TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
K.A.İ. A. Ş. BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2015/9986)
Karar Tarihi: 7/3/2018
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Recep KÖMÜRCÜ
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
Recai AKYEL
Raportör Yrd.
Derya ATAKUL
Başvurucu
K.A.İ. A. Ş.
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ulusal ölçekte yayımlanan bir gazetede yer alan bir habere yönelik cevap ve düzeltme (tekzip) talebinin sulh ceza hâkimliğince reddedilmesi nedeniyle itibarın korunması hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 4/6/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
6. Ulusal ölçekte yayın yapan Sabah gazetesinin (gazete) 7/11/2014 tarihli nüshasında, başvurucu hakkında "K.A'dan belgeli vurgun" başlıklı bir haber yayımlanmıştır. Söz konusu haber şöyledir:
"BELGELİ VURGUN
Paralel örgütün en büyük finansôrlerinden olan ... 'nun, Gümüşhane'deki maden işletmesi üzerinden devleti yaklaşık 10 milyon lira zarara uğrattığı ortaya çıktı. K. A. İ. A. Ş.'nin, Gümüşhane Masira'daki maden ocağından elde ettiği kazancın yüzde 30'luk devlet payını ödemeyerek sağladığı haksız kazanç, Sayıştay raporlarına yansıdı.
SUMENALTI ETTİLER
Vurgun, Sayıştay denetçileri tarafından Gümüşhane Özel idare hesaplarının incelemesi sırasında ortaya çıkarıldı. Vurgun miktarı, 3 yıl toplamında 9 milyon 640 bin 555 lirayı buluyor. İddialara göre; K. A. İ. A. Ş.'nin vurgunu denetçiler tarafından tek tek rapora dökülerek Sayıştay Başkanlığı'na iletildi. Ancak Sayıştay'daki Paralel Yapı mensubu kadrolarca raporun sumenaltı edilip yasal sürecin başlamasını engelledi. Raporda özetle "3213 sayılı Maden Kanunu kapsamında Hazine'ye ait yerlerdeki madenlerden alınması gereken yüzde 1 ila yüzde 4 oranında devlet hakkı ve özel idare payı, "Gümüşhane İl Özel İdaresi'ne ödenirken, yüzde 30 fazlalığın beyan edilmediği ve süresinde özel idare hesabına yatırılmadığı anlaşılmıştır" dendi. İşletme sahiplerinin Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nebeyan ettiği ocak başı satış tutarının baz alınarak hesaplamaya gidildiği ve işletmenin beyanı esas alındığında ortaya çıkan zarar miktarı vurgulandı. Ödenmeyen devlet payının, sektör için astronomik bir rakam olduğu belirtilen raporda, "Bu ancak devlet içerisinde devlet olan bir gücün sergileyebileceği usulsüzlük" dendi. K. A. İ. A. Ş.'nin yaklaşık 10 milyon lirayı, devlet yerine himmet olarak cemaate aktarıp aktarmadığı merak ediliyor. Türkiye'de Gümüşhane'yle birlikte 9 ayrı madene sahip olan K. A. İ. A. Ş.'ye Gümüşhane dışındaki bölgelerde yüzde 30 devlet katkı payını ödeyip ödemediğiyle ilgili inceleme başlatıldı. K. A. İ. A. Ş.'nin bölgedeki altın madeni daha önce de mezarlıkların, köylülerin izni dışında taşınması olayıyla gündeme gelmişti."
7. Başvurucu, anılan habere karşı tekzip talebinde bulunmuş; Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği 19/3/2015 tarihinde başvurucunun talebini, bahse konu haberin basın özgürlüğü kapsamında kaldığı gerekçesiyle reddetmiştir.
8. Başvurucu tarafından anılan karara yapılan itiraz Ankara 6. Sulh Ceza Hâkimliğince 27/4/2015 tarihinde reddedilmiştir.
9. Ret kararı başvurucuya 5/5/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu, 4/6/2015 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
10. Mevcut başvurunun değerlendirilmesi sırasında gözönünde bulundurulan ulusal ve uluslararası hukuk kaynakları için Ahmet Oğuz Çinko ve Erkan Çelik [GK] (B. No: 2013/6237, 2/7/2015) kararına bakılabilir.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin 7/3/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
12. Başvurucu; ulusal ölçekte yayın yapan bir gazetede hakkında gerçeği yansıtmayan, hakaret ve suçlayıcı ifadeler içeren bir haberin yayımlanması üzerine tekzip yayımlanması için yargıya müracaat ettiğini belirtmiştir. Başvurucu; derece mahkemelerince talebinin reddedildiğini, söz konusu haber nedeniyle ticari itibarının zedelendiğini belirterek Anayasa’nın 17., 36., 40. ve 141. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
13. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun ihlal iddiasının özü, söz konusu gazete haberinin ticari itibarına yönelik bir müdahale oluşturduğudur. Bu sebeple mevcut davanın koşullarında şikâyetlerin bir bütün olarak Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
14. Başvuru konusu olaya benzer olaylarda uygulanacak ilkeler ilk olarak Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu tarafından Ahmet Çinko ve Erkan Çelik başvurusunda (bkz. Ahmet Çinko ve Erkan Çelik, §§ 35-57) ortaya konulmuş, daha sonra Bölümler ve Komisyonlar önlerine gelen başvurularda istikrarlı olarak bu ilkeler doğrultusunda başvuruları sonuçlandırmıştır (Benzer yöndeki kararlar için bkz. Aziz Yıldırım (5), B. No: 2013/9037, 23/3/2016; Fetullah Gülen (2), B. No: 2014/11499, 22/9/2016).
15. Hukuk sistemimizde cevap ve düzeltme hakkının somut başvurudaki gibi 9/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın Kanunu’nun 14. maddesindeki usule uyarak sulh ceza hâkimliklerine başvurmak suretiyle veya hukuk mahkemelerinde açılacak nizalı dava yolu ile kullanılabilmesi mümkündür. Sulh ceza hâkimlikleri tarafından verilen kararlar, basın yolu ile kişilik hakkının ihlali nedeniyle açılan diğer ceza veya hukuk davalarında bir kesin hüküm teşkil etmemektedir. Tekzip metninin yayımlanması bir müeyyide niteliği taşımasına rağmen bu hakkın kullanılması ya da kullanılmaması, hak sahibinin bu nedenle diğer dava haklarını kullanmasını etkilememektedir (Ahmet Oğuz Çinko ve Erkan Çelik, § 51).
16. Başvurucunun itibarına gerçek dışı basın açıklaması ile hukuka aykırı olarak yapılan müdahalenin 5187 sayılı Kanun'un 14. maddesi gereği çelişmeli bir yargılama yapılmadan, gecikmeksizin ve süratle bertaraf edilmesi ihtiyacı ortaya konulabilmiş değildir. Somut başvuruya konu ihlal iddiasında diğer ceza veya hukuk yollarının daha yüksek başarı şansı sunabilecek, kullanılabilir ve etkili başvuru yolları olduğu anlaşılmaktadır.
17. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 7/3/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.