TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
MEHMET TURGAY ÖZBEKLER BAŞVURUSU
|
(Başvuru Numarası: 2017/20779)
|
|
Karar Tarihi: 11/3/2020
|
R.G. Tarih ve Sayı: 28/4/2020-31112
|
|
İKİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
Başkan
|
:
|
Recep KÖMÜRCÜ
|
Üyeler
|
:
|
Muammer TOPAL
|
|
|
M. Emin KUZ
|
|
|
Rıdvan GÜLEÇ
|
|
|
Yıldız SEFERİNOĞLU
|
Raportör
|
:
|
Cafiye Ece YALIM
|
Başvurucu
|
:
|
Mehmet Turgay ÖZBEKLER
|
Vekili
|
:
|
Av. Merih KAVUKÇU
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bir vergi incelemesi sonucuna bağlı olarak aynı fiil
nedeniyle yeniden yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesinin; başvurucunun
usule ilişkin imkânlar bakımından dezavantajlı duruma düşürülmesi nedeniyle de
silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/4/2017 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş bildirmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
A. Vergi İncelemesi
Süreci
8. Başvurucu, eşine ait Tunçöz Teknik Malzemeler Nakliyat Turizm
İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin (Şirket) yetkilisidir.
9. Vergi idaresince, başvurucunun yetkilisi olduğu Şirketin 2008
ile 2012 arasındaki dönemlere ilişkin işlemleri vergi incelemesine tabi tutulmuştur.
Şirketin ilgili dönemlere ait defter ve belgelerinin incelenmesi sonucunda
vergi tekniği, vergi inceleme ve vergi suçu raporları düzenlenmiştir. 26/7/2013
tarihli vergi tekniği raporunda;
i. Şirketin 2007 yılının altıncı ayından beri gerçek bir ticari
faaliyetinin olmadığı, bu tarihten sonra Şirket tarafından düzenlenen
faturaların tümünün gerçek bir mal ve hizmet teslimi olmadan komisyon karşılığı
düzenlenen sahte belge olduğu belirtilmiştir.
ii. Şirketin sahte fatura düzenleme fiili ile elde ettiği
komisyon gelirinin vergilendirilmesi için 2008, 2009 yılları kazançlarının
ilgili takdir komisyonu marifetiyle takdir edilmesi için vergi dairesince
takdire sevk işlemi yapılması gerektiği ifade edilmiştir.
iii. 2008, 2009 ve 2012 yıllarında sahte belge düzenleme fiilini
işleyen başvurucu hakkında suç duyurusunda bulunulması önerilmiştir.
10. Bu rapora istinaden düzenlenen 1/12/2014 tarihli vergi
inceleme raporlarında başvurucunun yetkilisi olduğu Şirkete 2009 hesap dönemi
katma değer vergisi yönünden yapılan sınırlı inceleme neticesinde 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 353.
maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca usulsüzlük cezaları; ayrıca aynı
Kanun'un 341. ve 344. maddeleri uyarınca mükellef adına resen bir kat vergi
ziyaı cezası kesilmesi önerilmiştir. Vergi idaresince vergi inceleme raporu
doğrultusunda başvurucunun yetkilisi olduğu Şirket adına 2008 ve 2009 hesap
dönemlerine ilişkin olarak vergi ziyaı cezaları tarh edilmiştir.
B. Ceza Yargılamasına
İlişkin Süreç
11. Başvurucu hakkında ayrıca sahte fatura kullanma ve düzenleme nedeniyle 213 sayılı Kanun'un 359.
maddesinin (b) bendi uyarınca suç duyurusunda bulunulmasının uygun olacağı
yönünde vergi suçu raporu tanzim edilmiştir. Bu rapora dayanan Vergi Denetim
Kurulu 9/9/2013 tarihinde başvurucu hakkında Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına
(Başsavcılık) suç duyurusunda bulunmuştur.
12. Başsavcılık 3/12/2013 tarihinde başvurucunun sahte fatura
düzenleme eylemi nedeniyle zincirleme biçimde 213 sayılı Kanun'a muhalefet
suçundan cezalandırılması talebiyle iddianame düzenlemiştir.
13. İddianamenin kabulüne karar veren Kocaeli 3. Asliye Ceza
Mahkemesi (Mahkeme) konu hakkında bilirkişi incelemesi yaptırmıştır. Mahkeme
29/11/2016 tarihli kararı ile Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının vergi tekniği
raporu, vergi suçu raporu ve yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan
rapor doğrultusunda başvurucunun sahte fatura düzenleme suçunu işlediğine ve
213 sayılı Kanun'a muhalefet suçundan cezalandırılmasına karar vermiştir.
Mahkemece başvurucu hakkında 213 sayılı Kanun'un 359. maddesinin (b) bendi
gereğince 2008, 2009, 2012 yıllarındaki eylemleri nedeniyle alt sınırdan ceza
tayin edilmiştir. Mahkeme, aynı suçu işleme kararı ile Kanun'un aynı hükmünü
değişik zamanlarda birden fazla kez ihlal ettiği gerekçesiyle başvurucuya
verilen cezaları 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43.
maddesinin ilk fıkrası uyarınca artırmış ve sonuç olarak başvurucunun üç kere
ayrı ayrı 3 yıl 1 ay 15 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar
vermiştir.
14. Başvurucu, sahte olarak düzenlendiği iddia edilen faturalar
üzerinde yazı ve imza incelemesi yapılması talebinin reddedilerek eksik
inceleme ile, işlemediği bir suçtan cezalandırıldığını belirtmiş ve istinaf
kanun yoluna başvurmuştur. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 18. Ceza Dairesi
7/3/2017 tarihinde başvurucunun istinaf başvurusunun esastan reddine karar
vermiştir.Başvurucu, nihai kararı 27/3/2017 tarihinde öğrendiğini belirtmiştir.
15. Başvurucu 7/4/2017 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
16. Mahkemenin 11/3/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Aynı Fiil Nedeniyle
Yeniden Yargılanmama veya Cezalandırılmama İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin
İddia
1. Başvurucunun İddiaları
17. Başvurucu, yapılan vergi incelemesi sonrası aynı fiil
yönünden hem idari süreçte vergi cezası kesildiğini hem de adli süreç sonunda
hapis cezasına mahkûm edildiğini belirtmiş; aynı fiil dolayısıyla iki kez
yargılanmama veya cezalandırılmama (ne bis
in idem) ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
2. Değerlendirme
18. Anayasa’nın "Hak
arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası
şöyledir:
"Herkes, meşru vasıta ve yollardan
faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve
savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."
19. Aynı fiil nedeniyle yeniden yargılanmama veya
cezalandırılmama (ne bis in idem)
ilkesi gereğince kişi aynı fiil nedeniyle birden fazla yargılanamaz veya
cezalandırılamaz. Ancak bu ilke mutlak olmayıp korunan hukuki yararı,
unsurları, amacı ve neticesinin farklı olması nedeniyle ayrı hukuk disiplinleri
kapsamında aynı fiilin farklı şekillerde mütalaa edilmesi mümkündür. Bu ilke
sadece ceza davalarına ilişkin olduğu için aynı fiilden dolayı ceza
soruşturmasının yanında ayrıca hukuk davası veya disiplin soruşturması
açılmasına engel teşkil etmez. Dolayısıyla bir fiilin söz konusu hukuk
disiplinlerinin öngördüğü farklı yaptırımlarla cezalandırılması aynı fiilden
dolayı iki kez yargılama olmaz ilkesine aykırılık oluşturmaz (bazı
değişikliklerle birlikte bkz. AYM, E.2017/28, K.2017/107, 31/5/2017, § 15).
20. Aynı fiilden dolayı yeniden yargılanmama veya
cezalandırılmama ilkesinin uygulanabilmesi için hukuka aykırı fiillere bağlanan
iki ayrı cezanın birlikte uygulanıp uygulanmadığı ve dolayısıyla aynı kişinin
iki kere yaptırıma tabi tutulması sonucuna yol açılıp açılmadığı
değerlendirilmelidir. Ayrıca ne bis in idem
ilkesine uygunluk yönünden müdahalenin yol açtığı söz konusu mükerrerliğin aynı fiilden kaynaklanıp kaynaklanmadığı
hususunun da irdelenmesi gerekir (AYM, E.2017/95, K.2017/119, 12/7/2017, § 13).
21. Somut olayda başvurucunun yetkilisi olduğu Şirkete vergi
ziyaı ve özel usulsüzlük cezaları uygulanmıştır. Bunun yanında başvurucunun sahte fatura düzenlemek suretiyle 213
sayılı Kanun'a muhalefet suçundan cezalandırılması talebiyle ceza davası
açılmış ve yapılan yargılama sonucunda mahkûmiyetine hükmedilmiştir.
22. Somut olayda Şirket hakkında vergi incelemesi başlatılmış,
vergi incelemesi sonucu başvurucunun sahte fatura düzenlediği tespit
edilmiştir. Başvurucunun sahte fatura düzenlemesi eylemi nedeniyle ceza
soruşturması yapılmış, vergi incelemesi ise başvurucunun yetkilisi olduğu
Şirket aleyhine yapılmıştır. Sonuç olarak başvurucunun yetkilisi olduğu Şirket
aleyhine aynı vergilendirme dönemleri ile ilgili olarak vergi idaresince elde
edildiği takdir edilen gelir üzerinden vergi cezaları uygulanmış, başvurucu
hakkında da sahte fatura düzenleme eylemi dolayısıyla ceza yargılaması
yapılarak başvurucunun mahkûmiyetine karar verilmiştir.
23. Yukarıda açıklanan ilkeler somut olayla birlikte
değerlendirildiğinde idari süreç sonunda vergi cezasının başvurucunun yetkilisi
olduğu Şirket aleyhine, adli süreç sonunda mahkûmiyet kararının başvurucu
aleyhine verilmesi nedeniyle başvurucunun ihlal iddiasının aynı fiil nedeniyle
iki kez yargılanmama veya cezalandırılmama ilkesi kapsamına girmediği
anlaşılmaktadır.
24. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin konu bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Silahların Eşitliği
İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia
1. Başvurucunun İddiaları
25. Başvurucu, imza ve yazı incelenmesi talebinin Mahkemece
reddedilerek eksik inceleme ile mahkûmiyet kararı verildiğini; hak arama
hürriyeti, savunma hakkı ve ayrımcılık yasağının ihlal edildiğini iddia
etmiştir.
2. Değerlendirme
26. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/19). Başvurucunun iddialarının adil yargılanma hakkının
güvencelerinden olan silahların eşitliği
ilkesi kapsamında incelenmesi
gerektiği değerlendirilmiştir.
27. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47. maddesinin (3), 48.
maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları uyarınca başvurucunun başvuru konusu
olaylara ilişkin iddialarını açıklama, dayanılan Anayasa hükmünün ihlal
edildiğine dair hukuki iddialarını kanıtlama, bireysel başvuru kapsamındaki
haklardan hangisinin hangi nedenle ihlal edildiği ve buna ilişkin gerekçeleri
ve delilleri sunma yükümlülüğü bulunmaktadır (S.S.A.,
B. No: 2013/2355, 7/11/2013, § 38; Veli
Özdemir, B. No: 2013/276, 9/1/2014, §§ 19, 20).
28. Başvuruya konu ihlal iddiasıyla ilgili deliller sunarak
ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem veya kararların aslı ya da örneğini
başvuru dilekçesine ekleme sorumluluğunun başvurucuya ait olmasına rağmen
başvurucu, taleplerinin Mahkemece reddedildiğine ilişkin iddialarını
temellendirememiştir. Bir başka ifadeyle hangi tarihli dilekçeyle veya hangi
tarihli celsede imza incelemesi yapılması yönünde Mahkemeden talepte
bulunduğuna ilişkin deliller Anayasa Mahkemesine sunulmamış, Mahkemenin anılan
taleple ilgili olarak verdiği karar da başvuru formuna eklenmemiştir.
29. Açıklanan gerekçelerle başvurunun bu kısmının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Aynı fiil nedeniyle yeniden yargılanmama veya
cezalandırılmama ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın konu bakımından yetkisizlik nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
2. Silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğine ilişkin
iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
11/3/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.