TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
BURHAN ÇAKIR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/14260)
|
|
Karar Tarihi: 21/2/2019
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Raportör
|
:
|
Volkan ÇAKMAK
|
Başvurucu
|
:
|
Burhan ÇAKIR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, atanma talebinin reddine dair işlemin iptali
istemiyle açılan davada hukuka açıkça aykırı karar verilmesi ve yargılamanın makul
sürede tamamlanmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği
iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 11/8/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvurucu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı
bünyesinde on üç yıl şube müdürü olarak görev yapmasının ardından 15/5/2007
tarihinde bilişim uzmanı kadrosuna atanmıştır.
6. Başvurucu, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Meslek
Personeli Sınav, Görev, Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik'in
(Yönetmelik) 7/3/2010 tarihli ve 27514 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlanmasının ardından 9/4/2010 tarihli dilekçe ile bilişim başuzmanlığı
kadrosuna atanmak için başvuruda bulunmuştur. Yönetmeliğin 38. maddesine göre
bilişim başuzmanlığına atanabilmek için bilişim uzmanı sıfatıyla on yıl mesleki
kıdeme sahip olmak gerekmektedir. Başvurucunun talebi cevap verilmemek
suretiyle reddedilmiştir.
7. Başvurucu, ret işlemi ile işleme esas olan Yönetmeliğin 38.
maddesinin iptali talebiyle Danıştay Beşinci Dairesinde dava açmıştır.
8. Danıştay Beşinci Dairesi 17/1/2013 tarihli kararıyla davayı
reddetmiştir. Ret gerekçesinde öncelikle Anayasa'nın 124. maddesi uyarınca kamu
tüzel kişilerinin kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin
uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelik
çıkarabilecekleri hatırlatılmıştır. Gerekçede, 5/4/1983 tarihli 2813 sayılı
Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumunun Kuruluşuna İlişkin Kanun'un 5.
maddesinin sekizinci fıkrasında kanunlarla kuruma verilen görevlerin
gerektirdiği asli ve sürekli görev ile hizmetlerin bilişim başuzmanı, bilişim
uzmanı, teknik uzman ve idari uzman ile bilişim, teknik ve idari uzman
yardımcılarından oluşan meslek personeli ve diğer personel eliyle
yürütüleceğinin hüküm altına alındığı belirtilmiştir. İlgili kanun hükmü ile
meslek personeli olarak sayılan bilişim başuzmanı kadrosuna atanacak personelin
idarece bilişim alanında uzmanlaşmış olan bilişim uzmanı unvanlı meslek
personeli arasından mesleki kıdem ölçüsüne göre seçilmesinde 2813 sayılı
Kanun'a ve hizmet gereklerine aykırı bir yön bulunmadığı vurgulanan gerekçede
gerek dava konusu Yönetmelik hükmünün gerekse bilişim uzmanlığı kadrosunda on
yıllık kıdemi bulunmayan başvurucunun talebinin reddine ilişkin işlemin hukuka
aykırı olmadığı ifade edilmiştir.
9. Ret hükmü Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 5/3/2015
tarihli kararıyla onanmıştır. Başvurucu, karar düzeltme isteminde bulunmuş
ancak istem karara bağlanmadan 11/8/2016 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
10. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan
incelemede karar düzeltme isteminin Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun
28/5/2018 tarihli kararıyla reddedildiği anlaşılmıştır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
11. Mahkemenin
21/2/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği
düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
12. Başvurucu, yargılamanın makul sürede tamamlanmadığını ileri
sürmektedir.
2. Değerlendirme
13. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018)
kararında Anayasa Mahkemesi yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya
da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği
iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara
ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru imkânının getirilmesine ilişkin
yolu ulaşılabilir olma, başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama
kapasitesinin bulunup bulunmadığı yönlerinden inceleyerek bu yolun etkililiğini
tartışmıştır.
14. Ferat Yüksel kararında özetle anılan başvuru
yolunun kişileri mali külfet altına sokmaması ve başvuruda kolaylık sağlaması
nedenleriyle ulaşılabilir olduğu, düzenleniş şekli itibarıyla ihlal iddialarına
makul bir başarı şansı sunma kapasitesinden mahrum olmadığı ve tazminat
ödenmesine imkân tanıması ve/veya bu mümkün olmadığında başka türlü telafi
olanakları sunması nedenleriyle potansiyel olarak yeterli giderim sağlama
imkânına sahip olduğu hususunda değerlendirmelerde bulunulmuştur (Ferat Yüksel, §§ 27-34). Bu gerekçeler
doğrultusunda Anayasa Mahkemesi, ilk bakışta ulaşılabilir olan ve ihlal
iddialarıyla ilgili başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi
olduğu görülen Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan
başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile
bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması
nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 35, 36).
15. Mevcut başvuruda söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren
bir durum bulunmamaktadır.
16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
1. Başvurucuların İddiaları
17. Başvurucu; Mahkemenin hatalı yorumla hukuka aykırı karar
verdiğini, dava konusu Yönetmelik hükmünün kanunla düzenlenmesi gereken bir
alanda sınırlama getirdiğini belirterek anayasal haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmektedir.
2. Değerlendirme
18. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Şikâyetlerin özü Mahkeme tarafından hatalı
bir yorumla karar verildiği iddialarına yönelik olduğundan şikâyetin yargılama
sonucuna yönelik olduğu ve bu kapsamda değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
19. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
20. Somut olayda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı incelenerek
ilgili kısımları yukarıda belirtilen (bkz. § 8) gerekçe ile hüküm kurulmuştur.
Mevzuatın, somut olayın ve delillerin yorumlanması yukarıda anılan ilkeler
uyarınca uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin takdirinde olup bireysel
başvuruda değerlendirmeye konu edilemez.
21. Bu hâle göre başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar,
delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup
kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik
oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının
kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
22. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir..
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
21/2/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.