TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MECİT GÜMÜŞ BAŞVURUSU (2)
|
(Başvuru Numarası: 2016/5991)
|
|
Karar Tarihi: 16/1/2020
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz AKINCI
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Mustafa EKİM
|
Başvurucu
|
:
|
Mecit GÜMÜŞ
|
Vekili
|
:
|
Av. Mehdi ÖZDEMİR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, ceza infaz kurumu koşullarında tedavi imkânı
bulunmayan bir sağlık sorununa rağmen infazın ertelenmesine karar verilmemesi
nedeniyle kötü muamele yasağının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 29/3/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, 1958 doğumlu olup başvuru tarihi itibarıyla
akciğer kanseri tedavisi görmektedir.
8. Başvurucu, Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 25/10/2013
tarihli kararıyla 22 yıl 6 ay hapis cezasıyla cezalandırılmış ve karar Yargıtay
tarafından onanarak kesinleşmiştir.
9. Başvurucu, Diyarbakır D Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz
Kurumunda hükümlü olarak bulunmakta iken Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve
Araştırma Hastanesi, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Onkoloji Hastanesi
tarafından yapılan tetkikler sonucunda akciğer kanseri teşhisiyle tedavi altına
alınmıştır.
10. Başvurucu, tedavisinin sağlık koşullarına uygun olarak ceza
infaz kurumu şartlarında yapılmasının mümkün olmadığını belirterek cezasının
infazının ertelenmesi talebinde bulunmuştur.
11. Bu kapsamda başvurucunun anılan talebi değerlendirilmek
üzere sevk edildiği Gazi Yaşargil Hastanesince 2/2/2016 tarihinde “Hükümlünün maruz kaldığı hastalık nedeniyle ceza
infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettireme[yeceği]” yönünde rapor düzenlenmiştir.
12. Anılan rapor üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı
(Savcılık) tarafından Adli Tıp Kurumundan infazın ertelenmesi hususunda rapor
istenmiştir.
13. Adli Tıp Kurumunun 7/3/2016 tarihli raporunda; başvurucunun
hayatını yalnız idame ettiremeyeceği, infazının altı ay süreyle ertelenmesinin
uygun olacağı, ertelemenin sonunda hastanın tekrar muayeneye gönderilmesi
durumunda Anayasa’nın 104. maddesi bakımından değerlendirme yapılabileceği
belirtilmiştir.
14. Savcılık tarafından Diyarbakır Emniyet Müdürlüğüne
gönderilen 25/3/2016 tarihli yazıda başvurucunun cezasının infazının
ertelenmesi durumunda “toplum güvenliği
bakımından somut ve ağır bir tehlike oluşturup oluşturmayacağı”
konusunda araştırma yapılması istenmiştir. Emniyet tarafından yapılan araştırma
başvuru tarihinde tamamlanmış değildir.
15. Savcılık, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda hastalık
nedeniyle infazın ertelenmesi ile sürekli hastalık nedeniyle af hususlarının
birlikte değerlendirilmesinin çelişki oluşturduğu gerekçesiyle Adli Tıp
Kurumundan tekrar rapor istemiştir.
16. Başvurucu, ceza infaz kurumu koşullarında tedavisinin mümkün
olmadığını ve cezasının infazının ertelenmesine ilişkin talebinin sürüncemede
bırakıldığını belirterek 29/3/2016 tarihinde tedbir talebiyle bireysel
başvuruda bulunmuştur.
17. Anayasa Mahkemesi, başvurucunun sunduğu bilgilerin tedbir
talebini sağlıklı bir şekilde karara bağlamaya yeterli nitelikte olmadığını
gözeterek ve benzer olaylarda takip ettiği usule uygun olarak başvurunun
yapıldığı gün Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığından (süreli) bilgi ve belge
istemiştir.
18. Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Anayasa
Mahkemesine gönderilen 5/4/2016 tarihli cevapta özetle, Diyarbakır D Tipi
Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunun fiziki koşullarının ve imkânlarının yeterli
olmaması nedeniyle başvurucunun 30/3/2016 tarihinde Metris R (Revir) Tipi Ceza
İnfaz Kurumuna sevkinin sağlandığı belirtilmiştir.
19. Anayasa Mahkemesi tarafından 5/4/2016 tarihinde Metris Ceza
İnfaz Kurumunun bağlı bulunduğu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığından
başvurucunun durumu, tutulduğu kurumun koşulları, infazın ertelenmesi talebine
ilişkin süreç ile yapılan diğer işlemlerle ilgili bilgi ve belge istenmiştir.
20. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Anayasa
Mahkemesine gönderilen 6/4/2016 tarihli yazıda, başvurucunun revir tipi ceza
infaz kurumunda tutulduğu, 1-3 kişilik odalarda yirmi dört saat doktor ve
sağlık görevlileri gözetiminde olduğu, yeniden Adli Tıp Kurumuna sevke ve
infazın ertelenmesine ilişkin işlemlerin devam ettiği belirtilmiştir.
21. Anayasa Mahkemesi 7/4/2016 tarihli ara kararıyla tedbir
talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, başvurucunun kişisel durumuna
ve sağlık durumuna ilişkin değerlendirme sürecinin hızlandırılmasının
istenmesine karar vermiştir.
22. Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının 14/4/2016 tarihli
kararıyla, başvurucu hakkında hükmolunan cezanın infazının 14/10/2016 tarihine
kadar altı ay süreyle ertelenmesine ve süre sonunda infaz durumunun yeniden
değerlendirilmesine karar verilmiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
23. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu'nun "Hapis
cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi" kenar
başlıklı 16. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
“(1) Akıl hastalığına tutulan hükümlünün
cezasının infazı geriye bırakılır ve hükümlü, iyileşinceye kadar Türk Ceza
Kanununun 57 nci maddesinde belirtilen sağlık kurumunda koruma ve tedavi altına
alınır. Sağlık kurumunda geçen süreler cezaevinde geçmiş sayılır.
(2) Diğer hastalıklarda cezanın infazına,
resmî sağlık kuruluşlarının mahkûmlara ayrılan bölümlerinde devam olunur. Ancak
bu durumda bile hapis cezasının infazı, mahkûmun hayatı için kesin bir tehlike
teşkil ediyorsa mahkûmun cezasının infazı iyileşinceye kadar geri bırakılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda belirtilen geri
bırakma kararı, Adlî Tıp Kurumunca düzenlenen ya da Adalet Bakanlığınca
belirlenen tam teşekküllü hastanelerin sağlık kurullarınca düzenlenip Adlî Tıp
Kurumunca onaylanan rapor üzerine, infazın yapıldığı yer Cumhuriyet
Başsavcılığınca verilir. Geri bırakma kararı, mahkûmun tâbi olacağı
yükümlülükler belirtilmek suretiyle kendisine ve yasal temsilcisine tebliğ
edilir. Mahkûmun geri bırakma süresi içinde bulunacağı yer, kendisi veya yasal
temsilcisi tarafından ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilir. Mahkûmun
sağlık durumu, geri bırakma kararını veren Cumhuriyet Başsavcılığınca veya onun
istemi üzerine, bulunduğu veya tedavisinin yapıldığı yer Cumhuriyet
Başsavcılığınca, sağlık raporunda belirtilen
sürelere,birsürebulunmadığıtakdirdebirer yıllık dönemleregöre bu fıkrada yazılı
usule uygunolarakincelettirilir.İncelemesonuçlarınagöregeribırakma kararını
veren Cumhuriyet Başsavcılığınca, geri bırakmanın devam edip etmeyeceğine karar
verilir. Geri bırakma kararını veren Cumhuriyet Başsavcılığının istemi üzerine,
mahkûmun izlenmesine yönelik tedbirler, bildirimin yapıldığı yerde bulunan
kolluk makam ve memurlarınca yerine getirilir. Bu fıkrada yazılı yükümlülüklere
aykırı hareket edilmesi hâlinde geri bırakma kararı, kararı veren Cumhuriyet
Başsavcılığınca kaldırılır. Bu karara karşı infaz hâkimliğine başvurulabilir.
...
(6) (Ek: 24/1/2013-6411/3 md.) Maruz kaldığı
ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını
yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike
oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazı üçüncü fıkrada
belirlenen usule göre iyileşinceye kadar geri bırakılabilir.”
V. İNCELEME VE GEREKÇE
24. Mahkemenin 16/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
25. Başvurucu; sağlık durumunun ceza infaz kurumunda kalmaya
uygun olmamasına rağmen cezasının infazının ertelenmesine karar verilmediğini,
Adli Tıp Kurumunun infazın ertelenmesi yönündeki raporunun dikkate
alınmadığını, yaşamı ile maddi ve manevi bütünlüğünün tehlike altında olduğunu
belirterek sağlık sorunları yaşamasına rağmen ceza infaz kurumunda tutulmasının
yaşamı, maddi ve manevi bütünlüğü bakımından tehlike oluşturduğunu belirterek
Anayasa’nın 17., 19. ve 40. maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının kötü muamele
yasağı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
27. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü’nün “Düşme kararı” kenar başlıklı 80. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
“(1) Bölümler ya da Komisyonlarca
yargılamanın her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:
…
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan
herhangi bir başka gerekçeden ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini
haklı kılan bir neden görülmemesi.”
28. Başvurucunun ihlal iddialarının akciğer kanseri olmasına
rağmen cezasının infaz edilmesinin anayasal hak ve özgürlükleri ihlal ettiği
iddiası yer almaktadır.
29. Bu bağlamda başvurunun incelenmesini haklı kılan temel
neden, hapis cezasının infazına devam edilmesi olup Bakırköy Cumhuriyet
Başsavcılığınca 14/4/2016 tarihinde başvurucunun infazının ertelenmesine karar
verildiği ve başvurucunun salıverildiği görülmektedir. Bu şartlar altında
başvurunun incelenmesini haklı kılan neden bulunmadığının kabulü gerekir
(benzer doğrultudaki kararlar için bkz. Salih
Tuğrul, B. No: 2014/1988, 17/5/2016; Zeki Hakan Nebioğlu, B. No: 2015/2418, 8/5/2019).
30. Açıklanan gerekçelerle başvurunun incelenmesinin
sürdürülmesini haklı kılan bir neden kalmadığı
anlaşıldığından başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları
yönünden incelenmeksizin düşmesine
karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini
haklı kılan bir neden kalmamış olması nedeniyle DÜŞMESİNE,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
16/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.