TÜRKİYE CUMHURİYETİ
ANAYASA MAHKEMESİ
İKİNCİ BÖLÜM
KARAR
MEDENİ ÖZER BAŞVURUSU
(Başvuru Numarası: 2017/15421)
Karar Tarihi: 30/9/2020
Başkan
:
Kadir ÖZKAYA
Üyeler
M. Emin KUZ
Rıdvan GÜLEÇ
Yıldız SEFERİNOĞLU
Basri BAĞCI
Raportör
Fatma Gülbin ÖZCÜRE
Başvurucu
Medeni ÖZER
Vekili
Av. Mehmet Bülent ÖTKÜN
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bazı haber sitelerinin internet arşivinde erişilebilir durumda olan haber ve yayınlar ile ilgili içeriğin yayından kaldırılması yönündeki talebin reddedilmesinin şeref ve itibarın korunması hakkını ihlal ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 3/1/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
7. 1978 yılında Muş'un Varto ilçesinde doğan başvurucu, inşaat sektöründe çalıştığını ve İzmir'de ikamet ettiğini belirtmektedir.
8. Başvurucu, Muş'un Varto ilçesinde yeniden yapımına başlanan Orta Camii inşaatı için bir miktar bağışta bulunmuştur. Yerel ve ulusal düzeyde haberler yapan bazı sitelerde başvurucunun yaptığı söz konusu bağışı konu edinen haberler yayımlanmıştır. Bu haberler söz konusu internet sitelerinin haber arşivinde erişilebilir durumdadır.
9. Başvurucu; söz konusu parasal yardımının haberleştirilmesinin karakterine ve mensubu olduğu dinin gereklerine aykırı olması sebebi ile kendisinde üzüntü yarattığını, ilgili haberlerde yalnızca bağışta bulunduğu gerekçesiyle kendisinden "hayırsever iş adamı" olarak bahsedilmesinin kişilik haklarını ihlal ettiğini belirterek ilgili haberlerin söz konusu haber sitelerinin arşivinden kaldırılması için internet içeriklerine erişimin engellenmesi talebinde bulunmuştur.
10. İzmir 5. Sulh Ceza Hâkimliği 21/11/2016 tarihinde başvurucunun talebini reddetmiştir. Mahkeme kararının gerekçesinde yazı içeriklerinin haber değeri taşıdığı, başvurucunun kişilik haklarının ihlaline yönelik herhangi bir ifadeye yer verilmediği belirtilmiştir.
11. Başvurucunun bu karara yaptığı itiraz İzmir 6. Sulh Ceza Hâkimliğinin 2/12/2016 tarihli kararı ile reddedilmiştir.
12. Karar başvurucuya 19/12/2016 tarihinde tebliğ edilmiştir. Başvurucu 3/1/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İLGİLİ HUKUK
13. Somut başvurunun çözümlenmesinde dayanak alınan tüm ulusal ve uluslararası kaynaklar için bkz. C.K. [GK], B. No: 2014/19685, 15/3/2018, §§ 16, 17 ve Ali Kıdık, B. No: 2014/5552, 26/10/2017, §§ 22-29.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 30/9/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; Muş'un Varto ilçesi nüfusuna kayıtlı olduğunu, uzun bir süredir doğum yerinde ikamet etmemekle birlikte köklerine duyduğu bağlılığın bir sonucu olarak üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmekten çekinmediğini belirterek doğum yerinde inşa edilen bir caminin yapım sürecine bağışta bulunup destek verdiğini ifade etmektedir.Başvurucu, ilgili bağışa ilişkin haberlerin ve resimlerin yerel ve ulusal düzeyde haber yapan birden fazla haber sitesinin arşivinde yer almaya devam ettiğini; haber içeriğinin yayından kaldırılması yönündeki taleplerinin gerekçesiz olarak yargısal makamlar tarafından reddedilmesinin gerekçeli karar hakkı ile özel hayatın gizliliği, din ve vicdan özgürlüğü ve unutulma haklarını ihlal ettiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
16. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucu, hakkında yayımlanan haberlerin internet ortamında yer almaya devam etmesi nedeniyle din ve vicdan özgürlüğü ile gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğinden ve kişilik haklarının zedelendiğinden şikâyet etmektedir. Başvurucunun bu şikâyeti şeref ve itibarın korunması hakkı kapsamında incelenmiştir.
17. Anayasa Mahkemesi C.K. kararında 4/5/2007 tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un 9. maddesine dayanan içeriğin yayından çıkarılması ve yayına erişimin engellenmesi yolunun internet ortamında uzun süre erişilebilir olan yayınlar nedeniyle şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiği iddialarına yönelik etkili bir başvuru yolu olup olmadığını incelemiştir.
18. 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesine dayanan internet içeriğine erişimin engellenmesi yolu kanun koyucunun internet ortamında işlenen suçlarla mücadelenin daha etkin yapılabilmesi, özel hayat ile kişilik haklarının hızlı ve etkili bir şekilde korunması ihtiyacı nedeniyle öngördüğü özel ve hızlı sonuç alınabilecek istisnai bir yoldur (Ali Kıdık, §§ 55, 56; C.K., § 29).
19. Bir koruma tedbiri niteliğinde olan internete erişimin engellenmesi kararı çekişmesiz yargı işlerindendir ve bu nedenle de hâkim kararını dosya üzerinden, delil toplamaksızın, sınırlı bir inceleme ile vermektedir. Bu nedenle de karar ile ifade özgürlüğüne müdahale edilecek kişiler veya temsilcileri silahların eşitliği ilkesinden faydalanamamaktadır. Dahası 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesinde internet erişiminin engellenmesi kararından sonra kararın geri alınmasına ilişkin mekanizmalar öngörülmemiştir ve bazı durumlarda erişimin engellenmesine ilişkin söz konusu tedbirin internet kullanıcılarını engellenen içeriğe belirsiz bir süreyle erişmekten alıkoyma potansiyeli vardır (Ali Kıdık, §§ 59, 60; C. K., §§ 31, 32).
20. Dolayısıyla çekişmesiz bir dava sonucunda yayın içeriğine erişimin engellenmesi kararı verilebilmesi ancak hukuka aykırılığın ve kişilik haklarına müdahalenin ilk bakışta anlaşılacak kadar belirgin, zararın süratle giderilmesinin zaruri olduğu hâllerde mümkündür. Böyle durumlarda ilk bakışta ihlal doktrini internet ortamında yapılan yayınlara karşı kişilik haklarının hızlı bir şekilde korunması ihtiyacıyla ifade hürriyeti arasında adil bir denge sağlayacaktır (Ali Kıdık, §§ 62, 63, C. K., § 33).
21. Yukarıda yer verilen tespitler çerçevesinde Anayasa Mahkemesi 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesinde yer alan usulün işletilebilmesi için içeriğin internet ortamında uzun süredir erişilebilir olmasının tek başına yeterli bir neden oluşturmadığı sonucuna varmıştır (C. K., § 41).
22. Bununla birlikte Mahkeme; internet ortamının sağladığı ulaşılabilirlik, yaygınlık, haber ve fikirlerin depolanması ve muhafazasındaki kolaylık dikkate alındığında yayın içeriğinin internet ortamında uzun süre erişilebilir olması hâlinde başvurucu bakımından toplumda sürekli olarak bir ön yargının ve özel hayatına müdahalenin oluşması ihtimalini de gözardı etmemiştir. Anayasa Mahkemesi bu tür durumlarda çelişmeli dava yollarının daha yüksek başarı şansı sunabilecek, kullanılabilir ve etkili başvuru yolları olduğu sonucuna varmıştır (C. K., §§ 34-37).
23. Somut olayda başvurucunun şikâyetine konu olan yayınlar internet haber arşivlerinde yer alan bazı haberlerdir. 2013 yılına ait haberler başvurucunun bir caminin inşası için yaptığı bağış hakkındadır. Haberlerde başvurucunun fotoğrafına, yaptığı bağışın miktarına, ekonomik durumuna ve güncel ikametgâhına ilişkin bilgilere yer verilmiştir.
24. Başvurucu 2017 yılında, 2013'te yapılan bu haberlere erişimin engellenmesi talebinde bulunmuştur. Başvurucunun kişisel verilerin işlenme amacının dışında kullanıldığına yönelik bir şikâyeti de bulunmamaktadır. Dolayısıyla başvurucu, yayın içeriğinin internet ortamında uzun süre erişilebilir olması nedeniyle şeref ve itibarına yapılan müdahalenin 5651 sayılı Kanun'un 9. maddesi gereği çelişmeli bir yargılama yapılmadan, gecikmeksizin ve süratle bertaraf edilmesi ihtiyacını ortaya koyabilmiş değildir.
25. Başvurucunun ortaya çıktığını iddia ettiği zararın giderimi için uyuşmazlığın esasına dair ve somut başvuru açısından koşullara göre sulh ceza hâkimliklerinin görevinde bulunan içeriğin yayından çıkarılması dışındaki daha etkili diğer koruma yollarına başvurmadığı anlaşıldığından Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulunabilmek için tüm başvuru yollarının tüketilmesi koşulunun yerine getirildiği söylenemez.
26. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 30/9/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.