logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ergün Ata [2.B.], B. No: 2016/13137, 28/1/2020, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ERGÜN ATA BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2016/13137)

 

Karar Tarihi: 28/1/2020

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Recep KÖMÜRCÜ

Üyeler

:

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Pınar ARMAĞAN YILDIRIM

Başvurucu

:

Ergün ATA

Vekili

:

Av. Mehmet Reha AKAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, işçilik alacağı nedeniyle açılan davanın aynı maddi olaya dayanılarak açılan başka davalarda verilen kararların aksi bir sonuca ulaşılarak reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 12/7/2016 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 71. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca başvurunun içtihadın oluştuğu alana ilişkin olduğu değerlendirilerek Bakanlık cevabı beklenmeden incelenmesine karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

8. Başvurucu, Elektrik Üretim A.Ş.nin (EÜAŞ/işveren) Seyitömer Termik Santrali'nde işçi olarak çalışmaktayken dayanışma aidatı ödeyerek toplu iş sözleşmesi hükümlerinden faydalanmak istemiş; ancak işveren, aralarında iş akdi bulunmadığı gerekçesiyle talebi reddetmiştir.

9. Başvurucu, bu defa hizmet kolunda faaliyette bulunan Türkiye Enerji, Su ve Gaz İşçileri Sendikasına (Sendika) üye olma talebinde bulunmuş; Sendikanın üyelik talebini kabul edip üyelik başvuru formunu göndermesi üzerine EÜAŞ, başvurucunun kendi personeli olmadığını belirterek belgeleri iade etmiştir.

10. Başvurucu; kendisi ile birlikte EÜAŞ'a ait işyerinde çalışan Sendikaya üye işçilerin asıl işverenin işçisi olduğu hâlde muvazaalı olarak alt işveren işçisi gibi gösterildiğini, işverenin daha az maliyetle işçi çalıştırmak için bu yola başvurduğunu, bu açıdan bireysel ve kolektif haklarının kısıtlandığını, hâlen yürürlükte bulunan toplu iş sözleşmesi hükümlerinden Sendika üyeliği nedeniyle yararlanması gerektiğini ileri sürerek sözleşmeden kaynaklanan işçilik alacaklarının tahsili istemiyle dava açmıştır.

11. Kütahya İş Mahkemesi 6/6/2014 tarihli kararında, Yargıtay denetiminden geçerek kesinleşen aynı mahiyetteki çok sayıda davayı da emsal göstermek suretiyle, başvurucunun farklı hazırlanan tek tip sözleşmeler ile -ihaleyi alan firmalar değişse dahi- EÜAŞ bünyesinde çalışmalarını kesintisiz devam ettirdiğini, bu firmalar ile alt işverenlik sözleşmelerinin 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesine aykırı ve muvazaalı olduğunu, alt işverenlerin yaptıkları asıl işin işçi temini olduğunu belirterek davayı kabul etmiştir.

12. Mahkemenin benzer nitelikteki çok sayıda kararı ile birlikte anılan hüküm temyiz edilmiş; Yargıtay 22. Hukuk Dairesi (Daire) 12/11/2014 tarihinde 20/2/2001 tarihli ve 4628 sayılı Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 15. maddesini ilk defa somut olay çerçevesinde değerlendirdiğini belirterek elektrik üretimi yapan davalı Şirketin bu madde kapsamında tanınan imtiyazlara sahip olması gerektiğini, bu nedenle asıl işin tamamını veya bir kısmını alt işverene devredebileceğini, bu açıdan muvazaalı alt işverenlik ilişkisinden bahsedilemeyeceğini belirterek benzer nitelikteki birçok karar ile birlikte hükmü bozmuştur.

13. Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin bozma kararları üzerine aralarında başvurucunun da bulunduğu bazı işçiler tarafından açılan davalar Kütahya 2. İş Mahkemesine, bazı davalar da Kütahya 1. İş Mahkemesine tevzi edilmiştir.

14. Kütahya 1. İş Mahkemesi yeniden yaptığı yargılamada iki yüz elliden fazla dosya ile ilgili direnme kararı vermiştir. Bu kararların temyizi üzerine dosya Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna (HGK) gönderilmiş; HGK 30/9/2015 tarihli kararında, davalı kamu tüzel kişiliği ile yapılan hizmet alım sözleşmelerinin içeriği, alt işverenlerin değişmesine rağmen çalışan işçilerin değişmemesi, alınacak işçilerin unvanlarının şartnamede ayrı ayrı belirtilmesi, alt işverenin ücret bordrolarını tutan bir işçi dışında diğer işçileri sevk ve idare eden işçisinin bulunmaması, puantaj kayıtlarının EÜAŞ tarafından belirlenen kişilerce tutulması, işe alan ve işten çıkaranın EÜAŞ olması, davacı ve alt işveren şirket işçilerinin asıl işveren olan EÜAŞ'ın işçileri ile aynı şekilde ve üretimin her bölümünde çalışması, emir ve talimatların EÜAŞ tarafından verilmesi, çalışma şartlarının ve yıllık izinlerin EÜAŞ tarafından belirlenmesi, alt işveren işçilerinin yapılan iş ve hizmette EÜAŞ tarafından temin edilen ve yine davalıya ait araçları kullanması gibi nedenleri gözönünde tutarak EÜAŞ ile alt işveren arasındaki hizmet alım sözleşmesinin muvazaalı olduğunu ve başvurucunun asıl işverenin işçisi olduğunu belirterek ilk derece mahkemesinin direnme kararını yerinde bulmuş, Daire tarafından incelenmeyen diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyaları Daireye göndermiştir.

15. Daire 24/2/2016 tarihli kararında, HGK tarafından davalı işverenin imzaladığı alt işverenlik sözleşmesinin muvazaa sebebiyle geçersiz ve davacıların baştan itibaren asıl işverenin işçisi olduğu hususunun kabul edildiğini, uygulama birliği ile hukuki belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerini gözönüne aldığını belirterek kararları onamıştır.

16. Aralarında başvurucunun davasının da bulunduğu davalara bakan Kütahya 2. İş Mahkemesi ise birçok dosyada Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 12/11/2014 tarihli bozma ilamına uyarak 1/6/2015 tarihinde davaların reddine karar vermiştir.

17. Temyiz üzerine Daire 16/3/2016 tarihli kararında; bozma ilamına uyularak karar verilen diğer dosyalarla benzer şekilde değerlendirme yaparak HGK'nın 30/9/2015 tarihli kararıyla olayda muvazaanın varlığının kabul edildiğini, bozma kararındaki görüşünü korumasına rağmen hukuki istikrar adına HGK'dan geçen kararları onadığını ancak ilk derece mahkemesince bozmaya uyulması nedeniyle HGK'nın önüne çıkmayan somut olayda davalı lehine usule ilişkin müktesep hak oluştuğunu belirterek hükmün onanmasına karar vermiştir.

18. Bu arada aralarında başvurucunun vekillerinin de bulunduğu avukatlar tarafından 15/5/2015 tarihli dilekçeyle Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, Yargıtay 9. Hukuk Dairesi ile Yargıtay 22. Hukuk Dairesi kararları arasında asıl işveren ile alt işveren arasındaki iş ilişkisinin muvazaalı olup olmadığı hususunda içtihat aykırılığı bulunduğu ileri sürülerek içtihadın birleştirilmesi talep edilmiştir. Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu 3/3/2016 tarihli ve 74 sayılı kararı ile muvazaa iddiasının her somut olayın özelliğine göre çözümlenmesi gerektiğini belirtmiş, içtihadı birleştirme yoluna gidilmesine gerek olmadığına karar vermiştir.

19. Onama kararı 20/6/2016 tarihinde tebliğ edilmiş ve 12/7/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

20. İlgili hukuk için bkz. Hakan Altıncan (GK), B. No: 2016/13021, 17/5/2018, §§ 20-36.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

21. Mahkemenin 28/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

22. Başvurucu; yargısal süreçte kendisi ile aynı durumda olan işçilerle ilgili davaların bir kısmı işçi lehine sonuçlandığı hâlde kendisinin de dâhil olduğu aynı nitelikteki bazı davalarda ret kararları verildiğini, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin önceki içtihadından ayrılarak bozma kararı vermesi üzerine dosyaların bir kısmının tevzi edildiği Kütahya 1. İş Mahkemesinin eski kararında direndiğini, direnme kararı verilen dosyalarla ilgili olarak HGK'nın Dairenin bozma kararlarını kaldırması üzerine davaların işçiler lehine sonuçlandığını, aynı nitelikteki bazı dosyaların ise Kütahya 2. İş Mahkemesine tevzi edildiğini, bu mahkemenin bozma kararına uyarak davaları reddettiğini, neticede aynı işyerinde çalışan aynı durumdaki işçilerin bir kısmı ile ilgili davalar kabul edilirken bir kısmında ret kararları verildiğini belirterek Anayasa'nın 10., 35. ve 36. maddelerindeki haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş ve yeniden yargılama kararı verilmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme

23. Anayasa’nın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

24. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, Anayasa'nın 10. ve 35. maddelerinde güvence altına alınan haklarının da ihlal edildiğini ileri sürmüşse de iddialarının özünün adil yargılanma hakkının güvencelerinden biri olan hakkaniyete uygun yargılanma hakkına ilişkin olduğu ve bu kapsamda bir inceleme yapılması gerektiği değerlendirilmiştir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

25. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

26. Başvuru konusuna ilişkin ilkelerin daha önce ortaya konulduğu Hakan Altıncan kararında Anayasa Mahkemesi; Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin uyuşmazlığın çözümünde kullanılan yöntemden ayrılarak yeni bir yaklaşım benimsediğini, esas itibarıyla Yargıtay Dairesinin hukuk kurallarını yorumlama ve uygulama yetkisine sahip olarak içtihat değişikliğine gitmiş olmasının tek başına adil yargılanma hakkının ihlali sonucunu doğurmayacağını, ancak anılan değişikliğin aynı uyuşmazlıkları çözüme bağlayan diğer Daire ve HGK tarafından benimsenmediğini, en üst dereceli mahkeme sıfatıyla Yargıtayın kendi içinde tutarlı ve yeknesak bir uygulamanın bulunmadığını ifade etmiştir. Ayrıca Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin daha sonra da bu yeni yaklaşımıyla çelişkili sonuçlar doğuran kararlar verdiği, bu çelişki nedeniyle benzer durumda bulunan kişilerin bir kısmının talepleri doğrultusunda karar elde ederken bir kısmının davalarının aksi yönde sonuçlandığı, bu açıdan aynı somut olaydan kaynaklanan uyuşmazlıklara konu davaların birbirine zıt şekilde sonuçlanmasının ve başvurucunun davasının da bu şekilde reddedilmesinin hukuki belirsizliğe yol açtığı, bu durumun başvurucu ve hukuk düzeni açısından öngörülemez nitelikte olduğu belirtilerek adil yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır (Hakan Altıncan, §§ 54, 55).

27. Somut olayda bu ilkelerden ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.Buna göre birlikte aynı işyerinde çalışan ve aynı mahkemede dava açan işçilerle ilgili olarak benzer gerekçelerle verilen kararların Yargıtay 22. Hukuk Dairesince bozulması üzerine bir kısım dosyanın tevzi edildiği Kütahya 1. İş Mahkemesinin direnme kararları vermesi ve HGK'nın direnme kararlarını yerinde bularak neticede bu davalar hakkında kabul kararları verirken aralarında başvurucunun davasının da bulunduğu bazı davaların tevzi edildiği Kütahya 2. İş Mahkemesinin Yargıtay Dairesinin bozma kararına uyarak davaların reddine karar vermesi ve bu kararların Yargıtay 22. Hukuk Dairesince onanarak kesinleşmesi nedeniyle benzer durumda bulunan kişiler arasında yargısal sistemin işleyişinden kaynaklanan nedenlerle farklı sonuçlar doğmuştur.

28. Başvurucunun davasının ne şekilde sonuçlanması gerektiğine dair herhangi bir çıkarım yapmak Anayasa Mahkemesinin değerlendirme yetkisi dışında kalmakla birlikte nihai yargılama makamını oluşturan Yargıtay Daireleri ve HGK arasındaki yorum farklılıklarının benzer nitelikteki davaların karara bağlanması sürecinde hukuki belirsizliğe yol açtığı, bu belirsizliğin giderilmesine yönelik mekanizmanın da (bkz. § 18) Yargıtayca işletilmediği ve bu durumun başvurucu için öngörülemez nitelikte olduğu anlaşılmıştır.

29. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden

30. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrasının ilgili kısmı ile (2) numaralı fıkrası şöyledir:

 “(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

 (2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

31. Başvurucu; yeniden yargılama yapılmasına ve 100.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.

32. Somut olaydan kaynaklanan uyuşmazlıklara konu davaların birbirine zıt şekilde sonuçlanmasının ve başvurucunun davasının da bu şekilde reddedilmesinin hukuki belirsizliğe yol açtığı anlaşıldığından, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

33. Adil yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Buna göre yapılacak yeniden yargılama ise 6216 sayılı Kanun'un 50. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yöneliktir. Bu kapsamda derece mahkemelerince yapılması gereken iş, öncelikle ihlale yol açan mahkeme kararının ortadan kaldırılması ve nihayet ihlal sonucuna uygun yeni bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere Kütahya 2. İş Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

34. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 239,50 TL harç ve 3.000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.239,50 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adil yargılanma hakkı kapsamındaki hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan hakkaniyete uygun yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kütahya 2. İş Mahkemesine (E.2015/842, K.2015/398) GÖNDERİLMESİNE,

D. Başvurucunun tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. 239,50 TL harç ve 3000 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 3.239,50 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,

F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin bilgi için Yargıtay 22. Hukuk Dairesine (E.2015/23578, K.2016/8120) GÖNDERİLMESİNE,

H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 28/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim İkinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal)
Künye
(Ergün Ata [2.B.], B. No: 2016/13137, 28/1/2020, § …)
   
Başvuru Adı ERGÜN ATA
Başvuru No 2016/13137
Başvuru Tarihi 12/7/2016
Karar Tarihi 28/1/2020

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, işçilik alacağı nedeniyle açılan davanın aynı maddi olaya dayanılarak açılan başka davalarda verilen kararların aksi bir sonuca ulaşılarak reddedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı (bariz takdir hatası, içtihat farklılığı vs.-hukuk) İhlal Yeniden yargılama

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 6098 Türk Borçlar Kanunu 19
4628 Enerji Piyasası Düzenleme Kurumunun Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun 15
6446 Elektrik Piyasası Kanunu 22
30
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi