TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
CAHİT YİĞİT BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/2736)
|
|
Karar Tarihi: 27/11/2019
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör Yrd.
|
:
|
Derya ATAKUL
|
Başvurucu
|
:
|
Cahit YİĞİT
|
Vekili
|
:
|
Av. Ramazan
DEMİR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bir internet haber sitesine tamamıyla erişimin
engellenmesi kararı verilmesinin basın özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/2/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas
incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Başvurucu, bireysel başvuru formunda www.yuksekovaguncel.com isimli internet
adresinin imtiyaz sahibi olduğunu belirtmiştir. Başvurucu, anılan sitenin
Hakkâri'nin Yüksekova ilçesi merkezli yerel bir haber sitesi olduğunu
bildirmiştir.
10. Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel Müdürlüğünün talebi ve
(kapatılan) Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) 20/8/2015 tarihli
yazısı gereğince anılan internet sitesinin de içinde bulunduğu on üç internet
adresine erişimin engellenmesine karar verilmiştir.
11. TİB 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında
Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele
Edilmesi Hakkında Kanun’un 8/A maddesinin (2) numaralı fıkrası gereğince
erişimin engellenmesi kararını aynı gün Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliğinin onayına
sunmuştur. TİB tarafından Hâkimliğe sunulan dilekçeye, erişimin engellenmesi
kararı verilen internet adreslerinin ekran görüntüleri eklenerek "Bahse konu İnternet ortamında yayınlanan
içeriklerin yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin ihlaline
sebebiyet vermesi" nedeniyle erişimlerinin engellenmesine karar
verildiği belirtilmiştir.
12. Gölbaşı Sulh Ceza Hâkimliğince, TİB tarafından onaya sunulan
erişimin engellenmesi kararı aynı gerekçeyle 20/8/2015 tarihinde onaylanmıştır.
13. Başvurucunun onaylama kararına itirazı, Ankara 5. Sulh Ceza
Hâkimliğince 15/12/2015 tarihinde reddedilmiştir.
14. Ret kararı başvurucuya 27/1/2016 tarihinde tebliğ
edilmiştir. Başvurucu 5/2/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
15. İnternet üzerinden yapılan araştırmada, sahibi olduğu web
sitesine erişimin engellenmesi üzerine başvurucunun internet yayınına www.yuksekovaguncel.org isimli internet
adresi üzerinden devam ettiği; anılan adreste yerel haberlerin yanı sıra
güncel, ekonomi, politika, spor, kültür-sanat, eğitim, yaşam gibi başlıklar
altında oldukça geniş yelpazede haber yayımlandığı tespit edilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
16. İlgili ulusal ve uluslararası hukuk kurallarının yer aldığı
karar için Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. ([GK],
B. No: 2015/18936, 22/5/2019, §§ 23-34) kararına bakılabilir.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
17. Mahkemenin 27/11/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
ve Bakanlık Görüşü
18. Başvurucu;
i. İmtiyaz sahibi olduğu internet haber portalına
erişimin bütünüyle engellendiğini ancak ne idarenin erişimin engellenmesi
kararında ne de sulh ceza hâkimliklerinin onaylama ile onaylama kararına
itirazın reddi kararlarında söz konusu tedbirin hangi gerekçeyle alındığının
açıklanmadığı belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
ii. İnternet haber sitesinin tümüne yönelik gerekçesiz olarak
alınan tedbir kararının sansür niteliğinde olduğunu ve ifade özgürlüğüne
yönelik orantısız bir müdahale oluşturduğunu belirterek ifade ve basın
özgürlüklerinin ihlal edildiğini iddia etmiştir.
iii. İnternet sitesine erişimin engellenmesi kararına itirazın
üst mahkemede değil numara olarak kendisini izleyen sulh ceza hâkimliğinde
karara bağlanmasının Anayasa'nın 36. maddesine aykırı olduğunu ileri sürmüştür.
19. Bakanlık görüşünde, başvuru konusu erişimin engellenmesi
tedbirinin alındığı dönemde PKK terör örgütünün Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğu
Bölgelerinde bulunan bazı şehir merkezlerinde halkın huzur ve güvenliğini
bozmaya yönelik eylemler yaptığı, halkın kamu hizmetlerine ulaşmasını
engellemeye çalıştığı ve kolluk güçlerini hedef alan faaliyetler içinde olduğu
belirtilmiştir. Bakanlık; terör örgütünün emellerini gerçekleştirmek amacıyla
medyayı da kullanmaya çalıştığını, bu nedenle 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesi
gereğince alınan tedbirin demokratik bir toplumda gerekli olduğunu ve erişimin
engellenmesi kararı için gösterilen gerekçelerin ilgili ve yeterli olduğunu
bildirmiştir.
20. Bakanlığın görüşüne cevap dilekçesinde başvurucu, bireysel
başvuru dilekçesindeki iddialarını tekrarlamıştır. Başvurucu; ek olarak haber
sitesinde yer alan gerek kendileri tarafından yapılan gerek ulusal ve yerel
basından alınan haberlerin hiçbirinde herhangi bir örgütü övücü ya da
destekleyici bir unsur bulunmadığını ifade etmiştir. Başvurucu; internet
sitesinde yalnızca siyasi konulara ilişkin haberlerin değil spor, sanat, sağlık
gibi yaşamın her alanına yönelik haberlerin bulunduğunu, bu içeriklerin hangi
gerekçeyle erişimin engellenmesi tedbirine konu olduğunun Bakanlık tarafından
da açıklanmadığını belirtmiştir. Başvurucu, Bakanlığın görüşünde internet haber
sitesine erişimin engellenmesi ile terör örgütünün eylem ve olaylarının
gerçekleştirilmesi arasındaki illiyet bağını ortaya koyamadığını ileri
sürmüştür.
B. Değerlendirme
21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun sulh ceza hâkimliklerinin
erişimin engellenmesi kararına itirazın bu yargı mercilerince karara
bağlanmasının etkili bir itirazda bulunmayı imkânsız hâle getirdiği ile ilgili
şikâyetlerine benzer şikâyetler Anayasa Mahkemesince daha önce birçok kararda
incelenmiştir. Bu kararlarda sulh ceza hâkimliklerinin yapısal özellikleri
dikkate alınarak Anayasa Mahkemesince söz konusu iddiaların açıkça dayanaktan
yoksun olduğu sonucuna varılmıştır (Hikmet
Kopar ve diğerleri [GK], B. No: 2014/14061, 8/4/2015, §§ 101-115; Mehmet Baransu (2),
B. No: 2015/7231, §§ 64-78, 94-97). Eldeki başvuruda Anayasa Mahkemesinin bu
kararlarından ayrılmayı gerektirecek bir durum görülmediğinden başvurucunun
diğer şikâyetlerine odaklanılacak ve başvurucunun iddiaları ifade özgürlüğü ve
basın özgürlüğü kapsamında incelenecektir.
22. Anayasa’nın iddianın değerlendirilmesinde dayanak alınacak “Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti”
kenar başlıklı 26. maddesi ve “Basın
hürriyeti” kenar başlıklı 28. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"(26) Herkes, düşünce ve kanaatlerini
söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve
yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın
haber veya fikir almak ya da vermek serbestliğini de kapsar...
Bu hürriyetlerin kullanılması, milli güvenlik,
kamu düzeni, kamu güvenliği, Cumhuriyetin temel nitelikleri ve Devletin ülkesi
ve milleti ile bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, ...
amaçlarıyla sınırlanabilir…
Düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetinin
kullanılmasında uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunla düzenlenir.
...
(28) Basın hürdür, sansür edilemez…
Devlet, basın ve haber alma hürriyetlerini
sağlayacak tedbirleri alır.
Basın hürriyetinin sınırlanmasında, Anayasanın
26 ve 27 nci maddeleri
hükümleri uygulanır…”
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
23. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan ifade
ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
a. Müdahalenin Varlığı
24. İnternet haber sitesine tümüyle erişimin engellenmesine karar
verilmiştir. Söz konusu mahkeme kararı ile başvurucunun ifade ve basın
özgürlüklerine yönelik bir müdahalede bulunulmuştur.
b. Müdahalenin İhlal
Oluşturup Oluşturmadığı
25. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde
belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 26. maddesinin
ihlalini teşkil edecektir. Anayasa’nın 13. maddesi şöyledir:
"Temel hak ve
hürriyetler, ... yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere
bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, ... demokratik
toplum düzeninin ... gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”
26. Bu sebeple müdahalenin Anayasa’nın
13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen kanunlar tarafından
öngörülme, Anayasa’nın ilgili maddesinde belirtilen nedenlere dayanma ve
demokratik toplum düzeninin gereklerine uygunluk koşullarını sağlayıp
sağlamadığının belirlenmesi gerekir.
i. Kanunilik
27. İfade özgürlüğüne yönelik müdahalenin 5651 sayılı Kanun'un
8/A maddesi kapsamında yapıldığı tespit edilmiştir.
ii. Meşru Amaç
28. Başvuruya konu internet haber sitesine erişimin engellenmesine
ilişkin kararın yaşam hakkı ile kişilerin
can ve mal güvenliğinin korunmasına yönelik önlemlerin bir parçası
olduğu ve meşru bir amaç taşıdığı sonucuna ulaşılmıştır.
iii. Demokratik Toplum
Düzeninin Gereklerine Uygunluk
(1) Genel
İlkeler
29. Somut olaya uygulanan genel ilkelerin geniş anlatımı için
Anayasa Mahkemesinin Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. (aynı
kararda bkz. §§ 47-75) kararına bakılabilir.
(2) 5651
Sayılı Kanun'un 8/A Maddesine Dayanan Erişimin Engellenmesi Kararı Hakkında
Bazı Tespitler
30. Anayasa Mahkemesi, Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. kararında
5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesi ile getirilen içeriğin yayından çıkarılması ve
yayına erişimin engellenmesi kararlarına yönelik usulü ayrıntılı bir şekilde
incelemiştir. Mahkemeye göre bu usul, kanun koyucunun internet ortamında
işlenen suçlarla mücadelenin daha etkin yapılabilmesi ihtiyacı nedeniyle
öngördüğü özel ve hızlı sonuç alınabilecek bir koruma tedbiri kararıdır (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., §
63; Ali Kıdık, B.
No: 2014/5552, 26/10/2017, § 55).
31. 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesi kapsamındaki erişimin
engellenmesi yolu ancak gecikmesinde sakınca bulunan, dolayısıyla ivedilikle
müdahale etmeyi gerektirecek hâllerde işletilmesi gereken istisnai bir yoldur.
Dolayısıyla başvuruya konu internet yayınına erişimin engellenmesi tedbirinin
alınmasının haklılığı, ancak bir görüşte haklılık veya ilk bakışta (prima facia)
haklılık olarak nitelendirilebilir. Yetkili makamlardan bu yolun gecikmesinde
sakınca bulunan hâllere özgü olarak kullanılması gereken istisnai bir yol
olduğu bilinciyle hareket ederek hassasiyetle karar vermeleri beklenir (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., §
71; Ali Kıdık,
§ 59).
32. Şiddeti öven, kişileri terör örgütünün yöntemlerini
benimsemeye, şiddet kullanmaya, nefrete, intikam almaya veya silahlı direnişe
tahrik ve teşvik eden yayınlar gibi internet ortamında demokratik toplum
düzenini tehlikeye atan yayınların daha ileri bir inceleme yapılmaya gerek
olmaksızın ilk bakışta anlaşılabildiği hâllerde 5651 sayılı Kanun'un 8/A
maddesinde öngörülmüş olan istisnai usul işletilebilir (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., § 72). Böyle
durumlarda ilk bakışta ihlal doktrini
internet ortamında yapılan yayınlara karşı kamusal menfaatlerin hızlı bir
şekilde korunması ihtiyacıyla ifade hürriyeti arasında adil bir denge
sağlayacaktır (Ali Kıdık,
§§ 62, 63).
(3) 5651
Sayılı Kanun'un 8/A Maddesi Kapsamında Erişimin Engellenmesine Karar Verilmesi
Biçimindeki Müdahalelerde İdari ve Yargısal Makamlar Tarafından Gözetilmesi
Gereken Hususlar
33. Anayasa Mahkemesi, Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. kararında
ifade özgürlüğüne yapılan müdahalenin demokratik toplum düzeninin gereklerine
uygun kabul edilebilmesi için 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesi kapsamında
verilen erişimin engellenmesi kararlarında idari ve yargısal makamlar
tarafından gözetilmesi gereken hususları açıkça ortaya koymuştur (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A. Ş., §§
73-75).
34. Erişimin engellenmesi kararı onayına sunulan sulh ceza
hâkimliğinin ve itiraz merciin, erişimin engellenmesi kararının verilmesini
talep eden ve/veya kararı veren idari makamlarla aynı sonuca ulaşmaları ve bunu
aynı gerekçeyi kullanarak veya atıfla kararlarına yansıtmaları, kararın
gerekçelendirilmiş olması bakımından yeterlidir. Sulh ceza mahkemesinin
erişimin engellenmesine ilişkin idari kararların gerekçelerini tekrar ettiği
veya atıfla yetindiği hâllerde Anayasa Mahkemesi, dayanılan idari kararların
gerekçelerini denetleyecektir. İfade özgürlüğüne gerekçesiz olarak veya Anayasa
Mahkemesince ortaya konulan kriterleri karşılamayan bir gerekçe ile yapılan
müdahaleler Anayasa'nın 26. maddesini ihlal edecektir (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., § 73).
35. Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş. (aynı
kararda bkz. § 74) kararında, mevcut başvuruya benzer şikâyetlerde derece
mahkemelerinin ve kamu gücünü kullanan diğer organların gerekçelerinin ilgili
ve yeterli sayılabilmesi için kararlarda bulunması gereken ve benzer
başvuruların koşullarına göre değişebilecek unsurlar şu şekilde sıralanmıştır:
i. İnternet içeriğine erişimin engellenmesi kararı verilebilmesi
için gecikmesinde sakınca bulunan bir durumun varlığı idari ve yargısal
makamlar tarafından ortaya konmalıdır.
ii. Gecikmesinde sakınca bulunan hâllerin yaşam hakkı ile
kişilerin can ve mal güvenliğinin korunması, millî güvenlik ve kamu düzeninin
korunması, suç işlenmesinin önlenmesi veya genel sağlığın korunması
sebeplerinden bir veya birkaçına bağlı olarak ortaya çıkabileceği dikkate
alındığında yayının içeriği ile bu sebepler arasındaki ilişkinin tam olarak
gösterilmesi gerekir.
iii. Böyle bir analizin yapılabilmesi için eğer söz konusu
yayının terör örgütleriyle veya terör faaliyetlerinin meşru gösterilmesiyle bir
ilişkisi varsa ifade özgürlüğü ile demokratik toplumun terör örgütlerinin
faaliyetlerine karşı kendini korumaya ilişkin meşru hakkı arasında denge
kurulmalıdır.
iv. Zikredilen dengelemenin yapılabilmesi için;
- Bütünüyle ele alındığında müdahaleye konu yayının özel bir
kişiyi, kamu görevlilerini, halkın belirli bir kesimini veya devleti hedef
gösterip göstermediğinin, onlara karşı şiddete teşvik edip etmediğinin,
- Bireylerin fiziksel şiddet tehlikesine maruz bırakılıp
bırakılmadığının, bireylere karşı nefreti alevlendirip alevlendirmediğinin,
- Yayında iletilen mesajda şiddete başvurmanın gerekli ve haklı
bir önlem olduğunun ileri sürülüp sürülmediğinin,
- Şiddetin yüceltilip yüceltilmediğinin, kişileri nefrete,
intikam almaya, silahlı direnişe tahrik edip etmediğinin,
- Suçlamalara yer vererek veya nefret uyandırarak ülkenin bir kısmında
veya tamamında daha fazla şiddete sebebiyet verip vermeyeceğinin,
- Kişi veya kuruluşları paniğe yöneltecek yalan ve yanlış
bilgileri, tehdit ve hakaret oluşturan ifadeleri içerip içermediğinin,
- Yayın tarihinde ülkenin bir kısmında veya tamamında
çatışmaların yoğunluk derecesi ile ülkedeki tansiyonun yükseklik derecesinin
yayına erişimin engellenmesi kararına etki edip etmediğinin,
- Karara konu sınırlayıcı tedbirin demokratik bir toplumda
zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olup olmadığının
ve tedbirin başvurulabilecek en son çare niteliğinde bulunup bulunmadığının,
- Son olarak sınırlamanın güdülen kamu yararı amacını
gerçekleştirmek için ifade özgürlüğüne en az müdahale eden ölçülü bir sınırlama
niteliğinde olup olmadığının yayının içeriğiyle birlikte değerlendirilmesi
gerekir.
36. Bir terör örgütünün şiddet eylemlerini öven, destekleyen ve haklılaştıran açıklamaların silahlı direnişe tahrik,
şiddeti yüceltme veya kin ve düşmanlığın kışkırtılması olarak kabul edilmesi
mümkündür. Bununla birlikte yalnızca bir terör örgütünün fikirlerini ve
hedeflerini içerdiği, resmî politikaları ağır bir şekilde eleştirdiği veya
terör örgütünün resmî politikalarla olan ihtilaflarını değerlendirdiği
gerekçesiyle internet içeriğine erişimin engellenmesi -yukarıda bir kısmı
gösterilen sebeplerden bir veya daha fazlası da bulunmadığı takdirde-
müdahaleyi haklı göstermez (Birgün İletişim ve Yayıncılık Ticaret A.Ş., §
75; Halil Bayık, B. No:
2015/19539, 10/5/2018, § 46).
(4) Genel
İlkelerin Somut Olaya Uygulanması
37. Somut olayda TİB, Başbakanlık Güvenlik İşleri Genel
Müdürlüğünün talebi üzerine on üç internet adresine yaşam hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin ihlaline sebebiyet
vermesi nedeniyle erişimin engellenmesine karar vermiş; daha ileri
bir değerlendirmede bulunmamıştır. TİB, bu kararı Sulh Ceza Hâkimliğinin
onayına sunmuş ve Hâkimlik kararı aynı gerekçeyle onaylamıştır. Başvurucunun
onaylama kararına itirazı reddedilmiştir.
38. Çekişmesiz bir dava sonucunda bu kararı verebilmenin ancak
hukuka aykırılığın ve kamusal menfaatlere müdahalenin ilk bakışta anlaşılacak
kadar belirgin olduğu ve zararın süratle giderilmesinin zaruri olduğu hâllerde
mümkün olduğu hatırlanmalıdır (Birgün İletişim ve
Yayıncılık Ticaret A.Ş., § 85; Ali
Kıdık, § 83). Somut olayda 5651 sayılı
Kanun'un 8/A maddesinde sayılan meşru sebeplere dayanılarak başvuruya konu
internet haber sitesinin de aralarında bulunduğu on üç internet adresine erişim
engellenmiş ancak ne idari makamlarca ne derece mahkemelerince anılan Kanun
maddesi kapsamında yapılan müdahalelerde gözetilmesi gereken hususlar
değerlendirilmiştir. Erişimin engellenmesi kararında isimleri sayılan on üç
internet adresi arasında yer alan başvuruya konu internet haber sitesine
erişiminin engellenmesine yönelik olarak bu adreste yer alan haberler ile
sınırlama sebebi arasındaki ilişki ortaya konulamadığı gibi gecikmesinde
sakınca bulunan bir durumun varlığı da gösterilememiştir. Bahsi geçen sayıdaki
adrese erişim genel bir gerekçe ile engellendiğinden başvuru konusu internet
haber sitesinde yer alan yayınların hangi kısımlarının hangi nedenler ile yaşam
hakkı ile kişilerin can ve mal güvenliğinin ihlaline sebebiyet vereceği kararda
yer almamaktadır.
39. Üstelik internet haber sitesine erişim tümüyle
engellenmiştir. 5651 sayılı Kanun'un 8/A maddesinin (3) numaralı fıkrasında;
anılan madde kapsamında verilen erişimin engellenmesi kararlarının ihlalin
gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL, vb. şeklinde) içeriğe
erişimin engellenmesi yöntemiyle verilebileceği ancak teknik olarak ihlale
ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin
engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda internet sitesinin tümüne
yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebileceği belirtilmiştir. Söz
konusu hüküm karşısında, içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin
önlenemediği hususunda bir gerekçelendirme de yapılmadığı dikkate alındığında
başvurucunun sahibi olduğu internet haber sitesine tamamıyla erişimin
engellenmesi şeklindeki müdahalenin ifade ve basın özgürlükleri önünde
orantısız müdahale teşkil ettiği açıktır.
40. Yukarıda yer verilen hususlar ışığında idari ve/veya
yargısal makamlarca başvuruya konu internet haber sitesine tümüyle erişimin
engellenmesi şeklindeki kısıtlamanın zorunlu bir sosyal ihtiyacı karşıladığı ve
orantılı olduğu, dolayısıyla demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun
olduğu ilgili ve yeterli bir gerekçe ile gösterilememiştir.
41. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence
altına alınan ifade özgürlüğünün ve 28. maddesinde güvence altına alınan basın özgürlüğünün
ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun'un
50. Maddesi Yönünden
42. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
“(1)
Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da
edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…
(2)
Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve
sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili
mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan
hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava
açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme,
Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan
kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”
43. Anayasa Mahkemesinin
Mehmet Doğan ([GK], B. No: 2014/8875, 7/6/2018, §§ 57-60) kararında, Anayasa Mahkemesince bir temel
hakkın ihlal edildiği sonucuna varıldığında ihlalin ve sonuçlarının nasıl
ortadan kaldırılacağının belirlenmesi hususunda genel ilkelere yer verilmiştir.
44. Başvurucu, ihlalin tespiti ile maddi ve manevi tazminat
talebinde bulunmuştur.
45. Anayasa Mahkemesi başvurucunun sahibi olduğu internet haber
sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesinin demokratik toplum düzeninin
gereklerine uygun düşmediği ve bu nedenle başvurucunun ifade ve basın
özgürlüklerinin ihlal edildiği sonucuna varmıştır. Dolayısıyla somut başvuruda
ihlalin mahkeme kararından kaynaklandığı anlaşılmaktadır.
46. Bu durumda ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için
yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Yapılacak yeniden
yargılama ise usul hukukunda yer alan benzer kurumlardan farklı ve bireysel
başvuruya özgü bir düzenleme içeren 6216 sayılı Kanunun 50. maddesinin (2)
numaralı fıkrasına göre ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına
yöneliktir. Bu kapsamda yeniden yargılama sürecinde mahkemelerce yapılması
gereken iş, öncelikle hak ihlaline yol açan mahkeme kararının ortadan
kaldırılmasından ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri
gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar verilmesinden
ibarettir. Bu sebeple kararın bir örneğinin yeniden yargılama yapılmak üzere
ilgili mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
47. İşbu ihlal kararı başvuruya konu URL adresinin 5651 sayılı
Kanun'un 8/A maddesi kapsamında erişimi engellenebilecek nitelikte bir adres
olup olmadığına yönelik bir inceleme içermemektedir. İlgili derece mahkemeleri,
Anayasa Mahkemesi kararında ortaya konulan kriterler ve gösterilen yöntemle
yeniden yargılama yaparak yargılamanın sonucuna göre bahse konu içeriğe
erişimin engellenmesine veya engellenmemesine karar vermelidirler.
48. Diğer taraftan somut olay bağlamında yeniden yargılama
yapılmasına karar verilmesi ihlale yol açan yargılama sürecine muhatap olan
başvurucunun bu sürede uğradığı bütün zararları gidermemektedir. Üstelik
ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasına
karar verilmekle birlikte başvurucunun muhatap olduğu yargısal süreç devam
etmektedir. Dolayısıyla eski hâle getirme
kuralı çerçevesinde ihlalin bütün sonuçlarıyla ortadan kaldırılabilmesi için
ifade özgürlüğünün ihlali nedeniyle yalnızca ihlal tespitiyle ve yeniden
yargılama suretiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında
başvurucuya net 5.500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
49. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için başvurucunun
uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal arasında illiyet
bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge sunmamış olması
nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekir.
50. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 239,50 TL harç ve 2.475
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.714,50 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. İfade ve basın özgürlüklerinin ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan
ifade ve basın özgürlüklerinin İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin ihlalin sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Gölbaşı Sulh Ceza
Hâkimliğine (2015/723 D. İş) GÖNDERİLMESİNE,
D. Başvurucuya net 5.500 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,
tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
E. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 239.50
TL harç ve 2.475 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.714,50 TL yargılama
giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve
Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına,
ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine
kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
27/11/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.