TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
TAHSİN KANDAMAR BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/213)
|
|
Karar Tarihi: 28/11/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucu
|
:
|
Tahsin KANDEMİR
|
Vekili
|
:
|
Av. Ali Deniz CEYLAN
|
|
|
Av. Sevgi KALAN GÜVERCİN
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bir internet haber sitesine ve sosyal medya hesabına
tamamıyla erişimin engellenmesine karar verilmesinin basın özgürlüğünü ihlal
ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 30/12/2015 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmuştur.
8. Konu yönünden hukuki irtibat nedeniyle 2016/213 ile 2016/4111
numaralı bireysel başvuru dosyalarının birleştirilmelerine, incelemenin
2016/213 numaralı bireysel başvuru dosyası üzerinden yürütülmesine karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
10. Başvurucu, bireysel başvuru formunda www.siyasihaber1.org isimli internet
sitesinin sahibi olduğunu belirtmiştir. Başvurucu, anılan sitenin bir haber
sitesi olmakla birlikte aynı zamanda Sosyalist Yeniden Kuruluş İçin Siyaset
gazetesinin internet ortamındaki eki olduğunu bildirmiş; sitede toplumsal
yaşamın her alanına yönelik olarak sosyalist perspektifle yazı, röportaj ve
haberlerin yayımlandığını ifade etmiştir. Başvurucu; Twitter'da
bulunan @SiyasiHaberOrg
adlı sosyal medya hesabının da adı geçen internet sitesine ait olduğunu,
internet sitesinde yayımladığı haberleri aynı zamanda bu hesap üzerinden de
paylaştığını belirtmiştir.
11. Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğünün talebi ve
(kapatılan) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) 24/10/2015 tarihli
yazısı ile bahsi geçen Twitter hesabının da
aralarında bulunduğu yirmi dokuz; 24/12/2015 tarihli yazısı ile başvurucuya ait
internet sitesinin de aralarında bulunduğu on dokuz internet adresine erişimin
engellenmesine karar verilmiştir.
12. TİB 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında
Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele
Edilmesi Hakkında Kanun’un 8/A maddesinin (2) numaralı fıkrası gereğince
erişimin engellenmesi kararlarını Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliğinin onayına
sunmuştur. TİB tarafından Hâkimliğe sunulan dilekçelerde "Bahse konu içeriklerin terörü öven, şiddete ve
suça teşvik eden ve kamu düzenini ve milli güvenliği tehdit eden içerikler ile
yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin ihlaline sebebiyet
vermesi" nedeniyle erişimlerinin engellenmesine karar verildiği
belirtilmiştir.
13. TİB tarafından onaya sunulan erişimin engellenmesi kararları
Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliğince aynı gerekçeyle sırasıyla 24/10/2015 ve
24/12/2015 tarihlerinde onaylanmıştır.
14. Başvurucunun sosyal medya hesabına erişimin engellenmesine
yönelik onaylama kararına itirazı 9/11/2015, internet sitesine erişimin
engellenmesine yönelik onaylama kararına itirazı ise 15/1/2016 tarihinde Ankara
5. Sulh Ceza Hâkimliğince reddedilmiştir.
15. Ret kararları başvurucuya sırasıyla 3/12/2015 ve 1/2/2016
tarihlerinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 30/12/2015 ve 1/3/2016 tarihlerinde
bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk kurallarının yer aldığı
karar için Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş.
([GK], B. No: 2015/18936, 22/5/2019, §§ 23-34) kararına bakılabilir.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 28/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
18. Başvurucu;
i. İmtiyaz sahibi olduğu internet haber portalına
ve Twitter'da yer alan sosyal medya hesabına erişimin
bütünüyle engellendiğini ancak hem idarenin erişimin engellenmesi kararlarında
hem de sulh ceza hâkimliklerinin onaylama ve onaylama kararına itirazın reddi
kararlarında söz konusu tedbirin hangi gerekçeyle alındığının açıklanmadığını
belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
ii. İnternet haber sitesinin ve sosyal medya hesabının tümüne
yönelik gerekçesiz olarak alınan tedbir kararlarının sansür niteliğinde
olduğunu ve ifade özgürlüğüne yönelik orantısız bir müdahale oluşturduğunu
belirterek ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.
iii. Erişimin engellenmesi kararlarına itirazın üst mahkemede
değil yine başka bir sulh ceza hâkimliğinde karara bağlanmasının Anayasa'nın
36. maddesine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
19. Bakanlık görüşünde, başvuru konusu internet sitesine
erişimin engellenmesi kararının millî güvenlik, kamu düzeninin korunması, suçun
önlenmesi için demokratik bir toplumda gerekli, erişimin engellenmesi kararı
için gösterilen gerekçelerin de ilgili ve yeterli olduğu belirtilmiştir.
20. Bakanlığın görüşüne cevap dilekçesinde başvurucu, bireysel
başvuru dilekçesindeki iddialarını tekrarlamıştır. Başvurucu ek olarak internet
sitesine ve sosyal medya hesabına erişimin engellenmesine neden olan somut bir
haber veya köşe yazısına Bakanlığın görüşünde de yer verilmediğini
belirtmiştir.
B. Değerlendirme
21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun sulh ceza hâkimliklerinin
erişimin engellenmesi kararına itirazın bu yargı mercilerince karara
bağlanmasının etkili bir itirazda bulunmayı imkânsız hâle getirdiği ile ilgili
şikâyetlerine benzer şikâyetler Anayasa Mahkemesince daha önce birçok kararda incelenmiştir.
Bu kararlarda sulh ceza hâkimliklerinin yapısal özellikleri dikkate alınarak
Anayasa Mahkemesince söz konusu iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olduğu
sonucuna varılmıştır (Hikmet Kopar ve
diğerleri [GK], B. No: 2014/14061, 8/4/2015, §§ 101-115; Mehmet Baransu (2),
B. No: 2015/7231, §§ 64-78, 94-97). Eldeki başvuruda Anayasa Mahkemesinin bu
kararlarından ayrılmayı gerektirecek bir durum görülmediğinden başvurucunun
diğer şikâyetlerine odaklanılacak ve başvurucunun iddiaları ifade özgürlüğü ve basın
özgürlüğü kapsamında incelenecektir.
22. Anayasa’nın iddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti”
kenar başlıklı 26. maddesi ve “Basın
hürriyeti” kenar başlıklı 28. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"(26) Herkes, düşünce ve kanaatlerini
söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve
yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın
haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar...
Bu hürriyetlerin kullanılması, milli güvenlik,
kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi
ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, ...
amaçlarıyla sınırlanabilir…
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.”
“(28) Basın hürdür, sansür edilemez…
Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini
sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın
26 ve 27 nci maddeleri
hükümleri uygulanır…”
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
23. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade
ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
a. Müdahalenin Varlığı
24. İnternet haber sitesine ve sosyal medya hesabına tümüyle
erişimin engellenmesine karar verilmiştir. Söz konusu mahkeme kararları ile
başvurucunun ifade ve basın özgürlüklerine yönelik bir müdahalede bulunulmuştur.
b. Müdahalenin İhlal
Oluşturup Oluşturmadığı
25. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde
belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinin
ihlalini teşkil edecektir. Anayasa’nın 13. maddesi şöyledir:
"Temel hak ve
hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere
bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik
toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”
26. Bu sebeple müdahalenin Anayasa’nın
13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen kanunlar tarafından
öngörülme, Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanma ve
demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk koşullarını sağlayıp
sağlamadığının belirlenmesi gerekir.
i. Kanunilik
27. İfade ve basın özgürlüklerine yönelik müdahalenin 5651
sayılı Kanun'un 8/A maddesi kapsamında yapıldığı tespit edilmiştir.
ii. Meşru Amaç
28. Başvuruya konu internet haber sitesine ve sosyal medya
hesabına erişimin engellenmesine ilişkin kararın yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin korunmasına
yönelik önlemlerin bir parçası olduğu ve meşru bir amaç taşıdığı sonucuna
ulaşılmıştır.
iii. Demokratik Toplum Düzeninin
Gereklerine Uygunluk
(1) Genel
İlkeler
29. Somut olaya uygulanan genel ilkelerin geniş anlatımı için
Anayasa Mahkemesinin Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. (aynı
kararda bkz. §§ 47-75) kararına bakılabilir.
(2) 5651
Sayılı Kanun'un 8/A Maddesine Dayanan Erişimin Engellenmesi Kararı Hakkında
Bazı Tespitler
30. Anayasa Mahkemesi, Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. kararında
5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesi ile getirilen içeriğin yayından çıkarılması ve
yayına erişimin engellenmesi kararlarına yönelik usulü ayrıntılı bir şekilde
incelemiştir. Mahkemeye göre bu usul, kanun koyucunun internet ortamında
işlenen suçlarla mücadelenin daha etkin yapılabilmesi ihtiyacı nedeniyle
öngördüğü özel ve hızlı sonuç alınabilecek bir koruma tedbiri kararıdır (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., §
63; Ali Kıdık, B.
No: 2014/5552, 26/10/2017, § 55).
31. 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesi kapsamındaki erişimin
engellenmesi yolu ancak gecikmesinde sakınca bulunan, dolayısıyla ivedilikle
müdahale etmeyi gerektirecek hâllerde işletilmesi gereken istisnai bir yoldur.
Dolayısıyla başvuruya konu internet yayınına erişimin engellenmesi tedbirinin
alınmasının haklılığı, ancak bir görüşte haklılık veya ilk bakışta (prima facia)
haklılık olarak nitelendirilebilir. Yetkili makamlardan, bu yolun gecikmesinde
sakınca bulunan hâllere özgü olarak kullanılması gereken istisnai bir yol
olduğu bilinciyle hareket ederek hassasiyetle karar vermeleri beklenir (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., § 71;
Ali Kıdık,
§ 59).
32. Şiddeti öven, kişileri terör örgütünün yöntemlerini
benimsemeye, şiddet kullanmaya, nefrete, intikam almaya veya silahlı direnişe
tahrik ve teşvik eden yayınlar gibi internet ortamında demokratik toplum
düzenini tehlikeye atan yayınların daha ileri bir inceleme yapılmaya gerek
olmaksızın ilk bakışta anlaşılabildiği hâllerde 5651 sayılı Kanun'un 8/A
maddesinde öngörülmüş olan istisnai usul işletilebilir (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., § 72). Böyle
durumlarda ilk bakışta ihlal doktrini
internet ortamında yapılan yayınlara karşı kamusal menfaatlerin hızlı bir
şekilde korunması ihtiyacıyla ifade hürriyeti arasında adil bir denge
sağlayacaktır (Ali Kıdık,
§§ 62, 63).
(3) 5651
Sayılı Kanun'un 8/A Maddesi Kapsamında Erişimin Engellenmesine Karar Verilmesi
Biçimindeki Müdahalelerde İdari ve Yargısal Makamlar Tarafından Gözetilmesi
Gereken Hususlar
33. Anayasa Mahkemesi, Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. kararında;
ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine
uygun kabul edilebilmesi için 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesi kapsamında
verilen erişimin engellenmesi kararlarında idari ve yargısal makamlar
tarafından gözetilmesi gereken hususları açıkça ortaya koymuştur (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., §§
73-75).
34. Erişimin engellenmesi kararı onayına sunulan sulh ceza
hâkimliğinin ve itiraz mercinin, erişimin
engellenmesi kararının verilmesini talep eden ve/veya kararı veren idari
makamlarla aynı sonuca ulaşmaları ve bunu aynı gerekçeyi kullanarak veya atıfla
kararlarına yansıtmaları, kararın gerekçelendirilmiş olması bakımından
yeterlidir. Sulh ceza mahkemesinin erişimin engellenmesine ilişkin idari
kararların gerekçelerini tekrar ettiği veya atıfla yetindiği hallerde Anayasa
Mahkemesi, dayanılan idari kararların gerekçelerini denetleyecektir. İfade
özgürlüğüne gerekçesiz olarak veya Anayasa Mahkemesince ortaya konulan
kriterleri karşılamayan bir gerekçe ile yapılan müdahaleler Anayasa'nın 26.
maddesini ihlal edecektir (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., §
73).
35. Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. (aynı
kararda bkz. § 74) kararında, mevcut başvuruya benzer şikâyetlerde derece
mahkemelerinin ve kamu gücünü kullanan diğer organların gerekçelerinin ilgili
ve yeterli sayılabilmesi için kararlarda bulunması gereken ve benzer
başvuruların koşullarına göre değişebilecek unsurlar şu şekilde sıralanmıştır:
i. İnternet içeriğine erişimin engellenmesi kararı verilebilmesi
için gecikmesinde sakınca bulunan bir durumun varlığı idari ve yargısal
makamlar tarafından ortaya konmalıdır.
ii. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerin yaşam hakkı ile
kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, millî güvenlik ve kamu düzeninin
korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması
sebeplerinden bir veya birkaçına bağlı olarak ortaya çıkabileceği dikkate
alındığında yayının içeriği ile bu sebepler arasındaki ilişkinin tam olarak
gösterilmesi gerekir.
iii. Böyle bir analizin yapılabilmesi için eğer söz konusu
yayının terör örgütleriyle veya terör faaliyetlerinin meşru gösterilmesiyle bir
ilişkisi varsa ifade özgürlüğü ile demokratik toplumun terör örgütlerinin
faaliyetlerine karşı kendini korumaya ilişkin meşru hakkı arasında denge
kurulmalıdır.
iv. Zikredilen dengelemenin yapılabilmesi için;
- Bütünüyle ele alındığında müdahaleye konu yayının özel bir
kişiyi, kamu görevlilerini, halkın belirli bir kesimini veya devleti hedef
gösterip göstermediğinin, onlara karşı şiddete teşvik edip etmediğinin,
- Bireylerin fiziksel şiddet tehlikesine maruz bırakılıp
bırakılmadığının, bireylere karşı nefreti alevlendirip alevlendirmediğinin,
- Yayında iletilen mesajda şiddete başvurmanın gerekli ve haklı
bir önlem olduğunun ileri sürülüp sürülmediğinin,
- Şiddetin yüceltilip yüceltilmediğinin, kişileri nefrete,
intikam almaya, silahlı direnişe tahrik edip etmediğinin,
- Suçlamalara yer vererek veya nefret uyandırarak ülkenin bir
kısmında veya tamamında daha fazla şiddete sebebiyet verip vermeyeceğinin,
- Kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış
bilgileri, tehdit ve hakaret oluşturan ifadeleri içerip içermediğinin,
- Yayın tarihinde ülkenin bir kısmında veya tamamında
çatışmaların yoğunluk derecesi ile ülkedeki tansiyonun yükseklik derecesinin
yayına erişimin engellenmesi kararına etki edip etmediğinin,
- Karara konu sınırlayıcı tedbirin demokratik bir toplumda zorlayıcı
bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olup olmadığının ve
tedbirin başvurulabilecek en son çare niteliğinde bulunup bulunmadığının,
- Son olarak sınırlamanın güdülen kamu yararı amacını
gerçekleştirmek için ifade özgürlüğüne en az müdahale eden ölçülü bir sınırlama
niteliğinde olup olmadığının yayının içeriğiyle birlikte değerlendirilmesi
gerekir.
36. Bir terör örgütünün şiddet eylemlerini öven, destekleyen ve haklılaştıran açıklamaların silahlı direnişe tahrik,
şiddeti yüceltme veya kin ve düşmanlığın kışkırtılması olarak kabul edilmesi
mümkündür. Bununla birlikte yalnızca bir terör örgütünün fikirlerini ve
hedeflerini içerdiği, resmî politikaları ağır bir şekilde eleştirdiği veya
terör örgütünün resmî politikalarla olan ihtilaflarını değerlendirdiği
gerekçesiyle internet içeriğine erişimin engellenmesi -yukarıda bir kısmı
gösterilen sebeplerden bir veya daha fazlası da bulunmadığı takdirde-
müdahaleyi haklı göstermez (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., §
75; Halil Bayık [GK], B. No:
2014/20002, 30/11/2017, § 46).
(4) Genel
İlkelerin Somut Olaya Uygulanması
37. Somut olayda TİB, Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel
Müdürlüğünün talebi üzerine 24/10/2015 tarihinde başvuruya konu Twitter hesabının da aralarında bulunduğu yirmi dokuz,
24/12/2015 tarihinde başvurucuya ait internet sitesinin de aralarında bulunduğu
on dokuz internet adresine yaşam hakkı ile
kişilerin can ve mal güvenliğinin ihlaline sebebiyet vermesi nedeniyle
erişimin engellenmesine karar vermiş; daha ileri bir değerlendirmede
bulunmamıştır. TİB, bu kararları Sulh Ceza Hâkimliğinin onayına sunmuş ve
Hâkimlik kararları aynı gerekçeyle onaylamıştır. Başvurucunun onaylama
kararlarına yaptığı itirazlar da reddedilmiştir.
38. Çekişmesiz bir dava sonucunda bu kararı verebilmenin ancak
hukuka aykırılığın ve kamusal menfaatlere müdahalenin ilk bakışta anlaşılacak
kadar belirgin olduğu, zararın süratle giderilmesinin zaruri olduğu hâllerde
mümkün olduğu hatırlanmalıdır (Birgün İletişim ve
Yayıncılık Ticaret A.Ş., § 85; Ali
Kıdık, § 83). Somut olayda 5651 sayılı
Kanun'un 8/A maddesinde sayılan meşru sebeplere dayanılarak başvuruya konu
internet haber sitesinin ve sosyal medya hesabının da aralarında bulunduğu
toplam kırk sekiz internet adresine erişim engellenmiş ancak ne idari
makamlarca ne derece mahkemelerince anılan Kanun maddesi kapsamında yapılan
müdahalelerde gözetilmesi gereken hususlar değerlendirilmiştir. Erişimin engellenmesi
kararlarında isimleri sayılan kırk sekiz internet adresi arasında yer alan
başvuruya konu internet haber sitesi ile sosyal medya hesabına erişiminin
engellenmesine yönelik olarak bu adreslerde yer alan içerikler ile sınırlama
sebebi arasındaki ilişki ortaya konulamadığı gibi gecikmesinde sakınca bulunan
bir durumun varlığı da gösterilememiştir. Bahsi geçen sayıdaki adrese erişim
genel gerekçeler ile engellendiğinden başvuru konusu internet haber sitesinde
ve sosyal medya hesabında yer alan yayınların hangi kısımlarının hangi
nedenlerle yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin ihlaline sebebiyet
vereceği kararlarda yer almamaktadır.
39. Üstelik hem internet haber sitesine hem de sosyal medya
hesabına erişim tümüyle engellenmiştir. 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesinin (3)
numaralı fıkrasında; anılan madde kapsamında verilen erişimin engellenmesi
kararlarının ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL,
vb. şeklinde) içeriğe erişimin engellenmesi yöntemiyle verilebileceği ancak
teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya
ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda
internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı
verilebileceği belirtilmiştir. Söz konusu hüküm karşısında içeriğe erişimin
engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği hususunda bir gerekçelendirme de
yapılmadığı dikkate alındığında başvurucunun sahibi olduğu internet haber
sitesine ve sosyal medya hesabına tamamıyla erişimin engellenmesi şeklindeki
müdahalenin ifade ve basın özgürlükleri önünde orantısız müdahale teşkil ettiği
açıktır.
40. Yukarıda yer verilen hususlar ışığında idari ve/veya
yargısal makamlarca, başvuruya konu internet haber sitesine ve sosyal medya
hesabına tümüyle erişimin engellenmesi şeklindeki kısıtlamanın zorunlu bir
sosyal ihtiyacı karşıladığı ve orantılı olduğu, dolayısıyla demokratik toplum
düzeninin gereklerine uygun olduğu ilgili ve yeterli bir gerekçe ile
gösterilememiştir.
41. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence
altına alınan ifade özgürlüğünün ve 28. maddesinde güvence altına alınan basın
özgürlüğünün ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
42. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
“(1)
Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da
edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2)
Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili
mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan
hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava
açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme,
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
43. Anayasa Mahkemesinin
Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 57-60) kararında, Anayasa Mahkemesince bir temel
hakkın ihlal edildiği sonucuna varıldığında ihlalin ve sonuçlarının nasıl
ortadan kaldırılacağının belirlenmesi hususunda genel ilkelere yer verilmiştir.
44. Başvurucu, ihlalin tespiti talebinde bulunmuştur.
45. Anayasa Mahkemesi başvurucunun sahibi olduğu internet haber
sitesine ve sosyal medya hesabına erişimin engellenmesine karar verilmesinin
demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun düşmediği ve bu nedenle
başvurucunun ifade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiği sonucuna varmıştır.
Dolayısıyla somut başvuruda ihlalin mahkeme kararlarından kaynaklandığı
anlaşılmaktadır.
46. Bu durumda ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için
yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Yapılacak yeniden
yargılama ise usul hukukunda yer alan benzer kurumlardan farklı ve bireysel
başvuruya özgü bir düzenleme içeren 6216 sayılı Kanunun 50. maddesinin (2)
numaralı fıkrasına göre ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına
yöneliktir. Bu kapsamda yeniden yargılama sürecinde mahkemelerce yapılması
gereken iş, yeniden yargılama kararı verilerek Anayasa Mahkemesini ihlal
sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun
yeni bir karar verilmesinden ibarettir. Bu sebeple kararın bir örneğinin
yeniden yargılama yapılmak üzere ilgili mahkemeye gönderilmesine karar
verilmesi gerekir.
47. İşbu ihlal kararı başvuruya konu internet adreslerinin 5651
sayılı Kanun'un 8/A maddesi kapsamında erişimi engellenebilecek nitelikte
adresler olup olmadığına yönelik bir inceleme içermemektedir. İlgili derece
mahkemeleri, Anayasa Mahkemesi kararında ortaya konulan kriterler ve gösterilen
yöntemle yeniden yargılama yaparak yargılamanın sonucuna göre bahse konu
içeriğe erişimin engellenmesine veya engellenmemesine karar vermelidirler.
48. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 466,40 TL harç ve 2.475
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.941,40 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan
ifade ve basın özgürlüklerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın birer örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Gölbaşı Sulh Ceza
Hâkimliğine (2015/972 D. İş ve 2015/1197 D. İş )
GÖNDERİLMESİNE,
D. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 466,40 TL harç ve 2.475
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.941,40 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA
ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve
Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
28/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.