TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
ŞEVKİ TANIL BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2016/13402)
Karar Tarihi: 12/9/2018
Başkan
:
Engin YILDIRIM
Üyeler
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
Rıdvan GÜLEÇ
Recai AKYEL
Raportör
Akif YILDIRIM
Başvurucu
Şevki TANIL
Vekili
Av. Nazmi KÜÇÜKOSMANOĞLU
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, anlatımları mahkûmiyet için belirleyici ölçüde kanıt olarak kullanılan tanığın duruşmada sorgulanamaması nedeniyle tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 14/7/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
8. Kocaeli Narkotik Büro Amirliği görevlilerinin istihbarat çalışmalarında İzmit'te uyuşturucu madde satışı yapıldığı bilgileri elde edilmiştir. Bunun üzerine suç delillerinin ele geçirilmesi için 12/8/2015 tarihinde çalışma başlatılmıştır.
9. Söz konusu soruşturma evrakında, hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak suçundan soruşturma yürütülen A.K. ile başvurucunun 12/8/2015 tarihinde buluştuğu, başvurucunun A.K.ya bir şeyler verdikten sonra oradan yürüyerek uzaklaştığı, A.K.nın daha sonra yakalandığı ve üzerindeki 3 gr esrarı kolluk görevlilerine rızasıyla verdiği belirtilmiştir.
10. Başvurucunun ikametinde 13/8/2015 tarihinde yapılan aramada herhangi bir suç unsuruna rastlanmamıştır. Aynı gün başvurucu, gözaltına alınmış ve tutuklanmıştır.
11. A.K. ifadesinde; beş yıldır esrar kullandığını, başvurucuyu uzaktan akrabası olması nedeniyle tanıdığını, suç tarihinde uyuşturucu madde temin etmek için başvurucunun yanına gittiğini, ona parasının olmadığını, ödünç olarak 50 TL'lik uyuşturucu maddeyi kendisine temin edip etmeyeceğini sorduğunu, daha sonra başvurucunun yanına gelerek -üzerinde ele geçirilen- maddeyi kendisine verdiğini, bunu da başvurucudan temin ettiğini belirtmiştir. A.K., başvurucuyu 13/8/2015 tarihinde teşhis etmiştir.
12. Başvurucu ise A.K.yı tanıdığını, belirtilen tarihte kafede oturduklarını ve çay içtiklerini ancak bu kimseye uyuşturucu madde temin etmediğini, üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini, A.K.nın suçtan ve cezadan kurtulmak maksadıyla kendisini suçladığını beyan etmiştir.
13. İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarının 2/9/2015 tarihli raporunda, ele geçirilen maddenin esrar olduğu belirtilmiştir.
14. Şüpheli A.K.ya atılı suçun (uyuşturucu madde kullanma) soruşturma usulünün farklı olduğu gerekçesiyle hakkındaki evrakın tefrikine karar verilmiştir.
15. Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığının 9/9/2015 tarihli iddianamesiyle başvurucu hakkında uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma suçundan kamu davası açılmıştır.
16. Yargılama sırasında, soruşturma evresinde başvurucu aleyhinde beyanda bulunan A.K.nın adresinde bulunamaması nedeniyle duruşmada dinlenmesinden vazgeçilmiştir. Bu konuda başvurucu veya müdafiinin rızası alınmamıştır.
17. Başvurucu, Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinin (Ağır Ceza Mahkemesi) 22/12/2015 tarihli kararıyla uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan mahkûm edilmiştir. Kararın gerekçesinin ilgili bölümü şöyledir:
"Şüpheli savunması, [A.K.nın] beyanı, canlı teşhis tutanağı, olay fiziki takip yakalama üst arama rızaen teslim ve muhafaza altına alma tutanağı, kriminal rapor, nüfus ve adli sicil kaydı, tüm evrak kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
Kocaeli Narkotik Büro Amirliği görevlilerinin istahbari çalışmalarında sanığın İzmit ilçesinde uyuşturucu madde satışı yaptığı bilgilerinin elde edilmesi üzerine kolluk görevlilerinin suç tarihindebeklemeye başladıkları, aynı gün saat 22:40 sıralarında sanık Şevki Tanıl'ın [başvurucu] ... Sokak üzerinde [A.K.] ile buluştuğu, sanığın burada [A.K.ya] bir şeyler verdikten sonra ... Caddesi istikametine yürüyerek uzaklaştığı, kolluk görevlilerinin [A.K.yı] takibe aldıkları ve bir müddet sonra durdurdukları, şahsın kendi ihtiyarı 3 gr gelen esrarı verdiği, beyanında uyuşturucu maddeyi kendisine Şevki'nin verdiğini beyan ettiği anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı bulunan uyuşturucu madde ticareti yapmak suçunu işlediği sabit olduğu ve cezalandırılması gerektiğine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur."
18. Başvurucunun temyizi üzerine karar, Yargıtay 10. Ceza Dairesinin 21/6/2016 tarihli kararıyla onanmıştır.
19. Başvurucu 14/7/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
20. İlgili hukuk için bkz. Az. M., B. No: 2013/560, 16/4/2015, §§ 19-23; Cezair Akgül, B. No: 2014/10634, 26/10/2016,§§ 17, 18.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
21. Mahkemenin 12/9/2018 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Tanık Sorgulama Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucuların İddiaları
22. Başvurucu; yargılandığı davada aleyhinde beyanda bulunan A.K.nın duruşmada dinlenmediğini, soruşturma evresindeki beyanlarının hükme esas alındığını ve tanığın beyanlarının doğruluğunu sınama imkânın kendisine tanınmadığını, böylelikle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
23. İddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak Anayasa’nın 36. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”
a. Kabul Edilebilirlik Yönünden
24. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
25. Anayasa Mahkemesi birçok kararında tanık kavramını özerk olarak yorumlamış ve tanığın sanığa isnat edilen fiil hakkında bilgi veren herhangi bir kişi olabileceğini ifade etmiştir. Bu bağlamda suçun iştirak edeni, olayın mağduru, şikâyetçi (müşteki), devletin görevlendirdiği gizli olan/olmayan soruşturmacı da tanık olabilir (Selçuk Demir, B. No: 2014/9783, 22/1/2015, § 35).
26. Anayasa Mahkemesi, benzer iddiaların ileri sürüldüğü başvurulara ilişkin olarak birçok kararında tanık sorgulama hakkıyla ilgili ilkeleri belirlemiştir. Buna göre bir ceza yargılamasında sanığın aleyhine olan tanıkları sorguya çekme veya çektirme hakkı vardır. Hakkında gerçekleştirilen ceza yargılaması sürecinde sanığın tanıklara soru yöneltebilmesi, onlarla yüzleşebilmesi ve tanıkların beyanlarının doğruluğunu sınama imkânına sahip olması adil bir yargılamanın yapılabilmesi bakımından gereklidir. Ancak başvurucuların tanık sorgulama hakları mutlak bir hak değildir. Makul gerekçelerle getirilen kısıtlamalar, kimi zaman başvurucunun iddia tanıklarına soru sorabilme ve onlarla yüzleşme imkânını da ortadan kaldırabilmektedir. Diğer yandan bir mahkûmiyet -sadece veya belirleyici ölçüde- sanığın soruşturma veya yargılama aşamasında sorgulama veya sorgulatma imkânı bulamadığı bir kimse tarafından verilen ifadelere dayandırılmış ise sanığın hakları Anayasa'nın 36. maddesindeki güvencelerle bağdaşmayacak ölçüde kısıtlanmış olur (Atila Oğuz Boyalı, B. No: 2013/99, 20/3/2014, §§ 34-56; Az. M., §§ 46-67; Levent Yanlık, B.No: 2013/1189, 18/11/2015, §§ 67-86; İsmet Özkorul, B. No: 2013/7582, 11/12/2014, §§44, 45).
27. Sonuç olarak somut bir yargılama öncesinde veya haricinde elde edilen tanık ifadelerinin delil olarak kabulünün yargılamanın adilliğine zarar verip vermediğini değerlendirmek için iki aşamalı bir test uygulanmalıdır. İlk olarak tanığın mahkemede hazır edilmemesi geçerli bir nedenin mevcudiyetine dayanmalıdır. İkinci olarak ise okunmasıyla yetinilen ifadenin karara götüren tek ya da belirleyici kanıt olması hâlinde savunma haklarının adil yargılanmanın gerekleriyle bağdaşmayacak ölçüde sınırlandırılıp sınırlandırılmadığına bakılmalıdır (Abdurrahim Balur, B. No: 2013/5467, 7/1/2016, § 80).
28. Yukarıdaki değerlendirme yapılırken geçerli neden şartı, öncelikli olarak gözetilmelidir. Çünkü tek veya yegâne ispat unsuru olmasa dahi ifadesi hükme esas alınan bir tanığın geçerli bir neden olmaksızın duruşmada dinlenmemesi tek başına adil yargılanma hakkına aykırılık oluşturabilir. Kamu makamları bu nedenle ifadesi hükme dayanak yapılacak tanıkların duruşmada hazır edilmesi için makul bir çaba sergileme yükümlülüğü altındadır (Abdurrahim Balur, § 81).
29. Başvurucunun huzurda dinlenmesini istediği A.K., soruşturma evresindeki ifadesinde suç tarihinde uyuşturucu madde temin etmek için başvurucunun yanına gittiğini, ona parasının olmadığını, ödünç olarak 50 TL'lik uyuşturucu maddeyi kendisine temin edip etmeyeceğini sorduğunu, başvurucunun bunu kabul ettiğini ve ele geçirilen maddeyi kendisine verdiğini belirtmiştir. Aynı olaydan ötürü başlatılan soruşturma kapsamında dosyası tefrik edilip başka bir dosyada hakkında soruşturma yürütülen şüpheli A.K.nın huzurda dinlenmesi ve sorgulanması için adres araştırması yapılmıştır. Mahkeme yargılamanın son celsesinde, adresi tespit edilemeyen tanık A.K.nın dinlenmesinden vazgeçilmesine, soruşturma evresinde alınan ifadesinin okunulması ile yetinilmesine karar vermiştir.
30. Başvurucu hakkındaki gerekçeli karar incelendiğinde adı geçen tanığın (A.K.)başvurucu aleyhine verdiği ifadenin tek olmamakla birlikte belirleyici nitelikte delil olarak kabul edildiği görülmektedir. İlk derece mahkemesi, bu kişinin soruşturma evresindeki ifadelerinin okunmasıyla yetinmiştir. Tefrik edilen dosya bakımından bir araştırma yapılmamıştır.
31. Başvurucuya, beyanları mahkûmiyette belirleyici ölçüde esas alınan tanığı sorgulama veya sorgulatma imkânı verilmediğinden ve savunma haklarının korunması için hiçbir tedbir alınmadığından başvurucunun hakları Anayasa’nın 36. maddesindeki güvencelerle bağdaşmayacak ölçüde kısıtlanmıştır.
32. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
33. Başvurucunun tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden yargılamanın sonucunun adil olmadığı yönündeki diğer şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.
C. 6216 Sayılı Kanun'un 50. Maddesi Yönünden
34. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
35. Başvurucu, tanık sorgulama hakkının ihlalinin tespitine ve infazın durdurulmasına karar verilmesi talebinde bulunmuştur.
36. Başvuruda, Anayasa'nın 36. maddesi kapsamındaki tanık sorgulama hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
37. Tanık sorgulama hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
38. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 239,50 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.219,5 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Tanık sorgulama hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa'nın 36. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamında tanık sorgulama hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin tanık sorgulama hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
D. 239,50 TL harç ve 1.980 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.219,5 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 12/9/2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.