TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
İBRAHİM ETHEM KURİŞ BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2016/16436)
Karar Tarihi: 8/1/2020
Başkan
:
Recep KÖMÜRCÜ
Üyeler
Celal Mümtaz AKINCI
Muammer TOPAL
M. Emin KUZ
Recai AKYEL
Raportör
Hüseyin MECEK
Başvurucu
İbrahim Ethem KURİŞ
Vekili
Av. Hüseyin FİŞEKCİ
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; nezarethanede tutulma koşulları, psikolojik baskı ve sağlık durumunun ceza infaz kurumunda tutulmaya uygun olmamasına rağmen tutukluluğun sürdürülmesi nedenleriyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 20/9/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvurucunun; tedavisinin ceza infaz kurumu koşullarında sağlanamayacağı ve ilerleyen kanser hastalığına rağmen tutuklu kalmasının yaşamı ile maddi ve manevi bütünlüğüne yönelik ciddi tehlike oluşturduğu iddiasıyla infazın durdurulması için tedbir kararı verilmesine ilişkin talebi, infaz kurumunda sağlık imkânlarına erişimin sağlanması, birçok kez farklı hastanelerde tedavi edilmesi, Silivri Ceza İnfaz Kurumu bünyesinde bir devlet hastanesinin bulunması da dikkate alınarak reddedilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüşünü bildirmiştir.
8. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:
10. 1964 doğumlu olan başvurucu 2014 yılından beri kanser tedavisi gördüğünü ifade etmiştir.
11. 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleşen darbe teşebbüsü üzerine, o sırada Cumhuriyet savcısı olarak görev yapan başvurucu hakkında Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyeliğinden soruşturma başlatılmıştır.
12. Başvurucu 17/7/2016 tarihinde gözaltına alınmıştır.
13. 18/7/2016 ve 19/7/2016 tarihlerinde başvurucunun müdafii ile görüştürüldüğünü gösteren tutanaklar tanzim edilmiştir.
14. Başvurucu, İstanbul 1. Anadolu Sulh Ceza Hâkimliğince 21/7/2016 tarihinde FETÖ/PDY'ye üye olma ve anayasal düzeni cebren ilgaya teşebbüs suçlarından tutuklanmıştır.
15. Başvurucunun bu karara yaptığı itiraz 9/8/2016 tarihinde İstanbul Anadolu 2. Sulh Ceza Hâkimliğince reddedilmiştir (başvurucu bu kararın tebliğ edilmediğini ifade etmiştir).
16. Başvurucu hakkında 27/4/2017 tarihinde İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinde (Mahkeme) kamu davası açılmıştır.
17. Mahkeme 28/4/2017 tarihinde tensiben başvurucunun tahliyesine karar vermiştir.
18. Mahkemece 14/5/2019 tarihinde, başvurucunun silahlı terör örgütüne üye olma suçundan on yıl hapis cezasıyla cezalandırılmasına karar verilmiştir. İstinaf sürecindeki karar henüz kesinleşmemiştir.
19. Başvurucu, tutuklama tarihinden önce iki yıldır kanser tedavisi gördüğünü ifade etmektedir.
20. Yeditepe Üniversitesi Hastanesinin 16/6/2014 tarihli biyopsi raporuna göre başvurucunun beyninde adenokarsinom metastazı saptanmıştır.
21. Aynı Hastanenin 13/6/2014 tarihli epikriz raporuna göre başvurucu 10/6/2014 tarihinde operasyona alınmış; sağ anterior frontal kraniotomi ile tümör eksizyonu yapılmıştır. Aynı Hastanenin 22/5/2015 tarihli epikriz raporuna göre de 18/5/2015 tarihinde başvurucu tekrar operasyona alınmış, sağ frontal eski kratiotomi ile tümör eksizyonu yapılmıştır.
22. Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinin 21/7/2016 tarihli, “İlgili Makama” başlıklı, tüm tedavi sürecinin özetlendiği raporun sonuç kısmındaki bilgiler şöyledir:
“…
TANI: Küçük hücreli olmayan akciğer kanseri, kemik ve beyin metastazı.
KARAR: Hastanın 2-3 ayda bir kontrole gelmesi gereklidir. Hastalığının seyrinin rutin olarak kontrolü gerekmekte olup, ivedi olarak müdahaleyi gerektirebilecek ataklar veya nöbetler geçirebilir. Bu sebeple cezaevi şartlarında hastalığın seyri olumsuz etkilenebilir. Hasta yakınlarının isteği üzerine verilmiş durumunu bildirir sağlık raporudur.”
23. Anayasa Mahkemesinin tedbir incelemesi sırasındaki yazısı üzerine başvurucunun tutuklandıktan sonra Silivri Ceza İnfaz Kurumu Devlet Hastanesi, Beyoğlu Göz Eğitim Araştırma Hastanesi, Silivri Devlet Hastanesi ile Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde tedavi gördüğünü ortaya koyan çok sayıda rapor gönderilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
24. İlgili hukuk için bkz. Civan Boltan, B. No: 2014/5324, 30/10/2018, §§ 31, 32.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
25. Mahkemenin 8/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Nezarethanede Tutulma Koşulları ve Psikolojik Baskı Nedeniyle Kötü Muamele Yasağının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
26. Başvurucu;
i. 2014 yılında kendisine akciğer kanseri, kemik ve beyin metastazı tanısı konulduğunu, tutuklanmadan önce yaptırdığı kemoterapi, radyoterapi vb. tedaviler yüzünden sağ gözünde %95 görme kaybı yaşadığını, hâlsizlik, şiddetli omuz ağrıları, iştahsızlık, metabolizmada zayıflama şikâyetleri olduğunu, steril ortamlarda özel bakım yapılmazsa hayati tehlikesinin bulunduğunu,
ii. Ağır kanser hastası olduğunu yetkililere bildirmesine karşın gözaltı ve tutukluluk sürecinde bodrum katındaki soğuk ve havasız bir bölümde sandalye üzerinde gözaltında tutulduğunu, sulh ceza hâkimi önüne çıkarılmadan da kırk sekiz saat boyunca dinlendirilmeden mahkeme koridorlarında sandalyede bekletildiğini,
iii. Polislerin psikolojik baskı oluşturmak amacıyla bağırıp çağırdığını, ışıkların açık bırakılarak dinlenmesine fırsat verilmediğini, daha önce yaptığı görev nedeniyle toplumda oluşan itibarının ve sosyal durumunun tersine kasten insan onuruna aykırı muameleye tabi tutulduğunu, gözaltında ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmediğini, gözaltı süresinin bilinçli olarak uzatıldığını,
iv. Kötü muamele konusunda yapacağı suç duyurusu etkili olmayacağı ve sonucu değiştirmeyeceği için doğrudan Anayasa Mahkemesine başvurduğunu
belirterek kötü muamele yasağının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
27. Bakanlık görüşünde; başvurucunun bu iddiaları konusunda 14/10/2016 tarihinde suç ihbarında bulunması üzerine İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmanın 16/1/2016 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığı kararıyla sonuçlandığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) Ayhan Bora/Türkiye (B. No: 30647, 28/11/2017) kararına da atıfta bulunularak, soruşturmada herhangi bir eksiklik olmadığı belirtilmiştir.
28. Başvurucu Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki bilgileri tekrarlamıştır.
2. Değerlendirme
29. Başvuru konusu ile aynı iddialarla ilgili olarak daha önce Birinci Bölüm Birinci Komisyon tarafından yapılan inceleme sonunda 28/12/2017 tarihinde 2016/69315 sayılı dosya üzerinden başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilmezlik kararı verildiği tespit edilmiştir. Başvurunun bu şikâyet yönünden mükerrer başvuru niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının mükerrer başvuru olması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
B. Sağlık Durumunun Ceza İnfaz Kurumunda Tutulmasına Uygun Olmamasına Rağmen Tutukluluğun Sürdürülmesinin Kötü Muamele Yasağını İhlal Ettiğine İlişkin İddia
31. Başvurucu; Silivri Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğüne tedavi ve kontrollerinin yapılması için müracaat ettiğini, beyin manyetik rezonans (MR) görüntülemesi yapılmasına karşın Ceza İnfaz Kurumuna yakın bir hastanede onkoloji bölümü bulunmadığı için herhangi bir tedavi görmeden beklediğini, üç ayda bir beyin MR'si, akciğer için bilgisayarlı tomografi ve bütün vücudu için PET-BT çekilmesi gerektiğini, İnfaz Kurumundaki sağlık personelinin hastalığının ciddiyetini değerlendiremediğini, sağlık durumunun gerektirdiği tedavinin kendisine sunulamadığını, adeta ölüm koridorunda bekletildiğini belirterek kötü muamele yasağı ile yaşam hakkının ihlal edildiğini öne sürmüştür.
32. Bakanlık görüşünde; başvurucu hakkında 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un 16. maddesi gereğince resen ve 22/9/2016 tarihli dilekçesi üzerine ceza tehir işlemlerine başlandığı, Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen 24/10/2016 tarihli raporda “ceza infaz kurumu şartlarında kalmasında sağlığı yönünden engel bir durum olmadığı”nın belirtildiği ifade edilmiş; başvurucunun bu rapor üzerine cezanın infazının ertelenmemesine karşı itiraz ettiğine dair bir bilgi sunulmadığı, öte yandan başvurucunun sağlık durumu dikkate alınarak 28/4/2017 tarihinde tahliye edildiği, İnfaz Kurumunda iken muhtelif hastanelerde tedavi gördüğü, başvurucunun AİHM'e yaptığı tedbir talebi başvurusunun 7/10/2016 tarihinde reddedildiği vurgulanmıştır.
33. Başvurucu Bakanlık görüşüne karşı beyanında başvuru formundaki bilgileri tekrarlamıştır.
34. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bakanlık görüşünde bildirilen Adli Tıp Kurumu raporuna göre başvurucunun ceza infaz kurumu şartlarında kalmasının sağlığı yönünden engel bir durum teşkil etmediği bildirildiğinden başvurucunun iddiaları kötü muamele yasağı kapsamında değerlendirilmiştir.
35. İçtüzük’ün “Düşme kararı” kenar başlıklı 80. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
“(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:
…
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden görülmemesi.”
36. Başvurucunun ihlal iddialarının temelinde akciğer kanseri, kemik ve beyin metastazı olmasına rağmen infaz kurumunda tutulmasının kötü muamele yasağını ihlal ettiği iddiası yer almaktadır.
37. Bu bağlamda başvurunun incelenmesini haklı kılan temel neden, tutukluluğunun devamından ötürü başvurucunun ceza infaz kurumunda tutulması olup İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesinin 28/4/2017 tarihli kararıyla tahliye edildiği anlaşılmaktadır. Bu şartlar altında başvurunun incelenmesini haklı kılan neden bulunmadığının kabulü gerekir (benzer doğrultudaki kararlar için bkz. Salih Tuğrul, B. No: 2014/1988, 17/5/2016; Zeki Hakan Nebioğlu, B. No: 2015/2418, 8/5/2019).
38. Açıklanan gerekçelerle incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmadığı anlaşıldığından başvurunun düşmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Nezarethanede tutulma koşulları ve psikolojik baskı dolayısıyla kötü muamele yasağının ihlal edildiğine ilişkin iddianın mükerrer başvuru olması nedeniyle REDDİNE,
B. Sağlık durumunun ceza infaz kurumunda tutulmasına uygun olmamasına rağmen tutukluluğun sürdürülmesinin kötü muamele yasağını ihlal ettiğine ilişkin iddianın başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmaması nedeniyle DÜŞMESİNE,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 8/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.