logo
Bireysel Başvuru Kararları Kullanıcı Kılavuzu English

(Ali Ekiztaş [1.B.], B. No: 2017/19654, 12/2/2020, § …)
Kararlar Bilgi Bankasında yayınlanan karar metni
editöryal düzeltmelere tabi tutulmuş olabilir.
   


 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALİ EKİZTAŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2017/19654)

 

Karar Tarihi: 12/2/2020

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Hasan Tahsin GÖKCAN

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Burhan ÜSTÜN

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

 

 

Selahaddin MENTEŞ

Raportör

:

Şermin BİRTANE

Başvurucu

:

Ali EKİZTAŞ

Vekili

:

Av. Ayten İZMİRLİ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, tutukluyu ziyarete gelen aile bireyinin bir yıl süreyle ziyaretten men edilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 31/3/2017 tarihinde yapılmıştır.

3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

7. Başvurucu, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

9. Başvurucu 24/10/2016 tarihinde Sincan 1 Nolu F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) tutuklu olarak bulunan kardeşini ziyarete gitmiş ve kardeşiyle açık görüş gerçekleştirmiştir.

10. Aynı tarihte dört infaz koruma memurunun imzalarıyla düzenlenen tutanakta arama sırasında tutuklunun çikolata paketine gizlemiş olduğu notu açık görüş yerine götürmek istediğinin anlaşıldığı, bu nota el konulduğu, tutukluya ailesiyle açık görüş yaptırıldığı, açık görüş bittikten sonra başvurucunun infaz koruma memurunun yanına gelerek "O kağıtlara neden el koydunuz, kardeşim eşine özel şeyler yazmış, bunun cezası ne olur?" dediği, ayrıca "Kardeşim ceza alırsa senden bilirim, ben de emniyetçiyim, dışarıda görüşmeyelim." dediği, görevli infaz koruma memurunun koluna dokunmak suretiyle bu söylemlerde bulunduğu belirtilmiştir.

11. 25/10/2016 tarihinde Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü tarafından başvurucu hakkında açık ziyaret bitiminde görevli infaz koruma memurunu tehdit ettiği, Ceza İnfaz Kurumunun düzenini ve güvenliğini bozduğu gerekçesiyle bir yıl süre ile ziyaretten men kararı alınmıştır. Kararda 24/10/2016 tarihli tutanak içeriğine aynen yer verilmiş, ayrıca olaya ilişkin kamera görüntüleri incelendiğinde başvurucunun ziyaret bitiminde görevli memurun yanına gelerek söylemlerde bulunduğunun görüldüğü ifade edilmiştir.

12. Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 3/1/2017 tarihinde başvurucu hakkında tehdit suçu nedeniyle iddianame düzenlenerek kamu davası açılmıştır. 16/1/2017 tarihinde Ankara Batı 6. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından uzlaşma yoluna gidilmediği ve suç vasfında çelişki olduğu nedenleriyle iddianamenin iadesine karar verilmiştir. Tarafların uzlaşması üzerine Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının 21/3/2017 tarihli kararıyla kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.

13. Başvurucu, söz konusu ziyaretten men kararının kaldırılması için Ankara Batı İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) müracaat etmiştir. Başvurucu dilekçesinde, ziyaret sırasında tüm ailelere yetecek kadar sandalye bulunmadığını, daha sonra sandalye getiren infaz koruma memurlarına "Ben de eski bir emniyet mensubuyum. Böyle büyük kurumlarda sandalye veya eksik başka bir materyal varsa bir şekilde başka yerden temin edilebilir." dediğini beyan etmiştir. Başvurucu ayrıca hiç bir şekilde görevli memuru tehdit etmediğini, söylediği iddia olunan sözleri söylemediğini, fiziki bir temasının da olmadığını, isnatları kabul etmediğini ifade etmiştir.

14. İnfaz Hâkimliğinin 26/12/2016 tarihli kararıyla başvurucunun talebi reddedilmiştir. Karar gerekçesinde; olaya ilişkin kamera görüntüleri incelendiğinde başvurucunun ziyaret bitiminde görevli infaz koruma memurunun yanına gelerek söylemlerde bulunduğunun görüldüğü, tutulan tutanakla kamera görüntülerinin birbiriyle tutarlı olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla verilen kararın hukuka uygun olduğu belirtilmiştir.

15. Başvurucu bu karara karşı Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesine itirazda bulunmuştur. Mahkemenin 20/2/2017 tarihli kararıyla başvurucunun itirazı reddedilmiştir.Nihai karar başvurucuya 2/3/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir.

16. Başvurucu 31/3/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

IV. İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

17. 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un "Ziyaret ve görüşlerde uyulacak esaslar" kenar başlıklı 86. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

“(1) Kapalı ve açık ceza infaz kurumlarına ziyaret veya görüşe gelen resmî heyet ve özel kişiler, kurum güvenliğini tehlikeye sokacak davranışlarda bulunamaz, kurum güvenliği için alınan ve uygulanan yasal ve idarî tedbirlerin değiştirilmesini isteyemezler.

...

 (8) Ziyaret ve görüşlerde kurallara uymayan heyet ve kişilerin ziyaret ve görüşmeleri sürdürmelerine derhâl son verilir. Suç oluşturan davranışlar, ilgili idarî ve adlî makamlara bildirilir. Görüşme hakkına sahip özel kişilerin kurum güvenliğinin korunması amacıyla alınan tedbirlere aykırı davranışları ve istekleri nedeniyle görüşme hakları, kurumun en üst amirince bir aydan bir yıla kadar kısıtlanabilir. Mevzuatın avukatlar bakımından getirdiği hükümler saklıdır.”

18. 6/4/2006 tarihli ve 26131 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük'ün 129. maddesinin sekizinci fıkrası şöyledir:

 “Ziyaret ve görüşlerde kurallara uymayan heyet ve kişilerin ziyaret ve görüşmeleri sürdürmelerine derhâl son verilir. Suç oluşturan davranışlar, ilgili idarî ve adlî makamlara bildirilir. Görüşme hakkına sahip kişilerin kurum güvenliğinin korunması amacıyla alınan tedbirlere aykırı davranışları ve istekleri nedeniyle görüşme hakları, kurumun en üst amirince bir aydan bir yıla kadar kısıtlanabilir. Mevzuatın avukatlar bakımından getirdiği hükümler saklıdır.”

19. 7/6/2005 tarihli ve 25848 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik'in (Ziyaret Yönetmeliği) 5. maddesinin birinci fıkrasının (o) bendi şöyledir:

 “Ziyaret ve görüşlerde, kurallara uymayan heyet ve kişilerin ziyaret ve görüşmeleri sürdürmelerine derhal son verilir. Suç oluşturan davranışlar, kurum idaresince tutanakla tespit edilerek, ilgili adlî ve idarî makamlara bildirilir. Görüşme hakkına sahip özel kişilerin kurum güvenliğinin korunması amacıyla alınan tedbirlere aykırı istek ve davranışları nedeniyle görüşme hakları, ceza infaz kurumunun en üst amirince bir aydan bir yıla kadar kısıtlanabilir…”

B. Uluslararası Hukuk

20. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (Sözleşme) "Özel ve aile hayatına saygı hakkı" kenar başlıklı 8. maddesi şöyledir:

"(1) Herkes özel ve aile hayatına, konutuna ve yazışmasına saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

 (2) Bu hakkın kullanılmasına bir kamu makamının müdahalesi, ancak müdahalenin yasayla öngörülmüş ve demokratik bir toplumda ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli bir tedbir olması durumunda söz konusu olabilir."

21. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine (AİHM) göre özel hayata saygı hakkı, özel bir sosyal hayat sürdürmeyi yani kişinin sosyal kimliğini geliştirme hakkı anlamında bir özel hayatı güvence altına almaktadır. Bu yönü ile birlikte değerlendirildiğinde bahsi geçen hak, ilişki kurmak ve geliştirmek üzere çevresinde bulunanlarla temas kurma hakkını da içermektedir (Özpınar/Türkiye, B. No: 20999/04, 19/10/2010, § 45; Oleksandr Volkov/Ukrayna, B. No: 21722/11, 9/1/2013, §§ 165-167; Niemietz/Almanya, B. No: 13710/88, 16/12/1992, § 29).

22. AİHM'e göre hükümlü ve tutuklular Sözleşme kapsamında kalan temel hak ve hürriyetlerin tamamına kural olarak sahiptirler (Hirst/Birleşik Krallık (No.2), B. No: 74025/01, 6/10/2005, § 69; Gülmez/Türkiye, B. No:16330/02, 20/5/2008, § 46).

23. AİHM'e göre, suçun mahiyeti haklı gösteriyorsa bir tutuklunun özel bir hapishane rejimine veya sınırlayıcı ziyaret düzenlemelerine tabi tutulması onun Sözleşme'nin 8. maddesi kapsamındaki hakkına müdahale teşkil eder ancak kendiliğinden bu hakkın ihlali anlamına gelmez (Vlasov/Rusya, B. No: 78146/01, 12/6/2008, § 123).

24. AİHM, ceza infaz kurumunda tutulmanın kaçınılmaz sonucu olarak suçun önlenmesi ve disiplinin sağlanması gibi güvenliğin ve düzenin korunmasına yönelik kabul edilebilir gerekliliklerin olması durumunda mahkûmların sahip olduğu haklara sınırlama getirilebileceğini kabul etmiştir. Ancak bu durumda dahi hükümlü ve tutukluların haklarına yönelik sınırlamalar makul ve ölçülü olmalıdır (Silver ve diğerleri/Birleşik Krallık, B. No: 5947/72, 25/3/1983, §§ 99-105).

V. İNCELEME VE GEREKÇE

25. Mahkemenin 12/2/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları ve Bakanlık Görüşü

26. Başvurucu; görevli memuru tehdit etmediğini, infaz koruma memurunun şikâyetten vazgeçtiğini, İnfaz Hâkimliğince gerekli deliller toplanmadan karar verildiğini belirtmiştir. Başvurucu ayrıca, görüşme yasağı cezasının orantısız olduğunu, bu cezanın manevi sonuçları bakımından çok ağır olduğunu belirtmiştir. Bu nedenlerle başvurucu özel ve aile hayatına saygı hakkının, adil yargılanma hakkının ve masumiyet karinesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

27. Bakanlık görüşünde; söz konusu ziyaretten men kararının Kanun ve Tüzük hükümlerine uygun olduğu, Anayasa’da yer alan hak ve özgürlükleri ihlal eder nitelikte olmadığı veya adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda açık bir keyfîlik içermediği belirtilmiştir.

28. Başvurucu Bakanlık görüşüne verdiği cevap dilekçesinde, Bakanlık görüşündeki değerlendirmelere katılmadığını beyan etmiş ve önceki şikâyetlerini tekrar etmiştir.

B. Değerlendirme

29. Anayasa'nın 20. maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz...."

30. Aile hayatına saygı hakkı Anayasa’nın 20. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınmıştır. Söz konusu düzenleme, Sözleşme’nin 8. maddesi çerçevesinde korunan aile hayatına saygı hakkının Anayasa’daki karşılığını oluşturmaktadır. Başvurucunun kardeşiyle görüşmesinin kısıtlanmasından kaynaklanan tüm şikâyetlerinin ve yargısal sürece ilişkin usule dair iddialarının ilgili maddi hakkın esasıyla ilgili inceleme kapsamında değerlendirilmesi gerekmekte olupbaşvuru Anayasa’nın 20. maddesinde yer alan aile hayatına saygı hakkı kapsamında incelenmelidir.

1. Kabul Edilebilirlik Yönünden

31. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Esas Yönünden

a. Müdahalenin Varlığı

32. Başvurucunun tutuklu olan kardeşiyle bir yıl süreyle görüşmesinin kısıtlanması aile hayatına saygı hakkına müdahale oluşturmaktadır.

b. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı

33. Anayasa’nın 13. maddesi şöyledir:

 “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”

34. Yukarıda tespit edilen müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 20. maddesini ihlal edecektir. Bu sebeple sınırlamanın Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen, kanunilik, meşru amaç, demokratik toplum düzeninin gerekleri ve ölçülülük ilkelerine uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir (Bülent Polat [GK], B. No: 2013/7666, 10/12/2015, § 104; Tevfik Türkmen [GK], B. No: 2013/9704, 3/3/2016, § 68; Bülent Kaya [GK], B. No: 2013/2941, 11/5/2016, § 80).

 (1) Kanunilik

35. Başvurucunun ziyaretten yasaklanması işlemine dayanak teşkil eden mevzuat hükümleri (bkz. §§) dikkate alındığında müdahalenin kanunlar tarafından öngörülme ölçütüne uygun olduğu görülmektedir (İbrahim Aksoy, B. No: 2015/16346, 28/6/2018, § 40).

 (2) Meşru Amaç

36. Söz konusu müdahalenin kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi genel amacı çerçevesinde Ceza İnfaz Kurumunda güvenliğin ve disiplinin sağlanması şeklinde meşru amaç taşıdığı anlaşılmaktadır.

 (3) Demokratik Toplum Düzeninin Gereklerine Uygunluk ve Ölçülülük

 (a) Genel İlkeler

37. Anayasa Mahkemesi kararlarına göre demokratik toplum düzeninin gerekleri kavramı, öncelikle ilgili hak yönünden getirilen sınırlamaların zorunlu ya da istisnai tedbir niteliğinde olmasını, başvurulabilecek en son çare ya da alınabilecek en son önlem olarak kendisini göstermesini gerektirmektedir. Demokratik toplum düzeninin gereklerinden olma, bir sınırlamanın demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olmasını ifade etmektedir (AYM, E.2016/179,K.2017/176, 28/12/2017; Haluk Öktem [GK], B. No: 2014/13433, 13/10/2016, § 49; Erhun Öksüz [GK], B. No: 2014/12777, 13/10/2016, § 53; G.G. [GK], B. No: 2014/16701, 13/10/2016, § 56; Ata Türkeri, B. No: 2013/6057, 16/12/2015, § 44; Salim Onur Şakar, B. No: 2015/2711, 21/9/2017, § 35).

38. Anayasa’nın 13. maddesinde demokratik toplum düzeninin gerekleri ve ölçülülük kriterleri iki ayrı ölçüt olarak düzenlenmiş olmakla birlikte bu iki ölçüt arasında ayrılmaz bir ilişki vardır. Ölçülülük ilkesinin amacı temel hak ve özgürlüklerin gereğinden fazla sınırlandırılmasının önlenmesidir. Anayasa Mahkemesi kararları uyarınca ölçülülük ilkesi, sınırlama için kullanılan aracın sınırlama amacını gerçekleştirmeye uygun olmasını ifade eden elverişlilik, sınırlayıcı önlemin sınırlama amacına ulaşmak bakımından zorunlu olmasına işaret eden zorunluluk ve araçla amacın orantısız bir ölçü içinde bulunmaması ile sınırlamanın ölçüsüz bir yükümlülük getirmemesi anlamına gelen orantılılık unsurlarını içermektedir (Bülent Polat, § 106; Tevfik Türkmen, § 70; Bülent Kaya, § 82). Bu ilke, şüphesiz tüm temel hak ve özgürlüklere yapılacak müdahaleler bakımından geçerlidir.

39. Belirtilen ölçütlere riayetle bir sınırlandırma yapılıp yapılmadığının tespiti için müdahale teşkil eden önlemin temelini oluşturan meşru amaç karşısında bireye düşen fedakârlığın ağırlığının gözönünde bulundurulması, kamunun veya kimi zaman başka bir bireyin menfaati ile müdahalenin süjesi olan bireyin menfaati arasında adil bir dengenin kurulup kurulmadığının belirlenmesi gerekmektedir (Bülent Kaya, § 83; Tevfik Türkmen, § 71; Bülent Polat, § 107).

 (b) İlkelerin Olaya Uygulanması

40. Anayasa Mahkemesi, bir çok kararında disiplini bozacak faaliyetleri önlemeye yönelik hukuki düzenlemeler olmadan bir ceza infaz kurumunda düzen sağlanamayacağına dikkat çekmiş, söz konusu ceza infaz kurumunun idaresi ve güvenliği olduğunda müdahale ile hak arasında makul bir denge kurma konusunda kamu gücünü kullanan makamların geniş bir takdir yetkisine sahip olduğunu vurgulamıştır. Anayasa Mahkemesinin rolü başvuruya konu müdahalenin, olguların kabul edilebilir bir değerlendirmesine dayanarak yapıldığının ve keyfî olmadığının denetlenmesini kapsar (Özkan Kart, B. No: 2013/1821, 5/11/2014 §§ 50-51, 53; Hasan Koç, B. No: 2014/6506, 5/4/2017, § 13; Mehmet Koray Eryaşa, B. No: 2013/6693, 16/4/2015, § 51).

41. Somut olayda ziyaretten men kararında başvurucunun infaz koruma memurları ile aralarında geçen tartışma, ziyaret düzeninin bozulmasına yönelik sözleri ve davranışlarına detaylı olarak yer verilmiştir. Ayrıca Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü ve İnfaz Hâkimliği kararlarında, kamera kayıtlarının incelendiği, başvurucunun ziyaret bitiminde görevli memurun yanına gelerek söylemlerde bulunduğunun görüldüğü, tutulan tutanakla kamera görüntülerinin birbiriyle tutarlı olduğunun anlaşıldığı ifade edilmiştir. Bu nedenle derece mahkemeleri başvurucunun infaz koruma memurunu tehdit ettiği sonucuna ulaşmışlardır. Derece mahkemesi kararında başvurucunun ileri sürdüğü iddialar hakkında konuyla ilgili ve yeterli bir gerekçe bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre ceza infaz kurumunun disiplinini ve güvenliğini sağlamak üzere getirilen kurallara ve düzene aykırı davranışları nedeniyle başvurucuya uygulanan ziyaretten kısıtlama kararının makul ve yeterli bir temele sahip olduğu ortaya çıkmaktadır. Dolayısıyla müdahalenin demokratik toplum gereklerine aykırılık içermediği kanaatine ulaşılmıştır.

42. Başvurucu aleyhine getirilen kıstlamanın gözetilen amaç ile makul bir orantılılık ilişkisi içinde olup olmadığı da değerlendirilmelidir. İlgili mevzuatta ziyaret ve görüşlerde kurallara uymayan kişilerin bir aydan bir yıla kadar ziyaretten men edilmesi konusunda ceza infaz kurumunun en üst amirine takdir yetkisi tanınmıştır (§ 17). Olayda başvurucunun bir yıl süreyle ziyaretten kısıtlanmasına karar verilmiştir. Başvurucunun ceza infaz koruma memuruna yönelik sözleri ve davranışlarının niteliği ve ağırlığı dikkate alındığında bu sürenin başvuru konusu olayda makul olduğu ve müdahalenin bu nedenle ulaşılmak istenen amaç ile orantısız olmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca, uygulanan kısıtlamanın sadece başvurucu ile sınırlı olduğu, tutuklu kardeşinin bu süreçte diğer aile bireyleri ve bildirdiği kişiler ile görüşebildiği, ilişkilerini sürdürebildiği de göz önüne alındığında söz konusu müdahalenin ölçülü olmadığı söylenemez.

43. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının ihlal edilmediğine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 20. maddesinde güvence altına alınan aile hayatına saygı hakkının İHLAL EDİLMEDİĞİNE,

C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA,

D. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 12/2/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

I. KARAR KİMLİK BİLGİLERİ

Kararı Veren Birim Birinci Bölüm
Karar Türü (Başvuru Sonucu) Esas (İhlal Olmadığı)
Künye
(Ali Ekiztaş [1.B.], B. No: 2017/19654, 12/2/2020, § …)
   
Başvuru Adı ALİ EKİZTAŞ
Başvuru No 2017/19654
Başvuru Tarihi 31/3/2017
Karar Tarihi 12/2/2020

II. BAŞVURU KONUSU


Başvuru, tutukluyu ziyarete gelen aile bireyinin bir yıl süreyle ziyaretten men edilmesi nedeniyle aile hayatına saygı hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

III. İNCELEME SONUÇLARI


Hak Müdahale İddiası Sonuç Giderim
Özel hayatın ve aile hayatının korunması hakkı Ceza infaz kurumu uygulamaları İhlal Olmadığı

IV. İLGİLİ HUKUK



Mevzuat Türü Mevzuat Tarihi/Numarası - İsmi Madde Numarası
Kanun 5275 Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun 86
Tüzük 6/4/2006 Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük 129
Yönetmelik 17/6/2005 Hükümlü ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik 5
  • pdf
  • udf
  • word
  • whatsapp
  • yazdir
T.C. Anayasa Mahkemesi