TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
EROL AKSOY BAŞVURUSU (3)
|
(Başvuru Numarası: 2016/9527)
|
|
Karar Tarihi: 16/9/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Burhan ÜSTÜN
|
|
|
Muammer TOPAL
|
|
|
Selahaddin MENTEŞ
|
Raportör
|
:
|
Zeynep KARAKOÇ DOĞANOĞLU
|
Başvurucu
|
:
|
Erol AKSOY
|
I. BAŞVURUNUN
KONUSU
1. Başvuru; başvurucunun hâkim ortağı olduğu yayın
kuruluşunun satışına ilişkin ihalenin, satışın, dayanağı olan şartname ve
muhammen bedeli onayan Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kararının iptali
istemleriyle açılan davalarda yeniden kıymet takdiri yapılması için bilirkişi
incelemesi yaptırılmasına ilişkin talebi dikkate alınmayarak usule ilişkin
imkânlar bakımından zayıf duruma düşürülmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının
ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU
SÜRECİ
2. Başvurular 16/5/2016 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden
yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyon tarafından 2016/9527 ve 2016/9722 numaralı
bireysel başvuru dosyalarının aralarında kişi ve konu yönünden hukuki irtibat
bulunması nedeniyle 2016/9527 numaralı bireysel başvuru dosyası ile
birleştirilmesine ve incelemenin 2016/9527 numaralı bireysel başvuru dosyası
üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.
5. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik
incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
6. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul
edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet
Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE
OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
9. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun (BDDK)
15/3/2001 tarihli kararıyla yönetim ve denetimi Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu
(TMSF) Kuruluna devredilen bankalardan kredi kullanmış olan şirketler hakkında
başlatılan ilamsız icra takibi ve alacak davalarından 2005 yılı içinde
vazgeçilmiş ve alacakların 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca takibine geçilmiştir. Bu kapsamda Erol
Aksoy Grubu (Grup) ile TMSF Kurulu arasında da 9/5/2006 tarihinde borç tasfiye
protokolü imzalanmıştır. Protokole ilişkin edimlerini yerine getirmemesi
üzerine TMSF Kurulunun 3/4/2008 tarihli kararıyla anılan protokolün temerrüde
ilişkin hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir. Gruba dâhil tüm gerçek ve
tüzel kişi borçlular hakkında yasal takip işlemleri ile borçlu Gruba ait ticari
ve iktisadi bütünlük kapsamına alınan varlıkların satışına devam edilmiştir.
TMSF Kurulunun 29/8/2007 tarihli kararıyla Show Radyonun muhammen bedeli
15.000.000 USD olarak belirlenmiştir. 27/5/2008 tarihinde yapılan ihaleye
teklif veren olmadığından ihale gerçekleştirilememiştir.
10. TMSF Kurulunun 5/11/2009 tarihli kararıyla ise Show
Radyonun muhammen bedeli 11.000.000 USD olarak belirlenmiştir.
11. TMSF Kurulu 12/1/2010 tarihli kararıyla; Show Radyo,
Maxi TV, Viva TV ve Radyo Tek ticari ve iktisadi bütünlüklerinin satış
takvimleri ticari ve iktisadi bütünlüklerle ilgilenen yatırımcı sayısının
artması ile alacaklı ve borçlu menfaatinin en üst seviyede sağlanmasını temin etmek
amacıyla Show Radyonun satışını ertelemiştir.
12. TMSF Kurulunun 13/1/2011 tarihli kararıyla da Show
Radyonun muhammen bedelinin 11.000.000 USD olarak belirlenmiştir. 14/2/2011
tarihli ihaleye A. Radyo Yayıncılık Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi (A.A.Ş.)
tarafından 7.010.000 USD teklif verildiği görülerek açık artırma aşamasına
geçilmiştir. A.A.Ş. teklifini 7.700.000 USD'ye yükseltmiştir. TMSF Kurulunun
17/2/2011 tarihli kararıyla Show Radyonun ihalesine pazarlık usulüyle devam
edilmesine karar verilmiştir. A.A.Ş.nin teklifini 8.250.000 USD'ye
yükseltmesine karşın teklifin muhammen bedelin altında kalması nedeniyle ihale
TMSF Kurulu tarafından onaylanmamıştır.
13. TMSF Kurulu bu defa 17/3/2011 tarihli kararıyla Show
Radyonun muhammen bedelini 11.000.000 USD ve marka değerini de 1.190.000 USD
olarak belirlemiştir.18/4/2011 ve 22/4/2011 tarihlerinde yapılan açık artırma
ve pazarlık ihaleleri sonucunda en yüksek teklifi 10.300.000 USD olarak A.A.Ş.
vermiştir. İkinci en yüksek teklif ise 10.200.000 USD olarak V. Görsel Radyo TV
Yayıncılık Yapımcılık Sanayi Ticaret Anonim Şirketi vermiştir. Ancak iki
Şirketin de ihale bedelini ödememesi üzerine satış yapılamamıştır.
14. TMSF Kurulu 4/10/2012 tarihli kararıyla Show Radyonun
muhammen bedelini 11.000.000 USD ve marka değerini de 1.190.000 USD olarak
belirlemiş, alıcı çıkmaması üzerine ihale sonuçlanmamıştır.
15. TMSF Kurulu 14/2/2013 tarihli kararıyla Show Radyonun
muhammen bedelini 10.300.000 USD ve marka değerini de 1.190.000 USD olarak
belirlemiş ancak alıcı çıkmaması üzerine bu ihale de sonuçlanmamıştır.
16. TMSF Kurulu 4/4/2013 tarihli kararıyla Show Radyonun
muhammen bedelini 9.000.000 USD ve marka değerini de 1.190.000 USD olarak
belirlemiştir. 30/4/2013 tarihinde yapılan ihaleye P. Yerli Televizyon Yayıncılığı
Anonim Şirketi (P.A.Ş.) 6.750.000 USD teklif vermiştir. P.A.Ş. tarafından
teklif 6.900.000 USD'ye yükseltmiş, TMSF Kurulu 2/5/2013 tarihli kararıyla
ihaleye pazarlık usulüyle devam edilmesine karar vermiştir. 3/5/2013 tarihinde
yapılan pazarlık aşamasında P.A.Ş. tarafından bedel son olarak 8.110.000 USD'ye
yükseltilmiş, TMSF Kurulu 9/5/2013 tarihli kararıyla ihale sonucunun Radyo ve
Televizyon Üst Kurulu ile Rekabet Kuruluna bildirilmesine karar vermiştir.
17. Bu sırada başvurucunun TMSF Kurulunun 3/4/2008
tarihli kararıyla protokolün temerrüde ilişkin hükümlerinin uygulanmasına ve
Grubun medya organlarının satışa çıkarılmasına ilişkin 19/7/2007 ve 29/8/2007
tarihli kararların iptali istemleriyle açtığı davalar sonuç olarak reddedilmiş,
yargısal süreç tamamlanarak kararlar kesinleşmiştir.
18. Başvurucu, hissedarı ve hâkim ortağı olduğu Show
Radyonun satış işlemleri ile işlemlerin dayanağı olan şartname ve muhammen
bedelini onayan 4/4/2013 tarihli TMSF Kurulu kararının iptali istemiyle
İstanbul 10. İdare Mahkemesinde (Mahkeme) dava açmıştır.
19. Başvurucu, aynı zamanda Show Radyonun 30/4/2013
tarihinde yapılan satış ihalesinin ve satışının iptali istemiyle de Mahkemede
dava açmıştır.
20. Mahkeme 4/2/2015 tarihli kararlarında aynı gerekçeye
yer vererek TMSF Kurulunun Show Radyonun muhammen bedeli ve ihale şartnamesinin
onaylanması ile ihale ve satış işlemlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı
sonucuna varmıştır. Gerekçelerde kısaca bankaların TMSF'ye devri ile birlikte
vadesinde ödenmeyen kredilerin kamu alacağı niteliği kazandığı, Grubun 9/6/2006
tarihli protokole ilişkin edimlerini yerine getirmeyerek temerrüde düşmesi
nedenleriyle kamu alacağının tahsili amacıyla Show Radyonun TMSF Kurulu
tarafından muhammen bedelinin ve ihale şartnamesinin onaylandığı, aynı sebeple
ihale ve satış işlemlerinin yapıldığı ifade edilmiştir. Ayrıca başvurucunun
uyuşmazlık konusu Show Radyonun kıymet takdiri konusundaki iddialarına ilişkin
olarak da Show Radyonun satışı amacıyla altı kez ihaleye çıkıldığı, bu ihalelerde
alıcı çıkmaması ya da teklif verenlerin bedeli ödememesi nedeniyle satışın
mümkün olamadığı belirtilerek başvurucunun bu iddiasına itibar edilmediği
açıklanmıştır.
21. Başvurucunun kararları temyiz etmesi üzerine Danıştay
Onüçüncü Dairesi (Daire) ivedi usulde yapılan yargılama sonucunda 10/3/2016
tarihli kararlarıyla davaların reddine ilişkin kararları kesin olarak
onamıştır.
22. Kararlar oyçokluğuyla alınmıştır. Daire kararlarının
karşıoylarının gerekçesinde öncelikle kamu alacağının tahsili için haczedilen
varlıkların rayiç değerleri üzerinden satılmasının önemli olduğu, kamu
yararının da bunu gerektirdiği, haczedilerek satışa çıkarılan varlıkların satış
sürecinin (dava konusu satış sürecinde olduğu gibi) yıllara yaygın olarak
uzamasının mümkün olduğu vurgulanmıştır. Gözardı edilmemesi gereken hususun
değerleme raporlarındaki değişiklikler ile kıymet takdirlerindeki artma ve azalmanın
değil varlıkların rayiç değerleri üzerinden satılmasının ve ihale sürecinin
mevzuata uygun olarak gerçekleşip gerçekleşmediğinin, bir başka ifadeyle kamu
alacağının en yüksek şekilde tahsil edilip edilmediğinin ortaya konulması
olduğu belirtilmiştir. Bu itibarla 1/8/2007 tarihli değerleme raporuyla Show
Radyonun değerinin 9.805.000 USD olarak belirlendiği, bu değerleme raporu esas
alınarak TMSF Kurulunun muhammen bedelinin 15.000.000 USD olarak belirlendiği,
ihaleye teklif veren olmadığından satışın gerçekleşmemesi üzerine 2009 yılında
bu defa 10.990.000 USD olarak tespit edildiği, 4/4/2013 tarihli TMSF Kurulu
kararıyla aradan yaklaşık dört yıl geçmiş olmasına rağmen gelişen ekonomik
şartlara görerayiç değeri yeniden değerleme uzmanlarınca tespit yapılmaksızın
2009 yılı kıymet takdiri raporu baz alınarak muhammen bedelin 9.000.000 USD
olarak belirlendiği, muhammen bedeli ve ihale şartnamesinin onaylanması üzerine
ihale ve satış işlemlerinin yapılması nedeniyle bu işlemleriniptaline karar
verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
23. Nihai kararlar 20/4/2016 tarihinde başvurucuya tebliğ
edilmiştir.
24. Başvurucu 16/5/2016 tarihinde bireysel başvurularda
bulunmuştur.
IV. İLGİLİ
HUKUK
A. İlgili
Mevzuat
25. 18/6/1999 tarihli ve 4389 sayılı mülga Bankalar
Kanunu'nun "Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu" kenar başlıklı 15.
maddesinin (7) numaralı fıkrasının (a) bendi şöyledir:
"Fon, alacağının tahsili bakımından
yarar görmesi halinde ve Fona borçlu olup olmadıklarına bakılmaksızın;
hisseleri kısmen veya tamamen kendisine intikal eden bir bankanın yönetim ve
denetimine sahip olduğu iştiraklerinin, bu bankanın yönetim ve denetimini doğrudan
veya dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulunduran tüzel kişi
ortaklarının, gerçek ve tüzel kişi ortaklarının yönetim ve denetimini doğrudan
ya da dolaylı olarak tek başına veya birlikte elinde bulundurdukları
şirketlerin ortaklarının, bu şirketlerde sahip oldukları hisselerinin tamamına
ve/veya bir kısmına ilişkin temettü hariç, ortaklık hakları ile bu şirketlerin
yönetim ve denetimini devralmaya ve şirket ana sözleşmesinde belirlenen
yönetim, müdürler ve denetim kurulu üyelerinin sayılarıyla bağlı kalmaksızın ve
imtiyazlı hisselere dayanılarak atanıp atanmadıklarına bakılmaksızın görevden
almak ve/veya üye sayısını artırmak ve/veya eksiltmek suretiyle bu kurullara
üye atamaya yetkilidir.
Fonun yönetim ve denetimine sahip olduğu
şirketlerin ve/veya bu fıkra uyarınca yönetimini ve denetimini devir aldığı
şirketlerin, Fon tarafından atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ve
müdürleri ile Fonun atadığı bu yöneticiler tarafından şirketi temsil ve ilzam
ile yetkili kılınan genelmüdür, genel müdür yardımcısı ve müdür gibi şirket
çalışanları veya Fon, bu bentte sayılan gerçek veya tüzel kişilere ait şirket
hisselerinin ve/veya bu şirketlerdeki lisans, ruhsat, 13.4.1994 tarihli ve 3984
sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesi hükmü kapsamında geçici frekans ve kanal
kullanımı ve imtiyaz sözleşmelerinden doğan hakları dahil olmak üzere diğer tüm
hak ve varlıklarının ve/veya bu hisselerle orantılı aktiflerinin satışını
gerçekleştirmeye ve bu satışlardan elde edilen tutarları Fon alacaklarına
mahsup etmeye veya şirketlerin kamu borçları ve/veya Sosyal Sigortalar Kurumuna
borçları ile sair borçlarını ödemede kullanmaya ve bu işlemler ile ilgili
kararlar almaya 6762 sayılı Türk Ticaret Kanununun 324 üncü maddesi ile bağlı
kalmaksızın yetkilidirler. Bu şirket ve iştiraklerin % 49'undan fazlası ile
bunlara ait her türlü mal, hak ve varlıklar, gayrimenkullerle ilgili özel
kanunlarındaki kısıtlamalar saklı kalmak kaydıyla yabancı gerçek ve tüzel
kişilere satılabilir. Fon alacaklarının tahsilini teminen 6183 sayılı Amme
Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun hükümleri uyarınca haczedilen aktif
değerler ile lisans, ruhsat ve imtiyaz sözleşmelerinden doğan haklar ve bu
varlıkların feri veya mütemmim cüzü niteliğindeki sözleşmelerden doğan, ancak
başlı başına iktisadi değeri olmayanlar da dahil olmak üzere diğer tüm hak ve
varlıkları bir araya getirerek ticari ve iktisadi bütünlük oluşturarak
alıcısına geçişini sağlayacak şekilde satışına, hacizli malların birden fazla
borçluya ait olması ve/veya birden fazla alacaklının haczi olması halinde de
satışı yaptırmaya, ihale bedelinin ödenme şeklini, para birimini, alıcıların
sahip olması gereken şartları, ödeme tarihini ve ihalenin sair usul ve esasları
ile satış şartlarını 6183 sayılı Kanun hükümlerine bağlı olmaksızın belirlemeye,
satışa konu ticari ve iktisadi bütünlüğü alacağına mahsuben satın almaya,
satışa konu varlıkların ait olduğu şirketlerin teknik bilgi, yazılım, donanım,
ekipman, mal ve hizmet alımından doğan geçmiş dönem borçlarını ihale bedelinden
ödemeye veya ihale alıcısına ödetmeye Fon Kurulu yetkilidir. Fon Kurulu, satış
kararıyla birlikte, bu satışı gerçekleştirmek üzere en az üç kişiden oluşan bir
Satış Komisyonu oluşturur ve başkanını belirler. Satış Komisyonu, toplam üye
sayısının salt çoğunluğu ile toplanır ve toplam üye sayısının salt çoğunluğu
ile karar alır. Ticarî ve iktisadî bütünlüğün muhammen bedeli, Satış Komisyonu
tarafından, uzman gerçek veya tüzel kişilerin kıymet takdiri raporu dikkate
alınarak, daha önce bütünlüğü oluşturan varlıkların ayrı ayrı kıymet
takdirlerinin yapılmış olması ile bağlı olmaksızın düzenlenecek rapor
çerçevesinde Fon Kurulu tarafından belirlenir. Ticarî ve iktisadî bütünlük
oluşturan mahcuzlar üzerinde birden fazla kişinin aynî veya şahsî hakkının
bulunması veya bunların mülkiyetinin birden fazla kişiye ait olması durumunda,
bu mal, hak ve/veya varlıkların değeri ayrı ayrı tespit edilir. Bu madde
hükümleri uyarınca yapılacak satış sürecinde, satış ilânının Resmi Gazetede
yayımlanması ilgililere yapılacak tebliğ hükmündedir. Ticarî ve iktisadî
bütünlük oluşturduğuna karar verilen mahcuzların satışı, kapalı zarf veya açık
artırma usullerinden biri veya ikisi birlikte uygulanmak suretiyle yapılır.
Bundan sonra, Fon Kurulunun gerekli görmesi halinde ihalelere, pazarlık usulü ile
devam edilebilir. Bu usullerden hangisinin uygulanacağına, ticarî ve iktisadî
bütünlük oluşturan mal, hak ve varlıkların nitelikleri dikkate alınarak Fon Kurulu
tarafından karar verilir. İhale bedelinin dağıtımına esas sıra cetveli Satış
Komisyonu tarafından düzenlenir. İhalenin sonuçlanması, Fon Kurulunun onayına
bağlıdır. Bu hüküm uyarınca yapılan satışlarla ilgili ihalenin feshi davaları,
Fonun merkezinin bulunduğu yer idare mahkemelerinde görülür. Ticarî ve iktisadî
bütünlük oluşturulmasına karar verilmesinden itibaren iki yıl içerisinde ticarî
ve iktisadî bütünlük oluşturan mahcuzların, Fonun izni olmaksızın imtiyazlı
alacaklılar dahil üçüncü kişiler tarafından muhafaza altına alınması ve satışı
talep edilemez, mahcuzların maliklerinin iflasına karar verilemez, ilgili
takyidatlar hakkında zamanaşımı ve hak düşürücü süreler işlemez. Yukarıdaki
hüküm çerçevesinde telekomünikasyon, enerji, ulaşım, radyo, yazılı ve görsel
medya ve diğer sektörlerdeki, yönetim ve denetimi veya hisseleri Fon tarafından
devir alınan şirketlere tanınmış imtiyaz sözleşmesi, lisans, ruhsat, işletme
izni, ön izin, yayın izni, 3984 sayılı Kanunun geçici 6 ncı maddesi hükmü
kapsamında geçici frekans ve kanal kullanımı ve benzeri izinlerin yeni
alıcıları adına devri ve tescili işlemleri, Fonun bildirimi üzerine ilgili
kurum, kuruluş ve üst kurullarca, gerekli bilgi ve belgelerin tamamlanmasını
müteakip başkaca bir işleme gerek kalmaksızın en fazla bir ay içinde
tamamlanır. Bu hüküm uyarınca yapılacak satışlara ilişkin diğer esas ve usuller
Fon tarafından çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir. Fon tarafından atanan
yöneticilerin, şirketlerin sermayesini kaybetmesinden ve/veya borca batık
olmasından dolayı mahkemeye bildirimde bulunma yükümlülükleri yoktur.
Bildirimde bulunmamaktan dolayı bu şahıslar hakkında İcra ve İflas Kanununun
179, 277 ve devamı maddeleri ile 345/a maddesi hükümleri uygulanmaz ve Türk
Ticaret Kanununun 341 inci maddesi uyarınca şahsî sorumluluk davası açılamaz.
Yönetim ve denetimi Fon tarafından devir alınmamış şirketlere Fon tarafından
atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile müdürler, ortaklar genel kurulunca
görevden alınamayacağı gibi ibra edilmeyerek haklarında görev yaptıkları dönem
veya dönemler dışında şahsi sorumluluk davası da açılamaz. Bu bentte yer alan
hükümler çerçevesinde, varlıkları ticari ve iktisadi bütünlük kapsamında
satılan şirketlerin kamu kurum, kuruluşları ve üst kurullara olan ve satış
tarihine kadar tahakkuk etmiş borçları satış bedelinden garameten tahsil
edilir. Garame ile dağıtım sonrasında bakiye borç kalması, lisans, ruhsat,
imtiyaz sözleşmesi, geçici frekans ve kanal kullanımı ve benzeri hakların devri
ve yeni alıcısı tarafından işletilmesi için gereken ve kamu kurum, kuruluşları
ve üst kurullarca yapılması gereken devrin tescil ve nakli işlemine engel
teşkil etmez.”
B. Danıştay
İçtihadı
26. Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 7/7/2015
tarihli ve E.2015/2372, K.2015/3099 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:
"Dava; Viva TV-Radyo Viva Ticarî ve
İktisadî Bütünlüğü'nün satış işlemleri ile bu işlemlerin dayanağı olan ihale
şartnamesinin onaylanmasına ve muhammen bedelinin 6.000.000-USD olarak
belirlenmesine ilişkin 13/1/2011 tarih ve 2011/22 sayılı Fon Kurulu kararının
iptali istemiyle açılmıştır.
Danıştay Onüçüncü Dairesi'nin 09/12/2014
günlü, E:2011/498, K:2014/4093 sayılı kararıyla; Erol Aksoy Grubu'ndan olan
alacakların tahsili konusunda bugüne kadar alınan Fon Kurulu kararlarına karşı
açılan davalarda verilen kararlar da dikkate alındığında, davalı idareye
devrolunan bankalardan kullanılan ve vadesinde ödenmeyen kredilerin bu
bankaların Fon'a devri ile birlikte kamu alacağı niteliği kazanması, Grubun
09.06.2006 tarihli protokole ilişkin edimlerini yerine getirmeyerek temerrüde
düşmesi nedenleriyle kamu alacağının tahsili amacıyla Gruba ait Viva TV-Radyo
Viva Ticarî ve İktisadî Bütünlüğü'nün Fon tarafından satışa çıkarılmasına
ilişkin işlemler ile şartnamenin onaylanmasına ve muhammen bedelin
belirlenmesine ilişkin davaya konu Fon Kurulu kararında hukuka ve mevzuata
aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı, anılan kararın temyizen
incelenerek bozulmasını istemektedir.
...
15/3/2001 tarihli Bankacılık Düzenleme
ve Denetleme Kurulu kararı ile Fon'a devrolunan İktisat Bankası T.A.Ş.'ye
(Banka) ait kaynakların hâkim ortaklarca doğrudan veya dolaylı olarak kendi
lehlerine kullanıldığının ve bu suretle bankanın zarara uğratıldığının tespit
edilmesinden sonra, Banka hâkim ortaklarından Erol Aksoy Grubu ile Fon arasında
31/10/2005 tarihi itibarıyla Fon bankalarına olan toplam 1.048.258.740-USD Grup
borcunun oniki yılda ödenmesini teminen 9/5/2006 tarihli borç tasfiye
protokolünün imzalandığı, 19/7/2007 tarih ve 2007/336 sayılı Fon Kurulu kararı
ile Viva TV Ticarî ve İktisadî Bütünlüğü, aynı tarih ve 2007/337 sayılı Fon
Kurulu kararı ile Radyo Viva Ticarî ve İktisadî Bütünlüğü oluşturulduğu; ticarî
iktisadî bütünlüklerin değerlemesi için Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası A.Ş.
tarafından hazırlanan 1/8/2007 tarihli değerleme raporu ile Radyo Viva Ticarî ve
İktisadî Bütünlüğü'nün girişim değerinin 4.258.000-USD, Viva TV Ticarî ve
İktisadî Bütünlüğü'nün girişim değerinin 373.400-USD olarak tespit edildiği,
Fon Kurulu'nun 29/8/2007 tarih ve 2007/441 sayılı kararı ile Viva TV Ticarî ve
İktisadî Bütünlüğü ile Radyo Viva Ticarî ve İktisadî Bütünlüğü'nün tek şartname
ile satışa sunulmasına ve bütünlüklerin muhammen bedelinin 8.000.000-USD olarak
belirlenmesine karar verildiği, 26/5/2008 tarihli ihaleye teklif veren olmadığı
için ihalenin gerçekleşmediği; devam eden süreçte ticarî ve iktisadî
bütünlüklerin yeniden değerlemesi için Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası A.Ş.
tarafından hazırlanan 30/6/2009 tarihli değerleme raporu ile bu defa Radyo Viva
Ticarî ve İktisadî Bütünlüğü'nün değerinin 5.782.000-USD, Viva TV Ticarî ve
İktisadî Bütünlüğü'nün değerinin 132.000-USD olarak tespit edildiği; 9/7/2009
tarih ve 2009/200 sayılı Fon Kurulu kararı ile her iki ticarî ve iktisadî
bütünlüğün birleştirilerek Viva TV-Radyo Viva Ticarî ve İktisadî Bütünlüğü'nün
oluşturulduğu, 05/11/2009 tarih ve 2009/321 sayılı Fon Kurulu kararı ile de
muhammen bedelin 6.000.000-USD olarak belirlenmesine ve satış şartnamesinin
onaylanmasına karar verildiği, ihale sürecinde bir firma tarafından teklif
sunulmak üzere şartname alındığı, ancak Cine 5 TV Ticarî ve İktisadî
Bütünlüğü'nün değerinin korunması amacıyla satışın tatil edildiği ve ihalenin
gerçekleşmediği; Fon Kurulu'nun 13/1/2011 tarih ve 2011/22 sayılı dava konusu
kararı ile muhammen bedelin 6.000.000-USD olarak belirlenmesine ve satış
şartnamesinin onaylanmasına karar verildiği ve üçüncü kez ihale sürecine
başladığı, satış ilanının 18/1/2011 günlü, 27819 sayılı Resmî Gazete'de
yayımlandığı, ihale sürecinde üç firma tarafından ihale şartnamesinin alındığı,
ancak son başvuru tarihi olan 7/2/2011 tarihi itibarıyla sadece Artı Televizyon
Yayıncılığı Sanayi ve Ticaret A.Ş. tarafından teklif sunulmak üzere
başvurulduğu, 8/2/2011 tarihinde yapılan ihalede anılan katılımcının
3.750.000-USD teklif sunduğu, açık arttırma aşamasında katılımcının teklifini 4.150.000-USD'ye
yükselttiği, ihaleye pazarlık aşaması ile devam edilmesi yönündeki Fon Kurulu
kararı sonrasında 11/2/2011 tarihinde yapılan pazarlık aşamasında katılımcının
teklifini 5.000.000-USD'ye yükselttiği ve dava konusu Viva TV-Radyo Viva Ticarî
ve İktisadî Bütünlüğü'nün, Artı Televizyon Yayıncılığı Sanayi ve Ticaret
A.Ş.'ye 5.000.000-USD'ye ihale edildiği anlaşılmıştır.
Kamu alacağının tahsili için haczedilen
varlıkların rayiç değerleri üzerinden satılmaları önemlidir. Kamu yararı da
bunu gerektirmektedir. Haczedilerek satışa çıkarılan varlıkların satış
sürecinin (dava konusu satış sürecinde olduğu gibi) yıllara yaygın olarak
uzaması da mümkündür. Burada asıl önemli olan husus, değerleme raporlarındaki
değişiklikler ile kıymet takdirlerindeki artma ve azalmanın değil, varlıkların
rayiç değerleri üzerinden satıldığının ve ihale sürecinin mevzuata uygun olarak
gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin, kamu alacağının en yüksek şekilde
tahsil edilip edilmediğinin ortaya konulmasıdır.
Bu itibarla, dava konusu Ticarî İktisadî
Bütünlüğün değerleme uzmanı tarafından hazırlanan değerleme raporu ile
30/6/2009 tarihli toplam rayiç değerinin 5.914.000-USD olarak tespit edildiği,
dava konusu Fon Kurulu kararı ile, aradan yaklaşık 1,5 sene geçmiş olmasına
rağmen gelişen ekonomik şartlara göre Bütünlüğün rayiç değeri yeniden değerleme
uzmanlarınca tespit edilmeksizin, 2009 yılı kıymet takdiri raporu baz alınarak
6.000.000-USD olarak belirlendiği görülmektedir. Bu durumda, yeniden rayiç
değer tespit edilmeksizin muhammen bedel belirlenmesine yönelik dava konusu
işlemde hukuka ve mevzuata uygunluk bulunmamaktadır."
27. Dairenin 9/12/2014 tarihli ve E.2011/313, K.2014/4091
sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:
"Dava, Cine 5 TV Ticarî ve İktisadî
Bütünlüğü'nün Fon tarafından satışa çıkarılmasına ilişkin 08.10.2010 tarih ve
27723 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan satış işlemleri ile işlemlerin dayanağı
olan ihale şartnamesinin onaylanmasına ve muhammen bedelinin 40.000.000-USD
olarak belirlenmesine ilişkin 30.09.2010 tarih ve 2010/303 sayılı Fon Kurulu
kararının iptali istemiyle açılmıştır.
...
Dosyanın incelenmesinden; 15.03.2001
tarihli Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu kararı ile Fon'a devrolunan
İktisat Bankası T.A.Ş.'ye (Banka) ait kaynakların hâkim ortaklarca doğrudan
veya dolaylı olarak kendi lehlerine kullanıldığının ve bu suretle bankanın
zarara uğratıldığının tespit edilmesinden sonra, Banka hâkim ortaklarından Erol
Aksoy Grubu ile Fon arasında 31.10.2005 tarihi itibarıyla Fon bankalarına olan
toplam 1.048.258.740-USD Grup borcunun oniki yılda ödenmesini teminen
09.05.2006 tarihli borç tasfiye protokolünün imzalandığı, 19.07.2007 tarih ve
2007/335 sayılı Fon Kurulu kararı ile; Gala TV, Radyo Cool, Radyo Tek, Radyo-5,
Show Radyo, Radyo Nostalji, Supersport TV, Cine 5 TV, Viva TV, Viva Radyo
Ticarî ve İktisadî Bütünlüğü oluşturularak Bütünlüğün satışına karar verildiği;
Cine 5 TV Ticarî ve İktisadî bütünlüğünün satışına esas olmak üzere 01.08.2007
tarihinde Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası A.Ş. tarafından hazırlanan kıymet
takdiri raporunda bütünlüğün değerinin İndirgenmiş Nakit Akımı yöntemine göre
43.512.000-USD, Agresif Büyüme senaryosuna göre 109.785.000-USD olarak tespit
edildiği, 29.08.2007 tarih ve 2007/441 sayılı Fon Kurulu kararı ile, Cine 5 TV
ve Radyo 5 Ticarî ve İktisadî Bütünlüğü'nün birlikte satışına karar verilerek
muhammen bedelin 80.000.000-USD olarak belirlenmesine ve satış şartnamesinin
onaylanmasına karar verildiği, 26.05.2008 tarihli ihaleye teklif veren olmadığı
için ihalenin gerçekleşmediği, satış sürecinin uzaması üzerine ticarî ve
iktisadî bütünlüğünün yeniden değerlemesine yönelik 30.06.2009 tarihinde
Türkiye Sınaî Kalkınma Bankası A.Ş. tarafından hazırlanan kıymet takdiri
raporunda bütünlüğün güncel değerinin İndirgenmiş Nakit Akımı yöntemine göre
50.410.000-USD olarak tespit edildiği, Fon Kurulu'nun09.07.2009 tarih ve
2009/199 sayılı kararı ile; Erol Aksoy Grubu'na ait olan ve daha önce
(19.07.2007) Fon Kurulu kararları ile ticarî ve iktisadî bütünlükleri
oluşturulan, ancak satışa çıkarılmış olmasına rağmen katılımcı olmaması
nedeniyle satışı gerçekleştirilmeyen ve hâlihazırda yeni değerleme çalışmaları
devam eden Cine 5 TV- Radyo 5 Ticarî ve İktisadî Bütünlüklerine ilişkin (5411
sayılı Kanun'un 134. maddesinde belirtilen) 2 yıllık sürenin 19.07.2009
tarihinde sona erecek olması nedeniyle, söz konusu Ticarî ve İktisadî
Bütünlüğün satışa çıkarılabilmesi için Cine 5 TV- Radyo 5 Ticarî ve İktisadî
Bütünlüğü'nün oluşturulduğu, Fon Kurulu'nun 05.11.2009 tarih ve 2009/139 sayılı
kararı ile de, Cine 5 TV- Radyo 5 Ticarî ve İktisadî Bütünlüğünün ayrı ayrı
değerlendirerek satılmasına, Cine 5 Ticarî ve İktisadî Bütünlüğünün muhammen
bedelinin 51.000.000-USD olarak belirlenmesine ve ihale şartnamesinin
onaylamasına karar verildiği, son başvuru tarihi olan 08.01.2010 tarihine kadar
teklif veren olmadığından 11.01.2010 tarihli ihalenin yapılamadığı, yine
10.06.2010 tarih ve 2010/187 sayılı Fon Kurulu kararı ile Cine 5 TV Ticarî ve
İktisadî Bütünlüğü'nün muhammen bedelinin 45.000.000-USD olarak belirlenmesine
ve ihale şartnamesinin onaylamasına karar verildiği, 03.08.2010 tarihli ihaleye
teklif veren olmadığı için ihalenin yapılamadığı, bu defa dava konusu30.09.2010
tarih ve 2010/303 sayılı Fon Kurulu kararı ile Cine 5 TV Ticarî ve İktisadî
Bütünlüğü'nün muhammen bedelinin 40.000.000-USD olarak belirlenmesine ve ihale
şartnamesinin onaylamasına karar verildiği, anılan karar doğrultusunda satış
komisyonu tarafından hazırlanan satış ilanının 08.10.2010 tarih ve 27723 sayılı
Resmî Gazete'de yayımlanarak satış sürecinin tekrar başladığı, 25.11.2010 tarih
ve 2010/367 sayılı Fon Kurulu kararı ile satış takviminin uzatıldığı ve uzatma
ilanının 01.12.2010 tarih ve 27772 sayılı Resmî Gazete'de yayımlandığı, son
teklif verme tarihi olan 28.01.2011 tarihinde Al Jazeera Türk Yayıncılık
Hizmetleri A.Ş. tarafından teklif vermek üzere başvurulduğu, 31.01.2011
tarihinde yapılan ihalede anılan katılımcı tarafından 20.000.000-USD teklif
sunulduğu, açık arttırma aşamasında teklifin 21.000.000-USD'ye yükseltildiği,
ihaleye pazarlık aşaması ile devam edilmesine yönelik Fon Kurulu kararı
sonrasında, 04.02.2011 tarihinde yapılan pazarlık aşamasında katılımcı
tarafından nihai olarak 40.500.000-USD teklif verildiği ve bu bedel üzerinden
anılan katılımcıya ihale edildiği anlaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından,
protokol hükümlerinin davalı idarece ihlal edildiği ve borçlunun değil,
alacaklının temerrüdünün söz konusu olduğu, muhammen bedelin düşük olarak
belirlendiği ileri sürüldüğünden, protokol hükümlerinin ve alacağın tahsili
konusunda alınan Fon Kurulu kararlarına karşı açılan davaların sonuçlarının ve
protokol imzalanmasından sonra yaşanan sürecin, ticarî ve iktisadî bütünlüğün
muhammen bedelinin belirlenmesi ve ihale şartnamesinin onaylanmasına ilişkin
işlemlerin incelenmesi gerekmektedir. Davalı idare ile Erol Aksoy Grubu
arasında 09.05.2006 tarihinde imzalanan Protokol'ün 6. maddesinde yer alan
Tablo-3'te, borca ilişkin ödeme tutar ve tarihleri belirlenmiş, "Radyo
şirketlerinin ve Cine-5 Televizyonu varlıklarının satışı" kenar başlıklı
7.1.2. ve 7.1.3. maddelerinde, satış şart ve tarihleri saptanmış, ''Açılmış
dava ve takipler" başlıklı 8. maddesinde, davalarda feragat hususları
değerlendirilmiş, "Temerrüt ve muacceliyet " başlıklı 9. maddesinde,
temerrüt şartları ve sonuçları kural altına alınmıştır. Bu maddeye göre, Erol
Aksoy Grubu'na ödeme planındaki, taksitlerin arka arkaya olmamak üzere en fazla
dört defa ve azami 60 güne kadar gecikmeli olarak ödeme hakkı tanınmış, ancak
Grup tarafından 31.03.2007, 30.06.2007, 30.09.2007 ve 31.03.2008 tarihli
taksitler ödenmemiştir. Protokol'ün 6.1. numaralı maddesine göre, 30.06.2007
tarihli taksitin ödenmemesi durumunda, borçluların Fon tarafından kabul
edilebilecek bir varlığı Fon'a devretmesinin gerektiği, ancak bu teminatın da
verilmediği, bunların dışında, Protokolün yürürlük koşulları arasında bulunan
Fransa ve Çanakkale ipotekleri ile birlikte, toplam dört adet ipotek işleminin
tamamlanmadığı, borçlular adına kayıtlı hisse ve varlıkların Fon lehine
rehnedilmediği, Çukurova Grubu'na dâhil şirketlerde bulunan hisselerin rehin
alınamadığı, gelir getirmesi beklenen gayrimenkul projelerinin Fon'a
sunulmadığı, tüm bu gerekçelerle, ödeme ve edimlerini yerine getirmemiş sayılan
davacının Protokolün bağlayıcı hükümlerine uymaması nedeniyle temerrüde düştüğü
kabul edilerek, Fon Kurulu'nun 03.04.2008 tarih ve 100 sayılı kararı ile,
Protokolün temerrüt hükümlerinin uygulanmasına karar verilmiştir. Davacı
tarafından, dava konusu satışın dayanağı olduğu ileri sürülen Fon'un 03.04.2008
tarih ve 2008/100 sayılı kararının iptali istemiyle açılan davada; İstanbul 6.
İdare Mahkemesi'nce, Dairemizin 10.06.2011 tarih ve E:2010/4222, K:2011/2781
sayılı bozma kararına uyularak verilen 30.01.2013 tarih ve E:2013/52,
K:2013/151 sayılı karar ile dava reddedilmiş, anılan karar Dairemizin
22.04.2014 tarih ve E:2013/1564, K:2014/1553 sayılı kararıyla onanmıştır.
Protokol'ün "Cine-5 Televizyonu Varlıklarının Satışı" başlıklı 7.1.3.
maddesinde ise; borçluların Cine-5 Televizyonu varlıklarını Fon'un uygun
göreceği satış bedeli ve koşulları esas olmak kaydıyla en geç 30.06.2007 tarihine
kadar, asgari 100 milyon USD 'nin altında olmamak kaydıyla satacakları ifadesi
yer almıştır. Davacının, bu madde gereğince Cine-5 Televizyonu için Ashmore
Groupe adlı bir alıcı bulmuş olmasına rağmen, Fon'un Televizyonun tek başına
satılmasına razı olmayarak, edimini yerine getirmediği iddia edilmiş ise de,
Fon tarafından, Grubun en önemli gelir kaynağı olan medya grubunun satışı
hâlinde, Fon'a yüklü miktarda borcu bulunan Erol Aksoy Grubu'nun bakiye
borcunun tahsil edilebilmesi imkânının ortadan kalkacağı ifade edilmiştir.
Nitekim Protokolün 7.1.3. maddesi, Fon'un bu yönde tasarrufta bulunmasına imkân
vermektedir. Ayrıca, Fon tarafından Ashmore Grubu'na yapılacak satış uygun
görülmemekle beraber, Erol Aksoy Grubunun Fon'a olan borçlarının Ashmore
Group'un finansman desteği ile yeniden yapılandırılarak kısmen peşin olarak
ödenebilmesini teminen 13.12.2007 tarihinde Fon'a 210 milyon USD peşinat
ödenmesini öngören ek bir protokol yapılmasına karar verilmiş, ancak bu
protokol taslağı, Fon dışındaki taraflarca imzalanmamış ve verilen ek süreye
rağmen, peşinat ödenmesi de yapılmamış, davacının ödemenin hem vadeli
yapılması, hem de vadeli ödemeye indirim yapılması teklifi ise, Fon menfaatleri
açısından uygun görülmeyerek kabul edilmemiştir. Protokol'ün "radyo şirketlerinin
satışı" başlıklı 7.1.2. numaralı maddesinde, ''Erol Aksoy Grubu'nun,
radyolardan oluşan ticarî ve iktisadî bütünlük kapsamındaki varlıkları
31.12.2011 tarihine kadar, Fon'un satış için yazılı onayını almak kaydıyla
üçüncü kişilere satmayı, radyoların satış bedellerini nakden Fon'a ödemeyi
taahhüt edeceği'' kuralına yer verilmiş ise de; buradaki 31.12.2011 tarihinin,
bahsi geçen varlıkların satılmasının taahhüt edildiği son tarih olduğu,
Protokol edim ve ödemelerini yerine getirmediği tespit edilmiş olan Erol Aksoy
Grubu'nun, edim ve ödemelerini ifa edebilmesi için Fon'un 31.12.2011 tarihini
beklemesine gerek olmadığı açıktır. Başka bir deyişle, Protokol edimlerinden
olan Fransa ve Çanakkale'de bulunan gayrimenkuller üzerinde ipotek tesis
edilmemiş olması, 30.06.2007 tarihli ödeme gününden önceki ödemelerin ancak bir
kısmının yapılabilmiş olması nedeniyle ve taraflar arasında akdedilen
Protokol'ün temerrüt hükümleri uyarınca davalı idarenin 5411 sayılı Kanun'un
vermiş olduğu yetkileri kullanmak suretiyle, kamu alacağının tahsili görevini
gecikmeksizin ifa mecburiyeti bulunduğu da dikkate alındığında, Protokol'ün 9.
maddesinin son fıkrası gereğince, sözleşme hükümleri ile bağlı olmaksızın,
kesinleşen kamu alacağının tahsili amacıyla Erol Aksoy Grubu medya organlarının,
31.12.2011 tarihi beklenmeksizin satışa çıkarılmasında hukuka aykırılık
bulunmamaktadır. Kaldı ki, davacı tarafından, Aksoy Grubu medya organlarının
satışa çıkarılmasına dair 19.07.2007 ve 29.08.2007 tarihli Fon Kurulu
kararlarının iptali istemiyle açılan dava, İstanbul 6. İdare Mahkemesi'nin
06.03.2009 tarih ve E:2008/775, K:2009/407 sayılı kararıyla reddedilerek,
Dairemizin 03.02.2010 tarih ve E:2009/3167, K:2010/863 sayılı kararıyla onanmış
ve davacının karar düzeltme istemi 10.06.2011 tarih ve E:2010/2274, K:2011/2783
sayılı kararıyla reddedilerek karar kesinleşmiştir.
Kamu alacağının tahsili için haczedilen
varlıkların rayiç değerleri üzerinden satışa çıkarılmaları ve satılmaları
esastır. Kamu menfaati de bunu gerektirmektedir. Haczedilerek satışa çıkarılan
varlıkların satış sürecinin (dava konusu satış sürecinde olduğu gibi) yıllara
yaygın olarak uzaması da mümkündür. Burada asıl önemli olan husus, değerleme
raporlarındaki değişiklikler ile kıymet takdirlerindeki artma ve azalmanın
değil, varlıkların rayiç değerleri üzerinden satışa çıkarılıp satılıp
satılmadığının, ihale sürecinin mevzuata uygun olarak gerçekleştirilip
gerçekleştirilmediğinin, kamu alacağının en yüksek şekilde tahsil edilip
edilmediğinin ortaya konulmasıdır.
Dava konusu Ticarî İktisadî Bütünlüğün
30.06.2009 tarihinde hazırlanan değerleme raporunda güncel değerinin
İndirgenmiş Nakit Akımı yöntemine göre 50.410.000-USD olarak tespit edildiği,
buna rağmen aradan yaklaşık bir yıllık süre geçmesine rağmen yeniden bir
değerleme yapılmaksızın ve bütünlüğün değerinde azalma oluştuğuna dair başkaca
herhangi bir tespit de bulunmaksızın 30.09.2010 tarih ve 2010/303 sayılı Fon
Kurulu kararı ilemuhammen bedelinin 40.000.000-USD olarak belirlendiği
görülmekle, uzman değerleme şirketince hazırlanan değerleme raporu ile tespit
edilen rayiç değerin altında muhammen bedel belirlenmesine ve satış
şartnamesinin onaylanmasına ilişkin davaya konu Fon Kurulu kararında bu yönüyle
hukuka ve mevzuata uygunluk görülmemiştir."
V. İNCELEME VE
GEREKÇE
28. Mahkemenin 16/9/2020 tarihinde yapmış olduğu
toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
29. Başvurucu; hâkim ortağı olduğu Show Radyonun TMSF
tarafından dört yıl önce düzenlenen kıymet takdir raporu esas alınarak rayiç
bedel tespit edilmeden ihale ve satış işlemlerinin yapıldığını, daha önce aynı
konuda yine hâkim ortağı olduğu Viva Radyo TV'nin TMSF tarafından yapılan
satışta değerleme raporunun muhammen bedelin tespitinden bir yıl altı ay önce
yapılmış olması nedeniyle açtığı iptal davasında lehine karar verildiğini, yine
aynı konuda hâkim ortağı olduğu Cine5'in TMSF tarafından yapılan satışında da
değerleme raporunun muhammen bedelin tespitinden bir yıl üç ay önce yapılmış
olması nedeniyle açtığı davayı kazandığını, Show Radyonun değerleme raporunun
muhammen bedelin tespitinden dört yıl önce yapılmış olduğunu, buna rağmen
iddialarının değerlendirilmediğini, sadece karşıoy gerekçesinde bu hususun
vurgulandığını ve yerleşik içtihada aykırı karar verildiğini belirterek adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
30. Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar
başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:
“Herkes, meşru vasıta ve yollardan
faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve
savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”
31. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında,
kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel
başvuruda incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler
önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile
uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması bireysel başvuru konusu
olamaz. Ancak bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil
eden, bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu
kapsamda değildir (Ahmet Sağlam, B. No: 2013/3351, 18/9/2013, § 42).
32. Öte yandan benzer konularda ya da aynı hukuki metne
ilişkin olarak aynı derecedeki bağımsız yargı mercileri arasındaki yorum ve
içtihat farklılıkları tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde
kabul edilemeyeceği gibi derece mahkemeleri veya temyiz mercilerinin
uyuşmazlıklara ilişkin olarak tarafların talepleri ve delilleri arasındaki
yorum farklılıkları da tek başına adil yargılanma hakkının ihlali niteliğinde
kabul edilemez (Miraş Mümessillik İnş. Taah. Reklam. Paz. Yay. San. Tic.
A.Ş., B. No: 2012/1056, 16/4/2013, § 36).
33. Başvuruya konu somut olayda başvurucu; Show Radyonun
TMSF tarafından dört yıl önce düzenlenen kıymet takdir raporu esas alınarak
rayiç bedel tespit edilmeden ihale ve satış işlemlerinin yapıldığını, daha önce
aynı konuda yine hâkim ortağı olduğu Viva Radyo TV'nin TMSF tarafından yapılan
satışta değerleme raporunun muhammen bedelin tespitinden bir yıl altı ay önce
yapılmış olması nedeniyle açtığı iptal davasında lehine karar verildiğini, yine
aynı konuda hâkim ortağı olduğu Cine5'in TMSF tarafından yapılan satışında da
değerleme raporunun muhammen bedelin tespitinden bir yıl üç ay önce yapılmış
olması nedeniyle açtığı davayı kazandığını, Show Radyonun değerleme raporunun
muhammen bedelin tespitinden dört yıl önce yapılmış olduğunu, buna rağmen
iddialarının değerlendirilmediğini ifade etmektedir. Başvurucu, yeniden rayiç
bedel tespit edilmeden ihale ve satış işlemlerinin yapılmasının hakkaniyetli
bir yaklaşım olmayacağını belirtmektedir.
34. Başvurucunun anılan iddiasına karşın Show Radyonun
satışı amacıyla altı kez ihaleye çıkıldığı, bu ihalelerde alıcı çıkmaması ya da
teklif verenlerin bedeli ödememesi nedeniyle satışın mümkün olamadığı
görülmektedir. Mahkeme kararının gerekçesinde de bu hususa atıf yapılarak dava
konusu edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı vurgulanmıştır.
35. Bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlüklere
müdahale iddiası içermeyen, yargılama aşamasında elde edilen delillerin takdiri
ile bu deliller ışığında hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanmasına
ilişkin somut başvuru, yukarıda belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu
şikâyeti niteliğinde olup gerekçeli kararda yer verilen hukuki tespitler ve
dayanaklar (bkz. § 20) gözönünde bulundurulduğunda derece mahkemesi kararında
bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan herhangi bir durum da
tespit edilmemiştir.
36. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde
BIRAKILMASINA 16/9/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.