TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
BİRİNCİ BÖLÜM
KARAR
ALİ YÜKSEL BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2016/55970)
Karar Tarihi: 19/2/2019
Başkan
:
Burhan ÜSTÜN
Üyeler
Serdar ÖZGÜLDÜR
Serruh KALELİ
Kadir ÖZKAYA
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
Raportör
Volkan ÇAKMAK
Başvurucu
Ali YÜKSEL
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, alkollü olarak araç kullanma sebebiyle uygulanan idari yaptırımın iptali istemiyle açılan davada lehe olan delillere itibar edilmemesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 3/10/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvurucu, Denizli Emniyet Müdürlüğüne bağlı trafik ekipleri tarafından yapılan kontrollerde 0,30 promil alkollü olarak kamyonet cinsi araç kullandığından bahisle 727 TL idari para cezası ile cezalandırılmış ve başvurucunun ehliyetine altı ay süreyle el konulmuştur.
6. Başvurucu, trafik ekiplerinin yaptığı kontrolü müteakip kendi imkânlarıyla Denizli Devlet Hastanesinden kanındaki alkol oranının 0,10 olduğunu belirten bir rapor almıştır.
7. Başvurucu idari yaptırım uygulanmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle Denizli İdare Mahkemesi (Mahkeme) nezdinde dava açmıştır.
8. Mahkeme 29/1/2015 tarihli kararıyla davayı reddetmiştir. Ret gerekçesinde öncelikle 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayoları Trafik Kanunu'nun 48. maddesi uyarınca hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırının 0.21 olarak uygulanacağı hatırlatılmıştır. Kalibrasyon ayarı yapılmış alkolmetre cihazıyla yapılan ölçüm sonuçlarına göre başvurucunun 0,30 promil alkollü olduğu ve tutulan tutanakları imzalamak suretiyle bu ölçüme itiraz etmediği hususlarının altı çizilmiştir. Kolluk tarafından yapılan ölçümden bir saati aşkın bir süre sonra alınan sağlık kurumu raporuna itibar edilemeyeceği zira aradan geçen zamana rağmen bu ölçümde de alkol oranının 0,10 promil seviyesinde bulunduğu ifade edilerek başvurucunun kontrol esnasında mevzuatın öngördüğü limitin üzerinde alkollü olarak araç kullandığının sabit olduğu vurgulanmıştır. Sonuç olarak başvurucunun ehliyetinin altı ay süreyle geri alınmasına ve idari para cezası verilmesine ilişkin işlemlerde hukuka aykırı bir yön bulunmadığı belirtilmek suretiyle ret gerekçesi oluşturulmuştur.
9. Ret hükmü Danıştay Onbeşinci Dairesinin 21/10/2015 tarihli kararıyla onanmış ve karar düzeltme istemi aynı Dairenin 8/6/2016 tarihli hükmü ile reddedilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 19/2/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucuların İddiaları
11. Başvurucu, mahkemenin hatalı yorumla hukuka aykırı karar verdiğini, devlet hastanesinden yasal sınırın alında alkollü olduğunu gösteren rapor almasına rağmen bu duruma itibar edilmediğini belirterek savunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmektedir.
B. Değerlendirme
12. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu her ne kadar savunma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş ise de şikâyetlerin özü hukuka aykırılık iddialarının delillerin ileri sürülememesinden ziyade mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde hataya düşüldüğü ve yanlış karar verildiği iddialarına yönelik olduğundan şikâyetin adil yargılanma hakkı kapsamında yargılama sonucuna yönelik olduğu ve bu kapsamda değerlendirilmesi uygun görülmüştür.
13. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
14. Somut olayda iddia, savunma ve tüm dosya kapsamı incelenerek ilgili kısımları yukarıda belirtilen (bkz. § 5) gerekçe ile hüküm kurulmuştur. Mevzuatın, somut olayın ve delillerin yorumlanması yukarıda anılan ilkeler uyarınca uyuşmazlığı çözmekle görevli mahkemenin takdirinde olup bireysel başvuruda değerlendirmeye konu edilemez.
15. Bu hâle göre başvurucu tarafından ileri sürülen iddialar, delillerin değerlendirilmesi ve hukuk kurallarının yorumlanmasına ilişkin olup kararda bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir durumun da bulunmadığı dikkate alındığında ihlal iddialarının kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır.
16. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir..
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 19/2/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.