TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
CELAL UYĞUR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/12442)
|
|
Karar Tarihi: 12/11/2019
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Muzaffer
KORKMAZ
|
Başvurucu
|
:
|
Celal UYĞUR
|
Vekili
|
:
|
Av. Gülay
KOCA ÖZTÜRKOĞLU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; tutuklama tedbirinin hukuki olmaması ve tutukluluğun
makul süreyi aşması nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının,
tutuklamaya konu suçlamaların ifade hürriyeti kapsamındaki eylemlere ilişkin
olması nedeniyle ifade hürriyetinin, soruşturma izni alınmadan kamu davası
açılması nedeniyle de adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 23/6/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde olaylar özetle şöyledir:
9. Sosyal medya paylaşımları nedeniyle başvurucu hakkında
Cumhurbaşkanı'na hakaret ve terör örgütü propagandası yapma suçlarından
soruşturma başlatılmıştır.Başvurucu,
Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında 13/1/2016
tarihinde Şanlıurfa'da gözaltına alınmış ve aynı tarihte Şanlıurfa 1. Sulh Ceza
Hâkimliğinin kararıyla Cumhurbaşkanı'na hakaret suçundan tutuklanmıştır.
10. Şanlıurfa Cumhuriyet Başsavcılığı Cumhurbaşkanı'na hakaret
suçundan cezalandırılması istemiyle başvurucu hakkında aynı yer asliye ceza
mahkemesinde kamu davası açmıştır.
11. Şanlıurfa 7.Asliye Ceza Mahkemesi 25/5/2016 tarihli
duruşmada başvurucunun tutukluluk hâlinin devamına karar vermiştir.
12. Başvurucunun anılan karara yaptığı itiraz, Şanlıurfa 3. Ağır
Ceza Mahkemesinin1/6/2016 tarihli kararıyla reddedilmiştir. Karar başvurucuya
20/6/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir.
13. Başvurucu 23/6/2016 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
14. Şanlıurfa 7. Asliye Ceza Mahkemesi 24/6/2016 tarihinde
başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.
15. Mahkeme 19/2/2018 tarihinde başvurucunun beraatine
karar vermiş; karar, kanun yoluna başvurulmadan 15/3/2019 tarihinde
kesinleşmiştir.
16. Başvurucu, yargılamanın sona ermesi üzerine tutuklanması ve
tutukluluğunun hukuka aykırı şekilde sürdürülmesi nedeniyle zarara uğradığını
iddia ederek 10/6/2019 tarihinde koruma tedbirlerine dayalı tazminat davası
açmıştır. Dava, bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla Şanlıurfa 1.
Ağır Ceza Mahkemesinin 2019/207 Esas sayılı dosyasında derdesttir.
IV. İLGİLİ HUKUK
17. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Tazminat istemi" kenar başlıklı
141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı ile (2) numaralı fıkrası
şöyledir:
" (1) Suç soruşturması veya kovuşturması
sırasında;
...
a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında
yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,
...
e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya
tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,
...
Kişiler, maddî ve manevî her türlü
zararlarını, Devletten isteyebilirler.
(2)
Birinci fıkranın (e) ve (f) bentlerinde belirtilen kararları veren merciler,
ilgiliye tazminat hakları bulunduğunu bildirirler ve bu husus verilen karara
geçirilir.
..."
18. 5271 sayılı Kanun'un "Tazminat
isteminin koşulları" kenar başlıklı 142. maddesinin (1)
numaralı fıkrası şöyledir:
"Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin
ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde
karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat
isteminde bulunulabilir."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
19. Mahkemenin 12/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
20. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Başvuru hakkının kötüye kullanılması" kenar
başlıklı 51. maddesi şöyledir:
"Bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye
kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama giderlerinin dışında,
ayrıca ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere
disiplin para cezasına hükmedilebilir."
21. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
(İçtüzük) "Başvuru hakkının kötüye
kullanılması" kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:
"Başvurucunun istismar edici, yanıltıcı
ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye
kullandığının tespit edilmesi hâlinde incelemenin her aşamasında başvuru
reddedilir ve yargılama giderleri dışında, ilgilinin ikibin
Türk Lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına
karar verilebilir."
22. İçtüzük'ün "Bireysel başvuru formu ve ekleri"
kenar başlıklı 59. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Başvuru formunda belirtilen bilgilerde
ve başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik olduğunda bunun
Mahkemeye bildirilmesi zorunludur."
23. Genel olarak bir hakkın öngörüldüğü amaç dışında ve
başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye
edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru
alanında özel olarak ele alındığı açıkça görülmektedir. Bu bağlamda bireysel
başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi
değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması
olarak değerlendirilmesi mümkündür (Mehmet
Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31; S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).
24. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek
olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması,
başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi
verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu
değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında
mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat
oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak
kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya
tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında
ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla
bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru
hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (Mehmet Güven Ulusoy, § 32; S.Ö.,
§ 29).
25. Somut olayda başvurucu, beraat kararından sonra 5271 sayılı
Kanun'un 141. maddesi kapsamında 10/6/2019 tarihinde Şanlıurfa 1. Ağır Ceza
Mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açmıştır. Dava, bireysel
başvurunun incelendiği tarih itibarıyla Şanlıurfa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin
2019/207 Esas sayılı dosyasında derdesttir. Başvurucu bireysel başvuru formunda
başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde bunu
Anayasa Mahkemesine bildireceğini beyan etmesine rağmen İçtüzük'ün
59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında belirtilen yükümlülüklerine açıkça
aykırı olarak tazminat davası açtığına ilişkin herhangi bir bildirimde
bulunmamıştır. Koruma tedbiri nedeniyle tazminat davası açılması, başvurunun
değerlendirilmesini önemli ölçüde etkileyebilecek nitelikte bir husustur.
Başvurucu tazminat davası sonucunda tazminat kazanmış ise ve dava kesinleşmişse
tutuklamanın hukuki olmadığı ve tutukluluğun makul süreyi aştığı iddiaları açısından
ihlalin ve sonuçlarının ortadan kalkmış olduğu gerekçesiyle başvurunun düşmesi
sonucuna ulaşılabilir. Öte yandan tazminat davasının devam ediyor olması
hâlinde de başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğu sonucuna ulaşılması söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla başvurucunun
başvurunun sonucunu etkileyecek böyle bir davayı açtığı hususunda dava
kesinleşmese bile Anayasa Mahkemesini bilgilendirmesi gerekir (Engin Çırakoğlu, B. No: 2014/8520,
10/10/2018, § 27; Bayram Türk, B.
No: 2014/15613, 18/4/2018, § 29).
26. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun başvurunun
değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu
süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve
önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle
başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından
başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı
nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
27. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün
83. maddesi uyarınca başvurucu aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesine
gerek görülmemiştir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru
hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
12/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.