TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
GÜLLÜ ALĞAN BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/6425)
|
|
Karar Tarihi: 24/10/2019
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar
ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Yücel ARSLAN
|
Başvurucu
|
:
|
Güllü ALĞAN
|
Vekili
|
:
|
Av. Sevil
ŞAHİN KILINÇ
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kamu görevlisi olan başvurucunun üyesi olduğu
sendikanın çağrısı üzerine bir gün göreve gitmemesi nedeniyle disiplin cezası
ile cezalandırılmasının örgütlenme özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 6/4/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
6. Başvurucu, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Arka Plan Bilgisi
7. Başvuruya konu olayların arka planına ilişkin bilgiler için
bkz. Filiz Koçak Demir ve diğerleri (B.
No: 2015/14046, 17/7/2019, § 8) kararı.
B. Somut Olaya İlişkin
Bilgiler
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu 1969 doğumlu olup Ankara Mamak Belediyesi Emlak ve
İstimlak Müdürlüğünde (İdare) memur olarak görev yapmaktadır. Başvurucu Tüm
Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (TÜM BEL-SEN veya
Sendika) üyesidir.
10. 1990 sonrası kurulan TÜM BEL-SEN, yerel yönetimlerde
(belediye ve il özel idareleri) memur statüsünde
çalışanların örgütü olup ülke çapında örgütlenen Sendikanın 43 şube ve 12 il
temsilciliği bulunmaktadır. Anılan Sendika, ulusal düzeyde Kamu Emekçileri
Sendikaları Konfederasyonu (KESK) ve uluslararası düzeyde bütün dünyada kamu
sektöründe örgütlü sendikaların üst örgütü olan Kamu Hizmetleri Enternasyonali
(PSI) ve Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu (EPSU) üyesidir.
11. TÜM BEL-SEN'in bağlı olduğu KESK
16/6/2013 tarihinde şu şekilde bir karar almıştır:
"İstanbul Taksim Gezi
Parkı'na sahip çıkma amaçlı başlayan demokratik ve meşru tepkiler karşısında
aralarında üyelerimizin de bulunduğu binlerce yurttaşımızın yaralanmasına, dört
vatandaşımızın yaşamını yitirmesine neden olan Hükümetin baskıcı ve şiddeti
esas alan uygulamalannı protesto etmek amacıyla;
Konfederasyon tüzüğümüzün 'Konfederasyonun
Amaçları' başlıklı dördüncü maddesi'nde sayılan;
'Toplumun karar süreçlerinde örgütlü olarak
söz sahibi olduğu; devletten ve piyasadan azami ölçüde arındırılmış kamusal
alanda eşit, ücretsiz, nitelikli, erişilebilir ve anadilinde kamu hizmetini
savunur. Konfederasyon, tüm maddi değerlerin yaratıcısı emeğin en yüce değer
olduğu gerçeğinden hareketle ve sendikal mücadelenin demokrasi ve özgürlük
mücadelesinin bir parçası olduğunun bilinciyle...
b) Çalışma yaşamında ve hayatın diğer
alanlarında üyelerin ve tüm emekçilerin ekonomik, demokratik, sosyal, siyasal,
yasal, kültürel, mesleki, hukuksal, özlük haklarını ve çıkarlarını korumayı ve
geliştirmeyi;
c) Evrensel insan hakları belgelerine dayanan
ve uluslararası hukuk ve sözleşmelerden doğan bütün hak ve özgürlükleri
eksiksiz yaşama geçirmek için mücadele etmeyi;' amaçlarımız doğrultusunda,
DİSK, TMMOB, TTB ve TDHB ile birlikte, bağlı
sendikalarımız üyelerinin; 17 Haziran 2013 tarihi sabahında işyerlerinde
bildiri okumaları ve üretimden gelen gücü kullanarak işyerlerinden çıkıp tüm
illerde merkezi alanlarda basın açıklamaları yapmaları ..."
12. Sendikanın bağlı olduğu KESK'in
aldığı iş bırakma kararı üzerine 17/6/2013 tarihinde başvurucu görevine
gitmemiştir.
13. Söz konusu karar doğrultusunda bir gün göreve gitmeyen
başvurucu hakkında mazeretsiz olarak göreve gelmediği ya da görevine gelip daha
sonra görev yerini terk ettiği iddiasıyla başlatılan disiplin soruşturması
sonucunda başvurucuya tekerrür nedeniyle kınama cezası verilmiştir.
14. Başvurucu, disiplin cezasına yaptığı itirazın 12/12/2013
tarihinde Disiplin Kurulu Başkanlığınca reddedilmesi üzerine Ankara 17. İdare
Mahkemesinde (İdare Mahkemesi) iptal davası açmıştır.
15. İdare Mahkemesi 31/12/2014 tarihinde davayı reddetmiştir.
İlk derece mahkemesinin ret kararının ilgili kısımları şöyledir:
"...dava konusu uyuşmazlıkta her ne kadar [başvurucu]
tarafından üyesi bulunduğu sendikanın bağlı
olduğu konfederasyonun yetkili kurullarınca alınan karara uyarak işyerini terkettiği, bunun da sendikal faaliyet kapsamında olduğu
ileri sürülmekte ise de; [başvurucunun], üyesi olduğu [TÜM BELSEN]'in
bağlı olduğu [KESK]'in aldığı bu
kararın çalışma yaşamında ve hayatın diğer alanlarında üyelerinin ve tüm
emekçilerin ekonomik, demokratik, sosyal, yasal kültürel, mesleki hukuksal ve
özlük haklarını ve çıkarlarını korumayı ve geliştirmeyi hedefleyen amaçları
kapsamında değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla izinsiz olarak işyerine bir gün
gelmemenin ya da işyerinin izinsiz terk edilmesinin sendikal faaliyet
kapsamında mazeret olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varıldığından, özürsüz
ve mazeretsiz işyerini terkettiği sabit olandavacının 657 sayılı Kanunun 125/A-b maddesi ve aynı
maddenin ikinci fıkrasında düzenlenen tekerrür hükmü uyarınca kınama cezası ile
cezalandırılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık
görülmemiştir."
16. Başvurucunun karara itiraz etmesi üzerine Bölge İdare
Mahkemesi 6/10/2015 tarihinde itirazı reddetmiş ve İdare Mahkemesinin kararını
onamıştır. Başvurucu, kararın düzeltmesi talebinde bulunmuştur. Bölge İdare
Mahkemesi 2/3/2016 tarihinde talebi reddetmiştir.
17. Karar başvurucu vekiline 21/3/2016 tarihinde tebliğ
edilmiştir.
18. Başvurucu 6/4/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
19. 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun
“Toplu eylem ve hareketlerde bulunma yasağı”
kenar başlıklı 26. maddesi, “Disiplin
cezalarının çeşitleri ile ceza uygulanacak fiil ve haller” kenar
başlıklı 125. maddesi, 25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri
Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu'nun "Amaç"
kenar başlıklı 1. maddesi, "Sendika ve
konfederasyonların yetki ve faaliyetleri" kenar başlıklı 19.
maddesi, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun (İDDK) 22/5/2013 tarihli ve
E.2009/63 ve K.2013/1998 sayılı kararı (Ahmet
Parmaksız [GK], B. No: 2017/29263, 22/5/2019, §§ 25-29).
B. Uluslararası Hukuk
20. 17/6/1948 tarihli ve 87 sayılı Sendika Özgürlüğü ve
Örgütlenme Hakkının Korunmasına İlişkin ILO Sözleşmesi’nin 2., 3. ve 8.
maddeleri; 7/6/1978 tarihli ve 151 sayılı Kamu Hizmetinde Örgütlenme Hakkının
Korunması ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemine İlişkin ILO
Sözleşmesi’nin3., 6. ve 9. maddeleri; 16/12/1966 tarihli Birleşmiş Milletler
(BM) Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi'nin 8.
maddesi, 16/12/1966 tarihli BM Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası
Sözleşmesi'nin 22. maddesi, Avrupa Konseyi'nin 18/10/1961 tarihli ve ETS No. 35
sayılı Avrupa Sosyal Şartı’nın (ASŞ) 5. ve 6. maddeleri, ILO'nun Örgütlenme
Özgürlüğü Komitesi Yönetim Kurulunun Karar ve İlkeleri (Ahmet Parmaksız, §§ 30-39; Türkiye, Avrupa
Sosyal Şartı ile 3/5/1996 tarihli Gözden Geçirilmiş Avrupa Sosyal Şartı'nı
onaylamış ancak her iki Şart’ın da örgütlenme ve
toplu pazarlık haklarına ilişkin 5. ve 6. maddelerine çekince koymuştur).
21. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) kamu görevlilerinin
iş bırakma eylemlerine yaklaşımına ilişkin kararları için bkz. Filiz Koçak Demir ve diğerleri, § 30.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
22. Mahkemenin 24/10/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü
23. Başvurucu, üyesi olduğu Sendikanın bağlı olduğu KESK'in aldığı karar doğrultusunda yasalarla tanınan
haklara dayanarak anayasal hakları çerçevesinde demokratik tepki göstermek
amacıyla bu sendikal eyleme katıldığını belirtmiştir. Başvurucu, 87 ve 151
sayılı ILO Sözleşmeleri, Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı hükümleri ile AİHM,
Anayasa Mahkemesi ve Danıştay kararlarını dayanak göstererek kendisine sendikal
faaliyet nedeniyle disiplin cezası verilmesinin örgütlenme özgürlüğünü ihlal
ettiğini iddia etmiştir.
24. Konuyla ilgili birçok ulusal ve uluslararası mahkeme
içtihatları bulunmasına ve bunları ibraz etmesine rağmen derece mahkemelerinin
argümanlarını değerlendirmediğini, gerekçesiz olarak davasını ve yaptığı
itirazı reddettiğini iddia eden başvurucu itiraz ve karar düzeltme aşamalarında
etkin ve sonuç alınabilir bir yola ulaşamadığını ifade etmiş; bu suretle adil
yargılanma ve etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
25. Bakanlık görüşünde, Anayasa Mahkemesinin Yücel Yaşar (B. No: 2013/7199, 25/3/2015)
ve Gülfidan Yıldırım (B. No:
2014/12290, 19/7/2017) kararlarına değinilerek somut başvuru açısından bu
kararlarda belirtilen kriterlerden ayrılarak farklı bir neticeye ulaşmayı
gerektirecek her hangi bir neden bulunmadığı
değerlendirilmiştir.
B. Değerlendirme
26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan, B.
No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, üyesi olduğu Sendikanın iş bırakma
çağrısı üzerine mazeretsiz işe gitmemesi nedeniyle disiplin cezasıyla
cezalandırılmıştır. Anayasa Mahkemesi tarafından aynı eyleme ilişkin başvurular
daha önce karara bağlanan Filiz Koçak Demir
ve diğerleri başvurusunda Anayasa'nın 33. maddesinde güvence altına
alınan örgütlenme özgürlüğü kapsamında incelenmiş olup somut başvurudaki
sendika hakkına ilişkin iddiaların da bu kapsamda incelenmesi gerektiği
değerlendirilmiştir.
27. Anayasa’nın yapılacak değerlendirmede uygulanacak “Dernek kurma hürriyeti”kenar başlıklı 33.
maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Hiç kimse bir derneğe üye olmaya ve
dernekte üye kalmaya zorlanamaz.
Dernek kurma hürriyeti ancak, milli güvenlik,
kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlak ile
başkalarının hürriyetlerinin korunması sebepleriyle ve kanunla sınırlanabilir.
Dernek kurma hürriyetinin kullanılmasında
uygulanacak şekil, şart ve usuller kanunda gösterilir.
...
Birinci fıkra hükmü, Silahlı Kuvvetler ve
kolluk kuvvetleri mensuplarına ve görevlerinin gerektirdiği ölçüde Devlet
memurlarına kanunla sınırlamalar getirilmesine engel değildir.
Bu madde hükümleri vakıflarla ilgili olarak da
uygulanır."
28. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Ahmet Parmaksız başvurusuna ilişkin kararında; sendikaların
üyelerinin ekonomik, sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için
yapılan faaliyetleri dışında siyasi otorite karşısında bir baskı grubu olarak
yürüttükleri faaliyetler kapsamında aldıkları kararlar doğrultusunda sendika
üyelerinin iş bırakma eylemine katılmalarını, bireylerin sendikanın çekirdek
faaliyet alanında kalmayan eylemleri olarak değerlendirmiş ve bu eylemler
nedeniyle yapılan müdahaleleri Anayasa'nın sendika hakkına ilişkin 51. maddesi
kapsamında değil örgütlenme özgürlüğünü teminat altına alan 33. maddesi
kapsamında incelemiştir. Anayasa Mahkemesi söz konusu kararında eylemin
dayandığı kararın amacını, eylemin niteliğini ve devletin takdir marjının
genişliğini dikkate alarak ihlal bulunmadığına karar vermiştir (Ahmet Parmaksız, §§ 47-63).
29. Yine incelenen başvurudaki aynı eyleme ve bu eylem nedeniyle
uygulanan uyarma ve kınama cezalarına ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi İkinci
Bölüm Filiz Koçak Demir ve diğerleri
(aynı kararda bkz. §§ 59-63) kararında, Ahmet
Parmaksız kararında yer verilen ilkeler çerçevesinde örgütlenme
özgürlüğünün ihlal edilmediğine karar vermiştir.
30. Somut başvuruda da disiplin cezasının sebebini teşkil eden
eylem ülkenin iç siyasetine ilişkin sosyo-politik
unsurların ağırlıkta olduğu bir amaca (bkz. § 9) yönelik olup eylemin konusunun
sendikaların çekirdek faaliyet alanında kalmadığı görülmektedir. Eylemin bu
amacı ile bir gün iş bırakma şeklindeki niteliği (bkz. § 10) dikkate
alındığında yapılan müdahalede devletin takdir marjının daha geniş olduğu kabul
edilmelidir. Bu çerçevede sendika üyelerinin ekonomik ve sosyal menfaatleriyle
doğrudan ilgili olmayan ve politik yönü ağır basan bir amaçla işe gitmemek
şeklinde bir eylemin yol açacağı sonuçlara devlet idaresinin ve toplumun
katlanmasını gerektiren bir sebep bulunmadığı kanaatine ulaşılmıştır.
31. Sonuç olarak incelenen başvuruda, yukarıda yer verilen Ahmet Parmaksız ve Filiz Koçak Demir ve diğerleri kararlarında
ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir husus bulunmadığından müdahalenin
toplumsal bir ihtiyaca karşılık geldiği ve başvurucuya tekerrür nedeniyle
kınama cezası verildiği dikkate alınarak müdahalenin izlenen meşru amaçla
orantılı olduğu değerlendirilmiştir. Bu nedenle somut başvuruda başvurucunun
örgütlenme özgürlüğüne yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu
anlaşılmıştır.
32. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Örgütlenme özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
24/10/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.