anayasa Mahkemesi, başvurucuların yakınının ölüm olayı çerçevesinde sanıklar A.S.A., N.A. ve F.G.nin sorumluluğunun tespit edilmesi amacıyla yürütülen ve N.A. ile F.G.nin mahkûmiyeti ile sonuçlanan ayrıntılı ceza soruşturmasında keyfîliğin bulunmadığı ve bu soruşturmanın Anayasa'nın 17. maddesinin gerektirdiği etkinlikte olduğu kanaatindedir. Anayasa Mahkemesine göre, yürütülen soruşturmadan daha derin ve etkili bir soruşturma yürütülmesi konusunda haklı bir beklentiye girebilmeleri için başvurucuların iddiaları hakkında soruşturma makamlarına daha sağlam argüman veya emare sunmaları gerekir.

96. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının usul boyutunun ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Yaşam hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 17. maddesinde güvence altına alınan yaşam hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

C. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 19/2/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Beste Güler Aslan ve diğerleri [1.B.], B. No: 2015/9669, 19/2/2019, § …)
   
Başvuru Adı BESTE GÜLER ASLAN VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2015/9669
Başvuru Tarihi 9/6/2015
Karar Tarihi 19/2/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ölüm olayının failleri ile birlikte hareket ettikleri iddia edilen kişiler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına karar kovuşturmasızlık kararı) verilmesi nedeniyle yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Yaşam hakkı Üçüncü kişiler arası eylemler sonucu ölüm/Ağır yaralanma - Usul yükümlülüğü İhlal Olmadığı

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5271 Ceza Muhakemesi Kanunu 160
170
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi