TÜRKİYE CUMHURİYETİ
|
ANAYASA MAHKEMESİ
|
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
AKIŞIK İNŞAAT TURİZM OTELCİLİK TİC. LTD. ŞTİ.
|
(Başvuru Numarası: 2017/21012)
|
|
Karar Tarihi: 15/1/2020
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM
|
|
KARAR
|
|
Başkan
|
:
|
Hasan Tahsin GÖKCAN
|
Üyeler
|
:
|
Serdar ÖZGÜLDÜR
|
|
|
Hicabi DURSUN
|
|
|
Kadir ÖZKAYA
|
|
|
Yusuf Şevki HAKYEMEZ
|
Raportör
|
:
|
Tuğba TUNA IŞIK
|
Başvurucu
|
:
|
Akışık İnşaat Turizm Otelcilik Tic.
Ltd. Şti.
|
Vekili
|
:
|
Av. Necla COŞAR
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, dilekçe ret kararı üzerine yenilenen davanın
süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim
hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvurular 12/4/2017 ve 23/8/2017 tarihlerinde yapılmıştır.
3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan
ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm tarafından başvuruların kabul edilebilirlik ve esas
incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Konu ve kişi yönünden tespit edilen hukuki irtibat nedeniyle
2017/32652, 2017/32653, 2017/32647 ve 2017/32656 numaralı bireysel başvuruların
2017/21012 numaralı bireysel başvuru ile birleştirilerek incelenmesi gerektiği
değerlendirilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüş bildirmemiştir
III. OLAY VE OLGULAR
8. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
9. Başvurucu Şirket hakkında, vergi inceleme raporlarına
dayanılarak 2009 ile 2011 yılları arasındaki farklı dönemlere ilişkin katma
değer vergisi, kurumlar vergisi, kurum geçici vergisi ve özel usulsüzlük
cezalarından oluşan dokuz adet ihbarname düzenlenmiştir.
10. Başvurucu Şirket tarafından ihbarnamelerin iptali talebiyle
Ankara 4. Vergi Mahkemesinde (Mahkeme) dava açılmıştır. Mahkeme tarafından
24/4/2014 tarihli kararıyla her bir ihbarnameye ayrı olmak üzere dokuz ayrı
dava açılması gerektiği gerekçesiyle 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Kanunu'nun 3. ve 5. maddeleri gereğince kararın tebliğinden
itibaren otuz gün içinde belirtilen eksikliklerin tamamlanarak dokuz ayrı dava
açılmak üzere dava dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
11. Mahkemenin dilekçe ret kararı ilk olarak başvurucunun dava
dilekçesinde yer alan Korkutreis Mah. Cihan
Sok. No.16/11 Sıhhiye/Ankara adresine tebligata çıkarılmış ancak
tebligat, başvurucunun adreste tanınmadığı
gerekçesiyle 12/5/2014 tarihli şerh düşülerek iade edilmiştir. Tebligat ikinci
kez başvurucunun Mahkeme gerekçesinde bilinen adres olarak belirlenen Pazar Cad. Gürler Sok. No:101/4 Yenimahalle/Ankara adresine
çıkarılmış fakat adresin kapalı olması nedeniyle komşusu F.A.dan alınan bilgi
ile muhatabın adresten taşındığı ve
yeni adresinin bilinmediği hususu mahalle muhtarının imzalı beyanı ile tespit
edilmiştir. 27/6/2014 tarihinde bilenen adrese 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı
Tebligat Kanunu'nun 35. maddesine göre evrakın bir nüshasının adresin kapısına
asılmak suretiyle tebligat gerçekleştirilmiştir.
12. Başvurucu Şirketin 14/5/2015 tarihinde dava dilekçesinin
yenilenmesi suretiyle açtığı davalar Mahkemenin 29/5/2015 tarihli kararıyla
süresinde yenilenmediği gerekçesiyle reddedilmiştir. Mahkeme gerekçesinde, dava
dilekçesinin reddine ilişkin kararın başvurucunun dava dilekçesinde belirttiği
adrese tebliğe çıkarıldığı ancak adreste tanınmaması nedeniyle tebligatın iade
edildiği, bu defa tebligatın başvurucu Şirketin bilinen başka bir adresine
çıkarıldığı fakat adresin kapalı olduğu, komşusu F.A.dan sorulduğunda başvurucu
Şirketin taşındığının bildirildiği, yeni adresinin bilinmediği not düşülerek
mahalle muhtarının da imzalı beyanıyla tespit edildiği belirtilmiştir.
Tebligatın söz konusu aynı adrese 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesi gereğince
yapıldığı vurgulanmıştır. Gerekçede ayrıca, başvurucu Şirketin bilinen adresine
usulüne uygun olarak tebligat yapıldığı, kaldı ki başvurucu Şirket tarafından
22/11/2014 tarihinde Mahkeme kayıtlarına giren dilekçe ile dosyadan evrak alma
başvurusunun yapıldığı, böylece dilekçe ret kararından en son 22/11/2014
tarihinde haberdar olunduğu vurgulanmıştır.
13. Başvurucu Şirketin Mahkeme kararına karşı temyiz başvurusu
Danıştay Dördüncü Dairesi tarafından reddedilmiştir. Başvurucu Şirketin karar
düzeltme istemi de Danıştayın aynı Dairesi tarafından reddedilmiştir.
14. Nihai kararın başvurucu Şirkete tebliğ edilmesi üzerine
süresinde başvuru yapılmıştır.
IV. İLGİLİ HUKUK
15. 2577 sayılı Kanun'un "Dilekçeler
üzerine ilk inceleme" kenar başlıklı 14. maddesinin (3)
numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
"Dilekçeler, ...:
a) .....
e) Süre aşımı,
...
g) 3 ve 5. maddelere
uygun olup olmadıkları,
...
yönlerinden sırasıyla incelenir."
16. 2577 sayılı Kanun'un "İlk
inceleme üzerine verilecek kararlar" kenar başlıklı 15.
maddesinin birinci fıkrasının ilgili kısımları şöyledir:
"Danıştay veya idare ve vergi
mahkemelerince yukarıdaki maddenin 3 üncü fıkrasında yazılı hususlarda kanuna
aykırılık görülürse, 14 üncü maddenin;
a) ...
b) 3/c, 3/d ve 3/e
bentlerinde yazılı hallerde davanın reddine
c) ...
d) 3/g bendinde yazılı
halde otuzgün içinde 3 ve 5 inci maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek
veya noksanları tamamlanmak yahut (c) bendinde yazılı hallerde, ehliyetli olan
şahsın avukat olmayan vekili tarafından dava açılmış ise otuzgün içinde bizzat
veya bir avukat vasıtasıyla dava açılmak üzere dilekçelerin reddine,
..
Karar verilir.
17. 7201 sayılı Kanun'un "Adres
değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti" kenar başlıklı 35.
maddesinin ilgili kısımları şöyledir:
"Kendisine veya adresine kanunun
gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse,
yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu
takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
(Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Adresini
değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri
adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski
adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
(Değişik: 19/3/2003-4829/11 md.) Bundan sonra
eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
(Ek : 6/6/1985-3220/12 md.; Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9
md.) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî
kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.
..."
V. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 15/1/2020 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru
incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu Şirket 22/11/2014 tarihinde Mahkeme dosyasından
evrak almak üzere Mahkemeye müracaat eden kişinin Şirket muhasebecisi olduğunu,
muhasebeci tarafından Şirket müdürünce imzalanmış dilekçe ile dosyadan sadece
imza sirküsü suretinin alındığını, dilekçe ret kararına ilişkin kararın
görülmediğini ileri sürmüştür. Başvurucu Şirket ayrıca, açılan davalardan Bölge
İdare Mahkemesinin itiraz incelemesinden geçen kararlarında tebligatın usulüne
uygun olmadığı, evrak almak üzere yapılan başvurunun tebligatın yapılmış
sayılamayacağı gerekçesiyle bozulduğunu da vurgulamıştır. Başvurucu Şirket
belirtilen gerekçelerle adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini
ileri sürmektedir.
B. Değerlendirme
20. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun şikâyetlerinin bir bütün olarak
değerlendirilmesi sonucunda iddialarının mahkemeye erişim hakkı kapsamında
incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
21. Adil yargılanma hakkının en temel unsurlarından biri olan
mahkemeye erişim hakkı, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve
uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına
gelir. Dava açmak isteyen kişinin mahkemeye erişim hakkının özüne zarar verecek
seviyeye ulaşmadığı müddetçe dava açma koşullarına sınırlamalar getirilebilir (Aktif Elektrik Müh. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.,
B. No: 2012/855, 26/6/2014, § 36).
22. Dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça dava açma
ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesi, hukuki
belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve tek başına bu durum mahkemeye erişim
hakkına aykırılık oluşturmaz (Remzi Durmaz,
B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27). Bu nedenle mahkemelerin usul kurallarını
uygularken yargılamanın hakkaniyetine zarar getirecek ölçüde katı şekilcilikten
kaçınmaları gerektiği gibi kanunla öngörülmüş usul şartlarının ortadan
kalkmasına neden olacak ölçüde aşırı esneklikten de kaçınmaları gerekir (Kamil Koç, B. No: 2012/660, 7/11/2013, §
65).
23. Öte yandan bireysel başvuru yolunun ikincillik niteliği
gereği ilgili mevzuatı yorumlamak derece mahkemelerinin görevi olup Anayasa
Mahkemesinin bireysel başvuruda incelediği husus, derece mahkemelerinin
gerekçelerine esas yorumun ölçülü olup olmadığı ve buna göre Anayasa'da güvence
altına temel hak ve özgürlükleri ihlal edip etmediğidir. Bu kapsamda dava açma
sürelerinin hangi tarihte başlayacağını belirlemek Anayasa Mahkemesinin görevi
olmayıp Anayasa Mahkemesi, dava açma sürelerinin başlatıldığı tarihle ilgili
derece mahkemelerinin yorumlarının Anayasa'da güvence altına alınan adil
yargılanma hakkı kapsamındaki mahkemeye erişim hakkını ihlal edip etmediğini
incelemektedir (Şeyma Kayaoğlu,
B. No: 2014/5491, 5/7/2017§ 53).
24. Anayasa Mahkemesinin görevi 7201 sayılı Kanun'un 35.
maddesine göre yapılan tebligatın hukuka uygun olup olmadığını denetlemek
değildir. Dosya kapsamında yapılan incelemede ve Mahkeme kararında belirtildiği
üzere dava dilekçesinin reddine ilişkin karar başvurucu Şirketin dava
dilekçesinde belirtilen adresine tebliğe çıkarılmış fakat başvurucu Şirketin adreste tanınmadığı gerekçesiyle tebligat
yapılamamıştır. İkinci defa başvurucu Şirketin Mahkeme tarafından belirlenen bilinen adresine yapılan tebligatta isetaşınmış olduğunun belirlenmesi üzerine
tebligatın anılan adrese 7201 sayılı Kanun'un 35. maddesi kapsamında yapıldığı
tespit edilmiştir.
25. Başvuruya konu davada, davacı konumunda olan ve tüzel
kişiliği bulunan başvurucunun davanın açılması sırasında tebliğ niteliği haiz
adresini veya yargılama devam ederken meydana gelen adres değişikliğini
Mahkemeye bildirme özen ve yükümlülüğü bulunmaktadır. Somut olayda, dilekçe ret
kararına ilişkin ilk tebligatın başvurucu Şirket tarafından bildirilen adrese
yapılamadığı, ikinci defa yapılan tebligatta ise başvurucu Şirketin taşınmış
olduğu belirtilmiştir. Başvurucu Şirketin yargılama sürecinde meydana gelen
adres değişikliğine ilişkin bir beyanı tespit edilmemiştir. Kaldı ki, başvurucu
Şirketin bu yönde bir iddiası da bulunmamaktadır. Başvurucu Şirketin dosya
kapsamında belge istenilmesine ilişkin başvurusu karşısında dava dosyasının
ulaşılamaz olduğu söylenemez.
26. Mahkeme tarafından, başvurucu Şirketin belirlenen adresine
yapılan tebligatın usulüne uygun olarak yapılmış olduğunun kabul edilmesine
rağmen dava dosyası içeriğinden belge istenilmesine ilişkin başvuru tarihinin
Mahkeme kararından en geç haberdar olunan tarih olarak belirlendiği, başka bir
deyişle davanın yenilenmesi için sürenin başlangıcı olarak başvurucu Şirket
tarafından dava dosyası içeriğinden belge isteme tarihinin kabul edildiği
görülmüştür. Bu durumda Mahkemenin dava açma süresine ilişkin yorumunun
başvurucu Şirketin mahkemeye erişim hakkını ihlal eder nitelikte olmadığı
değerlendirilmiştir.
27. Açıklanan gerekçelerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
15/1/2020 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.