Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Akın Öztığ ve diğerleri [1.B.], B. No: 2016/14924, 28/11/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AKIN ÖZTIĞ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2016/14924)

 

Karar Tarihi: 28/11/2019

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Burhan ÜSTÜN

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

Raportör

:

Heysem KOCAÇİNAR

Başvurucular

:

1. Akın ÖZTIĞ

 

 

2. Atilla ERGİN

 

 

3. Ayla ERGİN

 

 

4. Aynur KAVUKÇU

 

 

5. Kemal BAŞAK

 

 

6. Lütfiye Yadigar ERGİN

 

 

7. Mehmet Erol AKIN

 

 

8. Mehmet Selim AYDAŞ

 

 

9. Mürvet ERGİN

 

 

10. Özcan ÖZTİĞ

 

 

11. Sevin ŞEKER

 

 

12. Zafer Erdinç AKIN

Vekili

:

Av. Mehmet Ali ASLAN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, uluslararası anlaşma gereğince Hazine tarafından tahsil edilen tazminattan murise isabet eden miktarının ödenmemesi ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle mülkiyet hakkı ile makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 26/8/2016 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

A. Başvuru Konusu Olayın Arka Planı

6. Başvurucular 15/10/1934 tarihinde vefat eden 1/7/1866 doğumlu Muharrem'in mirasçılarıdır.

7. Başvurucular, yakın murisleri Muharrem'e ilk eşinden intikal eden taşınmazların Osmanlı tebaası olan kök muris Halit Ağa (Halit Mehmetoviç) adına kayıtlı olup Üsküp vilayeti Priştine sancağında bulunduğunu ileri sürmüştür.

8. Türkiye Cumhuriyeti ile Yugoslavya Krallığı arasında 28/11/1933 tarihinde Mütekabil Mutalebatın Tesviyesine Müteallik İtilaf (anlaşma) yapılmıştır. Söz konusu anlaşma, 6/3/1934 tarihli ve 2382 sayılı Türkiye Cumhuriyeti ile Yugoslavya Krallığı Arasında Belgrat'da 28 İkinci Teşrin 1933 Tarihinde Aktedilen Mütekabil Mutalebatın Tesviyesine Müteallik İtilâfın Tasdikine Dair Kanun ile tasdik edilerek 12/3/1934 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anlaşmanın (3) numaralı maddesine göre Yugoslavya Hükûmeti karşılıklı denkleştirmelerden sonra arta kalan 17.000.000 dinar tutarındaki paranın 7.000.000 dinarını kredi olarak, 10.000.000 dinarını da Hazine bonosu olarak ödemeyi taahhüt etmiştir. Anlaşmanın (4) numaralı maddesi uyarınca Yugoslavya'da bulunan Türk vatandaşlarına ait taşınmazlar Yugoslav Hükûmetinin tasarrufuna girecektir.

9. 28/11/1933 tarihli anlaşma uyarınca Yugoslavya'dan tahsil edilen toplam 17.000.000 dinar 6/6/1938 tarihinde kanun ile Kızılay Cemiyetine (Kızılay)verilmiştir.

10. Muharrem'in mirasçılarından bir kısmının bu taşınmazlar için 28/11/1933 tarihli anlaşma uyarınca ödenen tazminattan pay verilmesi talebiyle Dışişleri Bakanlığına 1950, 1966 ve 1977 yıllarında yapmış olduğu müracaatlar olumsuz sonuçlanmıştır.

11. Başvurucuların da aralarında bulunduğu mirasçılar 18/11/1982 tarihinde aynı taleplerini Maliye Bakanlığına yöneltmişlerdir. Maliye Bakanlığı bünyesinde kurulan 'Takdir ve Tevzi Komisyonu Başkanlığı 21/5/1982 tarihinde bu kişilerin tazminattan yararlandırılmasının mümkün olmadığına karar vermiştir.

12. Bu kişiler anılan kararın iptali istemiyle dava açmıştır. Ankara 2. İdare Mahkemesi 22/2/1985 tarihinde davanın reddine karar vermiştir. Kararın gerekçesinde 28/11/1933 tarihli anlaşma kapsamında Türkiye Cumhuriyeti'ne 476.520 TL değer farkı ödenmiş olup bu para, 6/6/1938 tarihli ve 3427 sayılı Yugoslavya Hükümetinden Alınan Tazminatın Kızılay Cemiyetine Verilmesine Dair Kanun ile Kızılay'a devredildiğinden kişilere ödeme yapılamayacağına yer verilmiştir. Dosya kapsamında kararın Danıştay denetiminden geçip geçmediğine ilişkin bir bilgi ve belge bulunmamaktadır.

B. Başvuruya Konu Yargılama Süreci

13. Başvurucular tarihi bildirilmeyen yeni bir dilekçe ile tazminat ödenmesi talebiyle Maliye Bakanlığına yeniden müracaat etmiştir. Maliye Bakanlığı 2/3/2009 tarihinde 3427 sayılı Kanun uyarınca başvurucuların ödenen tazminattan yararlandırılmasının mümkün olmadığına dair işlem tesis etmiştir.

14. Başvurucular 8/5/2009 tarihli dilekçe ile tazminat ödenmesi isteklerinin reddedilmesinin 28/11/1933 tarihli anlaşmaya aykırı olduğu iddiasıyla iptal davası açmıştır.

15. Ankara 16. İdare Mahkemesi 31/12/2009 tarihli kararı ile davayı reddetmiştir. Sözü edilen kararda, bir kısım başvurucunun 28/11/1933 tarihli anlaşma hükümlerinden yararlanma hususundaki iddialarını yazılı belge ile kanıtlamadığına ve bir kısım başvurucu yönünden daha önceden kesinleşmiş hüküm bulunduğuna işaret edilmiştir.

16. Hüküm başvurucular tarafından temyiz edilmiştir. Danıştay Onuncu Dairesi 16/10/2014 tarihinde hükmü onamıştır. Onama kararında başvurucuların murisine ait taşınmazların 28/11/1933 tarihli anlaşma kapsamında olup anlaşma uyarınca Türkiye Cumhuriyeti'ne ödenen 17.000.000 dinar tutarındaki para kanun ile Kızılay'a verildiğinden başvurucuların ödenen tazminattan yararlandırılmasının hukuken mümkün bulunmadığına vurgu yapılmıştır.

17. Danıştay kararına yönelik karar düzeltme isteği aynı Daire tarafından 9/6/2016 tarihinde reddedilmiştir.

18. Nihai karar 28/7/2016 tarihinde başvuruculara tebliğ edilmiş, başvurucular 26/8/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

19. 2382 sayılı Kanun’un 1. maddesi şöyledir:

 “Türkiye ile Yugoslavya arasında 28 ikinci teşrin 1933 tarihinde imzalanan mütekabil mütalebatm tesviyesine müteallik itilâf kabul ve tasdik olunmuştur.”

20. 3427 sayılı Kanun’un 1. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “2382 sayılı kanunla tasdik edilmiş olan itilâfname mucibince Yugoslavya Hükümeti tarafmdan verilen tazminat, teraküm eden faizile birlikte, Heybeliadadaki verem sanatoryomu ve Haydarpaşa numune, İzmir emrazı sariye ve istilâiye hastanelerine mülhak olarak en çok yatak adedi temin etmek suretile vücude getirilecek verem pavyonu ve daireleri inşasına ve bu hususta icab eden tesisata sarfedilmek üzere Kızılay cemiyetine verilir.''

21. 17/3/1969 tarihli ve 1135 sayılı Türk Vatandaşlarına Ait Olup Yugoslav Federatif Halk Cumhuriyetince Millileştirilmiş Bulunan Mal, Hak ve Menfaatlerin Tasfiyesi Hakkında Kanun'un ''Tazminattan istfade edecek olanlar'' kenar başlıklı 2. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

 “Yugoslav Federatif Halk Cumhuriyeti tarafından 5/12/1946 ve 28/4/1948 tarihlerinde yapılan millileştirme ve sair tedbirler dolayısiyle mal, hak ve menfaatlerine el konulan Türk vatandaşları tazminattan istifade ederler. ''

B. Uluslararası Anlaşma

22. Türkiye Cumhuriyeti ile Yugoslavya Kırallığı arasında Belgrat'ta 28 ikinci teşrin 1933 tarihinde aktedilen Mütekabil Mutalebatın Tesviyesine Müteallik İtilaf'ın ilgili kısımları şöyledir:

 “Madde — 1 İki Devletin ve teaalarının mütekabil mutalebatmı tetkik etmiş olan iki Âkit murahhasları bu cihetten Yugoslav Hükümetinin medyun olduğu tazminatın Türk Hükümetinin medyun olduğu tazminattan 17 milyon dinarlık bir meblâğ kadar fazla olduğunu anlamışlardır.

Madde — 2 Yugoslavya Hükümeti 17 milyon dinarlık meblâğı Türkiye Hükümetine aşağıdani tarzda tesviye etmeği taahhüt eder:

a) 7 milyonu Türk Hükümeti hesabına, emtia almağa mahsus olarak, 5 nisan 1934 tarihinde Yugoslavya millî bankasında açılacak bir kredi şeklinde olacaktır; işbu meblâğ iki hükümet arasında aktedilecek bir ticaret muahedesi tarafından tesisi muhtemel olan takas sistemine dahil olmayacaktır.

b) On milyonu Hazine bonosu şeklinde olacak ve bunun beş milyonu 5 nisan 1935; beş milyonu da 31 kânunuevvel 1935 vadeli olacaktır.

Madde — 3 Âkit iki memleket arasında mevcut bütün mutalebat ile ıslahı ziraî ve kolonizasyon kanunlarına tevfikan zaptedilen emlâki gayrimenkuleye müteallik tedabirden ve köylerdeki emvali metruke yüzünden memleketlerden birisinin tebaasının diğer memleket hükümetine karşı haiz olduğu bütün mutalebat işbu itilâf ile halledilmiştir.''

V. İNCELEME VE GEREKÇE

23. Mahkemenin 28/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucu Atilla Ergin Yönünden

24. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 51. maddesi ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün (İçtüzük) 83. maddesi gereği başvurucunun istismar edici, yanıltıcı ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve ilgilinin yargılama giderleri dışında 2.000 Türk lirasından fazla olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir.

25. Genel hukuk teorisinde bir kamu düzeni kuralı olarak ele alınan ve genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının yukarıda belirtilen düzenlemelerle bireysel başvuru alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru usulünün amacına açıkça aykırı olan ve Anayasa Mahkemesinin başvuruyu gereği gibi değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması olarak değerlendirilmesi mümkündür (S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).

26. Bu kapsamda özellikle Anayasa Mahkemesini yanıltmak amacıyla gerçek olmayan maddi vakıalara dayanılması veya Anayasa Mahkemesine bu nitelikte bilgi ve belge sunulması, başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikteki yeni ve önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesinin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (S.Ö., § 29; Mehmet Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015; Osman Sandıkçı, B. No: 2013/6297, 10/3/2016; Selman Kapan ve diğerleri, B. No: 2013/7302, 20/4/2016).

27. Merkezî Nüfus İdaresi Sistemi'nden yapılan sorgulama neticesinde başvuruculardan Atilla Ergin'in bireysel başvuru tarihinden önce 24/3/2012 tarihinde öldüğü tespit edilmiş ancak Av. Mehmet Ali Aslan tarafından başvurucunun anayasal haklarının ihlal edildiğinden bahisle verilen 26/8/2016 tarihli başvuru formunda başvurucunun öldüğü konusunda bir bilgiye yer verilmeden bireysel başvuru yapıldığı anlaşılmıştır.

28. Kamu gücü tarafından hakkı ihlal edilen kişinin bireysel başvuru yapmadan önce ölmesi durumunda ölen kişi adına bir başkası tarafından bireysel başvuru yapma imkânı bulunmamaktadır (Abdurrehman Uray, B. No: 2013/6140, 5/11/2014, § 30).

29. Açıklanan gerekçelerle başvuru tarihinden önce vefat etmiş olan başvurucu adına vekâlet ilişkisi sona ermiş olan avukat tarafından yapılan bireysel başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.

30. Bu durumda Av. Mehmet Ali Aslan hakkında Anayasa Mahkemesini yanıltıcı nitelikte başvuru yapması nedeniyle 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün 83. maddesi uyarınca takdiren 2.000 TL disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekir.

B. Başvurucular Mürvet Ergin ve Mehmet Selim Aydaş Yönünden

31. Başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine varılması hâlinde başvurunun düşmesine karar verilebilir. Bununla birlikte İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrası gereği Anayasa'nın uygulanması ve yorumlanması veya temel hakların kapsamının ve sınırlarının belirlenmesi ya da insan haklarına saygının gerekli kıldığı hâllerde başvurunun incelenmesine devam edilebileceği öngörülmüştür (Bayram Şahin, B. No: 2013/463, 16/5/2013,§ 16).

32. Başvuru tarihinden sonra ölen başvurucunun mirasçılarının makul bir süre içinde başvuruyu devam ettirme yönündeki iradelerini Anayasa Mahkemesine bildirmemeleri hâlinde İçtüzük hükümleri uyarınca başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir sebebin olmadığı kanaatine varılabilir (İskender Kaya ve diğerleri, B. No: 2014/7674, 23/3/2017, §§ 18-21).

33. Somut olayda başvuruculardan Mürvet Ergin ve Mehmet Selim Aydaşbaşvuru tarihinden sonra sırasıyla 13/11/2017 ve 26/3/2018 tarihinde vefat etmiş ancak mirasçıları başvuruya devam etme yönünde iradelerini makul bir süre içinde bildirmemişlerdir. Somut olayda başvurunun incelenmesine devam etmeyi gerekli kılan ve İçtüzük'ün 80. maddesinin (2) numaralı fıkrasında öngörülen nedenlerden biri de bulunmamaktadır.

34. Açıklanan gerekçelerle başvurucular Mürvet Ergin ve Mehmet Selim Aydaş başvurusunun düşmesine karar verilmesi gerekir.

C. Diğer Başvurucular Yönünden

1. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

35. Başvurucular 28/11/1933 tarihli anlaşma uyarınca Yugoslavya'da taşınmazı bulunan Türk vatandaşları nedeniyle ödenen tazminattan kendilerine düşen miktarın ödenmemesinin mülkiyet hakkını ihlal ettiğini ileri sürmüşlerdir.

36. 6216 sayılı Kanun’un geçici 1. maddesinin (8) numaralı fıkrası uyarınca Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başlangıcı 23/9/2012 tarihi olup bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan bireysel başvurular incelenebilir (Zafer Öztürk, B. No: 2012/51, 25/12/2012, § 17).

37. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisini doğru olarak belirleyebilmek için kesinleşen nihai işlem ve kararın tarihinin yanı sıra gerçekleştiği iddia edilen müdahalenin zamanını da doğru tespit etmek gerekir. Bu tespit yapılırken müdahaleyi oluşturan olaylar ve ihlal edildiği iddia olunan hakkın kapsamı birlikte değerlendirilmelidir (Zeycan Yedigöl [GK], B. No: 2013/1566, 10/12/2015, § 31).

38. Anayasa Mahkemesi ayrıca mülkiyetten yoksun bırakma şeklindeki mülkiyet hakkına yapılan müdahalelerin kural olarak anlık eylemler olup sürekli bir müdahale oluşturmadığını belirtmiştir (Agavni Mari Hazaryan ve diğerleri, B. No: 2014/4715, 15/6/2016, § 114).

39. Türkiye Cumhuriyeti ile Yugoslavya Krallığı arasında akdedilen 28/11/1933 tarihli anlaşma uyarınca Yugoslavya Hükûmeti Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının Yugoslavya'da bulunan taşınmazlarına karşılık olarak 17.000.000 dinar tazminat ödemiştir. Söz konusu tazminat 13/6/1938 tarihinde yürürlüğe giren 3427 sayılı Kanun uyarınca Kızılay'a devredilmiştir.

40. Başvurucular, murisleri olduğunu iddia ettikleri Halit Ağa'nın Yugoslavya'da kalan tapulu taşınmazları nedeniyle 28/11/1933 tarihli anlaşma uyarınca ödenen tazminattan paylarına düşen miktarın ödenmesi talebinde bulunmuştur. Talebin reddi işleminin iptali istemi Mahkemece kanun ile devredilen tazminatın ödenmesi imkânı bulunmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir.

41. Bu durumda başvurucuların mülkiyet hakkına konu ettiği taşınmazlar için Yugoslavya Krallığı tarafından ödendiğini iddia ettiği tazminat ile hukuki ilişkisi Anayasa Mahkemesinin bireysel başvuruları incelemeye başladığı 23/9/2012 tarihinden yaklaşık yetmiş dokuz yıl önce kesilmiş olduğundan mülkiyet hakkına yönelik şikâyet Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin dışında kalmaktadır. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesi zaman bakımından yetki içinde sonuçlanmış olmak kaydıyla kamu makamlarınca müdahalenin incelenerek esası hakkında bir karar verilmesi veya müdahaleyle ilgili tanınan tazminat ve benzeri bir yolun mevcut olması durumlarını da dikkate alarak değerlendirme yapacaktır (benzer bir yaklaşım için bkz. Agavni Mari Hazaryan ve diğerleri, §§ 111-120). Somut olay bakımından ise müdahale 13/6/1938 tarihinde yürürlüğe giren kanunla gerçekleşmiş olup bu tarihten sonra ilgililerin hukuki durumunu etkileyecek herhangi bir düzenleme mevcut değildir. Başvurucuların davasının da benzer bir gerekçe ile reddedildiği gözetildiğinde başvurunun zaman bakımından yetki kapsamında görülerek incelenmesini gerektirir istisnai bir durumun da mevcut olmadığı görülmektedir.

42. Öte yandan başvurucular, murisleri Muharrem'in mirasçılık belgesini sunarak bu şahıs yönünden mirasçılık sıfatlarını kanıtlamıştır. Ancak başvurucular bireysel başvuru formuna ekli, tercüme edilmiş tapu kayıtlarına göre tapu maliki olan Halit Ağa'nın mirasçısı olduklarına dair veraset ilamını sunmamıştır. Bu kişi ile aralarındaki mirasçılık bağını gösterir belge ya da mahkeme tespiti de dosya kapsamında bulunmamaktadır.

43. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

44. Başvurucular, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

45. Bireysel başvurular sonrasında 31/7/2018 tarihli ve 30495 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan 25/7/2018 tarihli ve 7145 sayılı Kanun'un 20. maddesiyle 9/1/2013 tarihli ve 6384 sayılı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Yapılmış Bazı Başvuruların Tazminat Ödenmek Suretiyle Çözümüne Dair Kanun'a geçici madde eklenmiştir.

46. 6384 sayılı Kanun'a eklenen geçici maddeye göre yargılamaların uzun sürmesi, yargı kararlarının geç veya eksik icra edilmesi ya da icra edilmemesi şikâyetiyle Anayasa Mahkemesine yapılan ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla Anayasa Mahkemesi önünde derdest olan bireysel başvuruların başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle verilen kabul edilemezlik kararının tebliğinden itibaren üç ay içinde yapılacak müracaat üzerine Adalet Bakanlığı İnsan Hakları Tazminat Komisyonu Başkanlığı (Tazminat Komisyonu) tarafından incelenmesi öngörülmüştür.

47. Ferat Yüksel (B. No: 2014/13828, 12/9/2018) kararında Anayasa Mahkemesi yargılamaların makul sürede sonuçlandırılmadığı ya da yargı kararlarının geç veya eksik icra edildiği ya da hiç icra edilmediği iddiasıyla 31/7/2018 tarihinden önce gerçekleştirilen bireysel başvurulara ilişkin olarak Tazminat Komisyonuna başvuru yolunun ilk bakışta ulaşılabilir ve ihlal iddialarıyla ilgili olarak başarı şansı sunma ve yeterli giderim sağlama kapasitesi olduğunu değerlendirmiştir. Buna göre Tazminat Komisyonuna başvuru yolu tüketilmeden yapılan başvurunun incelenmesinin bireysel başvurunun ikincil niteliği ile bağdaşmayacağı sonucuna vararak başvuru yollarının tüketilmemiş olması nedeniyle kabul edilemezlik kararı vermiştir (Ferat Yüksel, §§ 27-36).

48. Mevcut başvuruda söz konusu karardan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

49. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Atilla Ergin'e vekâleten Av. Mehmet Ali Aslan tarafından yapılan başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,

B. Başvurucular Mürvet Ergin ve Mehmet Selim Aydaş tarafından yapılan başvurunun DÜŞMESİNE,

C. 1. Diğer başvurucuların mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiasının zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Diğer başvurucuların makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddialarının başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

D. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA,

E. 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün 83. maddesi uyarınca 2.000 TL disiplin para cezasının Av. Mehmet Ali Aslan'dan TAHSİLİNE,

F. Kararın birer örneğinin Ankara Barosu ve Türkiye Barolar Birliğine GÖNDERİLMESİNE 28/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Akın Öztığ ve diğerleri [1.B.], B. No: 2016/14924, 28/11/2019, § …)
   
Başvuru Adı AKIN ÖZTIĞ VE DİĞERLERİ
Başvuru No 2016/14924
Başvuru Tarihi 26/8/2016
Karar Tarihi 28/11/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, uluslararası anlaşma gereğince Hazine tarafından tahsil edilen tazminattan murise isabet eden miktarının ödenmemesi ve yargılamanın uzun sürmesi nedenleriyle mülkiyet hakkı ile makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Kamulaştırma bedeli, kamu yararı Zaman Bakımından Yetkisizlik
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (idare) Başvuru Yollarının Tüketilmemesi
Mülkiyet hakkı Kamulaştırma bedeli, kamu yararı Düşme
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (idare) Düşme
Mülkiyet hakkı Kamulaştırma bedeli, kamu yararı Başvurunun Reddi
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (idare) Başvurunun Reddi

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 2382 Türkiye Cumhuriyeti ile Yugoslavya Krallığı Arasında Belgrat'da 28 İkinci Teşrin 1933 Tarihinde Aktedilen Mütekabil Mutalebatın Tesviyesine Müteallik İtilâfın Tasdikine Dair Kanun 1
3427 Yugoslavya Hükümetinden Alınan Tazminatın Kızılay Cemiyetine Verilmesine Dair Kanun 1
1135 Türk Vatandaşlarına Ait Olup Yugoslav Federatif Halk Cumhuriyetince Millileştirilmiş Bulunan Mal, Hak ve Menfaatlerin Tasfiyesi Hakkında Kanun 2
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi