logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Osman Evcan [1.B.], B. No: 2016/10176, 12/6/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

OSMAN EVCAN BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2016/10176)

 

Karar Tarihi: 12/6/2019

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Burhan ÜSTÜN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Volkan SEVTEKİN

Başvurucu

:

Osman EVCAN

Vekili

:

Av. Davut ERKAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucu tarafından gönderilmek istenen faksların sakıncalı bulunarak muhataplarına gönderilmemesine veya sansürlenerek (çizilerek) gönderilmesine karar verilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurular 26/5/2016 ve 23/6/2016 tarihlerinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurucunun adli yardım taleplerinin kabulüne karar verilmiştir.

5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

6. Bölüm Başkanı tarafından, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

7. Başvurucu tarafından yapılan 2016/10176 ve 2016/12002 numaralı başvurular, aralarında kişi yönünden hukuki irtibat bulunduğu anlaşıldığından birleştirilmiş; incelemeye 2016/10176 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden devam edilmiştir.

8. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

9. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

10. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

11. Kocaeli 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucunun 5/2/2016 tarihinde Silivri 6 No.lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna (İnfaz Kurumu) nakledildiği anlaşılmaktadır.

12. Başvurucu 22/2/2016 ila 24/2/2016 tarihlerinde bir sayfadan oluşan aynı mahiyetteki faksları M.E., Ö.G., S.Ö., M.K., İ.Y., U.I., B.K. ve R.K.ye; 7/3/2016 tarihinde de F.Ş. ve tekrardan M.K. isimli kişilere göndermek istemiştir.

13. İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığının (Disiplin Kurulu) 24/2/2016 ve 25/2/2016 tarihli sakıncalı mektup değerlendirme kararlarıyla faksların gönderilmemesine karar verilmiştir. Karar gerekçelerinde, başvurucunun iddia ettiği hak ihlali uygulamaları ile bu uygulamalar nedeniyle açlık grevine başladığını bildirdiği satırların sakıncalı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca bu satırlarda Kurumu karalama maksatlı ve aşağılayıcı ifadelerle birlikte terör ve diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine yönelik bilgiler ile kişi ve kurumları paniğe sevk edecek nitelikte yalan yanlış bilgilerin bulunduğu gerekçeleriyle faksların ilgilisine gönderilmemesine karar verildiği açıklanmıştır.

14. Disiplin Kurulu 7/3/2016 tarihinde yazılan fakslar yönünden ise 8/3/2016 tarihli sakıncalı mektup değerlendirme kararlarıyla faksların sansürlenerek gönderilmesine karar vermiştir. Karar gerekçelerinde; sadece açlık grevine başlandığı bildirilen satırların kişileri açlık grevine teşvik edebileceği, ayrıca bu satırların terör ve çıkar amaçlı veya diğer suç örgütleri mensuplarının haberleşmelerine yönelik bilgiler ile kişi ve kurumları paniğe sevk edecek nitelikte bulunduğu gerekçesiyle sakıncalı olduğu değerlendirilerek bu kısımların çizilerek ilgilisine gönderilmesine karar verildiği belirtilmiştir.

15. Disiplin Kurulu kararlarına karşı Silivri 1. ve 2. İnfaz Hâkimliklerine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunulmuştur. Başvurucu; şikâyetinde genel olarak ceza infaz kurumunda vegan beslenme koşullarının bulunmadığını, koğuş şartlarının yaşam standartlarının altında olduğunu, ceza infaz kurumunda müşahade kısmında kameralar ile gözetlemeler yapıldığını, X-Ray kapısından çıplak ayakla geçmeye zorlandıklarını, talepte bulundukları gazete, dergi gibi yayınlara ulaşmada engellemelerle karşılaştıklarını, telefonla görüşme hakkının kullanımında sıkıntılar yaşadıklarını ve merkezî televizyon yayın programına talep ettikleri kanalların eklemesinin yapılmadığını belirtmiştir. Başvurucu bu taleplerinin yerine getirilmesi amacıyla 22/2/2016 tarihinde süresiz açlık grevine başladığını ifade etmektedir.

16. İnfaz Hâkimliği başvurucunun şikâyetlerini 9/3/2016, 25/3/2016 ve 28/3/2016 tarihli kararlarla reddetmiştir. Karar gerekçelerinde; başvurucunun göndermek istediği iletilerde Kurumun asayiş ve güvenliğini tehlikeye düşürebilecek ifadeler bulunduğu,bahsi geçen iddiaların kişileri paniğe sevk edebileceği, kurumlarda da panik ortamı oluşturabileceği, kurumlar arası olumsuz birtakım eylemlere neden olabileceği, kaldı ki iddia edilen hak ihlallerine ilişkin yargısal ve idari anlamda itiraz ya da şikâyet mekanizmalarının da işletilebileceği hususu gözönüne alınarak Disiplin Kurulu kararlarında usul ve yasaya aykırı bir durumun bulunmadığı belirtilmiştir.

17. Başvurucu tarafından İnfaz Hâkimliği kararlarına karşı Silivri Ağır Ceza Mahkemesine yapılan itirazlar8/4/2016ve 13/4/2016tarihli kararlarla reddedilmiştir. Karar gerekçelerinde, itirazın dayanağını oluşturan İnfaz Hâkimliği kararlarının usul ve yasaya uygun olduğuna ilişkin değerlendirmeye yer verilmiştir.

18. Nihai kararlar 26/4/2016, 27/4/2016 ve 24/5/2016 tarihlerinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

19. Başvurucu 26/5/2016 ve 23/6/2016 tarihlerinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

20. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’un 68. maddesi, 6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün 91., 122. ve 123. maddeleri (ilgili mevzuat hükümleri için ayrıca bkz.Ahmet Temiz, B. No: 2013/1822, 20/5/2015, §§ 16-20).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

21. Mahkemenin 12/6/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

22. Başvurucu, Ceza İnfaz Kurumunda yaşanıldığını iddia ettiği hak ihlallerinin giderilmesi için başlattığı açlık grevini duyurmak amacıyla başka ceza infaz kurumunda bulunan arkadaşları ile ceza infaz kurumu dışındaki bir kısım arkadaşına göndermek istediği faksların Disiplin Kurulu kararlarıyla sakıncalı bulunarak muhataplarına gönderilmemesine ya da sansürlenerek gönderilmesine karar verilmesi ve bu kararlara karşı İnfaz Hâkimliğine yaptığı şikâyetin de şablon gerekçelerle reddedilmesi suretiyle adil yargılanma hakkı ile ifade özgürlüğü ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

23. Bakanlık görüşünde, başvurucunun ceza infaz kurumunda yaşandığını iddia ettiği hak ihlalleri nedeniyle başladığı açlık grevini duyurmak amacıyla göndermek istediği faksların, sakıncalı görülerek gönderilmemesine veya kısmi olarak gönderilmesine karar verilmesinin demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı ve müdahalenin ulaşılmak istenen amaçla orantılı olduğunun değerlendirildiği belirtilmiştir. Öte yandan Disiplin Kurulu ve İnfaz Hâkimliği kararlarının kanuni dayanağının bulunduğu, ilgili ve yeterli gerekçeler içerdiği, kararların hak ve özgürlükleri ihlal eder nitelikte olmadığı, varılan tespit ve sonuçların açık bir keyfîlik içermediği gibi haberleşme hürriyetinin ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz ve doğal sonuçları ile ceza infaz kurumu yönetimi, düzeni, disiplini, güvenliği ve suçun önlenmesi meşru amacı temelinde kamu yararı arasındaki denge gözetilerek sınırlandırıldığı ifade edilmiştir.

24. Başvurucu vekili Bakanlık görüşüne karşı beyanında; Bakanlık görüşüne katılmadıklarını, infaz kurumunda açlık grevine başlanılmasının kamu düzeni ve kurumun güvenliği açısından tehlike teşkil edeceğinden söz etmenin mümkün olmadığını belirtmiştir. Ayrıca yetersiz gerekçelerle ifade özgürlüğü ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğini vurgulamıştır.

B. Değerlendirme

25. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının özü, göndermek istediği faksların sakıncalı görülerek muhatabına gönderilmemesine ya da sansürlenerek gönderilmesine karar verilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin engellenmesine ilişkindir. Anayasa Mahkemesinin önceki kararlarında bu tür başvurular haberleşme hürriyeti kapsamında incelenmiştir (Ahmet Temiz, § 23; Özkan Kart (2), B. No: 2013/1201, 20/5/2015, § 22; Akif İpek, B. No: 2013/9456, 24/6/2015, § 23; Ramazan Vural, B. No: 2013/1148, 7/7/2015, § 24; Eren Yıldız, B. No: 2013/759, 7/7/2015, § 25; Mustafa Aydin, B. No: 2013/275, 6/10/2015, § 24). Somut başvuruda da bu durumdan ayrılmayı gerektirecek bir durum bulunmamaktadır.

26. Anayasa'nın iddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak "Haberleşme hürriyeti" kenar başlıklı 22. maddesi şöyledir:

"Herkes, haberleşme hürriyetine sahiptir. Haberleşmenin gizliliği esastır.

Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; haberleşme engellenemez ve gizliliğine dokunulamaz. ...

İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir."

27. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre Anayasa Mahkemesince açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemez olduğuna karar verilebilir. Başvurucunun ihlal iddialarını temellendiremediği, iddialarının salt kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu, temel haklara yönelik bir müdahalenin olmadığı veya müdahalenin meşru olduğu açık olan başvurular ile karmaşık veya zorlama şikâyetlerden ibaret başvurular açıkça dayanaktan yoksun kabul edilebilir (Hikmet Balabanoğlu, B. No: 2012/1334, 17/9/2013, § 24).

28. Disiplin Kurulu, başvurucunun göndermek istediği faksların sakıncalı olduğunu değerlendirerek bir kısmının alıkonulmasına, bir kısmının da sansürlenerek gönderilmesine karar vermiştir. Dolayısıyla anılan işlemler ile kamu makamları tarafından başvurucunun haberleşme hürriyetine bir müdahalede bulunulduğu açıktır.

29. Anayasa Mahkemesinin Ahmet Temiz kararında hükümlü ve tutukluların gönderdiği veya kendilerine gönderilen mektuplara ceza infaz kurumunun ilgili kurulları tarafından yapılan müdahalelere ilişkin genel ilkeler belirtilmiştir (Ahmet Temiz, §§ 28-34). Buna göre haberleşme özgürlüğüne yapılan müdahale öncelikle kanunla öngörülmelidir. Müdahalenin yasal dayanağını oluşturan mevzuatın ulaşılabilir, yeterince açık ve belirli bir eylemin gerektirdiği sonuçlar açısından öngörülebilir olması gerekir. İkinci olarak söz konusu müdahale meşru bir amaca dayanmalı, demokratik bir toplumda gerekli ve ölçülü olmalıdır.

30. Anılan müdahale, Anayasa’nın 22. maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen haklı sebeplerden bir veya daha fazlasına dayanmadığı ve Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşullara uygun olmadığı takdirde Anayasa’nın 22. maddesinin ihlalini teşkil edecektir. Bu nedenle sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen, kanun tarafından öngörülme, meşru amaç taşıma, demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk ve ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir (Ahmet Temiz, § 36).

31. Somut olayda 5275 sayılı Kanun'un 68. maddesinin hükümlülerin ceza infaz kurumlarından yaptıkları yazışmaların denetimi ve sınırlandırılmasının kanuni dayanağını oluşturduğu anlaşılmaktadır (benzer yönde değerlendirme için bkz. Ahmet Temiz, §§ 37-46). Öte yandan haberleşme hürriyetinin düzenlendiği Anayasa'nın 22. maddesinin ikinci fıkrasında, söz konusu sınırlama sebeplerine bağlı kalınarak yapılacak sınırlamanın ancak usulüne uygun olarak verilecek hâkim kararıyla mümkün olabileceği belirtildikten sonra üçüncü fıkrasında "İstisnaların uygulanacağı kamu kurum ve kuruluşları kanunda belirtilir." denilerek bu kuralın da mutlak olmadığı ve bu kurala bazı kurumlar yönünden kanunla sınırlamalar getirilebileceği açıkça düzenlenmiştir (AYM, E.2014/122, K.2015/123, 30/12/2015, § 71). Bu bağlamda ceza infaz kurumları, Anayasa'nın 22. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamında istisnaların uygulanacağı kamu kurumlarındandır (Mehmet Koray Eryaşa, B. No: 2013/6693, 16/4/2015, §§ 74-76).

32. Faksların sakıncalı bulunarak alıkonulması ya da sansürlenerek gönderilmesinin sebebi olarak anılan faksların kişileri açlık grevine teşvik edebileceği, kişi ve kurumları paniğe sevk edecek nitelikte bulunması ve olumsuz birtakım eylemlere neden olabileceği gösterilmiştir. Bu kapsamda başvurucunun göndermek istediği faksların Disiplin Kurulu tarafından denetlenmesi suretiyle haberleşme hürriyetine yapılan müdahalenin kamu düzeninin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi ile ceza infaz kurumlarında asayiş ve güvenliğin sağlanması amaçlarını taşıdığı, bunun da Anayasa'nın haberleşme hürriyetine ilişkin 22. maddesinin ikinci fıkrası kapsamında meşru bir amaç olduğu sonucuna varılmıştır (Ahmet Temiz, §§ 47-55).

33. Ceza infaz kurumlarında tutulmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin temini gibi ceza infaz kurumunda güvenliğin sağlanmasına yönelik kabul edilebilir makul gerekliliklerin olması durumunda hükümlü ve tutukluların sahip oldukları haklar sınırlandırılabilir (Turan Günana, B. No: 2013/3550, 19/11 /2014, § 35).

34. Diğer yandan 5275 sayılı Kanun’un 40. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (g) bendinde ceza infaz kurumlarında açlık grevi yapmak fiilinin disiplin cezası ile cezalandırılacağı hüküm altına alınmıştır. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 298. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca da hükümlü ve tutukluların açlık grevine veya ölüm orucuna teşvik veya ikna edilmeleri ya da bu yolda kendilerine talimat verilmesi suçtur.

35. Somut olaya konu bir sayfadan oluşan aynı mahiyetteki on adet faksta başvurucunun 5/2/2016 tarihinde nakil olarak geldiği İnfaz Kurumundaki iddia ettiği olumsuz uygulamalar nedeniyle 22/2/2016 tarihinde süresiz olarak başlattığı açlık grevini duyurmak istediği anlaşılmaktadır. Disiplin Kurulu başlangıçta faksların alıkonulmasına ilişkin verdiği kararlarda, iddia edilen hak ihlali uygulamaları ile bu uygulamalar sebebiyle açlık grevine başlanıldığının bildirilmesinin sakıncalı olduğunu değerlendirmiştir (bkz. § 13). Disiplin Kurulu sonraki kararlarında ise sadece açlık grevine başlandığının bildirildiği satırların sakıncalı olduğunu değerlendirmiş ve bu kısımların çizilerek ilgilisine gönderilmesine karar verildiğini belirtmiştir (bkz. § 14). Tüm süreç birlikte değerlendirildiğinde, iletişimin sınırlandırılmasıyla ulaşılabilecek genel yarar ile temel hak ve özgürlüğü sınırlandırılan bireyin kaybı arasında adil bir denge kurulmasına yönelik olarak özenli ve esnek bir yaklaşımın Disiplin Kurulu kararlarına yansıdığı görülmektedir.

36. Öte yandan başvurucunun söz konusu iletilerde nakil öncesinde kaldığı ceza infaz kurumunda da uzun süre açlık grevi eylemi yaptığını ifade ettiği ve ceza infaz kurumuna geldiği tarih ile açlık grevine başladığı tarih arasında kısa bir zaman geçtiği görülmektedir. Bu süre içinde açlık grevi eylemine başlayan başvurucunun bu eyleme ilişkin bilgi ve haber verme amaçlı iletişimine İnfaz Kurumunca temkinle yaklaşılması ve haberleşmenin denetime tabi tutulması, infaz kurumlarının asayiş ve güvenliğini sağlamaya yönelik kabul edilebilir bir yaklaşımdır.

37. İddia edilen hak ihlallerine ilişkin yargısal ve idari süreçlere başvurulmadan açlık grevi eylemine başlanılması ve fakslarda kullanılan üslup gözönüne alındığında Disiplin Kurulunun da söz konusu eylemin yaygınlaşabileceği kaygısıyla eyleme ilişkin haberleşmenin örgütsel amaçlı yapıldığı düşüncesinin öngörülebilir olduğu sonucuna varılmıştır. Bu kapsamda İnfaz Hâkimliği kararları da ilgili ve yeterli gerekçeler içermektedir.

38. Dolayısıyla kamu düzeninin korunması, ceza infaz kurumunda disiplinin ve güvenliğin sağlanması, suç işlenmesinin önlenmesi amaçlarıyla faksların sakıncalı görülerek bir kısmına el konulması, bir kısmının da sansürlenerek gönderilmesi şeklindeki müdahalenin Anayasa'nın 22. maddesi anlamında demokratik toplum düzeninin gereklerine aykırı olmadığı ve müdahalenin ulaşılmak istenen amaçla ölçülü olduğu sonucuna varılmıştır. Sonuç olarak somut olayda haberleşme hürriyetine yönelik açık ve görünür bir ihlal bulunmamaktadır.

39. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi mağduriyetine neden olacağından adli yardım talebi kabul edilen başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 12/6/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Osman Evcan [1.B.], B. No: 2016/10176, 12/6/2019, § …)
   
Başvuru Adı OSMAN EVCAN
Başvuru No 2016/10176
Başvuru Tarihi 26/5/2016
Karar Tarihi 12/6/2019
Birleşen Başvurular 2016/12002

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, ceza infaz kurumunda hükümlü olarak bulunan başvurucu tarafından gönderilmek istenen faksların sakıncalı bulunarak muhataplarına gönderilmemesine veya sansürlenerek çizilerek) gönderilmesine karar verilmesi nedeniyle haberleşme hürriyetinin ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Haberleşme-Sakıncalı mektup Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5275 Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun 68
Tüzük 6/4/2006 Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük 91
122
123
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi