logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Altuğ Tuncer [1.B.], B. No: 2016/2834, 18/7/2019, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALTUĞ TUNCER BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2016/2834)

 

Karar Tarihi: 18/7/2019

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Hicabi DURSUN

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Olcay ÖZCAN

Başvurucu

:

Altuğ TUNCER

Vekili

:

Av. Necati ŞEN

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, sözleşmeli çözümleyici olarak görev yapan başvurucunun memur olarak atanması sonucunda özlük haklarında kayıplar oluşması nedeniyle mülkiyet hakkının; yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 15/2/2016 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir. Adalet Bakanlığı görüş bildirilmesine gerek olmadığını bildirmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

8. Bilgisayar çözümleyicisi olan başvurucu 1970 yılında doğmuş olup Ankara'da ikamet etmektedir.

9. 9/12/1994 tarihli ve 4059 sayılı Finansal İstikrar ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun'a 20/6/2001 tarihli ve 4684 sayılı Kanun'un 12. maddesi ile eklenen mülga ek 2. madde kapsamında ihracatın geliştirilmesi maksadıyla çalışmalar yapmak üzere tüzel kişiliği haiz ve özel hukuk hükümlerine tabi, idari ve mali özerkliğe sahip, Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığına bağlı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi (İGEM) kurulmuştur.

10. Başvurucu ile İGEM arasında 1/1/2011-31/12/2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere hizmet sözleşmesi imzalanmış ve başvurucu çözümleyici olarak çalışmaya başlamıştır. Başvurucu ile İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin 4. maddesi şöyledir:

''Sosyal güvenlik yönünden 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanununa tabi olan ilgiliye, Çözümleyici olarak yapacağı hizmete karşılık sözleşme süresince her ay 2.207,09.-TL (ikibinikiyüzyedi TL dokuz Kr) ücret ödenir. Çalışılan günlerle orantılı olarak (hastalık ve yıllık izinleri dahil) ocak, nisan, temmuz ve ekim aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarında ikramiye ödenir. İlgilinin, üstün gayret ve çalışmaları sonucunda emsallerine göre başarılı görev yaptığının tespit edilmesi halinde İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi Yönetim Kurulu kararı ile haziran ve aralık aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarına kadar teşvik ikramiyesi ödenebilir.

İlgili, Dış Ticaret Müsteşarlıgında görev yapan emsali personelin yararlandığı fazla çalışma ücreti, tazminat (Özel Hizmet Tazminatı dahil) ve benzeri tüm mali ve sosyal haklardan aynı usul ve esaslara göre yararlandırılır. İlgiliye bu ödemeler dışında (Dış Ticaret Müsteşarlığındaki emsali personele ödenmeyen) herhangi bir ad altında başkaca bir ödeme yapılamaz.

Sözleşmeli personelin ücretleri ile diger mali ve sosyal hakları toplamı hiçbir şekilde Dış Ticaret Müsteşarlığındaki emsali personelin öğrenim ve hizmet sürelerine göre almakta oldugu ücret ile diger mali ve sosyal hakları toplamını geçemez.

Aylık Ucretler her ayın 15 inde, ikramiyeler ise her ayın başında peşin olarak ödenir. Ay sonundan önce ayrılmalarda, emekliye ayrılma ve ölüm halleri hariç, kalan günlere ait ücret ve ikramiye tutarları resen geri alınır.

Sözleşmeli personelin ücret artışları, Dış Ticaret Müsteşarlığında çalıştınlan emsali personelin yararlandığı ücret artışlarını geçmemek üzere İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi Yönetim Kurulu tarafindan belirlenir.''

11. 3/6/2011 tarihli ve 637 sayılı mülga Ekonomi Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) kapsamında İGEM'in her türlü taşınır, taşıt, araç, gereç ve malzeme, her türlü borç ve alacakları, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtları ve diğer dokümanları ile kadro ve pozisyonlarda bulunan personeli Ekonomi Bakanlığına (Bakanlık) devredilmiştir. Bakanlık bünyesinde İhracat Genel Müdürlüğü kurulduğu anlaşılmıştır. Başvurucu bu kapsamda 30/9/2011 tarihinde Bakanlığın Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığında çözümleyici kadrosuna atanmıştır.

12. Başvurucu 28/11/2011 tarihinde Bakanlığa dilekçe sunmuştur. Dilekçesinde, emsali personele ödenen Ekim ayı ikramiyesinin ve daha sonraki ikramiyelerinin ödenmesi, 15/10/2011 ve 15/11/2011 tarihlerinde ödenen aylıkları ile bundan sonraki aylıklarının emsali personele ödenen aylıklar düzeyine yükseltilmesini talep etmiştir.

13. Bakanlığın 14/12/2011 tarihli cevabında yasal düzenlemelere uygun işlem yapıldığından başvurucunun talebi hakkında yapılacak işlem bulunmadığı ifade edilmiştir.

14. Başvurucu tarafından anılan işlemin iptali istemiyle 15/12/2011 tarihinde Ankara 15. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) açılan dava 13/9/2012 tarihinde reddedilmiştir. Kararın gerekçesi özetle şöyledir :

i. 637 sayılı KHK'nın mülga 35'inci maddesinde sayılan unvanlarda görev yapmayan ve bu yüzden sözleşmeli statüde çalıştırılmayan başvurucuya ikramiye ödenmesine imkân olmadığı, aynı KHK'nın geçici 3'üncü maddesinin 11'inci fıkrasına göre maaşının dondurularak fark tazminatı ödenmesi şeklinde uygulamaya tâbi tutulmasının da yasal bir zorunluluk olduğu belirtilmiştir.

ii. Kapatılan İGEM'de sözleşmeli statüde çalıştırılan başvurucunun, 637 sayılı KHK'nın geçici 3/(2)-c maddesi uyarınca devlet memuru kadrosuna atandığı, atama işlemine karşı herhangi bir idari dava açmadığı, atama işleminin yapılmasından sonra fark tazminatı uygulamasına tabi tutulduğu ve bu uygulamanın dayanağının ise anılan KHK'nın geçici 3/(11) maddesi olduğu ifade edilmiştir.

15. Temyiz edilen karar Danıştay Onbirinci Dairesince (Daire) 22/4/2014 tarihinde onanmıştır.

16. Yapılan karar düzeltme istemi de aynı Daire tarafından 18/11/2015 tarihinde reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir. Nihai karar 22/1/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiştir.

17. Başvurucu 15/2/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

18. 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun "İstihdam şekilleri" kenar başlıklı 4. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

" ...

Kamu hizmetleri; memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürülür.

A) Memur:

Mevcut kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu tüzel kişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun uygulanmasında memur sayılır.

Yukarıdaki tanımlananlar dışındaki kurumlarda genel politika tespiti, araştırma, planlama, programlama, yönetim ve denetim gibi işlerde görevli ve yetkili olanlar da memur sayılır.

B) Sözleşmeli personel:

Kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, Cumhurbaşkanınca belirlenen esas ve usuller çerçevesinde, ihdas edilen pozisyonlarda, mali yılla sınırlı olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileridir.

...''

19. 4059 sayılı Kanun'un mülga ek 2. maddesi şöyledir:

''Ülkemizin zirai ve sınai ürün ve malları ile doğal kaynaklarından üretilen maddeleri dünya piyasalarında tanıtmak ve bulunacak yeni piyasaların şartlarını tespit ederek bunları üretim bölgelerine duyurmak, dünya piyasa hareketlerini yakından takip ederek ilgilileri zamanında haberdar etmek ve dış ticaret konusunda eğitmek, ihraç imkânı bulunan malların üretimleri ve ihracatları ile ihracatta katma değeri artırma çarelerini araştırmak, uluslar arası ticari ilişkilerin geliştirilmesi için yerli ve yabancı kuruluşlar ile işbirliği ve koordinasyonu sağlamak, bakanlıkların ve ticaret ve sanayi odaları ile Odalar Birliğinin ve ihracatçı birliklerinin ihracat ile ilgili faaliyetlerinde işbirliği yapmak, kamu kurum ve kuruluşları ile mesleki kuruluşlar tarafından talep edilecek bu konular ve dış ticaretle ilgili diğer konularda araştırma ve uygulamaları yapmak amacıyla tüzel kişiliği haiz ve özel hukuk hükümlerine tabi, idari ve mali özerkliğe sahip, Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığına bağlı İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi kurulmuştur.

Merkezin idare organları Yönetim Kurulu ve Genel Sekreterliktir.

Yönetim Kurulu, Müsteşarın başkanlığında ihracattan sorumlu Müsteşar Yardımcısı, İhracat Genel Müdürü, Dış Ticarette Standardizasyon Genel Müdürü ile Gümrük Müsteşarlığı, Dışişleri, Maliye, Tarım ve Köyişleri ve Sanayi ve Ticaret bakanlıklarının birer temsilcisi ve ihracatçı birliklerinin temsilcileri ile Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Genel Sekreterinden oluşur. Müsteşar Yardımcısı aynı zamanda Merkezin Genel Sekreteridir. Genel Sekreter Merkezin sevk ve idaresinden dolayı Yönetim Kuruluna karşı sorumludur.

Merkez idare organlarının görev ve yetkileri ile kararlarının ilgili bakan tarafından denetimine ilişkin usul ve esaslar Dış Ticaret Müsteşarlığınca çıkarılacak yönetmeliklerle belirlenir.

Merkezin gelirleri; ihracatçı birliklerinin aylık gerçekleşen gelirlerinin en çok yüzde onu, Türkiye Ticaret, Sanayi, Deniz Ticaret Odaları ve Borsalar Birliğinin aylık gerçekleşen gelirlerinin en çok yüzde biri olmak üzere Merkez Yönetim Kurulunca belirlenen ve ilgili bakan tarafından onaylanarak kesinleşen katkı paylarından müteakip ayın 15'ine kadar yapılan aylık tahsilatlar, hizmet karşılığı alacağı ücretler, Dış Ticaret Müsteşarlığı bütçesine Merkeze yardım amacıyla konulan ödenek ile bağış ve yardımlardan oluşur.

İhracatı Geliştirme Etüd Merkezinin yerine getireceği hizmetlerin gerektirdiği görevler, sözleşmeli personel eliyle yürütülür. Kurum personelinin, ayrıca 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinin (1), (4), (5), (6) ve (7) numaralı alt bentlerinde belirtilen şartları taşımaları zorunludur.

Sözleşmeli personelin hizmete alınmaları, görev ve yetkileri, nitelikleri, atanma, ilerleme, yükselme, görevden alınma şekilleri, disiplin esasları, yükümlülükleri, unvan ve sayıları Bakanlar Kurulu kararı ile çıkarılacak yönetmelik ile düzenlenir.

Sözleşmeli personelin ücret ile diğer mali ve sosyal hakları ile sözleşme esasları; Merkezin bağlı olduğu Dış Ticaret Müsteşarlığındaki emsali personelin mali ve sosyal haklarını geçmemek üzere, Genel Sekreterin teklifi ve Yönetim Kurulunun onayı alındıktan sonra Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenir.

İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi personeli hakkında, 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümleri ile ek ve değişiklikleri uygulanır.

Hizmet sürelerinin değerlendirilmesi, 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılır.

İşçi statüsünde çalışmakta iken, istekleri üzerine sözleşmeli personel statüsüne geçen personele, iş mevzuatına göre herhangi bir tazminat ödenmez. Bu personelin önceden kıdem tazminatı ödenmiş süreleri hariç, kıdem tazminatına esas olan geçmiş hizmet süreleri 5434 sayılı T.C. Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyelerinin hesabında dikkate alınır.

İhracatı Geliştirme Etüd Merkezi personelinin emeklilik işlemlerinde, genel idare hizmetleri sınıfında görev yapan genel müdürler için belirlenen ek gösterge rakamını geçmemek üzere, ifa ettikleri görevleri itibarıyla, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa göre girebilecekleri sınıflardaki benzer görevlerin aynı kadro, unvan ve derecesi için belirlenmiş ek göstergeleri uygulanır.

Sözleşmeli statüye geçen personel hakkında, yukarıdaki hükümler dışında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu hükümleri uygulanır.

Merkezin bütçesi ve harcamaları genel bütçeli kurumların tabi olduğu hükümlere tabi olmayıp mali yıl itibarıyla Genel Sekreterlikçe hazırlanır ve Yönetim Kurulunun uygun görüşü ve ilgili bakanın onayını müteakip yürürlüğe girer.

Merkezin gelir ve giderleri, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunun denetimine tabidir.

Yönetim Kurulu üyelerine, kamu iktisadi teşebbüsleri yönetim kurulu üyelerine verilen ücreti geçmemek üzere ilgili bakanın onayı ile belirlenecek miktarda huzur hakkı verilir.

Merkezin gelir, gider ve muhasebe usulleri ile diğer mali konulara ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığının uygun görüşü alınarak ilgili bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliklerde düzenlenir.''

20. 637 sayılı KHK'nın "İhracat Genel Müdürlüğü" kenar başlıklı mülga 7. maddesi şöyledir:

''(1) İhracat Genel Müdürlüğünün görevleri şunlardır:

a) İhracatın kalkınma planları ve yıllık programlardaki ilke, hedef ve politikalar yönünde ülke ekonomisi yararına düzenlenmesini, desteklenmesini ve geliştirilmesini sağlamak.

b) Kamu kurum ve kuruluşlarına çeşitli mevzuatla verilmiş yetkilerin kullanımında ihracata ilişkin politikaların uygulanmasına dair esasları düzenlemek, uygulamalarla ilgili kuruluşlar arasında koordinasyonu temin etmek ve anılan kurumların ihracata ilişkin yeni düzenlemeleri ile ilgili görüş bildirmek.

c) İhracatın geliştirilmesi ve yönlendirilmesine ilişkin madde ve ülke bazında gerekli tedbirleri almak ve düzenlemeleri yapmak, ihracatın madde ve ülke bazında geliştirilmesi imkânlarını ve bu imkânlardan azami döviz gelirleri sağlama yollarını araştırmak ve önerilerde bulunmak, ihracatçıları bu konularda eğitmek, ihraç maddelerimize karşı uygulanan kısıtlayıcı tedbirlerin ortadan kaldırılmasına veya iyileştirilmesine yönelik çalışmalar yapmak.

ç) Ülke ihracatında veya Dünya ithalatında öne çıkan pazarları düzenli olarak izlemek; bu pazarları ihracatçılara duyurmak, ihraç potansiyeli arz eden ürün ve ürün gruplarını tespit etmek ve ihracatı bu alanlara yönlendirmek amacı ile gerekli düzenlemeleri yapmak ve oluşumları sağlamak.

d) İhracat Rejimi Kararı da dâhil olmak üzere, ihracata dair mevzuatı hazırlamak ve uygulamak, ihracatın desteklenmesi ve yönlendirilmesi konularında gerekli tedbirleri hazırlamak, uygulamak, uygulamayı takip etmek ve değerlendirmek.

e) İhracata konu tarım ürünlerinin destekleme alım fiyatlarının belirlenmesine yönelik hazırlıkları yapmak ve destekleme stoklarının ihracat yoluyla değerlendirilmesine ilişkin esasları tespit etmek, uygulamak ve uygulanmasını sağlamak.

f) İhracata yönelik krediler ve diğer Devlet destekleri ile ilgili olarak madde ve ülke politikalarına ilişkin esasları belirlemek ve ilgili birim ve kuruluşlara iletmek.

g) Bağlı muamele ve off-set gibi karşılıklı ticaret uygulamalarının usul ve esaslarını belirlemek.

ğ) Türkiye İhracatçılar Meclisi ve İhracatçı Birlikleri ile ilgili mevzuatı hazırlamak ve yayımlamak, Türkiye İhracatçılar Meclisi ve İhracatçı Birliklerinin çalışmalarına yardımcı olmak, çalışmalarını izlemek ve denetlemek, Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonundan ihracata yönelik Devlet destekleri ile Dahilde İşleme Rejimi konularında Türkiye İhracatçılar Meclisi, İhracatçı Birlikleri ve ilgili diğer kurum ve kuruluşları görevlendirmek.

h) Ülke ihracatının geliştirilmesini teminen ihraç ürünlerinin tanıtımı amacıyla yurtiçinde ve yurtdışında ticaret ve alım heyetleri, konferans, seminer ve benzeri organizasyonları düzenlemek, yurtdışı fuar ve sergi düzenlenmesine ilişkin esasları belirlemek ve uygulamak.

ı) Sınır ve kıyı ticareti ile ilgili düzenlemeleri yapmak, kalkınma planları ve yıllık programlardaki ilke, hedef ve politikalar yönünden ihracatın; ihracat ve ithalat politikalarının hedefleri de gözetilerek teşvik ve yönlendirilmesi konularında öngörülen ihracatı teşvik tedbirlerini hazırlamak, uygulamak, uygulamayı takip etmek ve değerlendirerek gerekli tedbirleri almak, ihracatı teşvik kararları ve bu kararlara istinaden ilgili mevzuatı düzenlemek, ihracat projelerini değerlendirerek uygun görülenleri İhracatı Teşvik Belgesine bağlamak, uygulamada çıkan ihtilaflarda ilgili kuruluşlara görüş vermek, ihracatı teşvik belgesi şart ve niteliklerine aykırı davrananlara gerekli müeyyideleri uygulamak.

i) İhracatın desteklenmesine ve ihraç ürünlerinin ülke ve pazarlarının çeşitlendirilmesini sağlamaya yönelik olarak markalaşma ve kümeleşme faaliyetleri, Ar-Ge ve teknoloji geliştirme, elektronik ticaret, yurtdışı pazarlara giriş, yurtiçi ve yurtdışı uluslararası fuarlara katılım, organizasyon ve benzeri her türlü destek programlarını hazırlamak, uygulamak, diğer kurum ve kuruluşlar eliyle uygulanmasını sağlamak.

j) İhracatın desteklenmesi amacıyla, uluslararası uygulamalar da dikkate alınarak dahilde işleme ve hariçte işleme rejimlerine ilişkin dış ticaret politikalarını belirlemek ve düzenlemeleri yapmak.

k) Bakan tarafından verilen benzeri görevleri yapmak.

 (2) Kalkınma planı ve programlarına uygun olarak ihracatın teşviki ve döviz gelirlerinin artırılması maksadıyla ihracatın kalkınma planı ve yıllık programlar dairesinde geliştirilmesi ve düzenlenmesi için alınması gerekli tedbirler Bakanlar Kurulunca belirlenir.''

21.637 sayılı KHK'nın "Mali haklar" kenar başlıklı mülga 35. maddesi şöyledir:

''(1) Bakanlık merkez teşkilatında; Müsteşar, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür, Dış Ticaret Kontrolörleri Kurulu Başkanı, 1. Hukuk Müşaviri, Genel Müdür Yardımcısı, Bakanlık Müşavirleri, Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri, Özel Kalem Müdürü, Daire Başkanı, Hukuk Müşaviri, Dış Ticaret Uzmanı, İhracatı Geliştirme Uzmanı, Dış Ticaret Uzman Yardımcısı ve İhracatı Geliştirme Uzman Yardımcısı ile taşra teşkilatında Bölge Müdürü, Serbest Bölge Müdürü, Bölge Müdür Yardımcısı, Serbest Bölge Müdür Yardımcısı kadroları karşılık gösterilmek kaydıyla, 657 sayılı Kanun ve diğer kanunların sözleşmeli personel hakkındaki hükümlerine bağlı olmaksızın sözleşmeli olarak çalıştırılabilir.

 (2) Birinci fıkra kapsamına giren personele, bu Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (II) sayılı cetvelde unvanlar itibarıyla yer alan taban ve tavan ücretleri arasında kalmak üzere, Bakan tarafından belirlenen tutarda aylık ücret ödenir. Söz konusu personele, çalıştıkları günlerle orantılı olarak (hastalık ve yıllık izinleri dâhil) Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarında ikramiye ödenir. Bunlardan üstün gayret ve çalışmaları sonucunda emsallerine göre başarılı çalışma yaptıkları tespit edilenlere Bakanın onayı ile Haziran ve Aralık aylarında birer aylık sözleşme ücreti tutarına kadar teşvik ikramiyesi ödenebilir.

 (3) Birinci fıkrada belirtilen kadrolarda fiilen çalışanlara, 657 sayılı Kanunda belirtilen en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil);

a) 9 ila 7 nci derecelerden aylık alanlara % 25’ini,

b) 6 ila 4 üncü derecelerden aylık alanlara % 30’unu,

c) 3 ila 1 inci derecelerden aylık alanlara % 35’ini,

geçmemek üzere, Bakanlıkça tespit edilen usul ve esaslar çerçevesinde her ay aylıkla birlikte damga vergisi hariç herhangi bir kesintiye tabi olmaksızın peşin olarak fazla çalışma ücreti ödenir.

 (4) Bakanlık merkez, taşra ve döner sermaye teşkilatında, kadro karşılığı sözleşmeli çalışanlar hariç olmak üzere, 657 sayılı Kanuna göre aylık alan memurlar ile anılan Kanunun 4 üncü maddesinin (B) fıkrası uyarınca sözleşmeli olarak çalışan personele en yüksek Devlet memuru aylığının (ek gösterge dâhil) %200’ünü geçmemek üzere her ay ek ödeme yapılabilir. Ek ödemenin oranı ile esas ve usulleri; görev yapılan birim ve iş hacmi, görevin önem ve güçlüğü, görev yerinin özelliği, çalışma süresi, personelin sınıfı, kadro veya görev unvanı, derecesi, atanma usulü ile emsali veya benzeri görev ve unvanlarda bulunan personele malî haklar kapsamında yapılan her türlü ödemeler dâhil almakta oldukları toplam ödeme tutarları gibi kriterler birlikte veya ayrı ayrı dikkate alınarak, Maliye Bakanlığının uygun görüşü üzerine Bakan tarafından belirlenir. Ek ödemenin hak kazanılmasında ve ödenmesinde aylıklara ilişkin hükümler uygulanır ve bu ek ödeme damga vergisi hariç herhangi bir vergiye tabi tutulmaz. Bu madde uyarınca yapılacak ek ödeme, ilgili mevzuatı uyarınca ödenmekte olan zam, tazminat, ödenek, döner sermaye payı, ikramiye, ücret ve her ne ad altında olursa olsun yapılan benzeri ödemelerin hesabında dikkate alınmaz.''

22. 637 sayılı KHK'nın "Hak ve yetkiler ile personelin devri ve atıflar" kenar başlıklı mülga geçici 2. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

" ...

 (4) 4059 sayılı Kanun ile kurulan İhracatı Geliştirme Etüd Merkezine ait her türlü taşınır, taşıt, araç, gereç ve malzeme, her türlü borç ve alacaklar, yazılı ve elektronik ortamdaki her türlü kayıtlar ve diğer dokümanlar ile kadro ve pozisyonlarda bulunan personel hiçbir işleme gerek kalmaksızın Ekonomi Bakanlığına devredilmiş sayılır. Mülkiyeti İhracatı Geliştirme Etüd Merkezine ait taşınmazlar bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde tapuda resen Hazine adına tescil edildikten sonra, tahsis amacında kullanılmak üzere Ekonomi Bakanlığına tahsis edilmiş sayılır.

...''

23. 637 sayılı KHK'nın "Geçiş hükümleri" kenar başlıklı mülga geçici 3. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

''...

 (2) İhracatı Geliştirme Etüd Merkezinde istihdam edilen ve 657 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde öngörülen genel şartlan taşıyan personelden;

a) İhracatı Geliştirme Etüd Merkezinde Başkan, Genel Sekreter Yardımcısı, 1. Hukuk Müşaviri, Daire Başkanı ve Bölge Müdürü pozisyonunda görev yapanlar ekli (2) sayılı liste ile ihdas edilen Bakanlık Müşaviri kadrolarına atanmış sayılırlar.

b) İGEME Uzmanı pozisyonunda görev yapanlar İhracatı Geliştirme Uzmanı, İGEME Uzman Yardımcısı pozisyonunda görev yapanlar İhracatı Geliştirme Uzman Yardımcısı kadrolarına atanmış sayılır. İGEME Uzmanı pozisyonunda geçirilen süreler İhracatı Geliştirme Uzmanı kadrosunda, İGEME Uzman Yardımcısı pozisyonunda geçirilen süreler İhracatı Geliştirme Uzman Yardımcısı kadrosunda geçmiş sayılır, (a) bendi kapsamında Bakanlık Müşaviri kadrolarına atanmış sayılanlardan mesleğe özel yarışma sınavı ile giren ve belirli süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavı sonucunda İGEME Uzmanı pozisyonunda görev yapmış olanlar talepleri halinde İhracatı Geliştirme Uzmanı kadrosuna atanabilir. İhracatı Geliştirme Etüd Merkezinde (a) bendi kapsamında yer almayan unvanlarda görev yapan ve mesleğe özel yarışma sınavı ile giren ve belirli süreli meslek içi eğitimden sonra özel bir yeterlik sınavı sonucunda İGEME Uzmanı pozisyonunda görev yapmış olanlar İhracatı Geliştirme Uzmanı kadrosuna atanabilir. İhracatı Geliştirme Uzmanı ve İhracatı Geliştirme Uzman Yardımcısı kadroları, Bakanlıkta başka bir kadroya atanma hali hariç herhangi bir sebeple boşalması halinde hiçbir işleme gerek kalmaksızın iptal edilmiş sayılır.

c) Diğer personel ise Bakanlıkta boş bulunan memur kadrolarına eğitim durumları ve hizmet süreleri gibi hususlar dikkate alınarak altı ay içinde atanırlar. Bunlar, atama işlemi gerçekleşinceye kadar her türlü malî ve sosyal haklarını eski pozisyonlarına göre almaya devam ederler ve Bakanlıkça ihtiyaç duyulan işlerde görevlendirilirler.

...

 (10) Dış Ticaret Müsteşarlığı ve Hazine Müsteşarlığının bu Kanun Hükmünde Kararname ile Ekonomi Bakanlığına devredilen birimlerinde 4059 sayılı Kanun uyarınca kadro karşılığı sözleşmeli olarak istihdam edilen personelden bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 35 inci maddesinin birinci fıkrasında kadro unvanları yer almayan personelin malî ve sosyal hakları hakkında bu Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yürürlükte olan mevzuat hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

 (11) Bu madde uyarınca atanan veya atanmış sayılan personelin yeni kadrolarına atandıkları veya atanmış sayıldıkları tarih itibarıyla eski kadrolarına ilişkin olarak en son ayda aldıkları sözleşme ücreti, aylık, ek gösterge, ikramiye (bir aya isabet eden net tutan), her türlü zam ve tazminatları, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, ek ücret, ek ödeme ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca fiili çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ile fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarının (bu tutar sabit bir değer olarak esas alınır.); yeni atandıkları kadrolara ilişkin olarak yapılan sözleşme ücreti, aylık, ek gösterge, ikramiye (bir aya isabet eden net tutarı), her türlü zam ve tazminatları, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, ek ücret, ek ödeme ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca fiili çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ile fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarından fazla olması halinde aradaki fark tutarı, herhangi bir vergi ve kesintiye tâbi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ayrıca tazminat olarak ödenir. Atandıkları veya atanmış sayıldıkları kadro unvanlarında isteğe bağlı olarak herhangi bir değişiklik olanlarla, kendi istekleriyle başka kurumlara atananlara fark tazminatı ödenmesine son verilir.

...''

B. Uluslararası Hukuk

24. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatlarında, mülkiyet hakkının kapsamı konusunda, mevzuat hükümlerinden ve derece mahkemelerinin bunlara ilişkin yorumundan bağımsız olarak özerk bir yorum esas alınmaktadır (Depalle/Fransa [BD], B. No: 34044/02, 29/3/2010 § 62; Anheuser-Busch Inc./Portekiz [BD], B. No: 73049/01, 11/1/2007, § 63; Öneryıldız/Türkiye [BD], B. No: 48939/99, 30/11/2004, § 124; Broniowski/Polonya [BD], B. No: 31443/96, 22/6/2004, § 129).

25. AİHM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (Sözleşme) ek (1) Numaralı Protokol'ün 1. maddesinin mülkiyeti elde etme hakkını koruma altına almadığını kabul etmektedir (Van der Mussele/Belçika [GK], B. No: 8919/80, 23/11/1983, § 48; Slivenko ve diğerleri/Letonya [BD] (k.k.), B. No: 48321/99, 23/1/2002, § 121; Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı/Türkiye, B. No: 34478/97, 9/1/2007, § 52).

26. AİHM, mülkiyet hakkının ihlal edildiği iddiasının ancak müdahalenin Sözleşme'ye ek (1) Numaralı Protokol'ün 1. maddesinin anlamı kapsamında bir mülk ile ilişkili olması durumunda ileri sürülebileceğini belirtmektedir. Buna göre alacak haklarını da içeren mevcut mülk veya mal varlığı yanında mülkiyet hakkının elde edilebileceği yönündeki en azından bir meşru beklenti de mülkiyet hakkı kapsamında değerlendirilebilir (Kopecký/Slovakya [BD], No: 44912/98, 28/9/2004,§ 35; Lihtenştayn Prensi Hans-Adam II/Almanya [BD], B. No: 42527/98, 12/7/2001, § 83. Meşru beklenti kavramının ilk defa geliştirildiği kararlar için bkz. Pine Valley Developments Ltd ve diğerleri/İrlanda, B. No: 12742/87, 29/11/1991, § 51; Stretch/Birleşik Krallık, B. No: 44277/98, 24/6/2003, § 35; Pressos Companía Naviera S.A. ve diğerleri/Belçika, B. No: 17849/91, 20/11/1995, § 31).

27. Bununla birlikte AİHM içtihatlarına göre temelsiz bir hak kazanma beklentisi veya sadece ulusal hukukta mülkiyet hakkı kapsamında savunulabilir bir iddianın varlığı meşru beklentinin kabulü için yeterli değildir (Kopecký/Slovakya, § 35; Gratzinger ve Gratzingerova/Çek Cumhuriyeti, (k.k.) [BD], B. No: 39794/98, 10/7/2002, § 69). İç hukukun ne şekilde yorumlanacağına ve uygulanacağına dair bir uyuşmazlık olduğunda ve bu bağlamda başvurucu tarafından ileri sürülen iddiaların ulusal mahkemelerce kesin olarak reddedildiği durumlarda meşru bir beklentinin bulunduğu sonucuna varılamaz (Kopecký/Slovakya, §§ 50, 52; Jantner/Slovakya, B. No: 39050/97, 4/3/2003, §§ 29-33).

28. AİHM içtihatlarında sıklıkla -her ne kadar anlaşılabilir olsa da- basit beklenti ile daha somut nitelikte olması ve hukuki bir düzenlemeye ya da iç hukukta yerleşik ve istikrarlı bir yargı kararına dayanması gereken meşru beklenti arasındaki fark vurgulanmaktadır (Kopecký/Slovakya, § 52; Bozcaada Kimisis Teodoku Rum Ortodoks Kilisesi Vakfi/Türkiye (kk), B. No: 22522/03, 9/12/2008).

29. Öte yandan AİHM içtihatlarında Sözleşme'nin ayrımcılık yasağına ilişkin 14. maddesinin Sözleşme kapsamındaki diğer hak ve özgürlükler ile bağlantılı olarak incelenmesi gerektiği belirtilmiştir (Karlheinz Schmidt/Almanya, B. No: 13580/88, 18/7/1994, § 22). AİHM'e göre mülkiyet hakkının ayrımcılık yasağı ile bağlantılı olarak incelenebilmesi için öncelikle Sözleşme'ye ek (1) Numaralı Protokol'ün 1. maddesi kapsamında korunması gereken mevcut bir mülkün veya mülkü edinme yönünde meşru bir beklentinin mevcut olması gerekmektedir (Vilho Eskelinen ve diğerleri/Finlandiya [BD], B. No: 63235/00, 19/4/2007, §§ 94, 95; Guberina/Hırvatistan, B. No: 23682/13, 22/3/2016, § 75).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

30. Mahkemenin 18/7/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

31. Başvurucu, yargılamanın uzun sürdüğünü belirterek makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.

2. Değerlendirme

32. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine dair şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Selahattin Akyıl, B. No: 2012/1198, 7/11/2013, §§ 45, 47).

33. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin idari yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Selahattin Akyıl, § 41).

34. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda 15/12/2011-18/11/2015 tarihleri arasında 3 yıl 11 ay 3 gün süren yargılama süresinin makul olduğu sonucuna varmak gerekir. Bu durumda makul sürede yargılanma hakkına yönelik bir ihlalin olmadığı açıktır.

35. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul edilebilirlik nedenleri incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

B. Mülkiyet Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucunun İddiaları

36. Başvurucu; imzaladığı hizmet sözleşmenin 4. maddesinde emsali Dış Ticaret Müsteşarlığı personeline sağlanan mali ve sosyal haklardan aynı esas ve usullerde yararlanmasının karara bağlandığını ancak Dış Ticaret Müsteşarlığından Bakanlığa geçen bazı personele farklı haklar verildiği hâlde kendisinin bu haklardan faydalandırılmadığını ileri sürmüştür. Düzenleme nedeniyle her yıl artarak devam eden mali kayıpları bulunduğunu iddia eden başvurucuya göre adil yargılanma, çalışma ve mülkiyet hakları ile ayrımcılık yasağı ve eşitlik ilkesi ihlal edilmiştir.

2. Değerlendirme

37. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetlerinin özü, İGEM'de sözleşmeli çözümleyici olarak görev yapmakta iken çalıştığı birimin Bakanlığa bağlanması ve çözümleyici kadrosuna atanması sonucunda mali haklarında kayıplar oluştuğu iddiasına ilişkin olduğundan, başvurucunun şikâyetlerinin mülkiyet hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

38. Anayasa'nın "Mülkiyet hakkı" kenar başlıklı 35. maddesi şöyledir:

"Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir.

Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir.

Mülkiyet hakkının kullanılması toplum yararına aykırı olamaz."

a. Genel İlkeler

39. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğinden şikâyet eden bir kimse, önce böyle bir hakkının var olduğunu kanıtlamak zorundadır (Mustafa Ateşoğlu ve diğerleri, B. No: 2013/1178, 5/11/2015, § 54). Bu nedenle öncelikle başvurucunun Anayasa'nın 35. maddesi uyarınca korunmayı gerektiren mülkiyete ilişkin bir menfaate sahip olup olmadığı noktasındaki hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekir (Cemile Ünlü, B. No: 2013/382, 16/4/2013, § 26; İhsan Vurucuoğlu, B. No: 2013/539, 16/5/2013, § 31).

40. Anayasa'nın 35. maddesiyle güvenceye bağlanan mülkiyet hakkı, ekonomik değer ifade eden ve parayla değerlendirilebilen her türlü mal varlığı hakkını kapsamaktadır (AYM, E.2015/39, K.2015/62, 1/7/2015, § 20). Bu bağlamda mülk olarak değerlendirilmesi gerektiğinde kuşku bulunmayan menkul ve gayrimenkul mallar ile bunların üzerinde tesis edilen sınırlı ayni haklar ve fikrî hakların yanı sıra icrası kabil olan her türlü alacak da mülkiyet hakkının kapsamına dâhildir (Mahmut Duran ve diğerleri, B. No: 2014/11441, 1/2/2017, § 60).

41. Mülkiyet hakkı, özel hukukta veya idari yargıda kabul edilen mülkiyet hakkı kavramlarından farklı bir anlam ve kapsama sahip olup bu alanlarda kabul edilen mülkiyet hakkı, yasal düzenlemeler ile yargı içtihatlarından bağımsız olarak özerk bir yorum ile ele alınmalıdır (Hüseyin Remzi Polge, B. No: 2013/2166, 25/6/2015, § 31; Mustafa Ateşoğlu ve diğerleri, § 51).

42. Anayasa'nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkı mevcut mal, mülk ve varlıkları koruyan bir güvencedir. Bir kişinin hâlihazırda sahibi olmadığı bir mülkün mülkiyetini kazanma hakkı -kişinin bu konudaki menfaati ne kadar güçlü olursa olsun- Anayasa'yla korunan mülkiyet kavramı içinde değildir. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki Anayasa'nın 35. maddesi soyut bir temele dayalı olarak mülkiyete erişmeyi ve mülkiyeti edinmeyi değil mülkiyet hakkını güvence altına almaktadır. Bu hususun istisnası olarak belli durumlarda bir ekonomik değer veya icrası mümkün bir alacağı elde etmeye yönelik meşru bir beklenti Anayasa'da yer alan mülkiyet hakkı güvencesinden yararlanabilir (Kemal Yeler ve Ali Arslan Çelebi, B. No: 2012/636, 15/4/2014, §§ 36, 37; Mehmet Şentürk [GK], B. No: 2014/13478, 25/7/2017, §§ 41, 53; Mustafa Ateşoğlu ve diğerleri, §§ 52-54).

43. Meşru beklenti objektif temelden uzak bir beklenti olmayıp belirli bir kanun hükmüne veya başarılı olma ihtimalinin yüksek olduğunu gösteren yerleşik bir yargı içtihadına ya da aynî menfaatle ilgili hukuki bir işleme dayanan yeterli derecede somut nitelikteki bir beklentidir (Selçuk Emiroğlu, B. No: 2013/5660, 20/3/2014, § 28; Mehmet Şentürk, § 42). Dolayısıyla Anayasa ve Sözleşme'nin ortak koruma kapsamında olan meşru beklentiye dayalı mülkiyet hakkının tespiti mevcut hukuk sisteminde iddia edilen mülkiyet iddiasının tanınmasına bağlı olup bu tespit, mevzuat hükümleri ve yargı kararları ile yapılmaktadır (Üçgen Nakliyat Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2013/845, 20/11/2014, § 37). Temelsiz bir hak kazanma beklentisi veya sadece mülkiyet hakkı kapsamında ileri sürülebilir bir iddianın varlığı meşru beklentinin kabulü için yeterli değildir (Kemal Yeler ve Ali Arslan Çelebi, § 37).

b. İlkelerin Olaya Uygulanması

44. Başvuruya konu somut olayda, başvurucu ile İGEM arasında 1/1/2011-31/12/2011 tarihleri arasında geçerli olmak üzere hizmet sözleşmesi imzalanmış ve başvurucu çözümleyici olarak çalışmaya başlamıştır. Sözleşme kapsamında başvurucuya ücreti dışında ayrıca yılın dört ayında bir aylık ücreti tutarında ikramiye ödenmektedir. İGEM'in 3/6/2011 tarihinde Bakanlığa devredilmesinden sonra başvurucu 30/9/2011 tarihinde Bakanlığın Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığında çözümleyici kadrosuna atanmış ve sözleşmeli olan statüsü kadroluya dönüşmüştür.

45. İGEM'de sözleşmeli olup Bakanlık kadrosuna geçirilen personelin tabi olacağı esasları belirleyen 637 sayılı KHK'nın mülga geçici 3/(11) maddesine göre sözleşmeli personelin en son ayda aldığı sözleşme ücreti, aylık, ek gösterge, ikramiye (bir aya isabet eden net tutan), her türlü zam ve tazminatları, makam tazminatı, temsil tazminatı, görev tazminatı, ek ücret, ek ödeme ve benzeri adlarla yapılan her türlü ödemelerin (ilgili mevzuatı uyarınca fiilî çalışmaya bağlı fazla mesai ücreti ile fiilen yapılan ders karşılığı ödenen ek ders ücreti hariç) toplam net tutarının kadrolu personele ödenenden fazla olduğunun görülmesi hâlinde aradaki fark tutarı, herhangi bir vergi ve kesintiye tabi tutulmaksızın fark kapanıncaya kadar ayrıca tazminat olarak ödenecektir. Derece mahkemeleri de başvurucunun yasal düzenleme kapsamında maaşının dondurularak kendisine fark tazminatı ödenmesi şeklinde uygulamaya tabi tutulmasının yasal bir zorunluluk olduğu tespitini yapmıştır. Dolayısıyla başvurucunun anılan düzenleme kapsamında maaşının dondurularak kendisine fark tazminatı ödemesi yapıldığı anlaşılmaktadır.

46. Başvurucunun sözleşmeli olarak çalıştığı dönemde ödenmesi gereken ikramiyelerini alamadığına dair geçmişe dönük bir şikâyetinin olmadığı anlaşılmaktadır. Nitekim yapılan geçici düzenlemeler çerçevesinde başvurucu kadroya geçtikten sonra da önceki özlük haklarını denkleştirme yapılıncaya kadar olmak üzere alabilmiştir. Başvurucu esas itibarıyla kadrolu olup önceki özlük hakları ile denkleştirme sağlandıktan sonra da daha evvel sözleşmeliyken ödenen ikramiyelerin ödenmemesinden yakınmaktadır. Başvurucu ayrıca maaşının başka bir kurumda görev yapan emsali personele ödenen maaş düzeyinden düşük olduğunu şikâyet etmektedir.

47. Kadrolu ve sözleşmeli personelin faklı statüler oldukları ve bu statünün bir gereği olarak da ayrı özlük haklarına sahip oldukları hususunda duraksama bulunmamaktadır. Somut olayda başvurucu, statüsü sözleşmeli iken kadroya geçirilmiştir. Başvurucu sözleşmeli ve kadrolu personele ilişkin özlük haklarının farklı şartlara tabi olacağını ve aleyhinde bir kısım değişiklikler yaşanabileceğini öngörebilecek durumdadır. Ancak yine başvurucu bu değişiklik nedeniyle özlük haklarında bir kısım olumlu düzenlemelerin de (iş güvencesi vb.) meydana geleceğinin farkındadır. Her ne kadar sözleşmeli personele ödenen ikramiye ve maaş farkının başvurucu açısından kazanım olduğu anlaşılmakta ise de başvurucu statü değişikliği sonucunda bu kazanımı kaybetmiştir. Bununla birlikte başvurucuya önceki statüsü çerçevesindeki özlük hakları da denkleştirme yapılıncaya kadar herhangi bir kayba yol açılmadan ödenmiştir. Ancak sonraki dönem için başka bir statüye geçen başvurucu yönünden önceki statüye ilişkin hakların ve avantajların ilave edilerek sürdürülmesi meşru bir beklenti oluşturmaz.

48. Bu durumda önceki statüsüne bağlı olarak kendisine ödenen ikramiye ve maaş farkının statü değişikliği sonrasında istenebilmesinin talep ettiği dönem itibarıyla yürürlükteki kanun hükümleri veya konuyla ilgili yargı içtihatları tarafından desteklenmediği ve mülkiyet hakkı kapsamında meşru beklenti olarak nitelendirilemeyeceği anlaşıldığından başvurucunun somut olay bağlamında Anayasa'nın 35. maddesinde düzenlenen mülkiyet hakkına ilişkin korumadan yararlandırılmasının mümkün olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

49. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının da diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 18/7/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Kabul Edilemezlik vd.
Künye
(Altuğ Tuncer [1.B.], B. No: 2016/2834, 18/7/2019, § …)
   
Başvuru Adı ALTUĞ TUNCER
Başvuru No 2016/2834
Başvuru Tarihi 15/2/2016
Karar Tarihi 18/7/2019

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, sözleşmeli çözümleyici olarak görev yapan başvurucunun memur olarak atanması sonucunda özlük haklarında kayıplar oluşması nedeniyle mülkiyet hakkının; yargılamanın uzun sürmesi nedeniyle de makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Mülkiyet hakkı Tazminat (kamu kurumlarının tarafı olduğu uyuşmazlıklar) Konu Bakımından Yetkisizlik
Adil yargılanma hakkı (Medeni Hak ve Yükümlülükler) Makul sürede yargılanma hakkı (idare) Açıkça Dayanaktan Yoksunluk

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 657 Devlet Memurları Kanunu 4
4059 Finansal İstikrar ile Bazı Düzenlemeler Hakkında Kanun ek 2
KHK 637 Ekonomi Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname 7
35
geçici 2
geçici 3
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi