TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET ŞİRİN EROL BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/853)
|
|
Karar Tarihi: 4/4/2019
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan y.
|
:
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Recai AKYEL
|
Raportör
|
:
|
Fatih
HATİPOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet Şirin
EROL
|
Vekili
|
:
|
Av. Adnan
EROL
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, arama, gözaltına alma ve tutuklamanın hukuki olmaması,
tutukluluğun makul süreyi aşması ile soruşturma dosyasına erişimin kısıtlanması
nedenleriyle kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının, arama esnasında kendisine ve
ailesine karşı güç kullanılması nedeniyle kötü muamele yasağınınihlal
edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/1/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal
Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler
çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, Midyat Cumhuriyet Başsavcılığınca (Başsavcılık)
PKK terör örgütü ile bağlantılı suçlardan başlatılan soruşturma kapsamında
24/7/2015 tarihinde konutunda yapılan arama sonunda gözaltına alınmış ve
Savcılığa sevk edilmiştir.
7. Savcılık aynı tarihte başvurucunun ifadesini almış ve başvurucuyu terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanması talebiyle
Midyat Sulh Ceza Hâkimliğine sevk etmiştir.
8. Midyat Sulh Ceza Hâkimliği 24/11/2015 tarihinde başvurucunun
terör örgütüne üye olma suçundan tutuklanmasına karar vermiştir.
9. Başvurucunun anılan karara yaptığı itiraz, Mardin Sulh Ceza
Hâkimliğince 4/8/2015 tarihinde reddedilmiştir.
10. Başsavcılık 28/7/2015 tarihinde dosya içeriğinde bulunacak
olan tüm bilgi ve belgelerin gizli tutulmamasının soruşturmayı tehlikeye
düşürebileceğinden bahisle 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Kanunu'nun 153. maddesinin (2) numaralı fıkrasına göre soruşturma dosyasının
incelenmesi ve dosyadaki evraklardan suret alınması hakkının kısıtlanmasına
karar verilmesini talep etmiş, Midyat Sulh Ceza Hâkimliği 28/7/2015 tarihinde dosya içeriğinden veya
belgelerden örnek alınmasının kısıtlanmasına karar vermiştir.
11. Başvurucu 5/1/2016 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
12. Midyat Cumhuriyet Başsavcılığı 13/3/2016 tarihli
iddianamesiyle başvurucu hakkında terör örgütüne üye olma suçundan aynı yer ağır ceza mahkemesindekamu davası açmıştır.
13. Midyat Ağır Ceza Mahkemesi (Mahkeme) 1/4/2016 tarihinde
iddianameyi kabul etmiş ve E.2016/71 sayılı dosya üzerinden kovuşturma aşaması
başlamıştır.
14. Mahkeme 1/9/2016 tarihinde yaptığı duruşmada başvurucunun
terör örgütüne yardım etme suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası ile
cezalandırılmasına ve hükümle birlikte tutukluluk hâlinin devamına karar
vermiştir.
15. Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi 5/10/2016
tarihli kararı ile eksik soruşturma nedeniyle hükmün bozulmasına karar
vermiştir.
16. Bozma kararı üzerine yargılamaya Midyat Ağır Ceza
Mahkemesinin E.2016/264 sayılı dosyası üzerinden devam olunmuştur. Mahkeme
10/11/2016 tarihinde yaptığı duruşmada bozma kararına uyarak tanık A.U.yu
dinledikten sonra başvurucunun beraatine ve
tahliyesine karar vermiştir.
17. Başvurucu hakkında verilen beraat hükmü istinaf kanun yoluna
başvurulmadan 24/11/2016 kesinleşmiştir.
18. UYAP'tan yapılan incelemede
başvurucunun 8/12/2016 tarihinde Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesinde başvuru
konusu tutuklama nedeniyle uğradığı zararın tazmini için maddi ve manevi
tazminat davası açtığı anlaşılmaktadır. Mahkeme 22/2/2017 tarihli kararı ile
başvurucunun maddi ve manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü ile 23.293 TL
maddive15.000 TL manevi tazminat ödenmesine karar vermiştir.
19. Anılan karara karşı başvurucu ve Maliye Hazinesi istinaf
kanun yoluna başvurmuştur.
20. UYA'tan yapılan inceleme
neticesinde Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi E.2017/1970 sayılı
dosya üzerinden yaptığı istinaf incelemesi sonunda 6/7/2017 tarihli kararı ile
derece mahkemesince hükmedilen maddi tazminatın 18.996,60 TL'ye indirilmesi ve
manevi tazminatın 22.000 TL'ye çıkarılması suretiyle düzeltilerek -temyiz yolu
açık olmak üzere- istinaf istemlerinin esastan reddine karar verdiği
anlaşılmıştır.
21. Dava, bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla
temyiz kanun yolunda derdesttir.
IV. İLGİLİ HUKUK
22. 5271 sayılı Kanun'un "Tazminat
istemi" kenar başlıklı 141. maddesinin (1) numaralı fıkrasının
ilgili kısımları şöyledir:
"Suç soruşturması veya kovuşturması
sırasında;
a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında
yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,
...
d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı hâlde
makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında
hüküm verilmeyen,
e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya
tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlerine karar verilen,
...
Kişiler, maddî ve manevî her türlü
zararlarını, Devletten isteyebilirler."
23. 5271 sayılı Kanun'un "Tazminat
isteminin koşulları" kenar başlıklı 142. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
"(1) Karar veya hükümlerin kesinleştiğinin
ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her hâlde
karar veya hükümlerin kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde tazminat
isteminde bulunulabilir.
(2) İstem,
zarara uğrayanın oturduğu yer ağır ceza mahkemesinde ve eğer o yer ağır ceza
mahkemesi tazminat konusu işlemle ilişkili ise ve aynı yerde başka bir ağır
ceza dairesi yoksa, en yakın yer ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
24. Mahkemenin 4/4/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
25. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un "Başvuru hakkının kötüye kullanılması" kenar başlıklı
51. maddesi şöyledir:
"Bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye
kullandığı tespit edilen başvurucular aleyhine, yargılama giderlerinin dışında,
ayrıca ikibin Türk Lirasından fazla olmamak üzere
disiplin para cezasına hükmedilebilir."
26. Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü'nün
(İçtüzük) "Başvuru hakkının kötüye
kullanılması" kenar başlıklı 83. maddesi şöyledir:
"Başvurucunun istismar edici, yanıltıcı
ve benzeri nitelikteki davranışlarıyla bireysel başvuru hakkını açıkça kötüye
kullandığının tespit edilmesi hâlinde başvuru reddedilir ve yargılama giderleri
dışında, ilgilinin ikibin Türk Lirasından fazla
olmamak üzere disiplin para cezasıyla cezalandırılmasına karar verilir."
27. İçtüzük'ün "Bireysel başvuru formu ve ekleri"
kenar başlıklı 59. maddesinin (5) numaralı fıkrası şöyledir:
"Başvurucuların, adreslerinde veya
başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik meydana geldiğinde bunu
Mahkemeye bildirmeleri zorunludur."
28. Genel olarak bir hakkın açıkça öngörüldüğü amaç dışında ve
başkalarını zarara sokacak şekilde kullanılmasının hukuk düzenince himaye
edilmeyeceğini ifade eden hakkın kötüye kullanılmasının bireysel başvuru
alanında özel olarak ele alındığı görülmektedir. Bu bağlamda bireysel başvuru
usulünün amacına açıkça aykırı olan ve mahkemenin başvuruyu gereği gibi
değerlendirmesini engelleyen davranışların başvuru hakkının kötüye kullanılması
olarak değerlendirilmesi mümkündür (Mehmet
Güven Ulusoy [GK], B. No: 2013/1013, 2/7/2015, § 31; S.Ö., B. No: 2013/7087, 18/9/2014, § 28).
29. Bu kapsamda özellikle mahkemeyi yanıltmak amacıyla gerçek
olmayan maddi vakıalara dayanılması veya bu nitelikte bilgi ve belge sunulması,
başvurunun değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi
verilmemesi, başvurunun değerlendirilmesi sürecinde vuku bulan ve söz konusu
değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve önemli gelişmeler hakkında
mahkemenin bilgilendirilmemesi suretiyle başvuru hakkında doğru bir kanaat
oluşturulmasının engellenmesi, medeni ve meşru eleştiri sınırları saklı kalmak
kaydıyla bireysel başvuru amacıyla bağdaşmayacak surette hakaret, tehdit veya
tahrik edici bir üslup kullanılması ile söz konusu başvuru yolu kapsamında
ihlalin tespiti ile ihlal ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin amaçla
bağdaşmayacak surette içeriksiz bir başvuruda bulunulması durumunda başvuru
hakkının kötüye kullanıldığı kabul edilebilecektir (Mehmet Güven Ulusoy, § 32; S.Ö.,
§ 29).
30. Somut olayda başvurucu, beraat kararından sonra 5271 sayılı
Kanun'un 141. maddesi kapsamında 8/12/2016 tarihinde Mardin 3. Ağır Ceza
Mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açmıştır. Mardin 3. Ağır Ceza
Mahkemesi 22/2/2017 tarihinde başvurucunun tutuklu kaldığı süre için 23.293 TL
maddive15.000 TL manevi tazminatın gözaltı tarihi olan 24/7/2015 tarihinden
itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte başvurucuya ödenmesine karar
vermiştir. Anılan karara karşı davacı başvurucu ve davalı Hazine ve Maliye
Bakanlığı istinaf kanun yoluna başvurmuş, istinaf incelemesini yapan Gaziantep
Bölge Adliye Mahkemesi 3. Ceza Dairesi E.2017/1970 sayılı dosya üzerinden
yaptığı istinaf incelemesi sonunda 6/7/2017 tarihli kararı ile derece
mahkemesince hükmedilen maddi tazminatın 18.996,60 TL'ye indirilmesi ve manevi
tazminatın 22.000 TL'ye çıkarılması suretiyle düzeltilerek -temyiz yolu açık
olmak üzere- istinaf istemlerinin esastan reddine karar vermiştir. Başvurucu
bireysel başvuru formunda başvuruyla ilgili koşullarda herhangi bir değişiklik
meydana geldiğinde bunu Anayasa Mahkemesine bildireceğini beyan etmesine rağmen
İçtüzük'ün 59. maddesinin (5) numaralı fıkrasında
belirtilen yükümlülüklerine açıkça aykırı olarak tazminat davası açtığına
ilişkin herhangi bir bildirimde bulunmamıştır. Koruma tedbiri nedeniyle
tazminat davası açılması, başvurunun değerlendirilmesini önemli ölçüde
etkileyebilecek nitelikte bir husustur. Başvurucu tazminat davası sonucunda
tazminat kazanmış ise ve dava kesinleşmişse gözaltına alma ve tutuklamanın
hukuki olmadığı, tutukluluğun makul süreyi aştığı iddiaları açısından ihlalin
ve sonuçlarının ortadan kalkmış olduğu gerekçesiyle başvurunun düşmesi sonucuna
ulaşılabilir. Öte yandan tazminat davasınındevam
ediyor olması hâlinde de başvurunun başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle
kabul edilemez olduğu sonucuna ulaşılması söz konusu olabilecektir. Dolayısıyla
başvurucunun başvurunun sonucunu etkileyecek böyle bir davayı açtığı hususunda
dava kesinleşmese bile Anayasa Mahkemesini bilgilendirmesi gerekir.
31. Açıklanan gerekçelerle başvurucunun başvurunun
değerlendirilmesi noktasında esaslı olan bir unsur hakkında bilgi vermediği, bu
süreçte vuku bulan ve söz konusu değerlendirmeyi etkileyecek nitelikte yeni ve
önemli gelişmeler hakkında Anayasa Mahkemesini bilgilendirmemek suretiyle
başvuru hakkında doğru bir kanaat oluşturulmasını engellediği anlaşıldığından
başvurunun başvuru hakkının kötüye kullanımı
nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir.
32. Başvurucu aleyhine başvuru hakkının kötüye kullanılması
nedeniyle 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve İçtüzük’ün
83. maddesi uyarınca takdiren 1.000 TL disiplin para
cezasına hükmedilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun başvuru
hakkının kötüye kullanılması nedeniyle REDDİNE,
B. Başvurucunun 6216 sayılı Kanun'un 51. maddesi ve Anayasa
Mahkemesi İçtüzüğü'nün 83. maddesi uyarınca 1.000 TL
disiplin para cezası ile CEZALANDIRILMASINA,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
4/4/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.