TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
NECİP BAŞKONAK BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2016/947)
|
|
Karar Tarihi: 11/12/2019
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Recep
KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Engin
YILDIRIM
|
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI
|
|
|
Muammer
TOPAL
|
|
|
M.Emin KUZ
|
Raportör
|
:
|
Abdullah
UÇAR
|
Başvurucu
|
:
|
Necip
BAŞKONAK
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, mahsup talebinin reddedilmesi nedeniyle kişi
hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 11/1/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurucunun adli yardım talebinin kabulüne karar
verilmiştir.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Başvurucu, Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 29/12/2010
tarihli kararı ile hırsızlık, konut dokunulmazlığını bozma ve mala zarar verme
suçlarından toplam 1 yıl 16 ay 10 gün hapis cezası almış ve mahkûmiyet kararı
temyiz yolu tüketilerek 26/9/2012 tarihinde kesinleşmiştir.
10. Başvurucu 5/10/2015 tarihli dilekçe ile Kocaeli 2. Sulh Ceza
Mahkemesinin 1998/220 Sorgu sayılı tutuklama müzekkeresi sebebiyle
13/6/1998-23/7/1998 tarihleri arasında tutuklu kaldığını iddia ettiği 40 gün
sürenin Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesince hükmedilen cezasından mahsubuna
karar verilmesini talep etmiş, ancak tutuklanmasına ilişkin sorgu tutanağı ya
da tutuklama müzekkeresi vb. herhangi bir belge ibraz etmemiştir.
11. Kocaeli 1. Asliye Ceza Mahkemesi 7/12/2015 tarihinde söz
konusu tutuklama müzekkeresinin dayanağı olan dava veya soruşturma dosyası
başvurucu tarafından bildirilmediğinden mahsup şartlarının tespit edilemediği
gerekçesiyle başvurucunun talebini reddetmiştir. Ret kararının gerekçesinin
ilgili kısmı şöyledir:
"Taleple ile ilgili olarak C.Savcısından yazılı görüş istenilmiş, C.Savcısı
yazılı mütalaasında hükümlünün mahsup edilmesini talep ettiği Kocaeli 2. Sulh
Ceza Mahkemesinin 1998/220 Sorgu sayılı tutuklama müzekkeresinin hangi dava
veya soruşturma dosyasına ilişkin olduğunun hükümlü tarafından bildirilmediği,
bu nedenle tevkifin infaz durumunun ve başka suçtan mahsup edilip edilmediğinin
tespit edilemediği, dolayısıyla mahsup şartlarının tespit edilemediğinden bu
aşamada hükümlünün talebinin reddine, hükümlü tevkifin hangi dosyaya ait
olduğunu bildirir ise talebinin yeniden değerlendirilebileceğine karar
verilmesi mütalaasında bulunmuştur.
Taleple ilgili olarak Kocaeli C.Başsavcılğına ve 13/06/1998 tarihinde faaliyette olan Kocaeli
1. Sulh Ceza Mahkemesi, Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesi, Kocaeli 2. Asliye Ceza
Mahkemesi, Kocaeli 3. Asliye Ceza Mahkemesi ve Kocaeli 4. Asliye Ceza
Mahkemesine 13/06/1998 tarihinden sonra Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin
1998/220 Sorgu sayılı tutuklama müzekkeresine konu olay nedeniyle açılmış bir
kamu davası bulunup bulunmadığı, Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 13/06/1998
tarih ve 1998/220 Sorgu sayılı tevkifinin fiilen infaz görüp görmediği, infaz
görmüş ise hangi tarihler arasında fiilen infaz gördüğü, dava dosyasında
tutukluluğu var ise mahkemece veya başka bir mahkemenin başka bir kararıyla bu
tutukluluk süresinin cezasından mahsup edilip edilmediği, mahkemece veya başka
mahkemece mahsup edilmiş ise ne
kadarlık sürenin mahsup edildiğinin ve ayrıca davanın karara çıkıp kararın
kesinleşip kesinleşmediğinin, kesinleşmiş ise hangi tarihte kesinleştiğinin,
suç tarihinin hangi tarih olduğunun mahkememize bildirilmesi, ayrıca belirtilen
süre içinde sanık Necip Başkonak hakkında mahkemenize
açılmış başka bir dava var ise esas ve karar numaralarının ne olduğunun
mahkememize bildirilmesi istenilmiş, gelen yazı cevaplarından hükümlü Necip Başkonak ile ilgi kayda rastlanılamadığının bildirildiği,
ayrıca mahkememizin 1998 yılına ait esas defterinin incelenmesinde hükümlü
Necip Başkonak hakkında Kocaeli 2. Sulh Ceza
Mahkemesinin 1998/220 Sorgu sayılı tevkif müzekkeresi ile ilgili bir davanın
açılmadığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar hükümlü Necip Başkonak
05/10/2015 tarihli dilekçesi ile Kocaeli 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 1998/220
Sorgu sayılı tevkif müzekkeresi sebebiyle 13/06/1998-23/07/1998 tarihleri
arasındaki 40 günlük tutukluluk süresinin mahkememizce hükmedilen cezasından
mahsubunu talep etmiş ise de, hükümlünün mahsup edilmesini talep ettiği Kocaeli
2. Sulh Ceza Mahkemesinin 1998/220 Sorgu sayılı tutuklama müzekkeresinin hangi
dava veya soruşturma dosyasına ilişkin olduğunun hükümlü tarafından
bildirilmediği, bu nedenle tevkifin infaz durumunun ve başka suçtan mahsup
edilip edilmediğinin tespit edilemediği, dolayısıyla mahsup şartlarının tespit
edilemediğinden bu aşamada hükümlünün talebinin reddine... [karar
verilmiştir.]"
12. Başvurucunun bu karara yaptığı itiraz, Kocaeli 3. Ağır Ceza
Mahkemesince 14/12/2015 tarihinde kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı
gerekçesiyle kesin olarak reddedilmiştir. Başvurucu 11/1/2016 tarihinde
bireysel başvuruda bulunmuştur.
13. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla yapılan
kontrolde bireysel başvurunun incelendiği tarih itibarıyla başvurucun tahliye
edildiği tespit edilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 11/12/2019 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu, yasal koşulları oluşmasına rağmen, mahsup talebinin
haksız yere reddedildiğini belirterek kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ile
adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetinin özü mahsup
talebinin haksız yere reddedilmesi nedeniyle ceza infaz kurumunda fazla
tutulduğuna ilişkindir. Anayasa Mahkemesince, hükümlülerin ceza infaz
kurumlarında kalacağı süreyi doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen durumların
Anayasa'nın 19. maddesinde tanımlanan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı
kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini kabul edilmiştir (İbrahim Uysal, B. No: 2014/1711,
23/7/2014, § 26; Günay Okan, §
13). Bu nedenle şikâyetin bir bütün olarak kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı
kapsamında incelenmesi gerekir.
17. Bununla birlikte Anayasa Mahkemesine başvuru konusu
olaylarla ilgili delilleri sunmak suretiyle olaylar hakkındaki iddialarını
kanıtlamak ve dayanılan Anayasa hükmünün kendisine göre ihlal edildiğine dair
açıklamalarda bulunarak hukuki iddialarını ortaya koymak başvurucuya düşer.
Başvurucunun kamu gücünün işlem, eylem ya da ihmali nedeniyle ihlal edildiğini
ileri sürdüğü hak ve özgürlük ile dayanılan Anayasa hükümlerini, ihlal
gerekçelerini, dayanılan delilleri ve ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem
veya kararların neler olduğunu başvuru dilekçesinde belirtmesi şarttır. Başvuru
dilekçesinde kamu gücünün ihlale neden olduğu iddia edilen işlem, eylem ya da
ihmaline dair olayların tarih sırasına göre özeti yapılmalı; bireysel başvuru
kapsamındaki hak ve özgürlüklerden hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve
buna ilişkin gerekçeler ile deliller açıklanmalıdır (Veli Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19-20; Ünal Yiğit, B. No: 2013/1075, 30/6/2014,
§§ 18-19).
18. Somut olayda başvurucu, ihlal iddiasına ilişkin delillerini
sunma yönündeki yükümlülüğünü yerine getirmemiştir. Başvurucu, mahsup
koşullarının değerlendirilmesini sağlayacak tutuklamanın dayanağı olan ceza
yargılamasının konusuna, sonucuna ve kesinleşmesine ilişkin bilgi, tutuklama
müzekkeresi vb. herhangi bir belge sunmamıştır. Bu nedenle söz konusu
iddiaların temellendirilmemiş şikâyet kapsamında kabul edilmesi gerekmektedir.
19. Açıklanan gerekçelerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu’nun 339. maddesinin (2) numaralı fıkrası uyarınca tahsil edilmesi
mağduriyetine neden olacağından başvurucunun yargılama giderlerini ödemekten
TAMAMEN MUAF TUTULMASINA 11/12/2019 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.