TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AHMET ÖZGÜÇ VE METHİYE ÖZGÜÇ BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/47942)
|
|
Karar Tarihi: 23/10/2019
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
Üyeler
|
:
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız
SEFERİNOĞLU
|
Raportör
|
:
|
Mustafa ARI
|
Başvurucular
|
:
|
1. Ahmet
ÖZGÜÇ
|
|
|
2. Methiye
ÖZGÜÇ
|
Vekili
|
:
|
Av. Arzu
PAMUKÇU YÖRDEM
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; 17/7/2004 tarihli ve 5233 sayılı Terör ve Terörle
Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında yapılan
başvuru ve bu başvuru sonucu verilen karar üzerine açılan iptal davasında
hükmedilen tazminatın yeterli olmaması, bu kararlarda manevi tazminata
hükmedilmemesi, açılan iptal davasında yargılamanın makul sürede sona
erdirilmemesi ve ölüm olaylarının faillerinin tespit edilememesi nedenleriyle
yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 21/11/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla temin edilen belgelere göre
ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Mardin'in Yeşilli ilçesi Dereyanı
köyünde ikamet eden başvurucuların oğulları İ.Ö. ile Ç.Ö. 15/8/1994 tarihinde
hayvan otlatmak için gittikleri Ziyaret Tepesi mevkiinde 26/6/1994 tarihinde
güvenlik güçleri tarafından terör örgütü üyelerine yönelik düzenlenen operasyon
sırasında kullanılan ancak patlamayan havan topu mermisi ile oynadıkları sırada
meydana gelen patlama neticesinde hayatlarını kaybetmişlerdir.
A. Ölüm Olayı Hakkında
Yürütülen Ceza Soruşturması Süreci
8. Yaşanan elim olayın ardından Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı
(Cumhuriyet Başsavcılığı) derhâl soruşturma başlatmıştır.
9. Kolluk görevlileri patlamadan sonra olay yerine intikal
etmişler, olay yerinin krokisini çizmişler ve Tespit Tutanağı düzenlemişlerdir.
10. 16/8/1994 tarihinde yapılan ölü muayene işlemi sonucu
düzenlenen Ölü Muayene ve Otopsi Tutanağı'nda,
başvurucuların çocuklarının ölümünün patlamanın yol açtığı yaralanmaya bağlı
olduğu ve klasik otopsiye gerek olmadığı belirtilmiştir.
11. Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili başvurucuların ve
tanıkların ifadelerine başvurmuştur.
12. Cumhuriyet Başsavcılığı 15/9/1994 tarihinde, meydana gelen
olayda üçüncü bir şahsın kusurunun bulunmadığı, kusurun müteveffalar İ.Ö. ve
Ç.Ö.ye ait olduğu gerekçesiyle takipsizlik kararı vermiştir.
13. Başvurucular başvuru formunda, anılan takipsizlik kararına
itiraz edip etmedikleri ve kararın hangi tarihte kesinleştiği hususunda
herhangi bir bilgi vermemişlerdir.
B. 5233 Sayılı Kanun'a
İstinaden Yapılan Başvuruyla İlgili Süreç
14. Başvurucular 18/11/2004 tarihli dilekçeyle Mardin Valiliği
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonuna (Zarar Tespit
Komisyonu) başvurmuş ve olay dolayısıyla uğradıklarını ileri sürdükleri
zararların giderilmesini talep etmişlerdir.
15. Zarar Tespit Komisyonu 1/11/2005 tarihli kararıyla, İ.Ö. ile
Ç.Ö.nün hayatlarını
kaybetmelerine neden olan olayın kişilerin kendi kusurlarından kaynaklandığı
gerekçesiyle başvurucuların tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir.
16. Başvurucular, Zarar Tespit Komisyonunca verilen kararın iptali
için dava açmışlar; başvuruculardan Methiye Özgüç'ün Diyarbakır 1. İdare
Mahkemesine açtığı dava ile başvurucu Ahmet Özgüç'ün Diyarbakır 2. İdare
Mahkemesine açtığı davada yetkisizlik kararları verilerek dosyalar Mardin İdare
Mahkemesine gönderilmiştir.
1. Başvurucu Ahmet
Özgüç'ün Açtığı Dava Yönünden
17. Başvurucu Ahmet Özgüç'ün açtığı davada Mardin İdare
Mahkemesi 30/11/2007 tarihli kararıyla, davaya konu olayın PKK terör örgütü ile
mücadele için atılan beş mermiden patlamayan ve arama sonucunda bulunmayan
havan mermisinin patlaması sonucu meydana geldiğini belirterek olayın 5233
sayılı Kanun kapsamında kalması nedeniyle dava konusu işlemin iptaline, davanın
kabulü ile davacının hak ettiği maddi tazminatın ödenmesine karar vermiştir.
18. Mardin Valiliğinin temyiz talebi üzerine Danıştay Onuncu
Dairesi 13/10/2009 tarihli kararıyla, Mardin İdare Mahkemesinin 30/11/2007
tarihli kararının onanmasına karar vermiştir.
19. Bu karara karşı karar düzeltme talebini inceleyen Danıştay Onbeşinci Dairesi 23/12/2011 tarihli kararıyla, 5233 sayılı
Kanun gereğince hükmedilen maddi zararın tazminine ilişkin hükmün onanmasına,
faize ilişkin hükmün ise bozulmasına karar vermiştir. Bu şekilde kararın maddi
tazminata ilişkin kısmı kesinleşmiştir. Faize ilişkin hükümle ilgili Mardin
İdare Mahkemesi yaptığı yargılama sonucunda verdiği 23/3/2012 tarihli
kararıyla, faizin Tazminat Komisyonun başvurunun reddine ilişkin verdiği karar
tarihinden itibaren yürütülmesine karar vermiştir. Bu karara karşı kanun yoluna
başvurulmadığından faize dair karar da kesinleşmiştir.
2. Başvurucu Methiye
Özgüç'ün Açtığı Dava Yönünden
20. Başvurucu Methiye Özgüç'ün açtığı davada Mardin İdare
Mahkemesi 19/2/2008 tarihli kararıyla, davaya konu olayın PKK terör örgütü ile
mücadele için atılan beş mermiden patlamayan ve arama sonucunda bulunmayan
havan mermisinin patlaması sonucu meydana geldiğini belirterek olayın 5233
sayılı Kanun kapsamında kalması nedeniyle dava konusu işlemin iptaline, davanın
kabulü ile davacının hak ettiği maddi tazminatın ödenmesine, manevi tazminat
isteminin ise reddine karar vermiştir.
21. Mardin Valiliğinin temyiz talebi üzerine Danıştay Onuncu
Dairesi 13/10/2009 tarihli kararıyla, Mardin İdare Mahkemesinin 19/2/2008
tarihli kararının onanmasına karar vermiştir.
22. Bu karara karşı yasal süresi içinde karar düzeltme yoluna
gidilmediğinden karar 23/2/2010 tarihinde kesinleşmiştir.
23. Başvurucular vekili, Zarar Tespit Komisyonunca hazırlanan
25/6/2010 tarihli sulhnameyi imzalayarak
başvurucuların uğradıkları maddi zararın tamamının karşılandığını kabul ve
taahhüt etmiştir.
C. Avrupa İnsan Hakları
Mahkemesine Yapılan Başvuruyla İlgili Süreç
24. Başvurucular, oğullarının ölümlerine neden olan kişilerin
belirlenip cezalandırılmadığını, Tazminat Komisyonu tarafından ödenen maddi
tazminatın yetersiz olduğu gibi manevi tazminata da hükmedilmediğini, ayrıca
idare mahkemeleri önündeki yargılamaların uzun sürdüğünü, yaşanan olaylar
üzerine köylerini terk ettiklerini ileri sürerek 21/5/2010 tarihinde Avrupa
İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) başvurmuşlardır.
25. AHİM 10/11/2016 tarihli kararında; başvurucuların
yakınlarının yaşamlarının korunması amacıyla yeterli tedbirin alınmadığına,
maddi zararların tazmininin yetersiz olduğuna ve etkin bir ceza soruşturması
yapılmadığına ilişkin şikâyetler yönünden açıkça dayanaktan yoksun olma; manevi zararların tazmin edilmediğine,
idare mahkemelerindeki davaların makul sürede görülmediğine ve köylerinin terk
etmeleri nedeniyle mülkiyet hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyetler
yönünden başvuru yollarının tüketilmemesi;
kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğine ilişkin şikâyet yönünden
de konu bakımından yetkisizlik nedenleriyle başvurunun kabul edilemez olduğu
sonucuna varmıştır (Methiye ve Ahmet
Özgüç/Türkiye (k.k.), B. No: 39649/10, 10/11/2016).
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
26. Mahkemenin 23/10/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların
İddiaları
27. Başvurucular; oğullarının ölümüyle ilgisi olan faillerin
bulunamadığını, açtıkları davalar neticesinde kendilerine herhangi bir şekilde
manevi tazminat ödenmediğini, Tazminat Komisyonu tarafından ödenen maddi
tazminatın yetersiz olduğunu, idare mahkemelerinde açtıkları davaların makul
sürede sonuçlandırılmadığını ileri sürmüşlerdir.
B. Değerlendirme
28. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un geçici 1. maddesinin (8)
numaralı fıkrası şöyledir:
"Mahkeme, 23/9/2012 tarihinden sonra
kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel başvuruları
inceler."
29. Anılan hüküm gereğince Anayasa Mahkemesi 23/9/2012
tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılacak bireysel
başvuruları inceler. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi
ancak bu tarihten sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhine yapılan
bireysel başvurularla sınırlıdır. Kamu düzenine ilişkin bu düzenleme karşısında
anılan tarihten önce kesinleşmiş nihai işlem ve kararları da içerecek şekilde
yetki kapsamının genişletilmesi mümkün değildir (G.S., B. No: 2012/832, 12/2/2013, § 14).
30. Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisi için kesin bir
tarihin belirlenmesi ve yetkisinin geriye yürür şekilde uygulanmaması hukuk
güvenliği ilkesinin bir gereğidir (Zafer
Öztürk, B. No: 2012/51, 25/12/2012, § 18).
31. Nihai işlem veya kararların anılan tarihten önce
kesinleştiğinin tespiti hâlinde ilgili şikâyetler bakımından başvurunun kabul
edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir. Anayasa Mahkemesinin yargı yetkisine
ilişkin bu tespitinin bireysel başvuru incelemesinin her aşamasında
yapılabilmesi mümkündür (Korcan Pulatsü, B. No:
2012/726, 2/7/2013, § 32).
32. Başvuruya konu olayda, yürütülen ceza soruşturması 15/9/1994
tarihinde takipsizlik kararıyla neticelenmiştir. AİHM'in
11/10/2016 tarihli kararında, takipsizlik kararına itiraz edilmediği için
kararın kesinleştiği belirtilmiştir.
33. Başvurucular Tazminat Komisyonuna yaptıkları başvuruların
reddedilmesi üzerine Zarar Tespit Komisyonunca verilen kararın iptali için
idare mahkemelerinde ayrı ayrı dava açmışlardır.
34. Başvurucu Ahmet Özgüç'ün açtığı iptal davası sonucu verilen
hüküm Danıştay Onbeşinci Dairesinin 23/12/2011
tarihli kararıyla maddi tazminat yönünden, Mardin İdare Mahkemesinin 23/3/2012
tarihli kararıyla da faiz hükmü yönünden kesinleşmiştir.
35. Başvurucu Methiye Özgüç'ün açtığı iptal davası sonucu
verilen hüküm ise Danıştay Onuncu Dairesinin verdiği 13/10/2009 tarihli karara
karşı karar düzeltme yolunun kullanılmaması nedeniyle 23/2/2010 tarihinde
kesinleşmiştir.
36. Başvurucular anılan kesin kararlar üzerine AİHM'e başvuruda bulunmuşlar ancak AİHM tarafından başvuru
kabul edilemez bulunmuştur. Bu karar üzerine başvurucular herhangi bir idari ve
yargısal merciye başvurmaksızın doğrudan Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuru yapmışlardır. Dolayısıyla ihlal iddialarına konu
yargı kararlarının Anayasa Mahkemesinin zaman bakımından yetkisinin başladığı
23/9/2012 tarihinden önce kesinleştiği anlaşılmaktadır.
37. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin zaman bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun zaman
bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucular üzerinde BIRAKILMASINA
23/10/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.